TÜRKİYE DE DENETİMLİ SERBESTLİK SİSTEMİ



Benzer belgeler
BİRİNCİ KISIM : AMAÇ, KAPSAM, TANIMLAR, İLKELER VE YÜKÜMLÜLÜKLER

ÇOCUKLARIN CEZA HUKUKUNDAKİ YERİ VE ÇOCUKLARIN KORUNMASI

1-KİMLER UZLAŞTIRMACI OLABİLİR? (CMK. 253/9, Ynt. 13/2)

İNSAN HAKLARININ KORUNMASI AÇISINDAN İL VE İLÇE İNSAN HAKLARI KURULLARI

HAPİS DIŞI ÖNLEMLERLE İLGİLİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ASGARİ STANDART KURALLARI (TOKYO KURALLARI)

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İÇ YÖNERGESİ

KOBİ LERE ÖZEL İş Sağlığı & Güvenliği

ULUSAL GENÇLİK VE SPOR POLİTİKASI BELGESİ

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi Sonuç Gözlemleri. (27. Oturum)

KOCAELİ İL ÖZEL İDARESİ İÇ DENETİM BİRİMİ YÖNERGESİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ İÇ DENETİM YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Genel Hükümler

İŞYERİ HEKİMİ VE DİĞER SAĞLIK PERSONELİNİN GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK VE SUÇ MAĞDURU ÇOCUKLARDA UZLAŞMA TARAFLARIN KISITLI OLMA HALİ İLE AYIRT ETME GÜCÜ BULUNMAMASININ UZLAŞMAYA ETKİSİ

TÜRKİYE DE ÇOCUK KORUMA SİSTEMİNİN GENEL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ An Evaluation on Child Protection System in Turkey

YAYIN NO DPT: 2741 TÜRKİYE DE YAŞLILARIN DURUMU VE YAŞLANMA ULUSAL EYLEM PLANI

İŞYERİ HEKİMİ VE DİĞER SAĞLIK PERSONELİNİN GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI

Yönerge No: 2 ETİ MADEN İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ DENETİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇ DENETİM YÖNERGESİ

İşyeri Hekimi Ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk Ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik Taslağı

İŞYERİ HEKİMİ VE DİĞER SAĞLIK PERSONELİNİN GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE EĞİTİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

lkö retimde Haklar m z Var! lkö retimde Haklar ve Hak Arama Yollar

İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI DERS NOTLARI

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

YÖNETMELİK ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ TEFTİŞ KURULU YÖNETMELİĞİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI KAMU MALİ YÖNETİMİ EL KİTABI. Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayınları No : 2

İÇ DENETÇİLERİN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

İç Kontrol Mevzuatı. Erkan KARAARSLAN [Haziran 2009]

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU

5651 Sayılı Kanun ve Bu Kanun Çerçevesinde Yapılan İkincil Düzenlemelerin Değerlendirilmesi (*)

Transkript:

TÜRKİYE DE DENETİMLİ SERBESTLİK SİSTEMİ Mustafa KALE Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı Çalışma Ekonomisi Bilim Dalı İçin Öngördüğü YÜKSEK LİSANS TEZİ Olarak hazırlanmıştır. SİVAS Eylül - 2009

II ABSTRACT KALE, Mustafa, Probation System in Turkey, Master Thesis, Sivas 2009 In terms of the criminal politics, the society can not be protected only by punishments. Alternative sanctions and security precautions are needed to apply the most appropriate sanction to the criminal. The modern punishment and execution insight allows these execution systems to be accomplished. Probation as an alternative execution system was estabilished one hundred fifty years ago in United States and a hundred years ago in United Kingdom. In Europe and in some other countries it has been applied for years. The aims of the probation system are to socialize the offenders through the public institutions, to take the social support of the civil society and make the people, who committed crimes and destroyed by crime get their honor back in society, to guide the addicted criminals and contribute their rehabilitation processes. In this study, the probation system and its literature in Turkey was examined. In conclusion, it is seen, that the probation system is institutionalized in an short time, filled a big gap in the penal system and also made social and economic contributions. The system is an alternative both for punishment and indemnity. Keywords Probation, protective commissions, forensic control, working for the public weal, provide education for

2 Ülkemizde son yıllarda Avrupa Birliği müktesebatına uyum çerçevesinde ceza infaz sistemimizde önemli reformlar gerçekleştirilmiş, birtakım yeni yasal düzenlemeler yürürlüğe konulmuştur (5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 1 50, 51, 53, 58, 191 ve 221 inci maddeleri, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 2 231 inci maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 3 104, 105 ve 107 inci maddeleri, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 4 5, 20, 23 ve 36 ıncı maddeleri). Bu yasal düzenlemeler denetimli serbestlik ve yardım sisteminin kurulmasını zorunlu kılmış olup; Türkiye de denetimli serbestlik sistemi 2005 yılında 5402 Sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu 5 ile kurulmuştur. Ceza infaz sistemi temel hak ve özgürlüklerle doğrudan ilgilidir. Temel hak ve özgürlüklere soruşturma aşamasında mümkün olduğunca az kısıtlama getirerek neticeye ulaşmak ceza infaz politikasının temel amaçlarındandır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile ilk defa tutuklama tedbirine alternatif adli kontrol tedbiri öngörülmüştür. Tutuklama tedbiri, ceza muhakemesi hukukunda çok ağır bir tedbiridir. Henüz suçluluğu sabit olmayan, bu nedenle masum sayılan kişinin hürriyeti elinden alınmaktadır. Bu nedenle tutuklama tedbirine çok mecburi kalınmadıkça ve adli kontrol tedbirinin yetersiz kaldığı hallerde başvurulması gerekmektedir. Anayasamızın 38/4. maddesinde masumiyet karinesi bir temel hak olarak düzenlenmiştir. 1 RG 12/10/2004, 25611 2 RG 17/12/2004, 25673 3 RG 29/12/2004, 25685 4 RG 15/07/2005, 25876 5 RG 20/07/2005, 25881

3 Kusur isnat edilemediği için ceza verilemeyen çocuklara verilecek güvenlik tedbirlerinin, çocukların mağduriyetini gidermeye, onları kazanmaya yönelik olması geleceğimizi güvence altına almak için önem arz etmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu nda çocuklara özgü güvenlik tedbirleri adı altında düzenlemeler yapılmıştır. Bu çalışma da, Türkiye deki denetimli serbestlik sistemi sistematik olarak incelenecektir. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde denetimli serbestlik sisteminin teorik temelleri ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Bu bağlamda; denetimli serbestlik kavramı, tarihsel gelişimi, kuramsal temelleri, Türkiye deki hukuksal temelleri, sistemin temel ilkeleri, özellikleri, kuruluşu teşkilat yapısı üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde Türk denetimli serbestlik sisteminin uygulama esasları kapsamında; adli kontrol, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar, hapis cezasının ertelenmesi koşullu salıverme, güvenlik tedbirleri, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, tedavi ve denetimli serbestlik kararlarının uygulama esasları incelenmiştir. değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise koruma kurulları ve raporlama hizmetleri ayrıntılı olarak

19 Suçlunun kendi sorunlarını çözme konusunda kendi üzerindeki sorumluluğunu vurgulamak, Mümkün olan en geniş anlamda suçluların özgüven ve öz disiplinini güçlendirerek ve edindikleri tecrübeleri uygulamada kullanabilmeleri için sosyal bağlamda kendilerini test etme yeteneklerini de geliştirerek yeniden suç işlemelerini önlemek, Suçlunun kişisel vasıflarını ve sosyal kaynaklarını belirlemek ve geliştirmek, başarılı bir şekilde hayat düzeni kurmasına destek olmak ve olumlu bir hayat stratejisi tesis ederek yasalara bağlı bir hayat sürmesi için ona rehberlik etmek, Tutuklulara destek olmak ve tahliye hazırlıkları sırasında onlara yardım etmek, Tahliye olan mahkumlara cezaevi sonrasında yardım sağlamak, Suçlular için faaliyet gösteren sosyal rehabilitasyon merkezlerinin çalışmalarını koordine etmek, Denetimli serbestlik projelerinin planlanması ve idaresi ile kamu hizmeti cezasının işleyişini güçlendirici imkanlar konusunda önemli toplum çıkarlarını, hükümete bağlı kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarını, şirketleri ve yerel halkı yapılan çalışmalara dahil etmek, Suçluların aileleriyle ilişkilerini sürdürüp ve geliştirmeleri, aynı zamanda sosyal entegrasyon konusundaki zorlukları yenebilmek için suçlu ailelerine yardım sağlamak, Mağdur-suçlu arabuluculuk faaliyetleri organize etmek, Kefalet gerekliliklerini denetlemek, Etkin anlaşmazlık çözümü ve ceza süreciyle ilgili riski azaltma yoluyla toplumu korumaktır 34. 34 NURSAL ve ÖZTÜRKMEN, s. 35-36

23 Konusu Tavsiye Kararı aynı zamanda üye devletlere, yukarıda belirtilen alanlarda hapis dışı ceza ve tedbirler düzenleyerek uygulamalarını böylece hapis cezası uygulamasına daha az başvurulmasını tavsiye etmektedir. Mahpusların İyileştirilmesi İçin Birleşmiş Milletler Minimum Standart Kurallarının 79, 80 ve 81 inci maddeleri mahpusların tahliye sonrasında topluma kazandırılmasını ve buna resmi ve hükümet dışı kuruluşların yardım etmesini, kendilerine çalışacak bir iş sağlanmasını öngörmektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin R (87) 3 Sayılı Tavsiye Kararı Olan Avrupa Cezaevi Kurallarının 87, 88 ve 89 uncu maddeleri, tüm mahpusların salıverme sonrası topluma ve aile yaşamına uyumlarının kolaylaştırılmasını, uzun süre hapis cezasına mahkum olanların etkili bir sosyal desteği de içeren bir denetim altında şartla salıverilmesini ve salıverilenlerin toplumdaki yerlerini alabilmelerini teminen, sosyal hizmetler ve diğer kuruluşlarla yakın işbirliği içerisinde bulunmasını düzenlemektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin R (99) 22 sayılı Cezaevlerinin Aşırı Kalabalıklaşması ve Cezaevi Mevcudu Enflasyonu konulu Tavsiye Kararı, cezaevlerindeki kalabalıklaşmanın önemli bir sorun olduğunu cezaevi sayısının artırılması yerine kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların hapis dışı ceza ve tedbirlerle yerine getirilmesi için tedbirler alınmasını istemektedir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin R (92) 16 sayılı Kamusal Cezalar ve Tedbirler Konulu Tavsiye Kararı üye devletlere, hapis cezasına alternatif olarak oluşturulacak kamusal ceza ve tedbirlerin doğru ve etkin olarak uygulanmasını sağlamak üzere, bir standartlar bütünü oluşturulmasını öngörmektedir. Avrupa Konseyi Komitesinin R (97) 12 sayılı Kamusal Cezalar ve Tedbirlerini Uygulanması İle İlgili Personel Konulu Tavsiye Kararı, bu ceza ve tedbirlerin uygulamasıyla ilgili personelin işe alınması, seçilmesini, eğitimini,

26 öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması ve tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Hükmü bulunmaktadır (Anayasa m. 19). Kişi özgürlüğü ve güvenliği ile ilgili olan bu Anayasa nın bu hükmünde, bir küçüğün gözetim altında ıslahı, toplum için tehlike taşıyan bir akıl hastasının, uyuşturucu veya alkol bağımlısı bir serserinin veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirlerin ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi öngörülmüştür. Burada söz konusu edilen tedbirlerin hapis dışı tedbirler olması ve tedavi, eğitim ve ıslah gibi suçlunun rehabilitasyonuna ilişkin müesseselerden bahsedilmesi dolayısıyla bu düzenlemenin, bir anlamda, denetimli serbestlik ve yardım sisteminin Anayasal dayanağını teşkil ettiği söylenebilir 40. 40 NURSAL / ATAÇ, s. 304-305

36 Bir kısım yaptırımların, hapis dışı yöntemlerle toplum içerisinde infaz edilmesi suretiyle tasarruf edilen ülke kaynaklarının ihtiyaç duyulan diğer yararlı alanlarda kullanılmasının sağlanması, Kısa süreli ceza gerektiren hafif suçlar ile bunlara verilen cezalar arasında denge ve orantılılık ölçüsü sağlanarak hapsetmenin her zaman başvurulan bir yöntem olmaktan çıkarılması, böylece cezaevlerindeki kalabalıklaşma ve güvenlik sorunlarının önüne geçilmesi, Çeşitli ruhsal ya da psikolojik rahatsızlıkları olan suçluların kapalı bir cezaevinde tutulmak yerine toplum içinde ya da sosyal kurumlarda psiko-sosyal ve tıbbi tedbirlerle rehabilitasyonu, böylece sağlıklı toplum hedefine ulaşılmasının sağlanması, Maruz kaldığı suç nedeniyle sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalan mağdurlara bu sorunlarının çözümünde destek sağlanarak toplumda adalete olan inancın güçlendirilmesi ve toplumsal barışın sağlanması, Salıverme sonrasında hükümlüye iş bulması ya da iş kurması konusunda yardım sağlanarak suçun önlenmesi, suçluların toplumla bütünleşmesi ve ülke ekonomisine katkı sağlanmasının sağlanması, Suçlu hakkında yapılacak sosyal araştırmalarda yargısal makamların suçluyu daha iyi tanımalarına imkân sağlanması, böylece ceza adaleti sisteminin daha doğru ve rasyonel hükümler vermesine yardım edilmesi, Çocuk ve genç suçluların, eğitim ve mesleki eğitimi kapsayan iyileştirme yöntemleriyle topluma kazandırılması ve onların aile içi şiddete ve suç istismarına karşı korunması, Suçlu ile suç mağduru arasında uzlaşma sağlanarak mağdurun zararının giderilmesi böylece sosyal barış ve adaletin sağlanması, Denetimli serbestlik sisteminde yer alması gerekmekle birlikte uzlaşma görevi Ceza Muhakemesi Kanununa göre bir avukat tarafından yapılmaktadır.

39 Daire Başkanlığının görevleri yönetmeliğin 10 uncu maddesinde belirtilmiştir. Daire başkanlığının görevleri; Şube Müdürlükleri ve bürolar ile koruma kurullarının genel amaç ve politikalar çerçevesinde düzenli ve verimli çalışmalarını sağlamak, Denetimli serbestlik, yardım ve koruma hizmetlerini geliştirmek, bu konuda projeler hazırlamak, hükümlülerin yeniden suç işlemesinin önlenmesi ve topluma kazandırılmasını sağlayıcı etkenleri güçlendirmek amacına yönelik; eğitsel, kültürel, bilimsel, sosyal ve benzeri çalışmalar yapmak, gerektiğinde bununla ilgili olarak üniversiteler, eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile koordineli çalışmak, Şube müdürlüklerince hazırlanan bir sonraki yıla ait yıllık iş programları ve bu programlara ait projeler ile o yıla ait çalışma raporlarını her yıl Genel Müdürlüğe sunmak; Genel Müdürlükçe yayınlanacak yıllık faaliyet raporunu yönetsel, işlevsel ve sayısal verilere önem vererek hazırlamak, Şube müdürlükleri bulunmayan ilçelerde büroların kurulmasını veya kaldırılmasını Genel Müdürlüğe önermek, Şube müdürlükleri, bürolar ve koruma kurullarının yönetim, denetim ve gözetim görevlerini yürütmek, Şube müdürlükleri, bürolar ve koruma kurullarının çalışmaları ile ilgili her türlü karar ve işlemi yürütmek ve görevleri ile ilgili Bakanlık, diğer kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan vakıf ve dernekler ile uygun görülen gönüllü gerçek ve tüzel kişilerle iş birliği yapmak, bu amaçla eğitim ve tanıtım faaliyetlerinde bulunmak, Görev alanına giren kanun ve düzenleyici işlemlerdeki ihtiyaçlara ilişkin inceleme ve araştırmada bulunarak bunlara ilişkin gerekli düzenlemelerin yapılması için gerekirse tasarılar hazırlayarak Genel Müdürlüğe öneride bulunmak, Denetimli serbestlik altında bulunanlardan toplum için tehlike hâli taşıyanlara özel dikkat gösterilmesini sağlamak, gereken önlemleri almak ve bunlara özgü iyileştirme tedbirlerini geliştirmek,

85 Ertelemede denetim süresi içerisinde hükümlü bakımından söz konusu olabilecek yükümlülükler açısından da bazı yenilikler getirilmiştir. Örneğin erteleme sadece mağdurun değil, kamunun uğradığı zararın da tamamen tazmini koşuluna bağlanabilir hâle getirilmiştir. Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir. Ayrıca, cezanın ertelenmesi hâlinde denetimli serbesti tedbirinin daha etkin bir şekilde uygulanabilmesini sağlamak için Tasarıdaki madde metninde bazı değişiklikler yapılmıştır. Örneğin denetimli serbestlik süresi içinde bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine; bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına; ya da, on sekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, özellikle bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine karar verilebilir 94. 94 5237 Sayılı TCK 51 inci madde gerekçesi

127 Hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilen sanık veya hükümlüye rehberlik etmek üzere Denetimli Serbestlik Yönetmeliğinin 90 ıncı maddesine göre tayin edilen rehber tarafından, değerlendirme formu ve madde kullanım listesi çerçevesinde sanık veya hükümlünün uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmasının nedenleri, etki ve sonuçları hakkında ayrıntılı değerlendirme yapılarak on gün içinde denetim planı hazırlanır (m. 83/5). Rehber denetim planı doğrultusunda; tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulama süresince sanık veya hükümlüyü uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kullanılmasının etki ve sonuçları hakkında bilgilendirir, kişiye sorumluluk bilincinin gelişmesine yönelik olarak öğütte bulunur ve yol gösterir; kişinin gelişimi ve davranışları hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenler. Rapor, şube müdürü veya büro tarafından mahkemeye iletilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir (m. 83/6). Sanık veya hükümlünün sağlık kurumunca belirlenen tedavi programına uyup uymadığı, şube müdürlüğü veya büro ile rehber tarafından her zaman denetlenir (m. 83/7). 5237 sayılı Kanunun 191 inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen tedavi süresince devam eden denetimli serbestlik tedbirine, tedavinin sona erdiği tarihten itibaren bir yıl süre ile devam edilir. Tedavi sona erdikten sonra sağlık kurumu tarafından gönderilen rapor, sanık veya hükümlü hakkında düzenlenecek denetim raporu ile birlikte mahkemeye iletilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. Ayrıca tedavi tamamlandıktan sonra gerektiğinde sanık veya hükümlü hakkında gözden geçirilmiş denetim planı hazırlanabilir (m. 83/8). Sağlık kurumunca bildirilen tedavinin tamamlandığı tarih, devam edecek olan denetimli serbestlik tedbirinin başlangıç tarihidir. Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin başlama tarihi, sanık veya hükümlünün sağlık kurumuna sevk edildiği tarihtir (m. 83/9-10).

144 özellikleri, sosyal ve ekonomik durumu, bilişsel ve psikolojik durumu, alkol ve madde kullanım durumu, topluma ve mağdura karşı taşıdığı risk ile raporu düzenleyen denetim görevlisine karşı tutum ve davranışı belirtilir. Raporun sonuç bölümünde, şüpheli veya sanığın yaşamında risk oluşturan durumlar değerlendirilir ve toplumla bütünleşmesi açısından ihtiyaç duyduğu hizmet, program veya kaynaklar belirtilir. Ayrıca raporun hazırlanması ile ilgili bütün kaynaklar ve bilgi toplama biçimleri ile gerekli olduğu halde yapılamayan işlemler ve görüşmelerin yerine getirilememe gerekçesi de raporda belirtilir (m. 95/4). Rapor; şüpheli veya sanık için hazırlanacak denetim planına temel olabilecek şekilde düzenlenir, değerlendirme ve öneri ile sonuçlandırılır. Sosyal araştırma raporu hazırlanırken şüpheli veya sanığın ceza infaz kurumunda bulunması hâlinde raporu hazırlayan denetim görevlisi, gerektiğinde bu kuruma giderek şüpheli veya sanık ile konuşulanları başkalarının duymayacağı ancak görüşmenin güvenlik nedeniyle ceza infaz kurumu görevlilerince izlenebileceği bir ortamda açık görüş usulüne tabi olarak görüşebilir. Denetim görevlisinin talep etmesi halinde görüşmede, ceza infaz kurumu görevlisi hazır bulunur. Ceza infaz kurumu, denetim görevlisinin şüpheli veya sanık ile görüşebilmesi için gerekli işlemleri yerine getirir (m. 95/5-6). Bu rapor; şube müdürlüğü veya büroda görev yapan öncelikle denetim görevlileri tarafından; bu uzmanların bulunmaması hâlinde kamu kurum ve kuruluşlarındaki psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog ve öğretmen ile psikolojik danışman, pedagog, çocuk gelişimcisi veya özel eğitim uzmanından biri tarafından düzenlenir (m. 95/7). Rapor, şube müdürü tarafından denetim görevlisine havale edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde hazırlanır. Ancak zorunluluk hâlinde gerekçesi belirtilmek koşulu ile Cumhuriyet başsavcılığı veya mahkemeden on beş gün ek süre talep edilebilir (m. 95/8).

146 davranışı nedeniyle reddedilip reddedilmediği değerlendirilmelidir. Bu bölümde kişinin ailesinin özelliklerinin, ailesi ile ilgili sorunlarının, ilişkilerinin, ailenin ekonomik durumunun vb. durumların kişinin suçlu davranışı üzerindeki etkileri detaylı olarak değerlendirilmelidir, Öğrenim durumunun ve/veya eğitimine devam etme konusundaki tutumunun ne olduğu yer almalıdır. Öğretmenleri ve arkadaşlarıyla ilişkileri, eğitimle ilgili sorunların suçla ilişkisi değerlendirilmelidir. Ayrıca kişinin eğitim yaşantısı yarım kalmışsa eğitimine devam etmesinin suçlu davranıştan uzak durması konusunda ne kadar etkili olacağı açıklanmalıdır, Kişinin mesleği veya işinin olup olmadığı, ailesinden yardım alıyor veya para kazanıyor mu, kendisinin ve ailesinin geçimini kimler sağlıyor, sosyal güvenceleri var mı belirtilmelidir. Bu bölümde kişinin sosyo- ekonomik durumu ile ilgili sorunlarının suç işleme üzerindeki etki ve sonuçları belirtilmelidir, Kişinin sürekli kalacak yeri var mı veya geçici olarak bulunduğu yerler varsa nerelerdir, yaşadığı yer kime ait, yaşadığı yeri kimlerle paylaşıyor belirtilmelidir. Bu bölümde yerleşim yeri ve durumu ile ilgili sorunlarının suç işleme üzerindeki etki ve sonuçları irdelenmelidir, Kişi arkadaşlarını hangi çevreden seçiyor, yeterli sayıda arkadaşı var mı, ne sıklıkla görüşüyor, ne tür aktivitelerde bulunuyor, arkadaşları ile ilişkilerini nasıl değerlendiriyor, arkadaşlarının arasında suç işleyen, madde kullanan, sokakta yaşayan-riskli davranışlarda bulunanlar var mı, bu kişilerle ilişki düzeyleri ve arkadaşlarına ilişkin tutumları belirtilmelidir. Bu bölümde sosyal çevresi ile ilgili sorunlarının suç işleme üzerindeki etki ve sonuçları açıklanmalıdır, Kişinin fiziksel engeli var mı, önemli bir hastalık geçirdi mi, ameliyat oldu mu, şu an devam eden bir hastalığı var mı ve bununla ilgili tedavi oluyor mu, tedavi amaçlı düzenli olarak kullandığı bir ilaç var mı, varsa bunların davranışları üzerindeki etkileri belirtilmelidir. Ailesinde önemli hastalık geçiren varsa eklenmelidir, Kişi daha önce psikolojik rahatsızlık geçirmiş midir, geçirdiyse doktor tarafından konulan tanı nedir, tedavi gördü mü belirtilmelidir. Şu an psikolojik bir rahatsızlığı var mı, herhangi bir tedavi görüyor mu, tedavi görüyorsa nerede ve

147 ne kadar süredir belirtilmelidir. Şu an kendine zarar verme davranışlarının ve herhangi bir intihar girişiminin olup olmadığı eklenmelidir. Bu bölümde hükümlünün psikolojik durumunun suç işleme üzerindeki etki ve sonuçları değerlendirilmelidir, Alkol, uçucu, uyarıcı veya uyuşturucu maddeler kullandı mı, madde kullanımına hangi yaşta başladı ve herhangi bir tedavi gördü mü, şu an kullanıyor mu, kullanıyorsa kullanım miktarı, türü, hangi koşullar altında kullandığı, kişi üzerindeki etkileri ile sosyal çevre, aile, okul ve iş yaşantısı üzerindeki etkileri belirtilmelidir. Kişinin maddeyi bırakmaya yönelik motivasyonu değerlendirilmelidir. Ailede madde kullanımı sorulmalıdır, Kişinin kendisini ve çevresini algılama, düşünme ve muhakeme biçimi değerlendirilmelidir. Problemle karşılaştığında nasıl tanımlıyor ve çözüyor, başkalarının bakış açısını anlayabiliyor mu, davranışlarının sonuçlarının farkında mı, kendi davranışlarını kontrol edebiliyor mu belirtilmelidir, Görüşme sırasında gözlemlenebilen belirgin kişilik özelliklerinin neler olduğu belirtilmelidir. (Saldırgan, utangaç, tepkisel, vb. olma durumları) Boş zamanlarını değerlendirmesi, ilgi alanları da yer almalıdır, Kişinin yaşadığı olaya karşı, verilen/verilecek hükümlere karşı tutumu, adli mercilere veya adli sisteme karşı tutumu belirtilmelidir. Kişinin suçlu davranışının veya kendisini suçlu davranışa sevk eden olumsuz davranışların farkında olup olmadığı değerlendirilmelidir, Kişiye ilişkin elde edilen tüm bilgiler doğrultusunda ihtiyaç duyduğu hizmet, program ve kaynakların değerlendirilmesi gerekir, Sosyal araştırma raporunun hazırlanma aşamasında görüşülen kişi ve kurumların isimleri, tarih ve saati, hangi araçlar kullanılarak nasıl bilgi toplandığı belirtilmelidir. Çıkabilecek sorunları önlemek amacıyla mutlaka görüşülen kişinin imzasını alınmalıdır.

155 önünde bulundurulması gereken hususlar belirtilir. Sanık veya hükümlü hakkında hazırlanan son denetim raporunda sanık veya hükümlünün topluma yeniden uyum sağlamadaki başarısı ve yeniden suça yönelme riski değerlendirilir (m. 99/3). Denetim raporu, rapor döneminin tamamlanmasını takip eden hafta içinde hazırlanarak mahkemeye iletilmek üzere şube müdürlüğü veya büroya sunulur. Şube müdürlüğü veya büro, denetim raporunu mahkemeye iletilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Denetim raporunun her sayfasında denetim görevlisinin imzası bulunur (m. 99/4). Denetim raporu iki nüsha olarak düzenlenir. Bir nüshası ilgili mahkemeye gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına iletilir, diğer nüshası sanık veya hükümlünün dosyasında saklanır (m. 99/5). Raporun denetim planını uygulayan denetim görevlisi tarafından hazırlanmasının mümkün olmadığı durumlarda, şube müdürlüğü veya büro, raporun düzenlenmesi için şube müdürlüğü veya büroda görev yapan diğer denetim görevlilerinden birini görevlendirir. Bu görevlilerin bulunmaması hâlinde kamu kurum ve kuruluşlarındaki psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog ve öğretmen ile psikolojik danışman, pedagog, çocuk gelişimcisi veya özel eğitim uzmanından biri görevlendirilir. Hakkında denetleme planı hazırlanan şüpheli, sanık veya hükümlü için denetim raporu hazırlanmaz (m. 99/6-7). Denetim raporunda hedeflere ilişkin hangi çalışmaların yapıldığı, bu çalışmaların ve denetim süresinin etkili olup olmadığı, eğer etkili olmadıysa nedenleri belirtilmelidir. Denetim planına hükümlünün uyup uymadığı, bu süreçteki davranışları ele alınarak nedensel bir şekilde açıklanmalıdır. Tüm bilgiler ışığında hükümlüyle yapılan bu çalışmanın etkinliğinin ve faydalılığının tartışılması gerekmektedir. Çalışmaların sonuçlarının değerlendirildiği son bölümde, bu hükümlüyle yapılan çalışmaların olumlu-olumsuz yönlerinin ve karşılaşılan engellerin neler olduğu; süreci olumsuz etkileyen kişisel veya çevresel faktörlerin bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirmelere yer verilmelidir. İleride yapılacak

159 Tutuklamaya alternatif olan adli kontrol, şüpheli ve sanık hakkında tutuklamayı gerektiren sebeplerin varlığı halinde, soruşturma ve kovuşturma evresinde verilebilen tedbirler ve yükümlülükler bütünüdür. Kısa süreli hapis cezaları çoğu zaman beklenen faydadan daha fazla zarara neden olabilmektedir. Kısa süreli hapis cezası alması dolayısıyla ceza infaz kurumuna giren hükümlünün; işini kaybetme riski, ailesinin sosyo-ekonomik sıkıntılar çekme olasılığı, infaz kurumunda iken suçu meslek edinen kişileri örnek alma ihtimali, cezasını tamamladığında tekrar topluma uyum problemi yaşayacak olması, bu cezalara alternatif olabilecek yaptırımların önemini arttırmaktadır. Seçenek yaptırımlar bir yıl ve daha az süre ile hapis cezasına mahkum olan hükümlünün cezasının, toplum içinde, bir takım yükümlülükler yüklenerek infaz edilmesidir. Kamu yararına çalışma en çok dikkat çeken seçenek yaptırımıdır. Kamu yararına çalışan hükümlü; cezasını infaz ederken, topluma verdiği zararı gidermekte, olumlu örnek olabilecek kişilerle tanışmakta ve işini bitirdiğinde evine ailesinin yanına dönmekte böylelikle de devlete yük olmamaktadır. Hapis cezasının derhal infaz edilmesi gerekmektedir. Ancak sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum olmaması, bir daha suç işlemeyeceği yönünde hakimde kanaat oluşması durumunda hapis cezası derhal infaz edilmemektedir. Cezası ertelenen hükümlü hakkında belirli bir denetim süresi belirlenir. Denetim süresi içerisinde de mahkeme tarafından bir yükümlülük yüklenebilecektir. Erteleme kurumu suç işleyenlere daha toleranslı davranılmasını ve hükümlünün zorunluluk olmadıkça ceza evine konulmamasını, yüklenen sorumlulukların tesiri altında iyileştirilmesini amaçlamaktadır. Yaşlı kimselerin ceza infaz kurumunda ıslah olmasını beklemek çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Suçlu kişinin yaşı ve cinsiyeti göz önünde bulundurularak mahkûm olduğu hapis cezasının konutunda çektirilmesi de mümkündür.

160 Toplumu korumak için sadece cezalar yeterli değildir. Kusur olmadan suçtan da söz edilemez. Ancak toplum için tehlike arz eden kişilerin tedavi olmasını sağlamak ve tehlikelilik vasfını ortadan kaldırmak için önleyici tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda güvenlik tedbirleri büyük önem taşır. Güvenlik tedbirleri; suçludaki tehlikelilik riskine paralel olarak önlem alınmasına yarayan yaptırımlardır. Ancak güvenlik tedbirleri uygulanırken temel hak ve hürriyetler tehlikeye atılmamalıdır. 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu ile koruma kurulları oluşturulmuştur. Koruma kurulları ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlülerin ve suçtan zarar gören mağdurların; yaşayabilecekleri psiko-sosyal sorunların giderilmesinde, onların meslek ve sanat sahibi olmalarında, işyeri açmayı düşündüklerinde onlara finansal destek sağlanmasında yardımcı olmayı hedeflemektedir. Denetimli Serbestlik sistemi kapsamında oluşturulan hukuksal kurumların tek başına denetimli serbestlik şube müdürlüklerinde görevli personel tarafından uygulanması etmesi mümkün değildir. Denetimli serbestlik hizmetlerinde toplumsal katılım ve işbirliği son derece önem arz etmektedir. Hizmetlerin toplumun tüm kesimlerince desteklenmesi, sistemin hedeflenen düzeye gelebilmesi için gerekliliktir. Sistemin başarısının takip edilebilmesi ve hata riskinin en aza indirilmesi için hükümlünün gelişiminin standart ölçülere bağlanması gerekmektedir. Gelişme gösteremeyen hükümlünün duruma göre; yükümlülüğünün değiştirilmesi, denetim görevlisinin değiştirilmesi, özellikle çocuklar için sosyal çevresinin değiştirilmesi değerlendirilmelidir. Sistemin dinamik bir sahada çalışması çalışanların da sürekli kendini yenilemesini ve geliştirmesini son derece önemlidir. Sistemin yeni kurulması nedeniyle memurlarının özlük haklarında bir takım sıkıntılar bulunmaktadır. Çalışma

161 alanı sıkıntı ve stres içermektedir. Bunun için sadece çalışanların sorunları ile ilgilenen, onları motive eden ve onları en son gelişmelerden haberdar eden ayrı bir birimin oluşturulması uygulamanın sağlıklı işleyişi bakımından büyük önem taşımaktadır.