MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI Doç.Dr. Kemal YILDIRIM Gazi Üniversitesi ÖZET Kalkınma çabası içindeki ülkemizde sanayi, teknoloji ve hizmet alanlarında nitelikli ara eleman gereksinimi her zaman şiddetle var olduğu halde eğitim politikalarımız, özellikle bu elemanların yetiştirileceği mesleki ortaöğretim sisteminin temel gerekçelerine inememiş ve zaman zaman doğru yönde gösterilen teşviklere rağmen, başarılı olmaktan uzak kalmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı dışa bağımlı eğitim politikalarıyla önce gençlerimizin ve ailelerinin meslek liselerine olan ilgisinin azalmasına, akabinde de bu okullara atanacak öğretmenlerin sayısının azalmasına neden olmuştur. Buna ilave olarak YÖK de meslek liselerine öğretmen yetiştiren fakültelerin sayılarını hızla artırarak seçkinliğini ortadan kaldırmış ve işlevsizleştirmiştir. Daha sonra da bu kadar fakülteye ihtiyaç yok denilerek tümü kapatılmıştır. Bu noktada, ülkemize büyük hizmetlerde bulunmuş bu fakültelerin mirası paylaşılıp yok edilmeden, birikimleriyle yaşayabilmeleri için hızla çözüm geliştirilmelidir. GİRİŞ Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır, ya da esaret ve sefalete terk eder. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün yokluk, cehalet ve sefalet içindeki Anadolu halkını ayağa kaldırmak ve çağdaş bir ülke imar edebilmek için gösterdiği hedeflerden en önde geleni öğretmen yetiştirmek olmuştur (Oygür, 2010). 1935 yılından itibaren Devlet tarafından teşvik edilen ve tüm masrafları karşılanan sanat enstitüleri, endüstri meslek liseleri, kız meslek liseleri ve teknik liselerin sayıları hızla artmış ve yurt geneline yayılmasıyla bu okullara atelye ve meslek dersleri öğretmeni yetiştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bunun üzerine Cumhuriyet ilan edilmeden önce genel amaçlı okullara öğretmen yetiştiren Dârülmuallimin-i Âliye nin Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren özellikle Ecole Normale Superieure adlı Fransız Yüksek Öğretmen Okulu model alınarak yapısı değiştirilmiş, okul 1923 de Yüksek Muallim Mektebi, 1934 yılında ise Yüksek Öğretmen Okulu adını almıştır (Eşme, 2003). Yine 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün kadın eğitimine verdiği önem sonucu kız enstitüleri ile akşam kız sanat okullarına atölye ve meslek dersleri öğretmeni yetiştirmek amacıyla Ankara da Kız Teknik Öğretmen Okulu ve 1937 1
yılında ise Erkek Teknik Öğretmen Okulu kurulmuştur. Daha sonraki yıllarda sayıları artan ve Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı dört yıllık eğitim ve öğretim veren Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu / Yüksek Teknik Öğretmen Okulu ve Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu olarak adlandırılan yüksek teknik öğretmen okulları; 18.06.1982 tarihinde 2809 sayılı Yasa ile değiştirilerek kabul edilen 28.03.1983 tarihinde çıkarılmış 41 sayılı KHK ile mesleki ve teknik eğitim fakültelerine dönüştürülerek Gazi Üniversitesine bağlanmıştır. İlerleyen zaman içerisinde bu fakülteler, diğer bazı üniversitelerde de kurulmuş, 2009 yılına kadar da bünyelerinde 42 farklı programın uygulandığı bu fakültelerin sayıları 23 e yükselmiştir. MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ Kalkınma çabası içindeki ülkemizde sanayi, teknoloji ve hizmet alanlarında nitelikli ara eleman gereksinimi her zaman şiddetle var olduğu halde eğitim politikalarımız, özellikle bu elemanların yetiştirileceği mesleki ortaöğretim sisteminin temel gerekçelerine inememiş ve zaman zaman doğru yönde gösterilen teşviklere rağmen, başarılı olmaktan uzak kalmıştır. Örneğin, YÖK tarafından yeni uygulamaya konulan katsayı değişikliği öncesinde bir meslek lisesi öğrencisine/mezununa kendi alanında yükseköğretim görmeyi tercih ettiğinde AOBP 0,8 ile çarpılıyor ve ayrıca bir kez de 0,24 ile çarpılıp ek puan veriliyordu. Daha önce uygulanan bu teşvik sistemi yeni düzenlemeyle tamamen ortadan kaldırılarak adayın alan içi tercihlerinde AOBP 0,15 ile çarpılarak başarılı meslek lisesi öğrencilerinin kendi alanlarında 4 yıllık bir yüksek öğrenim görme hakları büyük oranda ellerinden alınmıştır. Bu eşitsiz durumu ortadan kaldırmayı hedefleyen Talim Terbiye Kurulu YÖK ün üniversitelere giriş sistemini değiştiren kararına paralel olarak tüm liselerin haftalık ders çizelgelerini yeniledi. Yeni ders çizelgelerinde genel liselerin haftalık ders saatleri toplamı 30 saat ile sınırlı iken meslek liselerinde bu durum haftalık toplam 40 saate çıkarılmıştır. Genel ve meslek liselerinin yeni ders programları; OSYM tarafından yapılan üniversite giriş sınavı kapsamında değerlendirildiğinde yeni katsayı değişikliğinin meslek lisesi öğrencilerine yeterli katkıyı sağlayıp sağlamayacağı konusu aşağıda ele alınmıştır (Yıldırım, 2009). Kurulun düzenlemesinde, genel liselerin 4 yıllık eğitim süresince aldığı sayısal derslerin toplamı (matematik, geometri, fizik, kimya, biyoloji) yaklaşık 1500 saat, sözel derslerin toplamı ise (coğrafya, tarih, edebiyat, felsefe) yaklaşık 670 saat civarındadır. Meslek liselerinin ise sayısal derslerinin toplamı yaklaşık 390 saat civarındadır. Buna ek olarak yeni ders programına göre öğrencilerin 10, 11. ve 12. sınıflarda 6 saat seçmeli ders haklarını sayısal ağırlıklı derslerde kullandığı kabul edilirse seçmeli sayısal ders saati en fazla 500 saate ulaşabilmektedir. Bu durumda, meslek lisesi öğrencisinin alabileceği maksimum sayısal ağırlıklı derslerin genel toplamı 390+500=890 saat civarındadır. Meslek liselerinin 2
sözel ders toplamı ise yaklaşık 450 saat civarındadır. Sonuç olarak, genel liselere oranla meslek liselerinin haftalık ders yükü toplamları %25 daha fazla olmasına karşın sayısal ve sözel ders saatleri toplamları genel liselere göre oldukça düşüktür. Bu durum üniversite giriş sınavında imam hatip ve teknik liseler dışındaki meslek lisesi öğrencilerinin başarı şansını olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü 2006 yılında yapılan bir değişiklik ile meslek liselerinin yaklaşık %7 sini oluşturan teknik liseler ve yaklaşık %12 sini oluşturan imam hatip liselerinin ders programları genel liselerin ders programıyla eşitlenmiştir. Bu uygulama ile meslek liseleri arasında da eşitsiz, adil olmayan bir durum ortaya koyulmuştur. Ayrıca, tüm liselerin 9. sınıflarında dersler ortak, fakat 10, 11. ve 12. sınıflarda ise farklıdır. Genel liselerde üniversite sınavına yönelik tüm dersler 4 yıllık periyotta dengeli dağılırken, meslek liselerinde ise ağırlıklı olarak 9. sınıfta yoğunlaşmaktadır. Bu durumda meslek lisesi öğrencilerinin 10, 11. ve 12. sınıflarda ağırlıklı olarak meslek dersleri görmeleri neticesinde sınavda yeterli başarıyı gösteremeyecekleri de ortadadır. Ek puanlar da kaldırıldığından dolayı meslek liselerinden mezun olan öğrencilerin çok azı 4 yıllık bir yüksek öğretim kurumunda mesleki eğitimlerinin devamını yapma şansı bulacaklardır (Yıldırım, 2009). Günümüzde bu ve benzeri caydırıcı uygulamalarla gençlerin ve ailelerinin meslek liselerine zoraki ilgi göstermesi sonucu bu liselerin sayıları ve kontenjanları düşürülmek zorunda kalınmıştır. Bu noktada konu, meslek liselerine öğretmen yetiştiren ve sayıları hızla artırılarak işlevsizleştirilen üniversitelere gelip dayanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı yıllar içinde, meslek liselerine öğretmen atamalarını iyice azaltmıştır. Buna karşın plansız bir şekilde sayıları ihtiyacın çok üzerinde artırılmış olan mesleki ve teknik eğitim fakülteleri ise çoğu atanamayacak olan, binlerce teknik öğretmen mezun etmeyi sürdürmüştür (Yıldırım, 2009; Oygür, 2010). Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Bakanlar Kurulu nun 2009 yılında aldığı bir idari kararla, Türkiye de mesleki ve teknik eğitim alanında öğretmen yetiştirme politikaları bir kez daha değiştirilmiştir. En son 2009 yılında öğrenci alan ve varlıklarını, mevcut öğrenciler mezun olana kadar sürdürecek olan mesleki ve teknik eğitim fakülteleri artık tarihe karışacaktır (Oygür, 2010). 13.11.2009 tarih ve 27405 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2009/15546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre, bazı yükseköğretim kurumları bünyesinde bulunan teknik eğitim fakülteleri, mesleki eğitim fakülteleri, mesleki ve teknik eğitim fakülteleri, ticaret ve turizm eğitim fakülteleri ile endüstriyel sanatlar eğitim fakültesinin kapatılmasına ve aynı yükseköğretim kurumlarına bağlı olarak yeni fakülteler kurulmasına karar verilmiştir. Bu kararname ile Gazi ve Selçuk Üniversiteleri bünyesinde yer alan mesleki eğitim fakülteleri yerine sanat ve tasarım fakülteleri, diğer 21 üniversitenin bünyesinde bulunan teknik eğitim fakültelerinin yerine ise teknoloji fakülteleri kurulmuştur. 3
Kökeni 01 Ocak 1882 yılında kurulan Sanayi-i Nefise Mekteplerine dayanan ülkemizin kalkınmasında önemli roller üstlenerek mesleki ve teknik okullara Teknik Öğretmen yetiştiren bu fakültelerin 1990 yılında Dünya Bankası II. Endüstriyel Eğitim Projesi direktif ve dayatmaları sonucu oluşturulan yanlış eğitim programları (Küreli, 1998), sayılarının plansız olarak hızla artırılması, sonrasında rekabet yeteneğini kaybetmemesi ve mevcudiyetini devam ettirebilmesi için gerekli desteği vermeyerek cazibesinin ortadan kaldırılması ve sonuçta içlerinin boşaltılarak kapatılması oldukça düşündürücüdür. En azından kapatılan 27 fakülte içinden kuruluş talimatlarını Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün verdiği 1934 ve 1937 yıllarında eğitim öğretim faaliyetlerine başlayan ve kısa zamanda yetiştirdiği teknik elemanlarla adeta sanayileşmenin ve kalkınmanın sembolü haline gelen, sanayideki pek çok firmaya rehberlik ve öncülük eden, diploma törenleri ve yılsonu sergi açılışlarının döneminin Başbakan ve Cumhurbaşkanları tarafından yapılan Gazi Üniversitesinin bünyesinde yer alan Teknik Eğitim Fakültesi ile Mesleki Eğitim Fakültesi nin kapatılması yerine bu fakültelerin çağdaş normlarda ve doğru model üzerinde yeniden yapılandırılması sağlanabilirdi (Yıldırım, 2009). Temel misyonu meslek öğretmeni yetiştirmek olan ve uygulamalı eğitim veren mesleki eğitim fakültelerinin tarihi birikim ve nitelikleri yok sayılarak kapatılıp, yerini sanat ve tasarım fakültesi adıyla farklı bir misyonu üstlenen fakültelere bırakması anlaşılır bir durum değildir (Oygür, 2010). Keza yeni kurulan mühendis yetiştirecek teknoloji fakülteleri için de benzer şeyler söylenebilir. Bu kurumların yerine kurulan yeni fakültelerin vizyonu ve misyonu farklıdır, mevcut halleriyle meslek okullarına Teknik Öğretmen yetiştiren bu fakültelerin boşluğunu doldurmaları mümkün görünmemektedir. Kapatılan bu fakültelerin yetiştirdiği ve ülkemizin de ihtiyacı olan mesleki ve teknik öğretmenleri bundan sonra hangi kurum, nasıl yetiştirecektir? Yetkililer tarafından bu belirsizliğin bir an önce ortadan kaldırılması hayati önem taşımaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren mesleki ve teknik eğitime dayalı orta öğretim kurumlarının ihtiyacı olan Teknik Öğretmenleri yetiştiren bu kurumların kapatılması, önlem alınmadığı takdirde çok kısa zaman içinde bu alanda telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açabilir. Bundan böyle hiç zaman kaybedilmeden kapatılan bu okulların uzun yıllar büyük fedakârlıklarla elde ettiği tüm kazanımları, uygulama becerileri, tecrübeleri, yetiştirdiği öğretim üyeleriyle birlikte korunmalı ve yeni yapıya aktarılmalıdır. Bu noktada 2008 yılında Gazi Üniversitesi Rektörlüğü tarafından kurulan komisyonun Gazi Üniversitesi Mesleki ve Teknik Eğitime Öğretmen Yetiştirme Sisteminin Yeniden Yapılandırılması adı altında hazırladığı rapordan faydalanılabilir. Bu rapor; konuya bağımsız, özgür, tarafsız bir gözle bakan mesleki ve teknik eğitim alanında uzman, eğitim konularında çalışmaları olan, deneyimli öğretim üyeleri tarafından AB ve ABD deki modeller de titizlikle 4
incelenerek hazırlanmıştır. Raporda; oldukça gelişmiş alt yapıları ve öğretim kadroları bulunan mesleki eğitim fakültelerinin uygulamalı bilimler fakültelerine, teknik eğitim fakültelerinin ise teknoloji fakültelerine dönüştürülmesi önerilmiştir. Ayrıca raporda Teknik Öğretmen yetiştirme konusunda da özgün bir öneri sunulmuştur. Komisyonun Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin ve ABD nin uyguladığı teknik öğretmen yetiştirme sistemlerini inceleyerek hazırladığı öneride, mesleki ve teknik öğretmenlerin birkaç köklü üniversitenin bünyesinde kurulacak mesleki ve teknik eğitim enstitülerinde belirlenecek meslek alanında 1,5-2 yıl süreli yüksek lisans programını tamamlayarak mezun olmaları gerektiği vurgulanmıştır. SONUÇ VE ÖNERİLER Bu günkü duruma bakıldığında; Gazi Üniversitesi Rektörlüğünün 2008 yılında hazırladığı raporda önerildiği gibi teknik eğitim fakültelerinin kapatılarak yerine teknoloji fakültelerinin kurulduğu, diğer taraftan mesleki eğitim fakültelerinin kapatıldığı, fakat yerine misyonunu devam ettirecek uygulamalı bilimler fakültelerinin kurulamadığı görülmektedir. Yapılan bu değişimler sonucunda mesleki ve teknik okullarda eğitim verecek öğretmenlerin hangi kurum tarafından ve nasıl yetiştirileceği sorusu da endişe boyutunda karşımıza çıkmış oldu. Bu noktadan hareketle önümüzdeki sürecin sağlıklı bir şekilde planlanması ve yeniden yapılandırılmasında önemli katkılar sağlayabileceği düşünülen öneriler ve bazı tespitler aşağıda verilmiştir. Ülkemizin sanayileşmesi ve kalkınması için ihtiyaç duyulan alanlarda, bir mesleğe yönelik eğitim veren kurumların teşvik edilmesi ve desteklenmesinde büyük yarar vardır. Bunun ilk basamağında yer alan meslek liselerinin seçkin bir cazibe ve çekim merkezi haline dönüştürülebilmesi oldukça önemlidir. Bu okulların alt yapısı ve programları kendi birikim ve tecrübelerinden istifade edilerek yeniden oluşturulmalı ve dışarıdan gelen baskı ve danışman önerilerine kuşkuyla bakılmalıdır. Bu konuda Eşme (2003) nin Amerikalı eğitim danışmanlarının başarılı köy çocuklarının Yüksek Öğretmen Okulları kanalı ile lise öğretmeni yapılmasından pek hoşnut olmadığını bildiren aşağıdaki yazısı adeta ders niteliğindedir. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu na bina yapılması için 1960 yılında 28 milyon lira yardım yapmayı kararlaştıran Amerika nın Eğitim Müşavirleri tarafından Bakanlığa muhtıra gibi bir yazı verilir. Bu yazıda özetle şu can alıcı cümleler yer alır: Ankara da açılmış bulunan Yüksek Öğretmen Okulu, şimdiye kadar öğretmen yetiştirmede yetersiz kalmış bulunan İstanbul daki Yüksek Öğretmen Okulu nun tamamen bir benzerini açmaktan ibaret kalmıştır. Yüksek Öğretmen Okulu bu statüde devam ettiği takdirde, biz Amerikalılar olarak bütün yardımları keseceğimizi üzülerek bildiririz. Ancak bu yoldan dönüldüğü takdirde, yardımların kesilmesi gibi bir tehlike asla melhuz değildir. Dönemin Millî Eğitim Bakanı Hilmi İncesulu, bu yazıya şu yanıtı verir: Ben bağımsız bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti nin bir Bakanıyım. Görevlerimin ne olduğu, neyi yapmam gerektiği hakkında başkalarından emir alacak değilim. Bu memleket, bir Yüksek Öğretmen 5
Okulu binası yapmaktan aciz değildir. Biz İstiklâl Savaşlarından çıktıktan sonra bile neler yaptırdık. Bunu da yaptırırız. Amerikalılar yardımlarını kessin. Bu kararlı tutum, danışmanları susturmaya yeter ve model gelişmesini sürdürür. Ülke ekonomisinin gelişmesi ve güçlenmesi ancak kaynakların doğru kullanılmasıyla mümkün olabilir. Bu da, büyük oranda üretim gücümüzün temelini oluşturan uygulamalı eğitim veren kurumlarla sağlanabilir. Kaynaklarımızın doğru kullanılması adına, kapanan mesleki eğitim fakültelerinin yerine bu alanda birikimleri olan Gazi Üniversitesi bünyesinde uygulamalı bilimler fakültesinin kurulması, yeni kurulan teknoloji fakültelerinde teknoloji programlarının da açılması oldukça önemli katkılar sağlayabilir. Ayrıca, Gazi ve Marmara Üniversiteleri bünyesinde Mesleki ve Teknik Eğitim Enstitüleri kurulabilir. Bu amaçla kurulacak mesleki ve teknik eğitim enstitüleri, öğrencilerini ilgili fakültelerin mezunları arasından sınavla seçerek, mesleki ve teknik eğitim veren orta öğretim kurumlarının ihtiyaç duyduğu sayı ve nitelikteki teknik öğretmenleri yetiştirebilir. KAYNAKLAR Eşme, İ., Öğretmen Yetiştirmede 130 Yıllık Bir Sürecin Öyküsü: Yüksek Öğretmen Okulları, Milli Eğitim Dergisi, Sayı 160, Güz 2003. Gazi Üniversitesinde Mesleki ve Teknik Eğitime Öğretmen Yetiştirme Sisteminin Yeniden Yapılandırılması Raporu, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, 2008, Ankara. Küreli, İ., Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakülteleri Ölçeğinde Türkiye nin Eğitim Problemleri ve Çözüm Önerileri, 16. Milli Eğitim Şurası Hazırlık Dokümanı, Mesleki ve Teknik Eğitim, Ankara, 1998. Oygür, T., Gazi Üniversitesinde Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültelerinin Dönüştürülmesinde Yapılan Hatalar, Akademik Bülten, Cilt 8, Sayı 1, Sayfa 9-12, 2010. Oygür, T., Meslek Liselerine Öğretmen Yetiştiren Fakülteler ve Bu Fakültelerin Yeniden Yapılandırılması, Bildiriler Kitabı, Sayfa 347-354, Üniversite Kurultayı 2010, ODTÜ, Ankara. Yıldırım, K., Katsayı Değişikliği Üzerine Bir Değerlendirme, Akademik Bülten, Cilt 7, Sayı 1, Sayfa 10-14, 2009. 6