T.C. Resmî Gazete. Kuruluş Tarihi : ( 7 Teşrinievvel 1336 ) 7 Ekim 1920. 28 Mayıs 1987 PERŞEMBE KANUNLAR



Benzer belgeler
6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Hükümler Eklenmesi Hakkında Kanun

Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (5192 sayılı, numaralı, nolu yasası)

21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 23 İST, Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5951 sayılı Kanun yayımlandı.

Kanun No Kabul Tarihi :

DEVLET MEMURLARININ TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Cuma, 03 Nisan :58 -

ORMAN ÜRÜNLERİNİN TAHSİSLİ SATIŞLARI HAKKINDA ESASLAR

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN ileti5176

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

KOOPERATİFLER KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILDI

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI. HAKKINDA KANUN ileti5176

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA


Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/61 YAŞLILIK AYLIĞININ HESAPLANMA YÖNTEMİ

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESI BAŞKANLIĞI TEŞVİK VE MUAFİYETLERİ KANUNU (1)(2)

İL ÖZEL İDARELERİNE VE BELEDİYELERE GENEL BÜTÇE VERGİ GELİRLERİNDEN PAY VERİLMESİ HAKKINDA KANUN

4325 sayılı, numaralı, nolu, kanun, yasa OLAĞANÜSTÜ HAL BÖLGESİNDE VE KALKINMADA ÖNCELİKLİ YÖRELERDE İSTİHDAM YARATILMASI VE YATIRIMLARIN

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 68 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Public Sector Budget in Turkey Türkiye de Kamu Kesimi Bütçesi

TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU DIŞINDAKİ KURULUŞLARIN ELEKTRİK ÜRETİMİ, İLETİMİ, DAĞITIMI VE TİCARETİ İLE GÖREVLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

24 Aralık 2007 PAZARTESİ. Sayı : MAHKEMESİ KARARI. Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İTİRAZIN KONUSU :

V. : 4/7/2001, : 631 : 10/4/2001, : 4639 : 13/7/2001, : : V

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

İL ÖZEL İDARELERİNE VE BELEDİYELERE GENEL BÜTÇE VERGİ GELİRLERİNDEN PAY VERİLMESİ HAKKINDA KANUN

/189-1 KENTSEL DÖNÜŞÜME İLİŞKİN VERGİ MUAFİYET VE İSTİSNALARI YENİDEN DÜZENLENDİ

SAYIŞTAYA VERİLEN HER ÇEŞİT GiDER VE GELİR EVRAKI İLE HER ÇEŞİT BELGELERİN SAKLANMA SÜRELERİ VE YOKEDİLME USULLERİ HAKKINDA TÜZÜK

YÖNETMELİK KARAYOLU YAPIMI AMAÇLI KAMULAŞTIRMALARDA HAZİNE TAŞINMAZLARININ TRAMPASI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

KANUN NO: 3096 TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU DIŞINDAKİ KURULUŞLARIN ELEKTRİK ÜRETİMİ, İLETİMİ, DAĞITIMI VE TİCARETİ İLE GÖREVLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

Kanun Numarası : 3843 Kabul Tarihi : 19/11/1992 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 27/11/1992 Sayı : Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 32

5073 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

GENELGE. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 3 üncü Maddesi Uyarınca Yapılacak Ek Ödemenin Uygulanmasına İlişkin Genelge

Damga Vergisine Tabi Olup Olmadığı Tartışmalı Olan Kurumların Damga Vergisi Karşısındaki Durumları

2918 SAYILI KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU'NUN 3493 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLEN 115. MADDESİNİN SON FIKRASI İLE İLGİLİ İPTAL KARARI

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü AMASYA

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (4864 sayılı, numaralı, nolu yasası)

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 23777)

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

HARÇLAR KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 59) Resmî Gazete: 14 Mart 2009/ 27169

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

T.B. M. M. (S. Sayısı : 248)

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

TURİZMİ TEŞVİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

Madde sayılı Kanunun 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

II- UYGULANACAK YASA KURALI DEĞERLENDİRMESİ:

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER

İL ÖZEL İDARELERİ PAYININ DAĞITIM VE KULLANIM ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Public Sector Budget in Turkey Türkiye de Kamu Kesimi Bütçesi

TİCARİ PLAKALARIN VERİLMESİNDE UYULACAK USUL VE ESASLAR HAKKINDA KARAR KARAR SAYISI : 86/10553 RESMİ GAZETE TARİHİ : /19096

GELİR VERGİSİ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

TEBLİĞ HAKKINDA TEBLİĞ

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: )

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

Sendikası, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Onur iş Hanı No:12/160 Kat:7 Kızılay/ANKARA

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Sayısı : 2 Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi - Sayısı : 10/7/

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32

BAZI KAMU KURUM VE KURULUŞLARINA AİT SAĞLIK BİRİMLERİNİN SAĞLIK BAKANLIĞINA DEVREDİLMESİNE DAİR KANUN

ANAYASA UZLAġMA KOMĠSYONU BAġKANLIĞINA

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü GENELGE

SSK TABAN VE TAVAN TUTARLARINDAKİ DEĞİŞİKLİĞE İLİŞKİN SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/31

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN FİNANSMAN BOYUTU

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞKLİK YAPILDI

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

SOSYAL SİGORTALAR KANUNU

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ TAŞINMAZLAR

Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Ait Katkı Payına Dair Yönetmelik

Sayı:71/2007. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

TASARRUFLARIN TEŞVİKİ VE KAMU YATIRIMLARININ HIZLANDIRILMASI HAKKINDA KANUN (1)

NOTERLERİN TARİHİNDE SONA EREN ARAÇ SATIŞ VE DEVİR İŞLEMİ KALICI HALE GETİRİLDİ

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü G E N E L G E 2010/30

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No Kabul Tarihi :

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

4 Kasım 2013 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINDIRILMALARININ DESTEKLENMESİ

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S. İTÖHK/1

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARINA TABİ OLARAK GEÇEN HİZMETLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KOMİSYONLARI KURULUŞ VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Dönem : 17 Yasama Yılı : 3. T. C. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü Sayı : K. K. Gn. Md j269'06210

Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda aşağıda belirtilen fiiller için idari para cezası öngörülmüş olsa dahi ayrıca bu Kanunun;

DEĞERLİ KAĞITLAR KANUNU

KAMU İDARELERİNE AİT TAŞINMAZLARIN KAYDINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Transkript:

T.C. Resmî Gazete Kuruluş Tarihi : ( 7 Teşrinievvel 1336 ) 7 Ekim 1920 Yönetim ve yazı işleri için Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğüne başvurulur 28 Mayıs 1987 PERŞEMBE Sayı : 19473 YASAMA BÖLÜMÜ KANUNLAR 6831 Sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Hükümler Eklenmesi Hakkında Kanun Kanun No. 3373 Kabul Tarihi : 22.5.1987 MADDE 1. 6831 sayılı Orman Kanununun 1 inci maddesinin (F) ve (G) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. F) Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunan ve tarım arazisi olarak kullanılan, dağınık veya yer yer küme ve sıra halindeki her nevi ağaç ve ağaçcıklarla örtülü yerler, G) Orman sınırları dışında olup, yüzölçümü uç hektarı aşmayan sahipli arazideki her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler, MADDE 2. 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin (B) bendine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. Bu maddenin (B) bendi ile orman sınırları dışına çıkarılıp, 2924 sayılı Kanunun 11 ve 12 nci maddeleri gereğince fiilî durumlarına göre ifraz edilerek bedeli karşılığı satılacak yer, yapı ve tesisleri kullananlardan, satış işlemleri tamamlanıncaya kadar ecri misil alınmaz. MADDE 3. 6831 sayılı Orman Kanununun 6 nci maddesi aşağıdaki değiştirilmiştir. şekilde Madde 6. Devlet ormanlarına ve Devlet ormanı sayıları yerlere ait her çeşit işler Orman Genel Müdürlüğünce yapılır ve yaptırılır. Devletten başkasına ait olan butun ormanlar, bu Kanunun hükümleri dairesinde Orman Genel Müdürlüğünün murakabesine tabidir. Yasama Bolumu Sayfa 1 Resmi Gazete Kodu : 280587 Resmi Gazete Fihristi 64 Sayfadadır

Sayfa : 2 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 MADDE 4. 6831 sayılı Orman Kanununun 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Devlet ormanlarının, hükmî şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti, orman kadastro komisyonları tarafından yapılır. MADDE 5 6831 sayılı Orman Kanununun 11 inci maddesinin 1 inci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanakların askı suretiyle ilânı, ilgililere şahsen yapılan tebliğ hükmündedir. Tutanak ve kararlara karşı askı tarihinden itibaren altı ay içinde kadastro mahkemelerine, kadastro mahkemesi olmayan yerlerde kadastro davalarına bakmakla görevli mahkemeye müracaatla sınırlamaya ve bu Kanunun 2 nci maddesine göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı ile hak sahibi gerçek ve tüzelkişiler itiraz edebilir. Bu müddet içinde itiraz olmaz ise komisyon kararları kesinleşir. Bu süre hak düşürücü süredir. Ancak, tapulu gayrimenkullerde tapu sahiplerinin, 10 yıllık süre içerisinde dava açma haklan mahfuzdur. MADDE 6. 6831 sayılı Orman Kanununun 12 nci maddesine aşağıdaki eklenmiştir. Orman kadastro komisyonları ve amenajman heyetleri başkan ve üyeleri ile bu komisyon ve heyetlerde görevli personele arazide fiilen çalıştıkları sürelere münhasır olmak üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan 1 inci derecenin son kademesi gösterge rakamının bütçe kanunlarında devlet memurları maaşı için belirlenen katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarın yarısını aşmamak üzere her yıl Orman Genel Müdürlüğünün teklifi ve Tarım Orman ve Köyişleri Bakanının onayı ile tespit edilecek miktarda aylık ödenek, Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye Bütçesinden ayrıca ödenir. MADDE 7. 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin 3 üncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Turizm alan ve merkezleri dışında kalan Devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesisler için gerçek ve tüzelkişilere, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca bedeli karşılığı izin verilebilir. Bu izin süresi kırkdokuz yılı geçemez. Devletçe yapılan tesisler dışında kalan her türlü bina ve tesisler izin süresi sonunda eksiksiz ve bedelsiz olarak Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçer. Ancak işletmenin maksadına uygun faaliyet gösterdiği Orman Genel Müdürlüğünce belgelenen hak sahiplerinin kullanma hakları yer, bina ve tesislerin rayiç değeri üzerinden belirlenecek yıllık bedelle doksandokuz seneye kadar uzatılabilir. Bu durumda devir işlemleri bu uzatma sonunda yapılır. Turizm amaçlı tesisler için hak sahipleri adına tapuda irtifak hakkı tesis edilir. İzin ve irtifak hakları amaç dışı kullanılamaz. MADDE 8. 6831 sayılı Orman Kanununun 31 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Madde 31. Mülkî hudutları içinde verimli Devlet ormanı bulunan köylerde köy nüfusuna kayıtlı ve köyde devamlı oturan ihtiyaç sahibi hane reislerine, köyde barınmaları için yapacakları ev, ahır, samanlık, ambar ve kümes ile köy halkının müşterek ihtiyacı olan okul, cami, sağlıkevi, köyyolu köprüsü ve koykonağı ihtiyaçları için yapacak emval bu ormanlar civarındaki istif veya satış istif yerlerinden tarife bedeli ile kesme, taşıma ve istif masrafları alınmak suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere verilir. Bu maddeye giren inşaatlar için hak sahiplerinin talebi halinde bu yapacak emval yerine, karşılığı idarece nakit olarak ödenir. Tamiratlar için ise, en yakın istif veya satış istif yerlerinden maliyet bedelinin üçte biri üzerinden emval verilir veya karşılığı nakit olarak idarece ödenir. fıkra Yasama Bolumu Sayfa 2

28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 RESMÎ GAZETE Sayfa : 3 Nakit ödeme hallerinde işletmesindeki kerestelik emvalin son üç aylık açık artırmalı satış fiyatı ortalamasından, yeni inşaatlarda tarife bedeli ve fiilî masraflar, tamiratlarda ise maliyet bedelinin üçte biri düşülür. Bu şekilde hesaplanan meblağın yüzde doksanı (% 90) ödenir. Tamir için tamir ihtiyacının verildiği tarihten itibaren en az beş yıl geçmedikçe, ev, ahır, ambar, samanlık ve kümesin yeni olarak yapıldığı tarihten itibaren ise en az on yıl geçmedikçe tekrar ihtiyaç verilmez. Tamir için verilen miktar, yeni olarak yapılan ev, ahır, ambar, samanlık ve kümes için verilen ihtiyacın dörtte birini geçemez. Emval yerine, nakit ödeme esas ve usulleri Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca tespit edilir. Bu yerler halkının yakacak ihtiyaçları tarife bedeli ile karşılanır. Satış istif yerlerinden karşılanması halinde ise kesme, taşıma ve istif masrafları ayrıca alınır. Bu maddeye göre verilen yapacak emvalin gayesi dışında kullanılması ve başka bir yere taşınması yasaktır. Ancak, hak sahiplerinin ev ve müştemilatının tabiî âfete maruz bulunması, baraj veya gölet alanı içinde kalması veya hak sahibinin iskâna tabi olması hallerinde yapacak emvalin ve enkazın nakline veya satışına müsaade edilebilir. Bu ihtiyaçların aynı köy halkı arasında devrine idarece izin verilebilir. Köyden kesin olarak ilişkisini keseceklere ait sahipli yapıların enkazı Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığının tespit edeceği esaslara göre nakledilebilir veya satılabilir. Bu madde hükümlerine göre verilen yapacak ile bunların enkazı ve yakacak odun haczedilemez. Nakit verilmesi halinde, nakit ödeme amacı ile ilgili inşaat ve tamiratın yapılması zorunludur. Aksi halde 98 inci madde hükümleri uygulanır. MADDE 9. 6831 değiştirilmiştir. sayılı Orman Kanununun 32 ncı maddesi aşağıdaki şekilde Madde 32. Mülkî hudutları içinde verimsiz devlet ormanı bulunan köylerde, köy nüfusuna kayıtlı ve köyde devamlı oturan hane reisleri ile, hudutları içinde verimli devlet ormanı bulunan ve nüfusu 2 500'den aşağı olan kasabaların muhtaç halkına kendi ihtiyaçlarına sarfetmeleri şartıyla yapacakları ev, ahır, samanlık, ambar ve kümes ihtiyaçları için bir defaya mahsus; okul, cami, köyyolu köprüsü ve koykonağı gibi koy müşterek ihtiyaçları için de ihtiyaç hallerinde olmak üzere, en yakın satış istif yerlerinden maliyet bedelinin üçte biri karşılığı \apacak emval verilir Bu yerler halkının yakacak odun ihtiyaçları her yıl en yakın istif yerlerinden maliyet bedelinin üçte biri ile karşılanır. Birinci fıkrada belirtilen koy ve kasaba hudutları dahilindeki ormanlardan ağaçlandırma, imar ve bakım gayesi ile yapılan kesimlerle elde edilen yakacak odunlar tarife bedeli ile bu koy ve kasaba halkına ihtiyaçları için verilir. 31 inci maddenin yasaklarla ilgili hükümleri bu madde için de geçerlidir. MADDE değiştirilmiştir. 10. 6831 sayılı Orman Kanununun 34 uncu maddesi aşağıdaki şekilde Madde 34. Sınırları içinde devlet ormanı bulunan koy ve kasabalarda o yer nüfusuna kayıtlı olarak ikamet eden gerçek kişilerin veya sınırları içinde devlet ormanı bulunan köy ve kasabaların herbirinde hane adedinin çoğunluğu tarafından kurulan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinin baltalık ormanlarından birim fiyat (vahidi fiyat) usulü ile kesip satış istif yerlerine taşıdıkları yakacak odunların yüzde seksenine (% 80) kadarı idarece tayin edilecek sure içinde, istedikleri takdirde kendilerine maliyet bedeli üzerinden verilir. Ancak, bu oran Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca taşıtma ve depolama imkânı olmayan bölge ve bölgelerde yüzde yüze (% 100) kadar artırılabilir. Yasama Bölümü Sayfa 3

Sayfa : 4 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 Ağaçlandırma, imar ve bakım gayesi ile yapılan çalışmalarda da baltalık ormanlardaki yapılan çalışmalara ait hükümler aynen uygulanır. Hane adedinin en az yüzde ellibiri (% 51) tarafından kurulan orman köylerini kalkındırma kooperatiflerinden, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca uygunluğu onaylanmış kendilerine ait veya en az yüzde ellibir (% 51) payına sahip oldukları sanayi kuruluşları bulunanların birim fiyat usulü ile kesip satış istif yerlerine taşıdıkları kerestelik, soymalık, kaplamalık tomrukların ve sanayi odunlarının ayrı ayrı yüzde yirmibeşine (% 25) kadarı istedikleri takdirde bu sanayi kuruluşlarında işlenmesi şartıyla satış istif yerlerinden maliyet bedeli ile satılır. Ancak hakkım mal olarak almak istemeyenlerle uygun sanayi tesisine sahip olmayan kooperatifler birim fiyat usulü ile kesip satış istif yerlerine taşıdıkları kerestelik, soymalık, kesme kaplamalık tomruk ve sanayi odunlarının ayrı ayrı yüzde yirmibeşine (% 25) kadarı için, ilgili orman işletmesince yılı içinde istihsal edilen emvalden, aynı yıl içinde açık artırmalı olarak satılan miktarın genel satış ortalaması ile maliyet bedeli genel ortalaması arasındaki fark bilançonun çıkarılmasını müteakip nakden ödenir. Devlet ormanlarında istihsalde çalışan gerçek ve tüzelkişilerin kesip satış istif yerlerine taşıdıkları yapacak ve yakacak emvale ait istihkak tutarları ayrıca yüzde on (% 10) fazlasıyla kendilerine ödenir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı haklardan yararlanabilmek için kesme ve taşıma işinin birim fiyat (vahidi fiyat) kararı ve şartnamedeki sürelere ve esaslara uygun olarak yapılması şarttır. MADDE 11. 6831 sayılı Orman Kanununun 52 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Madde 52. Ekim ve dikim suretiyle meydana getirilen hususî ormanlar hariç, hususî ormanlar 500 hektardan küçük parçalar teşkil edecek şekilde parçalanıp başkalarına temlik ve mirasçılar arasında ifrazen taksim edilemez. Ancak, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerdeki hususî orman alanlarında bu Kanunun 17 nci maddesine göre izin almak ve yatay alanın yüzde altısını (% 6) geçmemek üzere imar planlamasına uygun inşaat yapılabilir. İnşaatların yapılmasında orman alanlarının tabiî vasıflarının korunmasına özen gösterilir. Hususî ormanlar orman idaresince mahallî tapu idaresine bildirilir. MADDE 12. 6831 sayılı Orman Kanununun 64 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Madde 64. Bu Kanunun 57 ve 63 üncu maddelerine göre gerçek ve tüzelkişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının orman ve fidanlık tesis etmesi ve işletmesi amacıyla Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı emrinde "Ağaçlandırma Fonu" kurulur. A) Fon aşağıdaki gelirlerden teşekkül eder : a) Genel bütçeden aktarılacak miktar, b) Orman Genel Müdürlüğünün yıllık satış gelirlerinden yüzde beşe (% 5) kadar Tarım Orman ve Köyişleri Bakanınca tespit edilecek miktar, c) 6831 sayılı Orman Kanununun 16, 17, 18 ve 115 inci maddelerine göre verilen izin, muvafakat, intifa ve irtifak hakkı gelirleri, d) Bağışlar, e) Diğer gelirler. B) Fonun kullanılması ve harcamalar : Fondan yapılacak her çeşit harcamalar 1050 ve 2886 sayılı Kanun hükümlerine tabi değildir. Bu fon harcamalarının kredi ve hibe olarak kullanılmasına ilişkin şekil ve esaslar ile diğer hususlar Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca hazırlanacak ve Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konacak bir yönetmelikle tespit edilir. Yasama Bölümü Sayfa 4

28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 RESMÎ GAZETE Sayfa : 5 C) Hesap dönemi ve denetim : Fonun hesap dönemi malî yıldır. Bu maksatla Maliye ve Gümrük Bakanlığınca Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı emrine bir Fon Saymanı tayin edilir. Bilanço ve kesin hesap ertesi yılın Mart ayı içinde Sayıştaya verilir. Yönetmelikteki esaslara göre denetim Sayıştayca yapılır. Bu fonla ilgili dava ve icra takipleri Orman Genel Müdürlüğünce 3234 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülür. MADDE 13. 6831 sayılı Orman Kanununun 71 inci maddesinin 1 inci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Genel hükümlere göre tazminat talebi ile mahkemeye müracaat hakları mahfuz kalmak üzere, yangın söndürülurken sakatlananlara sakatlık derecelerine göre, Orman Genel Müdürlüğünce olay tarihindeki devlet memuru 1 inci derece son kademe brüt aylığının üç misline kadar, ölenlerin kanunî mirasçılarına ise bu miktarın beş misli para tazminat olarak verilir. MADDE 14. 6831 sayılı Orman Kanununun 84,üncü maddesinin 1 inci fıkrasına aşağıdaki hüküm eklenmiştir. Ancak, sahiplerinin talepleri üzerine suç aletleri yukarıda belirtilen satış komisyonlarınca takdir ve tespit edilecek rayiç değerleri karşılığında, kanunen muteber teminat veya muteber müteselsil kefil göstermeleri ve dava neticesinde müsaderesine karar verildiği takdirde aynen iade şartıyla sahiplerine teslim edilir. MADDE 15. 6831 sayılı Orman Kanununun 116 ncı maddesinin (A) bendine bir fıkra eklenmiş, (B) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Kesilen ağaçların Devlet Ormanlarında bulunan ağaç nevilerinden olması halinde bu ağaçlar için bir tutanak düzenlenir, ayrıca damga ve nakliye tezkeresi aranmaz. B) (F) ve (G) bentlerinde yazılı yerlerden, (D) bendinde belirtilen kasaba ve köy hudutları içerisindeki mezarlıklardan, (H) bendindeki fıstık çamlıkları, palamut meşeliklerinden sahiplerinin her türlü yapacak ve yakacak ihtiyaçları mahallî orman idaresine haber vermek ve bir tutanakla tevsik edilmek suretiyle karşılanabilir. Bu durumda damga ve nakliye tezkeresi aranmaz. Bu yerlerden sahiplerinin pazar satışları için yapacakları her türlü kesimler, keşif, damga ve nakliye işlemlerine tabidir. Orman idaresinin yapacağı masraflar arazi sahiplerinden peşin olarak tahsil edilir. MADDE 16. Bu Kanunun 8, 9 ve 10 uncu maddeleri 1.1.1987 tarihinden itibaren, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 17. Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 27/5/1987 Yasama Bölümü Sayfa : 5

Sayfa : 6 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun Kanun No. 3376 Kabul Tarihi : 23.5.1987 MADDE 1. Anayasa gereğince yapılacak olan halkoylamalarında bu Kanun hükümleri uygulanır. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri hakkında Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri tatbik edilir. MADDE 2. Anayasa değişikliğinin halkoylaması, ilgili Anayasa değişikliği Kanununun Resmî Gazetede yayımını takip eden yüzyirminci günden sonraki ilk pazar günü yapılır. MADDE 3. Halkoyuna sunulma işlemleri, Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçim kurullarınca yürütülür. Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulması için bütün tedbirleri alır ve hazırlıkları yapar. Kurul, halkoylamasının sağlıklı ve düzenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla gerekli ilke kararlarını almaya yetkilidir. MADDE 4. Halkoylamasında, mavi renk üzerinde "Evet", portakal (Turuncu) rengi üzerinde "Hayır" ibareleri bulunan iki ayrı renkten müteşekkil birleşik oy pusulası kullanılır. Halkoylamasına katılanlar, üzerinde özel işaret bulunan mühürü birleşik oy pusulasında tercih ettiği kısmın üzerine basarak oyunu kullanır. MADDE 5. Anayasa değişikliklerinin halka anlatılmasında; a) 298 sayılı Kanunun propaganda serbestliğine ilişkin hükümleri, halkoylaması gününden önceki yedinci günden başlayarak uygulanır. b) Anayasa değişikliklerinin açıklanması ve tanıtılması amacıyla; özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasî partiler ve Cumhurbaşkanı halkoylaması gününden önceki yedinci günden itibaren, halkoylamasından önceki gün saat 18.00'e kadar radyo ve televizyonla aşağıdaki esaslara göre propaganda yapabilirler : 1. Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan partilere 10'ar dakikalık ikişer konuşma, 2. İktidar partisine veya partilerine 10'ar dakikalık birer, iktidar ortağı partilerden büyük olanına ilaveten 10 dakikalık bir konuşma, (iktidar partisinin konuşması siyasî partilerin konuşmalarının tamamlanmasından sonra yapılır, iktidar ortağı partiler bulunuyor ise son konuşma en büyük iktidar ortağı partiye aittir.) 3. Cumhurbaşkanına, dilerse birisi en sonda olmak üzere 10'ar dakikalık iki konuşma, Hakkı verilir. c) Anayasa değişikliğine dair Kanun Resmî Gazetede yayımlandıktan sonra TRT'de, (b) fıkrasında belirtilenler dışında bu konuya ilişkin başka yayın yapılamaz. MADDE 6. Oy verme kütüğünde ve sandık listesinde kayıtlı olan ve oy kullanma yeterliği bulunan her vatandaş halkoylamasına katılır ve oyunu kullanır. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 94 üncu maddesi uyarınca, yabancı ülkelerdeki vatandaşlar halkoylamasından 40 gün öncesinden başlayarak oylarını kullanabilirler. Seçmen kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde halkoylamasına, hukukî veya fiilî mazereti olmaksızın katılmayanlar, İlçe seçim kurulu baş- Yasama Bölümü Sayfa 6

28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 RESMÎ GAZETE Sayfa : 7 kanı tarafından onikibinbeşyüz lira para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, halkoylaması gününden itibaren üç ay içinde hukukî veya fiilî mazeretini bildiren ve mazereti ilçe seçim kurulu başkanınca geçerli görülenlerden bu para tahsil edilmez. İlçe seçim kurulu başkanınca verilen para cezası ile ilgili kararlar kesindir. MADDE 7. Sandık, ilçe ve il seçim kurullarınca düzenlenecek tutanaklarda; a) Sandık listesinde kayıtlı olanların sayısı, b) Halkoylamasma katılanların sayısı, c) Geçerli olan oyların sayısı, d) Geçerli olmayan oyların sayısı, e) Anayasa değişikliğine "Evet" oyu verenlerin sayısı, f) Anayasa değişikliğine "Hayır" oyu verenlerin sayısı, Ayrı ayrı gösterilir. MADDE 8. İl Seçim Kurulları, İlçe Seçim Kurullarından gelen tutanakları toplar. İl birleştirme tutanağında beliren sonuçları derhal en seri vasıta ile Yüksek Seçim Kuruluna bildirir ve tutanağın onaylı bir örneğini gönderir. Yüksek Seçim Kurulu, İl Seçim Kurullarından gelen sonuçları birleştirerek ilan eder. Geçerli oyların yarısından çoğu "Evet" ise, Anayasa değişikliği Türk Milleti tarafından kabul edilmiş olur. GEÇİCİ MADDE 1. 17.5.1987 tarih ve 3361 sayılı Kanunla kabul edilen, Anayasanın geçici 4 üncü maddesi ile ilgili olarak yapılacak halkoylamasında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasî partilere ve Cumhurbaşkanına 10'ar dakikalık ikişer Radyo ve Televizyon konuşma hakkı verilir. Cumhurbaşkanı bu hakkını dilerse kullanır. Cumhurbaşkanınca bu hak kullanılırsa, konuşmalarından birisi en sonuncu konuşma olur. GEÇİCİ MADDE 2. 17.5.1987 tarih ve 3361 sayılı Kanunla kabul edilen, Anayasanın geçici 4 üncü maddesi ile ilgili halkoylaması 6.9.1987 Pazar günü bu Kanundaki esaslara göre yapılır. GEÇİCİ MADDE 3. 17.5.1987 tarih ve 3361 sayılı Kanunla kabul edilen, Anayasanın geçici 4 üncü maddesi ile ilgili olarak yapılacak halk oylamasında oy vereceklerin kütüklere yazılması ve sandık listelerinin düzenlenmesi amacıyla bütüntürkiye'de aynı zamanda 1987 yılının Temmuz ayının ikinci pazar günü, Yüksek Seçim Kurulunun gözetim ve denetiminde yazım yaptırılır. Halkoylamasında kullanılacak seçmen kütüklerinin yazımında 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile ilgili diğer kanunların bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır. GEÇİCİ MADDE 4. Halkoylamasında kullanılacak seçmen kütüklerinin yazımı ve halkoylamasının yapılması için Adalet Bakanlığı bütçesinin ilgili bölümüne yeterli miktar ödenek, Maliye ve Gümrük Bakanlığının yedek ödenek tertibinden aktarılır. Yüksek Seçim Kurulu, seçmen kütüklerinin süratle yazımının, daktilo edilmesinin ve kartların dağıtımının sağlanması için geçici ve yevmiyeli personel istihdam edebilir. Bu personele Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığınca ikibin ilâ onbin lira arasında takdir edilecek gündelik ödenir. MADDE MADDE 9. Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. 10. Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 27/5/1987 Yasama Bölümü Sayfa : 7

28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 RESMÎ GAZETE Sayfa : 9 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ Karar Sayısı : 87/11758 Yönetmelik Ekli "Finansal Kiralama İşlemlerinde Süre ve Sınırın Tesbitine Dair Yönetmelik'te Değişiklik Yapılması Hakkında Yonetmelik"in yürürlüğe konulması; 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'nun 12 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 1/5/1987 tarihinde kararlaştırılmıştır. T OZAL BaşbaKan Kenan EVREN Cumhurbaşkanı Devlet Bak I K ERDEM Başbakan Yrd K OKSAY H C GÜZEL Devlet Bakanı Devlet Bakara M V DİNÇERLER Devlet Bakanı A TENEKECİ Devlet Bakanı M 0 SUNGURLU Adalet Bakanı M T TİTİZ A KARAEVLİ Devlet Bakanı Devlet Bakanı Z YAVUZTÜRK Y AKBULUT Millî Savunma Bakanı İçişleri Bakanı A BOZER Devlet Bakanı H C GÜZEL Dışişleri Bakanı V A K ALPTEMOÇİN A M YILMAZ I S GİRAY M KALEMLİ Maliye ve Gumruk Bakanı Milli Eğt Gene ve Spor Bak V Bayındırlık ve Iskan Bak Sağ ve Sos Yard Bak V ATASOY Ulaştırma Bakanı H C ARAL Sanayi ve Ticaret Bakanı H H DOĞAN Tarım Orman ve Köyişlerı Bakanı S N TÜREL Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı M M TAŞÇIOĞLU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı A M YILMAZ Kultur ve Tunzın Bakanı Finansal Kiralama İşlemlerinde Süre ve Sınırın Tesbitine Dair Yönetmelik'te Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik Madde 1 Finansal Kiralama İşlemlerinde Süre ve Sınırın Tesbitine Dair Yönetmelik'in 4 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "Madde 4 Kiralayanın gerçek ve tüzel bir kişiden olan kira bedeli alacaklarının toplamı özkaynaklannın %25'ini geçemez. Bu oran kalkınma planı yıllık programlarında belirtilen sektörlerdeki işlerde, ihracata dönük faaliyetlerde ve yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde kullanılmak üzere yapılan kiralamalar için %40'dır. Büyük tutarlı kiralama işlemlerinde bu oran Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın uygun.görüşü alınmak suretiyle artırılabilir. Ancak, bir büyük tutarlı kiralama bedeli, kiralayanın özkavnaklarının %75'ini, kiralama bedellerinin toplamı da özkaynaklannın 5 katını aşamaz, iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşlarının ve bunların müessese ve bağlı ortaklıklarının, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca onaylanacak kiralama işlemlerinde bu oranlar aranmaz. Kiralayan ile ortaklık ilişkisi bulunmayan bankalardan, bu bankaların kredi sınırları içinde sağlanacak mukabil kefalet ve/veya teminat mektuplarına dayanılarak yapılacak kiralama işlemlerinde, bu tür teminat veya kefaletlerin kira alacaklarını karşılayan kısmı da, yukarıdaki hadlerin hesabında dikkate alınmaz." Madde 2 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 3 Bu Yönetmelik hükümlerini Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'nın bağlı olduğu Bakanlık yürütür. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa 1

Sayfa : 10 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 Atama Kararları Ulaştırma Bakanlığından : Karar Sayısı : 87/33554 1 Türkiye Gemi Sanayi A.Ş. Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu Üyeliğine Prof. Dr. Reşat Baykal'ın, 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 6 ıncı ve 8 inci maddesinin 2 inci fıkrası gereğince tayini uygun görülmüştür. 2 Bu kararı Ulaştırma Bakanı yürütür. 25 Mayıs 1987 Kenan EVREN CUMHURBAŞKANI T. ÖZAL V. ATASOY Başbakan Ulaştırma Bakanı Karar Sayısı : 87/33555 1 Açık bulunan 2 inci derece kadrolu + 900 Ek göstergeli Başmüfettişliğe Müfettiş Yusuf Özhan'ın 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 68/B ve 76 ıncı maddeleri gereğince tayini uygun görülmüştür. 2 Bu kararı Ulaştırma Bakanı yürütür. 25 Mayıs 1987 Kenan EVREN CUMHURBAŞKANI T. ÖZAL V. ATASOY Başbakan Ulaştırma Bakanı Tebliğ Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığından : (İhracat: 87/7) 1 İhracat Yönetmeliği'nin 95 inci maddesi uyarınca Müsteşarlığımızca belirlenerek 29/12/1984 tarihli 18620 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan (İhracat 1985/3) sayılı Tebliğ ile ilân olunan Türkiye'de faaliyette bulunan Uluslararası Gözetme Şirketleri, Kontrol Firmaları ve Laboratuarları Listesinde yer alan firmalara aşağıda unvanı ve adresi yazılı firma ilave edilmiştir. Bete Uluslararası Gözetme ve Kontrol Ltd. Şti. Neslişah Mah. Geçici 3. Sok. No : 22 Fatih-İSTANBUL 2 Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme ve İdare Bölümü Sayfa 2

28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 RESMÎ GAZETE Sayfa : 11 YARGI BÖLÜMÜ ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI Esas sayısı s 1986/19 Karar sayısı t 1987/3 Karar günü : 27.1.1987 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Dörtyol İş Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU s 2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu (BAĞ-KUR) nun 14.3.1985 günlü, 3165 sayılı Kanun ile değişik 63. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa*nın 17. ve 49. maddelerine aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmesi istemidir. I- OLAY : Dikkatsizlik ve tedbirsizlikle Bağ-Kur sigortalısı bir şahsın ölümüne sebebiyet vermekten 4/8 oranında kusurlu bulunan davalıdan, 1479 sayılı Kanunun 63, maddesi uyarınca sigortalının hak sahiplerine ödenmesi gereken ölüm aylığı yardımlarının sermaye değeri, Bağ-Kur tarafından aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince rücuan tahsil edilmiş ve ölen sigortalının hak sahiplerine yapılan bu ölüm aylığı yardımlarının, değişik tarihlerde çıkarılan kanunlarla artırılması üzerine, kurumca açılan birden çok dava sonunda bu artışlar da kusur oranında davalıdan geri alınmıştır. Altıncı kez açılan rücu davasında davalı tarafından ileri sürülen Anayasa'ya aykırılık iddiasını ciddi bulan Mahkeme, 1479 sayılı Kanunun 63. maddesinin ikinci fıkrasının iptali için dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. II- İTİRAZIN GEREKÇESİ : İtiraz yoluna başvuran Mahkemenin Anayasa'ya aykırılık gerekçesinde özetle : Trafik kazası sonucu Bağ-Kur sigortalısı bir şahsın ölümüne sebebiyet vermekten sorumlu tutulan davalı aleyhine açılan dava sonunda, ölen şahsın hak sahiplerine Bağ-Kur tarafından ödenen gelir karşılığının, davalıdan rücuan alınmasına karar verildiği, kararın Yargıtayca onanmak suretiyle kesinleştiği sonradan katsayı artışları nedeniyle sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirdeki artışlar için açılan beş ayrı dava sonunda,bunların da, yasal faizleriyle birlikte ve kusuru oranında davalıdan tahsil edildiği, bu konuda altıncı kez açılan davanın devamı sırasında davalının, Bağ-Kur'un sosyal içerikli kuruluş olduğunu, aynı Not: Anayasanın 153. maddesi gereğince işbu kararın "hemen" yayımlanabilmesi için Anayasa Mahkemesinin gönderdiği metnin filmi çekilmek suretiyle basılmıştır. Yargı Bolümü Sayfa : 1

Sayfa : 12 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 trafik kazası nedeniyle hakkında pekçok dava açıldığını, huzurunun ve aile düzeninin bozulduğunu, insanca yaşamanın kendisinin de hakkı olduğunu, bu nedenle yapılan artışların kendisinden istenmesinin Anayasa'ya aykırı bulunduğunu ileri sürdüğü, rücu davasının 1479 sayılı Kanunun 63. maddesine dayandırıldığı ve yerleşmiş Yargıtay içtihatlarının da bu doğrultuda olduğu; belirtilmekte ve devamla aynen "Anayasanın 11 nci maddesi ile kanunların Anayasaya aykırı olamayacağı kabul edilmiştir. Anayasanın 17 nci maddesinde "herkes yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir..." 49. madde de "çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet çalışanların hayat seviyesini geliştirmek için çalışanları korumak ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır..." hükmü kabul edilmiştir. Gerekçesi ne olursa olsun 1479 sayılı Kanunun 63/son maddesi, Bağ-Kur'un sosyal içerikli kuruluş olması da nazara alındığında yukarıda belirtilen Anayasa'nın 17 ve 49 maddelerine aykırı düşmektedir. Zira görüldüğü gibi bu Yasa maddesi ile Bağ-Kur, hak sahiplerinin ilerdeki yaşam süreleri nazara alınarak yaptığı aylık ödemeleri kazaya sebebiyet verenden peşin alarak talep ettiği ve alamadıklarından mahkeme kararı ile kanuni faizi ile birlikte tahsil edildiği gibi ayrıca açıklanan zamanaşımı süresi içerisinde katsayı artışları ile yeniden seneler sonra talepde bulunulması ve bu talebin bahsigeçen Yasanın 63/son maddesinden Kaynaklanması Mahkeme kararlarının kesinliği ilkesi ile de bağdaşmamaktadır. Bu itibarla; davalı Yaşar Tekin'in dava konusu uyuşmazlığın yasal dayanağını teşkil eden 1479 sayılı Kanunun 63/son maddesinin Anayasa'ya aykırılığı iddiası ciddi bulunduğu ve Mahkememizce de belirtilen yasa maddesinin Anayasa'nın 17 ve 49 uncu maddelerine aykırı görüldüğünden Anayasa'nın 152 nci maddesi uyarınca iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına,... karar verildi." denilmektedir. III- YASA METİNLERİ : A- İptali İstenen Yasa Kuralı t 2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun, iptali istenilen ikinci fıkrası hükmünü de içeren 14.3.1985 günlü, 3165 sayılı Kanun ile değişik 63. maddesi şöyledir t "MADDE 63.- Üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar. Yargı Bölümü Sayfa 2

28 Mayıs 1987 - Sayı : 19473 RESMÎ GAZETE Sayfa : 13 Ancak, Kurum, yapılan ve yapılacak yardımların tutarı için Üçüncü kişilere, istihdam edenlere, araç sahiplerine ve diğer sorumlulara rücu eder." B- Dayanılan Anayasa Kuralları ı "MADDE 17.- Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz. Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama hararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma ve isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır." "MADDE 49,- Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır. Devlet, işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır." IV- İLK İNCELEMET Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü nün 15. maddesi uyarınca H.Semih Ozmert, Orhan Onar, Necdet Darıcıoğlu, Yılmaz Aliefendioğlu, Yekta Güngör özden, Mehmet Çınarlı, Servet Tüzün Mahmut C.Cuhruk, Mustafa Sönül, Mustafa Şahin ve Adnan Kükner'in katılmalarıyla 26.6.1986 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığı saptandıktan sonra işin esasının incelenmesine, sınırlandırma sorununun esas incelemede ele alınmasına, oybirliğiyle karar verilmiştir. V- ESASIN İNCELENMESİ V- ESASIN İNCELENMESİ : por, başvurma kararı ve ekleri. Anayasa'ya İşin esasına ilişkin rapor, başvurma kararı ve ekleri, Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen Yasa hükmü, itiraza dayanak yapılan Anayasa kuralları, bunlarla ilgili gerekçeler ve öteki yasama belgeleri okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü s nunun esas İlk inceleme evresinde itirazın sınırlandırılması sorununun esas ile birlikte ele alınmasına karar verilmiş olmakla, esasa geçilmeden önce itirazın sınırlandırılması önsorununun incelenmesi gerekmiştir. Yargı Bölümü Sayla 3

Sayfa : 14 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 63. maddecinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırılığından sö2 etmekte ve kararında "1479 sayılı Kanunun 63/son maddesinin..." demekle, iki fıkradan oluşan bu maddenin ikinci fıkrasını ifade etmiş olmakta ve bunun Anayasa'ya aykırılığını ileri sürmüş bulunmaktadır. Anayasa'nın 152. ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesi uyarınca mahkemeler. Anayasa Mahkemesine ancak ellerindeki davalarda uygulanacak kanun hükmünün iptali için başvurabilirler. Bu davada uygulanacak hüküm ise, gerçekten 63. maddenin ikinci fıkrası hükmüdür. Ne var ki, bu fıkra hükmü, iki ayrı hususu ihtiva etmektedir. Bunlardan birincisi Kurumca "yapılan" yardımlar, ikincisi ise "yapılacak" yardımlardır. İtiraz konusunu oluşturan dava bunlardan "yapılan" yardımlar nedeniyle açılmış bulunmakla beraber, fıkra hükmünün bölünmez bir bütün teşkil etmesi, "yapılan" ve "yapılacak" yardımlar konusu birlikte ele alınıp değerlendirilmedikçe sağlıklı bir sonuca ulaşılamayacağı gerçeği karşısında esasın incelenmesinin, 1479 sayılı Yasanın 63. maddesinin ikinci fıkrası hükmünün bütünüyle gözönünde tutularak yapılması gerekmektedir. İtiraz konusu Yasa kuralının, Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilebilmesi için, önce iptali istenen kuralı da içeren 63. maddesi hükmünün içeriği, kapsamı ve anlamının açıklığa kavuşturulması yerinde olacaktır. 1479 sayılı Kanunun, "üçüncü kişinin sorumluluğu" kenar başlığını taşıyan 63. maddesi şu şekildedirî "Madde 63.- üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi ile bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasını gerektiren bir halin doğmasında, Kurum, sigortalı veya hak sahiplerine gerekli bütün yardımları yapar. Ancak, Kurum, yapılan ve yapılacak yardımların tutarı için üçüncü kişilere, istihdam edenlere, araç sahiplerine ve diğer sorumlulara rücu eder." Görüldüğü üzere maddenin birinci fıkrası, üçüncü bir kimsenin suç sayılan hareketi sonunda dahi 1479 sayılı Kanunda gösterilen bütün yardımların Kurumca, sigortalı veya hak sahiplerine yapılacağını öngörmekte; ikinci fıkrası ise, Kurumun yaptığı veya yapacağı bu yardımların tutarı için üçüncü kişilere, istihdam edenlerle, araç sahiplerine ve diğer sorumlulara rücu edebilmesine imkan tanımaktadır. Yargı Bolumu Sayfa 4

28 Mayıs 1987 Sayı: 19473 RESMÎ GAZETE Sayfa: 15 Kurum, "yapılan", "ve yapılacak" yardımların tutarı İçin sorumlu bulunan üçüncü kişilere rücu edebileceğine göre, burada ilk önce çözümlenmesi gereken sorun, bu "yapılan", "ve yapılacak" yardımlardan neyin amaçlandığının saptanmasıdır. Hangi hallerde "yapılan", hangi hallerde "yapılacak" yardımlardan söz edilebilecektir 7 Bu sorunun çözümlenmesi, Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine ne gibi durumlarda ve ne tür yardımlarda bulunduğunun, diğer bir deyişle, bu Kanunda sayılan yardımların yapılmasına yol açan hallerin neler olduğunun tesbitini gerektirmektedir. 1479 sayılı Kanuna bakıldığında bu yardımların, sigortalının çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirmesinde, malûllük aylığı; belirlenen yaşı doldurması ve belli süre prim ödemesi durumunda sigortalı şahsa yaşlılık aylığı ve ölüm halinde sigortalının eşi, çocukları, ana ve babasına aylık bağlanması şeklinde olduğu görülmektedir. Üçüncü bir kimsenin suç sayılır hareketi sonunda Kurumca yapılması gereken yardımlar ise, maluliyet aylığı, ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanmasından ibarettir. Rücü davasının konusunu da ancak bunlar teşkil edebilecektir. Bu nedenledir ki, burada sigortalının ölümü haliyle, onun maluliyet halini birbirinden ayırmak ve bu ayırıma göre yapılacak yardımların zamanını, hukuki niteliğini belirlemek gerekecektir. Birinci halde,yani sigortalı şahsın hayatını kaybetmiş olması durumunda değişmeyen, kesin, f i i l i ve hukukî bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Eylem ve bu eyleme bağlı sonuç kesinlikle bellidir. Kim için, ne miktar tazminatın (bağlanan aylığın sermaye değerinin) kimden alınacağı her yönüyle açıklığa kavuşmuştur. Bu durumda mahkemelerce yapılacak iş, Kurumca, ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylığın, saptanan sermaye değerinin, suç sayılan eylemi yapandan, varsa kusuru oranında rücuan alınmasına karar vermekten ibarettir. Bu işlem sonunda üçüncü şahsın, rücu davasına konu olan olayla ilgisi ve haksız eyleminin yasalarda öngörülen yükümünü yerine getirmiş olmakla da hukukî ilişkisi sona ermektedir. Bundan böyle ne suç sayılan eylemden, ne de bu eylem nedeniyle istenilebilecek tazminattan dolayı tekrar yargılanmak söz konusu olamaz. Mevcut hukukî düzeni buna imkan vermez. İşte Kurumca "yapılan" yardımlar, ancak bu koşullarla ve rücu davası yoluyla sorumlulardan alınabilecektir. Rücu davasına konu olabilecek ikinci halde, yani maluliyet aylığı bağlanmasında ise, yukarıda açıklanan şekilde bir kesinlik bulunmamaktadır. Suç sayılan bir eylem sonucu sigortalı şahıs Yargı Bolumu Sayfa 5

Sayfa : 16 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 yaralanmış, çalışma gücünü kaybetmiş bulunabilir. Kanuna göre, maluliyet aylığı bağlanabilmesi için Kurumca, sigortalı şahsın çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiğinin tesbiti gerekmektedir. Oysa, bu hususun saptanması her zaman ve hemen mümkün olmayabilir. Ayrıca sigortalı şahsın belirlenen iş görmezlik halinin ileride artması veya başka birisinin sürekli bakımına muhtaç duruma düşmesi mümkündür. Bu nedenle. Kurumun yapacağı yardıkların türü ve miktarının belli olmaması, üçüncü şahsın olayla hukukî ilgisinin devamını zorunlu kılar. Sigorta olayına sebebiyet veren şahsın haksız eylemi belli, fakat bu eylem sonucu hasıl olan maluliyetin derecesi ve bunun gerektirdiği masraflar ise henüz belli değildir. Bu hallerde sigortalıya bağlanan gelirde artırma yapılması zorunlu olabilecek ve bunların, süregelen hukukî bağ nedeniyle rücu davası yoluyla ve zaman aşımı süresi içerisinde kusurlu şahıstan tahsil i talep edilebilecektir. Görüldüğü üzere rücu davasının konusunu, burada haksız eylemin, önceden kestirilemeyen sonucuna göre, sonradan yapılan fazla ödemeler teşkil etmektedir. Demek oluyorki, dava konusu fıkra metninde bulunan "ve yapılacak yardımlar* deyimiyle amaçlanan ve rücu davasının konusunu oluşturan da bu yardımlardır*. Bu nedenledir ki, 63. maddenin dava konusu edilen ikinci fıkrasında yer alan "yapılan" yardımların, sigorta olayı sonucunun kesinlik gösterdiği birinci hal İçin, "ve yapılacak" yardımların İse, henüz bu derecede kesinlik göstermeyen ve "îneden-sonuç" ilişkisi süregelen ikinci hal için yasada yer aldırının kabulü; hukuka, hak ve hakkaniyet ilkelerine uygun olacaktır. Hal böyle olunca da, sosyal hukuk devletinde, sosyal adalet ve sosyal güvenliğin sağlanması amacıyla ve sonradan çıkarılan yasa hükümleriyle, ölen şahsın hak sahiplerinin veya sakatlanan sigortalının, gelirlerinde yapılan artışlardan, sigorta olayına sebebiyet veren kimseyi sorumlu tutmaya hukukî imkan bulunamayaçaktır. Çünkü her suç sayılan eylemin sorumlusu, hukuken, ancak kendi eyleminden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Aksi hal, suçlu sayılan kimsenin kendi eyleminin hududu ötesinde de sorumlu tutulabileceği anlamına gelir. Böyle bir düşüncenin savunulması ve aynı zamanda geçmiş ve kesin bir nitelik kazanmış hukukî işlemlere, sonradan çıkarılan yasaların aleyhte etkili olabileceğinin kabulü, hukuk açısından olanaksızdır. Yukarıda özetlendiği üzere olayda sonraki rücu davalarının konusunu, doğrudan haksız eylem değil, sosyal ve ekonomik koşullar gereği yasaların öngördüğü artışlar oluşturmaktadır, Bu artışların rücu davası yoluyla sorumlulardan istenilmesi mümkün değildir. Yargı Bölümü Sayfa 6

28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 RESMÎ GAZETE Sayla : 17 Burada şu hususa değinmek de yerinde olacaktır: Anayasa mahkemesinin bir kararınca da açıklandığı üzere "Anayasa Mahkemesi gerek iptal davası gerekse itiraz yoluyla açılan davalarda bir yasa hükmünün anlamını kendi hukukî görüş ve anlayışına güre yorumlayarak bir sonuca varmakta..." ve bu sonuç bilindiği üzere Anayasa* nın 153. maddesi gere-ğince yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlamaktadır. Ancak, az da olsa kimi yargı yerleri bu yorumla kendilerini bağlı saymamakta ve dolayısıyla Anayasa'ya aykırı yorumların sürüp gitmesine ve değişik uygulamalara neden olmaktadırlar. Şu kadarki. Anayasa Mahkemesi, bir yasanın Anayasa'ya uygunluk denetimini, bu yasanın ne yolda uygulandığına bakarak yapmak durumunda değildir. özetlemek gerekirse, suç sayılan bir eylem sonucu ölen bir kimsenin hak sahiplerine Bağ-Kur Yasası gereğince ve kesin olarak bağlanan gelirde, sosyal hukuk devleti olmanın gereği olarak, sosyal adalet ve sosyal güvenliği sağlamak amacıyla yasalarla sonradan artırma yapılmasının, 63. maddenin dava konusu ikinci fıkrasında "yapılan ve yapılacak" yardımlar biçiminde yer alan ibaresinin kapsamı dışında kaldığı ve bu niteliği itibariyle itiraz konusu hükmün Anayasa'ya aykırı bulunmadığı sonucuna varıldığından itiraz reddedilmelidir. VI- SONUÇ : 2.9.1971 günlü, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 14.3.1985 günlü ve 3165 sayılı yasa ile değişik 63. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine, 27.1.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi. Başkan Orhan ONAR Üye Yılmaz ALÎEFENDİOÖLU Başkanvekili Mahmut C.CUHRUK Üye Yekta Güngör ÖZDEN tiye Necdet DARICIOĞLU Üye Muammer TURAN Üye Mehmet ÇINARLI Üye Selâhattin METİN üye Servet TUZUN Üye Mustafa ŞAHİN üye Vural SAVAŞ Yargı Bölümü Sayfa 7

Sayfa : 18 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 esas sayisi : 1986/20 Karar sayısı : 1987/9 Karar ü günü : 31.3.1987 İtiraz Yoluna Başvuran : Trabzon Vergi Mahkemesi I- İT İTİRAZIN u KONUSU : 26.5.1981 günlü, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 97. maddesine 4.12.1985 günlü, 3239 sayılı Kanunun 125. maddesi ile eklenen "... ve belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yeraltı sularından kamu ve özel kişiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi suları ibaresinin Anayasa'nın 73. maddesine aykırılığı nedeniyle iptali istemidir. II- OLAY : Türkiye Selüloz ve Kağıt fabrikalarına, kısa adıyla "SE- Türkiye Selüloz ve Kağıt fabrikaları'na ; kısa adıyla KA"ya bağlı sanayi suyunu elde etmek amacıyla bir tesis kurarak çıkardığı yeraltı suyundan faydalanmaya bağlamış ve bu iş için yerel belediyenin herhangi bir katkı ve hizmetinden de yararlanmamıştır. belediye nin herhangi bir katkı ve hizmetinden de yararlanmamıştır. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 3239 sayılı Ka nun ile değişik 97. maddesinin verdiği yetkiye dayanan Giresun Belediye Meclisinin anılan müessesenin yeraltından elde ettiği suyun ücretini 5 /ton olarak saptaması üzerine, Belediye Başkanlığı da ilgili i işletme y e bir yazı göndererek birim fiyatı belirlerin su ücretinin hesaplanabilmesi için tesisata sayaç taktırılması ile birlikte abone kaydının da yaptırılmasını istemiştir. Belediye Meclisinin, yeraltından elde edilen su ücretinin birim fiyatının saptanmasına ilişkin kararının iptali istemiyle Trabzon Vergi mahkemesine dava açanseka-aksumüessesemüdürlüğü:, 24 sayılı Kanun ile eklenen "... ve belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yeraltı sularından kamu ve özel kişiler a] tarafından.a elde edilen kullanma ve sanayi suları..." ibaresinin Anayasa'nın 73. maddesine aykırı olduğu iddiasında bulunmuştur. nın Anayasa'nın 73. tnaddesine aykırı olduğu iddiasında bulunmuştur. Davacının ileri sürdüğü Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varan ve bu sebeble iptali için Anayasa Mahkemesine başvuran Trabzon Vergi Mahkemesi'nin karar gerekçesinde, özetle : 3239 sayılı Yasanın 125. maddesiyle değişen 1.1.1986 tarihinde yürürlüğe giren 2464 sayılı Yasanın 97. maddesi; belediyelerin bu kanunda harç veya katılma payı konusu Yargı Bölümü Sayfa 8

28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 RESMÎ GAZETE Sayfa : 19 yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet ve belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yeraltı sularından kamu ve özel kişiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi suları için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkili oldukları, belediyeye tekel olarak verilmiş işlerin kendi özel hükümlerine tabi olduğunu öngörmektedir. Yapılan bu değişiklikle, yeraltı sularından kamu ve özel kişilerce elde edilen sular için belediye tarafından yapılan bir iş veya hizmet sözkonusu olmadığı halde belediye meclisince öngörülecek tarifeye göre ücret alma yetkisi belediyeye verilmiştir. Bu durumda belediyenin alacağı ücret herhangi bir hizmet karşılığında olmadığından, ücret olarak değerlendirmek yerine yükümlüler açısından yarattığı külfet nedeniyle vergi benzeri mali yükün saymak daha uygun düşecektir. Anayasamızın vergi ödevini düzenleyen 73. maddesi; herkesin, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü olduğunu, Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının maliye politikasının sosyal amacını oluşturduğunu, Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin konulmasının, değiştirilmesinin ve kaldırılmasının kanunla yapılabileceğini, Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerın muaflık, istisnalar ve indirimleriyle, oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunuu belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceğini, öngörmektedır. Görüldüğü üzere Anayasa'nın 73. maddesinin, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler konusunda kanunla konacak alt ve üst sınır içinde kalmak kaydıyla Bakanlar Kuruluna değişiklik yapma yetkisi vermesine karşın uyuşmazlık konusu mali yükümün dayanağını oluşturan Belediye Gelirleri Kanunu'nun yürürlükteki 97. maddesi, Belediye meclisince düzenlenecek tarifeye göre ücret alınacağını belirtmiştir. Bu durunda alt ve üst sınırların tesbiti kanunla düzenlenmeden sadece tarife yapmak yetkisinin belediye meclisine verilmiş olmasının Anayasa'ya aykırılık oluşturduğu öne sürülmüştür. III- METİNLER : A- Dava Konusu Yasa kuralı : Anayasa'ya aykırı olduğu iddia edilen 2464 sayılı Kanı - nun 3239 sayılı Kanun ile değişik 97. maddesi şöyledir : Yargı Bölümü Sayfa 9

Sayfa : 20 RESMÎ GAZETE 28 Mayıs 1987 Sayı : 19473 "Madde 97.- Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet ve belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yeraltı sularından kamu ve özel kişiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi suları için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediye'ye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir. Yeraltı sularından kamu ve özel kişiler tarafından elde edilen kullanma ve sanayi sularına ait ücretler istanbul'da İSKİ, 3030 sayılı Kanunun uygulandığı yerlerde Büyük şehir Belediyeleri tarafından tahsil edilir." B- Dayanılan Anayasa Kuralı : "Madde 73.- Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir." IV- İLK İNCELEME : Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü 1 nün 15. maddesi uyarınca, 29.7.1986 gününde Orhan ONAR, Mahmut C.CUHRUK, Necdet DARICIOĞLU, Yekta Güngör ÖZDEN, Muammer TURAN, Mehmet ÇINARLI, Servet TÜZÜN, Mustafa GÖNÜL, Osman Vahdettin OKTAY, Mustafa ŞAHÎN ve Adnan KüK- NER'in katılmalarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine ve sınırlama sorununun esasla birlikte ele alınmasına oybirliğiyle karar verilmiştir. V- ESASIN İNCELENMESİ: İşin esasına ilişkin rapor, başvuru kararı ve ekleri, Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen Yasa, itiraza dayanak yapılan Anayasa maddesi, bunlarla ilgili gerekçeler ve öbür yasama belgeleri okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü : A- İncelemenin Sınırlandırılması Sorunu : 29.7.1986 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında uygulanacak yasa kuralına ilişkin sınırlama sorununun işin esası ile Yargı Bölümü Sayfa 10