Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Benzer belgeler
Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

KÜÇÜK UYKULAR BAHÇESİ

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut GÜNAYDIN! GÜNAYDIN! Resimleyen: Burcu Yılmaz

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

MATBAACILIK OYUNCAĞI

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Belmin Dumlu SAVAŞKAN,

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim.

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Ahmet Necdet (Sözer)

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ASLAN KRAL KORK. Resimleyen: Sedat Girgin

KIRMIZI KANATLI KARTAL

Küçüklerin Büyük Soruları-2

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Bilmece ŞİPŞAK BİLMECELER DEYİM VE ATASÖZLERİ. 2. basım. Resimleyen: Ferit Avcı

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Babamın Sihirli Küresi AYTÜL AKAL

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

4.Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMİŞ. 1.İsim : Turgut. 2.Soyadı: Yüksel. 3.Ünvanı: Öğretim Görevlisi. Derece Alan Üniversite Yıl

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Derleyen ve çeviren Erol Erduran

İletişim Yayınları 2472 Çağdaş Türkçe Edebiyat 426 ISBN-13: İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2017, İstanbul

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler. Gülten Akın

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

SAN Kİ ÖNCELEYİN GÜL AŞIK OLMUŞTU. kadının yeniden yaratılmasına sebebiyet vermiştir, onlara olan eşsiz aşkıyla. Bir yandan bu

MAVİ KUŞU GÖREN VAR MI?

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

ŞEBNEM İŞİGÜZEL Eski Dostum Kertenkele

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HÂLÂ HARİKA

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Yedi Güzel Adam'dan Biri: CAHİT ZARİFOĞLU

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Öykü KURABİYE EV. Resimleyen: Burcu Yılmaz

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Süleyman Bulut. Öykü ORMANDAKİ DEV. 4. basım. Resimleyen: Reha Barış

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Yönetmen: Nicolas Winding Refn Oyuncular: Ryan Gosling, Kristin Scott Thomas, Vithaya Pansringarm Senaryo: Nicolas Winding Refn Görüntü Yönetmeni:

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

Sanat ve Kuram Dizisi. Ayrıntı Yayınları

TEOG 1. Dönem Türkçe Denemesi (3) 1

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri

Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Tuğrul Tanyol. Beyaz at. Sönmüş kentleri dolaştım sessizlikte Boş meydanları, kirli sokakları Herkes kendi yankısının peşinde

Delal Arya HEYECANLI KİTAPLAR. Serüven. Resimleyen: Mert Tugen YEDİ DENİZLERDE 2. 2 Basım İSKELET SAHİLİ NDEKİ SIR

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

Transkript:

Sanat ve Kuram Dizisi Ayrıntı Yayınları

MÜSLÜM YÜCEL: 1969 da Urfa da doğdu. Bugüne kadar yayımlanmış kitapları şunlardır: Kalbimizin Kuyusunda Kardeştir Yaralarımız (şiir, 1994), İpek Yolu (şiir, 1996), Tekzip / Kürt Basın Tarihi (inceleme, 1998), Ahuzin (şiir, 2001), Su Masalı (masal, 2001), Ölü Evi (şiir, 2004), Edebiyatta Ölüm ve İntihar (İnceleme, 2004), Kına ve Ayna / Kürtlerde Ölüm ve İntihar (inceleme, 2004), Kuyu (hikâye, 2005), Evlilik İttifakı / Berdel ( inceleme, 2006), Türk Sinemasında Kürtler (inceleme 2006), Osmanlı Türk Romanında Kürt İmgesi (inceleme, 2010), Amara dan İmralı ya Abdullah Öcalan (biyografi, 2014). MÜSLÜM YÜCEL

Karanlık Kardeş Doğu ve Batı Edebiyatında Şeytan Müslüm Yücel

Ayrıntı: 959 Sanat ve Kuram Dizisi: 48 Karanlık Kardeş Doğu ve Batı Edebiyatında Şeytan Müslüm Yücel Yayıma Hazırlayan Derviş Aydın Akkoç - Aslı Güneş Son Okuma Ceren Ataer Müslüm Yücel, 2015 Bu kitabın tüm yayın hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak Fotoğrafı Pierre-Hugues Hétu / EyeEm / Getty Images Turkey Kapak Tasarımı Deniz Çelikoğlu Dizgi Kâni Kumanovalı Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım, Nisan 2016 Baskı Adedi 1000 ISBN 978-605-314-066-5 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr twitter.com/ayrintiyayinevi facebook.com/ayrintiyayinevi instagram.com/ayrintiyayinlari

Karanlık Kardeş Doğu ve Batı Edebiyatında Şeytan Müslüm Yücel

SANAT VE KURAM DİZİSİ BLUES TARİHİ Şeytan ın Müziği Giles Oakley TANGO Tutku nun Ekonomi Politiği Marta E. Savigliano SANATIN İCADI Bir Kültür Tarihi Larry Shin SANAT VE PROPAGANDA Kitle Kültürü Çağında Politik İmge Toby Clark FOTOĞRAF Çerçevedeki Gizem Mary Price MONA LISA KAÇIRILDI Sanatın Bizden Gizledikleri Darian Leader EDEBİYAT KURAMI Giriş/Genişletilmiş 2. basım Terry Eagleton EDEBİYAT VE KÖTÜLÜK Georges Bataille ZAMAN TÜNELİ Denemeler ve Notlar John Fowles KORKUNUN GÜÇLERİ İğrençlik Üzerine Deneme Julia Kristeva KATİLLER, SANATÇILAR VE TERÖRİSTLER Frank Lentricchia & Jody McAuliffe GÜRÜLTÜDEN MÜZİĞE Müziğin Ekonomi Politiği Üzerine Jacques Attali GÜZELLİK SEMPTOMU Francette Pacteau RABELAIS VE DÜNYASI Mihail Bahtin SANAT VE SORUMLULUK İlk Felsefi Denemeler Mihail Bahtin SANAT VE ESTETİK Peter de Bolla FLAMENKO Tutku, Politika ve Popüler Kültür William Washabaugh ARAP DÜNYASINDA MÜZİK Tarab Kültürü ve Sanatçılığı A.J. Racy ATEŞ VE GÜNEŞ Platon Sanatçıları Niçin Dışladı? Iris Murdoch GERÇEĞİN GERİ DÖNÜŞÜ Yüzyılın Sonunda Avangard Hal Foster SANATTA ANLAMIN GÖRÜNTÜSÜ İmgelerin Toplumsal İşlevi Richard Leppert SANATIN SONUNDAN SONRA Çağdaş Sanat ve Tarihin Sınır Çizgisi Arthur C. Danto KURMACA NASIL İŞLER? James Wood ANALİTİK RESİM ÇÖZÜMLEMELERİ Leyla Varlık Şentürk SIRADAN OLANIN BAŞKALAŞIMI Arthur C. Danto BUNU BEN DE YAPARIM Christian Saehrendt SANAT DÜNYALARI Howard S. Becker ARABESK Uğur Küçükkaplan ROMAN KURAMINA GİRİŞ Zekiye Antakyalıoğlu YAZMA CESARETİ Nihan Kaya HİÇLİĞİN ÖZGÜRLÜĞÜ Ceren Selmanpakoğlu TEKNOLOJİ-İNSAN BİRLİKTELİĞİ Selçuk Artut İKTİDARSIZLIĞIN İKTİDARI VE SANAT Emre Zeytinoğlu MARX'IN KAYIP ESTETİĞİ Margaret A. Rose Edebiyatta ve Felsefede VAROLUŞÇULAR VE MISTIKLER Iris Murdoch ŞİİR NASIL OKUNUR Terry Eagleton YALNIZ ŞİİR Şeref Bilsel ŞAİR VE TAİFESİ Hüseyin Köse TÜRKIYE NIN POP MÜZIĞI Uğur Küçükkaplan

İçindekiler Başlarken... 11 Giriş... 19 Söz Kapıları: Tanrılar, Tanrıçalar... 31 Göksel İmge... 33 Müzisyen Melekler... 38 Şeytanın Adları... 41 Aynada Şeytan Sırıtıyor... 42 Görülmüyor Ama Her Yerde... 46 Dante: Dite Kentinin İmarı... 46 Giovanni Boccaccio: Şeytaniler... 49 Shakespeare: Cadılar, Büyücüler, Hayaletler... 51 John Webster: Ak Şeytan...57 Milton: Şeytan Asi Kahramandır... 58 7

Fantastik Roman... 69 Cazotte: Âşık Şeytan...75 Jan Potocki: Zaragoza da Bulunmuş El Yazması...77 Matthew Gregory Lewis: The Monk... 80 Poe: Su, Peri, Hayalet ve Bir Melek Geçti... 84 Maupassant: Delilik ve İntihar Arasında... 96 Goethe Çağı I... 102 Tanrı nın Ölümü...102 Tanrısal Haşmet : Goethe...105 Marlowe dan Goethe ye: Faust...111 Goethe nin Meleklere Yaktığı Ağıtlar...116 Meleğin Ruhu: Marienbad Ağıdı...119 Şeytanla Konuşanlar... 126 William Blake: Sürekli Cennet...129 Byron: Özgürlük Meleği, Şeytan...142 Coleridge: Afyon ve İlham...148 Keats in Perileri...153 Shelley in Şeytanla Yürüyüşü...156 Lermontov un Melankolik İblisi...160 Hugo nun Özgürlük Meleği...163 Balzac, Dostoyevski... 167 Balzac...167 Dostoyevski...171 Yüzyıl Bağlanırken...183 Kurban, Hayalet, Deccal... 185 İmgenin Ortaya Çıkışı...185 Nietzsche: Deccal...187 Marx: Hayalet...190 Goethe Çağı II... 199 Zamanın Goethe si Thomas Mann...199 James Joyce, Eski nin Yeni Kahramanı: Ulysses...202 Şeytan, Sancaktar... 219 Nerval: Melankoli nin Kara Güneşi...221 Baudelaire...234 Baudelaire: Ensest ve Lezbiyen...253 Baudelaire in Şeytan a Duaları...259 8

Rilke...269 Rilke nin Tanrısı...270 Rilke nin Dini...276 Rilke nin Melekleri...277 Duino Ağıtları...283 XX. Yüzyıl ve Şeytan... 296 Yeats in Beyazı, Pound un Altın ve Kakası, Eliot ın Karası...298 Bekliyorum, Gelmiyorsun... 314 Kafka nın Mesihi: Gelmiş, Biri de Yardım Ediyor...314 Mayakovski Meleği...316 Benjamin!...323 Doğu da Şeytanın Aksi... 328 Doğu Edebiyatı...328 Şeytanın Ortaya Çıkışı...331 Bir Nokta: Şeyh Adiyy...343 Firdevsi den Şeyh Galip e...345 Rakip: Şeytan!...349 Doğu nun Modern Dönemi... 357 Arap, Fars ve İbrani nin Modern Şeytanı...357 Muhammed İkbal...368 Sâdık Hidâyet...371 Türk Edebiyatı... 378 Abdülhak Hamid...378 Tevfik Fikret...380 Hüseyin Rahmi Gürpınar...381 İki Lazar: Karay ve Safa...398 Bir İstisna: Hilmi Ziya...401 Mahpeyker ile Behlül Arasında...403 İlah...409 Handan...412 Peyami Safa...415 Sabahattin Ali...421 Cinayete Zemin, Cin Çıkarma...424 Şiirin Yasak Meyvesi... 427 Haşim in Başım Şiiri...428 Vuslat Cini...434 9

Darbe: Cine ve Şeytan a Açılma... 437 Kurtuluş, Bekleyiş...439 Mahşer Sonrası, Tanrı, Medüza ve Şeytan...452 1980 Sonrası Şiir ve Şeytan... 468 Mesihlerimiz...471 Cinler Tepemizde...473 Şeytan Şiire Tebelleş Oluyor...477 Gülseli İnal...481 Doğum Yeri: Kule...482 Bir Yüzü Olmayanlar, Yüz Verdiklerimiz: Tanrılar, Tanrıçalar..488 Meleklerin Konumlanışı...491 Şeytanın Gülümseyen Yüzü...497 Su ve Perilerle Bağlarken...505 Enis Batur...507 Bizi İlgilendiren, Yolun Sonu...509 Şeytanın Kısrağı...512 Tanrı, Melek ve Şeytan a Doğru...514 İblis e Göre İncil...519 Küçük (Aziz) İskender...522 Eşcinselin Tanrısı: Gizem ve Uyuşmazlık...524 Yeraltının Gayri Sakin Suları...529 İskender i Bitirirken...535 Kürt Edebiyatı ve Şeytan... 536 Kürtçe Şiirde Şeytan...537 Romanın Cin ve Şeytanları...539 Bitti...542 10

Başlarken I Kişisel bir hikâyeyle başlamak istiyorum söze. İnsan doğar doğmaz Şeytanın yüzünü görür ve ağlarmış; bende tersi olmuş, ağlamamışım, bir gün sonra da ninem burnumu sıkmış. Bu yüzden evdeki en küçük burun bana ait. Küçükken, ayakkabı ters duruyorsa ninem kızardı. Şeytan namaz kılıyor üstünde derdi. Tek başımıza kaldığımızda ya da banyo yaptığımızda şeytan yine yanımızda olurdu: Sana şeytan güldü değil mi? Islık çalmayın diye uyarılırdık, çünkü ıslık şeytanı çağırmaktı. Silah ve bıçakla oynamak da şeytanı çağırmak demekti. Falan yere gitmeyin, çünkü orada cinler ve periler toplanmışlardır, düğünleri vardır, çarparlar sizi. İlkokula gittiğim dönemlerde kimi kadınların içine cin girdiğinden bahsediliyordu. Bu kadınlar ziyaretlere götürülüyordu. Yıllar sonra öğ- 11

rendim, kadınlar aslında mutsuz kimseler; şeytan diyerek kendilerini koruyorlardı belki de, sevmedikleri birine tahammül etmeleri zor olsa gerek. Kimi zaman da evden kaçan kızlar olurdu ama kaçtı demezdi kimse. Bunun yerine cinler kaçırmış derlerdi. Kız bir yıl sonra yanında bir çocukla gelirdi: Cinlerden çocukları bile var! Yurdumuzun dört bir yanı da şeytanla örülmüştür: kilitleri şeytanın elinde olan kale ve mağaralar, dip geçitlerdeki şeytan merdivenleri. Bunlara atasözleri ve deyimler de eklenebilir, havaliya şeytên, heya darîstane (Şeytanın dostluğu ormana kadardır) ya da yüzünü şeytan görsün. Şeytan bazen de medet kapısıydı, sivri işler çıkmaza girdiği an şöyle denilirdi: Şeytan bir osursa. Bir şey kaybolduğunda da yine benzer bir mantık işlerdi: Yerini şeytan bilir. Bir de yağmur var tabii. Yağmur yağmayınca ya duaya çıkılır ya da yılan öldürülürdü. Yılanın göğsünde su olduğuna, yılanı öldürüp kuyruğundan aşağı doğru sarkıtınca da yağmur yağacağına inanılırdı. Ama başı üçgen şeklinde olan yılana (ziya) dokunulmazdı, çünkü o ziyaretlerimizi beklerdi. Harabelerin bekçisi yılandan başka kim olabilirdi ki? Erotik türküler vardır sonra, kına gecelerinde yakılanlardan biri şöyle: Şu taşı kaldırsalar, yılanı öldürseler. Korku, yoldan çıkanlar için de yılanla dile gelir. Eğer şeytana uyarsan biri gelir, bu gelenin iki elinde de birer yılan vardır ve içinizdekini sökene kadar, sizi döver. Köylerde kuş beslenir, nedeni buğdaydır. Kuşlar taneleri toplar, avluyu şeytana bırakmaz. Kısacası hayvanlar, şeytan yüzünden insandan çok çekmiştir. Bitkiler ve meyveler hayvanlara nazaran daha şanslıdır. Adamotundan yapılan lapa diş ağrılarına iyi gelir. Havva ya sunulan kırmızı elma ikiye bölünüp yenilince erkek çocuk doğar. Meme Alan dan Şeyh Sanem e kadar bu kızıl elma söz konusudur. Bunların hepsi İbni Sina nın Kanun unda işlenir: Şeytan teresi ile gaz ve kurtlardan kurtulunur; eklemlere şeytan pençesi iyi gelir; ses kısıklığında şeytantersi aranır, yani şakayık... II 1980 darbesi akabinde herkes bir günde büyüdü ve herkes hızla kendi kentini tanımlamaya başladı. Gördüğümüz tek şey bir mezbahaydı. Çocuklar bu mezbahaya ya dönüp bakmayacaktı ya da gözlerini kapayacaktı. Huzur, mutlak huzur ölümdür diyordu Pascal. Ölenler huzurlu kimselerdi. Zor olan yaşamaktı. Kayıplar vardı; aileler onları bulmak için falcı ve hocalara koşuyordu. Böylece şeytanın siyasi tarihi de başlamış oldu; kaybolanların nerede olduklarını ancak şeytan bilebilirdi. Bizi kurtaracak biri gerekiyordu ama kim? 12

1990 lı yıllarda bir şeyi fark ettim: Devrimci diye bildiklerimiz, gerçekte, birer mehdi ya da mesih idiler. Şeyh Abdülsselam da bunlardan biriydi. Onu 1913 te yargılamadan asan kişi bir şairdi: Süleyman Nazif! 1980 darbesinden sonra bize düşen, yeni bir mehdi ve mesih beklemekti. Turgut Uyar bir yanda mahşeri ( Büyük Saat i), diğer yanda kurtuluşu ( Malatyalı Abdo İçin Bir Konuşma ) söylüyordu. Tek bir şey diyordu aslında: Eğer Abdo isterse kurtulabilir. Bugüne kadar bizi kurtaracak olanların tümü ya asılmış ya öldürülmüşlerdi. Çizgi romanlar da vardı. Evet, bunlar da umut verebilirdi ama Zorro yerini Süpermen e bırakmıştı. Karşı tarafın kurtarıcıları ise radyo ve TV lerde sıkça görünüyor, isteyen onlara bağlanıyor; rabıta yerini cep telefonu ve uydu antenine bırakıyordu; bize düşense beklemekti. Mesih gelecek ama bunu düşünmek bile güzel. Nefes almak ne ki zaten? III 2000 li yıllarda garip bir dünyanın eşiğine geldik. Çocukları doğaya alıştırmak için anne ve babalar kasetler aldılar; çocuklar kuş seslerini tanıdılar: Bu serçe, bu baykuş. Gerçek, şaşırtan ve öldüren bir şeydi. Bir insan, bir diğer insanı mahvetmek için vardı, şeytana gerek yoktu artık. İşte böyle bir zamanda Sedat Umran imdadıma yetişti, hayatta iki şey vardı sanki: tavla ve şiir. Umran için şiir ses, ifade ve hayal idi. Göğe baktım, evet, doğru: Gökyüzü melekler koğuşuydu. İnsan kaybettiği varlığını gölgesiyle aramaya çıkabilirdi. Rimbaud nun Sarhoş Gemi, Oturanlar adlı şiirlerini yeniden okumaya başladım. Kendi beninden acı çekmesi şairi ferdiyetçi, dünyadan acı çekmesi toplumcu, zamandan acı çekmesi ise geçmişe özlem duyan biri yapabilir miydi? Kesin bir şey vardı. Gölge uzuyor. Soru şu: Nedir bu gölge? İç sesimizin yankısı mı? Şair bunu arayan kişi midir? Belki. Gövdesini kaybetmiş insan gölgesine ulaşabilir mi? Andy Warhol gölge şeytandır der. Matematik, sağırın dilidir; görür. Ama bir gerçek var: Gölge dediğimiz an, hayali bir düşmanın ayak sesi duyulur. Çocukluk kurtarabilir mi bizi yeniden: Red Kit gölgesine kurşun sıkıyor. Ve ben kimin evine gitsem, köşede görünmez biri oturuyor. Tanım: Şiir, gözün dinlediğidir. Trajediden beslenen baba, hainlikten beslenen anne, çocuğa iki şey veriyor: Sen tek başınasın, senin işin kendi kendinle başa çıkmaktır. Burada din ve mitolojinin tarihi işlemeye başlıyor. Din tarihinde Âdem ve Havva, cennetten kovuluyorlar. İki oğulları, güzel kızları yüzünden birbirine düşüyor: İlk kan! Bir soru: Biz, kimin çocuklarıyız? Herkül, babasını öldürüyor; gerçek babası bir Tanrı. Herkes suçsuz. Tek suçlu şeytan! Kim bu şeytan? Emerson un deyimiyle o ya da onlar pusuya yatan dilsizlerdir. Dilsiz kim? Yeats in Bizans ta dile getirdiği mermer salonların 13

döşemesini sessizlikle kıran mı? Dilsiz, ses getiriyor, güçlü şaire hiç yaklaşamıyor; zayıfa bazen hırsızlık, bazen siyaset ve hatta din ve milliyet üzerinden bir ahlak bile verebiliyor. Zayıf, yok olmaktan korkuyor, asla varlığına güvenmiyor. Burada İbrahim in oğlunu kurban etme isteğini de görebiliriz. Şair bu sınamayla iki şey çıkarıyor, ihtimal: bayram ve bayrak. Ateşten olan şunu söylüyor: Benim gibi ol ama benim gibi değil. Nedir bu? Kendinde ısrar! Bunu kim söylüyor? Elbette dilsiz olan. Çünkü dilsizlikte öğrenilmemiş olan var; dille benimseriz hep. Dil yazıya dönünce acı bir tekrar başlar. Nerede o söylenmemiş olan! Soru: Şiir bizi kurtarabilir mi? Eğer kendimizle konuşma cesaretini gösterebilirsek, belki! 2001 yılında daha önce okuduğumu, hatta bildiğimi sandığım şairleri yeniden okudum: Tevfik Fikret, Ahmet Haşim, Yahya Kemal, Abdülhak Hamid, Turgut Uyar ve Edip Cansever... Romanda kahramandan çok demonlar aradım: Mahpeyker ve Behlül den sonra bir (tanrı-insan) ilahla karşılaştım. İlk müzisyen meleklerin sesi geldi; iki kitaplık oluştu: Batı nın Şeytan Kitaplığı ve Doğu nun Şeytan Kitaplığı. Dante nin cenneti değil, Dite si beni çekti. Aynada sırıtanlara baktım; Shakespeare in cadılarına, büyücülerine, hayaletlerine; John Webster in Ak Şeytan ına, Milton ın asi kahramanına. Doğu nun kitaplığı, hiç kuşku yok Hallac-ı Mansur ile başlıyor, Tavâsîn; evet bu. Felsefe iki kanattan yürüdü kütüphanede, biri devletin rektörü Gazzâli; diğeri dağın kalbi Şeyh Adiy Bin Misafir ile. İşaret! Bizi kurtaracak olan kim? Nihayet 2005 te Tanrı nın ölümü temasına geldim ama yerine gelen devletti; Tanrısal haşmet ise hâlâ Goethe idi ve bu adam, sevgilisine ağıtlar yakıyordu. Ağıt toplumu olan koca halkımız onca ölü ve bilgiye rağmen tek bir ağıta sahip değil. Dedesi Çanakkale de şehit olmuş birinin torunu olsam da, Çanakkale içinde vurdular beni / ölmeden mezara koydular beni türküsü hiçbir şey ifade etmiyor. Bu yüzden bir meleğin ruhu ile Marienbad Ağıdı nı okudum. Burada, Sürekli Cennet diyen William Blake ve Coleridge yan yana duruyorlar: Afyon ve ilham birdir, iyi! Şiir karşısında yavan olan değerini kaybediyor: Faust un iki kurnaz kahramanı Borges in katkılarıyla köyden gelen, kentte gevezelik yapan iki kişiye dönüşüyor. Ve insan, Tanrı ve onun yerine geçen devletin kurbanı, kendi hayat hikâyesinin hayaleti ve adına deccal denilen yönetenlerin esiridir: Kierkegaard, Kurban; Nietzsche, Deccal; Marx, Hayalet diyor. Ben, ne desem yetmiyor! İstiyorum ki gelsin ve kurtulalım. Gecedeki Şeytan ise derinden derine çekiyor: Nerval, Baudelaire ve Rilke. Buraya kadar İstanbul dayım, Kuledibi nde; burada kimi şiirler ezberlemek istiyorum; Tevfik Fikret in Ey Hâb, Yahya Kemal in Gece, Ahmet Hamdi nin Sonsuz Rüya, Fazıl Hüsnü nün Doğanın Beşiğinde, Turgut Uyar ın Kan Uyku ve Kara Uyku şiirlerini. Niçin ezberlemek istiyorum ki? Aynısını yazmamak için. 14

2007 de İngiltere ye gittim. Araya başka kitaplar, başka dertler girdi ve şeytanı unuttum. İş güç de olmadığı için sabahlara kadar kitap okudum ve gün ışığıyla birlikte nehir kıyısında yürümeye başladım; bazen denize kadar sürdü yürüyüşlerim. Bu yürüyüşlerde Ezra Pound un Sınır Bekçisi nin Ağıdı ve Sürgünün Mektubu şiirlerini okuyordum: Kulelere, kulelere tırmanırım barbar toprağı gözlemeye: Issız kale, gökyüzü, geniş çöl. Bu köyde hiç duvar kalmamış. Binlerce kırağıyla ağarmış kemikler. Tabii ki sonra dönüp uyuyordum. Kimse uyandırmasa uyanmayacağım zaten. Bir süre sonra rüya görmeye, daha doğrusu gördüğüm rüyaları unutmamaya başladım. Hep aynı kişileri görüyorum. Anneme anlattım, gördüğün kişileri kimseye anlatma, onlar kalbi temiz kimselere görünür dedi. Kimleri görmedim ki? Babam öldükten sonra anneme peygamberlik vasfı yüklemiştim. Gördüğüm kişileri kimseye anlatmayacaktım. Yine nehir yürüyüşlerinin birinde, sabaha çok az bir zaman kala, koyun bağırsakları gibi bükülen yolda yürürken gördüğüm bir rüyayı hatırladım. Düşünmek ya da birine anlatmaktansa kitaplar okumaya, gördüğümün ne olduğunu deşmeye çalıştım bu sefer. Anladım, rüyada gördüğüm kimseyi, eğer gündüz görmüyorsam, gördüğüm şeytandır. Bu kesin! Kaldığım yerden devam ettim okumaya. Çünkü korkuyu üretip esiri olmaktansa, avuçlarının içine alıp onu yok etmeyi becerebilmeli insan: W. B. Yeats in beyazı, Pound un altın ve kakası, Eliot ın karası ile ilgilenmeye başladım. Şiir, çözebilir. Her okuduğum şairle bir şiirimi daha yakmam gerektiğini biri kulağıma fısıldadı. Not: Roman okurken şiir yakmazsın, hatta şiirin için dizeler bile araklarsın. Şiir bir ara resme itti: Paul Klee nin kataloglarını topladım. Klee nin zarf üzerine yaptığı melek resimlerine baktım. İçimden Kafka nın mesihi gelmiş, biri de yardım edecek ona, o ben olmalıyım diye geçirdim. Ama her yardım bir hayal kırıklığıdır. Marx ın hayaletinden sonra Mayakovski nin bulutu ve meleği ne ise, o işte, o; ama o ne ve kim? Melekler de asık suratlıydılar hep. Kök her zaman iyidir, dalların birbirine çarpar, buradan yapraklar düşer ve bu yapraklar birer bıçağa dönüşür, içinden sesler yükselir: Doğu! Evet, vatanım. Buraya dön. Bir nokta, Şeyh Adiy; bir virgül, Firdevsi; bir soru, Şeyh Galip. Bir adam: Rakip, Şeytan. Kim bu Beko? Kim bu Şapur! Hallac ı yanlış okuma: İkbal! Türk ve Pakistan Derneği nin giriş katında fotoğrafı asılı; İkbal, Bacon a değil, fikirde Pound a emsal; bir rüya halinde İkbal ve Pound, Mussolini nin ellerini öpmek için yarışıyorlar ve kraliçe İkbal i ödüllendirirken bir adam yaşasın Pakistan! diye bağırıyor. Onlara gülen bir adam: Sâdık Hidâyet. Şiir bizi ayıklayabilir. Halil Cibran la bir rüyadayız ve ikimiz Burc Hamud u geziyoruz, burada hemşerilerimiz var: Baktım, biri kirli elle- 15

rini gömleğimle temizliyor, sormadım, Hey, sen ne yapıyorsun! diye. Gömleğimi çıkarıp ona verdim. Baktı, sarı bir gülüş sarkıttı hemen, ardından neden diye sordu: Bu gömlek bana değil, sana lazım olacak! Çıplaktım artık, keskin kayalar arasında yalınayaktım, geç! dedi bana Cibran, geç! Geçtim, elimdeki kuşları kayalara salarak. Saldım, gittiler. Bağlarsam! Ama nasıl bağlayayım ki? Onca yazdım, peşine düştüm, hâlâ şeytan nedir sorusuna yanıt bulamadım: Gölgenin gölgesinin gölgesi desem ve ters çevrilmiş bir Tanrı diye okkalı bir söz söylesem, içimden ve dışımdan alkış sesleri yükselir ama bundan fazlasını da bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla şeytan kendi kendimizle konuşmamızı destekliyor ve bize tek bir şey söylüyor: Tek başınasın! Şeytan ayrıntı, melek düşünce olabilir mi? Kimi soruların yanıtlarını basit romanlar verebilir bize Paulo Coelho bize kılıçlı bir adamla geliyor ve kılıcı tutan adama Şeytan, güçten düşeceğini söylüyor. Aynı şeyi melek de söylüyor. İkisi yardım edecekler. Kullandıkları kelimeler aynı, onları söyleyen farklı yalnızca. Savaşçı, meleği seçiyor. Bu biraz da aynı şeyleri söylesek bile aynı fikirde olduğumuz anlamına gelmez demektir. 1 Özetle bir yere giderken yanımızda iki kişiyi götürüyoruz (melek ve şeytan, elbette ki bize nefes veren de var, olmalı) ve biz de zaten psikolojik olarak üç kişiyizdir (id, ego, süperego). Şeytan geliyor. Kesin olan, onun bize görünmesidir. Oturduğumuz an melek ve şeytan arasında bir çatışma başlıyor. Çünkü herkes yanımıza bir şeytan ve bir melekle geliyor. Çünkü yaşam herkes için bir giyotin! Ona ses veriyor. Çünkü insan kötülüğün kaynağını görmek istiyor. Şeytanın oturduğu mahalle, iç içe girmiş organlarımızla, bedenimizdir. Dışarıdan gelmiyor. Geliyor ve sonra sıkılıyoruz. Ah nerede yanlış yaptım ben! Kendimizi aklamak istiyoruz, çıkış yolları arıyoruz: Onu da Tanrı yarattı diyoruz yüksek sesle. Hem iyinin hem de kötünün yeri kalp oysa. Kalbimiz var mı gerçekten? IV Kitapla ilgili teknik konulara gelince. Bazen bir yazarın aynı kitabının iki farklı baskısı geçiyor dipnotlarda. Örneğin Goethe nin Faust u. Kitabın yazıldığı (2011-2014) zaman diliminde yaşadığım yer değişikliklerinden ötürüdür farklı baskıları kullanmam. Kimi zaman kitabı satın almışım, kimi zaman kütüphaneye gitmişim. Cumhuriyet Klasikleri nden alıntılar var bir de. Sonraki yıllarda Doğu Batı Yayınları ndan Faust yeniden basıldı, bu baskıyı da kullandım. 1. Paulo Coelho nun Şeytan ve Genç Kadın ile Işığın Savaşçısının El Kitabı hoş meseller verirler. İlkinde Berta oturur ve Şeytan da yanına gelir. Işığın Savaşçısının El Kitabı nda Şeytan ve melek aynı bedende çarpışırlar. 16