81 il için içme suyu eylem planı Kasım 12, 2012-3:08:17 Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, suya çok önem verdiklerin ve 81 il için içme suyu eylem planı hazırladıklarını belirterek, ''Bütün şehirlerimizin 2040, 2050, 2060 yıllarına kadar su ihtiyaçlarını temin etmek için bütün projeleri yaptık'' dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan Eroğlu, 69 bin 151 personel ve 13 milyar 851 milyon 138 bin liralık 2013 yılı bütçesi ile Türkiye'nin önde gelen yatırımcı bakanlıklarından biri olduklarını söyledi. Bakanlık tarafından 2003-2012 yıllarında toplam 50.8 milyar liralık yatırım yapıldığını aktaran Eroğlu, bunun 46.1 milyar liralık kısmının DSİ, 4.3 milyar lirasının ormancılık, 190.3 milyon lirasının meteoroloji, 237.9 milyon lirasının ise doğa koruma ve milli parklar yatırımı olduğunu belirtti. Türkiye'nin toplam orman alanının 21.6 milyon hektar olduğunu, bunun da ülke yüzölçümünün yüzde 27.7'sine tekabül ettiğini kaydeden Eroğlu, 2023 yılına kadar bunu yüzde 30'a çıkartmayı hedeflediklerini bildirdi. Hem orman alanlarının hem de odun servetinin arttığını vurgulayan Eroğlu, Ulusal Ağaçlandırma Seferberliği kapsamında 2012 yılı sonuna kadar 2.3 milyon hektar alanda ağaçlandırma ve erozyonla mücadele çalışması yapmayı hedeflediklerini dile getirdi. ''Türkiye bal üretiminde 2. sıraya yükseldi'' Bu kapsama 2008 yılından bu yana vatandaşlara 85 milyon fidan dağıtıldığını anımsatan Eroğlu, orman ürünleri satışından elde edilen geliri 3 milyar liraya çıkartmayı planladıklarını, odun dışı orman ürünlerinin ihracatından ise 2023 yılında 1.5 milyar dolar gelir hedeflediklerini anlattı. Bugüne kadar 111 şehir ormanı, 116 bal ormanı, bin 441 mesire yeri kurduklarını aktaran Eroğlu, bal üretiminde 5. sırada olan Türkiye'nin, 2. sıraya yükseldiğini söyledi.
Eroğlu, 2012-2016 yıllarını kapsayan eylem planı çerçevesinde 13 bin hektar ceviz, 19 bin hektar badem ormanı kuracaklarını kaydetti. Orman alanlarının yüzde 58'ine denk gelen 12.5 milyon hektarlık bölümünün yangına çok hassas bölgede yer aldığına dikkati çeken Eroğlu, Türkiye'de orman yangınlarının yüzde 92'sinin çıkış sebebinin insan kaynaklı olduğunu vurguladı. ''Orman yangınına müdahale de 15 dakika hedefi'' Orman yangınlarıyla mücadelede Avrupa'nın en başarılı ülkesinin Türkiye olduğunu belirten Eroğlu, 18 dakikaya indirilen orman yangınına ilk müdahale süresini, 2015 yılında 15 dakikaya indirmeyi hedeflediklerini söyledi. Bugüne kadar 18 milyon 750 bin hektar ormanlık alanın kadastrosunun tamamlandığını ve bu alanın 16 milyon 250 bin hektarının tapuya tescil edildiğini ifade eden Eroğlu, 2-B konusunun da çözümlendiğini ifade etti. Orman köylülerine verilen destekler konusunda da bilgiler veren Eroğlu, 2013-2017 yılları arasında uygulanacak olan 5 yıllık Erozyonla Mücadele Eylem Planı ile Sel Eylem Planı'nın hazırlandığını dile getirdi. Doğal yaşama ilişkin çalışmaları da anlatan Eroğlu, hayvanları koruma konusunda kanun tasarısı hazırladıklarını anımsatarak, her zaman ''Aşıla, Kısırlaştır, Koru ve Yaşat'' görüşüne göre çalıştıklarını belirtti. ''Türkiye su zengini değil'' Türkiye'de yıllık 501 milyar metreküplük bir yağış düştüğünü, yıllık kullanılabilir su miktarının ise 112 milyar metreküp olduğunu dile getiren Eroğlu, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının bin 500 metreküpe tekabül ettiğini aktardı. Eroğlu, ''Bu bizim, Türkiye'nin su zengini olmadığını gösteriyor. Yani suyumu çok dikkatli şekilde planlayıp kullanmamız gerektiği ortaya çıkıyor'' dedi. Kullanılabilir su miktarı olan 112 milyar metreküpün 44 milyar metreküpünün kullanılabildiğine dikkati çeken Eroğlu, Türkiye'de her yıl içme suyu şebeke sistemine verilen 6.5 milyar metreküp arıtılmış suyun yüzde 51'inin şebeke sisteminde kaybolduğunu anlattı. DSİ'nin projelerine de değinen Eroğlu, bu kapsamda belirledikleri yeni stratejilerle projelere öncelik sıralaması getirdiklerini, bütün projelerin incelenerek maliyetlerin azaltıldığını, yatırımların bitiş sürelerinin kısaltıldığını söyledi. Türkiye'nin gerçekleştirilebilir hidroelektrik enerji potansiyelinin yılda 165 milyar kilovatsaat olduğunu belirten Eroğlu, ülkenin enerji kapasitesinin yüzde 34'ünün hidroelektrik santraller tarafından karşılandığını ifade etti. Hidroelektrik projelerinin özel sektöre açıldığını dile getiren Eroğlu, 30 bin 520 megavat kurulu gücündeki projeler için özel sektörün yaklaşık 60 milyar dolar tutarında yatırım yapacağı bilgisini verdi. ''Suya çok önem verdik''
Eroğlu, 81 il için içme suyu eylem planı hazırladıklarını kaydederek, ''Suya çok önem verdik. Yani susuz şehir olamaz diye düşünüyoruz. Yani günü kurtarmak değil... Bütün şehirlerimizin 2040, 2050, 2060 yıllarına kadar su ihtiyaçlarını temin etmek için bütün projeleri yaptık. Şu ana kadar 49 şehrin problemlerini kökünden çözdük'' diye konuştu. GAP Eylem Planı kapsamındaki ödeneklerde büyük artış olduğunu vurgulayan Eroğlu, bu alanda projelere 2011 sonu itibarıyla 2012 fiyatlarıyla 30.6 milyar lira harcandığını söyledi. Eroğlu, ilk defa toplu açılışları kendilerinin başlattığını, tesislerin temeli atılırken tarih ve saat verdiklerini söyledi. Bu sırada, muhalefetten bir milletvekilinin ''Gaz ve toz bulutuydu sayın Bakan. Her şeyi siz başlattınız. Yeryüzü bir magma tabakasıydı, 'Ol' dediniz, oldu yani'' sözlerine Eroğlu, ''Yok, ben yaptıklarımı gösteriyorum'' karşılığını verdi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Fatih ormanının herhangi bir firmaya ve kuruma tahsis edilmediğini belirterek, ''Fatih ormanının, İstanbul 1453 Projesi ile hiçbir ilgisi yoktur, tahsis edilmemiştir, ormanın da kesilmesi söz konusu değildir'' dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesine ilişkin toplantıda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Eroğlu, Afyonkarahisar'da askeri mühimmat deposundaki patlamanın ardından olayın bir kaza olduğunu söylediğini anımsattı. Eroğlu, ''Ama kaza deyince ihmal, tedbirsizlik, dikkatsizlik olmadı manasına gelmez. Onu ben sadece bahsettim'' diye konuştu. 2/B arazileri konusunun 20-30 yıldır uğraşılıp da çözülemeyen bir mesele olduğunu belirterek, orman kadastrosu ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün birlikte çalışmasıyla 2/B alanlarında kullanıcıları, hak sahiplerini ve aynı zamanda Milli Emlak adına tescil işlemlerini tamamladıklarını söyledi. Orman köylülerinin, orman arazileri içindeki arazilerinin bedellerinin çok düşük olduğunu kaydeden Eroğlu, İstanbul ve Antalya gibi yerlerdeki arazilerin fiyatlarının ise yüksek olduğunu vurguladı. ''HES'ler Türkiye'nin elektrik sigortasıdır'' HES'lerin Türkiye'nin elektrik sigortası olduğunu ifade eden Eroğlu, HES'lerin şu ana kadar yaklaşık olarak elektrik üretiminin yüzde 34'ünü karşıladığını söyledi. Dünyada yenilenebilir ve temiz enerji kaynağı olarak bilinen HES'lerin enerjide dışa bağımlılığı azalttığını, cari açığın azaltılmasında önemli bir katkısı olduğunu belirten Eroğlu, bunların bütün dünyada teşvik edildiğini hatırlattı. Enerjiden büyük oranda pay alanların, bazı sivil toplum kuruluşlarını yönlendirdiğini savunan Eroğlu, ''Gitsinler Solaklı Vadisi HES'lerden önce ne haldeydi, şimdi ne halde bunu bir görmek lazım diye düşünüyorum'' ifadesini kullandı. Kendilerinden önce, yaklaşık 28-30 baraj ve hidroelektrik santralinin, hükümetler arası ikili işbirliği anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki konsorsiyumlara, Hazine garantili olarak verildiğini aktaran Eroğlu, bunları, çıkarttıkları bir kanun ile yap-işlet-devrete dönüştürdüklerini ve böylece Hazine'nin yaklaşık 45 milyar dolarlık dışarıya borçlanma yükünü kaldırdıklarını ifade etti. Eroğlu, Şu anda Rize'de, Trabzon'da olduğu gibi Giresun'da, Ordu'da ve Erzurum'da da vadileri tamamen yeniden ele aldıklarını, HES'lerden önceki hallerini tespit ettiklerini, buraları HES'lerden
sonra da muhteşem vadiler haline getireceklerini belirtti. Bakan Eroğlu, burada hiçbir firmanın, sulama veya içme suyu için bir bardak dahi su satmasının söz konusu olmadığını vurguladı. ''Su ve gıda dünyadaki en önemli sektörlerden biri olacak'' Samsun'da yaşanan sel felaketiyle ilgili bilgiler veren Eroğlu, buradaki yağış miktarının kısa sürede 68 milimetre olduğunu, uzun yıllar temmuz ayı ortalamasının 38 milimetre olduğu göz önüne alındığında, aşağı yukarı bir ayda yağacak yağmurun iki katının 48 saatte yağdığını kaydetti. Şu ana kadar 5.6 milyon hektarlık bir alanı suladıklarını, yaklaşık 3 milyon hektarlık arazinin de sulanacağını anlatan Eroğlu, 2003 yılından itibaren klasik vahşi sulama yöntemleri terk ettiklerini, borulu sistemlere geçtiklerini ve şu anda yüzde 80'e ulaştıklarını anımsattı. Eroğlu, su ve gıdanın, önümüzdeki 30 yıl içinde dünyadaki en önemli sektörlerden biri olacağını vurguladı. ''Fatih ormanı herhangi bir firma ve kuruma tahsis edilmedi'' Fatih ormanının herhangi bir firmaya ve kuruma tahsis edilmediğini belirten Eroğlu, şöyle devam etti: ''Böyle bir şey olamaz. Orası tabiat parkı. Ancak biz genelde bu gibi alanları, işletmesini, müstecirlere ihale etmek suretiyle veriyoruz. Yani yoksa oradan bir orman kesilmesi falan değil, isteyen İstanbullu oradan belli bir giriş ücreti ödemek suretiyle istifade edebiliyor. Yoksa orası İstanbul 1453'ün ne alanında, ne alakası var, ne de oradan bir ağaç kesilmesi söz konusu. Onu özellikle belirtmek istiyorum.'' Eroğlu, ''Özellikle Fatih ormanının, İstanbul 1453 Projesi ile hiçbir ilgisi yoktur, tahsis edilmemiştir, ormanın da kesilmesi söz konusu değildir'' dedi. ''Bütün hayvanları toplayacak değiliz'' Hayvanları koruma konusundaki çalışmalara da değinen Eroğlu, Orman Kanunu'nda değişiklik yaparak, sokakta yaşayan hayvanların barınabilmesi için hayvan barınakları yaptıklarını anlattı. ''Bütün hayvanları toplayacak değiliz. Kedilerin falan toplanması söz konusu değil'' diyen Eroğlu, özellikle sokakta gezen bazı hayvanların, kısırlaştırılması, küpelenmesi, aşılanması, yaşatılması ve sahiplendirilmesi prensibiyle hareket ettiklerini dile getirdi. Eroğlu, hayvan barınaklarına yerleştirilecek hayvanların, sokakta sürüler halinde gezen, insanlara zarar veren hayvanlar olacağını vurguladı. Ergene Havzası'na ilişkin çalışmalar konusunda da bilgiler veren Eroğlu, bir takım arıtma tesislerinin yapıldığını, sudaki renk probleminin halledilmesi için ise Marmara Denizi'ne deşarj yöntemi uygulandığını anlattı. ''İstanbul'un göbeğinde küvete su doldurup idare ediyorduk'' Bir ilde tek bir kaynaktan su verilmesinin doğru olmadığını kaydeden Eroğlu, İstanbul'da su sistemini
7-8 noktadan entegre hale getirdiklerini söyledi. Kendilerinden önce İstanbul'da su olmadığını ifade eden Eroğlu, ''15 günde su veriyorduk. Ben dahi evimde Erenköy'de, İstanbul'un göbeğinde tamamen küveti doldurup bir hafta süreyle küvetten maşrapa ile su alıp öyle idare ediyordum. Hatta eşim 'Su profesörüsün, evinde su akmıyor' deyince doğrusu ben de çok rahatsız oldum, 1994'de İSKİ Genel Müdürü olmaya karar verdim'' dedi. Bakan Eroğlu, Türkiye'nin mavi bayrakta dünyada 4. sıraya yükseldiğini, temiz hava açısından şu anda standartları sağlamayan hiçbir ilin kalmadığını, atık suların yüzde 75'inin arıtıldığını kaydetti. Eroğlu'nun konuşmasının ardından, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 2013 yılı bütçesi kabul edildi.