Her alanda örnek olan Denizli'nin turizm konusunda da ön plana çıkacağını söyleyen AK Parti Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Zolan, Acıgöl Flamingo Parkı, Çardak Kervansarayı restorasyonu, Beylerli Gölü çevre düzenlemesi, Beylerli Kaplıcası nın turizme kazandırılması gibi dev projeleri ile Çardak bir turizm merkezi haline gelecek. Bozkurt'ta ise atıcılık ve trampla ilgili organizasyonların yapılabileceği tesis, Karagöl Mesireliği, Karakısık Kanyonu düzenlemesi, Hayrettin de ters lale şenlikleri gibi dev projelerimizi en kısa sürede hayata geçireceğiz" dedi. devamı 11 de Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, dünya ekonomisindeki gelişmelere paralel Türkiye ekonomisinin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini söyledi www.sondakikagazetesi.com 19 Mart 2014 Çarşamba Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü, Yüksek lisans ve doktora yapmış adaylar için bile işsizlik sorunu önemini koruyor. Sadece bizim sistemimizde yüksek lisans ve doktorasını bitirmiş ve aktif o- larak iş arayan 559 bin aday var. Buna karşılık bu adayları talep eden firma sayısı ise yalnızca 405 dedi. 4 te İzmir mitingindeki kalabalık için "Bunlar taşıma" şeklindeki iddialara cevap veren AKP adayı Yıldırım, "Onlar, İzmir'i sadece merkez ve Körfez etrafından ibaret olduğunu bildikleri için Bergama, Kınık, Dikili ve Beydağ'ı yok sayıyorlar" dedi Bergama, Kınık ve Dikili'nin yer aldığı Bakırçay Havzası'nda, 200 bin kişinin yaşadığını belirten Yıldırım, sessiz çoğunluğun bu sefer hesap soracağını söyledi. Bergama&da düzenlediği mitingde CHP'yi yerden yere vuran Yıldırım, "Yıllarca İzmir ve çevresini unutanlara vereceğiniz cevap, çok sert olsun. Artık bir daha sizi kandırmalarına izin vermeyin. Seçimden seçime gelip vaatlerde bulunan ama daha sonra bir daha arkasını bile dönmeyenleri sandığa gömün. Size verdiği her sözü yerine getirenlere görev verin. Verinki İzmir ile birlikte siz de gelişin büyüyün. Ne yazık ki burada seçilenler, verdikleri sözlerin hiçbirini yerine getirmiyorlar. Sözünü yerine getirmeyip oy verenlerin hayallerini yıkmak, sizin işiniz. Artık bunlara kanmayın dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden, Bergama'ya Bakırçay Üniversitesi kurulması için söz aldığını dile getiren Yıldırım, "Gençlerimiz buradan artık bir yere gitmeyecek. Binlerce öğrenci kardeşimiz buraya gelip, eğitim görecek. Ayrıca,,Türkiye'nin en büyüğü olacak Kuzey Ege Limanı'nın hizmete girmesiyle 15 bin kişiye istihdam kapısı açacağız. İZBAN hattı, Bergama, Dikili ve Kınık'a kadar uzayacak. Bergama Organize Sanayi Bölgesine doğalgaz getireceğiz. Bergama'ya hayvancılık borsası kuracağız. Ayrıca buraya soğuk hava deposu kurmak için çalışmalara başladık. Çiftçimiz ürününü bu soğuk hava depolarında saklayacak. Sadece okul çocuklarına süt vermekle değil, sütçülüğü destekleyerek, sütten elde edilen katma değerlerin artması için gerekli teşvikleri vereceğiz. Kınık'a devlet hastanesi açacağız, sanayi tesislerinin gelişmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Dikili'de ise sağlık turizmini canlandıracağız dedi. 7 de Kara propagandaya tepki gösteren AK Parti Buca adayı Şeboy, Birileri seçimi kaybedeceğini anlayınca telaşa kapıldı. Karalama kampanyası yapıyorlar. Cemil Şeboy u satın alacak para basılmadı bundan sonra da basılamaz. Bucalılar beni 60 yıldır tanıyor. Bütün adaylar ne iş yaptığını açıklasın" dedi. devamı 6 da
SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 19 Mart 2014 Çarşamba Yokluklar içinde kazanılan zaferin adı: ÇANAKKALE Kendisinden silah ve mühimmat bakımından kat kat üstün olan düşmana karşı vatan savunması için Çanakkale'ye koşan Türk askeri toprak kaplardan, İngilizler ise emaye kaplı bardaklardan su ve çay içti ÇANAKKALE Daracık bir kara parçasında, Gelibolu Yarımadası'nda 99 yıl önce yaşanan, tarihin en önemli çarpışmalarından biri olan Çanakkale Savaşları'nda Türk askerinin yokluk ve zorluklar içinde gösterdiği başarı, tüm dünyanın takdirini kazandı. İngiltere, Fransa, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerden gelen, k- endisinden silah ve mühimmat olarak kat kat üstün düşmana karşı vatan savunması için Çanakkale'ye koşan Türk askeri toprak kaplardan, İngiliz askerleri ise emaye kaplı bardaklardan su ve çay içti. Yarımadanın zorlu coğrafyasında ayağındaki çarıklarla düşmana "dur" diyen Mehmetçiğin aksine İngilizler, Fransızlar ve Anzaklar, botlarıyla savaştı. Türk askerlerinin yanı sıra İngiliz, Fransız ve Anzak kuvvetlerinin Çanakkale Savaşları'nda kullandığı yaşamsal malzemeleri yurt içi ve dışından toplayıp kendisine ait Çanakkale 1915 Seddülbahir Özel Müzesi'nde Buğulu camlardan tuvale sergileyen yerel tarih araştırmacısı Ahmet Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun yıllardır savaşların yaşandığı bölgede hayatını sürdürdüğünü söyledi. Savaşların üzerinden 99 yıl geçmiş olmasına rağmen hala savaşlara ait malzemelerin gün yüzüne çıkmaya devam ettiğini aktaran Uslu, "Çıkan malzemelerin menşesine baktığımız zaman bir Osmanlı malzemesi göremiyoruz. Bu malzemelerin yüzde 90'ı ya İngiliz ya da Fransızlara ait. O zaman şunu anlıyoruz ki bunların malzemeleri kaliteli ve bugünlere kadar ulaşmış" dedi. - "Medeniyeti bizden 60 yıl önce olan bir orduya karşı savaşmışız" Uslu, İngiliz askerlerinin kullandığı demirli potinlere çok rahat rastlanırken kahraman Türk askerlerinin çarıklarını görme imkanının biraz düşük olduğunu vurguladı. Müzesindeki e- serlere değinen Uslu, şöyle konuştu: "İngiliz askerleri, koleksiyonuma kazandırdığım, üzerinde 1911 tarihi ile İngiltere Kralı 5. George ve eşi Kraliçe Mary'nin resimlerinin yer aldığı e- maye kaplı bardakla çayını, suyunu yudumlarken Türk askeri toprak bardaktan içmekte. Emaye, Türkiye'ye 1960'lı yıllarda geldi. Demek ki Çanakkale'de, medeniyeti bizden 60 yıl önce olan bir orduya karşı savaşmışız. Karşımızdaki ordunun toplarının gücüne, gemilerinin hızına, uçaklarının gökyüzünde dolaşmasına rağmen Türk askeri Çanakkale'de kahramanlığını konuşturmuş, iman dolu göğüsüyle elindeki malzemeyle Çanakkale'yi geçilmez kılmıştır." Sergilediği bir çarığın altında delikler bulunduğuna dikkati çeken Uslu, İngilizlerin, esir aldığı Türk askerlerinin üniformaları ve aksesuarlarına baktığında en önemli sorunun ayakkabılarda olduğunu hemen anladığını dile getirdi. Türk Ordusundaki askerlerin büyük çoğunluğunun, vatan savunmasına çarıklarıyla katıldığını anlatan Uslu, "Çarık, sivri metallere karşı çok dayanıksızdı. Düşman, nasıl atılırsa atılsın, bir ucu havada kalan ve yıldız tabir edilen sivri demirlerden atarak askerimizi ayağından vurmuştur. Bunun sonucunda ayağı yaralanan askerlerimizin birçoğu cephe gerisine dönmek zorunda kalmıştır. Böyle kaybımızın 7-8 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir" ifadesini kullandı. Çocukken, buğulanan pencere camına resim yapan 65 yaşındaki Doğan Karaçalı'nın kara kalem portre çalışmaları dikkat çekiyor. Adana Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde yaşamını sürdüren Karaçalı, boş zamanlarını resim yaparak değerlendiriyor. Her biri farklı nedenlerle ömürlerinin kalan bölümünü huzurevinde geçirmeyi tercih edenler, huzurevindeki sosyal etkinliklere katılarak yaşama sevinçlerini arttırmaya çalışırken, yeteneklerini geliştirme imkanı bulanlar da ayrı heyecan yaşıyor. Huzurevi sakini Doğan Karaçalı (65) da bu isimlerden biri. Uzun yıllar Kahramanmaraş ve İstanbul'da ayakkabıcılık yaptıktan sonra huzurevine yerleşen Karaçalı, resme ilgisinin çocuklukta başladığını söyledi. Çocukken, soğuk kış günlerinde buğulanan pencere camına resim yapmaya başladığını anlatan Karaçalı, kağıt ve kaleme olan ilgisinin, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen artarak vazgeçilmez tutku haline geldiğini ifade etti. Karaçalı, resim konusunda hiç eğitim almadığını, her şeyi kendisinin öğrendiğini bildirerek, "Resim ve şiir, hayatımın tamamını kapsıyor" dedi. Bir yakını aracılığıyla huzurevine yerleştiğini anlatan Karaçalı, şunları kaydetti: "Yaklaşık 6 yıldır huzurevinde yaşamımı sürdürüyorum. Boş zamanlarımı en iyi şekilde değerlendirmek adına kara kalem çalışmalar yapıyorum. Resim yapmayı çok seviyorum. Kara kalem resim yaparak huzur buluyorum. Huzurevinden veya dışarıdan bana getirilen vesikalık resimleri tuvale çiziyorum. Valinin, belediye başkanının kara kalem portrelerini çizerek kendilerine verdim, teşekkür ettiler. Kara kalem resim çalışmalarının yanı sıra şiir yazmayı da çok seviyorum." Kara kalem portrelerinin huzurevi personeli ve vatandaşlar tarafından ilgi gördüğünü belirten Karaçalı, bu durumun kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Karaçalı, ilerleyen süreçte huzurevinde kara kalem çalışmalarından sergi açmayı düşünebileceğini de sözlerine ekledi. Metallica, İstanbul'da "NETEKİM KARAKOLU" filminde sona yaklaşılıyor 12 Eylül darbesinde gözaltına alınan köylülerin hikayesinin anlatıldığı "Netekim Karakolu" adlı filmin çekimlerinde sona yaklaşıldı. Mersin'de genellikle olayın geçtiği mekanlarda çekimleri yapılan filmin yönetmenliğini, 15 yaşındayken film çekmek isteyen ancak darbe dolayısıyla çalışmasını tamamlayamayan Zeynel Korkmaz'ın oğlu Yasin Korkmaz yapıyor. Çekimleri dört ay önce Erdemli ilçesinde başlayan filmin seti bir günlüğüne ziyaretçilere açıldı. Film çekimlerinin büyük bir kısmının gerçekleştirildiği eski ilköğretim okulundan karakola dönüştürülen binaya gelen çoğunluğu öğrencilerden oluşan ziyaretçiler yönetmen Yasin Korkmaz, başrolleri paylaşan Deniz Sandalcı, Sinan Uğuz, İbrahim Özcan, Elif Çetinel, İrem Cerit ve Şamil Mehmet ile görüştü. Ziyaret süresince öğrencilere film hakkında bilgiler veren Korkmaz, seti ziyaret eden öğrencilerin de katılımıyla bir sahnenin çekimini yaptı. Çekimlerde sona yaklaşıldığını bildiren Korkmaz, filmin 12 Eylül darbesinden 10 yıl önce amatör kamerayla aksiyon filmi çekmeye çalışan kasabalı gençlerin, 12 Eylül sonrasında yapılan aramalar esnasında başlarına gelen olayları mizahi şekilde anlattığını söyledi. Türkiye'nin en büyük Mushaf-ı Şerif sergisi "Mukaddes Miras", 16 Nisan Çarşamba günü Erzurum'da açılacak. Diyanet İşler Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Kutlu Doğum Haftası kapsamında açılacak sergide, özel koleksiyonlardan seçilmiş 99 el yazması Mushaf-ı Şerif sergilenecek. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın himayelerinde İslam Kültür Sanat Platformu'- nun katkılarıyla gerçekleştirilen sergide, Kuzey Afrika'dan Çin'e, Hindistan'dan Moğolistan'a bütün İslam coğrafyasında kaleme alınmış pek çok Mushaf ilk kez geniş kitleler tarafından görülebilecek. Tarihin farklı dönemlerine ait el yazması Mushafların farklı coğrafyalara ve hat ekollerini yanıstması bakımından KONSER VERECEK Heavy metalin efsanevi gruplarından Metallica, İstanbul'da hakkına sahip olacak ve Metallica'nın 30 yılı aşkın süredir konser verecek. Konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamaya kaydettiği 140'dan fazla parça ile şarkı listesini oluşturabilecek. Konserin açılışını, birçok şehirde oylama sonucu en çok göre, grubun istek parçalardan oluşacak özel konseri, 13 Temmuz'da İTÜ Stadyumu'nda gerçekleşecek. Metallica, ilk istek alan "One" ve "Master of Puppets" ile yapacak Metallica, 18 şarkıdan oluşan sahne şovundaki 17 şarkıyı verilen oy- kez gerçekleştireceği "Metallica By Request" projesiyle hayranlarını interaktif konserle tanıştıracak. Biletler, yarından lara göre belirleyecek. Metallica ekibi, konserin son şarkısını itibaren tüm Biletix satış noktaları ve "biletix.com" üzerinden ise yeni parçaları arasından seçecek. Metallica hayranları, satışa sunulacak. Avrupa'da birçok farklı şehrinde oluduğu "www.metallicabyrequest.com" sitesinden diğer müzikseverlerin hangi şarkılara oy verdiğini ve oylama sonuçlarına u- gibi Metallica konser biletini internet üzerinden alan müzikseverler, izleyecekleri konserde çalınacak şarkıları oylama laşabilecek. "MUKADDES M RAS" sergisi, 16 Nisan'da Erzurum'da açılacak önem taşıyan sergide, İslam hat sanatında ekol kabul edilen Şeyh Hamdullah, Cafer-i Baysunguri Tebrizi, Hafız Osman, Mehmet Emin Rüşdi ve Hafız Mustafa Şevki gibi önemli isimlerin eserleri de bulunuyor. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in katılacağı bir törenle açılacak sergini sanat danışmanlığını, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Özcan üstleniyor. En yeni tarihli Kur'an-ı Kerim'in 1892 tarihini taşıdığı sergideki en eski Kur'an-ı Kerim sayfaları 9-10. yüzyıllarda yazıldı. Kufi, muhakkak, mağribi, reyhani, sülüs, nesih ve gubari yazı çeşitleriyle yazılmış mushafların yanı sıra Abbasi, Memluk, Osmanlı, Selçuklu, Akkoyunlu-Türkmen, Safevi ve Kaçar dönemlerine ait e- serler sergilenecek. Sergide, ağırlıklı 16-19 yüzyıllara ait Osmanlı dönemi eserleri bulunurken, parşömen, bez ve kağıt üzerine yazılmış nüshalar, tomar, sancak ve kitap formatıyla ziyaretçilere sunulacak. Yıl: 3 İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA 05326601776 sedatkaya20@hotmail.com. Sayı: 860. 19 Mart 2014 Çarşamba Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: 0232 425 26 10 (Pbx) 0232 425 26 10 Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: 0232 251 76 32 SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir
SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ 19 17 Mart Şubat 2014 2013 Çarşamba Perşembe Ölmeden açtığı davadan 1 milyon 231 bin liralık rekor ceza İzmir Barosu avukatlarından Mehmet İsen, 2006 yılında İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde apandisit ameliyatı geçirdiği sırada kendisine kanser teşhisi koyulabilecekken koyulmadığı gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı aleyhine 1 milyon 200 bin liralık tazminat davası açtı. Evli ve iki çocuk babası İsen, dava neticelenmeden 2011 yılında vefat etti. İzmir 2. İ- dare Mahkemesi ndeki dava sonucunda Sağlık Bakanlığı, faiziyle birlikte 1 milyon 231 bin 262 TL ödemeye mahkum edildi Av. Mehmet İsen, doktorların söz konusu ameliyatın ardından gelen patoloji raporunu gözden kaçırdıkları ve ameliyat ettikleri bölümdeki tümörü farkedemedikleri iddiasıyla Sağlık Bakanlığı aleyhine 1 milyon TL maddi ve 200 bin TL manevi tazminat davası açtı. Hastalık yüzünden İsen, Kasım 2011 tarihinde başlattığı hukuk mücadelesinin sonucunu göremeden, hastanede hayatını kaybetti. Dava ise sonuçlandı. Kararda, Mehmet İsen in apandisit ameliyatı sonrasında alınan parçaya ilişkin patoloji raporunda müsinöz kistadenom tanısının bildirilmemesinin hastalığın erken teşhisini engellediği anlaşıldığından, davacının oluşan zararında idarenin ağır hizmet kusurunun bulunduğu sonucuna ulaşılmış. denildi. Mahkeme heyeti, Sağlık Bakanlığı nı hayatın kaybeden Mehmet İsen için 60 bin, eşi İnci İsen için 30 bin, çocukları Nihan ve Kerem için 15 er bin TL olmak üzere toplam 120 bin TL manevi ve 665 bin 679 TL maddi tazminat ödemesine karar verdi. Ailenin avukatı Ahmet Ender Benli, yaptığı açıklamada, Müvekkilim Mehmet İsen e bir apandisit ameliyatı yapılmıştır ancak bu ameliyata sağlık sisteminin büyük ihmalleri karışınca, tömür teşhisi olan patoloji raporu sağlık sistemi tarafından görmezden gelinince meslektaşım Mehmet İsen in yüzde 90 oranında maluliyetine sebebiyet verilmiştir ve üç yıllık zorlu süreçte, neredeyse tüm iç organlarını bu yüzden kaybetmiştir. 2011 yılında yaşamını kaybederek geride acılı eşi İnci, evlatları 6 yaşındaki Kerem ve 10 yaşındaki kızı Nihan ı bırakmıştır. dedi. Kararın ders niteliğinde olduğunu savunan Av. Benli, bozuk sağlık sisteminin yeniden sorgulanması ve düzeltilmesi adına önemli bir fırsat olduğunu söyledi. Benzer durumdaki insanlar için emsal olduğunu belirterek, Sağlık Bakanlığı nın kararı 30 gün içinde Danıştay a temyize götürme hakkının bulunduğunu sözlerine ekledi. (CİHAN) Adana'da polisi yaralayan şüpheli yakalandı Kendisini takip eden polislerden birini tabancayla ateş ederek yaraladığı iddiasıyla aranan şüpheli yakalandı. Alınan bilgiye göre, merkez Yüreğir ilçesi Kiremithane Mahallesi'nde 16 Mart tarihinde Yüreğir Emniyet Müdürlüğü Suç Araştırma Merkezi ekiplerinin ''dur'' ihtarına uymayarak kaçarken tabancayla ateş ederek polis memuru Harun Erol'u omzundan yaralayan şüpheli Faik Ö. (41), Çamlıbel Mahallesi'ndeki evine düzenlenen operasyonda yakalandı. Şüpheli, emniyet müdürlüğündeki işlemlerinin ardından sağlık kontrolü için Adli Tıp Birimi'ne getirildi. Şüpheli, basın mensuplarına "ateş ettiği kişilerin polis olduğunu bilmediğini" öne sürdü. Şüpheli, daha sonra adliyeye sevk edildi. Bu arada, olayda yaralanan polis memurunun, tedavi gördüğü hastaneden taburcu edildiği öğrenildi. Rutin çalışma yürüten polislerin şüphe üzerine durdurmak istediği otomobilin sürücüsü kaçarken kaza yapmış, ardından araçtan inerek tabancayla polis ekibine ateş açmış, polis memuru Harun Erol omzundan yaralanırken, kaçan şüphelinin otomobildeki eşi, ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürülmüştü. Ankara'da kapatılan mahkemelerin dosyaları kurayla dağıtıldı 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile kapatılan Ankara 11. ve 12. Ağır Ceza Mahkemeleri ile TMK'nın 10. maddesiyle görevli Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davaların yeni adresleri kurayla belirlendi. Ankara'daki 10 ağır ceza mahkemesinin başkanı, Ankara Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Ramazan Aksan'ın odasında kura çekerek, kapatılan mahkemelerdeki davaların hangilerini kendilerinin göreceklerini belirlediler. Kura sonucunda, 28 Şubat Davası Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesine gitti. Bu mahkemenin başkanlığını Fevzi Şıngar yapıyor. 12 Eylül askeri darbesine ilişkin Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın yeni adresi, Oktay Saday'ın başkanı olduğu Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün yargılandığı dava, Hayrettin Türe'nin başkanı olduğu Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edecek. Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken ile bazı Özel Harekat Polislerinin de arasında bulunduğu sanıklar hakkında açılan 2 ayrı dava ise Tekman Savaş Nemli'nin başkanı olduğu Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Kura sonucunda, kapatılan mahkemelerdeki diğer davalar da dağıtıldı. İzmirli avukatlar hukuksuzluğa karşı el ele çember oluşturdu İzmir Barosu, son günlerde yaşanan olayları protesto ve bağımsız yargı için el ele tutuşarak adliyenin çevresinde çember oluşturdu. Diktatörlük rejimine geçit vermeyeceklerini belirten Baro Başkanı Ercan Demir, Sandık fenomeniyle diktatörlük rejimi kurmaya çalıştığınızı görüyoruz. Size, iktidarınıza, gazınıza, TOMA nıza, sopanıza, copunuza, baskınıza, sansürünüze, yargılama ve ceza tehditlerinize boyun eğmeyeceğiz. diye konuştu "Adalet ve Vicdan İçin El Ele" adlı eylem için bazı hakimler ve avukatlar, İzmir Adliye Sarayı önünde toplandı. Yargı bağımsızlığı için el ele, "Geçit yok, biz varız", "Hukuksuzluğa karşı el ele", "Polis devleti değil, hukuk devleti!" yazılı pankartlar taşıyan avukatlar, "Katiller halka hesap verecek" ve "Berkin Elvan ölümsüzdür" sloganları attı. Basın açıklamasını okuyan Baro Başkanı Demir, şunları kaydetti: Bugün Türkiye de totaliter baskı rejimi, hukuk devleti, yoksulluk, yolsuzluk ve rant düzeni, kalkınma, ekonomik gelişme, emir komuta z- incirindeki yargı sistemi, hukuk ve adalet olarak sunulmaktadır. İleri demokrasi masallarıyla ülkeyi Ortaçağ karanlığına götürmek isteyen siyasi iktidara s- esleniyoruz. Konuşmamızı, yazışmamızı, iletişim kurmamızı, biraraya gelmemizi engellemeye ve bütün hayatımızı kontrol altında tutmaya çalışıyorsunuz. Başbakan'ın, Ben yargıya talimat verdim, gereğini yapacaklar., Evet ben konuştum Adalet Bakanı'yla, bu normal bir şey. diyerek kabul ettiği yürütmenin yargıya müdahalesini eleştirmemize, yargı bağımsızlığı olmayan bir ülkede hiç kimsenin hukuk güvenliğine sahip olmayacağını, yurttaşların adaleti başka y- erde aramalarına yol açacağını haykırmamıza engel olmaya çalışıyorsunuz. Yolsuzluk soruşturmalarında delillerin bizzat Başbakan tarafından karartıldığını, mahkemelerin verdiği dinleme kararlarıyla kaydedilen tapelerin yasa değişikliği yoluyla silindiğini, savcıların, emniyet müdürlerinin görev yerlerinin değiştirilmesinin suç ortaklarının hukuk dışı bir h- esaplaşması olduğunu saklamaya çalışıyor, hukuka aykırı dinlemelerle yargıya müdahale etmek arasında bir seçime zorluyorsunuz. Hakkında yürütülen soruşturmayı ve yakalama kararını öğrenip bin 500 kilometre uzaktan ilk uçakla ülkeye gelen avukat, mesleki faaliyetleri nedeniyle 15 aydır tutukluyken bakan çocuklarının, ayakkabı kutularında milyonlarca euro taşıyanların serbest bırakılmasını hukuk ve adalet o- larak görmemizi istiyorsunuz. Bizim çocuklarımız ekmek almaya giderken vurularak, sokak aralarında dövülerek öldürülürken sizin çocuklarınızın karakolda polisleri sıraya dizmesini, makam arabalarında gezdirilerek soruşturmalardan kaçırılıp yargı muafiyetine sahip kılınmasını makul kabul etmemizi istiyorsunuz. Muhalifleri, itaat etmeyenleri, farklı olanları, itiraz edenleri, bu zulümden bıkanları her türlü baskı aracıyla tahakküm altına almaya çalışan, şiddet uygulayan, tutuklayan, yargılayan, ceza veren ve öldüren bir devlet düzenini, yargıya müdahaleyi, polis devleti uygulamalarını, gençlerin ve çocukların katilini bize demokrasi, hukuk ve adalet olarak göstermeye çalışmanızı doğal karşılamayacak, görmezden gelmeyecek, kabul etmeyecek, izin vermeyeceğiz. Yasama organını ve yürükme erkini tek adama bağladıklarını iddia eden Demir, şunları söyledi: Özgür basını baskı ve tehditle susturdunuz, havuz m- edyası oluşturdunuz. İnternet siteleri, tek adamın düğmeye basmasıyla kapatılıyor. Yargı erkini de o tek adama bağlamak istiyorsunuz. Sandık fenomeniyle diktatörlük rejimi kurmaya çalıştığınızı görüyoruz ancak bilmelisiniz ki özgür savunmanın onurlu temsilcileri olarak, diktatörlük rejimine geçit vermeyeceğiz. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti için, bağımsız yargı ve özgür savunma için, adalet ve özgürlükler için direneceğiz. Yargının kurucu unsurları olan tüm hukukçuları, avukatları, hakimleri, savcıları bağımsız yargı ve hukuk devleti için mücadeleye çağırıyoruz. Basın açıklamasının ardından ele ele tutuşan avukatlar, alkışlar eşliğinde adliye etrafında çember oluşturdu. (CİHAN) Asker ve PKK'lı kılığında gaspa 117 yıl hapis cezası Van'da asker ve PKK'lı kıyafetleri giyip yol kesen, durdurdukları araçlardaki vatandaşlara ait değerli eşyaları gasp eden 4 zanlıya, toplam 117 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Van-Başkale-Hakkari karayolunda asker ve P- KK'lı kılığına girerek 20 ayrı gasp olayını gerçekleştirdikleri iddiasıyla "Nitelikli yağma, nitelikli yağmaya teşebbüs, silahla yaralama, 6136 sayılı yasaya muhalefet" suçlarından yargılanan Latif Acar, Fesih Ayhan, İsmail Kılıç ve İsmail Şimşek, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı. Davanın karar duruşmasında, mahkeme heyeti, sanıklara "Nitelikli yağma, nitelikli yağmaya teşebbüs, silahla yaralama, 6136 sayılı yasaya muhalefet" suçlarından toplam 117 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti, gerekçeli kararında, sanıkların Van-Başkale-Hakkari karayolundan geçen araçları durdurarak araçta bulunan kişilerin para ve değerli eşyalarını alma konusunda irade ve eylem birliğine vardıkları, bu amaçla aralarında gasp olayını gerçekleştirmek için birlik ve örgüt kurdukları, sanıkların muhtelif tarihlerde mağdur ve müştekilerden cep telefonu, para ve araç gasp ettikleri iddiasına yer verdi. Sanıklardan Latif Acar'ın ifadesinde, Van-Başkale bölgesinde gittikleri silahlı gasp olaylarında 50 lira karşılığında gözcülük yaptığını bildirerek, diğer sanıkların hücum yelekleri giyip puşi ile yüzlerini kapattığını, kendisinin de Hakkari'den Van'a giden araçlar hakkında sanıklara bilgi verdiğini ve bu yöntemle gasp olaylarını gerçekleştirdiklerini belirtti. Gerekçeli kararda, gözcülerden gerekli bilgileri aldıktan sonra yolu taşlarla trafiğe kapatarak araçların durmasını sağlayan sanıkların, araçlarda bulunan k- işileri indirip üst araması yaptıklarına ve değerli eşyaları alarak araçları gasp ettiklerine yer verildi. Yargıtay ceza dairelerinin ilgili kararlarına da atıfta bulunulan gerekçeli kararda, TCK'nın ilgili maddeleri uyarınca "nitelikli yağma ve nitelikli yağmaya teşebbüs" suçlarını işleyen sanıklara verilen cezalarda indirim yapılmadığı ifade edildi.
SAYFA 4 SONDAKiKA GAZETESİ >>4 KONOM 19 Mart 2014 Çarşamba Yüksek lisans ve doktora yapmış 559 bin kişi iş arıyor Türkiye de istihdam sorunu devam ediyor. Sorunun tüm yönleri ile ele alınması gerektiğini belirten Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü, Yüksek lisans ve doktora yapmış adaylar için bile işsizlik sorunu önemini koruyor. Sadece bizim sistemimizde yüksek lisans ve doktorasını bitirmiş ve aktif olarak iş arayan 559 bin aday var. Buna karşılık bu adayları talep eden firma sayısı ise yalnızca 405. dedi Toplam 405 firmanın yüksek lisans veya doktora mezunu aday aradığını aktaran Tütüncü, İş arayan adayların ise sayısı daha önce belirttiğimiz gibi 559 bin. Türkiye de nitelikli işsizlikten bahsediyoruz fakat rakamlar gösteriyor ki yüksek lisans ve doktora yapmış yüz binlerce aday olmasına rağmen Türkiye nin işgücü piyasası bu elemanları istihdam edecek nitelikte değil. ifadelerini kullandı. Secretcv.com da iş arayan yüksek lisanslı ve doktoralı adayların bitirdiği programlar arasında İşletme yüzde 22,5 ile birinci sırada geliyor. Makine Mühendisliği, Kimya ve Bankacılık alanlarına yönelik lisansüstü eğitimini tamamlamış adaylar da kendilerine uygun iş bulma adına CV - lerini aktif durumda tutuyor. Tütüncü, Adayların başvuru yaptıkları sektörlere bakıldığında ise bitirilen programlarla uyumlu bir tabloyla karşılaşıyoruz. İşletme mezunları muhtelif sektörlerin idari birimlerinde iş olanaklarını değerlendirirken; teknik dallar ve doğa bilimlerinde lisansüstü programlarını tamamlamış olanlar i- laç, gıda, otomotiv, bilişim teknolojileri ve inşaat gibi sektörlere yöneliyorlar. dedi. Tütüncü, doğru adayla doğru pozisyon eşleşmesinin de önemini vurgularken, şunları kaydetti: İşsizlerin sayısına baktığımızda genel tablo ile alakalı bir fikir e- diniyoruz. Fakat sorunun başka bir boyutu da doğru işe yerleştirme ve mezun olunan bölümde iş bulma. Bu da nitelikli işsizliği tetikleyen bir diğer unsur. Örneğin, rakamlara baktığımızda İşletme programını bitiren binlerce aday olduğunu görüyoruz. Adayların bu kişiler arasından sıyrılabilmesi için aradığı işi, niteliklerini, uzmanlaştığı alanı çok net bir şekilde ifade etmesi gerekiyor. Aynı şey şirketler için de geçerli. Nasıl ki, laborant arayan bir firmanın kimya mühendisi için ilan vermemesi gerekiyorsa, spesifik özelliklere sahip eleman arayan firmanın da yalnızca mühendis arıyorum diye ilan çıkmaması gerekiyor. Tütüncü, Secretcv.com olarak doğru adayla doğru firmayı en kısa sürede bir araya getirerek, istihdama katkı sağlama misyonuyla hareket ettiklerini belirtti. Secretcv.com da iş arayan 16,7 milyon a- day arasında lisans mezunu adayların o- ranı yüzde 45. Bu 7,5 milyon aday arasında en çok mezun olunan üniversite 37,9 ile Anadolu Üniversitesi. Onu yüzde 3,74 ile İstanbul Üniversitesi, yüzde 2,33 ile Kocaeli Üniversitesi takip ediyor. İş bulmak için web ortamına giren adayların mezun olduğu bölümlere bakıldığında ise İşletme yüzde 27,4 ile birinci sırada yer alıyor. O- nun ardından 7,82 ile İktisat ve 4,73 ile Kamu Yönetimi geliyor. (CİHAN) ANTALYA gıda firmaları dünya pazarlarına açılacak Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından Antalya'da gıda sektöründe faaliyet gösteren firmaların yurt dışı pazarlara açılmalarını sağlamak amacıyla "Gıda Kümesi Projesi" hazırlandı. "ATSO Gıda Kümesi: Antalya Gıda Sektörünün Yurt Dışında Rekabet Potansiyelinin Arttırılması Projesi" tanıtım toplantısında konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, Türkiye'de KOBİ'lerin tek başına yabancı pazarlara girmelerinin çok zor olduğunu, bu nedenle oda olarak firmalara uluslararası pazarlara küme yapısı ile açılım yapmaları için destek olduklarını bildirdi. Proje ile Antalya'da et ve süt ürünleri, unlu mamuller, şekerleme ürünleri, baharat ve kuruyemiş, kuru bakliyat, meyve suyu, konserve ürünleri, soğutma ve raf sistemleri sektörlerinde faaliyet gösteren gıda firmalarının yurt dışı pazarlara açılmalarını, bu pazarlarda rekabet güçlerini artırmaları ve ihracat odaklı büyümelerini sağlamayı amaçladıklarını anlatan Budak, 3 yıl devam edecek proje giderlerinin yüzde 75'inin Ekonomi Bakanlığı tarafından karşılanacağını bildirdi. Proje kapsamında 2 milyon 900 bin dolara kadar destek alınabileceğini kaydeden Budak, yapılacak ihtiyaç analizi çalışmasından sonra firmalara katma değer yaratacak, rekabet güçlerini artıracak eğitim ve danışmanlık hizmetleri verileceğini, yurt dışında ortak pazar araştırmaları ve pazar ziyaretleri gerçekleştirileceğini ifade etti. Kümelenme çalışmasının ilkinin yapı sektöründe yapıldığını bildiren Budak, şöyle konuştu: "Proje son derece verimli oldu. Birlikte çalıştığımız Antalya firmalarını proje kapsamında Cezayir, Fas ve Umman'da muhatapları ile bir araya getirdik ve önemli ticari bağlantılar kurmalarını sağladık. Firmalarımız hacimli siparişler almaya, bağlantı kurdukları firmalara ihracat yapmaya, konteynerlerini göndermeye başladı. Artık başta sanayi sektörümüz olmak üzere bütün üretici KOBİ'ler, küresel düşünmek ve hareket etmek zorundadır. Yalnızca iç pazara veya tek pazara bağımlı kalmak risklidir. Diğer taraftan Türkiye ekonomisinin geleceği için potansiyeli olan herkesin ihracatı zorlaması ve ekonomiye döviz kazandırmayı düşünmesi gerekir. Bu tür projelerle hem Antalya firmalarının doğrudan ihracatını hem de üretim potansiyellerini geliştirmeyi hedefliyoruz." Seçimler altının fiyatını etkilemez Manisa Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı Mustafa Kaçire, seçimler altın fiyatlarını etkilemeyeceğini savunarak, vatandaşa ihtiyacı olmaması durumunda altını bozdurmaması çağrısında bulundu. Kaçire, gazetecilere yaptığı açıklamada, altının uzun vadede kazandıran bir yatırım aracı olduğunu, şu an yükselişe geçtiğini kaydetti. Altının yatırımlar içerisinde en iyi getiriye sahip olduğunu savunarak, altının uzun vadede kazandırdığını ve yatırım a- macıyla alınması durumunda zarar edilmeyeceğini ifade eden Kaçire, şöyle konuştu: "Seçimler altının fiyatını etkilemez, tüketicilerimiz ihtiyacı kadar altın bozsun. İhtiyacı yoksa altın bozdurmasın, bekletsinler. Dünya'da yaşanılan olaylar da altını etkilemez. Vatandaşlarımız fiyatı düştüğünde altını bozdurup, yükseldiğinde almaya çalışarak yanlış yapıyor. Aslında tersinin yapılması ve düştüğünde alınması, yükseldiğinde ise alınması gerekir. Bankalarda gerçekleştirilen altın alım satımı da yanlış politikadır, düzeltilmesi gerekir. İzmir'de, İstanbul'da stantlar açarak altın satmaya başladılar. İhraç fazlası adı altında satılan bu ürünler ile halkımız kandırılmaktadır. İhraç fazlası ürün olması mümkün değildir. Altının ayarı vardır, rengi vardır, buna göre fiyatı oluşur." Fethiye'nin Kruvaziyer geleceğini belirleyecek araştırma başladı Fethiye kruvaziyer liman tartışmaları üzerine Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yazılan projenin maliyeti 53 bin 200 TL. Maliyetinin tamamı GEKA tarafından karşılanacak araştırma projesinin ihalesi sonuçlandı. İhaleyi Margen Kara ve Deniz Araştırmaları Eğitim Araştırma firması aldı. Üç aylık süresi olan sözleşmeye göre üç uzmandan oluşan ekip tarafından 19 Mayıs 2014 tarihinde sonuçlandırılacak. Proje dört ana faaliyetten oluşacak ve bu faaliyetler mühendislik, denizcilik ve turizm konularında uzman üç akademisyen tarafından gerçekleştirilecek. Araştırma ekibi Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof Dr. Hakkı Kişi, jeofizik mühendisi ve deniz bilimleri üzerine doktora yapmış olan Yrd. Doç. Dr. Ersel Zafer Oral ile turizm işletmeciliği ve pazarlama konusunda uzman olan Yrd. Doç. Yeşim Coşar'dan oluşuyor. PROJE İLE NE YAPILACAK? Proje kapsamında ilk faaliyet Fethiye ilçesinin kruvaziyer turizm potansiyelinin belirlenmesi olacak. İkinci faaliyet ile de kruvaziyer limanının özelliklerinin ne olması gerektiği ortaya konulacak. Üçüncü faaliyet adımında kruvaziyer limanı pazarlama stratejisinin nasıl olması gerektiği ele alınacak. Dördüncü ve son aşamada ise tüm uzmanlar bir araya gelerek görüşlerini içeren sonuç raporunu yazacak. Literatür taraması, saha ölçümleri, uzman görüşleri ile kapsamlı bir çalışma gerektiren proje sonucunda Fethiye'ye yapılacak kruvaziyer limanı hakkında olumlu veya olumsuz sayısal veriler ortaya çıkarılacak. Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası tarafından başta Muğla Valiliği, Fethiye Kaymakamlığı, Fethiye Belediyesi olmak üzere tüm ilgili birimler ve kamuoyu ile paylaşılacak. (CİHAN) Muğla'nın Fethiye ilçesine yapılması muhtemel kruvaziyer limanı hakkında araştırma yapılması için, finansmanı Güney Ege Kalkınma Ajansı(GEKA) tarafından sağlanan proje başladı. Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası (FTSO) tarafından hazırlanan araştırma projesi 19 Mayıs'ta tamamlanacak.