Arabuluculuk çalışmalarımız sürecek

Benzer belgeler
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Türk-Japon Ekonomi Forumunda konuştu

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Milletten destek alan sadece millete hesap verir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Venezuela Devlet Başkanı Maduro ile ortak basın toplantısında konuştu

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Türkmenistan ata yurdumuz

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

TOPLAM 30 TOPLAM 30 TOPLAM 30

Erdoğan ve Maduro görüşmesinin ayrıntıları neler?

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

MÜSİAD MÜSİAD KÜRESEL GÜÇ

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimiz, Afrika'nın Tamamında Müstakil Büyükelçiliklerimizin Olmasıdır

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

Türkiye, e-ticarette yüzde 5 e ulaştı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ (TÜRKÇE LİSANS PROGRAMI) 4 YILLIK DERS PLANI

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

"Türkiye'nin Afrika'ya yaklaşımı emperyalist değil"

İstihdamın teşviki ayrı olacak

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

tarih ve 463 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki-1

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

MİLLİ SAVUNMA BAKANI DIŞARIDA KALDI

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

AVRASYA İNCELEMELERİ MERKEZİ CENTER FOR EURASIAN STUDIES RUSYA/KARLOV: ŞİÖ KONUSUNDA KARAR ANKARA'NIN Bloomberght, 30 Kasım 2016

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

Başbakan Yıldırım, Ankara YHT Garı açılış töreninde konuştu

"Türkiye, Gürcistan'a ilham kaynağı olabilir"

TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ AVRUPA YA İŞ ZİYARETLERİNDE BULUNDU

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

GÜNLÜK BÜLTEN 03 Temmuz 2014

Araştırma Notu 15/179

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Akdeniz'i bize kimse kapatamaz

Şişecam, Yenişehir de dünya genelinde tek lokasyonda kurulu en büyük Cam Kompleksi nin yeni yatırımlarını açtı.

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

İSLAMİ BANKALAR VE FİNANS KURUMLARI GENEL KONSEYİ (CIBAFI) GLOBAL FORUM 2018

ABD Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Treiber den SGK ya ziyaret

Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Davutoğlu: Avrupa'nın kaderi iki ülke olmadan yazılamaz

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Türkiye 2025 yılına gelindiğinde, dünyada önemli ülkelerden biri olacak. - Haberler - Gizli ilimler Sitesi

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

G-20 TÜRKİYE 2015 ÇALIŞTAYI

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı faaliyette

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

N OLACAK ŞİMDİ? BEKİR AĞIRDIR. 26 Kasım 2015

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Başbakan Yıldırım, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsünde konuştu

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

Yüzde 4 lük büyüme hedefini değiştirmedik

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

Körfez'in petrol zengini ülkesi: Kuveyt

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

SGK 4. Olağan Genel Kurulu ÇSG Bakanı Süleyman Soylu nun Başkanlığında Gerçekleştirildi


SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

İTO Başkanı İbrahim Çağlar: İstanbul yerli ve yabancı yatırımcıya muazzam fırsatlar sunuyor

Transkript:

Arabuluculuk çalışmalarımız sürecek Kasım 17, 2014-2:25:00 Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin ekonomik alanın çeşitlendirilmesi, siyasi anlamda daha barışçıl ortamların oluşturulması ve arabuluculuk gibi konularda çalışmalarına devam edeceğini bildirdi. Davutoğlu, Filipinler programı kapsamındaki konferansta, İngilizce yaptığı ve TRT Haber'de simültane tercüme edilen konuşmasında, Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığı yapacağını hatırlatarak, bu süreçte G-20 üyesi olmayan ülkelerle ilişkilerin güçlendirilmesine ağırlık vereceklerini söyledi. Filipinler'in önemli ekonomik gelişmeler ortaya koyduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle az gelişmiş ülkeler arasında bağlantı kurma görevini üstleneceğini vurguladı. "Türkiye ekonomik alanın çeşitlendirilmesi, siyasi anlamda daha barışçıl ortamların oluşturulması ve arabuluculuk gibi konularda çalışmalarına devam edecek" diyen Davutoğlu, bu hedefler için arabuluculukla ilgili olarak Finlandiya ile önemli bir girişim ortaya koyduklarını belirtti. Davutoğlu, arabuluculuk konusunda Balkanlar'da, Doğu Asya'da ve bölgelerinde Türk uzmanların görev almasına çalıştıklarını ifade ederek, Türkiye'nin İspanya ile "Medeniyetler İttifakı" kapsamında işbirliği çalışmaları olduğunu da anımsattı. "Türkiye sorunların çözümünde Filipinliler'in yanında olacak" Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Davutoğlu'na Malezya'da öğretim üyesi olduğu dönemde, eski bir öğrencisi tarafından Türkiye'nin dünya barışı yönündeki arabuluculuk faaliyetleriyle ilgili bir soru yöneltildi. Davutoğlu, eski bir öğrencisini görmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade etti. Arabuluculuk faaliyetlerinde empati ve sabrın önemli olduğunu her fırsatta dile getirdiğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Balkanlar'da 2010'da birçok arabuluculuk noktasında yer aldık. Irak'ta gruplar arasında 2006'da

arabulukculuk sürecimiz söz konusu oldu. 2008'de İsrail ile söz konusu oldu. Somali'deki gruplar arasında sürecimiz söz konusu oldu. Arabuluculuk alanında bütün bu diplomasi çabaları içerinde 12 yılda sorunların çözülmesi için proaktif bir yaklaşım ortaya koyduk. Bizler faal olmayı tercih ettik. Sorunlar gözönüne çıkmadan sorunların çözülmesi yaklaşımını ortaya koyduk." Suriye ve Irak'ta dışlayıcı yaklaşımlar yerine kapsayıcı yaklaşımların söz konusu olması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, kapsayıcılığın söz konusu olmaması halinde radikalleşme ve terörizm ortaya çıkacağının altını çizdi. Davutoğlu, Filipinlerin Türkiye'ye coğrafi olarak uzak ancak kültürel anlamda çok çok yakın olduğunu belirterek, Türkiye'nin sorunların çözümü için Filipinlilerin yanında olacağını kaydetti. Davutoğlu, Filipinler programı kapsamındaki konferansta, İngilizce yaptığı ve TRT Haber'de simültane tercüme edilen konuşmasında, TİKA'nın yaptırdığı bir sınıfı açılışında ziyaret ettiğini anımsatarak, kurumun Afrika'daki çalışmalarının son üç dört yıl içinde 3-4 kat arttığını belirtti. "Latin Amerika'da Brezilya ile ilişkilerin güçlendirilmesi, iki ülkenin karşılıklı olarak gerçekleştireceği ilişkiler çerçevesinde uluslararası arenada ikili olarak belli bir örnek ortaya koymakta" diyen Davutoğlu, karşılıklı olarak Latin Amerika'da da 7 tane yeni büyükelçiliğin açıldığını bildirdi. Davutoğlu, Doğu Asya'nın sadece dış ekonomik ilişkiler açısından değil, küresel ve ekonomik anlamda bir çekim merkezi olduğunu vurgulayarak, "Asya, uluslararası ticaretin liderliğini ortaya koymakta. 19. yüzyıl Avrupa'nın yüzyılıydı ticari anlamda, 20. yüzyıl Atlantik olarak ifade edilebilir ve 21. yüzyıl yeniden Asya'nın yükselişini ortaya koymakta. Bu çerçevede Asya ve özellikle Doğu Asya'yı anlayamazsak, buradaki gelişmeleri ve küresel ekonominin dönüşümüyle ilgili gelişmeleri anlayamayız" diye konuştu. Bir akademisyen olarak 90'lı yılarda burada bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyleyen Davutoğlu, çok dinlilik, çok kültürlülük açısından bu bölgenin çok önemli olduğunu ve bölgenin küresel kültür açısından ne şekilde katkı sağlayacağını ve sürecin nasıl işleyeceğini anlamaya çalıştığını dile getirdi. Siyaset tarihi dersine yeni kitap oluşturdu Başbakan Davutoğlu, Doğu Asya'daki değişen ekonomileri yakından izleme imkanı bulduğunu da belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu bölgedeki akademisyenlik hayatım, buradaki gelişmeleri, bazı yaklaşımlardaki tutarsızlıkları görmek açısından da çok önemli oldu. İlk Körfez savaşı sürecinde, Saddam'ın Kuveyt'i işgali sürecinde, burada hocalığım döneminde, siyaset tarihiyle ilgili olarak ders vermiş olduğum sınıfta olumlu bir şok yaşadım aslında çünkü sınıf küçük bir BM gibiydi. Müslümanlar, Hıristiyanlar, Budistler, Çinliler, Hindular bir aradaydı ve elimdeki kitapta da Yunan medeniyeti, Roma İmparatorluğuyla ilgili olarak sonra Hıristiyan medeniyeti, modernite, Hegels ve Marks ile bitmekteydi. Ancak kitapta Konfüçyizm, Hinduizm ve İslam medeniyeti yoktu. Ben baktığımda sınıfımda, şayet bu kitabı kullanırsam, bu çerçevede gençlere tarihin bir parçası olmadığını ifade ederim diye düşündüm ve o nedenle de bu kitabı kullanmadım, yeni bir kitap oluşturdum. Çin medeniyetiyle başlayan, Konfüçyizm, İsa öncesi süreç, Hıristiyanlık, Budizm ve İslam medeniyetinin bir araya getirildiği bir kitap oluşturdum. Yine Avrupa medeniyetinin içinde bulunduğu bir kitap haline geldi. Bu şekilde dersin içeriğini oluşturdum. Bunu neden gerçekleştirdim, çünkü burada kültürel ve ekonomik akışı insanlığın tek taraflı bakılmamalı. Tek taraftan bakıldığında çok önemli kayıplar söz konusu olabilir. Bütün tarihi, kültürel ve ekonomik akımlar, yaklaşımlar içerisinde olmalı bu tarihi anlatımlar. Bu açıdan bakılacak olursak bütün medeniyetle ilgili olarak gerçekleşecek kitaplara da bu şekilde yaklaşılmalı."

"Filipinler ile önemli adımlar atmaktayız" Başbakan Davutoğlu, Malezya'da yaşadığı süreçte, Filipinler'den de kültürel miras bakımından olumlu etkilendiğini, Dışişleri Bakanı olarak da Doğu Asya'nın Türkiye için önemli bir nokta olduğunu ifade eden bakış açısını ortaya koyduklarını vurguladı. Farklı ülkelerde büyükelçiliklerin sayısının arttırılmasının bu yaklaşımın bir göstergesi olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu kapsamda Laos'ta da yeni bir büyükelçilik açacaklarını kaydetti. Davutoğlu, "Önemli bölge ülkelerinde ikili olarak stratejik ilişkiler ortaya koyduk. Yine bugün de Filipinler'de stratejik olarak ilişkilerimizi güçlendirme açısından önemli adımlar atmaktayız" diye konuştu. Başbakan Davutoğlu, sadece ikili ilişkilerle değil 2010 yılında bir antlaşma imzalayarak Güneydoğu Asya Ülkeleri İşbirlilği Örgütü (ASİAN) ile bu ülkelerle işbirliği mekanizmaları oluşturulması konusunda anlaşma ortaya koyduklarını hatırlattı. Ahmet Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Filipinler de bu çerçevede çok önemli bir ülke bizim için. 2002'de 13 milyar dolarlık bir ticaret hacmi söz konusuydu ülkemiz ve bütün bölge arasında. Bu noktada 50 milyar dolara çıkarmış durumdayız. 2002'de göreve geldiğimizde Gayri Safi Milli Hasılamız (GSMH) 4 kat artmış durumda ve 820 milyar dolarlık bir GSMH noktasına getirdik. Ekonomimiz 4 kat arttı 2000'den bu yana. İhracatımız da yine gelmiş olduğumuz noktada 150 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Bizim hedefimiz elbette ki daha da yükseği. 2 tirilyon dolarlık bir GSMH ile ilk 10'a girebilmek ve toplam ihracatımızı da 500 milyar dolara çıkarabilme hedefini ortaya koymaktayız. Bütün bu açılımlar bizler için iyi ilişkiler oluşturmak gibi siyasi çabalara ve bunu yanı sıra ekonomik boyuta sahip ve çeşitlendirmemiz gereken ekonomik, ticaret hedeflerimiz söz konusu." "Türkiye radikalliğe karşı cevap olabilir" Davutoğlu, Türkiye'nin küresel kültür dönüşümünü, çok kültürlülüğün önemli bir ülkesi olduğuna ve çok boyutlu kültürel içeriği olan bölgeleri yakın gördüğüne dikkati çekti. Türkiye'nin tarih boyunca İpek Yolu ve Avrupa arasında çok önemli bir ülke olduğunu bildiren Davutoğlu, Avrupa tarihinin Viyana'ya kadar çok önemli bir parçası olan Türkiye'nin AB'ye adaylığını anımsattı. Davutoğlu, "Kültürümüzde dini çoğulculuk söz konusu. Türkiye önemli kazanımlara haiz. Bütün bunlar bize kültürel anlamda bir karakter sağlamakta ve bununla birlikte radikalliğe karşı önemli bir cevap olabilme kapasitesine sahibiz" diye konuştu. Davutoğlu, Filipinler Dışişleri Bakanlığında verdiği konferanstaki İngilizce yaptığı ve TRT Haber'de simültane tercüme edilen konuşmasında, 65 yıl önce iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana Filipinler'i ziyaret eden ilk Türk Başbakanın kendisi olduğunu ve bundan mutluluk duyduğunu ifade etti. Devlet Başkanı Benigno Aquino ile ilişkilerini ikili, bölgesel ve uluslararası boyutlarda ayrıntılı bir biçimde gözden geçirme şansı bulduklarını dile getiren Davutoğlu, Türkiye-Filipinler ilişkilerinde yeni bir dönem başlatma kararı aldıklarını söyledi. Artık ilişkilerin stratejik ortaklığa dönüştürme zamanının geldiğini belirten Davutoğlu, bu nedenle

mümkün olduğunda her yıl üst düzey ziyaretlerde bulunma ve Karma Ekonomik Komisyon toplantısını da mümkün olan en kısa sürede toplama kararı aldıklarını kaydetti. Ekonomik ve toplumsal ilişkileri her alanda geliştirme kararı da aldıklarını aktaran Davutoğlu, Filipinler'e ilk kez 1983'de master öğrencisi olarak bir konferans için geldiğini anlattı. Filipinler'in son 20 yılda demokrasisinde, siyasi istikrarında ve ekonomik kalkınmasında ne kadar etkileyici bir ilerleme yaptığını gördüğünü ifade eden Davutoğlu, "1990'da da üniversitede çalışmak için Malezya'ya geldiğimde Güneydoğu Asya ile ilgili özel olarak çalışmaya karar verdim ve Jose Rizal hayranıydım. Rizal, bizim gibiler için rol modeliydi. Filipinler kültürünün derinliğini anlamak isteyenler Rizal'ın görüşlerini ayrıntılı bir biçimde öğrenmelidir" diye konuştu. Rizal'in, sadece entelektüel açıdan değil siyasi alanda da son derece etkileyici bir kariyere sahip olduğunu belirten Davutoğlu, "19. yüzyılın son çeyreğinde doğru siyasi vizyonu olan entelektüellerin ilk örneği olarak Rizal, Asya'dan yükselen saygınlık, eşitlik ve entelektüel derinliğin sesiydi. Büyük bir entelektüel ve siyasi eylemci olarak Rizal, diğer ülkelerde bağımsızlık savaşını başlatan sömürgeciliğe karşı gelen Gandhi'nin hatta Atatürk'ün öncüsüydü. Bir kez daha saygıyla anıyorum. Bu sabah mezarını ziyaret ettiğimde edebiyata, şiire, romana yaptığı katkıları düşündüm" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin açılma politikası, Asya-Pasifik bölgesine yaklaşımının da önemli olduğunu ifade eden Davutoğlu, Devlet Başkanı Aquino ve ekibini Mindanao'daki barış süreci için tebrik etti. Bu sürece katkıda bulunmaktan büyük gurur duyduklarını belirten Davutoğlu, sürecin ilk aşamalarından itibaren sürekli temas halinde olduklarını, Aquino'nun, Filipinler'de bilge bir liderlik örneği sergilediğini vurguladı. Sorunu çözmek ve toplumun tüm kesimlerini birleştirmek için ve etnik ya da dini çatışmaya yaşayan dünyanın diğer yerlerinde de örnek olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: "Sürecin çözülmesine yardımcı olan uluslararası kurulun başında Türk bir diplomat yer alıyordu. Türk diplomasisine duyduğu güven için teşekkür ediyoruz ve bu sürecin başarılı olması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Çünkü Malezya'ya geldiğimde Ramos'un Filipinler'in Devlet Başkanı olduğunu hatırlıyorum ve bölgedeki tüm ülkeler, bu tür sorunlar yüzünden son derece güç bir dönemden geçiyordu. Artık Filipinler'in yanı sıra bölgedeki tüm halklar için umut söz konusu. Bu bir başarı öyküsü. Sürece katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Sürecin tüm tarafları ile omuz omuza çalışacağız. Bu, etnik ve dini çatışmaların devam ettiği Suriye'de, Irak'ta ve diğer bölgelerde de ihtiyacımız olan şey. Bu çatışmalar, sadece bu ülkeleri değil, komşu ülkeleri de etkiliyor." Davutoğlu, 30-35 yıla bakıldığında üç büyük dönüşüm bulunduğunu ifade ederek, "Bunlardan biri Soğuk Savaş'ın sonuydu. Bu, jeopolitikal bir deprem olarak nitelenebilir. Soğuk Savaş'ın kutuplaşma zihniyeti sona erdiğinde yeni bir dönem başladı. Daha sonra Filipinler, Güneydoğu Asya, Doğu Avrupa ve Orta Asya dahil birçok bölgede demokrasi yeşermeye başladı ve dünya ekonomisinde genişleme oldu" dedi. İkinci dönüşüm ise 11 Eylül 2001'den sonra meydana geldiğini aktaran Davutoğlu, bu tarihten sonra uluslararası toplumun, demokratikleşmeden çok güvenlik hakkında endişelenmeye başladığını söyledi. Hükümetlerinin 2002'de iktidara geldiğini anlatan Davutoğlu, "Felsefemiz demokratikleşme, özgürlük alanının genişletilmesi, özgürlük ve güvenlik arasında dengenin kurulması ve ekonomik büyümeydi" diye konuştu. İktidara gelince ekonomik büyüme hedefi ile dış politika dinamiğini ortaya koyduklarının altını çizen Davutoğlu, Türkiye'nin çok boyutlu dış politika yürüttüğünden bahsetti.

Davutoğlu, 2007'deki küresel kriz sürecinde de bir dönüşüm olduğuna işaret etti ve bu süreçte pekçok ekonomik ve siyasi sorun yaşandığını aktardı. Finansal krizin bir ekonomik krize dönüştüğüne dikkati çeken Davutoğlu, bunun işsizlik sorunu olarak kendini gösterdiğini belirtti. Davutoğlu, ekonomik ve siyasi krizlerden dolayı Türkiye etrafında birçok kırılgan ülkenin bulunduğunu dile getirdi. Bu bağlamda yeni bir plan ve stratejinin ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Türkiye dış politikasına referansta bulunduğumda şunun altını çizmekteyim: Türkiye'nin çok boyutlu karakteri. Buradaki başlıca parametre, dış politikamız açısından, jeopolitik ve tarihi arka plan çerçevesinde hareket etme" diye konuştu. "Bölgedeki tüm konuları takip etmek zorundasınız" Jeopolitik açıdan Türkiye'nin Avrupa, Asya, Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar, Akdeniz ve Karadeniz ülkesi olduğunu belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz bir çok coğrafyanın parçasıyız ve bütün bu coğrafyaların sorunlarına yönelik çözümler ortaya koymak durumundayız. Brüksel'de bulunduğumda bir Avrupalı olarak bulunuyorum, Manila'da bir Asyalı olarak bulunuyorum, Balkanlar'da bir Balkanlı lider olarak bulunuyorum. Birçok konulara hitap etmek durumundasınız, zorundasınız. Bu çok boyutlu bir coğrafya. Ve elbette, bazı avantajlar ve riskler ortaya koymakta. Siz, bu çerçevede bölgedeki tüm konuları takip etmek zorundasınız, bölge içerisinde bulunarak ve bu sorunlar çerçevesinde değişimlere de uyum sağlamak zorundasınız." Türk ekonomisi ile Avrupa ekonomisi arasında derin ilişkiler bulunduğunun altını çizen Davutoğlu, 2007'de Avrupa'da kriz ve daralma söz konusu olduğunda, Türkiye'nin yeni yollar bulma arayışına girdiğini kaydetti. Davutoğlu, Türkiye'nin bu süreçte Ortadoğu'ya, Balkanlar'a, Kafkaslar'a ve çevresindeki diğer ülkelere döndüğünü belirtti. Davutoğlu, bu dönemde Türkiye'nin Avrupa'ya yüzde 57 olan ihracatının yüzde 37'ye düştüğünü, etrafındaki ülkelere olan ihracatının ise yüzde 8'den yüzde 33'e yükseldiğini bildirdi. Türkiye'nin ortaya koyduğu prensiplere de değinen Davutoğlu, şunları kaydetti: "Demokratikleşme, iç barış ve güvenlikle demokrasi arasındaki denge. Bu 12 yıl içerisinde Türkiye'de tutarlı bir şekilde demokratikleşme süreci yaşandı. Bu durum bir momentum oluşturdu ki siyasi meşruiyetinin temelini oluşturdu, siyasi hayat anlamında önemli oldu. İkincisi ise aktif dış politika... Şayet çevremizde barış iklimi söz konusu olmazsa bu sizi olumsuz bir şekilde etkileyecektir." Davutoğlu, Arap baharı öncesi ve sonrası bölgede iç risklerin oluştuğunu anlatarak, bunlardan birinin de mülteciler sorunu olduğunu söyledi. Davutoğlu, SUriye'den gelen sığınmacılara da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "4 yıl içerisinde ülkemize 2 milyon mülteci aldık. Ülkedeki şiddet içeren rejimin bombalamasından kaçan ve IŞİD teröründen kaçanları misafir etmekteyiz. Bu sorunlar kendi dış politikanızı elbetteki etkiliyor. Irak'ta da bunun benzeri durum söz konusu. Son zamanlarda, Irak'tan da değişik gruplardan oluşan 250 bin mülteci söz konusu oldu. Türkiye, çok aktif bir şekilde bütün bu bölgede, komşu ülkeler çerçevesinde, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Ortadoğu'daki sorunlar karşısında aktif dış politikasına devam edecek.

Üçüncü boyut ise yeni alanlara açılma politikası, yeni bölgelere, yeni kıtalara. Burada temel olarak bir açıdan bakacak olursak, bölgemizdeki krizlere bir cevap söz konusu olmakta bu yaklaşım içerisinde. Çünkü bu bölgedeki ticari potansiyel de ilişkilerle ilgili potansiyel de azalabilmekte, aynı zamanda bir stratejik vizyonla bunun gerçekleşmesi söz konusu." Hükumetlerinin ilk dönemlerinden itibaren farklı kıtalara ve bölgelere açılma politikasını ortaya koyduğunu dile getiren Davutoğlu, yeni yaklaşımlarının, Afrika, Latin Amerika ve Doğu Asya açılımları çerçevesinde olduğunu anlattı. Davutoğlu, 2009'dan bu yana Afrika'da birçok büyükelçiliğin açıldığını ve yatırımcı ruha sahip işadamlarının da bölgede bulunduğunu aktardı. Etiyopya'da 2007'de bir şirket bulunduğunu ve toplam yatırımının yaklaşık 50 milyon dolar olduğunu aktaran Davutoğlu, şimdi 3,5 milyar dolarlık yatırımın ve 300'den fazla Türk şirketinin bu ülkede faaliyet gösterdiğini söyledi. Davutoğlu, Afrika'da bir kaç başkente uçan Türk Hava Yollarının, şimdi en büyük havayolu haline geldiğini söyledi. Davutoğlu, Filipinler programı kapsamındaki konferansta, İngilizce yaptığı ve TRT Haber'de simültane tercüme edilen konuşmasının ardından soruları yanıtladı. "Ekonominizin dört kat büyüdüğünü ifade ettiniz, bu çerçevede Filipinliler, Türkiye ekonomisindeki başarıdan ne gibi izlenimler elde edebilir?" sorusunu Davutoğlu, "Elbetteki bütün uluslar kendi şartlarına ve kendi politikalarına sahip. Aynı politikaları takip etmek farklı bağlamlarda, farklı ülkelerde zor olabilir ancak bizim yapmaya çalıştığımız şey, öncelikle demokrasinin öneminin altını çizmem gerekiyor. Demokratikleşmenin birinci başarı şartı siyasi istikrar ki bu demokratik yönetimler temelinde olmalı" diye yanıtladı. Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bazen siyasi istikrarlar açısından bakacak olursak 20-30 yıl belli risklerden ziyade demokratik temeller üzerine kurulmuş olan hesap ve ekonomik çerçevede oluşmuş olan bir süreç. Hukuk çerçevesinde hesap verilebilirlik çerçevesinde ortaya koyulan ve demokrasi olmazsa her hangi bir test söz konusu olmaz, demokrasi olursa bir test söz konusu olur. Tüm ekonomik sistemde bu testle siz dinamik bir hale gelirsiniz. Bu açıdan bakıldığında şayet performansınız iyi değilse hükümet olarak başka kişiler yönetime gelir. Bu test olmalı." Davutoğlu, kendileri için siyasi istikrarın, demokrasi temelinde çok önemli olduğunu, bunun başarının kaynağı olduğunu söyledi. Hükümet olarak 12 yıl içerisinde üç genel seçim, iki yerel seçim ve iki referandum geçirdiklerini, bunlarda başarılı olmak ve insanları ikna etmek açısından dinamik olunması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, makro ekonomik istikrar söz konusu olmadığı takdirde dış yatırım alınamayacağını kaydetti. Davutoğlu, "12 yıl içinde makroekonomik performansımız devamlılık ve istikrar açısından önemli veriler ortaya koydu. Bütçe açığı düşük tahmin edilebilir ekonomi oldu, rasyonel bir ekonomi oldu. Bu süre içerisinde yüksek oranda dış yatırım çektik, çekmiş olduğumuz dış yatırım daha önceki dönemden fazlaydı" dedi. Başbakan Davutoğlu, hükümet programı içerisinde, yeni hükümeti ortaya koyduklarını belirterek, programı sadece seçimlere göre hazırlamadıklarını, 2023'e göre hazırladıklarını dile getirdi. Bazı kritik sektörlerde dönüşüm programı açıkladıklarını hatırlatan Davutoğlu, Türkiye'nin turizmde altıncı büyük destinasyonu olduğunu, tarımda ise yedinci en büyük ülke olduğunu söyledi.

Davutoğlu, siyasi ve makroekonomik istikrarın bununla birlikte devam eden reformların, başarı için önemli olduğunu belirtti. "Sürecin devamı konusunda kararlıyız" Bir soru üzerine Davutoğlu, Filipinler'de bir dönem terör faaliyetinde bulunan MİLF sorununun çözümü konusunda yaşanan süreci hatırlatarak, bu süreçte hükümet ve MİLF'in karşılıklı talepleri bulunduğunu, sorunun çözümünde görev alan uluslararası iletişim grubuna da Türkiye'nin büyükelçisini komisyon başkanı olarak görevlendirerek destek verdiğini anlattı. Bazen barışın sürdürülebilir olmasının barışın gerçekleşmesinden daha önem kazandığını vurgulayan Davutoğlu, "Sürdürülebilir barış, çözüm açısından yeni bir sosyoekonomik dönüşüm gerektirmekte ve Türkiye bu açıdan, sosyo-ekonomik desteğe hazır. Bu çerçevede Türkiye, burada bazı hastane ve okulların restorasyonu konusunda destek olmakta. Bu sürecin devamı konusunda kararlıyız, desteğimizi ifade etmekteyiz" dedi. Davutoğlu, Filipinler'de yaşanan tayfun felaketinin ardından Türkiye'nin bölgeye yardım için gelen ilk ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, Filipinler hükümetinden, halkından bir talep söz konusu olursa Türkiye'nin elinden geleni yapmaya hazır olduğunu söyledi. Başbakan Davutoğlu bir soru üzerine, medeniyetler ittifakının 2005 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero tarafından başlatıldığını hatırlattı. Davutoğlu, medeniyetler ittifakına üye 114 ülkenin medeniyetler çatışmasını engellemek açısından birçok toplantı ve proje gerçekleştirdiğini, ittifakın BM sistemi içerisinde, küresel barışa destek ve geleceğe uyum açısından, en kapsamlı yapı olduğunu anlattı. "Türkiye, Filipinler ve Avrupa, aynı zamanda tüm bölge için bir geçit noktası olabilir" Konferansta Filipinler'in eski Devlet Başkanı Fidel Ramos da söz aldı. Ramos, Davutoğlu'nun burada herkesi ve Asya Pasifik i aydınlattığını ifade ederek, Türkiye nin Avrupa ile Asya arasında geçit görevi gördüğüne değinerek, Filipinler in de bölgede aynı şeyi yapmaya çalıştığını söyledi. Türkiye yi Süleyman Demirel in cumhurbaşkanlığı döneminde ziyaret ettiğinde, bu arzusunu dile getirdiğini, Demirel in Türkiye nin ve Filipinler in bölgelerinde geçit işlevi görmesi konusunda iyimserliği dile getirdiğini hatırlatan Ramos, 21. yüzyılda ülkelerinin bu durumunun güçlendirilmesine Türkiye nin yardımcı olmasını istedi. Başbakan Davutoğlu, deneyimli bir devlet adamından öğrenilecek çok şey olduğunu ifade ederek, Ramos'a teşekkürlerini sundu ve eski Devlet Başkanı'nı kürsüde birlikte oturmaya davet etti. Ahmet Davutoğlu, Ramos'un Türkiye ile Filipinler arasında ticaretin en üst seviyeye çıkarılması gerektiği yorumuyla ilgili olarak, iki ülkenin coğrafi konumlarının, bunun önünde bir engel teşkil etmediğini, aksine ekonomileri ve birbirlerine destek olmaları açısından bir kazanç olduğunu söyledi. Türkiye'nin, Filipinler ve Avrupa, aynı zamanda tüm bölge için bir geçit noktası olabileceğini dile getiren Davutoğlu, şu anda Türkiye de bin 300 Güney Asya şirketinin faaliyet gösterdiğini, daha fazla Güney Asya şirketinin, İstanbul da ofis açmasını arzu ettiklerini belirtti. Davutoğlu, İstanbul un uluslararası havacılıkta ana aktarma noktalarından biri haline gelmeye başladığını, bunun için İstanbul da çok büyük bir havaalanı inşa ettiklerine değinerek, Filipin şirketlerinin, Türkiye de ofis açmaları durumunda, Brüksel, Moskova, Cidde ve Bakü ye erişimlerinin

olacağını dile getirdi. Türkiye için de aynısının geçerli olduğunu belirten Davutoğlu, Türk şirketlerinin Manila da ofisler açmaları halinde Türkiye nin Güney Asya da ve Filipinler de daha aktif olacağını, Türk şirketlerini bunun için teşvik ettiklerinin altını çizdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1990 larda Devlet Başkanı Fidel Ramos un Türk liderlerle temaslarının sürecin başlangıcı olduğunu, bunun ilerleyen dönemde çok daha iyi seviyeye çıkarılacağı teminatı verdi.