ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Hikmet Altınkaynak. Biyografi ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU. Çeviren: Aslı Özer. 1. basım. Kolaj: Gözde Bitir S.



Benzer belgeler
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

Cem Akaş BUMBA İLE BİBU. Resimleyen: Reha Barış

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süreyya Berfe. Şiir ÇOCUKÇA. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Tanşıl Kılıç. Roman ŞEKERLİ SİNEK. 12. basım. Resimleyen: Vaqar Aqaei

KIRMIZI KANATLI KARTAL

Tanşıl Kılıç ŞEKERLİ SİNEK. Resimleyen: Vaghar Aghaei

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

DESTANLAR VE MASALLAR. Samed Behrengi KÜÇÜK KARA BALIK. Masal. Çeviren: Haşim Hüsrevşahi resimleyen: Mehmet Sönmez

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Belgesel Öyküler. Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU. Çeviren: Aslı Özer. Kolaj: Gözde Bitir

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

UĞURBÖCEĞİ NİN MUTLULUK HAPLARI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Koray Avcı Çakman. Öykü FLAMİNGO GÜNLÜĞÜ. 1. basım. Resimleyen: Reha Barış

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3


Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

BÖCEK ORKESTRASININ MUHTEŞEM SINIFI

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

MAVİ KUŞU GÖREN VAR MI?

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Ülkü Tamer. Öykü PULLAR SAVAŞI. Kapak Resmi: Gözde Bitir

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI


Kahraman Kit Misafirlikte

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Arda Alyanak Daniela Palumbo Filiz Özdem Carla Manea

Bilgin Adalı HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mustafa Delioğlu SÜMBÜLLÜ KÖŞK

AYLA ÇINAROĞLU. Mavi Boya

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

HİTİTLİ PATTİYA İLE PALLİLİ

BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü SU KARDEŞLER. 3. basım. Resimleyen: Gözde Bitir

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz?

Güngör Dilmen DESTANLAR VE MASALLAR MAVİ ORMAN. Masal. Resimleyen: İsmail Gülgeç

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

ISBN :

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

ÜÇ, İKİİİ, BİRR, ATEŞ!

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

Dinleme, Okuma, Konuşma, Yazma Kuralları

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

İhmal Amca DESTANLAR VE MASALLAR BOYALI KIRLANGIÇ. Masal. Resimleyen: Turgut Keskin

Deneyler ve Hayaletler

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

Hans Christian Andersen Tahsin Yücel ( Ayşın Delibaş Eroğlu (

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

ÖZEL ASÇAY ANAOKULU SİHİRLİ ELLER SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Kemal Özer. Öykü ÇOCUKLUK ANAYURDUM. Çeviren: Aslı Özer. 2. basım. Resimleyen: Mustafa Delioğlu

KASIM AYI VELİ BÜLTENİ

GÖRÜNMEZ OLAN TONİNO NUN MACERALARI

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler. Gülten Akın

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Transkript:

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Biyografi Çeviren: Aslı Özer 1. basım Kolaj: Gözde Bitir S.

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2

Can Sanat Yayınları Yapım, Dağıtım, Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Yayın Yönetmeni: Samiye Öz Yayın Koordinatörü: Ali Ünal Kapak ve İç Tasarım: Gözde Bitir S. Tasarım Uygulama ve Dizgi: Güldal Yurtoğlu Düzelti: Ebru Akkaş Kapak Baskı: Azra Matbaası İç Baskı ve Cilt: Eko Matbaası 1. Basım: Ağustos 2010 ISBN 978-975-07-1200-5 Can Sanat Yayınları Ltd. Şti., 2010 Tüm hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Hayriye Caddesi No. 2, 34430 Galatasaray, İstanbul Telefon: (0212) 252 56 75-252 59 89 Faks: 252 72 33 www.cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com

Bu kitabın sahibi:...

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU yazarın yayınevimizden çıkan diğer kitabıdır. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi ni bitirdi. Gazetecilik, YTÜ de rektör danışmanlığı yaptı. Radyo ve televizyon programları hazırladı. Milliyet ve Hürriyet Yayın Gruplarında redaktör, yazar, yazı işleri müdürü ve genel yayın yönetmeni olarak çalıştı. Eleştiri, Yaşasın Edebiyat gibi dergileri çıkardı. Gazete ve dergilerde yazdı. Elli kitap yayımladı. On ikisini MEB öğrencilere tavsiye etti. Atatürk ü Seviyorum kitabı (on kitap) Çin de Çince ve Uygurca yayımlandı. Edebiyatımızda 1940 Kuşağı, Zamanla, Orhan Kemal in Hikâyeciliği, Çağdaş Türk Şiiri 1, Yeni Binyılın Edebiyatçıları, Dünyayı Paylaşan Yazarlar, 100 Temel Eser, Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü gibi önemli kitaplara imza attı. Cumhuriyet te yazıyor, YTÜ Türk Dili Bölümü Öğretim Görevlisi olarak çalışıyor.

ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 İçindekiler Önsöz / Hikmet Altınkaynak, 7 Sunay Akın, 9 Bir Terzinin Oğlu Olmak!.. Ulviye Alpay, 17 Yağmurkuşağı Dileği M. Sadık Aslankara, 27 Çocukluğun Donkişotluğu Egemen Berköz, 35 Çocukluk Düşlerimin Ardında... Adnan Binyazar, 43 Yaşanmamış Bir Çocukluk Turgay Fişekçi, 55 Bağlarda Geçen Çocukluğa Bir Gezinti Müjdat Gezen, 65 Bir Anı Mehmet Güler, 73 Yakasız Gömlek ve Kravat Nail Güreli, 85 Öğretmenine ^Aşık Çocuk Talât S. Halman, 93 Ayrı Bir Çocukluk

Aydın Hatipoğlu, 103 Simitçi Eray Karınca, 111 Bir Oyun Kurmaktır Yaşam Uğur Kökden, 121 Çocukluk Yılları Zülfü Livaneli, 130 Gizli Kitap Tapınağım / İlk Büyük Serüven Tarık Minkari, 146 Duvarı Deldi Leyla Ruhan Okyay, 151 Kardan Adam Erdal Öz, 165 Babam Resim Yaptı Demir Özlü, 176 Çocukluk Günleri Ülkü Tamer, 182 Hatırlamak Yaşamaktır Mehmet Zaman Saçlıoğlu, 189 Sarı Ayakkabılar Nazır Şentürk, 199 Yazmaya Nasıl Başladım İsmail Uyaroğlu, 205 Çocukluğum: Acıya Bulanmış Yıllar Zeynep Aliye, 215 Bir Mavi Balina

Önsöz Öyle sanıyorum ki her çocuk, çocukluğunu mutlu bir aile ortamında geçirmeyi, okul ve yaşam yarışını başarıya ulaştırmayı ister. Anne babalar ise daha çok isterler. Ben de yıllarımı edebiyata, eğitime adadım. Çocuklarımız, gençlerimiz, yetişkinlerimiz için yazılar, kitaplar yazdım. Seçkin yazarlarımızın değerli anılarını yazdırıp bir araya getirip siz çocuklarımıza sunarken sizin mut luluğunuza mutluluk, başarınıza başarı katmayı amaçladım. Umuyor ve diliyorum ki amacıma ulaşırım; sizlerin mutlu, başarılı yetişmenizde bu kitabımın, bu anı ların da katkısı olur. Elbette bunu yine kitabın yapacağı baskıların çokluğuyla ölçeceğim. 7

Ama asıl ölçütüm, sizlerden birinin bile mutluluğuna, başarısına yaptığı katkıyı görmekten geçecek. Bunun için de tek ölçütüm yüzlerinizdeki gülümsemeyi düşlemek olacak. İşte benim de en büyük kazancım bu olacaktır. Hepinize yürekten mutluluk ve başarı diliyorum. Hikmet Altınkaynak haltinkaynak@gmail.com 8

Sunay Akın Sunay Akın ı sanırım önce Milliyet Sanat (1984) dergisindeki şiirleriyle ve Milliyet gazetesindeki yazılarıyla tanıdım. Sonra Çınar Yayınları nda çıkan kitaplarını okumamla ve benim TV 8 de yayımlanan Yıldız da Sohbet programına konukluğuyla sürdü... Bunlara paralel olarak İş Sanat taki ve Yıldız Teknik Üniversitesi ndeki Söz Gösterisi adını verdiği gösterilerini izledim. Şimdi de Cumhuriyet gazetesindeki Kule Canbazı köşesinin okuru olarak, her pa zar ayrı bir dünyasını keşfediyorum. Ona Kâşif diyorum; çünkü yazılarında hep yeni şeyler anlatıyor. Bu yeni şeyler bazen kendinin de içinde olduğu bir olay ya da ilk kez gün ışığına çıkan bir gerçek oluyor. Onları da öylesine içtenlikli anlatıyor ki başlayınca bitirmeden bırakamıyorsunuz. Bitince de zenginleşiyorsunuz. 9

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 Sunay Akın, 1962 Trabzon doğumlu. Ama İstanbul da geçen gençliği, üniversiteyi fiziki coğrafyacı olarak bitirişi, onu gezginliğe, dünyayı tanımaya yöneltmiş olmalı. 9 yaşında şiir yazmaya başlıyor. Orhan Veli ye hayran. Yalnızca Orhan Veli ye de değil, Cemal Süreya ya, Nâzım Hikmet e, Can Yücel e, tüm şairlere, yazarlara, bilim insanlarına hayran. Tüm çocukları çok seviyor. Kitapları, sahne gösterileri, televizyon programlarından elde ettiği gelirle dünyanın dört bir yanından antika oyuncaklar satın aldı ve bir ilki gerçekleştirip Göztepe de ailesine ait köşkte İstanbul Oyuncak Mü zesi ni kurdu. 23 Nisan 2005 tarihinde açılan mü ze, bir şairin kurduğu ilk müzedir. (İnternet ve iletişim adresleri şöyle: info@istanbuloyuncakmuzesi.com.tr, Ömerpaşa Caddesi Dr. Zeki Zeren Sokağı No:17, Göztepe / İST. Tel. 0 (216) 359 45 50-51) Gençler arasında çok seviliyor, sanat edebiyat çevrelerinde birdenbire ünleniyor. Şiir ve deneme kitapları şimdiden 20 yi bulmuş. Sunay Akın ın aşağıda okuyacağınız anısı, bizleri babasıyla annesinin tanışmasına; babasına hayran çocukluğunun oyuncaklı, güzel günlerine götürüyor. Bunları kendinden dinleyelim. 10

İlk oyuncaklarım babamın iğneleri, makasları, kumaş parçalarıydı. Bir Terzinin Oğlu Olmak!.. İnsanlarının düz yer özleminden dolayı, terasların denize birer basamak gibi uzandığı Trabzon un en ünlü terzilerindendi Tuncay Bey... Dükkânının rafları aldığı siparişlerin kumaşlarıyla doluydu. Genç adam modayı takip eden, yenilikçi biri olduğu için onun diktiği bir elbiseye sahip olmak isteyenler araya hatırı sayılan insanları koyarlardı: Şu bizim komşunun mantosunu bir zahmet sıkıştırıver araya!.. Kedilerinin pençelerinin balık koktuğu bu kentte, bir gün, 17 yaşında bir genç kız girer, Terzi Tuncay ın dükkânından içeri. Yanında annesi, elinde ise bordo renkli bir kumaş vardır. Kendisine bir ceket dikmesini ister genç terziden. ^Aşk Tanrısı Eros un attığı ok Tuncay Bey in kalbini delmeden önce, içeri giren genç kızın güzelliği karşısında, tuttuğu iğne eline batmıştı çoktan! Terzi Tuncay genç kızı provaya çağırmaya başlar. Hem de yalandan yere ve kaç kere!?. Hatta bir sefe- 11

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 rinde şu türküyü bile mırıldanır, hafiften: Sen yağmur ol, ben bulut / Maçka da buluşalım Ölçü iyice alınmıştır!.. Bordo renkli ceket tamamlanır sonunda. Üç tane düğmesi vardır... İşte ben, o bordo renkli ceketin ortanca düğmesiyim!!! HAYAT DENİLEN KUMAŞ... Babamın terzi dükkânı her zaman büyülemiştir beni. İlk oyuncaklarım babamın iğneleri, makasları, kumaş parçalarıydı. Babam elbiseleri keser biçerdi.. bense hayalleri... Kocaman bir makası vardı babamın. Kimi oyunlarda o makası açar uçak yapardım, kimi oyunlarda timsah... Terzinin kestiklerinden arta kalan kumaş parçalarına bayrak denildiğini ve onlardan da kasket yapıldığını çocukluğumdan beri bilirim. Orta Atlas taki ülkeleri kumaş parçalarının üstüne çizer ve keserdim: Norveç, İtalya, Kenya, Arjantin... Babam kumaşlardan insan bedeni çıkarırdı, ben dünya ülkelerini... Bir terzinin oğlu olmaktan her zaman gurur duydum. Babam sihirbaz gibi bir adamdı. Sadece elbiselerde değil, binalarda, yollarda bile bir eğrilik varsa hemen görür, Bak oğlum, şurası yanlış yapılmış, diye bana da gösterirdi. Bu yüzden, hayatım boyunca 12

babam, bir cetvel olarak görünmüştür gözüme. Doğruluktan hiç sapmayan, hayat denilen kumaşı hep düzgün kesen bir baba!.. Bir okul dönüşü, babamın dükkânının sokağa bakan vitrininde, içinde rengârenk sular olan cam kavanozlar gördüm. Çok şaşırmış ve bir o kadar da mutlu olmuştum. Babam kolonya şişeleri de doldurmaya başlamıştı!.. Çekmecelerinde her renkten kolonya kapakları da vardı!.. Bunlar benim yeni oyuncaklarımdı. Evdeki mandal askerlerimin başlarına koymak için az çalmamıştım o kolonya kapaklarından... Oysa, Trabzon giderek değişiyordu. Hazır giyim mağazaları birbiri ardına çoğalıyor, işleri azalan babam açığı kolonya doldurarak kapamaya çalışıyordu! Terzi Tuncay cesur adamdır; önce manifatura ardından da konfeksiyon mağazası açar, hayatın arkasına düşmez. Trabzon sokaklarında horona girer gibi omuz omuza veren konfeksiyon mağazalarının vitrinlerindeki mankenlerden geceleri çok korkardım. Misafirlik ya da sinemadan dönerken onlara bakamaz, babamın kumaş kokan ellerine sığınır, terzi dükkânını özlerdim. Babamın iş hayatındaki değişikliğin en güzel yanı, yılda en az iki kez mal almak için İstanbul a gitmesiydi. Eve dönüşü harika olurdu babamın. Ayakkabılarını bile çıkarmadan kapı eşiğinde bavulunu açar, ağabeyime ve bana aldığı oyuncakları hemen, oracık- Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 13

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 ta verirdi. Acelesi neydi babamın? Yol boyunca hayal ettiği sevincimizi bir an önce görmek mi istiyordu? İstanbul dan getirdiği pilli, ışıklı oyuncaklar güzeldi; ama ben kestiği kumaşlardan yere düşen parçaları ülke yaparken daha mutluydum. 24 Şubat Kitabevi nden bir gün harika bir kitap almıştım, adı Kahraman Terzi olan!.. Onu okula götürüyor, ders kitaplarımla beraber çantadan çıkarıyor ve sıranın üstüne koyuyordum, arkadaşlarım görsün diye... Evet, itiraf ediyorum: Hayatımda bir kitabı yırttım!.. Neden mi?.. Bunun yanıtını şu dizelerimle veriyorum: Sayfalarını yırttım Yüz Ünlü Türk adlı kitabın terzi dükkânındaki resmine içinde rastlamayınca kılıncı dikiş iğnesi kalkanı yüksük olan babamın İlkokul birinci sınıfta okuyan çocuk, okuldan çıkar çıkmaz çırak olarak çalıştığı dükkâna gidiyor, yerleri siliyor, ustasına çay dolduruyordu. Gece geç dönüyordu evine. Avluya açılan kapı bir şato kapısından farksızdı. Çocuk, ayak parmaklarının ucuna kalkıp kapının mandalına uzansa da dilini aşağıya çekecek güç cılız kollarında yoktu... 14

Yorgun çırak kapının eşiğine oturuyor ve sokaktan kendisine yardım edecek bir gece bekçisinin ya da bir sarhoşun geçmesini bekliyordu... Zaman makinesi icat edilse ve bana tarihte yalnızca bir güne gitme hakkı verilse hiç düşünmeden o çocuğun önünden geçmek isterdim. Beni görünce sevinecek ve şunları söyleyecektir: Abi, ben terzi çırağıyım. Ustam işten geç bıraktı... Gücüm yetmiyor... Şu kapının mandalını açsana!.. Gülümserdim... Saçlarını okşardım, diyeceğim ama başında mutlaka 5 numara tıraş vardır!.. Açardım kapıyı... O da Sağ ol abi der ve yorgun bedeniyle avlunun karanlığında kaybolurdu gözden... Ben de derdim ki: Sen sağol baba!.. Hayatta bana açtığın tüm kapılar için asıl sen sağol!.. Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 (Cumhuriyet, 10 Haziran 2007) 15

Ulviye Alpay

Ulviye Alpay Cumhuriyet Kitap Kulübü nün Taksim merkezinin açılış töreniydi. Sanırım 2000 yılı. Yazı dünyasının pek çok şair ve yazarı oradaydı. Sıcak bir ortamdı. Dünyaya aynı pencereden bakan kalem dostlarının buluşma mutluluğu yüzlerinden okunuyordu. Törende açılış konuşmaları, alkışlar derken sohbetler başladı. Böyle yerlerde herkes birbirini tanır. Tanışmayan da kısa sürede tanışır. Ulviye Alpay ı (Adana, 27 Haziran 1951) ilk kez orada gördüm. Tanıştık. Arkadaşım Burhan Günel, tanıştırdı. Onun da Burhan Günel gibi Ankaralı yazarlardan olduğunu düşünmüştüm ki yanılmışım. Meğer uzun bir süredir İstanbul daymış ve özellikle çocuklara yönelik kitaplar kaleme alıyormuş. O zaman öğrendim. Dahası bir yıl önce Cumhuriyet gazetesinin açtığı yarışmayı kazanmış. Yani 1999 Yunus 17

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 Nadi Öykü Ödülü nü kazanmış. Onu almadan önce de TRT de pek çok çocuk öyküsü yayımlanmış. Ayrıca 1998 de de TRT Gap televizyonunun açtığı öykü yarışmasında birincilik kazanmış. Doğaldır ki çocuk dünyasına öyküleriyle katkı sağlayan bir yazarı tanıdığım için sevindim. O tanışmadan sonra Ulviye Alpay, elbette yazı dünyasındaki yazar dostlarımdan oldu. Kitaplarını zevkle okudum. Belki birçoğunuz da okudu... Neler mi yazdı sizin okuyabileceğiniz? Ödül kazanan kitabı Mavi Bir Merhaba yı daha ileri yaşlarınızda okuyabilirsiniz. O kitap dışında Babam Sınıfta Kaldı, Çocukların Sırrı, Harflerle Dans, İdil ve Düş Evi, Çalkantı ile başkaları size önereceğim kitapları... Hangisini isterseniz okuyun. İsterseniz önce bu kitap için yazdığı çocukluk anısından başlayın. Dut severseniz, ağaçlara tırmanmayı severseniz, belki böyle bir anı siz de yaşamışsınızdır. Korkarak! Ne dersiniz? 18

Yağmurkuşağı Dileği Ne zaman çocukluğum düşse aklıma gülümserim. Özlerim o günleri. Arkadaşlarımla yaşadığım, paylaştığım güzellikler, heyecanlar, hüzünler... Komşularımız, ailem. Annemin masalları, manileri, dedemin şiirlerini okuyuşu düşer aklıma... Sabahın erken saatinde evimize pek de yakın olmayan çarşıya gider gazete alırdım. Kahvaltıdan önce babama ilk sayfadaki tüm haberleri okurdum. -Hiç kuşku yok ki küçük yaşta gazete okuma alışkanlığı edinmem içindi bu- Milli bayramlarda şiir okuyabilmek için çocuklarla yarış halinde olurduk. Bir başka yarış da hızlı ve doğru okumaktı. Kitap ödülünü arkadaşlarıma kaptırmayışımla çok onurlanır, çılgınlar gibi sevinirdim. Belki bir nar ağacının dibinde belki evin en sessiz köşesinde kitabımı soluk soluğa okuyup bitirirdim. Ondan sonra da arkadaşlarıma seve seve verirdim. Sanırım bu tatları yaşamamdaki etkenler, çocukluğumun bir kasabada geçmiş olmasının yanı sıra, 19

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 insan ilişkilerindeki sıcaklık, paylaşılan küçük tatlardı. İşte bunun için de tüm arkadaşlarımın ve dostlarımızın yüzü apaydınlık durur önümde. Bir adım geriye dönsem onlar oradalar. Biz demiryolu çocukları sekiz dokuz yaşlarındayız. Sıcak soğuk demeden koşturup duruyoruz. Kimi zaman, bir ekin tarlasında önümüze çıkan kaplumbağayı bağrımıza basıyoruz, kirpiye hiç dokunmuyoruz. Kimi zaman masmavi deniz gibi önümüzde uzanan mine çiçeklerini kucaklıyoruz. Çiçekleri yer yer bölen bataklıklar düş kırıklığı yaratırdı bizde. Dileğimiz, yarın o bataklıkların kuruyup çiçeklerle dolmasıydı. İslahiye Güneydoğu da Suriye sınırına yakın bir kasaba. Lojmanda benim yaşıtım yalnızca bir tek kız vardı. Songül. Onu da annesi pek dışarıya bırakmazdı. Öbürleri, Atilla, Gültekin, Cengiz, Oktay, Ahmet, Mithat, Şenol ve kardeşim Mehmet. İşte bu yüzden oyunlarımız daha çok erkek çocuklarının oyunlarıydı. Çelikçomak, birdirbir, uzuneşek, misket, istop, saklambaç. En çok da lojmanların önünde günlerce bekleyen içi boş katarların içinde oynardık. Daha doğrusu kitap okurduk. Kimi zaman okuduğumuz öyküyü piyesleştirirdik. Zaman nasıl geçerdi hiç anlamazdık bile. Atilla nin dayısı aynı zamanda bizlerin de öğretmeniydi, yaz akşamlarında Hacivat ve Karagöz oynatırdı. En güzel giysimizi giyer giderdik ve her zaman mutlu ayrılırdık gösteriden. 20

Haftada iki kez kasabamızdan geçen Toros Ekspresi vardı. İşte o günlerde, bir şenliğe dönerdi istasyon. Macun şeker, buz şeker satıcılarının giysisi bile daha renkli, gösterişli olurdu. Bir gün arkadaşlarımla birlikte istasyon çay bahçesinin önünde toplanmış konuşuyorduk. Bir genç kızla bir genç erkek yanımıza geldi. Kız beni arkadaşlarımın arasından alıp kucaklayıp birden bağrına bastırdı. Bozuk bir Türkçe yle adımı sordu. Söyledim. Ardından da, Anlamını biliyor musun? dedi. Ulu, yüce diye yanıtlayışım hoşlarına gitmişti, pek çok kez öpüp, bellerime inen saçlarımı okşamıştı. Açıkçası bu ilgiden çok da mutlu olmuştum. Oysa ailelerimiz yabancıların yanına gitmememiz, konuşmamamız konusunda bizi sık sık uyarırlardı. İçimizden biri öfkeyle, Seni annene, babana söyleyeceğim, dedi. Çok şaşırmıştım. Arkadaşım anlatmadan, olanları aileme anlatırdım zaten. Benim yüzümden kendi başlarının da belaya girebileceğini söyleyip duruyordu. Öbürleri bunun çok yanlış olduğunu söyleseler de bir kere panik olmuştu zavallı oğlan. Tren gitmiş, istasyon boşalmıştı. Arkadaşımızın tepkisi yüzünden öbür çocuklarda da neşe kalmamıştı doğrusu. İçimizden biri dut ağacına çıkmayı önerdi. Büyük bir dut ağacıydı. Hep birlikte çıktık. Yeniden kaynaş- Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 21

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 mış, tüm tartışmayı unutmuştuk bile. Hem dut yiyor, hem de konuşuyorduk. Rüzgâr çıkmıştı. Dallar yavaş yavaş sallanıyordu. Sonra birdenbire savrulmaya başladık. Korkmuştuk. Sanırım en çok da ben korkuyordum; çünkü hem üst dallardaydım, hem de bulunduğum dal esnek, ince ve uzundu. Korkudan sesim de çıkmıyordu. Neden sesimin çıkmadığını sorarsanız, canım annem, ağaca çıkmamı kesinlikle yasaklamıştı; çünkü üstümün başımın yırtılıp meyvelerle lekelenmesini boş verin, hem düşmemden korkuyordu hem de saçlarım ağaçların yapışkan özlerine bulaştığı için taranması güçleşiyordu. Her seferinde ağaçlara çıkmayacağıma söz verir; ama sözümü çabuk unuturdum. Rüzgârın devinimi artmıştı, benim dışımdaki tüm çocuklar aşağıya indiği halde ben ağacın üstündeydim. Bir adım bile kıpırdayamamıştım daha. Anneme şikâyet edecek olan arkadaşım, bir yabancıyla konuştuğum için Tanrı nın beni cezalandırdığını söylüyordu. Bir dua oku da Tanrı seni affetsin, dedi. Hazırcevap bir çocuktum, korkumun üstüne arkadaşımın bu gereksiz sözleri kızdırmıştı beni. Sanırım terslemiştim. Arkadaşlarım ağaçtan inebilmem için nedenler arıyorlardı. Biri merdiven bulalım derken öbürü annesine haber verelim diyordu. Sakın anneme haber 22

vermeyin. İnebilirim, dedim. Açıkçası korkum iyice artmıştı. Dalın kırılmasından korkuyordum. Sallandıkça çığlıklarımı içimde bastırmak için büyük çaba harcıyordum. Arkadaşım da aşağıda bir dua okumam için sürekli uyarıyordu. Hava bozdukça ona inanmaya başladım; ama dua bilmiyordum ki okuyayım. Dua bilmiyorum. Bir masal anlatsam olur mu? dedim. Arkadaşlarım kıkır kıkır gülmeye başladı, bir kısmı, Olur olur anlat, dedi; ama dua okumamı söyleyen arkadaşım çok öfkelendi, Tanrı seni cezalandıracak, ağacın üstünden düşecek ve öleceksin, dedi. Öbür arkadaşlarım da, Hadi masal anlat. Tanrı kabul eder, diyorlardı. Annemin anlattığı benim en çok hoşuma giden kurbağaya dönüşen prens masalını anlattım. Masalı anlattığım sürece, hiç korkmadığımı çok iyi anımsıyorum. İlginç; ama masal bittiğinde rüzgâr da kesilmişti. İnce ince yağmur yağıyordu. İndim. Yağmur hızlanmıştı. Evimize doğru koşarken dua okumam konusunda beni uyaran arkadaşıma teşekkür ettim. Bak Tanrı masalı da kabul etti, gördün mü bu kadar sinirlenmene gerek yokmuş, dedim. Yağmur dinmiş güneş çıkmıştı. Gökyüzündeki Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 23

Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 yağmurkuşağı capcanlı gülümsüyordu. Yine tüm çocuklar dışarıdaydık. Hepimiz bir dilek tutup yağmurkuşağının altından geçiyorduk. Öbür çocukların ne dilediklerini bilemem; ama beni dua okumam konusunda uyaran arkadaşım, Tanrı nın beni bağışlaması için dilek tuttuğunu söylediğinde donup kalmıştım. Peki, sen ne diledin? dedi. Hiç kız arkadaşım yok. Sizler gibi erkek çocuk olmayı dilemiştim, dedim. O da benim sözlerim karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Yeni bir oyun oynama telaşına girmiştik bile. Yerler tam kurumadığı için tebeşirle çizmek yerine bir çubukla çizgileri çizdik. Elimiz büyüklüğündeki taşı kutucukların içine atıp sonra da taşın geldiği yere kadar sıçrıyorduk. İşte şanssızlık ya sıra bana geldiğinde ne olduğunu anlamadığım bir şey oldu. Attığım taş, dua okumam konusunda uyaran arkadaşımın kaşının üstüne geldi. Kötü yarılmıştı. O ve kardeşi Songül beni suçladıkça ben özür diliyordum. Olayı anneme ve babama anlattım. Arkadaşım hastaneye kaldırılmış, kaşına dikiş atılmıştı. Zaten babam da onlarla birlikte gitmişti hastaneye. Eve gelince, Çok şükür önemli bir şey yok kızım; ama bir daha taşla oynamak da yok tamam mı? dedi. Daha sonra arkadaşımın annesi öfkeyle bize geldi. Korktuğum ailemin gözünden kaçmamıştı. Babam 24

beni sessizce alt kata indirdi. Arkadaşımın annesi gün boyu neler yaşadığımızı öfkeyle anlatıyordu. Tanrı ya dua okumak yerine masal anlattığımı söyleyince o her şeye haklısınız deyip alttan alan babam bu kez kahkahalarla güldü. Kadın da gülmüştü. Bunu fırsat bilip yanlarına gittim. Öğüt dinlememin dışında hiçbir şey olmadı. Güzel bir ailem ve güzel dostlarımız vardı. Bugün nasıl bir çocukluk geçirmek istersin deseler, kuşkusuz aynı şeyleri yaşamak isterdim. (Aa, tabii arkadaşımın kaşını yaralamadan.) Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 25

YAŞ 10 11 12 13 Hikmet Altınkaynak ÜNLÜLER DE ÇOCUKTU 2 Sevdiğiniz bir ünlünün çocukluğunu hiç merak etmiş miydiniz? İşte elinizdeki bu kitap sizleri, ünlülerin çocukluk dönemlerinde hoş bir gezintiye çıkarıyor. Hem çok sevdiğiniz ünlü kişilerle ilgili belki de hiç bilmediklerinize ışık tutuyor hem de onların çocukluk anılarını kendi ağızlarından dinleme olanağı sunuyor! Hazırsanız şimdi hepinizi, ünlülerimizin çocukluk fotoğraflarıyla süslü bu zaman tünelinde nostaljik bir gezintiyle baş başa bırakıyoruz. ISBN 978-975-07-1200-5