şhur vahiy kâtibi Sahâbî: ZEYD BİN SÂBİT Sevgili Peygamberimiz, Medîne ye hicret ettikleri zaman, Müslümanlar, akın akın gelip bîa - Yâ Resûlallah! Bu çocuk, Neccaroğullarına mensuptur. Size indirilen, Kur an-ı kerim âye Bunun üzerine, Peygamber efendimiz tebessüm ederek, çocuğa sordular: - Senin adın ne, yavrum? - Zeyd, efendim... Sâbit in oğlu Zeyd. - Ne kadar âyet ezberledin bakalım! - 17 sûre, efendim. - Bizlere, biraz okur musun? - Peki efendim. Kâf sûresini okudu Bundan sonra, (Gökten Zeyd, bereketli Eûzü-Besmele [buğdaylar] bir su meydana çekerek, indirdik getirdik. [Kâf şu de; meâldeki onunla 9-11] Ve Okuması tomurcukları, bahçeler, âyet-i kerimeleri bitince; biçilecek birbiri sevgili okumaya taneler üzerine Peygam bass Küçük Zeyd in zekâ ve kabiliyeti karşısında buyurdular ki: 1 / 10
- Sen artık, Yahûdilerin dilini de öğrenmeye çalışmalısın! Çünkü biz mektuplarımızı, Gerçekten, o zamana kadar, yabancılarla olan yazışmalarda tercümanlığı, ekseriya Yahû Vahiy kâtibi oldu Sâbit in küçük oğlu, çok kısa zamanda İbranîceyi, yâni Yahûdi dilini öğrendi. Hem okuyor, Onun bu çalışkanlığı ve zekâsı, kendisine çok şerefli bir görev kazandırdı. Allahü teâlânın Bir müddet sonra, Vahiy kâtipliği şerefine de erişti. Peygamber efendimize vahiy olunan A Hz. Zeyd in yaşı büyüdükçe; ilmi de, vazifeleri de büyüyordu. Artık Kur an-ı kerimi tamame Bir gün sevgili "Yaz, Peygamberimiz, Zeyd" buyurdular Eshâbıyla ve mücâhidler oturuyorlardı. hakkında O sırada indirilen vahiy şu âyet-i geldi. kerimeyi Derin bir söy ve (Müminlerin; evlerinde oturanları ile, cihâda çıkanları, eşit değildirler.) Mücâhidlerin şânı büyüktür Hz. Zeyd yazıyordu. Cenâb-ı Hakkin bu mübârek kelâmını işiten, Ümmü Mektum un oğlu - Yâ Resûlallah! Evet, mücâhidlerin şânı, böyle büyüktür. Lâkin bizim gibi, cihâda çıkmaya 2 / 10
Tekrar vahiy "Yaz" inmeye başladı. buyurarak, Çünkü biraz Peygamber önce yazdığı efendimizin âyet-i kerimenin mübârek devamını vücudu ağırlaşmışt yazdırdıla (Mâzereti, özrü, engeli, sakatlığı olanlar hâriç... Bunlar dışında; savaşa çıkan ve çıkm Ümmü Mektum un oğlu ve onun gibiler, bu habere derecesiz memnun oldular. Uhud savaşında sevgili Peygamberimiz Zeyd bin Sâbit i, Sa d bin Rebî hazretlerini arama - Şâyet bulursan, selâmımı söyle ve kendisini, nasıl hissettiğini sor! Savaş meydanını dolaşan Hz. Zeyd, henüz 14-15 yaşlarındaydı. Aradığı zatı, kâfir ölüleri - Ey Sa d! Resûl-i Ekremin sana selâmları var. Kendini nasıl hissettiğini soruyor. Hz. Sa d, o anda bile tebessüm ederek şöyle cevap verdi: - Sen de, Peygamber efendimize, benim selâmımı arz et! Ben şu anda, Cennet kokularını Bunları söyledikten sonra ruhunu teslim etti. Birkaç yıl sonra Hz. Zeyd, bu büyük şehidin k Beraber yiyelim! Hz. Zeyd, çoğu zaman sevgili Peygamberimizle beraber oluyorlardı. Bir seher vakti, erken 3 / 10
- Gel, beraber yiyelim! - Yâ Resûlallah! Ben, oruca niyetlenmek istiyorum. - Ben de niyetleneceğim. Beraberce, hurmayla sahur yaptılar. Sonra da, sabah namazına çıktılar. Günler, ne de çabuk geçiyordu. İki cihân güneşi, bu dünyaya saadet ışıklarını saçtıktan so Fakat bu vefât üzerine, bütün kâfirler, dinsizler, müşrikler ümide düştüler! Hepsi birden, İs Hâfızlar şehit oldu Onlarla yapılan Yemâme cenginde, çok sayıda seçkin Sahâbe şehit oldu. Savaştan sonra - Hz. Ömer, Yemâme de, diyor. 70 ten fazla Kur an-ı kerim hâfızı şehit düştü. Korkarım ötek Bunun üzerine Hz. Zeyd, Hz. Ömer e sordu: - Yâ Ömer! Sevgili Peygamberimizin yapmadıkları bir işi, bizler nasıl yapabiliriz? Bu suâle, halîfe cevap verdi: 4 / 10
- Aynı şeyleri, Efendimiz Ömer e ben diye yaşarlarken, de cevap sordum. verdi. böyle Fakat birşey bana, olamazdı. Olacağını düşünsek bile, Bunun üzerine Hz. Zeyd dedi ki: - Haklısınız. Hz. Ebû Bekir, Hz. Zeyd e buyurdu ki: - Ey Resûlullahın kâtibi! Sen zekî, bilgili ve genç bir Müslümansın. Hakkında hiçbir şüphem Hz. Zeyd çok şaşırdı! Doğrusu, bunu beklemiyordu. Dedi ki: - Yâ Emîr-el Müminîn! Vallahi bana, bir dağı yerinden söküp kaldırmayı teklif etseyd Fakat Hz. Ebû Bekir buyurdu ki: - Bu, yapılması îcabeden bir iştir. Hz. Ömer de ilâve etti: - Çok şerefli bu vazifeyi, mutlaka yapmaya çalışmalısın! Mushaf hâlinde yazdı 5 / 10
Hz. Zeyd, gerçekten şerefli ve gerekli olan bu işi; uzun çalışmalar sonunda başardı. O zam Hz. Osman zamanında halîfenin emri ile yine Zeyd bin Sâbit başkanlığında bir heyet taraf Günler, her zamanki süratiyle geçip gitti. Hz. Ebû Bekir de, ömrünü tamamladı. Yerine, Hz Fıkıh ilmini en iyi bilen O da Hz. Zeyd i, Medîne kâdılığına, hâkimliğine tâyin etti. Çünkü Peygamber efendimiz bu (Fıkıh ilmini en iyi bilen, Sâbit in oğlu Zeyd dir.) Abdullah bin Abbas hazretleri, geniş bilgisine rağmen Zeyd bin Sâbit in evine kadar gidip, - Biz âlimlerimize böyle hürmet ederiz. Bunun üzerine Hz. Zeyd de İbni Abbas ın elini tutarak öpmüş ve demiştir ki: - Biz de Peygamber efendimizin Ehl-i beytine böyle hürmet etmekle emrolunduk. Onun adâlet ve bilgisine; devrin halîfeleri bile, seve seve müracaat ettiler. Hükümlerine, rı Bir sene Arabistan da, kıtlık başgösterdi. Hz. Ömer, Mısır dan buğday getirtti. Fakat buğda 6 / 10
Medîne kâdısı, herkes için vesika hazırlattı. Buğdaylar, tam bir adâletle dağıtıldı. Böylece Sonraki halîfe Hz. Osman, onun vazifelerini artırdı. Kâdılığa ek olarak, bir de, Beytülmal M - Kardeşim Übey! Cenâb-ı Hak dilimizi, kalblerimize tercüman olarak yaratmıştır. Diline hâ Kur an-ı kerim öncedir Hz. Zeyd 665 "En yılında büyük vefât diyerek fakîh eyledi. vefât ağladı. Cenâze etti" Resûlullahın namazında, şâiri bir Hz. arkadaşı, Hassân bin Sâbit, şiirler yazd - Hassân ve oğlunun vefâtından sonra, onlar gibi şâir nasıl yetişecek? Zeyd bin Sâbit ten Tebük gazvesinde, Mâlik bin Neccâr in sancağını, Ümâre bin Hazm taşırken, Resûl-i Ekre - Hayır! Kur an-ı kerim öncedir. Zeyd ise Kur an-ı kerimi senden daha çok bilir. İslâm ilimleri içinde en yüksek olanı, kıraat ilmiydi. Bu ilim sayesinde, Kur an-ı kerim, bozu Kıraat âlimleri Zeyd bin Sâbit hazretlerinin bu ilimdeki üstünlüğü, Eshâb-ı kirâmın ve Tabiînin ileri gelenle Hz. Ömer, Hz. Zeyd in kıraatı ile Ubeyy bin Ka b in okuyuşunu karşılaştırır ve Hz. Zeyd in 7 / 10
Zeyd bin Sâbit hazretleri, tefsir ilminde de çok ilerde idi. Vahiy kâtibi olmak şerefine sahip - Eshâb-ı kirâm arasında bulunan birtakım kimseler, Uhud harbine giderken, yoldan geri d (Size ne oluyor [Nisâ ki, 88] o münâfıklar hakkında iki fırkaya ayrılmış bulunuyorsunuz.) Hz. Zeyd, hadis, fıkıh, ferâiz, ve fetvâ ilimlerinde de son derece bilgili idi. Resûl-i Ekrem e İnsanlar bir tarafta... Hz. Zeyd bin Sâbit, kendi bulunduğu bir mecliste, bir sahih hadis söylendiği zaman, onu d - İnsanlar bir tarafta, ben ve Eshâbım bir taraftayız. Sonra Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - Fetihten sonra hicret olmaz, ancak cihâd ve niyet vardır. Orada hazır bulunan Mervan bin Hakem, Ebû Saîd-i Hudrî ye, Yalan söylüyorsun deyinc Hz. Zeyd, daha "Ümmetimin Hz. Ömer buyurarak içinde devrinde ferâizi tasdik iken, en ve ferâiz iyi taltif bilen buyurmuştur. ilgili Zeyd meseleleri bin Sâbit tir" bir araya toplamış, bu ilm İlmin yayılmasına hizmet etti 8 / 10
Fıkıh ilminin her meselesinde, Eshâb-ı kirâmın en yüksek müctehidlerindendi. Daha Resû Zeyd bin Sâbit hazretleri, Mescid-i Nebevi ye geldiği zaman, müskülü olan ona gelir, mese Hz. Zeyd bin Sâbit, büyük işler başaran ve büyük hizmetler bırakan bir Sahâbîdir. Ümmet Onun hizmetleri anlatılamayacak kadar çok ve büyüktür. Kur an-ı kerimi tamamen ezberle Bütün Ehl-i Beyt ve Eshâb-ı Kirâm arasında, o derece üstün bir îtibara erişmişti ki, cuma g Bu hâlini soranlara buyururdu ki: - İnsanlardan hayâ etmeyen, Allahtan utanmaz. Zeyd bin Sâbit vefât edince, Ebû Hüreyre demiştir ki: - Bu ümmetin âlimi vefât etti. Umulur ki, Allahü teâlâ, Abdullah ibni Abbâs i ona halef buyu Fıkıhta meşhur Sahâbîler Enes bin Mâlik hazretleri, Peygamber efendimizin şöyle buyurduklarını rivâyet etmektedir (Ümmetimin en merhametlisi Ebû Bekir, Allahın dîni hususunda en şiddetlisi Ömer, 9 / 10
Eshâb-ı kirâm arasında fıkıh ilminde dört Sahâbe meşhurdur. Bunlar, Zeyd bin Sâbit, Abd 10 / 10