Sayın Prof. Dr. Vedat Akgiray Başkan Sn. Bircan Akpınar Ortaklıklar Finansmanı Dairesi Başkanı Sermaye Piyasası Kurulu Eskişehir Yolu 8 km. No:156 Balgat, ANKARA TÜRK SANAYĠCĠLERĠ VE ĠġADAMLARI DERNEĞĠ 24 Haziran 2009 Ref : MA/UÜ/09-1022 Konu: Kurulunuz tarafından 3 Haziran 2009 tarihinde ikinci kez görüşe açılan Çağrı Yoluyla Ortaklık Paylarının Toplanmasına İlişkin Esaslar Tebliği taslağı üzerine inceleme ve oluşturulan görüşler Sayın BaĢkanım, Sermaye Piyasası Kurulu ( Kurul ) 10 Nisan 2009 tarihinde internet sitesinde sermaye piyasalarında çağrı yoluyla ortaklık paylarının toplanmasına iliģkin yeni tebliğ taslağını ilan etmiģ, taslak tebliğ kamunun görüģ ve önerilerine açmıģtır. Türk Sanayicileri ve ĠĢ Adamları Derneği ( TÜSĠAD ) bünyesinde görev yapan Sermaye Piyasaları ÇalıĢma Grubumuzun alt komisyonu, ilk Tebliğ taslağına iliģkin görüģlerini 8 Mayıs 2009 sayı ve MA/UÜ/09-795 sayılı mektup ekinde bilginize arz etmiģtir. Kurul kendisine ulaģan diğer tüm görüģleri de dikkate alarak hazırladığı revize Tebliğ taslağını 3 Haziran 2009 tarihinde yeniden görüģe açmıģtır. AĢağıda sunulan çalıģma, ikinci kez görüģe açılan Taslak Tebliğ ile getirilen değiģiklikleri ve bu değiģiklikler hakkında TÜSĠAD Sermaye Piyasaları ÇalıĢma Grubu tarafından oluģturulan Alt Komisyon Üyelerinin taslak tebliğ üzerine görüģ ve önerilerini içermektedir. Bu çerçevede, konu ile ilgili tecrübelere sahip olan Alt Komisyon Üyelerimiz (Ek-1 de isimleri ve mensubu oldukları Ģirketlerin verildiği) tarafından incelenerek hazırlanan görüģlerimizi bilgilerinize arz eder; ikinci kez görüģe açılan Taslak Tebliğ ile iletmekte olduğumuz bu görüģlerimizi çağrı müessesinin uygulamada yaģanan önceki deneyimler ve AB direktifleri nezdinde en etkin Ģekilde düzenlenmesi yönünde oluģturmuģ olduğumuzu önemle belirtmek isterim. Özellikle yabancı yatırımcıların Türk Ģirketlerine ortaklık / satınalma tekliflerini götürmede dikkate aldıkları ve önemli yatırım kararlarını sonrasında kendilerini bekleyen olası çağrı prosedürünü de inceleyerek aldıklarını düģünerek; sunduğumuz önerilerin bu kapsamda değerlendirileceğini umuyor ve Ģimdiden yorum ve görüģlerimizi dikkate aldığınız için teģekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla, Metin Ar TÜSĠAD Sermaye Piyasaları ÇalıĢma Grubu BaĢkan -1-
TÜSĠAD SERMAYE PĠYASALARI Alt ÇalıĢma Grubu ÇalıĢma Notu Çağrı Yoluyla Ortaklık Paylarının Toplanmasına ĠliĢkin Esaslar Tebliğ 3 Haziran Tarihli Ġkinci Taslağı Üzerine GörüĢlerimiz Haziran 2009 Alt Komisyon Üyeleri: Gonca Eğilmez Ġnegöl, Ata Yatırım Hasan Güzelöz, DoğuĢ Holding Müge Tuna, Garanti Yatırım Metin Özhan, Garanti Yatırım Pınar Ulusoy, Kılıç Hukuk Bürosu Nevin Ġmamoğlu, Koç Holding Esin Yıldırım Uzun, TSKB Pınar Değirmenci, TSKB Sermaye Piyasası Kurulu ( Kurul ) 10 Nisan 2009 tarihinde internet sitesinde sermaye piyasalarında çağrı yoluyla hisse toplanmasına iliģkin yeni tebliğ taslağını ilan etmiģ, taslak tebliğ kamunun görüģ ve önerilerine açmıģtır. ÇalıĢma Grubumuzun taslak tebliğe iliģkin görüģleri 8 Mayıs 2009 sayı ve MA/UÜ/09-795 sayılı mektup ekinde Kurul a iletilmiģtir. Taslak görüģlerin Kurul a iletilmesinin ardından Kurul, kendisine ulaģan diğer görüģleri de dikkate alarak hazırladığı revize tebliğ taslağını 3 Haziran 2009 tarihinde yeniden görüģe açmıģtır. AĢağıda sunulan çalıģma, ikinci kez görüģe açılan Taslak Tebliğ ile getirilen değiģiklikleri ve bu değiģiklikler hakkında TÜRK SANAYĠCĠLERĠ VE ĠġADAMLARI DERNEĞĠ ( TÜSĠAD ) Sermaye Piyasaları ÇalıĢma Grubu tarafından oluģturulan Alt Komisyon Üyelerinin taslak tebliğ üzerine görüģ ve önerilerini içermektedir. TASLAK TEBLĠĞDE YER ALAN HÜKÜMLERE ĠLĠġKĠN GÖRÜġ VE ÖNERĠLER: MADDE 7, 10 ve 12 Taslağın 7, 10 ve 12. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, zorunlu çağrının doğduğu günden itibaren 30 iģ günü içinde fiili çağrıya baģlama zorunluluğu getirildiği; muafiyet baģvurusu kabul edilmemiģ ise, bu kararı izleyen 20 iģgünü içinde çağrıya fiilen çıkılması gerektiği; bu sürelerin -2-
aģılması halinde günlük olarak çağrı fiyatına iģlemin dayandığı döviz türüne göre TRLIBOR, LIBOR veya EURIBOR üzerinden faiz eklenmesinin öngörüldüğü dikkat çekmektedir. 20 ve 30 iģ günlük süreleri tümüyle çağrı yükümlüsünün inisiyatifinde olmadığından, olası gecikmelerde çağrı fiyatına faiz iģletilmesinin adaletsizlik yaratabileceği endiģesi taģınmaktadır. Kurul a baģvuru için tanınan 5 iģ günü ile çağrı onayının alınmasının ardından çağrıya baģlanması için tanınan 6 iģ günü dikkate alınır ve toplam 30 günlük süreden çıkarılırsa inceleme ve değerlendirme süresinin daha da azaldığı görülmektedir. Çağrıda bulunanın kontrolünde olmayan Kurul inceleme süresi, Taslak Tebliğ ile belirlenen süreçte çağrıda bulunana tanına süreye dahil edilmiģtir. Oysa bu süreçte çağrıda bulunanın gerekli özeni göstermesinden bağımsız etkenler de olabilmektedir. GerçekleĢtirilen düzenlemede Kurul un baģvuru dosyasındaki eksikler ve ilave belgelerin tamamlanması süreçlerinde öngörülen sürenin azaltılmasını amaçladığı anlaģılmaktadır. Sürenin bu amaca yönelik olarak bir daha gözden geçirilmesi düģünülmelidir. Örneğin, çağrı zorunluluğunun doğduğu günden itibaren, 6 + ortalama bir çağrı dosyası inceleme süresi + 6 = X işgünü esas alınarak zorunlu çağrının doğduğu günden itibaren X işgünü içinde çağrıya çıkılmalıdır. Bu sürenin hesaplanmasında SPK tarafından talep edilen eksik bilgi ve belgelerin tamamlanması için verilen süreler dikkate alınmaz. ġeklinde bir düzenlemeye gidilmesi daha adil olacaktır. Benzer Ģekilde, eksikler için tanınan makul sürede cevap verilmemesi halinde de geçen her gün için faiz iģletilebilir. Belirtilen sürelerin kesin rakamlarla belirlenmesi halinde, çağrı yükümlülüğü bulunan ortağın elinde olmayan sebeplerden dolayı ortaya çıkan gecikmeler ortağın istemsiz olarak tebliğ hükümlerini ihlal etmesine yol açabilir. Bir diğer yol olarak Kurul onayını izleyen 6 iģgünü içinde çağrıya çıkılmaması halinde, vs. çağrı yükümlülüğü bulunan ortağa faiz uygulaması Ģeklinde yaptırım uygulanması düģünülebilir. Bu görüşe 8 Mayıs 2009 tarihli çalışmamızda da yer verilmiştir. MADDE 4 Maddenin 2inci fıkrasında çağrıda ödenecek bedelin Türk Lirası cinsinden nakit olması zorunluluğu devam etmektedir. Konuya iliģkin AB Yönergesi nde tanınan esneklik dikkate alınarak, çağrıda bulunanın borsada iģlem gören baģka ortaklık hisseleriyle veya devlet tahvili, hazine bonosu, likit fon gibi araçlarla da ödemede bulunabilmesine imkan sağlanabilir. Bu görüşe 8 Mayıs 2009 tarihli çalışmamızda da yer verilmiştir. -3-
MADDE 7 Çağrı iģlemindeki sürelere iliģkin maddede, bilgi formunun ilanını izleyen günde çağrıya baģlanabileceğinin eklenmesinde yarar görülmektedir. Bu görüşe 8 Mayıs 2009 tarihli çalışmamızda da yer verilmiştir. MADDE 8 ĠĢtirakler için zorunlu çağrı fiyatının belirlendiği maddenin ikinci fıkrasında ana ortaklık hisselerinin alımın gerçekleģtiği tarihten ya da ilk özel durum açıklamasından geriye doğru 6 aylık fiyatlardan hangisi yüksekse onun esas alınması yöntemi getirilmiģtir. Alım tarihinden doğru 6 aylık fiyat değerlendirmesinin, alıma iliģkin ilk özel durum açıklanmasından sonra manipülasyona neden olabileceği dikkate alınarak, çıkarılmasının uygun olacağı düģünülmektedir. MADDE 9 Zorunlu çağrı için çağrı süresince fiyatın yukarıya doğru düzeltilme esasları belirlenmiģtir. Benzer Ģekilde gönüllü çağrı için de isteğe bağlı fiyat yükseltmeye imkan tanınması ve esaslarının düzenlenmesi uygun olacaktır. Bu sayede istediği kadar pay toplayamayan yatırımcının tekrar çağrıya çıkma prosedürü ile emek ve zaman harcanmasının önüne geçilerek, aynı çağrı bilgi formunun güncellenmesi suretiyle hızlı bir Ģekilde hareket edilebilecektir. MADDE 11 Zorunlu çağrıdan muafiyet halleri nin, zorunlu çağrı yükümlülüğü doğmayacak haller Ģeklinde değiģtirilmesinin; yatırımcıların hangi hallerde çağrı yükümlülüğü ile karģı karģıya kalmayacağını baģtan bilmesi ve kararlarını buna göre alması açısından önem taģıdığı düģünülmektedir. Maddenin mevcut düzenlemesi içinde; iģtirak değerlerine iliģkin düzenlemenin ikiye ayrılarak yapılması önerilmektedir: i) halka açık ve iģlem gören iģtiraklerin oranı, %10 nun altında ise çağrı yükümlülüğü doğmaz ; ii) halka açık olmayan iģtiraklerde de iģtirak yüzdesinin ne oranda olduğuna bakılmaksızın, yine iģtirak değerinin toplam değerin %10 unun altında olması haline çağrı yükümlülüğü doğmaz Ģeklinde düzenleme yapılabileceği düģünülmektedir [burada halka açık olmayıp, değeri değerleme raporu ile belirlenecek iģtiraklerle ilgili bu değerleme yöntemi ve değerlemeyi kimin yapacağına dair düzenlemelere ihtiyaç olacaktır.] Maddenin (2) numaralı fıkrasında ise ifadenin netlik kazanmaya ihtiyacı olduğu düģünülmektedir - muafiyet koģullarının gerçekleģtiği sonucuna varılırsa, çağrı yapma yükümlülüğünden muaf tutulur ibaresinin doğru olacağı önerilmekle birlikte; tüm madde için çağrı yükümlülüğü doğmaz Ģeklinde düzenleme getirilmesi halinde buradaki ifade de buna bağlı netlik kazanmıģ olabilecektir. -4-
MADDE 15 Payları Borsa da iģlem gören ortaklıkların payları için yapılacak isteğe bağlı çağrıda, çağrıya iliģkin özel durum açıklamasını yapmadan önce, isteğe bağlı çağrıya konu payların çağrı fiyatı üzerinden hesaplanacak toplam tutarının %90 ının mevduatı kabule yetkili bir bankada Kurul adına bloke olarak yatırılması zorunluluğu getirilmiģtir. Bu düzenleme Çağrı müessesinin ciddiyeti ve iģlemin sorunsuz gerçekleģmesi açısından olumlu görülmektedir. Buna karģın belirtilen oranda tutarın, çağrının baģlamasından çok önce ve Kurul adına yatırılmasının amacı anlaģılamamaktadır. Bu düzenlemenin Çağrı Yükümlüsünün söz konusu bloke hesapta bulunan fonun nemasından yararlanmasını sağlayacak Ģekilde yapılması gerektiği düģünülmektedir. Çağrıya çıkanın alım gücünün değerlendirilmesi amaçlanıyorsa da baģlangıçta teminat mektubu, fonun mevcudiyetinin ispatı gibi mekanizmalar getirilmesi, çağrıya baģlanmasından çok kısa bir süre önce de blokaj öngörülebilir. MADDE 18 Çağrıya iliģkin özel durum açıklamalarının düzenlendiği maddedeki hükümlere Özel Durumların Kamuya Açıklanmasına ĠliĢkin Esaslar Tebliği çerçevesinde ilan edilen SPK Rehberi ne de eklenmesi düzenlemenin bütünlüğü açısından yararlı olacaktır. Diğer taraftan kısmi çağrı konusunda yapılacak açıklamaların özel olarak düzenlenmesi gerektiği düģünülmektedir. Herhangi bir manipülasyona yol açmamak için toplanan taleplerin her gün açıklanması yerine çağrı süresi sonunda toplu olarak açıklanmasının yerinde olacağı düģünülmektedir. TEBLĠĞLE DÜZENLENMESĠ ĠSTENEN KONULARA ĠLĠġKĠN GÖRÜġ VE ÖNERĠLER - Tebliğde belirlenen zorunlu çağrıya konu iģlemlerin ötesinde, uygulamada kontrol değiģikliği dıģında da yatırımcının korunması için ortaklara çağrıya yükümlülüğü getirilebilmektedir. (Örn. Galatasaray birleģme talebi) Bu tür durumların Tebliğ ile nesnel kriterlere bağlanarak düzenlenmesi piyasa bütünlüğü ve yatırımcıların iģlem yapmak istedikleri piyasanın Ģartlarını önceden öğrenmeleri açısından büyük önem arz etmektedir. - Türk Sermaye Piyasalarında henüz uygulama imkanı bulmayan Kottan Çıkma ve Halka Açık Anonim Ortaklık durumunun sonra ermesinin gerçekleģtirilebilmesi için; bu imkanın dünya uygulamalarına paralel Ģekilde bu Tebliğ kapsamında yapılacak düzenlenmeler ile ele alınabileceği düģünülmektedir. Yapılması önerilen düzenlemenin öncelikle çağrıya çıkılarak yatırımcıların korunmasının sağlanması, ardından kottan çıkma talebinin ĠMKB ye iletilmesine -5-
yönelik olabileceği öngörülmüģ olup; bu konunun özellikle yabancı sermayenin ülkemize çekilmesi açısından büyükönem taģıdığı vurgulanmak istenmektedir. Bu görüşe 8 Mayıs 2009 tarihli çalışmamızda da yer verilmiştir. - Çağrının süresince toplanan payların çağrı yapan ortağa, karģılığı tutarın ise payını satan ortağa ne zaman verileceğine iliģkin Tebliğ de düzenleme yapılmalıdır. Payların el değiģtirmesi iģleminin halen uygulamada gerçekleģtirildiği gibi T+2 esası uygulanarak veya tüm çağrı süresinin bitmesinin ardından ödemelerin yapılarak iģlemin gerçekleģtirilmesi iki alternatif olarak düģünülebilir. Ġkinci alternatifin uygun görülmesi halinde aracı kurum çağrıya cevap veren bu yatırımcıların taleplerini toplayacak ve süre bitiminin ardından satıģ iģlemi sonlandırılacaktır. Özellikle gönüllü çağrı ve kısmi çağrı için bu esasların netleģtirilmesinde yarar görülmektedir. -6-