Konya, 15 Ocak 2013. PROF. DR. SAİM SAKAOĞLU (Konya 1939 / Yaş 74 ) Değerli Arkadaşım,



Benzer belgeler

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

PROF. DR. SAİM SAKAOĞLU NUN HAYAT HİKÂYESİ

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

İstanbul Üniversitesi. İstanbul Üniversitesi. Marmara Üniversitesi. Yrd. Doç. Yeni Türk Dili Bartın Üniversitesi 2011

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 16 HAZİRAN Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize sağlıkla geçirecekleri mutlu bir tatil diliyoruz.

2013 Kış Etkinlikleri

T.C. Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi BİLGİLENDİRME ve İSTİŞARE TOPLANTISI

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Etkinlikler. T.C. İstanbul Aydın Üniversitesi Adına Sahibi. Dr.Mustafa AYDIN (Mütevelli Heyet Başkanı) YAYIN KURULU YAYINA HAZIRLAYANALAR

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETİM KURULU KARARLARI

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası

Cemil Meriç Yılı Muhteşem Bir T örenle Tamamlandı

Sevgili dostlar. 53 yıldan sonra avukatlığı bırakmak zorunda kaldım. Sizlere son bir anımı sunuyorum. Sevgiler, saygılar.

ICMME-2017 Matematik ve Matematik Eğitimi Uluslararası Konferansı Şanlıurfa da Yapıldı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ XXVIII. KÜTÜPHANE HAFTASI KUTLAMA PROGRAMI. 30 Mart - 5 Nisan 1992 İSTANBUL

T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

YAHYA KEMAL BEYATLI YILI ETKİNLİKLERİ

KARİYER GÜNLERİ ETKİNLİKLERİ

Üniversitede Arkeoloji Sempozyumu

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 16. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU TEMSİLCİLİKLERİMİZDEN

GAZETECİ YAZAR BÜLENT AKKURT BODRUM DA DEFNEDİLDİ

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL TOPLANTI DÜZENLEMEVE DESTEKLEME İLKELERİ YÖNERGESİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

YÖNETİM KURULU KARARLARI

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI.

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 24.VELİ BÜLTENİ


Şerif Kocadon için mevlit

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Coğrafya Öğretmenliği. Sosyal Bilimler Enstitüsü

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

İBRAHİM ARAP. e-posta: Tel: / : Dokuz Eylül Üni. Sosyal Bilimler Enst.

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

Değerli Velilerimiz,

GÜNDEM: 1- Bilgilendirme

HAFTALIK VELİ BÜLTENİ - 18 ARALIK 2015

Haberler. T.C. İstanbul Aydın Üniversitesi Adına Sahibi Dr. Mustafa AYDIN (Mütevelli Heyet Başkanı) YAYIN KURULU Prof. Dr. Yadigâr İZMİRLİ (Rektör)

Kitap dolu bir hafta ONUR KONUĞUMUZ ENVER AYSEVER ULUSALDAN EVRENSELE İZMİR ÖZEL SAİNT JOSEPH FRANSIZ LİSESİ GEÇMİŞTEN GELECEĞE

CIO Ödülleri 2014, beşinci kez sahiplerini bulacak. İlki

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

BAŞKAN : Özcan KALAYCI Bülent YILDIRIM BAŞKAN: SAYMAN : Nesrin FİDAN ÜYE : Figen GÖNEN. info@antalyafalezrotary.org KOMİTELER TOPLANTI BİLGİLERİ

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ

TARİH DANS EDİYOR HÜRREM SULTAN DANS GÖSTERİSİ

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

* Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Mantık Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi. Araş. Gör. İsmail KÖZ*

''Hepimiz Atatürk'üz''

Y. Lisans Türk Müziği İst. Teknik Üniv Sanatta Yeterlilik Türk Müziği İst. Teknik Üniv. 1994

Etkinlikler T.C. İstanbul Aydın Üniversitesi. Adına Sahibi Dr. Mustafa AYDIN. (Mütevelli Heyet Başkanı) YAYIN KURULU YAYINA HAZIRLAYANALAR

UNVANI GÖREV YERİ ATANDIĞI OKUL/KURUM UNVANI YIL AY GÜN

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

Jale Baysal ( )

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ

2014 YILI FAALİYETLER

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖRGÜN ve YAYGIN EĞİTİM KURUMLARI ÇALIŞMA TAKVİMİ

OCAK-ŞUBAT-MART 2007 BÜLTENİ TEMA SEMİNERİ

ELMALILI M. HAMDİ YAZIR SEMPOZYUMU

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU ANASINIFLARI AYLIK BÜLTEN KASIM DA NELER YAPTIK?

Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÖNETİM KURULU KARARLARI

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

2014 YILI FAALİYETLERİ

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3-4 YAŞ GRUBU AYLIK PROGRAMI. Tekerlemeler: Hanım kızı, ebe tekerlemelerini öğreniyorum.

YARIM ELMA ETKİNLİĞİ

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖRGÜN ve YAYGIN EĞİTİM KURUMLARI ÇALIŞMA TAKVİMİ

Haftasonu Etütleri Başlıyor..

Tercih yaparken mutlaka ÖSYM Kılavuzunu esas alınız.

SAĞLIK KÜLTÜR ve SPOR DAİRE BAŞKANLIĞININ 2012 YILI SOSYAL FAALİYETLERİNDEN GÖRÜNTÜLER

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Transkript:

PROF. DR. SAİM SAKAOĞLU (Konya 1939 / Yaş 74 ) Konya, 15 Ocak 2013 Emekli Türk Halk Edebiyatı Öğretim Üyesi (Atatürk Üniversitesi: 1967-1988) (Selçuk Üniversitesi: 1988-2006) Değerli Arkadaşım, 1991 den beri eşe dosta, sevdiklerime, öğrencilerime gönderdiğim yıllık mektubumun 2012 yılına ait olanını da göndermenin mutluluğunu yaşıyorum. Bu mektubun gönderilme sayısı geçen yıl 200 ü geçti, belki bu yıl sayı daha da artacaktır. İki yıl öncesine kadar zarflayıp pullayıp gönderdiğim bu nameler artık Genel Ağ aracılığıyla gönderiliyor. İşitirim ki bazı dostlar bu mektubumuzu kendi sitelerine de koyuyorlarmış. Teşekkürler. Hatta bir sözlük var imiş, adına Ekşi Sözlük mü derlermiş yoksa Acı Sözlük mü, her neyse, orada dahi adımız, bu name vesilesiyle anılırmış. Ansınlar ama aslımıza sadık kalarak ansınlar; onlar dahi sağ olsunlar. Genel Ağ yoluyla elinize ulaşan bu mektubumu zevkle okuyacağınıza inanıyorum. Çünkü bu mektup türünde bir ilktir; ne kadar taklit edilse de taklitleri başarılı ve sürekli olamadı. Bizim bu farklı mektuplarımızın ilkleri (1991-2010) 2010 yılında bir kitap bütünlüğü içinde okuyucularına ulaştırıldı: Dostlara Mektuplar (Konya, 224 s.). Sonrakileri de ikinci kitap olarak düşünüyoruz. Ya kısmet!.. EY KÂRİ (Alan dışı dostlara küçük bir açıklama: Ey okuyucu anlamındaki kelimeler, Tanzimat tan sonra bazı yazarlarımızın yazılarının başına ekledikleri hatırlatma ifadesidir.), BU MEKTUBU OKUMADAN ÖNCE KENDİ ADINI TARAMA YOLUYLA ARA, BAKALIM ADINI BİR GÜZEL VESİLEYLE ANMIŞ MIYIZ? NİÇİN OLMASIN BİZİM DERGÂHIMIZ DEYİP GÜZEL İNSANLARIMIZI ANMIYOR MUYUZ? VE DAHİ MERAK ETTİĞİNİZ BAZI ADLARI VE KAVRAMLARI DA ARAYABİLİRSİNİZ. MESELA; GÜVEN ADINI; ALPTEKİN, TAN, HORATA, KOZ, ŞİMŞEK, DÜZGÜN, VB. SOYADLARINI TARAYINIZ; HATTA İNTİHAL, SAMANYOLU, IHLAMUR, ÇAY, VB. KAVRAMLARI DA TIKLAYABİLİRSİNİZ. BENDEN HATIRLATMASI Hatta bu işlemi yaptıktan sonra, doğrudan en son sayfaya geçip [Ctrl + End] oradaki tatlı hatırlatmamıza bir göz atabilirsiniz. Belki de severek okuyacağınız birkaç satır orada sizleri beklemektedir. [Bu sayfalar, benim 73 (yazıyla yetmiş üç) yaşımdan sonra öğrenmeye başladığım bilgisayar kullanıcılığımın ilk ürünü. Ne kadar da dikkat etsem bazı noktalar gözden kaçıyor. Bu satırların sevgili okuyucuları, sizler kusur arayıcı lardan olmayan dost insanlar olduğunuz için, perdeyi filan yıkmasak da Affola mızı kabul buyuracağınızdan eminiz efendim.] Bir maceradır yazmak diyerek kaleme aldığım (alışkanlık işte, ortada kalem malem yok, bas tuşa var oysa) bu satırlar, vallahi yaşlılığın değil hafızayı canlı tutmanın eseridir. Sizler daha genç yaşlarınızda bunun minyatürüyle avunabilirsiniz. Şairin, İnsan bu yaşa gelince anlarmış demesi boşuna değil, ben size erken rezervasyon yapmak istediğim için şimdiden teşvik primi uyguluyorum, biline ----------ooooo---------- 1

GÜLE GÜLE 2012, HOŞ GELDİN 2013 Galiba belli bir yaştan sonra yıllar daha çabuk tükeniyor. Sanki 365 gün değil de 340, hatta 320 gün gibi geliyor yıllar. Ne diyelim, bugün bize böyle geliyorsa yarın da bugünün gençlerine öyle gelecek zâhir. 2011 mektubumuzla ilgili olarak gazete yazısı ve Genel Ağ iletileri de ulaştı. İşte onlardan birkaçı 1. İsmail Detseli, Üç Yıllık Almanak, Memleket, 16 Şubat 2012. (Bazı dostlar, alamadıkları 2009 ve 2010 mektuplarını da istemişlerdi de ) 2. Ünal Şöhret Dirlik, Saim Sakaoğlu nun Kültür Hizmetleri/Saim Hocanın Yıllık Mektupları, http://blog. Milliyet.com.tr diye devam eden bir bilgi notu 3. Abdülkadir Güler in iletisi. Araya giren Tekrar Notu: Bu, artık mektup olmaktan çıkıp bizim salnamemiz olacağa benzeyen, tarihçe-i hayatımızın bir yılını içene alan uzun mu uzun mektubumuzu bir de kendi adınız açısından tarayıveriniz. Geçen yılın mektubunda güzel bir düzen tutturmuştum, daha doğrusu bana öyle geliyordu. Bu yıl da onun izinden gidelim. Bu yol bana da kolaylık sağlayacağa benziyor da ARTIK BENİM DE WWW LARIM VAR! ----------ooooo---------- 20 yıl kadar oluyor, bir zat benim için bir web sayfası hazırlamıştı. Onu kullanmaya kullanmaya eskittik. Neyse, hayırlı bir öğrencimle arkadaşı bana yeni bir 3W sayfası hazırladılar. İşte o hayırlı numaram: www.saimsakaoglu.com Lütfen tıklayın ve şu anda eski bir öğrencimin doktora öğrencisi olan Atilla Kartal ile bekârlık günlerinin ev arkadaşı, Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Abdullah Çakan a birlikte teşekkür edelim. Öbürünü, ufaklığını zaten çoğunuz biliyorsunuz, ama yine de bir hatırlatalım: ERDEMLİ YE GELİŞ saimsakaoglu@hotmail.com Mersin in Erdemli ilçesinin Tömük beldesindeki yazlık evimizin hayatımızda önemli bir yeri vardır, uzun emeklilik yazlarını orada geçiririz. Eh, onun da hakkını verip söze oradan başlayalım. Bu yıl Erdemli ye oldukça geç geldik: 05 Temmuz 2012. Bizim Aliler in büyüğü olan Prof. Dr. Ali Berat Alptekin in eşi Ayşe Hanım da bizimle Sertavul a kadar yolculuk etti. (Biz Konyalılar Sertavul a nedense Sertavil deriz, bir; Küçük Ali ise büyük damadım olan Dr. Ali İlhan Manavgat tır. Ayrıca bilim dalımda birkaç Ali daha vardır: Prof. Dr. Ali Çelik (Erzurum daki ilk öğrencilerimdendir, bu yıl emekliler safına geçecektir.), Doç. Dr. Ali Yakıcı (Bu dahi Erzurum dan lisanstan tezli öğrencimdir.), Prof. Dr. Ali Duymaz (Erzurum dan öğrencimdir, doktora ve doçentlik jürilerinde bulundum.) ve Prof. Dr. Ali Torun (Doçentlik jürisinde bulundum, profesörlük raporu yazdım.). 2

Bizim, Konya-Erdemli (Altınsahil Sitesi) yolculuğumuz dinlene dinlene tamamlanır. Ayaklarımı dinlendiririm, meyve ve su molası veririz, Göksu nun güzel manzaralı yerlerinde özel molalar veririz. Bir de Silifke ye 15 km kala üzerinden geçtiğimiz Göksu Köprüsü Trafiği uygunsa vites küçültüp ırmağın sağ ve sol kollarını seyretmek Siz istediğiniz kadar, Boğaz da Boğaz Boğaz sız yaşayamam deyiniz. Erdemli de kapıyı açar açmaz bazı sorunların bizi beklediğini biliriz. Neyse, bu yıl parasını Konya da yatırdığım için elektriğimiz kesilmemişti. Zaten tutarı da az idi. Suyu, tüpü faaliyete geçirmek Geçen yılın son tatil günlerinde bulaşık makinemiz ömrünü tamamlamıştı. Onu 06 Temmuzda yeniledik. Salonun ve odanın güneşlikleri de epey yaşlanmıştı, ama onlara bir yıl daha süre tanıdık, kısmetse 2013 ün tatiline bıraktık. En büyük sıkıntımız, Yurdanur Hanım ın Genel Ağ ile olan sorunları idi. Neyse, onu da uğraşa uğraşa hâllettikse de zaman zaman nüksettiğini de hatırlatmakta yarar vardır. Gelecek yıl benim de oyuncağım olacağı için sonunlar ikiye katlanacak! ERDEMLİ DEN KONYA YA Evet, yaz aylarımızın mekânı Erdemli Mersin ilimizin batısında, Tarsus tan sonra (21 km) en yakın ikinci ilçesidir (30 km). Anamur un 233, Bozyazı nın 210, Mut un 173 km olduğu bir ortamda Erdemli âdeta ilin merkez ilçesi konumundadır. Dört merkez ilçesi olan Mersin in en kalabalık ilçesi Tarsus tur. (En az 40 ilimizden daha kalabalık olan bu ilçemizin nüfusu 400.000 den fazladır.) Erdemli nin nüfusu giriş ve çıkışlarda 48.600 olarak gösterilir. Silifke den küçük de Anamur dan da küçük mü, bilemiyorum. TV sunucuları gibi söylersek, rakım ı 0 dır. Nedense o cicili bicili hanımlarla yakışıklı beylere Türkçemizi öğretemiyoruz. rakım ile râkım arasındaki farkı öğretemedik gitti. Ankara nın en küçük ilçelerinden olan Balâ da son yıllarda sık sık hareket-i arz (babam öyle derdi; deprem, zelzele) olmuştu da TV cilerin bir bölümü bu üzücü olayı duyururlarken ilçenin adında da bir deprem yaşatıyorlardı. TDK nin Yazım Kılavuzu nda Balâ olarak gösterilen adı, küçük çocuk anlamındaki bala gibi söylemeleri ne kadar kötü oluyordu. Erdemli deki çalışmalarımın bazılarının yakından izlenebilmesi için ara sıra Konya ya gitmem gerekir. Bu yılki ilk gidişim 20 Temmuz 2012 Cuma günü, Kontur un 10.45 seferiyle gerçekleştirilmişti. Mut taki molada aşağıya inemedik, aracın ısı göstergesinde 45 derece yazıyordu. Ancak, 25-30 dakika sonra ulaştığımız dağlarda ısı 32 dereceye kadar düşüverdi. 16.00 sularında indiğimiz Konya da ise 37 yi görüyorduk. Neredeyse Konya mıza niçin geldiğime sıra gelmeyecek. Efendim, Konya Ağzı Üzerine Araştırmalar adlı kitabımın hazırlıkları tamamlanmıştı. Kapak tasarımını hazırlayıp basıma verilecek hâle getirdik. Ayrıca on ciltlik olup bir cildinde benim de sorumluluğum olan bir çalışmayı da başkente gönderdik. Tokat bildirim ile Meramlı Nüktedanlar adlı yazım da hazır hâle getirildi. Epey iş çıkarmışız, değil mi! Dönüşüm 27 Temmuz 2012 13.00 Kontur uyla Biraz uyku, biraz Torosları seyretmek 20.00 sularında hanemize ulaştım. 3

İkinci seferime gelince O da Ramazan ın altıncı günü olan Cuma ya rastladı: 24 Ağustos 2012. 09.30 da hareket ettik, 14.30 da Konya ya ayak bastık. İlk işim 40 Numaralı Sağlık Ocağı na (Şimdi adı değiştiyse de biz eskiler hâlâ ona alışamadık.) uğrayıp süresi dolan bütün rapora bağlı ilaçlarımı yazdırdım. Aslında bu işi Erdemli de de yapabilirdim, Gelmişken Konya olsun. deyip işi kolayına havale ediverdik. Son paragrafta yer alan iki parantez arasındaki cümlenin sonuna nokta konulup konulmayacağı konusu, dünkü Cumhuriyet Kitap ta (13 Aralık 2012, 1191, 31) Yüksek Öğretmenli edebiyat öğretmeni Feyza Hanım ın (Hepçilingirler) Türkçe Günlükleri köşesinin 04 Aralık 2012 tarihlisinde tartışılıyordu. Farklı görüşler ileri sürülüyordu / Artık anlaşıldı, bu satırlar 14 Aralık 2012 Cuma günü yazılıyor. Asıl geliş sebebime gelince 2006 Nisanında taşındığımız Şelale Konutları daki evimizde daire sahiplerine birer depo düşüyordu. Yer gök kitap, dergi, dosya olunca orası dahi yetmedi. Öğrendim ki en üstte oturan Ahmet Sarı kardeşimiz öğrenciymiş, pek de eşyası olmadığı için deposunu kullanmıyormuş. Babasından rica edince ikinci depomuz da oldu. İlk gelişimde öğrenmiştim ki Ahmet kardeşimiz 30 Eylül 2012 de evleniyormuş. Elbette eski ve bekârlık döneminin eşyaları depoya inecek! Bayram sonu gelip depoyu boşaltırım. diye izin isteyip Altınsahil e dönmüştüm. Sağlık ocağından sonra daha eve bile uğramadan semtimizde kiralık depo aramaya başladım. Tam üç gün devam etti arama işi. Benim kolilerde armağan edilecekleri günü bekleyen fazla kitaplarımı Prof. Alptekin in isteği doğrultusunda, onun genişçe olan odasına diziverdik. Artık miadını doldurmuş olarca rapor vb. nesneler de çöp kutularıyla tanışma şansını yakaladılar. Kalanları da benim depoya kitap istifi yöntemiyle yığıverdik. Ama bu işler benim on günümü alıverdi. Buranın taşınmasında Balıkesir Üniversitesinde doktora tezini hazırlamakta olan eski öğrencim Fahri Dağı nın, düzenlenmesinde ise bugünlerde Çorum Hitit Üniversitesinde Yrd. Doç. Dr. olarak görev yapan Dr. Atiye Nazlı nın çabalarını takdirle anıyorum. Dönüşüm yine bir cuma günü, yine 13.30 Kontur uyla oldu: 07 Eylül 2012. Tam 15 gün denizden uzak kalmışım! Üçüncü sefer-i hümâyunumuzun sebebi ise Türk Dil Kurumunun VII. Uluslararası Türk Dili Kurultayı na katılmam idi. 21 Eylül 2012 Cuma sabahı 09.30 Kontur uyla yine Toroslardayım. Ertesi gün bazı kültür etkinliklerine katıldım ki yeri gelince anlatılacaktır, ağabeyime haftalık ziyaretimi yaptım. Ertesi gün ver elini YHT Bir gün sonra başlayacak olan Kurultay için Ankara dayım. Bilkent Oteli nde ağırlanıyoruz. 28 Eylül 2012 öğlesi bir daha YHT Bu sefer Konya ya dönüyorum. Kurultay da ayrıca anlatılacak. 29 Eylülde Mevlâna Kültür Merkezi nde, Konya Ansiklopedisi nin dördüncü cildinin tanıtımı var. Prof. Alptekin le gittik. İyi ki Kurultay sonrası gezisine katılmamışım. Pazar günü Prof. Alptekin le ağabeyim Hasan Sakaoğlu nu ziyarat ediyoruz. Uzun lâfın kısası, Konya daki bazı işlerimi de tamamladıktan sonra yine ver elini Altınsahil: 03 Ekim 2012 Çarşamba, 13.00 Konturuyla İşte bu dönüşümde, ekranınızdaki bu mektubun ilk yedi ayını kâğıda döküyorum. (O günlerde bilgisayarla tanışmak aklımın ucundan geçmiyordu!) YILIN YENİLİĞİ Lise yıllarımdan itibaren zaman zaman günlük tutmuşumdur. Yıllar sonra başladığım bilimsel günlüklerim ise iki defteri doldurdu. Bunların yanında çeşitli yayın organlarında hatıralarımı küçük yazılar hâlinde sizlere sundum. Bir gün onların bağımsız bir kitap hâline geleceğine inanıyorum. Ancak 2012 nin önemli olaylarından biri de hatıralarımı yazmaya başlamamdır. Öncelikle Selçuk Üniversitesini anlatmaya 4

başladım, çünkü orasıyla ilgili olanlar daha canlı idi. İpi pazara çıkarılacak ne kadar adam varsa yazmak gerek ama bir de onun bunun çocuklarıyla uğraşmak var. Ol sebeple anlayana sivrisinek saz hesabı yazacağız. Mesela bir tamirci lafının kimi hatırlatacağını sürekli okuyucularım şıp diye bilivereceklerdir. Daha ne olsun ki. Hırsıza hırsız, şey e şey demenin suç olduğu bir ortamda daha ne yapabilirdim ki BİLGİSAYARLANMAK Allah selamet ve afiyet versin, Müjgân Cunbur Ablamız bir gün bana, Saim, sen daha bilgisayar öğrenmedin mi? demesinin üzerinden belki de 11, 12 yıl geçti. Ablacığım, artık rahat olabilirsiniz; Saim Kardeşiniz de, az da olsa bu dünyanın kapısını araladı. Efendim, Bilmem bir yerlere sıkıştırıvermiş miydim, benim bir Konya dönüşünde, evimizin sultanı Yurdanur Hanım bir müjde verdi: Artık senin de bir bilgisayarın oldu Cümlenin ne anlama geldiğini düşünürken o ekleyiverdi: Almer den kendime yeni bir bilgisayar alıyorum, benimki de senin öğrenme aracın olacak. Emir değilse de müjde yüksek yerden geliyor. Bizim dost ve kardeşimiz Prof. Dr. Hamza Zülfikar ın deyişiyle, Başım gözüm üstüne. deyip kabullendik. Efendim, vaktiyle dört parmak daktilo kullanırdım, hem de F lisinden. Ama hanımın bilgisayarı Q harfi ile anılıyor. 11 Eylülde yenisi gelince 17 Eylülde de eskisini Almer e bıraktım. Ali Bey, ben Konya ya gidiyorum; dönünceye kadar bunu bir F leyiver. Dediğim gibi oldu. 05 Ekimde, bu satırları yazmakta olduğum bilgisayarımı F li olarak aldım. İlk yazım, Prof. Ali Çelik için 2013 te çıkarılacağını öğrendiğim armağan için bir yazının tuşlarına basmak oldu. (O yazı hâlâ bitmedi!) Şimdi yavaş yavaş öğrenmeye başlıyorum Büyük kızımın hocalığı fena gitmiyor. (Bugün 27 Aralık 2012, Bilecik) Dualarınızı bekliyorum, hiç değilse bir Allah zihin açıklığı versin. deyiveriniz. Saz, kırkından sonra çalınmazmış ama bilgisayara başlamanın yaşı olmazmış! (Almer: Erdemlili iki ortağın, Ali ve Ömer Beylerin kurduğu ortaklığın kısa adı.) ERDEMLİ YE VEDA Güya bu yıl biraz geç geldik, biraz da geç gidelim diyeceğiz. Ama tatillerimizin tatlı günleri olan düğünlerden biri var. Yurdanur Hanım ın en küçük teyzesi merhume Seniha Mengiler in üç çocuğunun en küçüğü ve tek kızı olan Meral Yıldırım ın tek oğlu ve Defne nin kardeşi Levent Yıldırım, iş yerinde tanıştığı gelin adayımız ile 13 Ekim 2012 de, Giresun un Bulancak ilçesinde evlenecek. 11 Ekim 2012 Perşembe günü bizim Nissan ile dönüş yolundayız. Bakınız hangi yolları geçerek nikâh şahitliği masasına oturdum: 13 Ekim 2012 Cumartesi, 07.15 te taksi ile Konya Otogarı na, 08.00 de Özkaymak Seyahat ile Ankara ya, 12.00 de Havaş ile Esenboğa ya, l4.00 te THY/Anadolu Jet ile Trabzon a, 17.30 da özel bir arabayla Giresun a, 18.45 te aynı araba ile (kıyafet değiştireceğiz ya ) Bulancak taki düğün salonuna Atalar boşuna dememişler, Ömür biter, yol bitmez. diye. Sahi, gelin kızımızın adı neydi yahu? Fatma ve Ali kızı Hatice Gürel. Bulancak dönüşü de aynı yolları tersinden geçerek ve uçarak hâllettik. Bu yolculuğa başka bir sebebe bağlayarak daha sonra da anlatacağım. Sırada, ömrümüz olursa 2013 ün tatilini hayal etmek var. Kısmetse. GURUR VERİCİ BİR OLAY Erdemli de ilk olarak 13 Temmuz 2011 den başlayarak Mustafa Gültekin in Kazan Tatar Masalları (İnceleme-Metin) adlı eserini inceledim. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsüne doktora tezi olarak sunulan bu güzel çalışmayı büyük bir zevkle okudum. Zaman zaman satırlar arasında kaybolurken 1968-1971 yılları arasındaki heyecanlarımla karşılaştım. Çalışmayı kusur bulmak için değil ne 5

gibi yenilikleri bulabilirim diye sabırla okudum. Gördüm ki benim iki çalışmam ile Prof. Alptekin in bir çalışması, Hans-Jörg Uther in, The Types of International Folktales / A Classification and Bibliography /Based on the System of Antti Aarne and Stith Thompson adlı üç ciltlik (Helsinki 2004, Acedemia Scientiarum Fennica) adlı kataloğa eklenen dört Türk çalışmasından üçünü oluşturmuş. Çalışma, inceleyip rapor yazmam için Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığınca gönderilmişti. Teşekkürler Sayın Prof. Dr. Osman Horata Gerçi siz de ağustos ortalarında altı yılınızı doldurup ayrıldınız ama Genel Ağ da da görüleceği üzere çok güzel hizmetlere imza attınız. O üç esere gelince Doçentlik tezim olan, Anadolu-Türk Efsanelerinde Taş Kesilme Motifi ve Bu Efsanelerin Tip Kataloğu (Ankara l980; Türkiye İş Bankası 1990 Büyük Edebiyat Ödülü), Kıbrıs Türk Masalları (Ankara 1983 ve 1988) ve Alptekin in, benim için hazırladığı, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu na 55. Yıl Armağanı (Kayseri l994) adlı kitapta yer alan, Hayvan Masalları Tip ve Motif Kataloğuna Doğru (s. 56-97) adlı makalesi Birtakım adı büyük, kendisinin büyüklüğü şüpheli insanların son saniyede yazdıkları kalıp raporlar yerine biz günlerimizi vererek bir genç meslektaşımızın emeğini değerlendirdik. Şu on saniye konusu kafanızı karıştırabilir. Kısaca şöyle: Bir prof. adayı için beş prof. tan üçünün yazdıkları satır sayısı içimizi burkuyor. Birincisi üç satır, ikincisi sekiz satır, üçüncüsü 15 satır ve üçü de olumlu. Dördüncü ve beşinci bilginlerinki ise 18 ve 20 sayfa civarında İlk üçünün allayıp pullamalarına karşılık son ikisi dosyalarında sayfalar dolusu intihali ortaya koyuyor. Ama sonuç üçe iki olumlu. Rektörün yapacağı bir şey var mı? Var elbette. Prof.luğa talip olan doçentinin hakkında suç duyurusunda bulunmak. Peki, ya o ne yapıyor? Yetkisini kullanarak adayın lehine olan sonucu dikkate almıyor ve aday yerinde sayıyor! Kaç ay? İlk ilan dönemine kadar! Sonrasını öğrenemedim. O aday sonradan prof. olduğuna göre, herhâlde kendisine olumlu rapor yazacakların listesini rektörüne vermiş olmalı. Hangi üniversite ve hangi doçent/profesör? deyü sormayınız. Çok ilgi çekici bir üniversite ve bir o kadar ilgi çekici fakülte Rahmetli anneciğim böyleleri için, Allah yandığı yerde söndürsün. derdi. Ama ben demiyorum! YENİ KİTAPLARIM Bu yıl üç yeni kitabım yayımlandı, üçü de eski yıllardaki yazılarımın kitaplaştırılmış şekilleri 1. Karaca Oğlan Der ki (Eleştiri Yazıları), Konya 2012, 274+xvı s., Kömen Yayınları, nu. 80. Bu kitabımla ilgili olarak kaleme alınan bazı yazılar: a. Ömer Aydoğan, Eleştirinin Namusunu Kurtaran Kitap: Karaca Oğlan Der ki, Akpınar (Niğde), 7 (41), Eylül-Ekim 2012, 25-33. Bu yazıyı mutlaka bulup okuyunuz! Hatta okusunlar! b. İsa Kayacan, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu dan: Karaca Oğlan Der ki, Erciyes, 35 (420), Aralık 2012, 13. Not: Yazı daha önce şu gazetede de yayımlanmıştı: Yeni Gün (Burdur), 10 Kasım 2012. Hani bir Karaca Oğlan ımız vardı ya (Ankara 2004, 1030 s.), ona çamur atmaya çalışan bir asilzade ile intihalcilerin kralına yazılan yazılarımı içine alan bu kitapta başka yazılar da yer alıyor. Türk bilim ve ahlak tarihine altın sayfalar hediye eden bu kitabımı, yayınevi ücretsiz olarak (kargo masrafı size ait olmak üzere) gönderebilir. Yeter ki benim numarama adresinizi iletiverin. Bu kitabımın en azından çok önemli bir iki bölümünü okumanızı öneririm. Yeri gelmişken eleştiri adı altında ortaya konulan cambazlıklardan birkaçını sunmak isterim: 1a. Bizim eli yüzü düzgün cümlemiz birkaç yerinden sakatlanıyor. Kasten ve düşmanca duygularla. (Düşmanlık duygusunu satırların sahibi yüzüme karşı söyledi!) Mesela, biz demişiz ki etmemişse, o allame 6

çarpıtarak etmişse demiş; biz demişiz ki Kara Oğlan, o allame çarpıtarak Karaca Oğlan demiş; biz demişiz ki kafalarını, o allame çarpıtarak kafaları demiş! Bu üç çarpıtma işlemi sadece ve sadece bir cümlede başarıyla (!) gerçekleştirilmiş ve sahibine belki de en yüksek çarpıtma nişanı kazandırmıştır! Tabii başı gözü yaralanan cümleye yüklen babam yüklen. Anlamı kaybolan cümlenin başına üşüşüveriyor. Tabii bu arada bazı kutsal duygular ortalıktan kaçışıveriyor. 1b. Kaynağını filan göstererek alıntıladığımız bir şiirde yer alan kar kelimesinin kor olarak alındığını sanıyor veya öyle görüyor! Çünkü istediği gibi olursa çarpıtmak için yeni hedefler bulacak. Bulacak da bu sefer elindeki silahı bir bumerang... Gelip kendisini paramparça eyliyor! Çünkü, bizdeki kelime zaten kar Alıntı şiirleri bile tamir etmeye kalkışan şiir üstazı muradına eremiyor. İnsanın koskoca kar kelimesini kor olarak görmesi için ille de Metin Şentürk veya Âşık Veysel olması şart değildir, yeter ki art niyetli oluna. 1c. Yiğidimizin hakkını yemeyelim; güzel (!) bir keşfini veya icadını sizlere takdim edelim. Beyzademiz bizim kaynağından irgördük diye aldığımız, Karaca Oğlan coğrafyasında da hâlâ aynen söylenilen fiilimizi, sözüm ona düzeltiyor ve asıl şeklinin irgürdük olmasını emrediyor! Yâhu birader biz onu alıntıladık, yayımlayana ihanet ederek nasıl değiştiririz? Bizim öyle onun bunun yaptığı gibi değiştirme veya tahrif ve tahrip etme gibi marifetimiz yok ki Gelelim keşfe/icada Efendim, irgürdük fiili şöyle tahlil ediliyor(muş): İr- fiil kökü, -gür fiilden fiil yapma eki, -ü görülen geçmiş zaman eki, -k çok. 1. şahıs eki. Buradaki yatık şekli biz yaptık ki vatandaşın keşfini/icadını boş yere aramayınız. Dil tarihine kazandırılan bir ek: -ü görülen geçmiş zaman eki. Tekrar dikkatinize sunuyorum, bizim güzel Türkçemizde, görülen geçmiş zaman eki olarak bilinen bir -ü eki yoktur Eh, bize de düşen kendilerini bilim âlemine takdim etmek ve kutlamaktır. Acaba bu ek hâlâ böyle mi öğretiliyor. Biz bir de bu eleştirmeni, üstün buluşundan ötürü DOÇENT yaptık! 1ç. Bu işler bitmez de gelmiş geçmiş en müthiş eleştirmenimizi bir daha bulamazsınız deyü bir kez daha örneklendirelim, hem de çoklusundan. Ol kişi deve bilgisiyle ilkokul sıralarında kalmış, ayaklı-yedekli koşma konusunda çift dikiş bile gidememiş, Urum u Rum u karıştırması içler acısı, daha üç ile dördün farkında değil, filan mısradaki baş kelimesi yaz olacak diyorsa da şiirin tamamı olan 16 mısrada bir tek baş kelimesi geçmiyor, bizdeki şahan ı sahan yapıp sahanları dağıtıyor, vb. Tabii bütün bunlar boş yere yapılmadı, sırtının birileri tarafından okşanması arzu edildiği için bu dikenli yollara girildi. Hocasına bu kadar hırçınlaşan eskilerin masum eleştirmeni artık rahat uyuyabilir. Muradına erdi ve doçentlik kerevetine çıkartıldı. Lisans tezinde iltifatlarına mazhar olduğum, kendilerini bölüm başkanı yardımcılığıyla taçlandırdığım, kızı Zümrüt ü bir dede olarak tele-masallarla büyüttüğüm, dil asistanı olmadan önceki boş zamanlarında özel kadro tahsis ettirerek halk edebiyatı (O zamanlar yüksek lisans olmadığı için) doktora öğrencim olarak yanıma aldığım Yeter artık, Bunca himayeden sonra saf değiştiren birinin size yüklenmesi kaçınılmazdı. Yine de canı sağ olsun; evdeşiyle, oğluyla, kızıyla mutlu olsun. Unutulmasın, aheste aheste çıkacak olan AH lar bizimki olmayacaktır! Başka kapıya 2. Konya Ağzı Üzerine Araştırmalar, Konya 2012, 304 s., Kömen Yayınları, Nu. 84. 25 yıldan beri Konya ağzı üzerine kaleme aldığım bildiriler ve makalelerden oluşan bu kitabımızda konuya yakın olan öbür yazılarım da yer almaktadır. Yayınevimiz aynı şartlarla bu kitabımızı da ücretsiz olarak gönderebilir. Zaten bu kitabımın 300 kadarını VII. Uluslararası Türk Dili Kurultayı üyelerine armağan olsun diye ilgili kuruma göndermiş ve bu durumu kitabımın dördüncü sayfasında dile getirmiştim. Bu kitabımla ilgili olarak kaleme alınan bazı yazılar 7

a. İsmail Detseli, Üretmeye Devam Ediyor, Memleket, 14 Ekim 2012. b. Seyit Küçükbezirci, Pazartesi Yazıları / Konyalı Meyveler Hakkında Saim Sakaoğlu ndan Şahane Bilgiler, Memleket, 05 Kasım 2012, 4. c. Murat Güzel, Saim Sakaoğlu Kitaplarını İmzaladı, Konya Postası,? (Daha bulamadım!) ç. Zeki Oğuz, Konya Ağzı Üzerine Araştırmalar ve Meram Yazıları, Memleket Dergi, 73, Aralık 2012, 50. Büyük boy olan dergide iki kitabımın kapağıyla benim bir fotoğrafım da yer almaktadır. Benim fakülte çıkışımdaki kökenimin dil olduğunu çokları bilmez. Hatta Atatürk Üniversitesine de dil asistanı olarak girmişken bir dil asistanı ile edebiyat doçentinin (belki de bölüm başkanının) tatlı sert görüşmeleri, beni bu yeni alana, üniversitede hiç öğretimini almadığım halk edebiyatı alanına yönlendirdi. Böylece asistan ile doçent arasındaki sertlik de giderilmiş oldu. (Hikâyesi uzun, hatıralarımda anlatılacaktır.) Lisans tezimin danışmanı Ord. Prof. Dr. Reşid Rahmeti Arat Bey idi. Bu sebeple dil alanı hep ilgimi çekmiştir. Ancak biz çizmenin veya kuşağın nerelere kadar uzandığını bildiğimizden sadece Konya ağzı ile ilgilendik. Onca prof., doç. ve yrd. doç. gelip geçti, bu güzel ağıza, Konya ağzına eğileni olmadı. Tamamına yakını tarihî metinlere takılıp kaldı. Kalsalar gene de iyi, içlerinden biri öğrencilerinin takıldığı metinlerin peşine takılıp kaldı. Şıracı-bozacı hesabı, hey et-i aklamalarla, Meteoroloji mühendisliği (!) ve İngilizce (!) prof.larının yanına takılanın destekleriyle intihal ithamından sıyrılmayı başardı. Ancak kamuoyu ne der, ben biliyorum da o biliyor mu acaba? Bir rektörün ağzından çıkan şu hazin cümle acaba Türkiye deki bilimin sınırlarını çizmeye yetmez mi: Ama ağabey (Bana hep Ağabey derdi), o bana rektörlük seçimlerinde 25 oy getirdi. (Aslında o zat, beş oy bile getirmedi de zaten menfaatleri gereği, yeniden aday olan rektöre oy verecek olanlar da birinin ikna ettiği iddia edilen seçmenler arasına dâhil ediliverdiler.) Yani nin yani si, seçilen rektöre oy getirenlerin intihalleri göz ardı edilir ve hey et-i aklama ile paklanıverirler! İtirafın anlamı böyle değil mi? Ol hikâyet burada hitam buldu mu? Allah bilir. 3. Meram Yazıları, Meram Belediyesi Kültür Yayınları, Konya 2012, 258 s. (Fotoğraflar s. 200-239). a. Zeki Oğuz, Konya Ağzı Üzerine Araştırmalar ve Meram Yazıları, Memleket Dergi, 73, Aralık 2012, 50. Büyük boy olan dergide iki kitabımın kapağıyla benim bir fotoğrafım da yer almaktadır. Çaybaşı Yazıları (Konya 2000 ve 2004) adlı kitabımın kardeşi olan bu kitabım, on yıl kadar bekledikten sonra, yeni yazı ve fotoğrafların eklenmesiyle basım aşamasına getirildi. Kitabımın Takdim i genç belediye başkanımız Dr. Serdar Kalaycı nın imzasını taşımaktadır. Selçuk tan öğrencim Harun Çöpür ün de kitabımızın basımı aşamasında takdire değer çabaları oldu. Eskiden bu işlerle Yusuf Batar (Şimdi hangi üniversitede yardımcı doçent acaba?) ile İsmail Özkan kardeşlerimiz ilgilenirlerdi. Özkan artık yayıncı olarak yazılarımızın yer aldığı dergileri basıma hazırlıyor. Memleket, Konya da dokuz yıldan beri yayımlanan güzel bir günlük gazete Bir süredir de aylık bir dergi eki veriyor: Memleket Dergi. Kasım 2012 tarihli 72. sayısında, bizim Konya Çalı dergisinin sahibi Zeki Oğuz Bey in aylık yazısı da yer alıyor: Sarıkeçili Yörük Beyi Kuş Ali nin Hikâyesi (s. 46). İyi, hoş, güzel de bu yazıda hiç adım geçmediği hâlde bir fotoğrafım ile bu yıl yayımlanan son iki kitabımın kapak kompozisyonları yer alıyor! Ne dersiniz, Molyer in karışan mektupları gibi olmasın. Hakkımdaki yazının tekrarı Karaca Oğlan (Ankara 2004) adlı eserim yayımlanınca herkes gönlünce bir şeyler yazmıştı da birisi başkalarının gönlünce yazmıştı (!) İlk bölümde yazanlardan biri de Sayın M. Özgen Küçükkoner idi. O, Merhaba nın Akademik Sayfalar ekinde bir yazı kaleme almıştı: 09 Aralık 2009. Yazı, Küçükkoner in 8

armağan havası taşıyan kitabına da alınmıştır. Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ), Bir Ömür Böyle Geçti / Duygular- Düşünceler-Makaleler-Fikir İncileri ve Fotoğraflar, Konya 2012, 217-218. Özel not Sizin de başınıza gelmiştir, yazınız yayımlanır ama size ulaştırıl(a)maz. Belki de siz hâlâ beklemedesinizdir. Geçen yılın Yeni Kitaplarım başlığı altında verilen Halk Hikâyeleri nin kardeşi Halk Masalları da 2011 de yayımlanmış da bana ulaşması gecikmiş. O da, 2010 da yayımlanan Halk Hikâyeleri ve Masallar adlı ortak imzalı (Doç. Dr. Zekeriya Karadavut, ed. Prof. Dr. Ali Berat Alptekin) kitabımızın yarıyıl esasına göre düzenlenmiş şeklidir: Eskişehir 2011, VIII+175 s. YENİ BASKISI YAPILAN KİTAPLARIM 1. 101 Türk Efsanesi, 4. bs., 249 s. (Akçağ Yayınevi) 2. Karaca Oğlan, 2. bs., 1032 s. (Akçağ Yayınevi) 3. İslamiyet Öncesi Türk Destanları (Prof. Dr. Ali Duymaz ile), 7. bs. 256 s. (Ötüken Yayınevi) 2013 ÜN MÜSTAKBEL KİTAPLARI Sırada neler var ki? Konya Yazıları, Ad Bilimi Yazıları, Âşık Edebiyatı Yazıları, Nasreddin Hoca Üzerine Yazılar, vb. Bakalım hangisi öne geçecek. Hoca nınki hazır Eflatun Cem Güney ise TDK de toz üstüne toz kapıyor. Ayrıca Efsane Araştırmaları nın üçüncü baskısı Bunların benim hayatta olduğum yıllarda yayımlanması gerekir. Ne diyordu Âşık Halil Karabulut: Başladıklarımı bitiremeden Hep işlerim yarım kalır burada. Ben de yarım kalma ihtimalini düşünerek yeni ve hacimli çalışmalara girmiyorum. Yaşlanıyoruz artık, biz de unutur olduk. Yaz başında Heyamola Yayınevi ne teslim ettiğimiz, Fahnünnisa Mahallesi Çaybaşı Caddesi adlı kitabımızdan da bir haber çıkmadı. Sürpriz kitabımı elbette hepiniz merak ediyorsunuzdur! KONYA ÇALI DERGİSİ İlk sayısı Şubat 1997 tarihini taşıyan, Konyalı hikâye, roman ve gezi yazıları yazarı, fotoğraf sanatçısı, emekli memur Zeki Oğuz un yayımladığı Konya Çalı dergisinin Mayıs 2012 tarihli 108. sayısı, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu Özel Sayısı olarak yayımlandı: 05.05.2012. Birkaç fotoğrafla da süslenen sayfalarda bilimsel yazıların yanında hatıralara da yer verilmiştir. Ayrıca benim sevdiğim şiirler de sayfalara serpiştirilmiştir. İşte Çalı nın dökümü: Prof. Dr. Ali Berat Alptekin, Çalı dan (s. 2), Saim Sakaoğlu Kimdir? (s. 3-4), Prof. Dr. Ali Duymaz, Saim Sakaoğlu Hoca (s. 5-6), Prof. Dr. Esma Şimşek, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ve Prof. Dr. Ali Berat Alptekin ile Birlikte Bağdaş Yaylası Gezisi (s. 7-8), (Yazının içinde Karabulut un bu gezi ile ilgili şiiri yer almaktadır.) İsmail Detseli, Bir İnsan Düşünün ki (s. 8-9) ve Hoca yı Anlatmaya Dil Yeter mi ki adlı şiiri (s. 9), Prof. Dr. Ali Berat Alptekin, Ejderha Yılında Ejderhayı Ne kadar Tanıyoruz? (s. 10-12), Doç. Dr. Nedim Bakırcı, Kırım Tatar Masallarında Kalıp İfadeler (s. 12-14), Prof. Dr. Dilaver Düzgün, Âşık Fuat Çerkezoğlu nun Bir Şiiri Üzerine (s. 14-15), Yrd. Doç. Seyit Emiroğlu, Botsa (Meram) Köyü Halk İnanmalarında Ziyaret Yerleri (s. 15-16), 9

Yrd. Doç. Dr. Pervin Ergun, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ve Türk Halk Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi ne Ankara Masalları Dünyasından Bir Bakış (s. 17-18), Doç. Dr. Bilgehan A. Gökdağ, Halaç Türkleri (s. 18-20) Yrd. Doç. Sinan Gönen, Akademik Hayat ve Disiplinli Çalışmaya Dair (s. 20-21), Dr. Atiye Nazlı, Türk Edebiyatında Binbir Gece Masalları nın Yeri (s. 22-23), Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Zalimin Zulmu Varsa Mazlumun Allah ı Var (s. 23-25), Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı, Sakaoğlu Hoca yla Anılar Demeti (s. 25-26), Ahmet Kuş, Saim Sakaoğlu ve Türk Dili (s. 27-28), Zeki Oğuz, Karaman da Üç Gün (s. 29). Dergide yer alan şiirleri değil de şair adlarını sıralayıverelim: Karaca Oğlan, Mehmet Çınarlı, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Hamdi Tanpınar, Turgut Uyar, Orhan Veli Kanık, Cahit Sıtkı Tarancı, Cahit Külebi, Âşık Veysel Şatıroğlu, Âşık İlhami Demir, Ahmet Tufan Şentürk. Tekrar yazılarım Bazı yazılarım çeşitli sebeplere bağlı olarak, bazıları yıllar sonra da olsa, farklı yayın organlarında yeniden yayımlanmaktadır. İşte onlar: a. Kar mı Yağmış Şu Meram ın Dağına, Meram (Meram Belediyesinin aylık gazetesi, tam sayfa), 2 (23), Şubat 2012, 8. İlk defa, Kışta Meram dergisinde (6, Aralık 2000-Ocak Şubat 2001, 14-15) yayımlanan bu yazım, Meram Yazıları nda (Konya 2012, 100-102) da yer almaktadır. b. Maktul Bir Yazı Nasıl olur?, Konya Çalı, 110, Temmuz 2012, 6-7. Türk Edebiyatı dergisinde yayımlanan yazının aynısıdır. Ne acıdır ki yazım burada da maktul-ı sâni oluvermiş! c. Ölümünün 60. Yılında Âşık Mehmet Yakıcı nın Şiirlerinde Konya - 1, Erciyes, 35 (418), Ekim 2012, 18-20. Yazım, aynı dergide 2010 da da yayımlanmıştı: 33 (390), Temmuz 2010, 23-25. KONYA ANSİKLOPEDİSİ Ansiklopedimizin üçüncü ve dördüncü ciltleri de raflardaki yerlerini aldı: Konya 2012. İşte yazdığım maddeler: a. Üçüncü cilt: efsane (166-168), Ergun, Sadeddin Nüzhet (248-249). b. Dördüncü cilt: Hınçer, İhsan (227-228), İsmail Zühtü (359). Bu arada beşinci cildin de maddeleri dağıtıldı, hatta altıncı cilde girecek olanlardan teslim ettiklerim bile oldu. İşte o maddeler: Kişmir, Celaleddin; Konya Ağzı; Konya Âşık Edebiyatı; Konya Halk Edebiyatı; Konya Vilayeti Halkiyat ve Harsiyatı; Köpük; Nasreddin Hoca; Özlem (dergi); Or, Kemal; Öztaş, Önal Vasıf; Öztelli, Cahit. Dördüncü cildin takdim kahvaltısı 29 Eylül 2012 sabahı, Mevlâna Kültür Merkezi nde verildi. Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tahir Akyürek güzel bir konuşma yaptı. Kim olduğunu bilmediğim, ancak müzikten anladığını ifade ederek konuşan bir zat lafı uzattı da uzattı; üstelik Âşık Şem î ye katlederek. Ben de başkana Konya Ağzı Üzerine Araştırmalar adlı kitabımdan bir aded hediye etti. SAİM SAKAOĞLU ARMAĞANI Geçen yılki mektubumda sözünü ettiğim, öğrencim Prof. Dr. Metin Ergun un editörlüğünü üstlendiği SAİM SAKAOĞLU ARMAĞANI nın hazırlıkları tamamlanmıştır. Türk Kültürünü Araştırma 10

Enstitüsünün Armağanlar Dizisi nde yer alacak olan bu kitap 2013 ün başlarında basımdan çıkacaktır. Doğrusu yazıları yer alacak olan zevatı ben de merak ediyorum. BİLDİRİ DÜNYASI Bildiri sunma konusundaki güzel duygularımı yavaş yavaş kaybediyorum. Geçen yılki bazı hızlı sunum lu toplantıları bu yıl da yaşayınca, Nerede o 1973, 1975, 1981 kongreleri diyesim geliyor. Sabah iki, öğle sonu üç eşittir beş oturum Hem de en az üç salonda Sonunda bu işe da su katıverdik. Bir kere bildiriye sunmak için tanınan 15 dakikanın ikisi konuşmacının kürsüye çıkması ve inmesi sırasında geçiyor. Mikrofonun ayarlaması da unutulmamalıdır. Bir de mübarekler 30-35 dakikalık konuşma hazırlıyorlar. Maksat toplantıya katılıp teşekkür belgesi almak mı, yoksa bilime katkı sağlamak mı? Haftalarca hazırlanıyoruz, sizden öncekilerin uzun hava ları sebebiyle ya sürenizi tıraşlıyorlar, Aydın havası oluyor veya Soru moru yok! havasına giriliyor. Neyse, 2012 nin toplantılarını sıralayalım. A. Katılıp bildiri sunduğum toplantılar 1. 1966 dan Günümüze Konya Âşıklar Bayramı ve Âşık Edebiyatı Sempozyumu, 22-24 Mart 2012, Konya, Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı. Sempozyumun içinde yer alan Feyzi Halıcı Paneli nde, İstanbul Caddesi nin Feyzi Halıcı sı konulu bir bildiri sundum. Ayrıca kapanışta da değerlendirmede bulundum. Bu toplantının düzenlenmesinde Prof. Alptekin in çok emeği geçti. Bildiriler kitabının da eli kulağında İkincisi bu yıl 2. 4. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu nun bu yılki konusu, Dilleri ve Kültürleri Yok Olma Tehlikesine Maruz Türk Toplulukları idi. Toplantı, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğünce düzenlenmişti: 23-26 Mayıs 2012, Ankara. Yaşayan Bir Anadolu Ağzında Kaybolmaya Yüz Tutan Kelimeler, Deyimler ve Atasözleri Üzerine. Doç. Dr. Yunus Koç Kardeşim, çok yoruldun, teşekkürler. 3. Uluslararası Âşık Sümmanî ve Âşıklık Geleneği Sempozyumu, 31 Mayıs-01 Haziran 2012 Erzurum. 02 Haziranda Narman ve Samikale ye gidildi. İlçede konuşmalar yapıldı, köyde ise çeşitli ziyaretlerde bulunuldu. Âşığımızın hayattaki torunu Âşık Hüseyin Sümmanoğlu (d. 1938) da gelmişti. İki Âşık Tek Destan: Narmanlı Sümmanî ile Bayburtlu Celalî nin Ay ile Gün Destanları Üzerine Düşünceler. Toplantının bildiri kitabı aynı yıl içinde, baş düzenleyici Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Erkal ın editörlüğü altında yayımlandı: 1. Uluslararası Âşık Sümmanî ve Âşıklık Geleneği Sempozyumu (31 Mayıs-02 Haziran 2012 Erzurum), Ankara 2012, 313-322. Sevgili Erkal, her şey için gönül dolusu teşekkürler. 4. Her Yönüyle Gül Sempozyumu, Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğü, 07-08 Haziran 2012, Isparta. 09 Haziran 2012 günü Güneykent, Eğirdir, vb. yerlere gezi düzenlendi. Türk Dünyasından Gül Üzerine Çeşitlemeler. Kimsecikler bildiri metnimi filan istemedi! 5. 7. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, 24-28 Eylül 2012, Ankara. Türk Dil Kurumunun düzenlediği toplantının son iki günü, Kapadokya nam diyâra geziye ayrılmışsa da ben katılmadım. Bazı Meyvelere Konya ve Çevresinde Verilen Adların Çeşitliliği Üzerine. Bu bildirinin daha uzun bir şekli, Erciyes dergisinin Prof. Dr. Ali Berat Alptekin Özel Sayısı nda (35 (417), Eylül 2012, 2-7) yer aldı. Sebebi: Efendim, işler artık otomatiğe bindirildi. Şirketlerin düzenlediği bu 11

tür toplantılar Genel Ağ üzerinden yapılıyor. Katılacağımızı bildirdik. Bir olumlu cevap geldi. Özetimizi de gönderdik. Ancak o bir yerlere takılıp kalmış. Hocam, süreyi geçirdiniz, maalesef katılamayacaksınız! dediler. Sonradan da, İsterseniz oturum başkanlığı verelim. dediler... Meraklısı değilim de bu toplantıların 1988 den beri yapılan ilk altısına da katılan iki üç kişiden biriyim. Derken TDK den sorumlu Başbakan Yardımcısından lüks bir davetiye aldım. Anlamı, sizi aramızda görmek isteriz. Derken Kurumdan bir haber: Bildirinizi acele gönderiniz. Hoppala Ben bildirimi Erciyes e göndermiştim yahu Neyse, bildirimize farklı bir yapıda yeni bir şekil verdim. Bu arada bildirimin tam metnini Konya Ağzı Üzerine Araştırmalar (s. 210-225) adlı kitabıma da almıştım. İşin ilgi çekici yanı, TDK nin 80. yılı münasebetiyle onur belgesi aldığımız gün kabul sayısı neredeyse 300 e yakındı; sonuçta programda 210 kişi ya vardı, ya yoktu. Gelmeyenler de cabası. Ayrıca, katılımcıların yaş ortalaması da çok düşüktü. Eskilerin pek çoğu programda yoktu. Ayrıca bu zevatın bazıları da aynı günlerde (25-28 Eylül 2012) Selanik te düzenlenen 7. Büyük Türk Dili Kurultayı na katılmışlardır. (40-50 kişinin katıldığı büyük olunca 200 kişinin katıldığı TDK ninki ne oluyor acaba? Artık 2016 ya katılmamak gerekiyor, tabii ömrümüz olur ve de çağrılırsak! 6. 1. Ulusal Tokat Sempozyumu, 01-03 Kasım 2012, Tokat, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörlüğünün düzenlediği toplantının son günü şehir içi ve dışı gezilere ayrılmıştı. Bildirimin konusu, Yenilikler Karşısında Tokat ta Oluşan Nükteli Davranış Biçimleri idi. 7. I. Ulusal Genç Halkbilimciler Sempozyumu, 09-10 Kasım 2012 tarihlerinde Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesinde toplandı. Ben sadece bir başkanlık yapacaktım. Bir de ödül kadar önemli bir belge verilecekti. Bu belgenin takdimi sırasında da üç beş kelam ediverdik. Ayrıca (Bazıları ayrıcana da diyorlar!) kapanışta da bir değerlendirme yaptım. Bu toplantının görevlileri arasında Selçuk Edebiyattan kızımız Arş. Gör. Nilgün Aydın da yer almıştı. Teşekkürler Nilgün. Ayrıca o güzel günlerde, öğrencilerim olan Prof. Dr. Ali Duymaz (Erzurum) ve Prof. Dr. Mehmet Aça (Konya) güzel ev sahipliği yapıp dostluk gösterdiler. NEF in (?) en yeni profesörü Bahattin Kahraman ile Erzurum günlerimizin hocası ve dekanı merhum Prof. Dr. Kaya Bilgegil in hatırası Yrd. Doç. Dr. Zöhre Bilgegil de güzelliklerimize ortak oldular. 8. 5. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu, 19-22 Aralık 2012 Denizli, Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı düzenlemiştir. Ben, oturum başkanı olacak, bildiri sunmayacaktım. Ancak, lütfetmişler, ilk güne konulan Açış Paneli nde de bir konuşma yapmam istenildi. Ben de dil toplantılarının tarihçesi ile ilgili bir konuşma hazırladım : Türk Dili ile İlgili Bilimsel Toplantılara Genel Bir Bakış. Teşekkürler Doç. Dr. Turgut Tok, teşekkürler B. Geçen yıllarda sunulup da bu yıl yayımlanan bildirilerim 1. Birkaç yıl önce KKTC de bir toplantı düzenlenmişti. Orada yaptığım konuşmanın metni yayımlanmayınca ben de TDK nin ilgili dergisine vermiştim: Otuz Dört Yıllık Kıbrıs Halk Kültürü Araştırmacılığımda Geldiğim Nokta, Türk Dünyası/Dil ve Edebiyat Dergisi, 30, Güz 2010, Ankara 2012, 23-35. 2. IV. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Bildiriliri, 22-24 Aralık 2011, Muğla, II. Cilt, Ankara 2012, 793-797. Muğla Üniversitesi Rektörlüğünce düzenlenen toplantının Halk Edebiyatının Sorunları Paneli nde konuştum: Üniversitelerde Okutulan Türkçe Derslerinin Hedefe Ulaşamamasının Gerçek Sorumluları Kimlerdir? 3. Bekdik Kültürü Arasında Bir Dolaşma, I. Ulusal Her Yönüyle Türkmenler ve Konya Ereğli Yöresi Türkmenleri Sempozyumu/ İskanları, Kültür-Sanatları, Ağızları, Edebiyatları, Konya 2012, 243-245 12

4. İstanbul da Derlenen Bilmeceler ve Türk Dünyası Bilmecelerinde İstanbul, 7. Uluslararası Türk Kültür Kongresi/Türk ve Dünya Kültüründe İstanbul-Bildiriler III/Edebiyat ve Folklorda İstanbul, Konya 2012, 931-950. Toplantının gerçekleşme tarihi 2009 idi. Not: X+1004 s. Tamamı dört cilttir.. C. Önceki yıl gönderilip de 2011 de basılmayan (!) bildirim 1. I. Ulusal İncesu Sempozyumu, 22-24 Ekim 2010 tarihleri arasında İncesu da toplandı. Bildirimi gönderdim ama toplantıya katılamadım. Bildiriler üç cilt olarak basılmış ama bizimki yok! Hadi ben katılamadım da basmadılar, ya katılıp da bildirisini sunan Bil. Uzm. (sonradan Dr.) Atiye Nazlı nın bildirisi? Onunkini de hem basmamışlar hem de kitaplardan göndermemişler! Bildirimi daha sonra Erciyes dergisine gönderdim de orada yayımlandı: Su İçmez Efendi Menkıbesinin Yeni Bir Anlatması Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma, 34 (415), Temmuz 2012, 8-10. Ç. Sunulduğu yıl yayımlanan bir bildirim 1. 4. Ara Dönem CİEPO Sempozyumu. Toplantı, 14-17 Nisan 2011 tarihleri arasında Uşak Üniversitesinde gerçekleştirildi. Toplantının ana konusu ulaşım idi. Anadolu Türk Masallarında Ulaşım Aracı Olarak Halı konulu bildirimin yer aldığı yayının tam adı şöyledir: CİEPO Uluslararası Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Tarihi Araştırmaları 6. Ara Dönem Sempozyumu Bildirileri/14-16 Nisan 2011-Uşak, 3 C., İzmir 2011. Bildirimiz C. 2, s. 1039-1042 dedir. D. Oturum başkanı olarak katıldığım toplantı 1. Ahmet Hamdi Tanpınar Paneli. Toplantı, 12 Mayıs 2012 de, Konya İl Halk Kitaplık Salonu nda gerçekleştirildi. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin düzenlediği panelde üç konuşmacı vardı. Ben de, öğrencisi olduğum Tanpınar a konuşma aralarında dokundum. E. Dinleyici olarak katıldığım toplantılar 1. Konya da Edebiyat Dergiciliği, 29 Mayıs 2012, Konya. İl Halk Kitaplığı. 2. 1. Çocuk Sempozyumu, 14 Haziran 2012 de Konya Üniversitesi (önceden Selçuk, sonradan Necmeddin Erbakan) Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesinde toplandı. Sadece sabah oturumunu izledim. 3. Osmanlı Şiirinin Hazineleri: Mecmualar ve Cönkler / Çalıştay, 30 Haziran 2012 Ankara. Toplantıyı Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı düzenlemiştir. Sunumlar için onar dakika ayrılmıştır. Katılanların çoğunluğunu mecmuacılar oluşturuyordu. Teşekkürler sevgili Prof. Dr. Osman Horata F. Katılamayacağımı bildirdiğim yurt içi toplantıları 1. Halk Kültüründe İktisat ve Ticaret Uluslararası Sempozyumu, 27-29 Nisan 2012, Şanlıurfa. 2. I. Uluslararası Ahmed Harakanî Sempozyumu, 10-12 Mayıs 2012 Kars, Kafkas Üniversitesi. 3. Geçmişten Geleceğe Her Yönüyle Kağızman Sempozyumu, 24-26 Mayıs 2012, Kağızman- Kars. 4. 42. Uluslararası Balad Konferansı, 07-13 Ekim 2012, Gökova-Muğla. 5. 12. Ulusal Türk Tıp Tarihi kongresi (+ 2. Uluslararası Türk Tıp Tarihi Kongresi), 10-13 Aralık 2012 İstanbul. Toplantının dört yıl önceki Konya da idi ve ben de katılmıştım. 13

6. Kazan ve Çevresi Halk Kültürü Sempozyumu, 06-07 Kasım 2012. Genel Ağ a düşen davetiyenin altında HKAK Genel Sekreteri Salih Ünver in adı yer alıyordu. G. Katılamayacağımı bildirdiğim yurt dışı toplantıları 1. Qafqaz Xalqlarının Folkloru ve Lingvokulturulogiyası Beynelhalq Elmi Simpozyumu, 18-21 Nisan 2012, Tiflis Gürcistan. 2. Orta Asya da Dil ve Kimlik, 04-05 Mayıs 2012, Los Angeles ABD. 3. XVII. Uluslararası Türk Kültürü Sempozyumu, 04-07 Mayıs 2012, Üsküp Makedonya. 4. Türkiye-Belçika İlişkileri Sempozyumu, 03-07 Haziran 2012, Brüksel-Belçika. Ğ. Farklı toplantılar 1. 48. Kütüphane Haftası, 26 Mart-01 Nisan 2012, Konya. Haftanın çeşitli etkinliklerine katıldım. a. 26 Mart, İl Halk Kitaplığı ndaki açılışa katıldım. Ayrıca ödül de takdim ettim. b. Aynı gün öğle saatlerindeki Okuma Etkinliği öncesi amfide bir konuşma yaptım. c. 27 Mart, Selçuklu Belediyesinin, Kitap Sevgisi konulu toplantısında bir konuşma yaptım. ç. 28 Mart, İl Halk Kitaplığı nda, Gazeteci Yazar Mahmut Sural ı Anma Programı nda da bir konuşma yaptım. Başkan Mehmet Ali Uz, öbür konuşmacı Doç. Dr. Caner Arabacı idi. 2. 31 Mayıs 2012, İl Halk Kitaplığı ndaki, Benim Kütüphanem konulu panelde başkanlık yaptım. Konuşmacılar; Yrd. Doç. Dr. Hasan Özönder, yazar Seyit Küçükbezirci ve ben idik. H. Katılamadığım farklı bir toplantı Millî Folklor dergisinin bu yıl dördüncüsünü düzenlediği Değerlendirme Toplantısı na katılamadım. Prof. Alptekin le Konya Garı na gidince gördük ki Yüksek Hızlı Tren (YHT) hava şartları yüzünden iptal edilmiş. Bir hafta öncesinden aldığımız biletlerimizi geri vererek (tabii ki geri iade ederek değil) Alptekin in arabasıyla mahallemize döndük. I. Oturum başkanlığı önerilen toplantı Şehir Tarihi Yazarları Kongresi, 05-07 Ekim 2012 tarihleri arasında Konya da toplandı. Ben,TDK nin kurultayında iken, Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı, sevgili kardeşimiz Mehmet Ali Köseoğlu telefonla arayarak, bir oturumda başkanlık yapıp yapamayacağımı sordular. O günlerde Erdemli de olacaktım. İ. 2013 in bazı toplantıları Vallahi bu yılın toplantıları daha tam belli olmadı. Ağırbaşlı toplantılar ise şimdiden yola koyuldular. Jet hızıyla okunan, az zaman sunulan uzun bildirileri dinlemeyeceğim. Ben bu yıl daha az toplantıya katılacağım. İşte onlardan bazıları a. IV. Uluslararası Türk Kültürü Kurultayı, 21-23 Mart Fethiye. Toplantı, Fethiye Belediyesi ile Halk Kültürü Araştırma Kurumu tarafından birlikte düzenlenmektedir. Ana konu, Öyküleri ile Türkülerimiz dir. b. Elginkan Vakfı Türk Dili ve Edebiyatı -Geçmişten Geleceğe Türkçe- Kurultayı, 17-19 Nisan 2013 tarihleri arasında İstanbul da toplanacak. Vakıf, ilki bu yıl olmak ve iki yılda bir toplanmak üzere bir kurultay toplamayı karar altına almış. Bu yılın dalı TÜRK DİLİ ve tek konusu ise Geçmişten Geleceğe Türkçe dir. Geleceğin Türkçesini Bekleyen Tehlikeler başlıklı bildirimin özetinin kabulü haberi geldi. c. VIII. Milletler Arası Türkoloji Kongresi, 30 Eylül-04 Ekim 2013 İstanbul. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin düzenleyeceği toplantıya, Bamsı Beyrek Boyunun Masallaşması ve Nazma Çekilmesi Üzerine konulu bildirimin özetini gönderdim. 14

ç. 8. Uluslararası Türk Kültürü Kongresi, 24-27 Ekim 2013 Eskişehir. Atatürk Kültür Merkezinin düzenleyeceği toplantıya, Yeni Zamanların Zayıflattığı Bir Sosyal Kurum: Komşuluk konulu bildirimin özetini gönderdim. Bu arada, 12-14 Mayıs 2013 tarihleri arasında Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesince düzenlenecek olan, 2. Uluslararası Türkçe Konuşan Öğrenciler Kongresinde de oturum başkanlığım olacak. Bayburt Üniversitesince de bir Bayburtlu Zihni toplantısının düzenlenebileceğini, Erzurum da görevli öğrencim, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dilaver Düzgün den öğrenmiş bulunuyorum. Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı da, geçen yıl düzenlediği toplantının ikincisini 2013 Martının sonlarında düzenlemeyi planlamıştır. YAZILARIM Yazıyoruz işte, elimiz kalem tuttukça yazacağız demiştim ama ne olduysa 2012 nin Ekiminde oluverdi. Birdenbire kendimi tuşladır karşısında buluverdim. Ve başladım eskiden kâğıda dökülenleri ekrana taşımaya, sonra da yenilerini yazmaya. Basılan bildiri metinleri ilgili bölümde yer almaktadır. A. Dergilerdeki yazılarım 1. Soyadlarımızın Başına Gelenler, Türk Dili, 102 (721), Ocak 2012, 24-28. 2. Maktul Bir Yazı Nasıl Olur?, Erciyes, 35 (411), Mart 2012, 2-3. Yazı ayrıca, Konya Çalı dergisinde de yayımlanmıştır: 110, Temmuz 2012, 6-7. 3. Aktarma ve Çeviri Eserlerin Çok Adlılığı, Türk Dili, 102 (723), Mart 2012, 199-205. 4. Gökten Toz Yağıyordu, K+artı, 1, Temmuz-Ağustos-Eylül 2012, 28-32. 6. 5. Ha Topum ha Güm Diyivir, Şehr-i Sultan, Ağustos 2012, 47. Komek aylık dergisinin 4. sayısının kitap bütünlüğündeki 2012 Ramazan ekidir. 6. Vardım ki Yurdundan, Dil ve Edebiyat, 46, Ekim 2012, 14-17. Not: Bu sayıda, yine Bayburtlu Zihni ile ilgi, Prof. Dr. Ahmet Sevgi ile yazar Mustafa Miyasoğlu nun da yazılar vardır. 7. Kar Kürüyücüleri, K+artı, Ekim-Kasım-Aralık 2012, 30-34. B. Armağanlardaki yazılarım 1. Kalıp Fıkra Üzerine Düşünceler, Millî Folklor, 12 (93), Bahar 2012, 30-39. Not: Sayı, 45 yıllık dostum Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun için hazırlanmıştır. 2. 45 Yıl Önce Lise Öğrencisi Olarak Okuttuğum Mehmet Yardımcı Üzerine Hatıralar, Sanat ve Kültür Yaşamında Elli Yıl / Mehmet Yardımcı ya Armağan (hzl. İ. Seçkin Aydın), İzmir 2012, 3. Zileli Bir Bilgin Şair: Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı, Tarihi ve Kültürü ile II. Zile Sempozyumu/6-9 Ekim 2011-Bildiriler (hzl. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı), İzmir 2012, 354-361. Not: Yazı, aynı yıl yayımlanan, Sanat ve Kültür Yaşamında Elli Yıl/ Mehmet Yardımcı ya Armağan (hzl. İ. Seçkin Aydın), İzmir 2012, 63-72 de de aynen yer almıştır 4. Ben Sizi, Galiba 50 mden Sonra Tanımıştım, M[ehmet] Özgen Küçükkoner (Avukat- Yazar), Bir Ömür Böyle Geçti / Duygular-Düşünceler-Makaleler-Fikir İncileri ve Fotoğraflar, Konya 2012, 23-25. 5. Konya da Yetişen Meyvelerin Adlandırılmasındaki Farklılıklar Üzerine, Erciyes, 35 (417), Eylül 2012, 2-7. Not: Sayı, Prof. Dr. Ali Berat Alptekin için hazırlanmıştır. 15

C. Akademik Sayfalar daki yazılarım 1. Eski Kupürleri Okurken: 1 / Gel de Nasreddin Hoca yı Hatırlama, 12 (5), 22 Şubat 2012, 65-66. 2. Eski Kupürleri Okurken: 2 / 17 Çuval dolusu Kitap Palavrası, 12 (9), 21 Mart 2012, 129-131. 3. Bir Mahmut Kalfa Vardı, 12 (10), 28 Mart 2012, 146-148. 4. Eski Kupürleri Okurken: 3 / Hadi Havala yı Hatırladınız, Ya Mirav ı, 12 (10), 4 Nisan 2012, 161-162. 5. Eski Gazeteleri Okurken: 3 / Bir Zamanlar Onlar da Konya daydılar,12 (14), 25 Nisan 2012, 211-213. 6. Eski Gazeteleri Okurken: 4 / Meram da Üzüm Bağları Var mıydı?,12 (15), 2 Mayıs 2012, 225-227. 7. Hatıraların Penceresinden: 5 / İlkokula Başlayalı 65 Yıl Olmuş, 12 (16), 9 Mayıs 2012, 241-244. 8. Hatıraların Penceresinden: 6 / Bir Liselinin Okuduğu Kitaplar, 12 (17), 16 Mayıs 2012, 260-262. 9. Hatıraların Penceresinden: 7 / Benim Kitaplarım, 12 (22), 20 Haziran 2012, 337-340. 10. Hatıraların Penceresinden: 8 / Kumköprü Dedikleri Köprü Kumdan mıydı, 12 (24), 04 Temmuz 2012, 371-373. 11. Yayımlanamayan Konuşmalarım: 1 / Bana Yansıyan Konya İmajı Kesitleri, 12 (32), 12 Aralık 2012, 497-500. 12. Yayımlanamayan Konuşmalarım: 2 / KTO Karatay Üniversitesinde İlk Açılış Dersi, 12 (33), 19 Aralık 2012, 513-516. KONFERANSLAR 2012 yılında, ilki Konya da, öbürleri değişik illerimizde olmak üzere beş konferans verdim. İnşaallah unuttuğum olmamıştır. Bunlardan Konya ve Tokat takiler liselerde, öbürleri ise üniversitelerdedir. Emekli olduktan sonra, bir zamanlar dekanlık ve bölüm başkanlığı gibi yönetim görevlerini de üstlendiğim fakülte ve bölümlerden hiçbir konferans teklifi almadım. Bu, hayra işarettir. Yetiştirdiğim insanlar artık kendi yağlarıyla kavrulmayı öğrenmişlerdir! 1. Karatay TOKİ Anadolu Lisesi Edebiyat Kulübü öğrencileri Kariyer Günleri düzenlemişler. Selçuk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden öğrencim olan Hakan Bozdağ da orada öğretmen 04 Nisan 2012 tarihindeki konuşmamın konusu, Kitap ve Okuma Sevgisi idi. Dinleyiciler arasında Karatay Belediye Başkanı Sayın Mehmet Hançerli ile üç gün önce görevine başlayan İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Şerafettin Turan da varlardı. Ne yazık ki, müdürümüz bir süre sonra sağlık sebebiyle ilimizden ayrıldı. 2. 02 Mayıs 2012 de, Bolu İzzet Baysal Üniversitesinde Nasreddin Hoca konulu bir konuşma yaptım. Selçuk Eğitim Fakültesinden öğrencim olan Doç. Dr. Erol Öztürk ün ev sahipliği çok güzeldi. Mesai arkadaşları da cana yakın meslektaşlarım idiler. Teşekkürler sevgili Öztürk. 3. 15 Ekim 2012 de, Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün davetlisi olarak bir konferans verdim: Âşıklarımız ve Anadolu Âşıklık Geleneğinde Son durum. Öğrencilerimizin ve salonda yer alan meslektaşlarımızın dinlemelerine hayran oldum. Büyük bir keyifle anlattığım 16

4. 01 Kasım 2012 de, Tokat Gaziosmanpaşa Lisesinde, Ayın Konuğu Proje Ekibi nin düzenlediği bir konferansta konuştum: Hayatım ve Mesleğim. Bu lise benim hayatımda önemli yeri olan kurumlardan biridir. Üniversiteyi bitirdikten sonra kur ada bu liseyi çekmiş ve iki buçuk yıl öğretmenlik yapmıştım. 5. 06 Kasım 2012 de, Niğde Üniversitesinde Nasreddin Hoca konulu bir konferans verdim. Fen Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin yanında Fatih Lisesi öğrencileri de öğretmenleri Kibar Ayaydın Bey le birlikte güzel güzel dinlediler. Konferansımı, 1993-1994 Öğretim Yılında Selçuk Üniversitesinde öğrencim olan H. İbrahim Tongur Genel Ağ a bol fotoğraflarla süslediği bir haber yüklemiş. DİNLEDİĞİM KONFERANSLAR Konuş konuş, sonu ne olacak bu işin? Elbette biz de konuşanları dinleyeceğiz. İşte onlardan, bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım güzel insanların hayırlı işleri: 1. 14 Ocak 2012 de, İl Halk Kitaplığı nda Konya Çalı nın 3. Dönemi anlatıldı. Dr. Aziz Ayva bir konuşma yaptı. Toplantının sonunda ben de bir onurluk (plaket) verdim. 2. 07 Nisan 2012 de, İl Halk Kitaplığı nda İlahiyat Fakültesine yeni gelen Prof. Dr. Ahmet Taşğın (ğ ile) ın Sözlü ve Yazılı Kültür Bağlamında Menkıbeler konusunda verdiği konferansı dinledim. 3. 05 Mayıs 2012 de, İl Halk Kitaplığı nda Mevlevihaneler konulu bir konferans dinledim. Konuşmacımız Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler idi. 4. Fotoğraf sanatçıları da olan üç gezgin dost; İbrahim Dıvarcı, Ahmet Kuş ve Feyzi Şimşek, Anadolu Selçukluları konulu bir konferans hazırlamışlar. Duvarcı dan dinledik: 29 Eylül 2012, İl Halk Kitaplığı. Katılım belgelerinden birini de (Sn. Dıvarcı ya) ben verdim. 5. 02 Ekim 2012 de, Konya Aydınlar Ocağının Sille Salı Konferansı nda, ilkokul ve ortaokuldan sınıf arkadaşım Yüksek İnşaat Mühendisi Mehmet Bildirici yi dinledik. Türklerde Karız Sistemi (Su İşleri). Konuşmayı, oğlu, Prof. Dr. Öztuğ Bildirici ile küçük damadım Doç. Dr. Aydın Üstün le birlikte izledik. MÜLAKAT, SOHBET VEYA RÖPORTAJ Bir münasip zamanda cep telefonunuz (veya cebiniz) çalar. Selam sabahtan, hâl hatırın sorulmasından sonra asıl konuya geçilir. Ya 48 saat içinde sizden bir yazı isterler veya bir konuda konuşmak İlki için söyleyeceğim sözümü geciktirmeden söyleyivereyim. Rahmetli babam Mehmet Sakaoğlu ile berhayat ağabeyim Hasan Sakaoğlu; ayna, levha, tabela ve plaka işleriyle uğraştıkları için, bizim evde hâlâ bir boyacı küpünün olduğunu sanılır. Al siparişi, aç boyacı küpünün kapağını, batır birkaç varak A4 kâğıdını, al sana bir sipariş yazı!.. Merhaba dan Mustafa Özçelik inki böyle olmadı, peşinen randevusunu alıp geldi. Bütün ülkede olduğu gibi Konya mızda da başını alıp giden yabancı kelime kullanımının ilacını arayacağız. N olacak bu Türkçenin hâli? Neyse, Özçelik in güzel sorularını güzel güzel cevaplandırdık. Görüşlerimiz Merhaba da bir haber olarak yer aldı. Manşetin üstünde bir fotoğrafımla birlikte, Dil elden gidiyor diye duyurulan haber, üçüncü sayfada, Dilimiz yabancılaşıyor diye devam ediyordu. (Merhaba, 28 Şubat 2012) Son yıllarda Türkçe ile ilgili konuşmalarda veya oralarda sorulan sorularda değişmeyen iki konu vardır: İngilizce iş yeri adları ve gökkonuksalavrat (hostes) saçmalığı Allahaşkına, insanımız kandırılmaya 17

bu kadar mı yatkın? Oysa bu saçma sapan uydurma kelimeler, karşı uydurmacıları ti ye almak için uydurulmuş manyakça örneklerden başka bir şey değildi. Kalemimizi kirletip de yâran ı incitmeyelim. Konya İmam Hatip Anadolu Lisesinin her yıl yayımladığı bir dergileri varmış: Ufuk. Bu derginin her sayısında da bir kişiyle sohbet edilirmiş. Kendilerinin, bana yönelttikleri sorularının basındaki, Çok şükür ki bizler onun öğrencisi olmak şerefine nail olduk. İfadelerinden de anlaşılacağı üzere, bu öğrenci/meslektaşlarımı şöylece sunmak isterim: Şerife Kaya, Emine Safiye Seven, Esra Oktay, Ali Osman Yaman, İlyas Şahin. Konuşmamızın, derginin 2012 yılına ait olan altıncı sayısında yer aldığını tahmin etmişsinizdir. GECİKMİŞ BİR KİTAP Yıllar su gibi akıp gidiyor. Daha dün eğitim ordusunun saflarına gönderdikleriniz bir bir karşınıza çıkıp elinize sarılıyor: Hocam, ben Atatürk ten 75 mezunu Ahmet im. veya yine benzeri bir cümleyle daha ince bir sis sesle, Hocam, ben Ayşe, Selçuk Edebiyattan 93 mezunu Nereden hatırlayacaksınız her birini Ancak sizde iz bırakanları varsa onları elbette hatırlayacaksınız. Bir de sınıf arkadaşlarıyla evlenip yuva kuranlar var, işte onlar daha kolay hatırlanıyor. Ne de olsa iki bir in iki katıdır. Semra ve Cengiz Alyılmaz çifti bu gruba giren ender ikilidir. Çünkü ikisi de akademisyen de ondan. İşin ilgi çekici yanı ilk mezunlarım iki türlüdür. Üniversiteye asistan olarak girdiğim yıl (1967, Eylül) bana son sınıfların danışmanlıklarını vermişlerdi. Onların notlarını işleyeceğim, yönetimle olan sorunlarına aracı olacağım, vb. Onlar 1967-1968 Öğretim Yılının sonunda mezun olup gittiler. Ah o yaramazlar, şimdi hayatta olanlardan erkekler ak sakallarının arkasında ihtiyarcılık oynamakta, hanımlar ise rengi al olmasa da bir yazmanın altında korumaya çalıştığı kınalı saçlarıyla belki de torun çocuğu avutmanın hazzını yaşamakta İçlerinde biri var ki ülke çapında şöhrete kavuşmuş bir yazar İkinci gruptakiler ise benim asistanlıkta, onların öğrencilikte acemi olduğu yılınkiler; yani 1967-1968 girişliler Şu, bizim, 2013 ün bir yerlerinde mütekait olacak olan Karadeniz Teknikli Prof. Dr. Ali Çelik var ya, işte onların sınıfı Gelelim Alyılmaz Ailesine Bugün ikisi de, Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümünde görevli Cengiz profesör, Semra doçent Her karşılaşmamızda öğrencilik dönemlerinin nezaket ve nezahatinden hiçbir şey kaybetmemecesine saygıda kusur etmezler. Kâşki birileri de öyle olabilseydi! Evliya Çelebimiz Cengiz imizden izin alıp kızımıza geçelim. Geçtiğimiz yıllardaki bir Erzurum yolculuğum sırasında, kızımız Semra Hanım bana bir kitabını hediye etmişti: Borçalı Mifik Tefekküründen Poetik Gerçekliye (Tiflis 2004, 44 s.). Semra Hanım daha önce de Valeh Hacılar konusunda bir doktora hazırlamış (2002), bu çalışması dana sonra Ankara da yayımlanmıştı (2004). Bir nüshası da bana lütfedilen bu eserle ilgili duygularımı kızımıza iletmiştim. O da, sağ olsunlar, 24 Mayıs 2003 te Konya dan gönderdiğim, çalışmalarıyla ilgili duygularımı dile getiren mektubumu sonuncu küçük kitabına almakla bir incelik göstermişti. Kitabın bana verilişinin tarihi hayli eski, ancak 2012 nin sayfalarına yetiştirebildim. Sağ olsunlar. Üniversite hocalığımın ilk göz ağrısı olan Atatürk Üniversitesinin sayfalarında dolaşmak benim için tarihe yolculuk gibidir. Bu yolculuklardan birinde karşıma, orada iken aynı odayı paylaştığım, hem de dokuz yıl, Prof. Dr. Efrasiyap Gemalmaz ile Semra kızımızın bir makalede buluştuklarını gördüm. Meğer Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Gemalmaz Hocanın emekliliği yaklaşınca bir özel sayı hazırlamış. Semra kızımız da, Gemalmaz Hoca nın aile bireylerinden başlayarak pek çok yakınından görüş alarak güzel, güzel olduğu kadar vefa örneği olacak bir makale kaleme almış: Prof. Dr. Efrasiyap Gemalmaz Hakkında Söylenenler, Erzurum, 17, 2001, 9-21. Ben de,12 sayfanın neredeyse 18

tamamını kaplayan görüşler bildirmişim. Efo muza, İnci Bacımızla nice sağlıklı yıllar, kızımıza ise Cengiz imizle mutluluklar ve nice vefalı yazılar Atatürk Üniversitesine ne kadar teşekkür etsek azdır. Konya da da böyle bir kurum var ama adamların gözü vefa ile açılmamış, intikam ile kararmış. (Hâlâ öyle değildir inşaallah; güzel insan Prof. Dr. Hasan Bahar enstitünün başına getirildikten sonra düzelmiş olmalıdır.) Anlayacağınız dille söyleyelim. Siz siz olun, sakın onun bunun intihaline karışmayın (!), mümkünse övgüler düzün ki makbul (ama maktul değil, o Pargalıya özgü bir söyleyiş.) olasınız. Hatta sizi minbere bile çıkarırlar! Hey koca Ebu l Vefa, adınızı duymayan kahramanlar da varmış. Eh, herkesin kahramanı aynı olacak değil ya Kimi Battal ı örnek alır, kimi Drakula yı; kimi Kara Murat ı, Muhammet Ali yi, Haccac ı İsteyen Müslüm ü, Bülent i, İbo yu, Pekkan ı da örnek alabilir. Seç seç al Alyılmazların fakültesini bir bir saymayagörelim, çoğu öğrencim olan kıdemli öğretim üyelerinin adları uzun bir listeyi oluşturabilir. 74 yaş gençliğinin acziyle unutacağımız adları incitebilirim diye listelemiyorum; hepinize selamlar, sevgiler İSMAİL ÖZMEL Bir zarif insandır Avukat İsmail Özmel, ancak Niğde nin dışında yaşayanlar onu avukatlığıyla değil, şairliğiyle tanırlar. Vaktiyle benim tanıdığım gibi. 1993 te, biz de kendilerini Konya Şiir Akşamları na davet ettiğimiz zaman mesleğini bilmiyorduk. Aradan yıllar geçti, 2012nin yaz ortalarında Niğde Üniversitesinin öğretim üyelerinden doktorantım Doç. Dr. Nedim Bakırcı dan bir telefon aldım. (Nedim telefon ticaretiyle uğraşmıyor!) Diyordu ki, Hocam, bu yıl İsmail Ağabeyin Yazı hayatının 50. yılı oluyor. Üniversitemizle YAZSANBİR ortaklaşa bir toplantı düzenleyecekler. Sizin de Cümlenin devamını beklemeden cevabımı verdim: Geliyorum Nedim, tarihi nedir? O güzel toplantı, 07 Kasım 2012 Perşembe günü Niğde Üniversitesinde gerçekleşti. Oturum başkanlığını Erzurum Atatürk Üniversitesinden öğrencim, hâlen Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı olan Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat ın yürüttüğü, Yazı Hayatının 50. Yılında İsmail Özmel Paneli gerek konuşmacılar gerekse dinleyiciler açısında son derece zengindi. Toplantının açış konuşmasını, YAZSANBİR Genel Başkanı Hayrullah Eraslan yapmıştı. Ben, Taşranın Gür Sesi Şair İsmail Özmel in Mısralarına Yansıyan Halk Kültürü konusunu ele almıştım. Öbür konuşmacılar; Yrd. Doç. Dr. A. Vehbi Ecer, Osman Aytekin, İdris Yavuz, Kibar Ayaydın, Murat Soyak ve Mehmet Baş idi. Konuşmaların bir bölümü, Sayın Özmel in, Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni olduğu, iki ayda bir yayımlanan Akpınar ın son sayısında (7 (42), Eylül-Ekim 2012) yer aldı, öbürleri ve katılamayanların konuşmaları da bir sonraki sayıda yer alacak. Toplantının en anlamlı konuşması en kısa olanı idi: Hepimizin duygularını ayağa kaldıran, Sayın Özmel in teşekkür konuşması Toplantı unutulabilir ama o konuşma asla Sayın Özmel e ve ailesine, dergisine dostlarıyla birlikte mutlu yıllar diliyorum. BİLİMSEL TOPLANTILARIN GECE GÜZELLİKLERİ Bilimsel toplantıların gün boyu yaşanan zihnî yorgunluklarının gece boyunca atılması neredeyse bir gelenek hâlini aldı. Bunların en güzelini Denizli de gördük ve yaşadık. Sevgili öğrencim Doç. Dr. Turgut Tok, üç gece boyunca üç güzel konser ve kültür etkinliğiyle ruhlarımızı olduğu kadar gözlerimizi dinlendirdi. Sergilenen o üç gecenin zenginliklerini mutlaka sizlerle paylaşmak isterim. Birinci gece (19 Aralık 2012), Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı hanende ve sazendeleri bir Açılış Konseri verdiler. Zevkle ve heyecanla izledik. Musiki ile ad bilimini yuğurduğum o gecenin bazı ad ve soyadları dikkatinize sunuyorum: Öğr. Gör. Tunisa Yeşilçay (hanende), Yrd. Doç. Dr. Yavuz Tutuş (keman), Öğr. Gör. Erhan Elinç (Tanbur), Umut Topyanak (klarinet). 19

İkinci gece Pamukkale Üniversitesi Türk Halk Müziği Korosu Türk Dünyası Müzikleri Konseri ni dinledik. Ve son gecemiz bir harikaydı. UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi Kültürel Miras Taşıyıcısı Hayri Dev konseri. Kaşıkla bizleri coştururken türküyü de ihmal etmedi. Bir de oynaması vardı ki sormayınız. Oğlu da kendisine yardımcı oldu. O gece Üniversitenin halk oyunları ekibi de renkli sahneler sundu. Son olarak da İzmir Radyosu sanatçılarından Selcan Kökçen Şahin güzel bir konser verdi.. 2. KONYA KİTAP GÜNLERİ Birincisi geçen yıl yapılan ve benim bir yerlerden gelip son gününe (bir pazar sabahı idi.) yetiştiğim bu güzel günlerin ikincisinin açılışında kurdele kesmek de varmış. Hatta bir de konuşma yapmak Birkaç defa uğradım, kitaplar ve dergiler aldım, sohbetlerde bulundum. Kitaplarımın bazıları sergileme amacıyla Kömen in masalarından birinde idi. 30 Kasım-09 Aralık 2012 tarihleri arasında Zindankale Sanat Galerisi nde, zemin kat ile iki alt katta tarihle kucak kucağa açılan fuar ı Konya Büyükşehir Belediyesi düzenlemişti. İşittiğimize göre gelecek yıl yeri değişecekmiş. SERGİLER Doğrusunu söylemek gerekirse aşırı bir sergi düşkünü değilimdir. Ya özel olarak çağrılacağım veya sergi yolumun üstünde olacak Birkaç yıl önce neydi o milletin İstanbullara taşınması Rodin in o meşhur heykelini görmek için. Bir de özellikle sergi sahibi ressam arkadaşımızın tabloları hakkında bilgi verme seansları yok mu, adamı deli ediyor. Meğer o çizgilerin, desenlerin, boyaların, renklerin arkasına neler neler gizlerlermiş de bizim haberimiz olmazmış. Sadece bizim olsa yine iyi, öbür ressamlar dahi bu sırrı çözemez veya bilmezlermiş. Bu tür çok laflı açıklamalardan biri de defile sunucularının anlattıklarında gizli Neyse a. Geçen yıl kaybettiğimiz, 50 yıllık arkadaşım (40 günlük de ağabeyim) Prof. Dr. Tuncer Gülensoy un iki oğlunun büyüğü merhum Öğr. Gör. Baybars Gülensoy adına (öl. 08.12.2011) eserlerinden oluşan bir sergi açıldı. Diğer iki fakülteyle birlikte Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi de Konya Üniversitesine bağlandığı için, açılışa Rektör Prof. Dr. Muzaffer Şeker de üç yardımcısıyla birlikte katıldı. (Bir süre sonra Konya adı tarihe karıştı, yerine Necmettin Erbakan adı geçti.) Serginin gezilmesinden sonra, Prof. Alptekin in odasında Hatice ve Tuncer Gülensoy la sohbet edildi. b. Konya mızın 14 milletvekili var, 10 u erkek Bunların da dördünün adı Mustafa. 23 ve 24. Dönemler AKP milletvekili Mustafa Kabakçı çok yönlü bir insan. O Ocak 2012 başında, artık defalarca pabucu dama atlan KuleSite de bir sergi açtı. Kurdeleye makas atanlardan biri de bendim. Serginin konusu fotoğraf idi. c. Meğer adına cam altı resmi diyorlarmış Neye mi? Bizim baba ocağının geçim kaynağı olan cam levhalara Rahmetli babam, tahminen 50 x 40 cm boyutunda olan camlara mürekkeple çeşitli desenler çizerdi: Mekke ve Medine, tavus kuşu, gül ağırlıklı çiçekli desenler, vb. Bizler de onları yağlı boya ile farklı renklere boyardık. İş bitince de kalan yerleri, genelde beyaz, bazen de pembe üstübeçle kapatırdık. Ben ilkokul yıllarımdan üniversiteyi bitirinceye kadar bu işleri yaptım. Tabii daha çok yaz aylarında Bu sebeple elim fırçaya yatkındır. Daha birkaç yıl öncesine kadar bu işin sanat açısından adının cam altı resmi olduğunu bilmiyordum. 20