Editör den Merhaba. 2 Somuncu Baba Çocuk Dergisi - HAZİRAN 2011. Musa Tektaş. (Bir Ayet)



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Anlamı. Temel Bilgiler 1

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

kural tanımayan cafer Adı-Soyadı:...

AYLIK BÜLTEN NİSAN 2012 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

Ünite 01: Arapçada Kelime ve Cümle Çeşitleri

Ö. Ç. BİLFEN ANAOKULU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

OKU, ANLA, CEVAPLA! 2. Minnoş un fiziksel özellikleri nelerdir?

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

HAZİRAN AYI 5 YAŞ BÜLTENİ

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı.

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

AYLIK BÜLTEN-NİSAN 2014 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI OCAK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR. Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak)

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı?

Cümlede Anlam TEST 39. 1) Bu güzellikleri görmek için Uzungöl e gün doğarken gelmelisin. Bu cümlede aşağıdaki sorulardan hangisi nin cevabı yoktur?

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

SİTEMİZE EKLENEN METİN KİTABIM-1 VE METİN KİTABIM-2 ADLI DÖKÜMANLARI OKURSAK HEM OKUMA HIZIMIZ ARTACAK HEM DE OKUDUKLARIMIZI ANLAYACAĞIZ.

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Mutfak Etkinliği. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı. Büskivili pasta yapıyoruz.

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU CİVCİVLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI. Tekerlemeler: Arabam Geliyor, El El Emek tekerlemelerini öğreniyorum.

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3 YAŞ DENİZYILDIZLARI SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

M. Sinan Adalı. İllustrasyonlar: Sevgi İçigen. yayın no: 114 NASIL MÜSLÜMAN OLDULAR? / 2

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3 YAŞ ŞİRİNLER SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

BİZE KATILIR MISINIZ?

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Transkript:

cocuk@somuncubaba.net Musa Tektaş 2 (Bir Ayet) (Bir Hadis) Kandil günü, sabah erkenden tüm anneler, çocuklarını tertemiz eder, en güzel kıyafetlerini giydirirlerdi. Editör den Merhaba Üç aylar dediğimiz, dinimizce özel önem ve anlamı olan, Recep, Şaban ve Ramazan dan oluşan mübarek aylar bütün güzellikleriyle geldi. Bizim çocukluğumuzda üç aylar demek; fener alayı demekti, kına yakınmak demekti, cami demekti, aile büyükleri ile kandilleşmek, hediye almak demekti, gece uyumamak demekti. Yurdumuzun birçok yöresinde eskiden Recep ayı girince çocuklar fenerlerini bir hafta öncesinden alıp hazırlarlardı. Fenerlerin renkleri o kadar güzel olurdu ki; sarı, eflatun, pembe, yeşil rengârenk olurdu. Karpuz fenerler, düz fenerler Regaip Kandili nden üç gün önce başlayan fener alayları, Recep ayı nın ilk kandili Regaip Kandili ne kadar sürerdi. Üç gece boyunca akşam namazından itibaren başlayan fener alayı, yatsı namazından cemaat çıkana kadar sürerdi. Mahallenin tüm çocukları ellerinde fenerlerle, oynamak üzere dışarıya çıkarlardı. Önce fenerlerle arkadaş grupları toplanır, birbirlerini evlerinden fenerlerle alırlardı. Herkes toplanmış ise, fenerler, ağaçların arasına gerilen bir ipe asılır, onlar ışıl ışıl yanarken; yakalamaca, saklambaç, elim sende oynanırdı. Normal günlerde akşam ezanından sonra dışarıya hiçbir çocuğun çıkmasına ailelerimiz izin vermezken bu üç gece akşamları dışarıda olmak farklı ve zevkli olurdu. Fener Alayı denilen bu güzel gecelerin gündüzünde ise, anneler konu komşuya hediye etmek, ikram etmek üzere imece usulü hazırlıklar yapar; yufkalar açar, bişi denilen özel kızartılmış hamurlar pişirilirdi. Helvalar kavrulurdu. Evin erkekleri ise, Regaip Kandili nin gündüzünde sabah saatlerinde gelmeye başlayan çocuklara verilmek üzere leblebi, kuru üzüm, şeker, gofret vb. çerezlerden oluşan alışverişi yaparlardı. Herkes, çocuklar için en güzelini almaya gayret ederdi. Kandil günü, sabah erkenden tüm anneler, çocuklarını tertemiz eder, en güzel kıyafetlerini giydirirlerdi. Bir gün öncesinde kızların ellerine kınalar yakılırdı. Genel olarak kına işi ile babaanneler, anneanneler ilgilenirdi. Kandil günleri çocuklar için özel programlar hazırlanmalı, o gece çocuklar sevindirilmeli ve hediyeler verilmelidir. Kandiller de çocuklar da güzeldir. 3

Somuncu Baba Çocuk Dergisi Haziran 2011 Yıl: 5 Sayı: 54 Somuncu Baba Dergisi nin Ücretsiz Ekidir. İçindekiler Kadere İnanmak... 4 Şiirler... 18 İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sebahaddin ATEŞ Basım Tarihi: Haziran 2011 Yazı İşleri Müdürü Hulûsi YAYLA Sırrı ER Söz İçin Sıra Beklemeli... 6 Ali KARAÇAM Temiz Çevre, Sağlıklı Yaşam... 8 Bakış Açısı... 21 Muharrem AKIN Her Yüreğe Nakış Gerek... 22 Mustafa AKGÜN Altınova Evleri Reklamı... 24 4 Yayın Editörü Musa TEKTAŞ Hidayet BEYZA Erdal KARASU Grafik Tasarım ve Uygulama Volkan ZORBA Köle ile Aslan Masalı... 10 Leylek Arif in Hediyesi... 12 Hz. Veysel Karani... 26 Ahmet EFE 8 Yapım artworks-tr.com Dağıtım K.D.D CTP - Kalıp Çıkış Bizim Repro: 0 (312) 341 10 20 Raziye SAĞLAM Beyyine Suresi... 14 Ali BÜYÜKÇAPAR Somuncu Baba ve Gül Çocuk... 16 Annem Markete Gitti... 28 Şebnem Güler KARACAN Kitap Tanıtımı... 29 Yusuf HALICI Güvercin Postası... 30 15 Baskı & Üretim Bizim Repro Büyük Sanayi 1. Cadde Alibey İşhanı 99/22 İskitler / ANKARA Tel: 0 (312) 341 10 20 Basım-Yayım-Dağıtım-Pazarlama VİSAN İktisadi İşletmesi Zaviye Mah. Hacı Hulûsi Efendi Cad. No: 71 (44700) Darende / MALATYA Tel:(422) 615 15 00 Faks:(422) 615 28 79 www.somuncubaba.net - cocuk@somuncubaba.net Dergimizde yayınlanan yazı ve çizimlerden, yazarları ve çizerleri mesuldür. Kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Musa TEKTAŞ 24 Çocukça Bulmaca... 31 22 4 5

Sırrı ER KADERE İNANMAK Sevgili Çocuklar; Kader, Yüce Allah ın başlangıçtan sonsuza kadar olmuş ve olacak şeylerin zamanlarını, yerlerini, ayrıntılarını ve özeliklerini bilmesidir. Müslümanlığın iman esaslarından altıncısı ve sonuncusu, kadere imandır. Hepimiz, evrendeki bütün varlıkların belli bir düzen içerisinde hayatlarını sürdürdüğünü biliriz. Güneş, her gün doğudan doğar, batıdan batar. Mevsimler belli bir sırayı izler: İlkbahar, yaz, sonbahar, kış. Kuşlar uçar, köpekler havlar. Yumurtadan yeni çıkan bir ördek, sanki yüzmeyi önceden biliyormuş gibi yüzmeye başlar. Arı bal, ipekböceği ipek yapar. Güneş ve diğer gezegenler, belli yörüngelerde dönüşlerini yaparlar. Kısacası her varlık, eşsiz bir düzen içerisinde hareket eder. Bu hareket içerisinde; hiçbir uyumsuzluk, düzensizlik ve dengesizlik yoktur. Bütün bu düzen ve bu düzenin bağlı olduğu kurallar, Allah a aittir. Çünkü O, evrenin, bütün varlıkların yaratıcısıdır. Yüce Allah ın yarattığı ve yaratmakta olduğu her şeyi önceden bilip takdir etmesine kader denir. Kader konusuna bir örnek verelim: Bir kayısı çekirdeği düşünelim. Bu çekirdeğe bir plân ve program çizilmiştir. Bu çekirdekten bir ayva ya da şeftali ağacı meydana çıkmaz. Çünkü Allah, kayısı çekirdeğinin içine, kayısı ağacı olma yeteneği vermiştir. O çekirdek nasıl, ne zaman filizlenecek, büyüyecek ve meyve verecektir? Bütün bunların Allah ın katında belirlenmiş olması onun kaderidir. Kaderi inkâr eden, Müslüman sayılamaz. Kader inancının iyi kavranması gerekir. Kimi insanlar, kaderi yanlış anlayarak, benim nasıl olacağımı, neler yapacağımı Allah takdir etmişse, yapacağım kötülüklerde benim suçum olamaz ki... gibi sözler söylerler. Oysa Yüce Allah, insana hür bir irade vermiştir. Neleri yapıp yapmayacağı konusunda, onu uyarmıştır. Bir iyilik yapmak istediğimizde, manevî bir gücün bizi zorla yardım etmemeye zorladığını söyleyebilir miyiz? İstiyorsak yardım eder, istemiyorsak yardımda bulunmayız. Bunu, hür irademizle gerçekleştiririz. Yüce Allah, bizim yardım edip etmeyeceğimizi, sonsuz bilgisiyle önceden bilmiş ve bunu kaderimize yazmıştır. Takvim yapraklarını çevirdiğimizde, belli bir gün ve saatte güneşin tutulacağını okuruz. Belirtilen gün ve saat gelir, güneş tutulur. Takvimin aylar önce hazırlandığını da biliyoruz. Şimdi soralım kendi kendimize; güneş, takvim güneş tutulacak diye yazdığı için mi tutuldu? Cevap: Hayır. Çünkü güneşin tutulacağı, aylar öncesinde uzmanlar tarafından hesaplanmış ve bu bilgi, takvime yazılmıştır. O halde güneş, takvimde yazılı olduğu için tutulmadı. Yüce Allah ın, kaderimizi yazması da böyledir. Allah, bizim hür irademizle neler yapacağımızı sonsuz bilgisiyle bildiği için kaderimize yazmıştır. Kimi insanlar, kaderi bahane ederek sorumluluktan kaçmak isterler. Ne yapayım, kaderim böyleymiş... derler. Allah ın takdirinin ne şekilde olduğunu, davranış ve işimizin başında bilemeyiz. Bu bakımdan bütün insanlar, hür iradeleriyle yaptıkları her davranıştan sorumlu tutulacaklardır. Sevgili çocuklar, bu yazıyla imanın şartlarını tamamlamış oluyoruz. Neydi bu şartlar, bir kez daha hatırlayalım: Allah a inanmak, peygamberlere inanmak, kutsal kitaplara inanmak, meleklere inanmak, ahirete inanmak, kadere inanmak. 6 7

Ali KARAÇAM GÜZEL DAVRANIŞLAR SÖZ İÇİN SIRA BEKLEMELİ NASIL KONUŞMALI Tarık ın ablası Nurdan, lise ikinci sınıfa gidiyordu. Okula başladığı ilk yıldan beri sınıfını hep birincilikle bitiriyordu. Nurdan, başarısıyla olduğu kadar ahlakı ve terbiyesiyle de örnek bir kızdı. Çevresindeki herkes onu çok seviyor, takdir ediyordu. Tarık da ablasının ne kadar başarılı ve iyi ahlaklı biri olduğunu biliyordu. Bunun için onu örnek almaya çalışıyordu. Tarık ablasıyla sohbet ediyordu. Nurdan, gülerek başından geçen komik bir olayı anlatıyordu. Tam o sırada, Tarık ın aklına da komik bir olay geldi. Ablasının sözünü keserek anlatmaya başladı. Nurdan, kardeşinin sözlerini bitirmesini bekledi. Tarık sözlerini bitirince ablası: - Bak Tarık, biriyle konuşurken sözlerini bitirene kadar onu dinlemelisin. Karşındakinin konuşmasını bölmemelisin. Yoksa hem karşındakine saygısızlık yapmış olursun hem de onun söylediğini tam olarak anlayamazsın. Bunun için konuşurken sıranı beklemelisin, dedi. Güneş her günkü gibi ışıl ışıl doğmuş, günün sonunda da nazlı nazlı kaybolmuştu. Hava kararmıştı. Her akşam olduğu gibi, tüm aile akşam yemeği sofrasındaydı. Sohbet ediyorlardı. Sohbetin bir yerinde, Bahriye Hanım kaşığını bıraktı. Önemli bir şeyden bahsedeceği belliydi: - Çocuklar, biliyorsunuz: İnsan yaşayarak öğrenir. Yaşadıklarından ders alarak olgunlaşır. Ama sadece kendi yaşadıklarından değil, başkalarının yaşadıklarından da ders alıp doğruyu bulabilir, diye başladı ve anlatmaya devam etti: - Nazik olmanın ve güzel konuşmanın ne kadar önemli olduğunu, bugün bir kez daha anladım. Herkes meseleyi merak etmişti. Bahriye Hanım devam etti: - Pastaneye bir müşteri geldi. Sertçe sandalyeyi çekip bir masaya oturdu. Ardından telefonunu çıkarıp bağıra çağıra konuşmaya başladı. Bu da yetmiyormuş gibi kaba ve küfürlü konuşuyordu. Herkesi o kadar rahatsız etti ki onun adına ben utandım. Tarık annesinin anlattıklarını merakla dinledi. Yapmaması gereken bir davranışı daha öğrendi. 8 9

Hidayet BEYZA TEMİZ ÇEVRE, SAĞLIKLI YAŞAM İnsanların sürekli yaşadıkları yere çevre denir. Bağlar, bahçeler, dağlar, ovalar, çayırlar, piknik alanları, ormanlar, göller, denizler, ırmaklar, doğal çevreyi oluşturur. Doğal çevre bizim çevremizdir. Allah kâinatı eşsiz güzelliklerde yaratmış ve değişik renklerle süslemiştir. Yarattığı her şeyi de biz insanların hizmetine sunmuştur. Bize faydası dokunan sayısız nimetler ve güzellikler bizlere emanet edilmiştir. Bu emanete, ancak onun tabii dengesini koruyarak riayet edilebiliriz. Doğal çevrenin güzelliklerini korumak hepimizin görevidir. Doğayı korudukça doğadaki nimetlerden faydalanırız. Havaya, suya, toprağa karışan kimyasal atıklar doğayı olumsuz etkiliyor. Çevre sorunları, sağlımızla yakından ilgilidir. Soluduğumuz havanın, içtiğimiz ve kullandığımız suların, bulunduğumuz yerin temiz olmasını istiyorsak çevre temizliğine önem verelim. Nasıl bulmak istiyorsak öyle bırakalım. Peygamberimiz: Temizlik imanın yarısıdır buyurarak dinimizin temizliğe verdiği önemi belirtmiştir. Müslüman temiz insan demektir Allah temiz insanları sever Dinimizde insanlara eziyet verici şeyleri yoldan kaldırmak sadakadır. İnancımıza göre, etrafa çöp atmak, yerlere tükürmek, insanlara eziyet ve zarar verici şeyleri ortaya atmak bize hiç yakışmayan davranışlardır. Çevre temizliği yalnız kendimizi değil, diğer insanları da ilgilendiren bir konudur. Çevremizi kirletmek; diğer insanları rahatsız etmek ve onlara zarar vermek demektir. Hâlbuki Müslüman, kimseye zarar vermeyen, hiç bir canlıyı incitmeyen insandır.parklar, sokaklar, oyun alanları, camiler, okullar, tatil beldeleri ortak kullanım alanlarımızdır. Buraları kirletilmiş ve pislik içerisinde bulmak hiç hiçbirimizin hoşuna gitmez. O halde biz de buraları kirletmemeliyiz. Kirli bırakmamalıyız. Kirletilmiş bir çevre insanların dışındaki canlıları da olumsuz yönde etkilemekte, bunun neticesinde de yine insanlar zarar görmektedir. Gelecekte ağacı, denizi, ormanları, çayırları, hayvanlar âlemini, tarihi eserlerimizi sadece resimlerde görmek istemiyorsak; kurumuş toprak yerine cıvıl cıvıl renkleriyle, canlı ve hareketli bir dünyada yaşayıp; temiz hava teneffüs etmek istiyorsak; üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz. Hepinize güzel ve temiz bir çevrede; mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum... 10 11

KÖLE İLE ASLAN MASALI Vaktiyle bir köle kaçıp ormana sığınmış. Etrafta gezinirken, iniltiler içinde ıstırap çeken bir aslan görmüş. Önce korkup kaçmaya yeltenmiş. Fakat aslanın yerinden hiç kıpırdamadığını, yalvaran gözlerle kendisine baktığını görüp durmuş. Aslan kanayan pençesini uzatıyormuş ona. Köle dikkatlice bakınca, aslanın pençesine büyük bir dikenin saplandığını görmüş. Dikeni çıkarıp yarayı temizleyen köle, gömleğinden kopardığı bezle de iyice sarmış. Rahatlayan aslan ayağa kalkıp kölenin ellerini yalamaya başlamış. Sonra da önüne düşüp yaşadığı inine götürmüş. Her gün yakaladığı avları ine taşıyıp, köleye yardım ediyormuş. 12 Bu beraberlikleri uzun sürmemiş. Ormana gelen avcılar ikisini de yakalamışlar. Ayrı kafeslere kapatıp günlerce aç bırakmışlar onları. Kralın da hazır bulunduğu bir gün kafesin ağzı açılmış. Aslanın köleyi nasıl parçalayacağını herkes merakla bekliyormuş. Büyük bir iştahla saldıran aslan, kölenin yanına gelince onu tanımış. Önünde bir köpek sadakatiyle durup ellerini yalamaya başlamış. Kral bu duruma çok şaşırmış. Köleyi yanına çağırıp bütün hikâyeyi dilemiş ondan. Anlatılanlardan çok etkilenen kral, kölenin affedilmesini, aslanın da ormana salıverilmesini emretmiş. 13

Raziye SAĞLAM KEDİ CAMGÖZ ÜN GÜNLÜĞÜ LEYLEK ARİF İN HEDİYESİ Sevgili Çocuk Dostlarım; Hafize Teyze mizin dediğine göre bahar en güzel Narlıbahçe de yaşanıyor. Parktaki nar ağacının çiçeklerine insanlar bakmakla doyamıyor. Ağaçlar çiçek açınca dallarına konup, öten kuşların da sayısı arttı. Göçmen kuşlar da, soğuk ülkelerden gelmeye başladılar. Leylek Arif i hatırlarsınız. Bir kış yaralı olduğu için Hafize Teyze de kalmıştı. Hafize Teyze ona çok iyi bakmış ve yarasını da çabucak iyileştirmişti. Kış başlamadan iyileştiği için diğer kuşlarla birlikte sıcak ülkelere o da göçtü. İlk leylek sürüsüyle gelen Arif, yanında eşini ve yavrusunu da getirmişti. Ömer onları görünce, Babaanne bak Leylek Arif evlenmiş. Ne güzel bir yavrusu da var. diye Hafize Teyze yi müjdeledi. O da çok sevindi ve yavruyu kucağına alıp tüylerini okşadı. Leylek Arif daha bir büyümüş ve güzelleşmiş gibi geldi bana. İkimiz çok iyi arkadaş olduğumuz için onu gördüğüme çok sevindim. İnsanlar gibi biz kediler de, sevdiklerimizi görmeyince özleriz. Ben hoş geldin demek için miyavlayarak kırmızı uzun bacaklarına sürününce, o da uzun gagasıyla sırtımı kaşıdı. Birlikte biraz koştuk, o biraz uçtu derken bir süre oynayıp hasret giderdik. Hepimizin bir arada böyle mutlu olmamıza, en çok sevinen de Hafize Teyze ydi. Her zaman olduğu gibi çeşit çeşit yiyecekler hazırladı. Leylek Arif ve ailesi için de birbirinden güzel kuşyemleri getirdi. Leylek Arif yemleri yemeden önce, Hafize Teyze nin yanına vardı teşekkür etmek ister gibi yüzüne baktı sonra biraz daha yaklaşıp bir kanadını açtı. Hafize Teyze ne yapmak istediğini anlamasa da: - Canım pek tatlısın. İyi ki geldin diyerek kafasını okşadı. Leylek Arif kanadını biraz daha kaldırdı ve Hafize Teyze dikkatle bakınca kanadının dibinde beyaz bir incinin parladığını gördü. Çok şaşırarak: - Canım sen bu inciyi Hafize Teyze ne mi getirdin onca yoldan. Ay pek de güzelmiş. Tüylerin gibi bembeyaz Çok duygulandım Arif im diyerek gözlerinde biriken yaşları sildi ve Arif i kucağına alırken inciyi de bize gösterdi ve: - Bakın çocuklar Arif ona yapılan hiçbir iyiliği unutmamış. Biz karşılık beklemeden bakmıştık ona ama o yine de teşekkür etmek için uzak diyarlardan bu kıymetli inciyi getirmiş dedi. Sonra da gülümseyerek hepimize birden: - Bu inci çok değerli ama benim için daha da değerlisi sizlersiniz. Bu dünyada sizin gibi torunları ve Camgöz gibi, Arif gibi dostları olanlar aslında gerçek hazinelere sahiptir, dedi. Doğal olarak hepimiz duygulandık. Bizim için hazırladığı yiyecekleri neşe içinde yerken, Leylek Arif ve ailesiyle birlikte neler yapacağımızın planlarını yaptık. Çok eğlenceli bir bahar ve yaz bizi bekliyor. Hoşça kalın. 14 15

Ali BÜYÜKÇAPAR Sevgili Çocuklar! Kura n-ı Kerim in 98. suresi Beyyine Suresi dir. Medine döneminde inen surenin ayet sayısı 8 dir. Kendi aramızda konuşurken ayan-beyan deriz ya işte bu sure de her şeyin apaçık belgelere sahip olması anlamında, Beyyine adıyla anılmaktadır. Aklımızda hep dayanak noktası aramak bir şeyin sebep sonuç ilişkisi üzerine yoğunlaşmak vardır. Allahu Teâlâ da insanları belgelerle uyarır ve onlara doğru dini anlatır. Allah katında tek din İslâm dır. BEYYİNE SURESİ İmanla başlayan dinimiz namaz ve zekât gibi ibadetlerle kulluk zemininde kendini gösterir. Namaz kılmak, fakir fukarayı koruyup gözetmek gibi güzel davranışlar bizi dinimizin iç zenginliğine ulaştırır. İyilik eğitimi şart! Beyyine Suresi nin önemle üzerinde durduğu konu iyilik eğitimidir. İyilikte ölçü Allah tır. Yaptığımız davranışların, düşündüğümüz fikirlerin ölçüsünde ana kural hep Allah ın prensipleri olursa iyilik kendi mecrasında yol alır. Hiç bir insan kendi kafasına göre iyilik ölçüleri koyup onları din adına insanlara dayatamaz. Konuşurken, yiyip içerken, giyinip kuşanırken, büyüklerimizle oturup kalkarken, öğretmenlerimizle ders yaparken, trafikte kuralları uygularken, eğlenirken hep iyi olmalı dahası iyilikler içinde parmakla gösterilmenin bahtiyarlığını yaşamalıyız. Surenin sonu çok düşündürücü Ayette Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah tan razı olmuşlardır denilerek yüreklere adeta can suyu verilmiştir. Ne mutlu o bahtiyarlara! 16 17

SOMUNCU BABA VE GÜL ÇOCUK Yazan: Musa TEKTAŞ Çizen: Çağrı CEBECİ Güzel ahlak nedir? İnsanın iyi olarak nitelendirilmesine sebep olan davranışları ve huylarıdır. Peygamberimizin ahlakı nasıldı? İslâm ahlâkının kaynağı Kur an ve sünnettir. Hz. Âişe, bir soru münasebetiyle Peygamberimizin ahlâkının Kur an ahlâkı olduğunu belirtmiştir. Güzel ahlak nasıl kazanılır? Güzel ahlak, ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde edilir. GÜZEL AHLAK Cenab-ı Allah Kur an-ı Kerim de Peygamberimizin ahlakıyla ilgili ne buyuruyor? Kalem suresinin 4. ayetinde Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin ; Bakara Suresinin 151. ayetinde ise şöyle buyruluyor: Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size ayetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor. Peygamberimiz bu konuda ne buyuruyor? Ebû Musa (r.a.) dan: Rasûlullah aramızda ayağa kalkıp şu beş hususu söyledi: Allah Teâlâ uyumaz. Zaten uyku onun şanına layık değildir. Kullarının maddî-manevî durumlarında (sürekli) değişiklikler yapar. Gündüz amelinden önce gece amelleri, gece amelinden önce de gündüz amelleri Allah a yükseltilir. O nun görülmesini engelleyen nurdur. Eğer perdeyi açsaydı, celal ve cemali, O nun gördüğü bütün mahlûkatını yakardı. (Muslim, İman, 79; İbn Mâce, Mukaddime, 13) Bu hadisi açıklar mısınız? Burada Allah ın ahlakıyla ahlaklanmaya işaret vardır. Hz. Muhammed (s.a.v) mümine diyor ki: Gaflet uykusundan uyan, hesaba çekilmeden önce nefsini hesaba çek. Her vaktini Allah a ibadete harcamak suretiyle değerlendir. 18 19

OYUNSUZ NASIL BÜYÜRÜM? Ben küçük bir çocuğum, Elimde bebeğim, Sırtımda yeleğim, Oyunlarla büyürüm. Ben küçük bir çocuğum, Elimde misketim, Sırtımda ceketim, Oyunlarla büyürüm. Ağacı toprağı severim, Hayvanları severim, Hele oyunlarla oynamayı, Daha çok severim. BABACIĞIM SENİNLE Babacığım seninle, Evimize can gelir. Yürek dolusu sevgi, Bize heyecan gelir. Oyun benim hakkım, Bırakın oynayayım, Bitince ev ödevim, Birazcık oynayayım. Babacığım seninle, Güven dolar evimiz. Mutlulukla yıkanır, Sevgiyle yüreğimiz. MEHMET ÖNAL Babacığım seninle, Umutlar kucak kucak. Doldurur evimizi, Bizi sarar sımsıcak. Babacığım seninle, Apaydınlık yüzümüz. Huzur bulur seninle, Gecemiz, gündüzümüz. Babacığım seninle, Yarına umutluyuz. Annemle kardeşlerim, Seninle çok mutluyuz. Rıfkı KAYMAZ 20 21

Muharrem AKIN KISSADAN HİSSE YALAN OLDUKTAN SONRA BiRAZ TEBESSÜM Köylünün birisi, diğer bir köylüden 10 kile buğday alacağı olduğunu iddia ediyormuş. Aslında böyle bir alacağı yokmuş ama adam bir yalancı şahit bulup, mahkemeyi aldatıp, on kile buğdayı almayı planlıyormuş. Yalancı şahit ararken Nasreddin Hoca ben şahitlik yaparım deyince adam pek sevinmiş. Öyle ya Hoca şahit olunca, Kadı Efendi kolaylıkla karar verebilir. Mahkemede Kadı Efendi Hoca ya sormuş: - Bu adamın şu adamdan on kile buğday alacağı varmış. Ne diyorsun? Nasreddin Hoca; - Evet, Kadı Efendi. Bu adamın bu adamdan on kile arpa alacağı vardır, deyince adam atılmış; - On kile buğday diyecekti, dili sürçtü herhalde, demiş. - Yalan olduktan sonra ha buğday, ha arpa. Ne fark eder, demiş Hoca. Öğüt: Haksızlığı bile bile yapmak, insanoğlunun dünya imtihanında çok büyük puanlar kaybetmesini sağlar. Kısa bir dünya hayatımız var. Küçücük menfaatlerimiz uğruna, sonsuz ahiret hayatımız için çok büyük kayıplar vermeyelim. Akıllı insan bu tuzağa düşmemelidir. Allah a hiç bir şey gizli değil ki... BAKIŞ AÇISI Gözleri görmeyen bir çocuk, sokakta ayaklarının dibinde bir şapka ile oturuyormuş. Önünde büyükçe bir kâğıt ve kâğıdın üzerinde de bir yazı varmış: Ben Körüm! Lütfen Yardım Edin! Şapkanın içinde sadece birkaç adet demir para varmış. O sırada elinde çantası ile oradan geçmekte olan bir adam cebinden biraz bozuk para çıkarmış ve onları şapkanın içine koymuş. Tam gidecekken durmuş ve çocuğun önündeki kâğıdı almış. Kalemini çıkarmış ve kâğıda bir şeyler yazmış. Kâğıdı herkesin görebileceği şekilde koymuş ve yürüyüp gitmiş. Kısa bir süre içinde şapka dolmaya başlamış. İnsanlar kör çocuğa daha fazla para vermeye başlamışlar. Öğleden sonra kâğıttaki yazıyı değiştiren adam, geri gelmiş. Çocuk adamın yürüyüşünden onu tanımış. Siz, sabah yazımı değiştiren kişisiniz değil mi? Siz gittikten sonra, bugüne kadar hiç dolmadığı kadar çabuk doldu şapkam. Söyler misiniz ne yazdınız oraya? Adam gülümsemiş. Sadece doğruyu yazdım. Senin söylediğini farklı bir şekilde söyledim o kadar. demiş. Ne mi yazıyormuş kâğıtta? Bugün Harika Bir Gün Ve Ben Onu Göremiyorum... Tabii ki her iki yazı da okuyanlara çocuğun kör olduğunu söylüyor. Ama ikinci yazıda insanlara kör olmadıkları için ne kadar şanslı oldukları da hissettiriliyor. Bazen aynı şeyi anlatmak için kullanılan farklı kelimelerin, insanlar üzerinde uyandırdığı duyguların farklılığını anlamak ve anlatabilmek gerçekten çok zordur... İrem Nur ÖZBAY 22 23

Mustafa AKGÜN HER YÜREĞE NAKIŞ GEREK Ayşenurların evlerinin bahçesinde bir ıhlamur ağacı vardı. Çok büyük bir ağaçtı. İlkbahar bitiyor, yaz başlıyordu. Sıcak günlerde ıhlamur ağacının serin gölgesinde oturmak çok hoş oluyordu. Hele bir de çiçek açtığı günlere denk gelirse ıhlamur çiçeğinin güzel kokusuna doyum olmuyordu. Ayşenur ıhlamur ağacının altındaki sandalyelerden birine oturmuş, elindeki beze nakış yapıyordu. Nakışta kullandığı iplikler kırmızı, mavi, sarı gibi canlı renklerdi. Bu sırada dedesi, sokak kapısından bahçeye girdi. Ayşenur un yanına geldi. Onu, siyah saçlarından okşadı ve şunları söyledi: Benim küçücük kızım... Ne yapıyorsun bakayım? Bunu söylerken sandalyelerden birine de o oturdu. Ayşenur, bakışlarını elindeki bezden dedesinin yüzüne çevirdi ve cevap verdi: Nakış işliyorum dedeciğim. Dedesi biraz şaşırdı. Kız sen daha on yaşında bile değilsin!... Nakış işlemeyi nereden öğrendin? Senin yapabileceğin bir iş değil ki bu!... Ablam öğretti dedeciğim. Zor bir şey değil... Öyle mi?... Ben de zor bir şey olduğunu sanırdım. Ayşenur, oturduğu sandalyeden kalktı. Dedesinin yanına geldi. Yaptığı işlemeyi dedesine gösterdi. Yüzünde bir iş yapmanın verdiği sevinç ve mutluluk okunuyordu. Bak dedeciğim!... Yaptığım nakışlar bunlar Dedesi, merakla onun yaptığı işlemeye bakıyordu. Nedir bu yaptığın Ayşenur? Bana anlat bakalım. dedi. Ayşenur, beze işlemekte olduğu tomurcukları gösterdi. Bak, bunlar gül tomurcukları dedeciğim!... Henüz daha açmamışlar!... Açacaklar!... Kız ne de güzel işlenecek motif bulmuşsun!... Kendin gibi gül tomurcuğu!... Bu tomurcuklar büyüyüp açacaklar değil mi çocuğum? Evet dedeciğim. Tomurcuklar büyüyüp gonca olacaklar. Sonra da açıp gül olacaklar. Dedesi vurgulu bir ses tonuyla şunları söyledi: İşle yavrum işle!... Bu boş bezin üstüne tomurcuk işle!.. Biraz daha büyümüş goncaları işle!... Açılmış gülleri işle!... Ayşenur, dedesinin anlattıklarını dinliyordu. Dedesinin sesi çok duygulu idi. Ama, daha başka güzel şeyler de işle!... Bugün insanoğlu güzel duygulara muhtaç... Güzel hasletlere muhtaç... Elindeki beze, bu tomurcukları, goncaları, gülleri işlerken o küçücük yüreğine de bazı güzel duygu ve hasletleri işle... Ayşenur meraklanmıştı. Ne gibi dedeciğim? diye sordu. İnsanın muhtaç olduğu, hasret kaldığı pek çok güzel duygu ve haslet var kızım. Sevgi, saygı, vefa, merhamet, yardımseverlik, alçak gönüllülük, etrafına ikramda bulunmak, hediyeleşmek bunlardan sadece birkaçıdır. Bunları da yüreğine işle. Her çocuk bunları yüreğine işlesin. Geleceğin toplumunu sizler oluşturacaksınız. İşlesin ki, sizlerin yürekleri, kalpleri, gönülleri bu güzel duygu ve hasletlerle bezenmiş olsun. Ayşenur un yüzünde imrenme duyguları belirmişti. Böyle bir toplum ne kadar güzel olur değil mi dedeciğim?!... Elbette... O zaman bin bir türlü kötü şeyin olduğu şu toplumda, pek çok güzel şeyin olduğunu görürdük. Birbirini seven insanlardan meydana gelmiş bir toplum düşün. Birbirlerine, bazılarını saydığım bu güzel duyguları besleyen insanlardan meydana gelmiş bir toplum hayal et. Bunun nasıl bir toplum olabileceğini tasavvur et kızım. İnsan olarak bu duygu ve davranışlara ne kadar muhtaç olduğumuz ortadadır!... Benim güzel kızım!... Onun için, bezine gül tomurcuğunu, gül goncasını, açılmış gülleri işlerken, yüreğine de bu duyguları işle. Her çocuk yüreğine bu duyguları işlemeli. Çünkü her yüreğe nakış gerek. 24 25

Erdal KARASU Reklamcılık ne güzel bir meslek Kitaplıktaki ansiklopediden reklam hakkında okuduğum sonra da tuttuğum notlar şöyle: Reklam; bir markayı tanıtmaya ve halka bir ürünü beğendirip satın almaya yönelten, söz, yazı, resimle yapılan etkinlik Günümüzde bir malın alıcı bulması için en az malın kalitesi kadar yapılan reklamın da önemi büyüktür. Reklamlar, gazete, dergi, radyo, sinema, televizyon, internet gibi yayınlarla yapılır; ya da duvarlara levhalar, afişler asılarak göz önüne serilir. Reklamcılık, piyasaya çıkan yeni ürünleri, yeni eşyaları halka haber vermekle de yaşam standardının yükselmesini sağlar. Daha güzel evlerin yapıldığını, daha şık ve albeni modelleriyle ayakkabı ve elbiselerin, kullanışlı makinelerin, farklı markalardaki tatlı ve tuzlu unlu ürünlerin, daha çağdaş bir beyaz eşyanın piyasaya çıktığını hep ilanlardan öğreniriz; sonra da bunları almaya çalışırız Reklamcılık, bugün öylesine büyüyüp gelişen bir sektör ki, bu yolla elin oğlu karlar içinde yaşayan Eskimo ya bile buzdolabı satıyor. Çocukken yalnızlıktan sıkılırdım. Dayım, oturduğumuz sahil kasabasına geldiğinde oyunlar ALTINOVA EVLERİ REKLAMI icat ederdik. Hadi yeni baştan bir ilçe kuralım derdim. Mesleği şehir planlamacılığı olan dayım büyük bir kâğıda şekille iş yerleri, sosyal alanları, okulları, polis ve jandarma gibi güvenlik kurumları, fabrikaları, camileri, caddeleri, kavşakları, ağaçlık alanları, meydanları, parkları, sinemaları ve içinde binlerce konutların olduğu yeni bir ilçe çizerdi. Hamam bile koyardık çizdiğimiz ilçeye. Bu oyunu oynarken sonlara doğru, ilçede eksik olan şeyin artık ne olacağını uzun uzun düşünürdük. Sonra oyunu bitirirdi. Yepyeni, modern bir ilçe yapmıştık ikimiz. Aramızda konuşmalar başlardı bu kez. İnsanlar bu yeni, çağdaş evlere taşınacaktı. Dayım, Gazeteye ilan verelim, tanıtalım bu evleri ve ilçeyi derdi. Günümüzde her şey reklamla oluyor. Örneğin, bir fabrika bardak üretiyorsa, satmak için bile televizyona, gazeteye reklam veriyor. Bu evleri satmak için reklam şart. İyi bir reklamcı ile anlaşmamız gerek Yatma saatine kadar dayımla konuşurduk. Sonra dayım gülümseyerek, İyi geceler derdi ve yatağıma uzanırdım. Şimdi orta üçe gidiyorum. Dayım İstanbul da Çocukken bir kâğıda çizdiğimiz modern evler için bir reklam metni hazırladım. Dayım, Her şeyde çok iyi olmak için, başladığın işe yenilik getirmek, başarıya giden ilk adımdır demişti. Ben de reklam metnini mizahla harmanlayarak, kendimce bir yenilik yaptım. Reklam metni şöyle: Altınova Evleri Reklam Metni: Ü n l ü l e r A l t ı n o v a E v l e r i n d e Mimar Sinan: (Elinde bir gül buketi tutmakta) (Kamera, Altınova konutlarını gösterirken Mimar Sinan konuşur): Diyar-ı Osmanlı da pek çok hanlar, hamamlar, köprüler, kervansaraylar ve camiler yaptım. Ama bu mükemmel konutları görünce pek beğendim ve hayran kaldım. Biraz da kıskandım. Göz kamaştırıcı konutları ile burayı kalite standardı yüksek, çağdaş bir yaşam alanına dönüştüren şirkete bu gül demetini hediye etmek istiyorum. Öyle beğendim ki, bu site içinden ben de, bir villa almak istiyorum. Dayım bize geldiğinde bu reklamı bakalım beğenecek mi? Eğer beğenirse reklam metni yazmaya devam edeceğim. Ben bu işi seviyorum galiba 26 27

Ahmet EFE örnek İNSANLAR Hz. Veysel KARANİ Camii ve Türbesi Tabiînin En Büyüğü Hz. Veysel KARANİ Annesine karşı gösterdiği üstün sevgiyle dillere destan olan Hz. Veysel Karanî aslen Yemenlidir. Asıl adı Üveys Bin Amir Karnî dir. Yemen in Karen köyünde doğmuştur. Sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şerifinde onu överek: Üveys-i Karnî, ihsan ve iyilikle tabiînin hayırlısıdır. buyurmuştur. Tabiîn diye Resul-i Ekrem-i görmeyip, ancak sahabeleri ile görüşen kimselere denilir. Gerçekten Veysel Karanî, Peygamberimizle görüşmek için Medine ye kadar gelmiş, ancak onun evde olmadığını öğrenince, annesine verdiği söz gereği geri dönmek zorunda kalmıştır. Allah ın sevgili kullarından biri olan Veysel Karanî nin pek çok kerametinden bahsedilmektedir. Peygamberimizin, vefatından sonra hırkasının ona verilmesini söylemesi de Veysel Karanî nin büyüklüğünü göstermektedir. Hz. Ömer zamanında Medine ye gelen ve büyük bir sevgiyle karşılanan Veysel Karanî, uzun yıllar Basra da yaşamış. Hz. Ali ile Hz. Muaviye arasındaki savaşta Hz. Ali tarafını tutmuş, Hicretin 37. yılında şehit edilmiştir. Peygamberimizin kendisine verdirttiği meşhur hırka 1617 yılında Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecid e hediye edilmiş olup Eyüp te yaptırılan Hırka-ı Şerif Camii ne konulmuştur. Tabiînin en büyüğü sayılan Hz. Veysel Karanî nin annesine karşı gösterdiği sevgi, bugün bile bütün canlılığı ile anlatılmakta ve bir çocuğun annesine göstermesi gereken saygı ve sevginin sembolü özelliğini korumaktadır. 28 29

Şebnem Güler KARACAN Yusuf HALICI HAYDİ OYUN OYNAYALIM ANNEM MARKETE GİTTİ Bu oyunda markete bulunmayacak ürünleri sayıp haksız yere puan almaya uğraşmayalım. İSTANBUL LU MASALLAR Kaç Kişilik? 3-5 kişi arasında oyuncuyla oynanabilir. Kazandırdıkları; Yeni kelimeler bulma ve dikkat ölçme oyunu. Nasıl oynanır? Çocuklar bir masa başında toplanırlar. Bir tanesi oyuna başlar. Annem markete gitti. Meyve suyu aldı der. Hemen yanındaki çocuk yine markette bulunabilecek ve M harfi ile başlayan bir kelime bulmak zorundadır. Mesela: Kardeşim markete gitti mendil aldı der. Herkes M harfiyle başlayan kelimeleri bulup, cümle içinde kullandıktan sonra başka bir harfe geçilir. Çocuklar oyunu uzatmak isterlerse farklı şekillerde de oynamaları de mümkündür. Mesela, pazar, lunapark, giyim mağazası gibi yerlerden alınabilecek eşyalar da cümle içinde kullanılabilir. Kaf Dağı nın sultanı, kuşların sultanına ferman etmiş: Duydum ki bir diyar varmış İstanbul diye Dünyanın tacı, gönüllerin ilacı imiş. Her kim görürse orayı, mest olurmuş gönül sarayı Dilerim ki İstanbul u İstanbul yapan güzellikleri bilelim. Biz de Kaf Dağı na bu güzellikleri serelim. Kitap Kuşu dağları aşmış, dereleri geçmiş, kanat kanat İstanbul a ulaşmış. Boğaz ın çiçek kokulu havası değmiş kanatlarına İstanbul u İstanbul yapan gizemli sözleri aramaya başlamış. Her uğradığı yerde eşi benzeri olmayan şeylerle karşılaşmış. Kuşların minyatür sarayını görmüş, çok etkilenmiş. Fakirlerin borcunu ödeyen cömert zengini görmüş, duygulanmış. Atlara tatil yaptıran faytoncuyu görmüş, alkışlamış. Sadaka taşına gizlice para koyan insanları görmüş, hayran kalmış. Dertlilere derman olan âlimin sepet asansörünü görmüş, duaya dalmış. Boğaz ı uçarak geçen Hezarfen i görmüş, şaşakalmış. Karıncayı incitmeyen sultanı görmüş, kaleme sarılmış. Gördüklerini yazmış da yazmış. Ve ortaya İstanbullu Masallar çıkmış. İstanbullu Masallar ı Kaf Dağı na götürmüş. Götürdükleri, Kaf Dağı nı öyle güzelleştirmiş ki İstanbul yüzyıllarca masal şehri olarak anılmış. Yazarı: Nurefşan Çağlaroğlu Resimleyen: İlknur Salman Sayfa Sayısı: 96 Özellikler: 1. Hamur, Ciltli, Büyük boy, Resimli, Renkli. Tür: 10 Yaş ve Üzeri Nesil Yayınları Telefon: 0 212 551 32 25 - Faks: 0 212 551 26 59 30 31

5 1 2 3 Fadime nin Kedisi Fadime nin bir kedisi varmış. Temel de hiç sevmiyormuş bu kediyi. Ne zaman eve gelse evdeymiş kedi. En sonunda sinirlenmiş bir gün kediyi alıp uzak bir yere götürmüş. Geri gelmiş ki kedi evde... Daha da sinirlenmiş... 2. gün daha uzak bir yere götürmüş... Geri gelmiş ki kedi gene evde 3. gün çooooook uzak bir yere götürmüş sonra eve telefon açmış... Telefona cevap veren Fadime ye sormuş: 4 7 6 - Ha o gıcık kedi evde midür? Fadime: 8 - Burdadur 9 Temel: - Ha o kediyi telefona versene ona yolu soracağum... İngilizce Biliyormuş Temel gemisiyle ilk kez yurt dışına gitmişti. Gemi Liverpool Limanı na yanaşırken iskeledeki İngiliz e bağırır: 10 1 11 - Tut şu halatı! İngiliz bir şey anlamaz, öylece bakar. Temel yine bağırır: Peygamberimizin süt kardeşi 2 Peygamberimizin süt annesi 3 Peygamberimizi Medine de ilk olarak misafir eden sahabi 4 Hz.Hatice validemize ilk müjdeyi veren amcazâdesi - Tut şu halatı! İngiliz de gene bir hareket yok. Temel ortaokuldaki İngilizcesi ile bağırır: - Do you speak English? İngiliz hemen: - Yes... Yes... der. Temel öfkeyle bağırır: - O zaman tut şu halatı..! 5 32 Peygamberimizin sadık hizmetçileri 6 Peygamberimizin doğduğu ay 7 Peygamberimizin İslam ı tebliğ amaçlı Mekke dışına gittiği ilk yer 8 Peygamberimize Medinelilerin ilk biat ettikleri yer 9 Peygamberimizin Medine ye gönderdiği öğretmen 10 Peygamberimizin Mirac gecesi bindiği binek 11 Peygamberimize Taif de üzüm ikram eden köle 33

Çengel Bulmaca Haziran Fillerde mastar eki Bir tür lahana 63. sure İçine Sıcak içecek esen rüzgâr konulan cam kap Üzerinde Everest tepesinin de bulunduğu dağ Hazırlayan: 1 Kan kanseri 13 11 Uygun davranma, güzel ahlak Yırtıcı bir balık Mısır a hayat veren nehir Batarya Bir marangoz aleti 14 Sabit sayı Genelde yolcu uçakları için kullanılan gecikme Bir müzik parçası veya şarkının söyleniş biçimi Diyarbakır da bulunan Türkiye nin ikinci en büyük barajı 5 Eski bir ceza yöntemi Namazda kıyam, rükû ve secdelerden oluşan bir bölüm 15 6 2 Acı, üzüntü, dert, keder Yıl Minarede ezan Kuzey okunan yer Allah ı çok zikreden Dünya nın en büyük gölü Peygamberimizi öven nazım eser (Tersi) Beyaz 3 Kâfirlere karşı savaşmak üzere girişilen faaliyet İlave 8 Tümör Yürümemizi sağlayan organımız 9 Bir nota Tren istasyonu Manası efendi veya yüce olan Allah a ait bir sıfat 12 (Tersi) Boy, uzunluğun karşıtı 4 Cıva nın ilk hecesi Şiirde her kıtadan sonra tekrarlanan beyit Karadenizlinin teknesi Bir yük hayvanı Kaybolma, yitme Hayvansal bir gıda 10 Bir bölgemiz 7 Araba yapan veya satan kimse Çengel Bulmaca Mayıs Damga, mühür K A Ş R A M A A R A T K A M A D M E K A N E K K İ T M R Z D E H A V Ülkemizin kuzeyinde bulunan deniz Oruç ayı Kışın yağar Bebek yiyeceği Dinen yapılması hoş olmayan davranışlar MAYIS Çengel Bulmacanın Çözümü ŞİFRE: AZA KANAAT ETMEYEN ÇOĞU BULAMAZ Hazırlayan: Hamidullah Halıcı E İ A N A M N K İ H K L Ek Namaza çağrı Yabani hayvan barınağı Vurmalı bir müzik aleti Evi sıcak su dolaşımıyla ısıtan sistem Askerin su kabı Dört kenarı eşit olan Kakao ile yapılan tatlı yiyecek Fiillerde bir olumsuzluk eki A L O R K S A L İ E S A F E E E A R (Tersi) Kırşehir in bir ilçesi Hıristiyanların ibadet yeri Gülünç olan Maç yöneten kişi Derin çanak Bir erkek ismi Zehriyle Kırım Konga Hastalığı yapan hayvan Ordu nun bir ilçesi Yayvan, genişçe sepet İstek dışı yapılan hareketler Sağ ve esen olarak, hiçbir kötü durumla karşılaşmadan Çift olmayan Ara, aralık, uzaklık (Tersi) Hayvan yiyeceği Zar ın ünsüzleri Bilgisayarda Sil tuşu Dev in ünsüzleri Her türlü kara taşıtı Beklenmedik, kötü, bir haber veya olay karşısında duyulan üzülme sözü V E D E F A R E E İ S E İ K A Y M E I E A A B A Etrafı denizle çevrili kara parçası Tok olmayan Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek Tespihin en başında bulunan İlave (Tersi) Elâzığ ın bir ilçesi (Tersi) Peşin olmayan alışveriş Avrupa Birliği nin kısa yazışlı Örümceğin yuvası Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulunduğu karelerdeki harfleri aşağıdaki kutucuklara yazarak şifreyi bulun 1 2 1 3 1 4 9 10 11 12 34 1 6 5 7 6 13 12 14 1 7 1 2 1 5 8 6 4 35

36