Numune Sağlık. Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri 2010-2011 Eğitim Yılı Açılış Törenleri ANEAH ta Gerçekleştirildi



Benzer belgeler
Numune Sağlık. Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri Eğitim Yılı Açılış Törenleri ANEAH ta Gerçekleştirildi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Açıklama Araştırmacı:----- Danışman: Konuşmacı:

TIBBİ MİKROBİYOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ BEKLENTİLER/ ÖNERİLER EĞİTİM HASTANESİ GÖZÜYLE

Uzmanlık Eğitiminde Birlikte Kullanım ve İşbirliğine Sağlık Bakanlığı Eğitim Araştırma Hastanesi Eğitim Görevlisi Bakışı

ODÜ TIP FAKÜLTESİNİN YENİ ÖĞRENCİLERİ BEYAZ ÖNLÜKLERİNİ GİYDİ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

HEKİMLERİN MECBURİ HİZMET YÜKÜMLÜLÜĞÜ

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

Yeni Performans Yönetmeliği neler içeriyor? Ne zaman yürürlüğe girecek?

Hekim, Tıp Fakültesinden mezun olarak, diploma sahibi olan kişidir.

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI BAŞHEKİMİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği 7nci İç Anadolu Bölgesi Travma ve Acil Cerrahi Toplantısı ANKARA

SGK 4. Olağan Genel Kurulu ÇSG Bakanı Süleyman Soylu nun Başkanlığında Gerçekleştirildi


YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ DAHİLİYE UZMANI KADROSU HİZMET ŞEMASI

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Sağlık Bakanı Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile görüşme 25 Şubat İstanbul Üniversitesi Balta Limanı Tesisleri

Afiliasyonda İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çalışanlarının Duygu ve Düşünceleri

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Türk Cerrahi Derneği GENEL CERRAHİ ALANI İLE İLİŞKİLİ DERNEKLER TANITIM FORMU

Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

ORTAK GÖRÜŞ 2010 ANKET VERİLERİ

TÜRK CERRAHİ YETERLİK KURULU

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Prof Dr. Hulusi GÜREL Ocak 2011 Kocaeli Üniversitesi

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

Dayanak: tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı ve Sağlık Kurumları İle Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döne

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

Prof. Dr. K. Gülbün Baydur'a Armağan

Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Eğitimi Beklentiler - Öneriler

SGK Başkanı, Naci Şahin Konferans Salonu Açılışını Yaptı

İç hastalıkları eğitiminde sorunlar ve son TUKMOS önerileri

KALÇA ARTROSKOPİSİ YENİLİKÇİ, TARTIŞMALI VE İNTERAKTİF CANLI CERRAHİ KURSU (25 OCAK 2019)

Sayı:

TÜBİTAK ULAKBİM TÜRK TIP DİZİNİ KOMİTESİ Yayın Etiği Araştırma Anketi Sonuçları 2009

YAPI KREDĐ VE KOÇ HOLDĐNG, MLMM BURSĐYER BULUŞMALARI NIN ĐKĐNCĐSĐNĐ KAYSERĐ DE GERÇEKLEŞTĐRDĐ

TEB Eczacılık Akademisi 2015 Yılı Bilim Hizmet ve Teşvik Ödülleri Sahiplerine Takdim Edildi

EK-8 ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ UYGULAMA USUL ve ESASLARI

EVDE ÇOCUK BAKIM PROJESİNİN TANITIMI İZMİR DE GERÇELEŞTİRİLDİ.

Sosyal Güvenlik Haftası Çeşitli Etkinlik ve Ziyaretlerle Kutlandı

Avrupa hastanelerinde

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın, Saray Engelsiz Yaşam, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini Ziyareti

OCAK-ŞUBAT-MART 2007 BÜLTENİ TEMA SEMİNERİ

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ YETERLİK KURULU BİRİM ADI

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ MİKROBİYOLOJİ VE ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI KADROSU HİZMET ŞEMASI

TÜRKİYE BÖLGESEL HEMOFİLİ SEMPOZYUMU 28 SUBAT 2016 PAZAR - RİZE

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR!

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

EK 8: AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ

16. Ulusal Halk Sağlığı Kongresinin Ardından

Şanlıurfa Eğitim Seminerine büyük ilgi!

DEVLET HASTANESİNDE EĞİTİCİ OLMAK. Prof. Dr. Necla TÜLEK Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

İLÇE DEVLET HASTANESİNDE TEK HEKİM OLMAK DR. CEM GÜNDÜZ

ASİSTAN SAYILARINDAKİ AZALMA VE FAKÜLTEMİZ ÜZERİNE ETKİLERİ

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

Burslar. kariyer. spor. öğrenci toplulukları part-time iş. yurt. yemek

7.3. Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında basılan bildiriler:*

H.İBRAHİM PETEKKAYA Gaziantep Dr. Ersin Arslan Devlet Hastanesi Antalya-Mart 2014

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum.

VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı. 6Mayıs 2014

Meme Kanseri Taraması Hakkında Kısa Film*. *Central and East London Breast Screening Service tarafından hazırlanmıştır.

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Personel alımları devam edecek

SAĞLIK MEMURU. Hemşirelerle eş görev, yetki ve sorumluluğa sahiptir. A-GÖREVLER

Cuma İzmir Gündemi

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ENDONEZYA MALEZYA TİCARET HEYETİ (27 Mayıs 1 Haziran 2012)

ISSA İyi Uygulamalar Ödül Töreni

EĞİTİM KURUMLARI ZİYARET PROGRAMI


Gün boyu devam eden Batı Karadeniz Acil Tıp Günleri: Karabük Sempozyumu katılımcıların katılım sertifikalarını alması ile sona erdi.

Vakfıkebir MYO 9. Dönem Mezunlarını Verdi

Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Sistemi (TUKMOS): İç Hastalıkları Tıpta Uzmanlık Eğitimi Standartları

Yeni Dönemde Sağlık Yönetim Vizyonu

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı Ziyaret Raporu

EĞİTİM KURUMLARI İÇİN DENKLİK BAŞVURUSU

HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ

2006 yılında ilk kez İstanbul da gerçekleştirdiğimiz Kariyer Panayırı nı, 2010 yılında Anadolu ya taşıdık.

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

EÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIM TOPLULUĞU 2011 FAALİYET RAPORU

ADANA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ


Transkript:

Numune Sağlık Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi yayınıdır ISSN 1309-9213 KASIM 2010 Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri 2010-2011 Eğitim Yılı Açılış Törenleri ANEAH ta Gerçekleştirildi Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ Asistanlık Bir Kölelik Müessesesi Değildir Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırmaları Hastanelerde Klinik Kodlama Bilgisayar Güvenliği

SYNLAB & ANKALAB LABORATUVARLARI lab services www.synlab.com www.ankalab.com

KÜNYE www.numunesaglik.com Numune Sağlık Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi yayınıdır MAYIS 2010 Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adına Yayın Kurulu Başkanı Doç. Dr. Nurullah ZENGİN (Başhekim) Genel Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Serdar GÜLER Haber Koordinatörü Uzm. Ecz. Aslıhan BEYAN Yayın Kurulu Doç. Dr. Hürrem BODUR Doç. Dr. Celil GÖÇER Doç. Dr. Erol GÖKA Doç. Dr. Özlem Evren KEMER Dr. Abdulkadir ÖZBEK Dr. Adem ÖZKARA Dr. Ali EDİZER Dr. Ecz. A. Alper ŞAHİN İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aysun Yayıncılık Matbaacılık Reklam İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Aysun PALALI Genel Yayın Koordinatörü Cumali KÖKTAŞ Hukuk Danışmanı Av. Çiğdem ALTINIŞIK Bilimsel Danışma Kurulu 1.ABAYLI Ekrem 2.AK Fikri 3.ALLI Nuran 4.ALTIPARMAK Emin 5.ATAN Ali 6.AVŞAR Fatih 7.AYDOĞDU Sinan 8.BALABAN Neriman 9.BELEN Ahmet Deniz 10.BİÇİMOĞLU Ali 11.BODUR (ÇOLAKOĞLU) Hatice 12.CENGİZ Ömer 13.ÇAKIR Bekir 14.COŞKUN Faruk 15.ÇETİNKAYA Mesut 16.DEDE Doğan 17.DERE Hacı Hüseyin 18.DİKMEN Bayazit 19.DİLBAZ Nesrin 20.DOKUZOĞUZ (KUT) Başak 21.ERDOĞAN Bülent 22.ERYILMAZ Adil 23.ESKİOĞLU Erdal 24.GÖĞÜŞ Nermin 25.GÖKA Erol 26.GÜÇTEKİN Ali 27.GÜL Ülker 28.GÜLER Serdar 29.GÜNEL Uğur 30.GÜVENER Engin 31.HASIRİPİ Hikmet Numune Sağlık Dergisi Yıl:01 Sayı:04 ISSN 1309-9213 Ekim-Kasım 2010 32.HENGİRMEN Süleyman 33.KAMA Nuri Aydın 34.KARAASLAN Yaşar 35.KARADEMİR Mehmet Alp 36.KOCA Yüksel 37.KOÇ Mahmut 38.KOPARAL Salih Suha 39.KULAÇOĞLU Sezer 40.KURAL Gülcan 41.MEMİŞ Ali 42.ODABAŞ Ali Rıza 43.ÖZBAKIR Şenay 44.ÖZDEM Cafer 45.ÖZET Gülsüm Gülistan 46.ÖZKARA Adem 47.ÖZMEN Mehmet Mahir 48.PEKSOY İrfan 49.SAKINCI Ünal 50.SARAÇOĞLU Ömer Ferit 51.SEÇKİN (ERARSLAN) Selda 52.TABAK Abdullah Yalçın 53.TÜMÖZ Mehmet Ali 54.TÜMÖZ Mübeccel 55.UÇANER Ahmet 56.UĞURLU Mehmet 57.ULUSOY Feridun Vasfi 58.ÜNAL Adnan 59.YILDIRIMKAYA Mustafa Metin 60.YÜKSEL Enis (İsimler soyadlara göre alfabetik olarak sıralanmıştır.) Yönetim Merkezi Mahatma Gandi Caddesi No: 105/3 GOP - Çankaya - ANKARA Tel: 0312 436 44 00 Fax: 0312 447 54 59 iletisim@numunesaglik.com www.numunesaglik.com Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tel: 0312 508 40 00 www.anh.gov.tr Tasarım AVEC reklam organizasyon www.avecreklam.com Numune Sağlık Dergisi Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Ücretsizdir. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Yayınlanan makale ve haberler kaynak belirtilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Baskı: MRK Baskı ve Tanıtım Hizmetleri Uzayçağı Cd. 355 Sk. No:2 Ostim /ANKARA Tel: 03123545457 05.11.2010 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010 02

DOÇ. DR. NURULLAH ZENGİN BAŞYAZI Sağlık Bakanlığı Hastanelerinde Uzmanlık Eğitimi Sağlık Bakanlığı na bağlı hastaneler genel olarak Hizmet Hastanesi ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak ikiye ayrılırlar. Sağlık Bakanlığı na bağlı yaklaşık 1.000 hastane içinde 67 tanesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi statüsünde olup, 61 inde aktif olarak uzmanlık eğitimi verilmektedir. Hizmet Hastanesi statüsündeki diğer hastanelerde ise uzmanlık eğitimi verilmemekte, sağlık hizmeti sunma amaçlı yapılanma bulunmaktadır. Türkiye de Tıpta Uzmanlık Eğitimi bütün olarak ele alındığında Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin önemli bir role sahip oldukları görülmektedir. Tüm Tıpta Uzmanlık Eğitiminin yaklaşık %40 ı Bakanlık hastanelerinde verilmektedir. Temel Tıp Bilimlerinde uzmanlık eğitiminin üniversitelerle sınırlı olduğunun dikkate alındığında, Klinik Tıp Bilimlerinde uzmanlık eğitiminin yaklaşık yarısının Sağlık Bakanlığı hastanelerinde verildiği anlaşılmaktadır. Sağlık Bakanlığı hastanelerinin uzmanlık eğitimi açısından bir kısmı avantaj, bir kısmı da dezavantaj olan şartlar taşıdığını kabul etmek gerekir. Özellikle cerrahi branşlarda olduğu gibi girişimsel işlemlerde daha çok hastaya ulaşılabilmesi, ek ödemelerde daha geniş imkanlar uzmanlık giriş sınavlarında tercihlere de yansıyan avantajlardır. Bunun yanında yine hasta yoğunluğu ile ilişkili olarak teorik eğitimin geri planda kalması ve çalışma şartlarının zorluğu bazı branşlarda dezavantaj olarak ortaya çıkabilmektedir. Ancak uzmanlık eğitiminde temel sorunlarımızdan birinin farkındalık olduğu ifade etmek istiyorum. Uzmanlık eğitiminin temel unsuru olan asistanların hizmet üreten ucuz işgücü olmadıkları, sınırlı süre için eğitim almak üzere bulunduklarını kabul etmek ve bunu pratiğe yansıtabilmek hem üniversitelerde hem de eğitim ve araştırma hastanelerinde daha nitelikli uzmanlık eğitimini mümkün kılacaktır. Ülkemiz uzmanlık eğitimi konusunda yıllar süren ve büyük ölçüde mevzuat boşluklarından kaynaklanan sıkıntılar yaşadı. Ancak son 2 yıldır Tıpta Uzmanlık Kurulunun çalışmaları başta olmak üzere bir dizi aktivite ile yeni ve hareketli bir döneme girmiş bulunmaktayız. Uzun yıllar el sürülmeden bekletilen konular teker teker ele alınmakta ve kararlar verilmektedir. Uzmanlık alanları ve sürelerinin yeniden belirlenmesi, müfredat konusunda yapılan çalışmalar bunların sadece birkaçıdır. Bütün bu özverili çalışmaların yakın gelecekte ülkemizde daha nitelikli uzmanlık eğitiminin verilmesini mümkün kılacağını ümit ediyoruz. Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde de yeni eğitim yılı bu sene daha farklı bir anlayışla açıldı. Detayların bu sayımızda bulabileceğiniz şekilde hastanemizin de içinde bulunduğu bir organizasyonla toplu bir eğitim yılı açılışı ilk defa gerçekleştirildi. Program bünyesinde gerçekleştirilen panelde Tıpta Uzmanlık Kurulu üyeleri çalışmalarıyla ilgili bilgi verdiler. Yeni eğitim yılının başarılı geçmesi dileklerimle saygılarımı sunuyorum. 03 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010

İÇİNDEKİLER KÜNYE... 02 BAŞYAZI... 03 EDİTÖRDEN... 07 YAZI İŞLERİ NDEN... 09 BAKAN AKDAĞ: ASİSTANLIK BİR KÖLELİK MÜESSESESİ DEĞİLDİR... 10 10 22 22 SAĞLIK MEVZUATI IŞIĞINDA TÜRKİYE DE TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİNİN GELECEĞİ İSİMLİ PANEL ANEAH DR. MÜNİF İSLAMOĞLU KONFERANS SALONUNDA GERÇEKLEŞTİRİLDİ... 22 SAĞLIK BAKANLIĞI EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANELERİ 2010-2011 EĞİTİM YILI AÇILIŞ TÖRENLERİ, GERÇEKLEŞTİRİLEN KOKTEYL VE KONSERLERLE SONA ERDİ.. 38 SAĞLIK BAKANLIĞI MÜSTEŞAR YARDIMCISI PROF. DR. ADNAN ÇİNALİLE RÖPORTAJ... 42 38 SAĞLIK BAKANLIĞI MÜSTEŞAR YARDIMCISI DOÇ. DR. TURAN BUZGAN İLE 42 46 RÖPORTAJ... 46 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010 04

TBSA PROJESİ: LABORATUVAR ANALİZLERİ... 50 TÜRKİYE BESLENME VE SAĞLIK ARAŞTIRMASI... 54 TÜRKİYE DE BESLENME VE SAĞLIK DURUMU... 60 GICIRTIYLA KURMAYA ÇALIŞTIĞIMIZ ESTETİK... 66 NÖROPSİKOLOJİ BİLİMİ: TANIMI, FAALİYET ALANLARI VE ÜLKEMİZDEKİ DURUMU... 68 50 60 BİLGİSAYAR GÜVENLİĞİ VE ALINABİLECEK 72 ÖNLEMLER... 72 72 BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞEN HASTADA YOĞUN BAKIM YAKLAŞIMLARI... 74 74 BEN DE UÇARIM DİYEN EL KALDIRSIN... 76 FARABİ (870-950) 76... 80 05 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010

DOÇ. DR. SERDAR GÜLER EDİTÖRDEN TBSA Hayatımızda kısaltmalar uzun yerler tutmaya başladı. Okuduğumuz kitaplarda, vitrinlerde, tabelalarda, biglisayarda, kısacası her yerde karşımıza kısaltmalar çıkıyor. Artık gençler nasılsın yerine nslsn veya nbr yazıyor. Gençler gibi biz de bir kısaltma kullandık: TBSA: Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması. Bu sayımızda Bakanlığımızın Hastanemiz ve Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetetik bölümü ile birlikte yaptığı bir çalışmadan bahsedeceğiz. Bu araştırma planlama safhası uzun süren, pek çok çetrefilli yoldan geçtikten sonra nihayetinde bu yaz saha çalışması bitirilebilen büyük bir epidemiyolojik çalışmadır. Özellikle saha çalışmasında büyük desteklerini gördüşümüz sayın Bakanımıza ve Müsteşar yardımcımız Doç. Dr. Turan Buzgan a kararlı ve sürekli destekleri nedeniyle çok teşekkür ediyoruz. Çalışmanın biyokimyasal analizlerinin bir kısmı ve veri girişleri halen devam etmekte olup sonuç raporun 2011 yılının 2. çeyreğinde yayınlanması planlanmaktadır. Araştırma toplumumuzun beslenme alışkanlıkları ve bunun sağlıklarına yansımaları yanısıra, tiroid hastalıkları, büyüme, çeşitli eksiklikler gibi pek çok veriyi sağlıklı bir şeklide sunacaktır. Bu sonuçlar sağlıkta politika geliştirilmesinde ciddi yol gösterici role sahip olacaktır ve halkımıza büyük fayda sağlayacaktır. Umudumuz bu çalışmanın düzenli aralıklarla tekrarlanmasıdır. Konunun detaylarını Müsteşar Yardımcımız sayın Doç. Dr. Turan Buzgan ile yaptığımız röportajda ve diğer yazılarda bulabileceksiniz. Prof. Dr. Tanju Besler yazısında Türkiyenin beslenme durumunu irdeliyor. Dr. Gönül Erden ise bu çalışmanın biyokimyasal analizlerinin büyük kısmında işin tamamen başındaki kişi olarak bizi bilgilendiriyor. Bu sayımızda hastanemizde yapılan Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri 2010-2011 Eğitim Yılı Açılış Töreni nden alıntılar bulacağız. Sayın Bakanımızın asistanlık kurumu hakkında görüşleri sağlık eğitiminin geleceği hakkında ileri bilgiler içeriyor. Aynı törenin devamında yapılan Sağlık Mevzuatı Işığında Türkiyede Tıpta Uzmanlık Eğitiminin Geleceği konulu panel ise bu bilgilerin detaylarını irdeleyen bir toplantı oldu. Sayın Müsteşar Yardımcımız Prof. Dr. Adnan Cinal ile en güncel konulardan birisi olan Tanı İlişkili Gruplar konusunu detaylandırmaya çalıştık. Hepimizin mecburi arkadaşı haline gelen bilgisayarların güvenliğini sorgulayan yazı da çok dikkate değer bir çalışma. Besteci Dr. Murat Yakın sanatını bizlerin gözüyle bakarak anlatabildiğini kanıtlayan yazısı ile besteciliğinin yanısıra yazarlığı da düşünmesi gerektiğini gösteriyor. Hemşirelerimiz ise bu sayımızda beyin ölümü gelişen hastalarda yoğun bakım yaklaşımlarını özetliyorlar. Kışa yaklaştığımız bugünlerde içimizi sıcak tutmaya çalışıyor ve bu sayının keyfini çıkartarak nice sayılarda buluşma dileğimizi sunuyoruz. Saygılarımla... 07 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010

AYSUN PALALI YAZI İŞLERİ NDEN Beslenme Alışkanlıklarımız ve Obezite Her toplumun kendi ananeleri, örfü, bir kültürü vardır. Toplumların bu kültür yapıları içerisinde mutfakları da önemli bir yer tutmaktadır. Teklonojik gelişmelere paralel olarak değişen sosyal yaşamlar, toplumların kendi kültürleri dışındaki uygulamalarıda içerisine almaya başlamakta veya yeni uygulamaların ortaya çıkmasına zemin hazırlayarak hayatımıza dahil etmektedir. Son yıllarda fast food yeme alışkanlığı başta olmak üzere, bir çok zararlı yemek kültürü sosyal yaşamımıza dahil olmuş, toplumumuzun gelecekteki refahını olumsuz etkileyebilecek kadar kendine yer edinebilmiştir. Ve ne acıdır ki, onlarca yıllık bir zamanı kapsayan bu süreç bizlere modernitenin bir sonucu gibi yansıtılmıştır. Bu süreci durdurmayı, hatta etkilerini kalıcı olarak ortadan kaldırmayı hedefleyen araştırmalar yapılmamış, çözümü nedir sorucu yeterince güçlü sorulamamıştır. Dünyada etkin olan tüketim ekonomisi anlayışı sonucu toplumumuzun beslenme alışkanlıkları gözardı edilerek hazırlanan hazır gıdalar, içerisinde barındırdığı katkılı maddelerle doğallığını kaybeden yiyecekler, hemen ye, çık anlayışıyla servis yapan işletmeler v.b. nedenler sonucunda artık toplumumuzu tehdit eden güncel bir hastalıkla karşı karşıyayız: OBEZİTE. Genel anlamıyla tarif edecek olursak obezite; bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu, boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır. Obeziteyi tetikleyen bir çok unsur vardır: Kalıtım, Yaş, Beslenme alışkanlıkları, Sosyo-kültürel etkenler, Hormonal etkenler, Hareketsizlik, Alkol kullanımı v.b. gibi... Bu ektenler içerisinde en dikkate değer olanı beslenme alışkanlıklarımızın geçirdiği değişim lerdir. Türk mutfağının yerine konan fast food yeme kültürü, toplumumuzdaki obezitenin ortaya çıkmasındaki en önemli etkenlerden biridir. Toplumsal olarak geçirdiğimiz sosyal değişimleri olması gerektiği kadar ciddi bir analiz sürecinden geçirmediğimiz için, yani sorunu oluşmadan öngörüp tedbir alamadığımız için bugün bu sorunla karşı karşıyayız. Sağlık Bakanlığı, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi (ANEAH) ve Hacettepe Üniversitesi nin birlikte gerçekleştirdikleri TBSA (Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması) projesi, onyıllardır birikmiş bu sorunu bilimsel anlamda tahlil etmede ve çözüm üretmede büyük bir katkı sağlayacaktır. TBSA, sadece bugüne hitap etmeyecek toplumsal bazda yarınlarımızın inşaasında kullanılabilecek verileri ortaya koyacaktır. TBSA, toplumumuzun yarınlarda daha sağlıklı ve dolayısıyla daha üretken, daha mutlu olmasına zemin hazırlayacaktır. TBSA, ülkemizin yurtdışına ihraç edebileceği bir araştırma olmaya aday bir projedir. Bu projenin fikir aşamasından, uygulama ve değerlendirme aşamalarına kadar geçen evrelerinde görev alanlara, emek verenlere, destek olanlara selam olsun... 09 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010

Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri 2010-2011 Eğitim Yılı Açılışı Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ın katılımlarıyla hastanemizde gerçekleştirildi Akdağ: Asistanlık bir kölelik müessesi değildir Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri 2010-2011 eğitim yılı açılışı törenleri Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ ın katılımlarıyla Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde yapılan gündüz ve akşam etkinlikleriyle gerçekleştirildi. Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri 2010-2011 eğitim yılı açılışı törenleri; saat 14:00 de ANEAH Dr. Münif İslamoğlu Konferans Salonu nda yapılan açılış konuşmaları ile başladı. Atatürk, şehitlerimiz ve hayatını kaybetmiş sağlık çalışanları için yapılan saygı duruşu ve hemen sonrasında hep birlikte okunan İstiklal Marşı ile başlayan törenlere konuşmalar ile devam edildi. ANEAH Başhekimi Doç. Dr. Nurullah Zengin: Bizler bakanlık hastaneleri olarak, mali konularda göstermiş olduğumuz dinamizmi eğitim konusunda da gösterebildiğimiz takdirde, bu Türkiye de sağlık eğitiminin yeni bir standartla uygulanması manasına gelecektir. Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010 10

Açılış konuşmasını, etkinliklere ev sahipliği yapan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Nurullah Zengin yaptı. Başhekim Zengin, Sağlık Bakanlığımızın eğitim ve araştırma hastanelerinin 2010-2011 eğitim yılı açılışında görev almaktan ve katılımcılara hitap edebilmekten büyük mutluluk ve gurur duyduğumu ifade ederek başladığı konuşmasında, halen Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde eğitim gören asistan ve yan dal asistan sayısının 539 olduğunu belirtti. Konuşmasında geçmiş dönemlerde sağlık eğitimi ve uzmanlık eğitimi konusunda mevzuattan kaynaklanan bazı sıkıntılar yaşandığını belirten Doç. Dr. Nurullah Zengin şöyle dedi: Mesela yan dal asistanlığı konusunda yaklaşık 4 yıl yan dal asistanı alamadığımız dönemlerifaal yaşadık. Fakat inanıyoruz ki bu dönemler artık geride kaldı ve hem yapılanmada meydana gelen değişikliklerde hem de başta Tıpta Uzmanlık Kurulu olmak üzere faaliyetlerde artık uzmanlık eğitiminde ve sağlık eğitiminde yeni bir dönem içerisindeyiz. Vaktimiz kısıtlı, ama bu yeni dönemle ilgili ben bir noktanın altını çizerek konuşmama son vermek istiyorum. O da şu, önümüzdeki dönemde gerek müfredatta olsun gerekse eğitim kurumlarının standartlarının belirlenmesinde olsun, yazılı standartların geçerli olacağı ve uygulanacağı yeni bir döneme gireceğiz. Ve bu uygulamada bu standartlar, hem eğitim araştırma hastaneleri için hem de üniversite hastaneleri için geçerli olacak, hepimizi bağlayan nitelikte olacak. Şimdi böyle bir yazılı kuralların olduğu ve bir yerde hep beraber teraziye çıkacağımız noktada eğitim ve araştırma hastaneleri olarak bizlerin bu yeni döneme hızla adapte olması büyük önem taşımaktadır. Bu sadece eğitim vermiş olduğumuz asistanların daha nitelikli yetişmesi yanında bu yazılı kuralların uygulanabilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Bizler bakanlık hastaneleri olarak mali konularda göstermiş olduğumuz dinamizmi eğitim konusunda da gösterebildiğimiz takdirde, bu Türkiye de sağlık eğitiminin yeni bir standartla uygulanması manasına gelecektir. Bizler idareciler olarak, eğitimcilerimiz olarak, asistanlar olarak bu noktada üzerimize düşen göreve talip olduğumuzu huzurlarınızda ifade etmek istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle katıldığınız için hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi nin birlikte organize ettiği törenler 01 Ekim 2010 tarihinde gerçekleştirildi. 11 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010

birlikte geçen sene sayın Başhekimimizin çabalarıyla hastanemizin eğitim salonları bugünkü daha modern haline kavuşmuştur. Eğitim mekanları konusunda eksikliğini hissettiğimiz diğer bir konu ise güncel yayınları da bulabileceğimiz bir kütüphanedir. Birçok eğitim toplantılarına bizzat katılan eğitimle ilgili konularda yoğun çalışma programına rağmen bizi dinlemeye her zaman olanak yaratan sayın Başhekimimizin gerekeni yapacağını düşünüyoruz. Asistan Dr. Özgür Merhametsiz: Eğitimlerimiz sırasında görüşlerimiz daha çok alınmalıdır. Başhekim Doç. Dr. Nurullah Zengin in konuşmasından sonra asistanlar adına konuşan İç Hastalıkları asistanı Dr. Özgür Merhametsiz, yeni eğitim yılımızın açılışında asistan olarak kendilerinden birinin de bu konuşmaya davet edilmiş olmasının asistanları son derece memnun ettiğini belirttiği konuşmasında şöyle dedi: Elbette bizler gibi asistanlık görevinden geçmiş, yıllarca uzmanlık yapmış siz hocalarımızın eğitim konusunda ki görüşleri bu düşünceleri hayata nasıl aktardığı çok önemlidir. Fakat asistanlık eğitimi lisede ve fakültede olduğu gibi işleyen bir süreç değildir. Sıralarda laboratuarda hocalarımızın anlattıklarını dinleyen ve bunları uygulayan pasif öğrenim sürecini asistan eğitiminde de uygulamamız gerçekçi değildir. Hastanın sorumluluğunu doğrudan üzerimize aldığımız, doğrudan cerrahi nedenlerle uygulamalara katıldığımız bir ortamda eğitim sürecinin interaktif bir etkileşimle sürmesi gerektiğini düşünüyor, bizlere verilen eğitim konusunda daha çok görüşlerimizin alınması gerektiğine inanıyoruz. İyi bir uzmanlık eğitimi ancak öğrenmeye hazır asistanlar, nitelikli eğiticiler, yeterli nicelik ve niteliğe sahip eğitim mekanları ve otorite olmuş bir eğitim uygulamasıyla gerçekleşebilir. Eğitimin bu elemanlarından herhangi birinde ki eksiklik eğitimi doğrudan sekteye uğratacaktır. Bir asrı geçen süredir ayakta duran hastanemizin eğitim mekanları açısından olanaklarının da kısıtlı olduğu bir gerçektir. Bununla Toplum sağlığının korunması, halkımızın sağlık hizmetlerine gecikme olmaksızın erişebilmesi, hastane önündeki kuyrukların kaybolması, günler ve aylar sonra muayene ve tetkik randevusu almasının sona ermesi önemli ve değerli olgulardır. Bu konuda Sağlık Bakanlığı eğitim hastaneleri merkezi konumdadır ve çok önemli bir işlev görmektedir. Diğer taraftan eğitim konusunda üniversite hastaneleriyle kıyaslandığında Sağlık Bakanlığı hastanelerinin bir adım geride olduğu görüşünün genel bir kanı haline geldiğini hepimiz duyuyoruz. Bunun en temel nedeninin sağlık bakanlığı eğitim hastanelerinin hizmet amacının eğitim amacından daha öncelikli olduğu görüşünün benimsenmesi ve uygulanması olduğunu düşünüyoruz. Uzmanlık eğitimin temel amacı nitelikli uzman hekim yetiştirmek ise eğitime hak ettiği önemin gösterilmesi gerekliliği muhakkaktır. Bu nedenle eğitim konusunda hizmet eğitim dengesini sağlamak gerekir. Yine üniversitelerle aramızdaki farklardan birisi de öğretim üyesi sayılarında ki dengesizlik olduğunu belirtmek isterim. Bunun da temel nedenlerinden biri Sağlık Bakanlığı eğitim hastanelerinde bir branşta uzman sayısı klinik sayısına bölündüğünde bağı klinikler için bir elin parmağına ulaşmayan sayıda uzmanın bulunması ve bu uzmanların servis, poliklinik, Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010 12

ameliyathane, sağlık kurulu, acil servis, konsültasyon gibi çok sayıda görevi yönetmek durumunda kalmasıdır. Dahiliyenin herhangi bir yan dalında ihtisas yapmak için hastanemizde göreve başlayan uzman hekimlerimiz kendi branşlarına dair daha özgün çalışmaları yürütmek yerine dahiliye uzmanı sayısındaki yetersizlik nedeniyle bazı aylarda semt polikliniklerinde genel dahiliye uzman olarak çalışmak durumunda kalmaktadırlar. Nicelik açıdan yetersizliğin olduğu ortamda bilimsel araştırma, proje gibi konuların sekteye uğrası kaçınılmazdır. Ancak bu konuda olumlu veriler de vardır. Nitekim TUBİTAK ULAKBİM tarafından yapılan bilimsel yayın performans değerlendirmesinde 1981-2006 yılları arasında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma hastanesi 1147 yayınla % 17.57 katkı oranıyla bilimsel yayın yapan kurumlar arasında ilk sırada yer almıştır. Biz Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin bu konudaki potansiyelinin çok daha fazla olduğuna ama bu potansiyelin kullanılmasını sağlayacak nitelikli dönüşümün gerektiğine inanıyoruz. Ulusal değil uluslararası akademik camiada da yer bulabiliriz. Eğitim sürecinin dolaylı olarak etkilendiği başka nokta ise asistan hekimler arasında ki eşitsizliktir. Asistanlar arasındaki gelir dağılımında ki eşitsizlik, daha düne kadar aynı odada olduğumuz arkadaşlarımızla ekonomik ve sosyal yaşam açısından farklılıklar yaratmaktadır. Bu nedenle eğitim hastanelerinde hangi uzmanlık dalında eğitim alırsa alsın asistanların mevcut performans sisteminin dışında değerlendirilerek sabit bir gelire ulaşmasını sağlayacak bir düzenlemenin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü hepimiz öncelikle eğitim için buradayız. Esas olan rutin işlerin yürütülmesidir, rutin işler yapılırken asistanda işin içinde yetişir anlayışı gerçekçi değildir. Programlanmamış eğitim tesadüfidir. Halkımızın sağlığı tesadüfleri bırakılamaz. Halkımızın daha bilgili, kendisini yetiştirmiş, özgüveni olan, cesur, karar verme yeteneği gelişmiş uzman hekimlere layık olduğunu düşünüyor, bu durumu sağlamak için hepimize görev düştüğünü biliyoruz. Üzerimizde emeği olan sayın hocalarımıza teşekkürü borç bilerek, yeni eğitim yılımızın hepinize hayırlı olmasını dilerim. Başasistan Doç. Dr. Güneş Gür: Bilimsel faaliyetlerimize, üretimimize teşvik imkan sağlanması, katkı sağlanması çalışmalarımızın gayretlerimizin ödüllendirilmesi eğitim hastanelerinin başarı grafiklerini daha da yükseltecektir. Önemli noktalardan biri de eğitimcilerdir. Asistan eğitimi tamamen eğiticinin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Her asistanın uzmanlık eğitimi boyunca aynı standartta eğitim alması sağlanmalıdır. Her uzmanlıklar için standart bir eğitim programı, bazal eğitim süresi, haftalık eğitim saatleri, Tıpta Uzmanlık Kurulu, Sağlık Bakanlığı ve o alanda yetkin öğretim görevlilerini geliştirilmeli ve o alandaki asistanlar ve klinik, periyodik aralıklarla bu açıdan değerlendirilmelidir. Eğitim asistanlığın başından sonuna doğru asistan bilgi ve eğitim sürecinin artmasını temin etmelidir. Eğitim, bilimsel araştırma için temel bilgiler, proje, araştırma hazırlanmasına aktif katılmasını sağlayacak şekilde örgün olmalıdır. Ancak bu taktirde sadece 13 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010

Asistanlar adına yapılan konuşma sonrası Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde görev yapan eğitimciler adına ise Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği Baş Asistanı Sayın Doç. Dr. Güneş Gür bir konuşma yaptı. Doç. Dr. Gür konuşmasında, üniversitelerde en kıdemli asistana baş asistan denirken, eğitim ve araştırma hastanelerinde yeterli bilimsel yayını ve yabancı dil bilgisi olan uzmanlar arasından, eğitim ve öğretimin yardımcısı olarak seçildiklerini belirterek özlemlerinin özlük haklarının üniversitelerle eşit hale gelmesi olduğunu söyledi. Doç. Dr. Gür konuşmasına şöyle devam etti: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi bir yanda günlük 5000 in üzerinde poliklinik hasta girişinin olduğu, tüm sağlık personelinin arı gibi çalıştığı dev bir hizmet hastanesiyken, bir yandan da çok sayıda yayının yapıldığı akademik ünvanlı pek çok doktorun görev yaptığı, tüm üniversitelerle yarışacak kapasite de bir eğitim kurumudur. Eğitim ve hizmet eğitim ve araştırma hastanelerinin temel yapı taşlarını oluşturmakla birlikte aynı zamanda terazide hassas bir denge oluşturur. Eğitim kadrolarının vazgeçilmez elemanları olan başasistanlardan beklenen hızla gelişen tıp dünyasındaki yenilikleri yakından izlemek bu yeniliklere katkıda bulunmak ve bu doğrultu da edindiği bilgi ve becerilerini asistanlarına aktarmaktır. İşte bu noktada bilimsel faaliyetlerimize üretimimize teşvik imkan sağlanması katkı sağlanması çalışmalarımızın gayretlerimizin ödüllendirilmesi eğitim hastanelerinin başarı grafiklerini daha da yükseltecektir. Bunun doğal sonucu olarak hastaya verilen hizmette en üst kalite de doğal olarak olacaktır. Nitekim hastanemiz sadece Ankara ve çevresinden hastaların başvurduğu değil tüm Türkiye den hastaların referans hastanesi olarak başvurduğu ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Bu hassas terazi de denge hizmet lehine başasistanlar için bozulduğu zaman maalesef eğitim hastanesi özgün kimliği zedelenmektedir. Örneğin dönem dönem fiziksel aksaklıklar yüzünden eğitimde aksaklıklar yaşayabilmekteyiz. Eğitim hastanelerinin kolları olarak hizmet vermeye çalışan semt polikliniklerin de başasistanların çalışmak zorunda kalması hem eğitimin aksamasına neden olmakta hem de merkezi birimde ki hem yataklı servis hem polikliniklerde ki asli görev ve sorumluluklarının aksamasına, Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010 14

verimliliğin düşmesine neden olabilmektedir. Terazimizin bir kısmını oluşturan eğitim çalışmalarımız açısından en önemli dileklerimizin başında son yayınları, son gelişmeleri yakından izleyebileceğimiz bir kütüphanemizin olması ve hastalarımıza doğru güncel tanı ve tedavilerle yaklaşmamız için elzem olan tıp dergilerine makalelerine rahatlıkla ulaşabilmemizdir. Terazimizin diğer kefesini oluşturan hizmet açısındansa hastalarımıza yeterli özeni gösterebileceğimiz son gelişmelerle donatılmış uygun donanıma poliklinik şartlarına, yataklı servislere, muayene odalarına sahip olabilmek önemli dileklerimizdir. Eğitim araştırma hastaneleri aslında çok değerli özgün kurumlardır. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde canla başla çalışan, son derece idealist, bilim dünyasını hayatın gerçekleriyle harmanlamış başasistanlar artık kabuklarına sığamamaktadırlar. İşte bu noktada hastanemizde geleceğe yönelik yapılan kampüse geçiş çalışmaları umut vericidir. Ben burada sayın Başhekimimize özellikle teşekkür etmek istiyorum, sayın hocamız Nurullah Zengin. Kendisi Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ni hem hizmet hem eğitim açısından önden gelen hastanelerden birisi yapmakla kalmamış aynı zamanda daima fikirlerimize saygı duyduğunu göstermiş, önem vermiş, bizlere destek olmuştur. Devlet hastanesi olmanın ötesinde çok üst düzeyde eğitim alan ve veren bir kurum olan hastanemizi, ileride farklı bir statüde görmek dileğiyle konuşmamı sonlandırmak istiyorum, teşekkür ederim. Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu: 2010-2011 Eğitim yılının bilimsel açıdan daha üretken ve keyifli çalışmalarla geçen bir yıl olması diliyorum. Sağlık Eğitimi Genel Müdürü Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu da yaptığı konuşmada, bu yıl eğitim yılı açılışını eğitim ve araştırma hastanelerimizin katılımıyla hep birlikte, daha coşkulu olarak icra etmek düşüncesiyle bu töreni düzenlediklerini belirterek şöyle dedi: Tıpta uzmanlık eğitiminde çok önemli görevler üstlenen bünyesinde Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi köklü eğitim kurumlarını barındıran eğitim araştırma hastanelerimiz ülkemizin gösterdiği kalkınmışlık ivmesine ve sağlıkta dönüşüme paralel olarak sürekli gelişmekte ve kendini geliştirmektedirler. Burada Tıpta Uzmanlık Kurulu nun 2008 Temmuz ayından bugüne kadar çok yoğun bir şekilde toplantılarla çalışmalarını sürdürmesi yanında eğitim ve araştırma hastanelerinin yanında, tıp fakültelerinde verilen uzmanlık eğitimlerinin yapılan samimi, kapsamlı ve yoğun çalışmalar sonucunda uzmanlık öğrenimi ve uzmanlık eğitimi açısından örnek bir model olacağına yürekten inanıyorum. Açılış merasimimizin ardından düzenleyeceğimiz panelde de tıpta uzmanlık eğitimimizle ilgili bu konuları konuşma ve tartışma fırsatı bulacağız. Bu güzel toplantının düzenlenmesinde başta ev sahipliğini üstelenen Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Nurullah Zengin ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi nin değerli çalışanlarına, personellerine ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Bu toplantının güzel bir başlangıç olması ve 2010-2011 eğitim yılının hayırlı, bilimsel açıdan daha üretken ve keyifli çalışmalarla geçen bir yıl olması dileklerimle saygılar sunarım. 15 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ: Numune Hastanesi nde artık çok güzel işler yapılıyor. Asistanından hocasına, hemşiresine teknisyenine varıncaya kadar hepinize şükran borçluyum. Konuşmasına yeni eğitim öğretim yılının bütün eğitim hastanelerimize, bu hastanelerde eğitim alan değerli asistanlarımız başta olmak üzere herkese hayırlar getirmesini dileyerek başlayan Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ konuşmasını şöyle sürdürdü: Değerli arkadaşlarım, Türkiye de sağlıkta son sekiz sene içerisinde çok köklü yapısal değişiklikler yaptık. Bir takım yapısal değişikliklerde hali hazırda yapmaya devam ediyoruz, bundan sonrada yapıcağız. Aslında sağlıkta bir dünya değişiyor gerçekten, Türkiye de yani bir anlayış yerini tamamen yeni bir anlayışa doğru değiştiriyor. Bu kuşkusuz ki eğitime de yansıyacak, yansıyan tarafları bugüne kadar oldu bugünden sonrada olacak. Çünkü şöyle elimdeki rakamlara bakayım Bakanlığımız eğitim ve araştırma hastanelerinde asistan eğitimi ve uzmanlık eğitimi gören asistan sayımız 7582 kişi. Bir taraftan bir branştaki uzmanlar veya uzmanlık dernekleri bir dava açıyorlar ona yürütmeyi durdurma kararı veriliyor, onun tersine benzer bir şey açılıyor yürütmeyi durdurma veriliyor, arapsaçına dönüyor çözebilirseniz çözün, çözemiyorsunuz da. Bunu kaç sene yaşadık. Yıllarca bir tüzüğü tadil edemedik sonra baktık ki arkadaş bu tüzükle falan olmuyor bu Danıştay ın insafına falan terk edilemeyecek, ilgili dairenin insafına terk edilemeyecek bir şeydir. Gittik mecliste kanun yaptık işimizi kısmen çözebildik. Kısmen diyorum çünkü sürece hep bu tür müdahaleler oluyor. Şimdi Türkiye de kısa bir süre önce yaşadığımız referandum birazda buna benzer gerekçelerle ortaya konmuş bir referandumdu. Değerli arkadaşlar söylediklerimden sakın yargının ve yargı kararlarının önemsiz olduğu gibi bir şey söylediğim anlamı çıkartılmasın. Ama bakın öyle enteresan şeyler yaşıyoruz ki, Türkiye de on kişiden, on beş kişi den bir bilimsel heyet kuruyorsunuz, alanında en seçkin bilim adamları, A ilacının bir kanser tedavisinde kaç hafta kullanacağı hakkında bir karar veriyorlar. Bakan yada Bakanlık yada İlaç Eczacılık Genel Südürlüğü vermiyor kararı, ne haddime benim; ben çocuk sağlığı hastalıkları profesörüyüm kanserle de ilgilendim, kanserli çocukları tedavi ettim ama bahsettiğimiz konu meme kanseriyle ilgili bir konu, benim uzmanlık alanım değil, ben karar veremem. Kim karar verecek, yirmi kişiden oluşan bir kurul karar veriyor. Diyor ki, bu ilaç kanıta dayalı tıp bilgilerine göre şu kadar hafta kullanılırsa hasta için yararlıdır, ondan sonrasında bir yararı yoktur hatta zararı olabilir. Buna göre Sağlık Bakanlığı yada Sosyal Güvenlik Kurumu bir işlem icra ediyor ilacın kullanımıyla ilgili. Mahkemeye götürülüyor mesela mahkeme bir karar alıyor. Hayır diyor çok daha uzun süreli kullanılması gerekir. Kime soruyor mahkeme biliyor musunuz bir tek bilirkişiye soruyor. Arkadaşlar böyle şey olur mu? Dünyanın hangi çağdaş ülkesinde böyle bir şeyle karışlaşırsınız? Bu karşılaştığımız sorunları bu şekliyle artık Türkiye de tartışacağız. Bundan da çekinmeyeceğiz yani, öyle kendimize bir takım kutsallıklar falanda izafe etmeyeceğiz. Kutsal başhekim, kutsal klinik şefi, kutsal bakan, kutsal mahkeme böyle bir şey yok, akıl var. Hepimizin aklı var, aklın bir yolu var, yanlış bir şey yapıyorsak bunları düzeltip yolumuza devam edeceğiz. Şimdi değerli arkadaşlarım şuna işaret ettiler. Eğitim hastaneleri de geri plana atılmamalıdır. Hizmet adı altında geri plana atılmamalıdır. Bu o kadar doğru bir laf ki. Gelin isterseniz bir asistan eğitiminin nasıl olması gerektiğine bir bakalım. Bunu uzun uzun tartışmak lazım. Acaba asistanları bir odaya alarak o oda da onlara seminer vermek bugün çağdaş eğitimde ne kadar yeri olan bir şeydir? Hemen hemen hiç yeri yoktur. Bilgiye ulaşmak o kadar kolay ki bunu bir hocanın ağzından dinlemeye pekte gerek yok aslında. Ama ben okuduğum bilginin uygulaması sırasında her dakika hocayla beraber olmalıyım, olabilmeliyim. Hastamı muayene ederken, kusura bakmayın bunları konuştuk ve Sağlık Bakanı bu sebeple birileri tarafından çokta eleştirildi. Ben asistan olarak hastayı kendi başıma muayene edip reçetesini verip gönderemem. Niçin? Ben öğrenciyim de onun için. Eğer bir ameliyatı yaptığım sırada hocam başımda değilse orda yanlış bir şey oluyor demektir. Sadece hizmet açısından değil asistan olarak benim eğitimim açısından. Hastanenin ismini vermeyeceğim size, bundan beş sene önce bir hastanemizi ziyaret ettim. Hastanenin anjiyografi servisine çıktım. Anjiyografi servisinde bir son sene asistanı yanında daha az kıdemli bir asistan beraber anjiyografi yapıyorlar hastaya belki de anjiyografi plasti de uygulayacaklar. Ben haber vermeden gittim hastaneye oraya kadar çıktım. Arkadaşım beni görünce telaşlandı. Ben sordum, dedim ki nerede hocanız? Efendim hemen haber vereyim gelsin falan, eldivenlerini çıkartmaya çalışıyordu, aman dedim sen hastanın başında dur arkadaş, seni de rahatsız ettik kusura bakma işine devam et. Çıktık Başhekimin odasına gittik. Dedim ki değerli hocam nerede bu Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010 16

arkadaşın başasistanı, hocası? Bir cevap yok. Daha sonra o hastaneden çıktıktan sonrada arkamdan konuşulanları da biliyorum. Dediler ki, yine arkadaşlarımız toplanmışlar, hoca arkadaşlarımız, bende hoca olduğum için böyle çuvaldızı da kendime batırabilirim. Eğer sayın Bakan bu hastanede eğitim vermemizi istemiyorsa, vermeyiz arkadaş. Ya iyi de, ben zaten eğitim verin dedim, benim istediğim bundan ibaret. Ama hastaya anjiyoplasti yapan bir asistan varsa başında hocası olur. Şimdi değerli arkadaşlar, eğer asistanlar iyi eğitilsin istiyorsak ve öğrenciler iyi eğitilsin istiyorsak, bir hocanın bütün mesaisini asistanına ve öğrencisine hastayla beraber haczetmesi gerekir, ancak böyle öğrenilir bu meslek. Çünkü bu meslek okumakla yada sadece ders anlatmakla öğrenilebilecek yada öğretilebilecek bir meslek değildir. Benim zaman zaman itiraf ettiğim bir husus var şimdi burada sizin huzurunuzda bir kere daha itiraf ediyorum. Herpançina diye bir hastalık var. Ben bu hastalığı profesör iken öğrendim. Kötü bir asistan değildim, başarılı bir uzmanlık öğrencisiydim. Başarılı bir uzmandım, iyi bir hocaydım hep. Şöyle oldu: Profesörken benim kısa süreli bir muayenehane tecrübem var. Bu tecrübe sırasında kış aylarının birinde aşağı yukarı bir ayda on civarında hatta on beşe yakın herpançinalı çocuk geldi bana. Bunların bir kısmı farklı polikliniklere gitmişler antibiyotikler vermişler, iyileşmeyince ikinci antibiyotik. Pediatrist var mı içiniz de? Burada yok, herhalde kulak burun boğaz uzmanı vardır. Onlar da bilir mutlaka herpaçinatı. Bu viral bir hastalık antibiyotik vermekle nasıl düzelteceksiniz. Sonra ben biraz ilgili atlaslara baktım, resimlere baktım, okudum, bunlar herpançinat dedim. Hastaların tedavilerini verdim. O zaman asiklovirin tedavi süresini kısalttığına dair yeni yazılar falan vardı. Semptomların süresini kısalttığına dair. Sonra merak ettim mütevazi bir muayenehaneydi ve günde diyelim ki o muayenehaneye gelen hasta sayısı 3-5 ten ibaretti. Zaten yeni açmıştım kısa süreli de bir şey oldu. Bir müddet sonra bitirdim o işi. Buraya bu kadar çocuk geldiğine göre koskoca Erzurum da bölge şehridir; aşağı yukarı iki buçuk milyon nüfusa hitap eden bir şehir. Acaba üniversitede ve diğer kliniklerde de çocuk uzmanlarının ya da uzmanlık eğitimi gören asistanların karşısına çıkan herpançina sayısı kaçtır? Akademisyen olduğumuz için böyle bir merakımız da var. Araştırdım ve o süre içerisinde şehirde herpaçina tanısı konmuş başka hiçbir hasta görmedim. Neden böyle oldu? Çünkü, ben asistanken polikliniği tek başıma yaptım. Sadece problemli vakaları hocaya götürmek şeklinde bir usul vardı. Diyelim ki elli hastaya bakıyorsanız, onların ikisini üçünü seçersiniz o sırada nöbetçi hoca kimse ona taşır götürürsünüz. Servise çıkartırsınız işte, hastalar bekler dosyalar koltuğunuzun altında, hocayla görüşürsünüz falan. İyi de ben öğrenciyim hala ben klasik bir tonsilvitle herpançina birbirinden ayıracak bir bilgiye sahip değilim ki. Onun için arkadaşlar eğer eğitimden bahsedeceksek ve hocaları da başasistanlar dahil birer anaç tavuk olarak göreceksek, (özür dilerim tabi benzetme kötü bir benzetme değil tabi) kanatlarının altına asistanların veya öğrencilerini civcivler gibi almış bir eğitim sistemini hayal ediyorum ben. Tabi ki bu programlı olmalıdır, öyle ezbere olmaz sadece. Ama başka türlü biz bu eğitimi ileri götüremeyiz. İşte tamda bunun için, Tam Gün Yasasını getirdik. Çünkü benim anlayışıma göre bir üniversite öğretim üyesinin tıp fakültesinde yada bir klinik şefinin kıdemli şef yardımcısının yada baş asistanın aklının bir kısmı hastanesinde bir kısmı muayenehanesinde çok başarılı bir eğitim hizmeti vermesi zordur. Mümkün değildir demiyorum, mümkün olabilir, ama zordur. Ben sabah sekiz buçukta (yada kaçta geliyorsam) hastaneye geldiğim zaman aklım fikrim polikliniğe gelecek hastalarda, yatan hastalarımda, asistanımda eğer üniversitedeysem öğrencimde olmalıdır. Hastalarda bunun böyle yürüdüğünü bilmelidir. Benim dışarıdaki muayenehaneme geldiğinde işinin daha kolay yürüdüğünü, yürüyebileceğini bir hasta bilirse bu da 17 Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010

hastalara karşı haksızlık olur. Ben ister buna çanak tutayım ister tutmayım fark etmez, sistemin kendisinde bir sakatlık var. Çünkü bu sistem bu şekilde uygun bir sistem değildir. Uygun olmadığını hepimiz biliyoruz. Tabi ben bunu böyle söylüyorum herkeste sessiz sessiz dinliyor ama içimizde buna karış çıkan arkadaşlarımız da olabilir. Bu süreç içerisinde karşı çıkan arkadaşlar da oldu. Şöyle bir bakıyorum sürece bakıyorum, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde uzman doktorların yüzde 12 sinin muayenehanesi vardı, biz bu kanunu yapmadan önce Üniversite Hocalarında yüzde 30 unun muayenehanesi vardı. Çünkü bu bahsettiğimiz performans sistemleri zaten işleri büyük ölçüde değiştirmişti. Biz de bu yüzde 12 nin ve yüzde 30 un da sistemi biraz bozduğunu sistemin içinde bunun biraz sakil kaldığını biliyorduk. Onun için bir kanun yaptık, ki zaten uzman doktorların yüzde 88 i hocaların yüzde 70 i gönüllü olarak bu yolu seçmişlerse iyi bir şey yapmışız artık. Ne oldu? Sürece bir şekilde anamuhalefet partisi karıştı, Anayasa Mahkemesi ne götürdü, Anayasa Mahkemesi sürece farklı bir yorum getirdi. Henüz gerekçe getirmediği için işin ne yöne gideceği kesin değil. Danıştay bir şey getirdi, falan ama sevindirici olan şudur. Bütün bu sürece rağmen değerli arkadaşlar şu anda Türkiye de biz bu kararları aldıktan sonra Temmuz ayından sonrayı söylüyorum Temmuz Ağustos Eylül üç aylık süreci, tam gün çalışan doktorların oranı yüzde 92 ye ulaştı. Seksen sekizden geriye doğru gitmedi mahkeme böyle bir karar aldı diye. Üniversite Hocalarımızın da tam gün çalışan sayısı % 80 e ulaştı. Yetmişten seksene çıktı. İyi bir yöne doğru gidiyoruz. Kanunda bunu çok kısa bir sürü içinde bitirmiş olacaktık. Şimdi biraz daha başka türlü bitiriyoruz. Çok açık konuşuyorum, benim anladığım eğitim araştırma hastanesinde sistemin tam gün çalışan hocalarla yürümesi gerekir. Şimdi arkadaşlar, eski sistemin özelliğiyle yeni sistemin arasında önemli farklar var. Bunları anlatsak bir saat anlatabiliriz ama şimdi ben hocayım veya öğretim üyesiyim, muayenehanemde hasta bakmam için bana bir fırsat verilmiş, zaten başka türlüde bir kazanç fırsatı verilmemiş, eskiden böyleydi. Yada üniversitede özel hasta alacam muayene edeceğim böyle bir imkanım var. Peki muayenehanede bir muayene ücreti nedir? Hocalar için herhalde 250 TL civarındadır, değil mi? Bunları konuşmamız lazım arkadaşlar. Birbirimizi suçlayarak değil. Kimseyi de suçlamadığımın farkındasınızdır. Bunları burada konuşmayıp da nerede konuşacağız? Bende çocuk sağlığı hastalıklar profesörüyüm iletişimim de iyidir, hastalarımda benim muayenehaneme de gelirler yani yarın burada klinik şefi olsam, dört kişi gelse muayenehaneme, fazla istemiyorum yorulmayı falan istemiyorum. Dört çarpı 250, bin yapar. Bunu bir ayla çarpın yirmi beş gün çalıştığını varsayalım. Şimdi bu şöyle bir sonuç ortaya çıkartıyor arkadaşlar hepimiz hekimiz para bir tarafa kalsın da bu işin riski daha az. Ben şimdi sabah gelip polikliniğimde hoca olarak asistanımla beraber, başasistanımla beraber günde elli hastayla ilgilendiğim zaman elli hastanın sorumluluğu gelecek üzerime, evet belki asistanım hazırlayacak, belki başasistanım muayene edecek, beraber bir şeyler yapacağız ama sorumlusu benim oranın, bunun aslı budur haberiniz olsun. Orada kendisine reçete verilen her hasta için kendisinde böyle bir sorumluluk var. Şimdi böyle bir durum var, sabahtan akşama kadar orada sorumluluk alarak, bir şeyler yapacağım en sonunda da bana diyorlar ki, (burada rakamlar var güncel rakamlar var) hocam sana klinik şefi olarak ayda ortalama 8400 TL bir gelir temin ederiz bu şekilde. Ama sabahtan akşama kadar poliklinikteki otuz hastanın elli hastasının sorumluğunu alacaksın. Yatan hastaların şu kadarının sorumluğu senin. Şimdi 8400 TL az bir para değil, ama yaptığım işle kıyaslanınca çok az bir para gibi görünüyor bana, çünkü öbür tarafta bunu işte iki mislini üç mislini günde dört hastayla kazanabiliyorum. O zaman benim gönlüm bunu istemez diyor sistem. Açık konuşuyorum ben, dünya değişti bunda sonra böyle. Bu yeni sisteme hepimiz uyum göstereceğiz. Tekrar söylüyorum dün olduğu gibi, yıllarını bu işe vermiş ömrünü bu işe vermiş insana 2000 TL maaş verip, sonrada git muayenehanede kazan derseniz bunu yapamazsınız, buna hakkınız yok. Ama biz şimdi yeni bir seçim getiriyoruz, diyoruz ki bugüne kadar bir noktaya getirdik bu işi, tam gün çalışanlar açısından. E şimdi yeni kanun yaptık bunu % 30 la artırma imkanımız var. Türkiye büyüyor, gelişiyor Sağlık Bakanlığı artık hastanelerini daha iyi yönetiyor. Parayı başka yerlerden tutabiliyoruz, aldığımız bir global bütçe var, o zaman biz önümüzde ki yıllarda çalışanlarımıza hocalarımız dahil, asistanlarımız dahil daha fazla ödeme yapabilecek bir sisteme doğru gidiyoruz, yeni dünya böyle kuruldu. Biz diyoruz ki, bir doktor arkadaşımızın (ister pratisyen hekim olsun, ister uzman olsun, ister başasistan olsun, ister şef, yardımcısı ister şef olsun) Numune Hastanesiyle muayene arasında ya da Numune Hastanesiyle falanca özel hastane arasında bir ilişki kurmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Ama kesinlikle müsaade etmeyeceğiz, bu hususta kararlıyız. Çünkü bu da hukukun gereği, bu insan haklarının da gereği, bu hastanın da hakkı. Burada ki değerli Numune Sağlık Dergisi KASIM 2010 18