Yalnız ve Endişeli Ülke: Türkiye



Benzer belgeler
TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

tepav Ocak2013 N TÜRKİYE DE YOLSUZLUK ALGISI ÜZERİNE NOTLAR DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve. Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

4. ULUSLARARASI ELECTRONIST FUARINDAN 2016 YILI İÇİN ÜMİT VADEDİCİ KAPANIŞ

Sıra Ürün Adı

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

1. ELEKTRONİK KOMPONENT, GÜÇ KAYNAKLARI VE GÖMÜLÜ SİSTEMLER FUARI

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Dünya Halı Pazarları ve Türkiye nin Durum Tespiti. Fazıl ALKAN Ar-Ge ve Mevzuat Şubesi 2008

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

GTİP 3924 Plastikten sofra, mutfak, ev, sağlık veya tuvalet eşyası

Araştırma Notu 18/229

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI Nisan 2012

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2010 OCAK - MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

SEKTÖRÜN BENİMSENEN FUARI ELEX

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Ağustos Ayı İhracat Bilgi Notu

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Milli geliri yükselterek, döviz rezervlerini artırarak, her yıl ortalama yüzde 5 büyüyerek bir ülkeyi değiştirmek mümkün olmuyormuş!

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Şubat Ayı İhracat Bilgi Notu

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

2016 KPSS ÖN LİSANS TESTİNİN ANALİZİ

2016 KPSS ÖN LİSANS TESTİNİN ANALİZİ

KONYA-KARAMAN YAŞAM MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRMESİ

KADIN HAKLARINA KÜRESEL BAKIŞ: İSTATİSTİKLER NE SÖYLÜYOR?

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2013

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

ELEKTRİK ÇEVİRİMİ İLETİMİ VE DAĞITIMI SEKTÖRÜNÜN TEK İHTİSAS FUARI ELEX

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

15 Ekim 2014 Genel Merkez

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI MART AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Eğitimde en pahalı ülke ABD en ucuz Kazakistan

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

OCAK-KASIM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

2017 YILI TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu

42. İzmir ayakkabı ve çanta fuarı. 42 nd İzmir footwear and bags fair. Fuar Sonuç Raporu ekim october 2017

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

GTİP DİĞER AMAÇLAR İÇİN DİZEL, YARI DİZEL MOTORLAR

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

1,2 1,2 1,2 1,2 DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS KÜRESEL VE BÖLGESEL SİYASET II KBS Ön Koşul Dersleri - Türkçe

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

TÜRKİYE'NİN GSYH PERFORMANSI TARİHSEL GELİŞİM ( )

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK DERNEĞI

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 9 12 Ocak 2013

BÖLGE VE SEKTÖRLERDE İSTİHDAM BEKLENTİSİ +%2 +%5 +%5 +%1 MARMARA İÇ ANADOLU EGE AKDENİZ ARAŞTIRMA. Fotoğraflar: Dünya Gazetesi Fotoğraf Arşivi

eğitim öğretim yılı için Yükseköğretim Kurulu nun aldığı karalar aşağıdaki gibidir;

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EUROBAROMETRE 71 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU

Endişeye mahal yok (mu?)

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

EFA 2009 Küresel İzleme Raporu. Eşitsizliklerin Üstesinden Gelmek: Yönetişim. EFA Hedeflerindeki İlerleme ve Önemli Noktalar

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Transkript:

YALNIZ VE ENDİ ŞELİ ÜL- KE: TÜR KİYE Yalnız ve Endişeli Ülke: Türkiye Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye Gökçe Tüylüoğlu Türkiye nin Yalnızlığı: Karşılaştırmalı Kamuoyu Araştırmalarının Özet Değerlendirmesi Dr. Emre Erdoğan Ders kitaplarının mesajı: Ülke tehdit altında savunma için hazırlıklı, diğer ülkelere karşı uyanık ol! Doç. Dr. Kenan Çayır "Ötekiler" ve Popüler Kültür Anlatıları Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu Türkiye de Uluslararası İlişkiler Eğitimi ve Yabancı Düşmanlığı Prof. Dr. Gencer Özcan

Yalnız ve Endişeli Ülke: Türkiye Açık Toplum Vakfı Elektronik Yayın Ekim 2013, İstanbul İLETİŞİM Cevdet Paşa Cad. Mercan Apt. No. 85/11, Bebek, 34342, İstanbul-TÜRKİYE Tel: +90 212 287 99 86 / +90 212 287 99 75 www.aciktoplumvakfi.org.tr info @aciktoplumvakfi.org.tr EDİTÖR Hakan Altınay YAYINA HAZIRLAYANLAR Özlem Yalçınkaya ve Elif Al TASARIM Yavuz Selim Can, pompaa Bu kitapta yer alan görüşler yazarlara aittir.

Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye Gökçe Tüylüoğlu Genel Sekreter Açık Toplum Vakfı Türkiye nin dünyadaki varlığı gittikçe artıyor. 2009-2010 yıllarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesiydik ve yakında zamanda tekrar aday olacağız. Bu yıl Türk Hava Yolları dünyada en çok ülkeye uçan havayolu niteliğine kavuştu. 2023 e kadar en yaygın diplomatik temsil ağına sahip beş ülkeden birisi olma iddiamız var. 2015 de G20 Başkanlığı Türkiye de olacak. Ülkemizin resmi uluslararası yardım bütçesi 1 milyar doları aştı. Daha da ilginci, İnsani Yardım Vakfı ve Hizmet Hareketi gibi sivil toplum girişimleri her yıl binlerce küçük bağışçıdan topladığı 100 milyon dolarları aşan kaynaklar ile doksanı aşkın ülkede proje yapıyor. Buna karşın uluslararası karşılaştırmalı araştırmalar Türkiye nin dünyaya en olumsuz ve endişeli gözlerle bakan ülkeler arasında olduğunu gösteriyor. 2003 de ABD nin Irak a saldırma kararı ve şekli Türkiye de haklı ve güçlü eleştirilere maruz kaldı. Avrupa Birliği nin Türkiye ye gösterdiği hakkaniyetsiz tavır da benzer şekilde olumsuz bir algı oluşturdu. Türkiye deki olumsuzluk algısı sadece bu iki coğrafyaya dönük olsa anlaşılır ve kabul edilebilir bir tepki olabilirdi. Lakin biz sadece Amerika ve Avrupa ya karşı değil, dünyadaki tüm ülkelere karşı en olumsuz yargılara sahip ülkelerden birisiyiz. Elinizdeki bu yayının kapsadığı ilk çalışma olan Emre Erdoğan ın yazısı, bu olguyu çeşitli arastırmalardan yararlanarak etraflıca bir şekilde belgeliyor. Dr. Erdoğan ın derlediği karşılaştırmalı araştırmalardan çıkan sonuç, Türkiye nin dünyadaki çok farklı ülkelere karşı güçlü olumsuz yargıları olan, uluslararası hukuka en az inanan, dünyanın kalanının sırtını döndüğü savaş odaklı jeostrateji paradigmalarına hala bağlı olan az sayıda ülkeden birisi olarak genel eğilimden ayrıldığı. Türkiye nin dünyaya bu kadar olumsuz gözlüklerle bakmasının çeşitli nedenleri olabilir. Doç. Dr. Kenan Çayır temel eğitime egemen olan mantığa ve kullanılan kitaplara baktığında ruh halimizin ipuçlarını buluyor. Hepimize temel eğitim boyunca etrafımızın düşmanlarla çevrili olduğu, bizim dışımızda herkesin kötü niyetli ve düşük nitelikli olduğu bir dünya anlatılıyor. Bu ruh halimizin bir başka olası bileşeni olan popüler kültür alanına ise Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu bakıyor ve orada da ana akım ile uyumlu, onu besleyen ve artıran bir tarihsel desen buluyor. Aldığımız eğitim yoluyla edindiğimiz ve güncel popüler kültür ürünleriyle yeniden üretilen dünyanın kurtlar sofrası olduğuna dair genel kabulümüzün belki üniversitelerin uluslararası ilişkiler bölümlerince yapılan çalışmalarla çatlayabileceği, nüanslanabileceği düşünülebilir. Lakin Prof. Dr. Gencer Özcan ın yazısında da gördüğümüz gibi, Türkiye de yapıldığı şekliyle uluslarası ilişkiler biliminin ana gövdesi bu varsayımları sınamaya değil yeniden üretmeye yarıyor. Dünyada egemen olan uluslararası ilişkiler paradigması güç ve çıkar analizi üzerine kurulu. Lakin güç ve çıkar merkezli analizler normatif kaygılarla yapılan işleri görmemezlikten gelmeyi içermez. Eğer elimizdeki tek açıklama aracı güç ve çıkar ise, 19. yüzyılda köle ticaretinin nasıl Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 03

yasaklandığını, 20. Yüzyılda onlarca ülke tarafından mayın kullanımına karşı nasıl bir işbirliği yapıldığını, 21. yüzyılda Uluslararası Ceza Mahkemesi nin neden kurulduğunu ve buna benzer önemli birçok gelişmeyi açıklayamayız. Aynı şekilde Osmanlı nın son döneminde bu coğrafya Batı kaynaklı ırkçı söylemlere ve vahşi saldırılara şahit olmuştur ve bunlar tabii ki kınanmalıdır. Lakin bugünkü Batı nın yüzyıl önceki Batı ile aynı olduğu varsayımı üzerine kurulu anlatılar bizi yanıltır. Bu anlatılar aynı zamanda gelecek nesillerin de karşılıklı bağımlılığın arttığı, güç farklılıklarının azaldığı bir dünyanın potansiyellerini görmelerini ve başarılı olmaları için gerekli donamınları edinmelerini engeller. Bu noktada hepimize sorumlulukların düştüğü aşikâr. Öncelikle Batı bize ve dünyanın kalanına uzak ve yakın geçmişte kötü davrandı ve biz buna haklı bir tepki duyuyoruz açıklamasıyla yetinemeyeceğimizi kabul etmemiz gerekiyor. Batı nın geçmiş politikalarının pek çok sorunun nedeni olduğunu hatırlamalı, belgelemeli ve eleştirmeliyiz. Fakat bunu yaparken şunu da hatırımızda tutmalıyız ki; ne Batı bu olumsuzluklardan ibaret, ne de tüm olumsuzluklar Batı nın politikalarından kaynaklanıyor. Yüzyıllardır Batı ile yoğun ilişki içerisinde iken bu konuyu bu kadar nüanssız tartışmak; hem geçmişi okumamızı hem de yeni ve sağlam politikalar üretmemizi engelliyor. Üstelik araştırmalara göre Türkiye de sadece Batı ya değil, Brezilya ve Hindistan da dâhil olmak üzere birçok ülkeye yönelik olumsuz algı mevcut. Ayrıca ortada bir sorun olduğunu tespit etmek, çözüme doğru yol almanın ilk adımını oluşturacaktır. Bunun yanında dünyada çeşitli sömürü, baskı ve zorbalıklar olmasına rağmen, bu eşitsizliklerle mücadele edenler olduğunun ve bu çabalarının önemli sonuçlar verdiğinin de ayrımında olmamız elzem. Bu ayrımı görmemek bizden başka olanı yekpare iyi ve/veya kötü olarak algılamamıza ve toplum olarak dışa kapalı ve savunmacı refleksler geliştirmemize neden oluyor. Son olarak da daha nüanslı bir dünya algısının, sadece hakkaniyet açısından değil; dünyada daha etkin bir aktör olmanın da temel koşulu olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bu üç kulvarda da hepimize düşen sorumluluklar var. 04 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye

Türkiye nin Yalnızlığı: Karşılaştırmalı Kamuoyu Araştırmalarının Özet Değerlendirmesi Dr. Emre ERDOĞAN İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal bilimciler açısından Türkiye üzerine çalışmak konusundaki en büyük engellerden biri, Türkiye nin neredeyse istinai sayılmasına yol açabilecek çok sayıda faktörün bulunmasıdır. Geçmişteki emperyal deneyim, coğrafi konumun benzersizliği, nüfusunun çoğunluğu Müslüman bir ülke olarak demokrasi deneyimi ve Batı paktının uzun süreli bir üyesi olması gibi nedenlerle Türkiye nin diğer ulus devletler arasında istisnai bir yeri olduğuna dair bir algı bulunmaktadır. Bu istisnailik Nuri Bilge Ceylan ın sözleriyle yalnızlık olarak da ifade edilebilir *. Bu algıya göre, Türkiye kendisine özgü geçmişi nedeniyle o kadar istisnaidir ki, uluslararası alanda yalnız kalması kaçınılmazdır. Türkiye nin yalnızlığı argümanını destekleyecek çok sayıda örnek bulmak mümkündür. Ülkenin elitleri yöneticileri, kamuoyu oluşturucuları, politikacıları vb.- bu yalnızlık/istisnailik metaforuna sıklıkla başvurmaktadır. Sadece yüzeysel bir analiz ile, Türkiye nin uluslararası alandaki rolünü tarif ederken kullanılan köprü ya da ağ bağlantısı metaforlarının bir içindelik içermediğini; aksine Batı nın da Doğu nun da dışındalık iddiasını taşıdığını söyleyebiliriz. Öte yandan, bu görüşün sadece elitlerle sınırlı olmadığını gösteren çok sayıda kamuoyu araştırması bulunmaktadır. Son dönemde sayıları artan karşılaştırmalı kamuoyu araştırmaları, Türkiye yi temsil eden örneklemlerin hemen hepsinin uluslararası düzen, uluslararası hukuk, diğer ülkelere bakış ve benzeri konularda araştırmaya katılan diğer ülke ortalamalarından farklı bir yerde durduğunu göstermektedir. Bu farklı duruşun altında yatan nedenler çok sayıda olmakla birlikte dikkatli bir sosyal bilim öğrencisini şaşırtacak kadar farklı değildir. Bu çalışma, Türkiye kamuoyunu oluşturan bireylerin her birinin dünya düzeni hakkındaki algısını belirleyen faktörleri keşfetmeyi amaçlamıyor. Başlı başına bir araştırma gündemi oluşturan bu soru çalışmanın kısıtlarını aşacaktır. Ancak bu sorunun da üzerinde durulmaya değer olduğunu hatırlatmakta yarar bulunmaktadır. Çalışmanın amacı, Türkiye nin Yalnızlığı olarak kabaca formüle ettiğimiz dünya görüşünün varlığına dair birden fazla delil sunmaktır. Yapılan karşılaştırmalı kamuoyu araştırmalarının verilerinden yola çıkarak Türkiye kamuoyunun diğer ülkelerden ne derece farklı bir du- * 61. Cannes Film Festivalin de en iyi yönetmen ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan ın Benim yalnız ve güzel ülkeme ithaf ediyorum sözleri ulusal basında büyük bir yankı bulmuş ve tartışmaya neden olmuştur. Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 05

ruşu olduğunu göstermek bir başlangıç adımı olarak algılanmalıdır. Daha sonraki çalışmalar bu çabayı bütünleyecek ve belki de yanlışlayacaktır. Elinizdeki çalışmada kamuya açık olan Dünya Değerler Araştırması, Pew Global Attitudes, GMF Transatlantic Trends, WPON-PIPA, BBC Globescan gibi veri tabanları kullanılmış ve Türkiye kamuoyunun dünya düzeni hakkındaki algısı karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. Seçilen göstergelerin durumu en iyi temsil eden göstergeler olduğu iddiasında bulunmayacağız. Ancak, iyi bir şekilde gösterdiğini söyleyebiliriz. Öte yandan karşılaştırmalarda, Türkiye yi ülkelerin her biriyle karşılaştırmak yerine, ülke gruplarıyla karşılaştırmanın da akılcı bir kısa yol olduğunu düşünmekteyiz. Her göstergede araştırmaya katılanların genel ortalaması ve ülkelerin ortalaması Türkiye nin dünyanın geri kalanına kıyasla nerede durduğunu gösterecektir. Öte yandan İnsani Gelişmişlik Endeksi gruplamalarıyla, Avrupa Birliği üyesi ülkelerle, müslüman ülkelerle ve bir kıyas noktası olarak Brezilya yla yapılacak karşılaştırmalar da Türkiye nin ne kadar farklı durduğunu sergileyecektir. Birazdan görüleceği üzere öyle göstergeler vardır ki, Türkiye bütünüyle kümenin dışında bir ayrık değer olarak durmaktadır. Sunulan verileri değerlendirirken iki konuyu akılda tutmak gerekmektedir. Bunlardan birincisi sunulan istatistiklerin Türkiye ortalamasını verdiği ancak kamuoyunu oluşturan her bir birey hakkında çıkarım yapma konusunda sınırlı kalacağıdır. Türkiye kamuoyunun bu yönde eğilim taşıması, bu kamuoyunun parçası her bireyin aynı yönde eğilim taşıdığını göstermeyecektir. Ortalama değerlerin ötesinde kamuoyu içerisinde kayda değer bir varyans mutlaka bulunmaktadır ve bu varyansın belirleyicileri başlı başına bir araştırma konusudur. İkinci olarak çalışmanın herhangi bir nedensel açıklama iddiası taşımadığı da akılda tutulmalıdır. Çalışma, ikincil verileri kullanarak bir betimleme yapmaktadır ve her betimsel çalışma gibi nedenselliklere dair herhangi bir şey söylememektedir. Nedensellikler umarız bu çalışmanın açacağı tartışma ortamında daha net belirlenecektir. Ülkeler Hakkında Şüpheci Algılar Şekil 1. Ülkeler Hakkında Olumlu Algılar Araştırma kapsamındaki değerlendirmemizde, önemli bir göstergenin de yabancı ülkeler hakkındaki algılar olduğu kanısındayız. Bireyler eğer diğer ülkeler hakkında beklenenin de üzerinde negatif algılara sahiplerse bunu genel bir şüpheciliğin göstergesi olarak yorumlayabiliriz. Pakistan İran Çin Rusya ABD OLUMLU %0 %5 %10 %15 %20 %25 %30 %35 06 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye

Yukarıda yer alan grafik, PEW Global (2010) çalışmasında Türkiye yi temsil eden bir örneklemin gözünde farklı ülkelerin ne kadar olumlu bir imaja sahip olduklarını göstermektedir. * Görüldüğü üzere hiç bir ülkenin popülerliği yüzde 35 in üzerinde değildir. Birinci sırada yüzde 35 ile Pakistan, ikinci sırada yüzde 30 ile İran gelirken; ABD hakkında olumlu görüşe sahip olanların oranı sadece yüzde 19 dur. Türkiye ABD ye Karşı En Olumsuz Algı Besleyen İkinci Ülke Şekil 2. ABD ye Karşı Olumlu Algılar Kenya Nijerya G. Kore Polonya İngiltere Fransa Hindistan İspanya Japonya Brezilya Almanya Endonezya Rusya Meksika Çin Lübnan Arjantin Ürdün Pakistan Türkiye Mısır ABD OLUMLU 0 20 40 60 80 100 Yukarıdaki şekilde de görülebileceği gibi, ABD ye karşı olumsuz algının en yüksek olduğu ülkeler sırasıyla Mısır, Türkiye, Pakistan ve Ürdün dür. Türkiye yle beraber Ürdün, Pakistan ve Mısır ın da yüzde 20 ve altında olumlu algıya sahip ülkeler olması üzerinde durulmaya değer bir unsurdur ve * Pew Global Attitudes sonuçlarına şu adresten ulaşılabilir: http://www.pewglobal.org/ Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 07

bahsettiğimiz olumsuz algının ABD nin dış politikalarından kaynaklandığına işaret etmektedir. Türkiye nin dış politika algısındaki yalnızlık duygusunun sadece diğer ülkelerin dış politikalarından kaynaklanmadığını gösterebilmek için, Türkiye nin diğer ülkeler hakkındaki olumsuz algılarının, araştırma kapsamında yer alan başka ülkelerden daha yüksek olduğunu gösterebilmemiz gerekmektedir. Bu amaçla yine PEW Global (2010) veri seti kullanılarak, her ülkenin sayılan ülke seti arasından kaç tanesi hakkında olumsuz algıya sahip olduğu sorgulanmıştır. Diğer Ülkelere Karşı En Olumsuz Algı Besleyen Ülkeler Arasındayız Şekil 3. Olumsuz Algı Sahibi Ülke Sayısı-Ortalama Türkiye Ürdün Endonezya Almanya Japonya Fransa Lübnan İspanya Brezilya İngiltere Hindistan G. Kore Polonya Çin ABD Pakistan Arjantin Endonezya Meksika Rusya Nijerya Kenya OLUMSUZ ÜLKE SAYISI 0.0 0.5 1.0 1.5 2.0 2.5 3.0 3.5 PEW Global (2010) çalışmasında görüşülen kişilerden ABD, Çin, İran, Rusya ve Avrupa Birliği hakkında olumlu veya olumsuz görüş belirtmeleri istenmiştir. Yukarıda da görüldüğü gibi, Türkiye de görüşülen kişiler sayılan beş ülkeden ortalama 3,1 i hakkında olumsuz görüş belirtmiştir. Bu rakam Ürdün ve Mısır da 3, Almanya da 2,6, Fransa ve Japonya da 2,5 tir. En düşük ortlamaya sahip ülkelerse Nijerya, Kenya ve Rusya dır. Bu açıdan değer- 08 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye

lendirildiğinde, Türkiye de bireylerin diğer ülkeler hakkında daha olumsuz görüşlere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Hakkında En Olumlu Algıya Sahip Olduğumuz Ülkeler: Japonya, Pakistan ve Almanya Tablo 1. Ülkeler Hakkındaki Net Olumlu Algı Skorları Japonya Pakistan Almanya Brezilya G. Kore Hindistan AB Güney Afrika Kanada İngiltere Fransa Rusya İran ABD Çin Kuzey Kore İsrail Ortalama TÜRKİYE 43 36 25 21 20 17 17 14 9 1-3 -6-9 -14-14 -30-68 3,47 KÜRESEL 37-39 47 29 4 13 39 15 45 41 33-4 -43 18 6-39 -28 10,24 Türkiye nin diğer ülkeler hakkındaki algısını ölçen çalışmalardan biri de BBC GlobeScan çalışmasıdır. * 2007 yılından itibaren düzenli olarak yürütülen çalışma, 20 den fazla ülkede görüşülen kişilerin sayılan ülkelerin dünya üzerindeki etkisi hakkında olumlu ya da olumsuz algılarını sormaktadır. Olumlu algı sahibi olanların oranından olumsuz algı sahibi olanların oranı çıkarıldığında elde edilen rakam net algı olarak kullanılmaktadır. Hesaplanan rakamlar üzerinden bakıldığında 2011 yılında Türkiye de insanların hakkında en olumlu algıya sahip ülkelerin sırasıyla Japonya (43), Pakistan (36) ve Almanya (25) olduğunu görmekteyiz. Brezilya, G. Kore Hindistan, AB ve Güney Afrika da 14 ile 21 puan arasında olumlu skora sahip ülkelerdir. En düşük olumlu skora İsrail (-68) ve K.Kore (-30) sahiptir. Son dönemdeki gelişmeler göz önünde tutulduğunda bu durum şaşırtıcı sayılmamalıdır. Araştırmanın yapıldığı diğer ülkelerde en fazla olumlu algıya sahip olunan ülkenin Almanya (47), Kanada (45) ve İngiltere (41) olduğunu görmekteyiz. İran (-43), K. Kore ve Pakistan (-39) ve İsrail (-28) ankete katılanların en olumsuz algıya sahip oldukları ülkeler olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye den araştırmaya katılanlar ortalama olarak 17 ülkenin 10 u hakkında olumlu algıya sahipken, küresel ortalamada sadece 5 ülke negatif algı skorlarına sahiptir. Türkiye de ülkelerin ortalama pozitif algı puanı sadece 4 ken; diğer ülkelerin ortalaması bunun 2 katından fazladır ve 10 puan civarındadır. Ayrıca ülke bazında bakıldığında algı uçurumları olduğu görülmektedir. Türkiye den araştırmaya katılanların Pakistan la ilgili olumlu algısı genel ortalamanın 75 puan, İran la ilgili olumlu algısı ise yine genel ortalamanın 32 puan üstündedir. İran da 32 puan daha fazladır. Öte yandan olumsuz algılar söz konusu olduğunda Kanada için 36, İngiltere ve İsrail için 40 puanlık farklardan bahsedebiliriz. Bu rakamlarla Türkiye nin araştırma çalışmasındaki ülkelerden farklı bir duruşa sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. * BBC Globe Scan verilerine ulaşma adresi : http://www.globescan.com/news_archives/bbc2011_countries/ Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 09

Tablo 2. Ülkeler Hakkındaki Net Olumlu Algı Skorları (2007-2010) Japonya Pakistan Almanya Brezilya G. Kore Hindistan AB Güney Afrika Kanada İngiltere Fransa Rusya İran ABD Çin Kuzey Kore İsrail Ortalama 2010 2009-1 -17-31 -33-25 8-15 -12-18 -25-29 -16-10 -22-22 -19-29 -35-35 -41-38 -34-45 -41-40 -57-42 -26-46 -34-32 -71-60 -30,06-30,13 2008 2007 27 34-23 -10-10 -12 4-12 -44-11 -24-53 -28-25 -64-20,36-1 -2-33 -60-33 -33-62 -8 9-74 -23,91 BBC GlobeScan verisinde Türkiye nin sonuçlarının incelenmesi, araştırmaya katılanların diğer ülkeler hakkındaki algılarının zaman içerisinde nasıl dalgalandığını göstermektedir. Sadece olumlu algıların ortalamasına bakıldığında rakamlar -20 ile -30 arasında dalgalanmaktadır bu oranlar küresel ortalamanın altında kalmaktadır. 2007 yılında 11 ülkenin 9 u olumsuz ortalamalara sahiptir ve en yüksek rakam 34 ile Japonya ya aittir. 2008 de bu oran 14 te 12, 2009 da 16 da 15, 2010 da 17 de 17 olmuştur. Dolayısıyla Türkiye de dünya üzerinde etkisi olumlu olarak algılanan bir ülkenin neredeyse olmadığını söyleyebiliriz. 10.00 5.00 Şekil 4. Ülkeler Hakkındaki Ortalama Net Olumlu Algı Skorları 0.00-5.00-10.00-15.00-20.00-25.00-30.00-35.00 2007 2008 2009 2010 KÜRESEL TÜRKİYE BBC GlobeScan verisinin zaman içerisindeki dalgalanmasına baktığımızda, Türkiye yle diğer ülkeler arasında kayda değer bir uçurum olduğunu görmekteyiz. Diğer ülkelerde ortalama olumlu algı skoru 5 civarındadır. Oysa Türkiye de bu rakam daha önce de görüldüğü üzere -20 ile -30 arasında dalgalanmıştır. Bu açıdan Türkiye nin diğer ülkeleri değerlendirirken çok daha negatif bir algı temelinde değerlendirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. 10 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye

Küresel Yoksulluk Hakkında Kaygılar Türkiye nin Önceliği: Ulusal Sorunlar Tablo 3. Hükümetin Önceliği: Ulusal Sorunlar-Küresel Yoksulluk ÖNCELİK ULUSAL SORUNLAR Genel Ortalama Ülkeler Ortalaması Türkiye Türkiye Sıralaması (49) İGE-1 İGE-2 İGE-3 İGE-4 AB Üyeleri Müslüman Ülkeler Brezilya %65,6 %64,5 %72,8 17 %57,7 %68,9 %73,8 %59,1 %58,0 %67,4 %63,7 Dünya Değerler Araştırması nın son aşamasında katılımcılara Ülkemizin sorunlarını düşünecek olursanız, ülkemiz liderleri tüm dünyada yoksulluğun azaltılmasına mı, yoksa ülkenin sorunlarına mı öncelik vermeli? sorusu yöneltilmiştir. 10 un öncelik tamamen ulusal sorunlara verilmelidir anlamına geldiği bu cetveldeki ortalamalar yukarıda sergilenmiştir. Kolayca yorumlanabilmesi amacıyla 1-10 arasındaki değerlerin 8-10 arası öncelik ulusal sorunlara verilmelidir olarak kodlanmıştır. Ülkelerin ve katılanların ortalama skorları yüzde 66 dır, bunun anlamı üçte ikilik bir kesimin önceliğin küresel yoksulluktan çok ulusal sorunlara verilmesi kanısını taşıdığıdır. Türkiye de bu değerleri verenlerin oranıysa yüzde 73 tür ve Türkiye bu skoruyla ortalamanın üzerindedir. İnsani gelişmişlik skorları yüksek olan ülkelerde ulusal sorunlara öncelik verilmesini yeğleyenlerin oranı daha düşüktür ve yüzde 58 dir. Türkiye nin içinde bulunduğu ikinci grup ortalaması yüzde 69 dur ve Türkiye kendi içinde bulunduğu gruptan daha yüksek bir ortalamaya sahiptir. AB üyeleri ortalaması yüzde 58, Müslüman ülkelerin ortalaması yüzde 67, Brezilya nın skoru ise yüzde 64 civarındadır. Türkiye bu üç grubun da üstünde bir skora sahiptir. Bu değerler incelendiğinde Türkiye kamuoyunun önceliğinin küresel yoksullukla mücadele etmek yerine ulusal sorunlara yönelme konusunda diğer ülkelerden daha farklı bir yerde konumlandığını söyleyebiliriz. Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 11

Uluslarası Hukuka Saygıda Sondan Üçüncü Sıradayız Şekil 5. Uluslarararası Hukuka Saygı Çin Ukrayna Almanya Tayvan ABD Polonya Kenya Nijerya Şili Azerbaycan Fransa Mısır Rusya Endonezya Irak Makao G. Kore İngiltere Hong Kong Hindistan Filistin Türkiye Meksika Pakistan ULUSLARARASI HUKUKA SAYGI -20-10 0 10 20 30 40 50 60 PIPA-WPON tarafından yürütülen küresel ölçekte bir kamuoyu araştırmasında görüşmelere katılanlara ülkelerinin dış politikası ve uluslararası hukuka saygı konusunda bir soru sorulmuştur *. Görüşülen kişilerden hükümetlerinin ne pahasına olursa olsun uluslararası hukuka uyması mı yoksa ülkenin çıkarına olmadığı durumlarda uluslararası hukuk kurallarını yok sayması mı gerektiği konsunda fikir belirtmeleri istenmiştir. Yukarıdaki grafik uluslararası hukuka uyulmalı yanıtlarıyla uyulmasa da olur yanıtları arasındaki farkları göstermektedir. Aradaki farkın pozitif olması uluslararası hukuka uyma yönünde daha fazla eğilim olduğunu gösterecektir. * http://www.cfr.org/thinktank/iigg/pop/index.html 12 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye

Araştırma kapsamındaki 24 ülkenin ortalaması artı 21 puandır, yani ortalama olarak kamuoyları uluslararası hukuka uyma yönünde eğilim taşımaktadır. En yüksek skora 56 ile Çin, 48 ile Ukrayna, 44 ile Almanya ve Tayvan sahiptir. ABD de bu fark 40 puandır. En düşük skorlara baktığımızdaysa -18 ile Pakistan ın geldiğini görmekteyiz. Meksika -9 dur. Türkiye, 24 ülke arasında 0 puan ile sondan üçüncü sırada gelmektedir. Bu rakamlar da Türkiye nin uluslararası hukuk hakkındaki neredeyse istisnasi tavrının bir başka göstergesidir. 20.00 10.00 0.00-10.00-20.00-30.00-40.00-50.00-60.00 Şekil 6. Savaş Bazen Gereklidir 2007 2008 2009 2010 2011 TÜRKİYE AB 11 90.00 80.00 70.00 60.00 50.00 40.00 30.00 20.00 10.00 0.00 Türkiye kamuoyunun uluslararası düzen hakkındaki görüşlerini özetleyebilecek başka bir gösterge de German Marshall Fund tarafından derlenmekte olan Transatlantic Trends verisidir. * Bu araştırmada bireylere dış politikanın işleyişi hakkında bir dizi soru sorulmaktadır. Bu sorulardan biri de uluslararası ilişkilerde savaşın gerekli olup olmadığına dairdir. Yukarıdaki grafik 2011 yılı sonuçlarından yola çıkarak savaşın gerekli olduğunu düşünenler ve düşünmeyenler arasındaki farkı göstermektedir. Bu grafiğe göre 2007 yılında Türkiye de savaşın gerekli olduğunu düşünenler gereksiz olduğunu düşünenlerden 8 puan kadar fazlayken, bu fark gittikçe barış yanlılarının lehine azalmıştır. 2011 yılında savaşın gerekli olmadığını düşünenlerin oranı 32 puan daha fazladır. Öte yandan araştırma kapsamındaki 11 ülkenin ortalaması kayda değer oranda bir savaş karşıtı eğilim göstermektedir ve bu açıdan AB ortalaması çok daha farklıdır. Aradaki fark ancak 2011 yılında azalmıştır. Şekil 7. Ekonomik Güç Askeri Güçten Daha Önemlidir 2007 2008 2009 2010 2011 TÜRKİYE AB 11 * GMF Transatlantic Trends sonuçlarına ulaşmak için: http://trends.gmfus.org/transatlantic-trends/topline-data/ Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 13

Yine aynı araştırma veri tabanından yola çıkarak Türkiye nin uluslararası ilişkiler algısı konusundaki duruşunun farklılığı konusunda başka bir gösterge de sunabiliriz. Araştırma kapsamındaki ülkelerde görüşülenlere ekonomik gücün askeri güçten daha önemli olup olmadığı sorulmuştur. Yukarıda görüldüğü üzere araştırma kapsamındaki AB üyesi ülkelerde bu konuda neredeyse bir uzlaşma vardır ve zaman içerisinde bu uzlaşma değişmemektedir. Oysa Türkiye den elde edilen rakamlar 2007 yılında bu görüşe katılanların oranının katılmayanlardan 60 puana yakın bir oranda daha fazla olduğunu gösterirken, bu fark 2009 yılından itibaren azalmış ve 30 puana inmiştir. En son araştırma çalışması da farkın 30 puan olduğunu göstermektedir. Bu rakamlar Türkiye de ekonomik gücün üstünlüğüne inananların oranının hala daha fazla olduğuna işaret ederken; bu fark son dönemde azalmıştır. Bu değişimin nedenleri üzerinde durulmaya değer bir tartışma alanı yaratmaktadır. Uluslararası Kurumlara Güven(sizlik) Çalışmanın bir parçası olarak farklı ülkelerdeki kişilerin uluslararası kurumlara güven derecelerine de odaklanılmıştır. Dünya Değerler Araştırması çalışmasında bireylere bir dizi siyasal kurum sayılmakta ve bu kurumların her birine ne kadar güvenip güvenmedikleri sorulmaktadır. Katılımcılardan belirtilen her kurum için tamamen güvenirim, biraz güvenirim, pek güvenmem ve hiç güvenmem seçeneklerinden birisini seçmeleri istenmiştir. Katılımcıların dört üzerinden not verebildikleri ve dördün en fazla güven derecesini gösterdiği bu soruda ölçeğin ilk iki yanıtı güveniyorum, son iki yanıtıysa güvenmiyorum olarak kodlanmış ve güveniyorum yanıtı oranlarından güvenmiyorum yanıtı oranları çıkartılarak uluslararası kurumlara net güven skoru hesaplanmıştır. Çalışmamız çerçevesinde sadece iki uluslarararası kuruma, AB ye ve Birleşmiş Milletler e (BM) güven sorularına odaklanılmıştır. Uluslarası Kurumlara Duyduğumuz İstisnai Güvensizlik Tablo 4. Uluslarararası Kurumlara Güven Genel Ortalama Ülkeler Ortalaması Türkiye Türkiye Sıralaması İGE-1 İGE-2 İGE-3 İGE-4 AB Üyeleri Müslüman Ülkeler Brezilya AB -%8,7 -%8,8 -%37,9 26/32 -%16,2 -%1,0 -%6,2 %3,6 -%7,6 -%5,2 BM -%3,5 -%1,9 -%36,9 49/56 %1,1 -%7,9 -%2,0 %10,6 %7,9 -%17,1 -%1,2 Konu AB ye güven olduğunda araştırma kapsamındaki 32 ülkenin vatandaşlarının genel ortalaması eksi yüzde 9 gibi bir rakamdır ve nötr olarak tanımlanabilir. Türkiye nin AB ye net güven skoru eksi yüzde 38 dir. Yani güvenmeyenler güvenenlerden 38 puan daha fazladır ve bu oran ortalamanın çok üzerindedir. Bu rakamla Türkiye 32 ülke arasında 26. sırada gelmektedir. Yüksek insani gelişme skoruna sahip ülkeler grubunda AB ye karşı düşük de olsa olumsuz bir tavır olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye nin içinde bulunduğu ikinci grupta ortalama neredeyse 0 iken; Türkiye bu konuda aynı gruptaki diğer ülkelerden daha olumsuz bir duruş sergilemektedir. 14 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye

AB üyesi ülkelerin ortalaması eksi yüzde 8 ve müslüman ülkelerin ortalaması da eksi yüzde 5 tir. Türkiye bütün bu ortalamaların çok üzerinde bir güvensizlik skoruna sahiptir. BM ye güven söz konusu olduğunda araştırma kapsamındaki ülkelerin ortamalası neredeyse nötr olarak nitelendirilebilecek eksi yüzde 3,5 tur. Türkiye eksi yüzde 37 lik skoruyla güvensizlik açısından ortalamadan çok daha yüksek bir skora sahiptir. Bu sorunun yöneltildiği 56 ülke arasında Türkiye 39. sırada yer almaktadır. BM ye duyulan güven açısından İnsani Gelişmişlik Endeksi gruplamaları arasında kayda değer fark yokken; Türkiye kendi içinde bulunduğu ikinci grubun eksi yüzde 8 lik ortalamasının 4 katından fazla bir güvensizlik skoruna sahip olarak ayrı bir yer edinmektedir. AB üyesi ülkelerde düşük de olsa BM ye yönelik bir güven varken, Türkiye bu iki grubun da çok dışında bir güvensizlik derecesi sergilemektedir. Keza, Türkiye, araştırma kapsamındaki Müslüman ülkelerin ortalamasının iki katından fazla bir güvensizlik ortalamasına sahiptir. Brezilya da nötr bir tutum varken, Türkiye deki yüksek negatif skor üzerinde durulmaya değerdir. Araştırma çalışmasından elde edilen veriler, Türkiye nin iki uluslararası kuruluş olan AB ve BM ye karşı ortalamanın çok üzerinde bir güvensizlik taşıdığını göstermektedir. Türkiye, dahil olduğu ve olacağı ülke gruplarının ortalamasını da aşmaktadır. Bu veriler doğrultusunda Türkiye nin uluslararası kurumlara güvensizlik konusunda istisnai bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç Türkiye de yaşayan bireylerin uluslararası düzen hakkındaki görüşlerini keşfetmeyi amaçlayan farklı kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını derlediğimiz bu çalışmada nedensellikleri çok fazla sorgulamadan bir bütün olarak Türkiye nin uluslararası düzen algısı açısından diğer ülkelerden ne derece farklı olduğunu göstermeye çalıştık. Çalışmamız tekrarlanabilmesi açısından kamuoyuna açık veri tabanları olan Dünya Değerler Araştırması, Pew Global Attitudes Project, GMF Transatlantic Trends, BBC Globescan gibi küresel düzeyde yürütülen ve karşılaştırmalı analizlere izin veren çalışmaların bulgularını sunmakla sınırlıdır. Okuyucu açısından yorucu olabilecek ileri istatistik tekniklerini ya da çok değişkenli analizleri kullanmadan yaptığımız analizler büyük olasılıkla betimleyici kalmıştır, ancak altı çizilen durumun benzersizliği konusunda fikir verici olduğu kanısındayız. Bahsettiğimiz verilerin kısa bir taraması karşılaştırmalı kamuoyu araştırmalarının Türkiye kamuoyunun uluslararası düzen hakkında ne kadar şüpheci olduğunu göstermiştir. Türkiye kamuoyu uluslararası barışın korunması, gelişmekte olan ülkelere yardım ya da mültecilerle ilgilenmek gibi konuların Birleşmiş Milletler gibi uluslararası ya da bölgesel kurumların değil; ulusal hükümetlerin işi olduğu görüşüne sahip çıkmaktadır ve bu konuda diğer ülkelerin ortalamalarından çok daha ulusalcıdır. Keza, Dünya Değerler Araştırması nda sorulan bir soruya verilen yanıtlar Türkiye kamuoyunun küresel yoksulluktan çok ulusal sorunlarla mücadeleye öncelik verdiğini ve bu açıdan da Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 15

içinde bulunduğu ya da bulunmak istediği ülke gruplarından çok daha farklı bir profile sahip olduğunu göstermiştir. PIPA-WPON tarafından yürütülen küresel araştırma sonuçları, Türkiye kamuoyunun uluslararası hukuka saygı gösterilmesi ya da ulusal çıkarların gözetilmesi ikileminde nötr bir tutuma sahip olduğunu göstermiştir. Bu soru bazında karşılaştırma yapıldığında 24 ülke arasında Türkiye nin en az uluslararasıcı olan üç ülkeden biri olduğunu görmekteyiz. Diğer ülkeler Pakistan ve Meksika dır. Transatlantic Trends araştırma çalışmasına göre Türk kamuoyunda uluslararası ilişkilerde savaşın bazen gerekli olduğu kanısında olanların oranı aynı çalışma kapsamındaki Avrupa Birliği üyesi 11 ülkeden çok daha fazladır. Keza, Türkiye de ekonomik gücün askeri güçten daha önemli olduğunu düşünenlerin oranı da aynı referans grubuna göre daha azdır. Dünya Değerler Araştırması küresel olarak Avrupa Birliği ya da Birleşmiş Milletler e güvenin düşük olduğunu göstermiştir. Araştırma kapsamındaki ülkelerin AB ye güven ortalaması eksi yüzde 8 dir. Oysa Türkiye de bu oran eksi yüzde 37 civarındadır ve ortalamanın beş katı bir güvensizliğe işaret etmektedir. Araştırmaya katılanlar Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler arasında bir fark görmemektedir. Türkiye BM ye güven açısından da 56 ülke arasında 49. sıradadır. Türkiye nin kendine özgülüğü diğer ülkeler hakkındaki algılarında da görülmüştür. Pew Global Attitudes çalışmasına göre Türkiye kamuoyu nezdinde hiç bir ülkenin popülerliği yüzde 35 ten fazla değildir. Türkiye nin ABD hakkındaki olumsuz algısı bilinmektedir ancak Türkiye nin araştırma kapsamında sayılan 5 ülkenin 3 ü hakkında olumsuz algıya sahip olması; olumsuz algıların sadeca ABD ile sınırlı kalmadığının bir göstergesidir. BBC GlobeScan çalışması da Türkiye nin diğer ülkeler hakkındaki olumsuz algısının derecesini göstermektedir. 2007 yılından itibaren yapılan araştırmalar değerlendirildiğinde Türkiye kamuoyunun diğer ülkeler hakkındaki olumlu algısının eksi yüzde 20 ile 30 civarında bir ortalamaya sahip olduğu; ancak 2011 çalışmasında 3,5 gibi neredeyse nötr bir skora gelindiği görülmektedir. Bu dönemde araştırmaya katılan diğer ülkelerin ortalama algı skoru 5 ile 10 arasında değişmektedir, başka bir deyişle Türkiye ortalamasıyla 40 puana ulaşan farklar bulunmaktadır. Türkiye nin diğer ülkeler hakkındaki olumsuz algısı küresel yönetişim konusunda da görülmektedir. GMF Transatlantic Trends çalışması kapsamındaki 11 AB üyesi ülkede ABD nin dünya liderliği konusunda aktif rol oynaması konusunda kayda değer bir destek bulunurken, Türkiye de bu desteğe rastlanmamaktadır. Benzer şekilde AB nin Dünya liderliği de Türk kamuoyu tarafından teveccüh görmemektedir. Bütün bu rakamları bir arada incelediğimizde, Türkiye kamuoyunun uluslararası düzen ve kurumlar hakkında yüksek derecede bir şüphecilik duyduğunu söyleyebiliriz. Bu şüphecilik sadece kurumlarla sınırlı kalmamakta, uluslararası hukuk düzeninden de şüphe duyulmasıyla eş anlı olarak görülmektedir. Ayrıca diğer ülkeler hakkında da kayda değer bir olumsuz algı bulunmaktadır. Türkiye nin Yalnızlığı olarak tarif edebileceğimiz bu algının Türkiye toplumunun tamamında türdeş şekilde dağılmadığı kesindir. Bazıları bu algıya daha fazla sahipken, bazıları 16 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye

daha az şüphecilik ve yalnızlık hissi taşıyacaklardır. Bu farklılaşmanın eğitim ya da sosyal statü gibi dışşal nedenleri olabileceği gibi, sosyalleşme ya da eğitim gibi içsel nedenleri de bulunabilir. Bu nedenlerin keşfedilmesi bu kısa çalışmanın sorularının ötesinde olmakla birlikte, üzerinde durulmaya ve tartışılmaya değerdir. Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 17

Ders kitaplarının mesajı: Ülke tehdit altında savunma için hazırlıklı, diğer ülkelere karşı uyanık ol! Doç. Dr. Kenan Çayır İstanbul Bilgi Üniversitesi Son yıllardaki siyasal ve toplumsal gelişmeler sonucu Türkiye nin uluslararası sistemle ve diğer ülkelerle ilişkilerinin arttığı söylenebilir. Zira Türkiye, süreç tıkanmış görünse de, Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerini yürüten bir ülke. Öte yanda Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin proaktif dış politika anlayışı sonucu son yıllarda Latin Amerika, Afrika ve özelikle Ortadoğu ülkeleriyle yeni ilişkiler kurulmaya çalışılıyor. Türkiye ayrıca son yıllarda NATO ve BM gibi kuruluşlarda da daha aktif bir rol oynamaya çalışıyor. Dolayısıyla Türkiye nin uluslararasılaşma olarak nitelendirilebilecek bir süreçten geçtiği ileri sürülebilir. Bir yanda bu süreç yaşanırken öte yanda istatistiksel veriler, Türkiye de insanların uluslararası sisteme ve diğer ülkelere karşı yüksek oranda güvensizlik ve şüphecilik duygularına sahip olduğunu gösteriyor. Şunu hemen belirtmek gerekir ki, uluslararası yakınlaşmalar kolaylıkla toplumlar arası dostluk ve dayanışma duygularını doğurmaz. Hatta küreselleşen dünyada farklı olan ın yakınlaşması yüzünden mevcut konumlarının ve kimliklerinin tehlike altında olduğunu düşünen toplumlar ve gruplar arasındaki gerilimler de artabilmektedir. Ancak yine de, bu derlemede Emre Erdoğan ın çeşitli veri tabanlarına dayanarak dile getirdiği gibi diğer ülkelere karşı şüphecilik bakımından Türkiye nin kendine özgü bir konumu olduğu görülüyor. Emre Erdoğan ın sözkonusu çalışmasında gördüğümüz üzere, Türkiye de gerek uluslararası düzen gerekse diğer ülkelere karşı çok yüksek düzeyde olumsuz bir algı var. Mevcut haliyle uluslararası düzenin ve hukukun eleştirilecek birçok yönü olduğu söylenebilir. Ancak sorun, Avrupa ve dünya şüpheciliğinin evrensel değerlerden kopuk, içe kapalı bir Türkiyecilik, ulusalcılık ve tikelci bakış açısını beslemesi ihtimalidir. Sonuçta ortaya çıkan, her ne kadar uluslararası düzen ile ilişkileri artsa da, çevresine sürekli tehdit algısı ile bakan, güvensizlik ve aşırı güven duyguları arasında salınan ve evrensel değerlerin oluşturulma sürecine katkısı sınırlı bir Türkiye olacaktır. Türkiye de insanların ülkelerini ve ulusal tarihlerini öğrendikleri ve diğer ülkelerle ilgili bilgileri edindikleri kaynaklardan biri de ders kitaplarıdır. Ders kitapları bir ülkenin anayasasıyla birlikte resmi söylemi yansıtan ve o ülkedeki meşru bilgi yi gösteren metinlerdir. Ders kitapları kültürümüz veya ortak değerlerimiz gibi başlıklar altında kolektif kimliğin ya da Biz in sınırlarını çizerler; kimin bu sınırın içinde, kimin dışında olduğunu belirtirler. Eğitim yoluyla vatandaşlar, Türkiye nin tarihini, siyasal ve kültürel konumunu, diğer ülkelerle ne 18 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye

tür ilişkilerinin olduğunu, hatta olması gerektiğini öğrenirler. Bu çerçevede, araştırmalarda ortaya çıkan, diğer ülkelere karşı olumsuz algılara kaynaklık eden unsurlardan biri de ders kitapları olabilir. Dolayısıyla bu yazı, mevcut ders kitaplarında Türkiye ve diğer ülkelerin nasıl resmedildiğini inceleyecektir. Ders Kitaplarında Türkiye: Sürekli Tehdit Altında Olan Ülke Mevcut ders kitapları 2005 müfredat reformu sonucunda yeni bir anlayışla yazılmış olan metinlerdir. Bu reform Milli Eğitim Bakanlığı nın (MEB) gerçekleştirmiş olduğu en kapsamlı dönüşümlerden biridir. Zira MEB e göre bu reform ile öğretmeni sınıfta tek hakim kılan ve didaktik bir şekilde kaleme alınmış olan ders kitaplarıyla yürütülen davranışçı yaklaşım terk edildi; öğrenci merkezli yeni yapılandırmacı eğitim anlayışı benimsendi. Bu yeni yaklaşım, öğretmenlerden tek yönlü olarak bilgiyi aktaran değil, kitaplardaki etkinlikler aracılığıyla öğrencilerin eleştirel düşünmelerini ve bilgiyi inşa etmelerini sağlayan bir rol üstlenmelerini istemektedir. Sonuçta reform sürecinde ders kitapları, bu yeni anlayışa göre yeniden yazıldı. Ders kitaplarının yanında ilk kez öğrenci çalışma kitapları ve öğretmen kılavuz kitapları hazırlandı. MEB e göre bu reformun amacı, Türkiye yi 21. yüzyıla hazırlamak ve Avrupa Birliği normlarına uyum sağlamak tı. Bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak yeni programlarda evrensel kültüre öz kültürümüzden ve değerlerimizden yola çıkarak katkıda bulunma nın da öneminden bahsedilmekteydi (TTKB, 2009; Çayır, 2009). MEB, mevcut kitapların 20. yüzyılın sanayi toplumunun mantığıyla hazırlandığını ve teknolojinin hakim olduğu günümüz dünyasının ihtiyaçlarına cevap vermediğini dile getirmişti. 2005 öncesi ders kitapları hakkında yapılan çalışmalar da bu kitapların ivedilikle yenilenmesi gerektiğini göstermişti. Örneğin, Tarih Vakfı nın yürüttüğü Ders Kitaplarında İnsan Hakları Projesi ne göre kitaplarda birçok hak ihlali ve ayrımcılık içeren ifade bulunmakta; Türkiye düşmanlarla çevrili bir ülke olarak gösterilmekte ve birçok ders militarist perspektifle savaşı ve ölümü yücelten bir içerikle sunulmaktaydı (Çotuksöken vd., 2003). Reform öncesi zorunlu olarak okutulan 8. sınıf Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi dersinin içeriğinde dahi vatandaşlık teması iç ve dış tehditler çerçevesinde kurgulanmıştı (Gök, 2003; Çayır ve Gürkaynak, 2008). Tarih derslerinin konuları 1940 lar ile son bulmaktaydı. Güncel konuların ele alındığı tek ders ise Milli Güvenlik dersiydi. Bu ders ise isminden de anlaşılacağı gibi konuları, dost-düşman ve tehditler bağlamında ele almaktaydı. Bu açıdan yakın zamanda Milli Güvenlik dersinin kaldırılması kararını da son zamanlardaki önemli değişikliliklerden biri olarak zikretmek gerekir. Bu çalışma, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı (TTKB) nin ifadesiyle (2009) Dünyada ve Türkiye de yaşanan gelişmeler doğrultusunda yenilendiği söylenen ders kitaplarında bir iyileşme olup olmadığını; ders kitaplarının Türkiye yi 21. yüzyıla ne şekilde hazırladığını; bu kitaplarda nasıl bir Türkiye ve dünya resmi çizildiğini incelemektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar yeni kitaplarda bazı kısmi iyileşmelerin olduğunu göstermektedir. Örneğin bazı kitaplarda didaktik anlatım yönteminin terk edildiği ve öğrencilerin eleştirel düşünme bece- Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye 19

rilerini geliştirecek etkinlikler sunulduğu görülmektedir (Tüzün, 2009). 8. sınıf müfredatına dahil edilen ve seneye kaldırılacak olan Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi ders kitabında, daha önceki derste bulunan iç ve dış tehdit unsurları ndan bahsedilen bölümler çıkarılmış, öğrencileri ayrımcılık konusunda bilgilendiren birçok yeni pasaja yer verilmiştir (Özpolat, 2011). Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, 1-7. sınıflar Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler kitaplarında toplumsal cinsiyet eşitliliği konusunda birçok olumlu örneğe yer verildiği görülmüştür (SEÇBİR, 2012). Bu kısmi iyileşme örneklerine rağmen, Türkiye nin tarihsel ve güncel olarak konumlandırılması açısından ders kitaplarındaki sorunlar devam etmektedir. Türkiye tarihsel olarak öncelikle işgale uğramış ve diğer ülkelerle savaşarak kurulmuş bir ülke olarak konumlandırılmaktadır. Bir başka araştırmaya göre de, her sınıf düzeyinde öğrenciler tarihi Yurdumuz İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar tarafından paylaşılarak veya güzel yurdumuzu işgale başladılar ifadeleriyle öğrenmektedirler ( Tüysüz, 2011, s.55 ve 191). Hatta bazı yazarlar öğrencileri aktif kılan yeni yapılandırmacı yaklaşımı, diğer ülkelere karşı daha keskin bir tarih bilinci yaratmak için kullanmaktadır. Örneğin, 7. Sınıf Sosyal Bilgiler kitabı 20. Yüzyıl başında Avrupa Ülkeleri ve Osmanlı Devleti nin durumunu şimdi devletlerin dilinden dinleyelim dedikten sonra sınıfta her bir devleti bir öğrencinin canlandırmasını ve bu öğrencilerden aşağıdaki sözleri söylemesini istemektedir: İngiltere: Ben İngiltere, biliyorsunuz Sanayi İnkılabını ben başlattım. Bu nedenle sömürge yarışının öncüsüyüm Fransa: Ben Fransa, İngiltere den sonra Hollanda, Belçika sanayileşti ve ben de sanayileştim. Hep birlikte sömürgecilik yarışına başladık. Dünyadaki yoksul, güçsüz devletleri kendi aramızda paylaştık Rusya: Ben Rusya, ekonomim güçlü ve çok geniş topraklara sahibim. Fakat topraklarımın sıcak denizlere kolayca bağlantısı yok Komşum Osmanlı Devleti nin topraklarını alsam Akdeniz e ineceğim İtalya: Ben İtalya, ben de siyasi birliğimi geç sağladım. O yüzden Almanya ile birlikte hareket ediyoruz. Bunun yanında ben Osmanlı topraklarında sömürgeler elde etmek istiyordum, bu amaçla Trablusgarp ı işgal ettim Bulgaristan-Romanya-Yunanistan: Biz Osmanlı Devleti nden ayrılarak bağımsızlığımızı kazanmış devletleriz. Biz Osmanlı Devleti nin Balkanlar da kalan topraklarını almak istiyoruz ( Arslan, 2011, s.189) Eski eğitim anlayışında belki sadece okunarak ya da anlatılarak geçilen bu bilgilerin, etkinlikteki canlandırma ile birlikte daha etkili şekilde inşa edilen bilgilere dönüşebileceğini söylemek yanlış olmaz. Dolayısıyla reformda hedeflendiği gibi öğrencileri aktif kılma amacı yerine gelmiştir. Ancak bilginin inşa ediliş tarzının diğer ülkelere karşı olumsuz kalıpyargı oluşturma potansiyeli taşıdığı da açıktır. Bu yoruma karşı ama bunlar tarihsel gerçekler, dolayısıyla öğrencilere aktarılmalıdır itirazı yapılabilir. Ancak burada önemli olan, bu tarihsel anlatının hangi dil ve ifadelerle kurulduğu ve kitaplarda başka hangi bilgilerle birleştiğidir. Çünkü kitaplara göre diğer ülkelerin Türkiye ye bakışı ve Türkiye üzerindeki emelleri bugün de devam etmektedir. Dolayısıyla ülkelerin tarihte oynadığı rollerin bugün de devam ettiği bazen açıkça bazen ima yoluyla dile getirilmektedir. Türkiye güncel olarak da düşmanlarla çevrili ve tehdit altında bir ülke olarak resmedilmektedir. Örneğin MEB in yayımladığı 5. sınıf Sosyal Bilgiler kitabına göre (Ek 1); 20 Yalnız ve Endişeli Ülke Türkiye