İki Ş den Şiddetle Kaçınmalıyız: Şehvet ve Şüphe

Benzer belgeler
Bir Öncelikliler Sıralamamız Olmalıdır

Davetçi İçin Şuayb Aleyhisselamdan Süzülmüş İlkeler

Neyi Göremiyoruz?-10

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ÂLİM ÂMİLDİR. Nureddin Yıldız ın Hadislerle Diriliş (34.) dersidir.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

KUR AN HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ)

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

ه: د ع ل ض ب او ت ن ل ه ب م ذ ت خ أ إن ا م م كي ف ت ر ك ت د ق ي فإ ن يت للا س ن و با ك ت

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

İnsan ve Sağlığı-3. Nureddin Yıldız ın Tıbba Müslümanca Bakış (11.) dersidir.

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

Davetçinin İşi Acildedir, Poliklinik Hizmeti Sonra Gelir

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

Hor görme, aşağılama, hakir kabul etme günahını ilk işleyen şeytandır.

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

Mağaradan Arşa-4. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (63.) dersidir.

YARDIM HARİTASI-2. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (31.) dersidir.

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

SELÂMIN ŞEKLİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Böyle Dönecek Dünya-2

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Terceme : Muhammed Şahin

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

Mağaradan Arşa-5. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (64.) dersidir.

حديث توسل آدم نليب وتفس : {وابتغوا يله الوسيلة} şeyh Muhammed Salih el-muneccid

YARDIM HARİTASI-1. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (30.) dersidir.

Zorlamak Değil Yön Vermek Üzere Kurulu Stratejiler Geliştirmeliyiz

Böyle Dönecek Dünya-1

ORUCA BAŞLAMADA ASTRONOMİK HESABA MI GÜVENİLMELİ YOKSA HİLALİ GÖRMEK Mİ GEREKİR? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

Müslümanlık ve İslam şeriatı, bilinenler-anlaşılmışlar-uygulanabilirler ve insan için olanlardan oluşmaktadır.

Fay Hattındayız-13. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (77.) dersidir.

فضل صالة الرتاويح اسم املؤلف حممد صالح املنجد

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Adak Hakkında Bilinmesi Gerekenler

هل الا نبياء متساوون. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İNSANLARA İLİM ÖĞRETMENİN VE ONLARI İYİLİĞE DÂVET ETMENİN FAZÎLETİ. Râşid b. Hüseyin el-abdulkerim. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hâmile kadın için haccın hükmü

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İnternet Fıkhı 4. Nureddin Yıldız ın tarihli (296.) Hayat Rehberi dersidir.

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

EV SOHBETLERİ 135. Sohbet SOHBET BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR! 1

İslâm da Meşrû Mülk Edinme Yolları

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

Toplu halde duâ etmenin hükmü

Altı aylık iken anne karnından düşen ceninin cenaze namazını kılmanın hükmü

Teminatımızın Yüzde Ellisi

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Garipliğimizin Anlamı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları

Kur an ımız Yegânedir

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

HAYAT REHBERİ. DERSLERi. Nureddin Yıldız ın tarihli (330.) Hayat Rehberi dersidir.

Fay Hattındayız-14. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (78.) dersidir.

Bilen Bildiği Kadarıyla Allah a Davetten Sorumludur

Okul Öncesi İçin DUÂLAR SÛRELER. Melek BOZDOĞAN Murat BOZDOĞAN

Dinin Dersi. Nureddin Yıldız ın tarihli (283.) Hayat Rehberi dersidir.

Tıbbî Zaruret-1. Nureddin Yıldız ın Tıbba Müslümanca Bakış (14.) dersidir.

NEVÂKIDU L-İSLÂM METNİ VE TERCÜMESİ

İmanın Ağırlığı. Nureddin Yıldız ın tarihli (280.) Hayat Rehberi dersidir.

Kur an ın, şerî meseleleri ders verirken aynı anda tevhid dersi vermesi hakkında izahta bulunabilir misiniz?

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?)

Dörde Bölünmüş Bir Programla Çalışmalıyız

118. SOHBET Kadir Suresi SÛRE VE MEÂLİ:

şeyh Abdulaziz b. Abdullah b. Baz

YÖRÜNGEMİZİN TESPİTİ. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (33.) dersidir.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

MÜMİN SEÇİCİDİR. Nureddin Yıldız ın Âsiye Olmak (42.) dersidir.

ÇALIŞMANIN ÖNEMİ ÇALIŞ

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

İnsan ve Sağlığı-5. Nureddin Yıldız ın Tıbba Müslümanca Bakış (13.) dersidir.

İNSAN ALLAHIN HALİFESİ Mİ? (HALEF- SELEF OLAYI) Allah Teâlâ şöyle buyurur:

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

GÖZ ÖNÜNDE NESİL-3. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (17.) dersidir.

Âlimden Âlime Köprü-2

Her elini uzatana (isteyene) zekât verilir mi?

Terceme : Muhammed Şahin. Mevlid-i Nebevî'yi kutlamayı müstehap olarak görenlere reddiye. Muhammed Salih el-muneccid. Tetkik : Ali Rıza Şahin

141. SOHBET. Nifak bir hastalıktır.

Nureddin Yıldız ın Musab bin Umeyr Davetçi Okulu için yaptığı Musab Olmak (4.) dersidir.

İki secde arasında otururken ellerin durumu nasıl olmalıdır?

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Şüpheler Sarmalı-1. Nureddin Yıldız ın Dünya Nasıl Dönüyor? (58.) dersidir.

Âlemlerin rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun.

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

Transkript:

İki Ş den Şiddetle Kaçınmalıyız: Şehvet ve Şüphe Nureddin Yıldız ın Musab bin Umeyr Davetçi Okulu için yaptığı Musab Olmak (13.) dersidir.

ب س م للا الر ح م ن الر ح يم ا ل ح م د هلل ر ب ال ع ال م ين. و ص ل ى للا و س ل م ع ل ى س ي د ن ا م ح م د و ع ل ى ا ل ه و ص ح ب ه ا ج م ع ين. Âlemlerin Rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun. Peygamber e vâris olmak, Kur an ve hadisle iş yapmadıkça başarı beklenemeyecek bir iştir. Peygamber in mesleğini, psikoloji-sosyoloji veya başka bir bilimi merkeze alarak yürütemeyiz; onlar anca ambalaj malzemesi olabilirler gereksizlik anlamında değil öncelik anlamında. Nihayetinde bir öğretmeni veya organizatörü konuşmuyoruz, Allah a davet edeni konuşuyoruz. Sosyolojik birtakım kurallar elbette dosyasında bulunsun, pedagojiye dikkat etsin ama bunları merkezine almasın. Mesela Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan biri öğretmenlik görevi yapacağı zaman kendi doğruları olan pedagojik kuralları uygulayarak devletin merî kanunlarını yok sayabilir mi? Eğitim bakanlığının genelgesine uyarsın, ona uyarken pedagojine de uyabilirsin ama esas olan genelgedeki kanunlardır. Allah a davet eden kimsenin bazı kurallara dikkat etmesi gerektiğini önceki temaslarımızda zikretmiştik. Bunları saymaya devam etmeliyiz. İnsanlar hayatı basamak çıkar gibi yaşarlar. Zengin olan, basamakları çıkarak olur. Elli yaşına gelenler de basamakları çıka çıka gelirler. Yemek yeme dahi adım adım öğrenilir. Hayatta her şey basamaklandırılarak oturtulmuştur. Şeriat lisanında buna tedriç denir. Kur an-ı Kerim de tedricen, yirmi üç yılda inmiştir. Çünkü hayatın kendi de öyledir. Gençlik bir basamaktan sonra gelir, olgunluk ondan sonrasıdır, ihtiyarlık daha sonrası. Bu hayatın bir gerçeği olduğuna göre davetçi de dini, tepeden indiremez. Çocuk eğitiminde de yaşlıların davetinde de böyledir. Bunu şöyle anlayabiliriz: Bir şehir, okul veya herhangi bir insan topluluğunun bulunduğu yere giden davetçi, mesela perşembe günü saat 09 da gittiği bir konferansın ardından saat 13 itibariyle herkesin şeriat ehli, âlim ve takva olacağını beklememelidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemde dahi göremiyoruz bunu. Onun yanında yirmi üç yıl boyunca eğitim görenler dahi, şu veya bu oranda yapmamaları gereken şeyleri yaptılar huzurunda. İnsan, hayatı basamaklarla yaşıyor ve dümdüz yolda yaşanmıyor hayat. Doğar doğmaz 1.80 boyunda ve 80 kilo, yemek yapmayı bilen biri olmuyor. Din de hayatın yaşanışına ve aktığı yatağa doğru gider. Hayat istikametinin tersine doğru giden din, insanların kabul edemeyeceği bir dindir. Davette elif cüzü öğretip sonra tecvit-talime geçilecek ve sure ezberleri ardından gelecek. Dini hayata geçirmek de böyle bir sıralama gibidir. Sakalını bugün bırakıp cihada bugün başlayamaz insan. Karşısındaki insanın dinde geldiği noktanın ve gelmesi gereken yerin ne olduğunu ölçer bir davetçi. Aradaki eksik mesafeyi tartmak ve bu yolun ne kadarda alınacağı üzerine hareket etmek, bir davetçinin yapması gerekendir. İnsanların helal ve haram bilmediği bir yerde en ince mekruh ayarlarıyla yasaklar açıklanmaya başlanmaz. Can kurtarmak, çizik kurtarmaktan daha önemlidir. Toplumda imanın varlık-yokluğu tartışma götürürken insanlara Ebu Bekir radıyallahu anh düzeyinde bir imanın kabul edebileceği konuları anlatamayız. Bu, insanlara çekip gitmelerini ve sözlerimizi dinlememelerini söylemek kadar çetrefilli ve yanlıştır. İnsanların meleklerle bağlantısını test için şunu yapabiliriz: Âmentü de Allah a imandan sonra melekler gelir sıralama olarak, peygamberler ve kitaplardan da önce. Melekler sen camide veya evde otururken de yanında mıdır? Bunu sorduğunuzda evet der. Ama bunun nasıl bir hissiyat olduğunu açıklaması istendiğinde, sözgelimi az önce ettiği bir küfrü eğer meleklerin yanında olduğunu biliyorsa nasıl edebildiği sorulduğunda, görürüz ki esasen ayete-hadise ve bütün iman değerlerine dayanıyor

olmasına rağmen meleklere imanın pratikte bulunmadığını ve bunun sözel olarak kabul edildiğini görürüz. Eğer meleklere iman güçlü olsaydı, insanlar araba sürerken kırmızı ışıkta kimse görmüyorken de geçemezlerdi. Kaza olup öldüğünde şahidi bulunmadığını söylemezlerdi. Meleklere imanın pratiğe döküldüğünde yokluğu söz konusu ve bu pratikteki yokluk, bizim toplumumuzda oldukça yükseklerdedir. Yalan konuşurken, itikat sorunu yaşarken veya başka bir tezahürle karşımıza çıkar. Böyle bir topluma, bir tarikat şeyhinin rabıtayı telkin ettiğini düşünelim: Rabıtanın olup olmayacağını bir kenara bırakalım ve var kabul edelim. Meleklere iman, mümin olmak açısından bir insanın ciğerkalp mesabesinde önemli bir organı durumundayken bir tarikata intisap edildiğinde rabıta ne durumda ve kaçıncı derecede olabilir? Meleklere iman onlarca ayet ve hadisle, ümmet-i Muhammed in icmasıyla sabitken rabıtanın hükmü tartışmalıdır. Peki böyle bir durum ortadayken tarikata gelen bir Müslüman a defalarca aşılanması gereken şuur; meleklerin sürekli denetiminde olduğu ve onların kontrolünü hissederek yaşaması gerektiği midir yoksa gözünü kapatıp şeyhini tahayyül ile üzerinde kurduğu otorite midir? Bir Müslüman a kıyamet gününde, rabıta yapıp yapmadığı sorulacak mı? Meleklere imanı olmayan girebilecek mi peki cennete? Bu ikisi arasında ne büyük uçurum var. Hâl böyleyken tarikatlarda meleklere imanın takviyesi ne kadar, kişi gelir gelmez rabıta prosedürü ne kadar uygulanır? Meleklere imanı olmayan birinin cehennemde ebedî kalma riski varken asıl yapılması gerekenle olmasa da olur seviyesindeki iş arasında bulunan farkı tespit edememek, davetçinin işlememesi gereken bir hatadır. İnsanların meleklere imanının olup olmadığının belli olmadığı bir yerde bizim kendi kendimize program uydurmamız anca bizi tatmin edebilir; İslam ı ve Müslümanlığı ayakta tutmaz. Bir tarikatta şeyhin üzerinden yapılan rabıta, meleklere imandan daha güçlü olduğunda tarikatlar da İslam dan daha güçlü olabiliyorlar. Bu, tarikatın-rabıtanın varlığı-yokluğuyla ilgili bir mesele değil; sıralamayı konuşuyoruz. Varsa niye meleklere imandan öne geçirilsin ve geçirilirse ne ağır bir hata yapılmış oluyor, bunu ifadeye çalışıyoruz. Tedricen yani basamak basamak öğretmek ve yaşatmak, dinin öz konularından biridir. Öncelikle iman esasları, sonra ibadetlerdeki farzlar, sonra haramlardan ne kadar sakınıldığı konuları gelir. Ardından da sünnetler, nafileler, mekruhlar gündeme alınabilir. İman esasları önce gelmediği sürece namazın da bir kıymeti yok. Allah a itimat diye bir meselemiz var. Defaatle zikrettiğim bir örnektir, doksanlı yılların İstanbul unda su kıtlığı yaşanırdı. Beykoz da bir yağmur duası tertip edilmişti ve babamla beraber ona gitmeye karar verdik. O zaman dört yaşındaki yeğenim de arabayla gideceğimiz için macera olur diye gelmek istedi. Kalabalıkta sahip olamayız diye onu almadık. Orada ne yapacağımızı sorunca da yağmur yağmıyor, yağmur duasına gideceğiz dedik. Biz evden çıkmış, arabaya biniyorken yanımıza gelip dede dedi, madem yağmur duasına gidiyorsunuz, niye şemsiye almıyorsunuz yanınıza? Bunu düşününce hakikaten öylece kalakaldık. Bizim aklımızdan geçen, zaten kabul mü olacak da şemsiye alalım yanımıza, gibi bir düşünceydi herhâlde. Demek ki o çocuğun dört yaşında Allah için taşıdığı itimat, benim kırk yaşında taşıdığımdan fazlaymış.

Bir insan daha Kur an-ı Azimuşşan a tutmadan benim kitaplarımı niye okusun? Dünyanın en değerli kitabını yazmış olsam bile benim eserim hiçbir zaman farz-ı ayın olan ilmihâl düzeyinde değil. Öyleyse ilmihâli okumadan önce benim kitabımı niye okusun? Aksi takdirde İslam değil cemaatler büyüyor. İslam yerinde sayarken cemaatler holdingleşiyor. Ümmetin halifesi var mı diye bir dert yok ama halifeden daha otoriter liderleri var Müslümanlar ın. Çünkü Kur an okunup okunmadığından fazla kendi hoca efendisinin o günkü yazısının okunup okunmadığını merak ediyor insanlar. Hadis-i şerifi de hoca efendisinin yazısını desteklemek için okuyacak kadar ileri gidebiliyor bu durum. Kıyamet günü yanlış tedaviden dolayı yargılanmak da var. Bu, erkekler arasında olmaktan daha fazlasıyla kadınlar arasında geçerlidir. Çünkü başta bidatler olmak üzere nafileler dahi kadınlar arasında kolayca abartılır. Erkekler arasında bu tür taktik hataları çorak bir araziye atılmış tohum gibi kalır daha çok. Kadınlar arasında ise sulamadan bile büyür böyle bir tohum. Dine bağlılık da daha hassastır kadınlar arasında. Kadınların direnişi ve şehadet arzusu da daha güçlüdür. Şerre de hayra da erkekten önce gelir kadın. İlk iman eden ve Resûlullah aleyhisselamı elinden tutup kaldıran kişi bir kadındır. Ümmet-i Muhammed iz milyarlar olarak ama Hatice radıyallahu anhadan sonra geliyoruz hepimiz. Tedriç konusunda kadınlar başlığını ayrıca ele almak lazım. Dikkat edilecek bir diğer husus, davetçinin iki şeyi kendine düşman bilmesidir: Şüphe ve şehvet. Bunlar davetçinin sağ ve sol ayağının altındaki bilyelerdir, kaydırırlar. Âlim, çok meşhur veya medyatik olmak şeytana karşı kurtarıcı değildir üstelik daha forslu birini kaydırmaktan daha mutlu olur. Davetçi bu iki ş den kaçınacak yoksa Allah a davet eden biri olmak niteliğini kaybeder. Bundan sonra da herhangi bir şekilde geçmişi, bilgisi, konuşmaları veya kitapları onu kurtarmaz. Şüphe ve şehvet, zamana göre bir miktar farklılaşabilir ama Âdem aleyhisselamdan beri hemen hemen aynıdır. Şehvet denince aklımıza hemen belden aşağı konular gelir; büyük oranda da o demektir zaten ama genel olarak şehvet, insanın arzu edip peşine düştüğü şeylerin adıdır. Cinsellik de insanın arzularından olduğu için bir şehvettir, para toplamak veya yemek de. Peygamber aleyhisselamın sünnetini anlattığı bir toplantıda kâfirler gibi yiyen veya şüpheli şeylerden kaçınmak gerektiğini söyleyip kola içen bir davetçi, yemek şehvetinden ve şüpheli şeyden ayağı kaymış davetçiye örnektir. İnsanın evinden çıkarken gömleğinin düzgün, ceketinin ütülü ve saçının taranmış olması efendiliğin gereği ve Efendimiz aleyhisselamın da emridir. Davetçi şık olmalıdır, kıyafeti ve tıraşıyla. Ama bir davetçi, ayna karşısında uzun uzun durmaz. Bu görüntü şehveti demektir. Efendimiz aleyhisselam, saçı dağınık olanları uyarmış ve uzun saç bırakanları saçına bakmakla yükümlü tutmuştur. Aynı Peygamber aleyhisselam, her gün ayna karşısında olmayı da yasaklamış. Demek ki bunun bir ortalaması bulunmalı ve bulunmazsa şayet, şehvete dönüştüğü bilinmeli. Davetçinin bir tane takım elbisesinin olması uygun değildir ama otuz tane de olmamalı. Bir ceketine bir daha sıra gelmeyen kişi, elbise şehvetine takılmıştır. Elbiselerinin peşinden giden adam kendi peşine insan toplayamaz. Davetçinin şehvetlerle ilgili espri yapması bile önemlidir. Bu memlekette davetçi-hoca konumunda olmuş kişiler hakkında toplumda bir algı yoklaması yapılsa ve hoca denince akla gelen ilk üç şey sorulsa yemektir ilk sırada olan. Kürsüleri inleten bir adamın yemekler hakkında insanlar içinde uluorta espri yapması tehlikelidir. Sofra başındayken uzaktan da olsa fotoğraf çektirilmemelidir, bir sululuğa mahal verilmemesi için. Çünkü sonradan oluşacak bir olumsuz imajı tamir mümkün olmayacaktır, baştan çektirilmemesi gerekiyor fotoğrafın.

Tâbiinin büyüklerinden Fudayl bin Iyad a nispet edilen bir söz, avama mubah olan bize mubah değildir der, çünkü biz müminlerin önünde duruyoruz. Dondurma yemek haram değil, mubah; ama sen oturup parkta dondurma yiyemezsin çünkü bu görüntü olarak bir lükstür. Gülmek herkese mubahtır ama sen kalabalıkta dişlerini göstererek uzun uzun gülemezsin. Evli bir Müslüman ın, eşinin kolunu tutarak yürümesi ne ayıp ne günahtır, üstelik beraber yürümelidirler de. Davetçi ise hanımıyla kol kola bir görüntü vermemelidir. Çünkü davetçi tanınan biridir ve bu durum, hanımıma da bakın demeye gelir. Ne haram ne günahtır; ama bir hassasiyettir bu. ا ل ح م د هلل ر ب ال ع ال م ين. و ص ل ى للا و س ل م ع ل ى س ي د ن ا م ح م د و ع ل ى ا ل ه و ص ح ب ه ا ج م ع ين. Âlemlerin Rabbi Allah a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselama, ailesine, ashabına salat ve selam olsun.