KÜRESEL KRİZ VE KÜLTÜRÜN FİNANSMANI: AB ÖRNEĞİ ve TÜRKİYE HAKKINDA GENEL BİR DEĞERLENDİRME

Benzer belgeler
Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2013/2014 Şubat)

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2011/2012 Ekim)

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2012/2013 Ağustos)

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 14 Temmuz 2017

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 27 Şubat 2018

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi 2014 Mali Verileri

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018

Pazar AVRUPA TOPLAM OTOMOTİV SEKTÖR ANALİZİ. Ekim 2018

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

AVRUPA OTOMOTİV PAZARI 2014 YILI OCAK AYINDA %5 ARTTI.

EURO BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK

Araştırma Notu 16/193

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

AVRUPA BİRLİĞİNE ÜYE VE ADAY ÜLKELERDE TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2011) Ankara

HABER BÜLTENİ xx Sayı 8

AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE ÖZEL OKULLAR Murat YALÇIN > muratmetueds@yahoo.com

HABER BÜLTENİ Sayı 35

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

HABER BÜLTENİ xx Sayı 33

KÜRESEL KRİZLERİN YEREL YÖNETİMLERE ETKİLERİ. Erol KAYA

HABER BÜLTENİ Sayı 24 KONYA İNŞAAT SEKTÖRÜ GÜVEN ENDEKSİ GEÇEN AYA GÖRE DÜŞTÜ:

HABER BÜLTENİ Sayı 28

HABER BÜLTENİ xx Sayı 19

HABER BÜLTENİ Sayı 110 PERAKENDE GÜVENİ EN FAZLA YİYECEK, İÇECEK VE TÜTÜN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNDE AZALDI

HABER BÜLTENİ xx Sayı 34

Araştırma Notu 18/225

HABER BÜLTENİ xx Sayı 11

HABER BÜLTENİ xx Sayı 47

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HABER BÜLTENİ xx Sayı 26 KONYA İNŞAAT SEKTÖRÜ GÜVEN ENDEKSİ BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE YÜKSELDİ

HABER BÜLTENİ Sayı 92

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

HABER BÜLTENİ xx Sayı 24

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

1 Şekil-1. TEPE (Ocak 2016 Ocak 2017) 1

HABER BÜLTENİ Sayı 105 PERAKENDEDE STOKLAR TÜKENDİ, TEDARİKÇİLERDEN SİPARİŞ BEKLENTİSİ DÜŞTÜ

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

HABER BÜLTENİ Sayı 88

HABER BÜLTENİ Sayı 20

HABER BÜLTENİ Sayı 50

HABER BÜLTENİ Sayı 106 PERAKENDECİLERİN TEDARİKÇİLERDEN SİPARİŞ VE SATIŞ BEKLENTİLERİ DÜŞTÜ

HABER BÜLTENİ xx Sayı 45

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

Çok tatil yapan ülke imajı yanlış!

HABER BÜLTENİ Sayı 87 ŞUBAT AYINDAKİ SERT DÜŞÜŞÜ BEKLENTİLERDEKİ ARTIŞLA TELAFİ EDEN TEPE, HALA NEGATİFTE

HABER BÜLTENİ Sayı 38

KONYA İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN, FİYAT BEKLENTİSİ DÜŞTÜ

HABER BÜLTENİ Sayı 29

HABER BÜLTENİ xx Sayı 14

HABER BÜLTENİ xx Sayı 40

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ

HABER BÜLTENİ Sayı 22

HABER BÜLTENİ Sayı 91 GELECEĞE YÖNELİK OLUMSUZ BEKLENTİ PERAKENDE GÜVENİNİ DÜŞÜRDÜ

HABER BÜLTENİ Sayı 90

HABER BÜLTENİ Sayı 25 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDEN UMUTLU

HABER BÜLTENİ xx Sayı 26 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDEN UMUTLU

8 Aralık 2016, İstanbul

KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN FİYAT BEKLENTİSİ DÜŞTÜ

1 Şekil-1. TEPE (Şubat 2016 Şubat 2017) 1

AVRUPA BİRLİĞİ OTOMOTİV SEKTÖRÜ

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

HABER BÜLTENİ Sayı 4

AB de Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

1 Şekil-1. TEPE (Mart 2017 Mart 2018) 1

HABER BÜLTENİ Sayı 24

HABER BÜLTENİ xx Sayı 10

HABER BÜLTENİ Sayı 31

HABER BÜLTENİ Sayı 97

HABER BÜLTENİ Sayı 51

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

HABER BÜLTENİ Sayı 26

Enerji Verimliliği: Yüzde 50 Çözüm

HABER BÜLTENİ xx Sayı 56

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

HABER BÜLTENİ Sayı 104 PERAKENDECİLERİN GELECEĞE YÖNELİK BEKLENTİLERİ OLUMSUZ

Avrupa Birliği Nedir?

HABER BÜLTENİ Sayı 49

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HABER BÜLTENİ xx Sayı 35

HABER BÜLTENİ xx Sayı 34

HABER BÜLTENİ xx Sayı 28 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN, ÇALIŞAN SAYISI BEKLENTİSİ ARTTI

HABER BÜLTENİ xx Sayı 13

HABER BÜLTENİ Sayı 9

HABER BÜLTENİ xx Sayı 39

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

HABER BÜLTENİ Sayı 17

İÇİNDEKİLER NÜFUS VE İŞGÜCÜ PİYASASI TASARRUFLAR

HABER BÜLTENİ xx Sayı 14

PERAKENDE GÜVEN ENDEKSİ (EKİM 2015)

HABER BÜLTENİ xx Sayı 33 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN ÇALIŞAN SAYISI BEKLENTİSİ ARTTI

HABER BÜLTENİ xx Sayı 8

Transkript:

Ekonomik Yaklaşım, 23(84), 55-80. KÜRESEL KRİZ VE KÜLTÜRÜN FİNANSMANI: AB ÖRNEĞİ ve TÜRKİYE HAKKINDA GENEL BİR DEĞERLENDİRME Berna UYMAZ * 25 Aralık 2012 tarihinde alındı; 24 Şubat 2013 tarihinde revize edildi; 18 Mart 2013 tarihinde kabul edildi. Özet Türkiye de tiyatroların özelleştirilmesine yönelik çalışmalar ilgili bakanlıklarca sürdürülürken, konu hem sanatsal hem de siyasi platformda tartışılmaktadır. Sözkonusu tartışmanın iktisadi analiz çalışmaları ise geri planda kalmaktadır. Makalenin amacı, küresel kriz sürecinde AB ve Türkiye deki kültür alanlarının finansman ve yönetimini incelemek ve bu çerçevede Türkiye de tartışılmakta olan tiyatroların özelleştirilmesi konusunu analiz etmektir. Makalede farklı kültür politikaları teorik ve ampirik olarak incelenmiştir. Buna göre her bir ülkenin kültür politikası, o ülkenin iktisadi, siyasi ve toplumsal özelliklerine göre şekillenmektedir. Elde edilen bulgulara dayanarak, kriz sürecinde Avrupa Birliği ve Türkiye de kültür politikalarının ve kültüre ayrılan kamusal kaynakların, ülkelerin iktisadi koşullarının yanı sıra özellikle de siyasi tercihlerden etkilendiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Kültür Politikalarının Yönetim ve Finansman Şekilleri, Küresel Kriz, Gösteri Sanatları (Tiyatro). JEL Sınıflandırması: H11, H40, H59, H70. * Dr., İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, Maliye Bölümü.

56 Berna UYMAZ Global Crisis and Financing of Cultural Policies: A General Evaluation on the case of EU and on Turkey Abstract Received 25 December 2012; revized 24 February 2013; accepted 18 March 2013. While studies regarding the privatization of theaters in Turkey are in progress in related ministries, the subject is discussed both in artistic and in political platforms. But the economic analysis of the debate is not discussed sufficiently. The purpose of this article is to examine administrative and financing methods of the cultural industries in the EU and in Turkey during the last global crisis and also in this context to analyze a debate on the privatization of theaters in Turkey. In the article cultural policies are analyzed in theoretical and empirical area. Accordingly, in each country the preferred sphere of culture and its administrative and financing stucture are determined by that country s cultural policy. According to the main findings of the article, during the crisis cultural policies and public resources allocated to culture in the European Union and Turkey are affected not only by countries economic conditions but also by their political preferences in particular. Keywords: Administrative and Financing Structures of Cultural Policies, Global Crisis, Performing Art (theatre). JEL Classification: H11, H40, H59, H70. Giriş Kamu ekonomisi çerçevesinde kültürün hangi alanlarının ne tür yönetim ve finansman şekline uygun olduğu teorik çalışmalarda incelenmektedir. Ancak bir ülkede hangi kültürel alanın önem taşıdığı ve bunun yönetim ve finansman şekilleri, teorik çalışmalardan çok o ülkenin iktisadi, siyasi ve toplumsal koşullarını yansıtan kültür politikalarınca belirlenmektedir. Küresel krizin ülke bazında farklılaşan kültür politikaları, özellikle de tiyatroyu da içeren gösteri sanatları üzerindeki etkisi makalenin asıl araştırma konusudur. Bu amaçla makalede öncelikle kültürün farklı altsektörleri ve bunların her birinin farklı özelliklerine uygun olan finansman ve yönetim şekilleri teorik olarak ele alınacak ve AB ile Türkiye de uygulanmakta olan

Küresel Kriz ve Kültürün Finansmanı: AB Örneği ve Türkiye Hakkında Genel Bir Değerlendirme 57 kültür politikaları analiz edilecektir. Daha sonra küresel krizde AB ve Türkiye nin iktisadi durumları dikkate alınarak, farklı ülkelerdeki varolan kültür politikalarının kamusal finansman durumları araştırılacaktır. Son bölümde ise Türkiye deki tiyatroların özelleştirilmesi hakkındaki gelişmeler ışığında, AB ülkelerinde krizde tiyatroyu da kapsayan gösteri sanatlarının finansmanı incelenecektir. 1. Kültürün Altsektörleri ve Yönetim-Finansman Çeşitleri Bazı devletler kültürel alanlarda yönetim, finansman veya faaliyetlerin üretiminde ulusal bazda yasal, siyasi ve iktisadi çerçevelere dayanan değişmeyen yapılar içermektedir. Diğer yandan bazı ülkelerde ise bu alanlarda tek yetkili devlet değildir; özel sektörle geliştirilen farklı etkileşimlerin de rolü bulunmaktadır. Kültürel alandaki geleneksel yapı, rekabet kuralları, kamu bütçesi/denetimi ve kurumların yönetimi, yasal regülasyonlar veya kamu-özel finansman ortaklıklarında yeni modeller, kamu idarelerinde özel sektörden uzman yöneticilerin istihdamı gibi yeni yönetişim yapılarınca da etkilenmektedir. Bu gelişmeler sonucunda bir yanda kamusal aktörler kâr amaçlı yatırımcı gibi davranmakta, diğer yanda vakıflar ise bölgesel kalkınmaya öncelik vermektedir (Cliche, Mitchell, Wiesand, Heiskanen ve Dal Pozzolo, 2002: 5). Sanatçılar, faaliyetler, yönetim ve kaynaklar açısından kültürel alanlardaki geleneksel ile yeni yapı ve kamu-özel-üçüncü sektör arasındaki etkileşim aşağıdaki Şekil 1 de ifade edilmektedir. Şekil 1: Kültürel Alanlardaki Farklı Yönetim, Finansman ve Faaliyet Sınıflandırması Yasal Düzenlemeler ve Geleneksel Kaynaklar Kamusal Finansman Şekilleri Kamu Otoriteleri, Kamusal Yönetim Politika önermeleri, eğitim, finansman, istihdam Sivil Toplum Kuruluşları Bilgi ve iletişim ağları Bireysel veya Grup Olarak Sanatçılar ve Kreatörler Vakıflar Koruma, proje desteği, akıl hocalığı Kar Amacı Güden Kuruluşlar/ İşletmeler Kültürel ürünlerin üretim ve dağıtımı Finansman: Kar için finansman, uzun dönemli çıkar ilişkileri, telif hakları vb. gibi ödemeler Kaynak: Cliche vd. (2002: 4). Özel Sektör Etkileşimi (Rekabet ve Ortak Çalışma) ve/veya Yönetim

58 Berna UYMAZ Şekil 1 e göre bir uçta kamu otoriteleri (public authorities), yasal düzenlemeler çerçevesinde geleneksel kamusal finansman şekillerini kullanarak kültürel alanda politika önermelerinde bulunmakta, ilgili alanda eğitim sağlamakta ve istihdam yaratmakta iken; diğer uçta kültür alanında kar amacı güden kuruluşlar/işletmeler (commercial cultural enterprises) ise kültürün piyasa koşullarında üretim ve dağıtımında kâr amacıyla faaliyette bulunmaktadırlar. Vakıflar (foundations) ve sivil toplum kuruluşları (non-governmental organisations) ise bu ikili yapının amaç ve araçlarının bir karmasıyla kültürün yönetim, finansman ve faaliyetlerini gerçekleştirmektedirler. Sanatçılar ve kreatörler ise bu çerçevedeki farklı etkileşimleriyle Şekil 1 in merkezinde yeralmaktadır. Ancak yukarıdaki şekilde genel olarak ifade edilen kültürün içeriği ve buna bağlı olarak da tanımı üzerine farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Örneğin Eurostat ın kültür tanımı müzeleri, arşivleri, gösteri/sahne sanatlarını, kütüphaneleri, kitap ve yayınları, görsel sanatları, mimariyi ve multimedyayı kapsamakta ancak spor ve turizmi içermemekte iken; OECD nin daha geniş kapsamlı olan kültür tanımı ise sporu, hayvanat bahçelerinin bakımını, kumsal ve parkları, radyo ve televizyon yayınları ve hatta bazı ülkelerde dini hizmetlerin sunumunu dahi içermektedir (Eurostat, 2011a ve OECD, 2006). Bu geniş kapsamlı konunun iktisadi olarak analizinin yapılabilmesi amacıyla yukarıda kültür başlığıyla genel bir ifadeyle ele alınan yapı 3 altsektöre ayrılabilir. Bunlar (Tomova, 2004: 12): 1- Sanat 2- Kültür endüstrisi 3- Eğlence sektörü Bu sınıflandırmaya farklı alt başlıklar ve içerikler eklenebilse de, ifade edilen 3 altsektör genel çerçeveyi verebilmektedir. Bu sınıflandırmadaki temel kıstas, altsektörlerin piyasada kendi kendilerini finanse edebilme özellikleridir. Kültürün altsektörlerinin bazıları piyasada varlıklarını sürdürebilme olanaklarına sahip iken, diğerleri değildirler ve bu durum kamusal finansman gerekliliğinin temel göstergelerinden biri olarak ifade edilmektedir. Böylece Şekil 1 deki kültür başlığıyla yapılan finansman yöntemlerindeki ayrıma, bir de her bir altsektörün özelliklerini dikkate alarak ek bir sınıflandırma daha yapmak gerekmektedir. Kültürün altsektörleri olan sanat, kültür endüstrileri ve eğlence sektörünün finansman yöntemlerindeki farklılıkları devlet-kültür-piyasa ilişkisi çerçevesinde sınıflandırmak amacıyla aşağıdaki Şekil 2 geliştirilmiştir.

Küresel Kriz ve Kültürün Finansmanı: AB Örneği ve Türkiye Hakkında Genel Bir Değerlendirme 59 Şekil 2: Kültürün Altsektörlerinin Finansman Şekilleri Devlet Sanatlar: -Gösteri sanatları -Güzel sanatlar -Kültürel miras Kültür Endüstrileri: -Basım - yayın -Müzik - kayıt -Audio Visual/TV, radyo, sinema -Multimedya Piyasa Eğlence Sektörü: -Müzikal işler -Show business -Festival, karnaval, park eğlenceleri -Bilgisayar oyunları Kaynak: Tomova (2004: 110). Ulusal bazda farklılıklar gösterebilse de genel olarak Şekil 2 deki sınıflandırmaya göre; 1- Teknik olarak sanat alanlarının, özellikle de gösteri/sahne sanatlarının, devlet desteği olmadan sadece bilet satış gelirleriyle kendilerini finanse etmeleri zordur. Sahne sanatlarının bütçesi, değişik oranlarda devlet bütçesinden sübvansiyon, proje destekleri, sponsorluk ve bağışlarla yürütülmektedir (Tomova, 2004: 12-13); 2- Kültür endüstrisinin finansmanında ise karma bir yapı sözkonusudur. Kitap basımı, müzik kaydı, film yapımcılığı, elektronik medya vb. faaliyetlerin klasik piyasa koşullarına gelir, harcamalar ve kar oranları bakımından uygunluğu tartışmalıdır. Bunlar hem kamusal (Avrupa da) hem de özel mal (ABD de) olarak değerlendirilebilirler. Kültür endüstrisinin neden olduğu pozitif dışsallık dikkate alındığında, örneğin yayım ve film yapımcılığı ulusal kültür sermayesinin oluşturulmasının temel faktörleri arasında sayılırlar ve bu nedenle de farklı şekillerde devletçe desteklenebilirler. Ayrıca kültür endüstrisinin pazar kapasitesi, olası ölçek ekonomisi için önemli bir faktördür. Bu nedenle geniş kültürel endüstri piyasaları olan ülkeler, bu alanların finansmanında daha fazla araca sahiptirler. Küçük ülkelerde ve az konuşulan dillerin olduğu örneklerde ise finansman piyasa koşullarında değil; devletin desteğiyle gerçekleştirilmektedir (Tomova, 2004: 12-

60 Berna UYMAZ 13). Piyasa ve devlet seçeneklerinin arasında Şekil 1 de aktarılmış olan vakıflar ve sivil toplum kuruluşları da bu alanda faaliyette bulunmaktadırlar. 3- Eğlence sektörü (müzik, gösteriler, multimedya, lunaparklar) ise devlet desteği olmadan piyasa koşullarında tamamıyla kendisini finanse edebilmektedir (Tomova, 2004: 12-13). Kültürün altsektörleri ve bunların özelliklerine bağlı olarak gerçekleştirilen farklı yönetim ve finansman yöntemlerinin genel çerçevesi ifade edildikten sonra aşağıdaki altbaşlıkta ülke bazında kültür politikaları örnekleri analiz edilecektir. 2. AB de ve Türkiye de Kültür Politikaları Son elli yılda kültür politikaları özerk bir alan olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak ulusal kültür politikaları alanında karşılaştırmalı çalışmalardaki güçlük, farklı tarihsel, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişme süreçlerine, siyasal rejimlere, siyasal kültüre, kamusal-özel alan ayrımlarına, ulus devlet inşa süreçlerine bağlı olarak kültürün resmi/ulusal tanımlarındaki çeşitlilik ve farklılıklara dayanmaktadır (Üstel, 2009: 10, 14). AB ye üye ülkelerde ve Türkiye de kültür politikaları tüm bu farklılıklara bağlı olarak şekillenmektedir. 2.1. AB de kültür politikaları 1985 yılında Avrupa Konseyi nce Batı Avrupa ülkelerinin ulusal kültür politikalarını değerlendirme ve bu ülkelerin benzer iktisadi koşullarına uygun temel hedefleri izleme programı yürütülmeye başlanmıştır. Ancak zamanla farklı iktisadisiyasi koşullardaki ülkelerin de Avrupa Kültür Konvansiyonu nu imzalamasıyla, kültür politikasının ana amacı Batı Avrupa nın temel hedeflerini yerine getirmekten ziyade, daha güncel olan ekonomik sorunlar karşısında sanatı, sanatçıyı ve kültürel alanları koruma, sektörel problemlere çözüm önerileri sunma, farklı iktisadi-sosyal koşullardaki kültür politikalarının izlenmesi ve ülkelerin kültür alanındaki istatistik ve raporlarını oluşturma şeklini almıştır (Mitchell, 2002: 5, 11, 12, 13). AB ülkelerinin kültür politikalarındaki farklılaşan öncelikleri aşağıda yeralan Tablo 1 de gösterilmektedir.

Küresel Kriz ve Kültürün Finansmanı: AB Örneği ve Türkiye Hakkında Genel Bir Değerlendirme 61 Tablo1: AB de Ülke Bazında Öncelikli Kültür Politikaları Öncelikli Kültür Politikası Kültürel miras ve müzeler Gösteri sanatları Kütüphaneler Edebiyat Spor Radyo-tv yayınları Sanat eğitimi Dini meseleler Ülkeler Yunanistan, İtalya, Malta, Kıbrıs, Almanya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Polonya, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsveç ve Birleşik Krallık Avusturya, Almanya, Bulgaristan, Estonya, Finlandiya, Danimarka, Macaristan, Malta, Hollanda, Polonya, İsveç Finlandiya, Danimarka ve Litvanya Estonya, Portekiz ve Almanya Belçika, Danimarka ve Portekiz Fransa, Almanya, Bulgaristan, Estonya ve Hollanda Avusturya, Belçika (Fransa Kantonu), Danimarka, İsveç ve Estonya Macaristan, Slovakya ve Romanya Kaynak: Klamer, Petrova, Mignosa (2006: 29-30). Tablo 1 e göre ülkelerin çoğunluğunda öncelikli kültür politikaları arasında, kültürel miras ve müzeler ile gösteri sanatları yeralmaktadır. AB genelinde kültür politikalarında 4 ana model bulunmaktadır. Bunlar (Dijan, 1997: 226-229 dan aktaran Üstel, 2009: 13): 1-Merkezi devletin kültür politikalarında yönlendirici olduğu devletler; 2-Bölgelerin kültür alanında önemli bir güce sahip olduğu adem-i merkeziyetçi devletler; 3-Kültür alanındaki yetkilerin dil topluluklarına bırakıldığı federal devletler; 4-Kültürel eylemin yarı özerk kuruluşlara bırakıldığı devletler. Bu ayrıma uygun olarak da AB de kültürün finansmanında 3 farklı sistem bulunmaktadır. Bunlar (Klamer vd, 2006: 14): 1- Yukarıdan Aşağıya ve Devlet Odaklı Sistem: İtalya ve Fransa da olduğu gibi bürokrat ve siyasiler kamusal fonların dağıtımında karar vericidirler; 2-İngiltere Sistemi: Bu sistemde ilgili bakan fonları devlet organlarına ve farklı proje ve uygulama alanlarına dağıtır; 3- Aşağıdan Yukarıya Sistemi: Bu sistemde bağımsız sanat konseyleri uzman tavsiyesinde bulunmakta ve finansal kararlar kültür bakanlığınca alınmaktadır. Doğu Avrupa ise farklı sistemlerin karmasını uygulamaktadır (Keresnyei, 2011: 116).

62 Berna UYMAZ Yukarıda ifade edilmiş olan farklı kültür politika ve finansman sistemlerinin AB bazında ülke örneklerine bakıldığında, kültür alanında bir bakanlığa sahip olan ancak bazı yetkilerin bu bakanlığın kontrolündeki daha alt kademedeki kurumlara devredildiği merkezi yönetimle idare edilen ülkeler: Kıbrıs, Fransa, İrlanda, İtalya ve Lüksemburg tur. Avusturya, Belçika ve Almanya ise federal bir yapıya sahiptirler. Bu ülkelerde Almanya gibi kimi örneklerde merkezi bir kültür bakanlığı dahi yoktur ve bunun yerine alt kademedeki kamu kurumları (ilçeler, belediyeler) kültürel alanda sorumludurlar. Bu iki farklı yönetim şekli içinde İrlanda en merkezi yönetime sahip ülke iken diğer uçta Almanya, Danimarka ve Polonya en adem-i merkeziyetçi ülkelerdir. Doğu Avrupa ülkeleri bu iki uç kültür yönetimi örneklerinin bir karmasını sergilemektedirler. Kuzey Avrupa ülkelerindeki kültür yönetimi ise bir diğer grubu oluşturmaktadır (Klamer vd., 2006: 9). İngiltere de ise 60 yıldır sürdürülen kültür politikalarında serbest piyasacı yaklaşım ile Avrupa devlet modeli arasında bir yönetim politikası izlenmektedir (Smith, 2010: 6). Geçmişteki uygulama farklılıklarına rağmen Avrupa da her devlet kültür alanını bir bakanlık a bırakma eğilimindedir ve eskisi kadar merkeziyetçi değildir. Günümüzde Avrupa daki ülkelerde kültür alanının aktörleri, mesleki kuruluşlar ve sendikalar tarafından temsil edilmekte, karar alma süreçlerinde etkide bulunabilmektedir (Üstel, 2009: 14). Tüm ülke örneklerinde ortak durum şahısların, şirketlerin ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarının kültür politikasında aktif rol alma olanaklarının artmasıdır (Klamer vd., 2006: 9). Kültür politikalarının finansmanı açısından bakıldığında ise AB içinde uluslararası kültürel işbirliği çerçevesindeki fonlar 1 dışında, ülkelerde doğrudan ve dolaylı kamusal finansman desteği ile özel kesimden finansman desteği bulunmaktadır 2. Kültürün üçüncü sektörce finansmanı, Anglo-Saxon geleneğini yansıtmakta ve tüm Avrupa ya yayılmaktadır. Ancak yerel veya merkezi kamu yönetimleri, piyasa veya üçüncü sektöre göre halen kültürün temel destekçisi konumundadır (Klamer, vd., 2006: iii, iv, 3). Devletin kültür harcamalarına katkısı merkezi hükümet, şehir/bölge ve belediyeler düzeyinde olabilmektedir. Aşağıdaki Grafik 1 de AB de ülkelerin kültür politikalarının finansman şeklini analiz etmek amacıyla devletin kültür politikaları harcamalarındaki merkezi hükümetlerin payı gösterilmektedir. 1 Bu fonlar, Avrupa Kreatif Programı (Creative Europe Programme) ve 2014-2020 yılları için kültüre ayrılan Yapısal Fonlardır. 2 Kültürel alandaki veri eksiklikleri nedeniyle bu alanda kantitatif analiz yapmak oldukça güçtür. Devletin kültür harcamaları başlığı altında genellikle sadece merkezi kültür bakanlığının harcamaları bulunabilmekte ve piyasa ile sivil toplum kuruluşlarınca finansman verileri görülememektedir (Klamer, vd., 2006: iii).

Küresel Kriz ve Kültürün Finansmanı: AB Örneği ve Türkiye Hakkında Genel Bir Değerlendirme 63 Grafik 1: AB de Kültür Harcamalarında Merkezi Hükümetlerin Payı Merkezi Hükümetin Kültür Harcamalarındaki Payı (%) 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 Malta 2011 Romanya 2010 Polonya 2010 Estonya 2010 Çek Cumhuriyeti 2010 Danimarka (Federal) 2009 Bulgaristan 2009 Avusturya 2008 Portekiz 2009 Norveç 2009 Finlandiya 2009 Macaristan 2009 Slovakya 2008 Almanya 2007 Letonya 2007 Slovenya 2007 Hollanda 2006 Fransa 2002 Belçika 2002 Kaynak: Council of Europe/ERICarts (2012). Birçok Avrupa ülkesinin kültürel kurumlara ve sanata farklı derecelerde kamu desteği verdiği görülmektedir. Genel olarak Batı Avrupa da kültürel aktiviteler ve tesisler kamu harcamalarının seyrine ve böylece de merkezi hükümetin politikalarına doğrudan kamusal finansman ve dolaylı olarak düzenlemeler aracılığıyla bağlıdırlar. Doğu ve Merkez Avrupa da durum biraz daha karışıktır (Bonet ve Donato, 2011: 7). Genellikle desteğin yapısı ilgili devletin genel yapısını da yansıtmaktadır (Wolf-Csanády, 1999: 255). Grafik 1 deki veriler, farklı tarihlerde ülkelerin merkezi hükümetlerinin kültür harcamalarındaki payını gösterdiğinden, Grafik 1 ülkeleri karşılaştırmak amacıyla değil, her bir ülkenin kültür politikasını anlamak amacıyla izlenmelidir. Farklı yönetim kademeleri dikkate alındığında bölgelerin ve belediyelerin en fazla otonomiye ve yerel kültürel alanlara katkı verme olanağına sahip olduğu ülkeler Almanya (%85), İspanya (%85), Polonya (%83) ve kültür alanındaki yetkilerin dil topluluklarına bırakıldığı ülkelerden biri olan Belçika dır (%97.6). Benzer şekilde Avusturya, Belçika, Danimarka, Hollanda, İsveç, Portekiz, İtalya ve Birleşik Krallık ta (İngiltere ve İskoçya) belediyelerin harcamaları merkezi harcamalardan daha yüksektir. Diğer yandan küçük bir ülke olan Malta da kültür harcamalarının tümü (%100) merkezi hükümet tarafından gerçekleştirilirken (şehir bölge ve belediyelerin payı sıfırdır), benzer şekilde Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde ise kültür için merkezi devlet bütçesinden ayrılan pay en yüksek kaynaktır.

64 Berna UYMAZ 2.2. Türkiye de kültür politikaları Türkiye de güçlü ve merkezi kurumlar dönemi olan 1920-1950 arası yıllardaki kültür politikasını bir tür ulusal kuruluş ve yapılanma olarak ifade etmek mümkündür. Tevhid-i Tedrisat Kanunu nun çıkarılması (1924), Türk Tarih Kurumu nun (1931) ve Türk Dil Kurumu nun (1932) kurulmaları, yeni rejimin merkezce düzenlenen ve yönlendirilen kültür yaklaşımını sergileyen üç önemli adımdır (Ada, 2009b: 87, 88). Sözkonusu dönem, devlet eliyle milli kültür inşaası dönemidir ve Batılılaşma politikasının kültür alanındaki en önemli örnekleri klasik Batı müziği, opera ve bale ile tiyatronun yaygınlaştırılmasıdır (Akdede, 2011: 12). Ulusal kültürün yaygınlaştırılmasında 1932 de kurulan Halkevleri ile 1940 ta açılan Köy Enstitüleri de etkili olmuştur (Ada, 2009b: 88-89). 1950-1980 döneminde DPT nin Beş Yıllık Kalkınma Planları nda kültür alanına yatırım yapılması ve kurumların geliştirilmesi kamu hizmetinin bir parçası ve devletin sorumluluğu olarak görülmekte iken, yine bu dönemde kültürün devletin dışında alternatif bir mekanizma olarak piyasa ile ilk teması gerçekleşmiştir (İnce, 2011: 47-48). 1950-1970 arasındaki dönem, 1960 darbesi sonrası yaşanan kısa bir ara dışında, kültür politikasında laissez faire anlayışı çerçevesinde politikasız politika dönemidir ve bu yıllarda Türklük ve İslam öğeleri kültür politikasında öne çıkarılmıştır (Ada, 2009b: 90). 1971 yılında Türkiye de Kültür Bakanlığı kurulmuş ve günümüzde sözkonusu bakanlık Kültür ve Turizm Bakanlığı adını almıştır (Akdede, 2011: 14-15). 1984 yılında büyükşehir belediyesi statüsü yaratılmıştır. Böylece yerel yönetimler kültürel alanda projeci ve yatırımcı olarak kendi uygulamalarını gerçekleştirmişler ve İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli gibi kentlerde belediyeler kütüphane, kültür, sanat ve gençlik merkezlerine yatırım yapmışlardır. 1980-2010 arasında kültür sektöründe özelleştirmelerin yaşandığı dönemde özel sektörün dünyada olduğu gibi Türkiye de de kültür alanına yatırımları artmıştır. Kültürün kamu-özel kesim işbirliği ile üretilmesi ana eksen halini almıştır (İnce, 2011: 48, 49). Daha önceleri devletin tek yönlü olarak belirlediği kültür politikasına karşın, örneğin 1998 de gerçekleştirilen Kültürel Alanda AB ye Yaklaşım Sempozyumu nun Sonuç Bildirisi nde devletin kültür alanını desteklemesi ancak bu alana karışmaması ifade edilmiştir. Türkiye nin AB ye üyelik çalışmaları ve kültür alanına yatırım yapmaya başlayan özel kesime yönelik düzenleme ve teşvikler özellikle 2000 ler sonrasında hızlanmıştır (Ada, 2009b: 93, 94-95). Devlet yatırımcı değil; düzenleyici konuma dönüşmüştür. 2004 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı iki yasa çıkartarak özel sektörü kültür alanına yatırım yapmaya teşvik etmiştir. Başta bankalar olmak üzere büyük finans ve sanayi grupları kendi açtıkları müze, kültür merkezleri, orkestralar, tiyatro kumpanyaları, yayınevleri ile kültür alanında yeralmışlardır. Küçük ve orta boy bağımsız galerilerin sayısındaki artış da yine bu

Küresel Kriz ve Kültürün Finansmanı: AB Örneği ve Türkiye Hakkında Genel Bir Değerlendirme 65 dönemin bir özelliğidir (İnce, 2011: 48, 49). 2005 yılı itibariyle Kültür ve Turizm Bakanlığı nın yanı sıra ulusal kültür politikaları üzerindeki çalışmalarını güncelleyen Avrupa Konseyi yle ilişkileri yürüten Dışişleri Bakanlığı da devreye girmiştir (Ada, 2009a: 1). Ayrıca kültür sektöründe sivil inisiyatif, dernek ve vakıflar zayıf da olsa faaliyettedir. Türkiye de günümüzde kültür politikasını ve bunun önceliklerini turizm ve ekonomi belirlemekte ve kültür politikalarında adem-i merkeziyetçilikten uzak bir şekilde merkezi yönetim egemendir (İnce 2011: 50-51). Türkiye de merkez ile çevre arasındaki bölgesel farklar, gelir dağılımı, eğitim düzeyi ve cinsiyet ayrımı kültüre erişim konusuyla yakından ilgilidir. Düşük gelirlilerin kültüre erişimi televizyon izlemekten ibarettir. Farklı kültürel imkanlardan ancak az sayıdaki üst gelir grubu faydalanmaktadır (İnce 2011: 50-51). Kültürel hizmet ve ürünlerin kültür politikası aracılığıyla Türkiye nin tüm coğrafi bölgelerine eşit oranda yayılabilmesi ise eğitim, maddi imkânlar ve fiziki kapasiteye bağlıdır (Seçkin, 2009: 117). Bu çerçevede incelendiğinde Türkiye de kültür dağılımında eşitsizlik olduğu görülmektedir (Ada, 2011: 41). Kültür endüstrisinin merkezi olan İstanbul, kültür üretimi ve tüketiminde ülkenin genelinden ayrı ele alınmalıdır. Öyle ki ülkenin kültür üretiminin yaklaşık üçte biri ve kültür tüketiminin %24 ü bu şehirde gerçekleşmektedir (İnce, 2011: 52). Örneğin Türkiye de gösterime giren yeni oyunların %57 si İstanbul da seyirciye sunulmuştur ve İstanbul daki seyirci sayısı ülke genelindekinin yarısını oluşturmaktadır (Kutlu ve Aksoy, 2011: 110). Bu durum, öncelikle gelir ve nüfus dağılımındaki çarpıklığın bir sonucu olsa da, mevcut kültür politikalarının Türkiye nin geneline yayılmasına yönelik başarısının da sorgulanması gerektiğini göstermektedir. 3. Kriz ve Kültürün Finansmanı 2008/2009 da derinleşen küresel kriz, hem AB ülkeleri arasında hem de Türkiye ekonomisinde farklı etkiler doğurmuştur. Kriz sürecinde ülkelerin iktisadi durumları ile kültür politikaları arasındaki etkileşimin incelenmesi, kültür politikalarının farklı yönetim ve finansman modellerinin kriz karşısındaki durumunu analiz edebilmek açısından önem taşımaktadır. 3.1. Küresel kriz süreci Küresel kriz, AB genelinde 2007-2011 yılları arasında makroekonomik göstergelerdeki olumsuz gelişmelerle takip edilebilmektedir.

66 Berna UYMAZ Tablo 2: AB ve Türkiye de Krizin Göstergeleri AB (27 ülke) Türkiye 2007 2008 2009 2010 2011 Büyüme Oranı (%) 3.2 0.3-4.3 2.1 1.5 Bütçe Açığı/GSYH -0.9-2.4-6.9-6.5-4.4 Borç Stoku/GSYH 59 62.2 74.6 80 82.5 Büyüme Oranı (%) 4.7 0.7-4.8 9.0 8.5 Bütçe Açığı/GSYH -1.5-2.8-7 -2.6 Borç Stoku /GSYH 39.9 40 46.1 42.4 39.2 Kaynak: Eurostat (2011). Tablo 2 ye göre AB genelinde 2009 da ekonomik daralma yaşanmış ve 2011 de henüz kriz öncesindeki büyüme oranları yakalanamıştır. Eurostat (2011) e göre 2010 ve/veya 2011 de küçülen ekonomiler Yunanistan, İspanya, Letonya, İrlanda, Romanya, İzlanda ve Hırvatistan iken, tahminlere göre 2012 de Belçika, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, İspanya, İtalya, Kıbrıs, Macaristan, Hollanda, Portekiz, Slovenya, Birleşik Krallık ve Hırvatistan ın ekonomileri küçülmeye devam etmektedir. Krizin bir diğer göstergesi ise Maastricht kriterlerince belirlenen rakamsal ve rasyo referans değerlerine, yani bütçe açığının GSYH nin %3 ünü, kamu borcunun ise GSYH nin %60 ını geçmemesi kuralına uyulamamış olunmasıdır. Öyle ki AB de bütçe açığının GSYH ye oranı 2008-2009 krizi sırasında kötüleşmiş, 2010 da ise kısmi bir iyileşme yaşanmıştır ancak yine de 2011 itibariyle kriz öncesindeki seviyelere dönülememiştir. Bütçe açığı bakımından 2010 ve 2011 de en kötü durumda olan ülkeler İrlanda, Yunanistan, İspanya, Portekiz, Birleşik Krallık ve İzlanda dır. Bütçe açığındaki sözkonusu kısmi iyileşme, borç stokları durumunda ise sözkonusu değildir. Bilakis AB genelinde borç stoklarının GSYH ye oranındaki artış, krizin ilk yıllarında olduğu gibi 2010 da ve 2011 de de 6 ülke hariç diğer AB ülkelerinde sürmektedir. Borç/GSYH açısından en kötü durumdaki ülkeler Belçika, İrlanda, Yunanistan, İtalya, Portekiz ve İzlanda dır. Krizde küçülen ekonomilerin sayısı artarken, ayrıca Maastricht kriterlerindeki referans değerler konusunda sorunlar yaşandığı dikkate alındığında ve 2012 için yapılan tahminlere dayanarak AB ekonomileri için krizin henüz bitmediğini söylemek yerinde olacaktır. Tablo 2 deki verilere göre Türkiye ise kriz sonrasında AB ülkelerine nazaran büyüme, bütçe açığı ve de borç oranı bakımından daha iyi durumdadır. Ülkeler arasında iktisadi koşullardaki bu farklılıkların kültür politikalarının yönetimi ve kültüre ayrılan merkezi hükümet bütçesindeki, bölgesel düzeydeki ve belediyeler düzeyindeki kaynaklar üzerindeki etkisi aşağıda araştırılacaktır.

Küresel Kriz ve Kültürün Finansmanı: AB Örneği ve Türkiye Hakkında Genel Bir Değerlendirme 67 3.2. Kriz sürecinde kültürün finansmanının analizi Düşen üretim, GSYH de küçülme, artan borç stoku krizi sosyal hayatın her alanında görünür kılmakta ve kriz, diğer sektörleri olduğu gibi kültür alanını da etkilemektedir. Küresel krizin derinleşmesi ve onun kamu bütçesine etkisi nedeniyle kamunun kültürel alanların finansmanına katkısında değişiklikler yaşanmaktadır. Bu durum doğrudan kültürel üretimin ve ayrıca dolaylı olarak da kültürel tüketimin azalmasına neden olmuştur (Eurostat, 2011b). Hem kamu hem de özel sektörde kültür ve sanata ayrılan kaynaklarda yaşanan kesinti özellikle dikkati çekmektedir (Ada, 2011: 35). Öyle ki altyapı, kültür kurumlarının ve aktivitelerin finansmanı, kültürel alanlara talep, kültür piyasasının gelişimi, aktivitelerin şekli, kültürel alanlardaki eğitim, kültürel sistemin insan kaynaklarının yapısı ve büyüklüğü, bu alandaki yönetici ve çalışanların yaklaşım ve davranış kalıpları... vb. kültürün altsektörleri de dahil olmak üzere krizin etkisi kültür hayatını etkilemektedir. (Moldoveanu ve Ion-Franc, 2011: 33). Ancak kriz sürecinde tüm Avrupa da aynı trend izlenmemekte ve kültürün finansmanında çok farklı gelişmeler görülmektedir. 2009 dan 2011 e dek bazı ülkelerde kültürel alanlarda kamu finansmanı azalırken, bazılarında eski seviyelerin korunması sağlanmıştır veya birçok Avrupa ülkesi krize karşı kültür politikalarında yapısal değişikliklere gitmeden sadece kademeli ayarlamalar yapmışlardır (Bonet ve Donato, 2011: 7). Grafik 2: AB de Kültür Harcamalarının GSYH deki Payı (%) 1.4 1.2 1.0 2002-2007 2008 2009 2010 0.8 0.6 0.4 0.2 0.0 Bulgaristan Çek Cumhuriyeti Almanya Estonya Yunanistan Kaynak: Eurostat (2011). Litvanya Lüksemburg Macaristan Malta Hollanda Avusturya Polonya Portekiz Slovenya Finlandiya Norveç

68 Berna UYMAZ Eurostat ın kültür tanımına göre AB kültür politikaları kapsamındaki ülkelerin ortalama kültür harcamalarının GSYH deki yüzdesi 2002-2007 yılları arasında en düşük % 0,1 (Yunanistan) ila en yüksek % 1,2 (Estonya) arasında değişmiştir 3. Sözkonusu dönemde kültüre doğrudan kamusal destek, özellikle Merkez ve Doğu Avrupa da artmıştır. Yeni üye olan ülkelerin merkezi hükümetlerinin kültür harcamalarındaki artış, diğer AB ülkelerindeki seviyelerden daha yüksek gerçekleşmiştir (Klamer, vd., 2006: 58). Küresel krizle birlikte 2008-2010 yılları arasında da yine Yunanistan (% 0.1) ve Estonya (% 1.4-% 1.1) limit değerleri taşımışlardır. Krizde ülkelerin büyüme oranlarındaki değişimi de dikkate alarak doğrudan merkezi devlet düzeyinde kültürel bütçelerin izlenmesi, kültüre ayrılan kaynaklar hakkında daha doğru yorum yapabilme imkânı vermektedir. Kriz süresince kültür bütçesini izlemek amacıyla CultureWatchEurope Platformu nun AB ye üye 21 ülke arasında gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre Çek Cumhuriyeti ile Portekiz de henüz küresel krizin öncesinde dahi kültür bütçelerinde kesintiye gidilmiştir (Wiesand, 2011). Kamunun koruyucu ve düzenleyici rol aldığı Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinde dahi krizde sözkonusu ülkelerin kültür bütçelerinde %30 a yakın azalma yaşanmıştır (Ada, 2011: 35). Kültüre ayrılan kaynakların büyüklüklerindeki farklılıklar açısından incelenmiş olan 21 ülkenin 9 unda 2009-2011 arasında limit değerleri -4% (Avusturya) ila -26% (Yunanistan) olmak üzere kesintiye gidilmişken, 9 ülkede ise 5% (Belçika, Fransa) ila +38% (Ukrayna) arasında değerler olmak üzere artış yaşanmıştır. Düşük enflasyona sahip Finlandiya, O nu izleyen Malta ve Estonya kültür bütçesinin gelişimi açısından iyi durumdaki ülkelerdir. Norveç ve Almanya da ise kültüre ayrılan kaynaklar kriz öncesi seviyelerine yakın düzeyde kalmıştır (Inkei, 2011: 4). Uzun dönemlerce uygulanmakta olan bir kültür politikasının varlığının, kriz yönetiminde anahtar role sahip olduğu görülmektedir (Toth, 2011: 233). Krizin kültür harcamalarını azaltmadaki en büyük etkisi, kültürel yatırımların finansmanının özellikle sponsorluk veya gişe hasılatına bağlı olduğu ülkelerde ve küresel alanda çalkantılı sanat ve medya piyasalarının kamu politikalarıyla desteklenmediği ülkelerde görülmektedir (Wiesand, 2011). Krizle mücadele için merkezinde piyasa olan uzun dönemli liberal politikaları uygulayan Birleşik Krallık ta yine de kamusal kaynaklar da bırakılmamakta (Toth, 2011: 232); kültürün finansmanının %53 ü kamusal kaynaklardan karşılanmakta ve bu payda kriz 3 OECD nin daha geniş kapsamlı kültür tanımına göre ise sözkonusu paylar en yüksek Lüksemburg ve Danimarka da (%2) ve en düşük ise Yunanistan da (%0,4) olmak üzere değişmiştir (Klamer vd., 2006: 28).