T.C. ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ YENĠ YÖK YASA TASLAĞI HAKKINDAKĠ GÖRÜġLERĠ



Benzer belgeler
İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ

GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME VE ATANMA YÖNETMELİĞİ

T.C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTME ve ATANMA YÖNERGESİ

T.C. PAMUKKKALE ÜNİVERSİTESİ ile T.C. AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TÜRK-ALMAN ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİ KADROLARINA ATANMA VE YÜKSELTİLME KRİTERLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

ÜNİVERSİTELERDE AKADEMİK YAPILANMA

KAFKAS ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

T.C. İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YÜKSELTME ve ATANMA YÖNERGESİ

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26953

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ PERSONELİNE DÖNER SERMAYE GELİRLERİNDEN YAPILACAK EK ÖDEMENİN DAĞITILMASINDA UYGULANACAK USUL VE ESASLAR BİRİNCİ BÖLÜM

NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ (Resmi Gazete 17 Eylül 2013 tarih ve Sayı) BİRİNCİ BÖLÜM

Döner sermaye : (2) Madde 58 (Değişik: 21/1/ /5 md.)

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ KURULMASI VE KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE

2914 SAYILI YÜKSEKÖĞRETĠM PERSONEL KANUNU VE 2547 SAYILI YÜKSEKÖĞRETĠM KANUNU NUN EK DERSE ĠLĠġKĠN MADDELERĠ sayılı Kanun

YÜKSEKÖĞRETİM TEŞKİLATINA İLİŞKİN ESASLAR

Birinci Bölüm. İkinci Bölüm

GİRNE ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK TEŞKİLAT VE İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

İSTİNYE ÜNİVERSİTESİ SENATO TOPLANTISI TOPLANTI TARİHİ TOPLANTI SAAT OTURUM NO 13/06/

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26953

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği KAMUOYUNA DUYURU

sayılı Kanunun 48 inci maddesinde belirtilen şartları taşıyor olması gerekir.

BARTIN ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE YÖNERGESİ

Muhasebat Genel Müdürlüğü tarihli ve sayılı yazısı ile;

YÖNETMELİK TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAPADOKYA ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ KAPADOKYA ÜNİVERSİTESİ ANA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK. b) Merkez (Hastane): Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini,

ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME (ADEK) ESASLARI

YÖNETMELİK GİRESUN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ KALİTE KOMİSYONU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

BARTIN ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 30590

T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI NA

SİNOP ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ KADROSUNA NAKLEN VEYA AÇIKTAN ATAMA YÖNERGESİ

YÖNETMELİK İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

12 Haziran 2018 SALI Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından: ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME VE ATANMA YÖNETMELİĞİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ PROJE KOORDİNASYON VE DANIŞMANLIK OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Yürürlük Tarihi: HRÜ Senatosunun tarih ve 2014/20 sayılı kararı.

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TURİZM FAKÜLTESİ, TURİZM VE OTELCİLİK YÜKSEKOKULU TÜZÜĞÜ

TC İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YÜKSELTİLME VE ATAMA YÖNERGESİ

Kanun Numarası : 3843 Kabul Tarihi : 19/11/1992 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 27/11/1992 Sayı : Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 32

Yükseköğretim Kurumlarında Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Yönetmeliği 1

HASAN KALYONCU ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YÜKSELTİLME VE ATAMA YÖNERGESİ

YÖNETMELİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK. Nevşehir Üniversitesinden: NEVŞEHİR ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

YÖNETMELİK NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ALTINBAŞ ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ YETİŞTİRME PROGRAMI YÖNERGESİ

ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER OFİSİ YÖNERGESİ BİRİNCİ KISIM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezini,

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ ÖN LİSANS VE LİSANS PROGRAMLARI YATAY GEÇİŞ YÖNERGESİ

Yatay Geçiş : önlisans ve lisans düzeyindeki öğrencilerin yükseköğretim kurumlarındaki fakülte,

T.C. CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK. a) Merkez (ODÜZEM): Ordu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezini,

İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTE İÇİ ve KURUMLAR ARASI YATAY GEÇİŞ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÖĞRETİM ÜYESİ YETİŞTİRME PROGRAMINA İLİŞKİN ESAS VE USULLER. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ ÖN LİSANS VE LİSANS PROGRAMLARI YATAY GEÇİŞ YÖNERGESİ

YÖNETMELİK. Adıyaman Üniversitesinden: ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MERKEZİ FİNANS VE İHALE BİRİMİNİN İSTİHDAM VE BÜTÇE ESASLARI HAKKINDA KANUN

HARRAN ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE

ALTINBAŞ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE YÜKSELTİLME VE ATANMA YÖNERGESİ BİRİNCİ KISIM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

ALANYA ALAADDİN KEYKUBAT ÜNİVERSİTESİ KALİTE KOMİSYONU YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. BARTIN ÜNİVERSİTESİ DIŞ İLİŞKİLER GENEL KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Misyon ve Vizyon

KIRGIZİSTAN TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME ve KALİTE GELİŞTİRME YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

T.C. KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS PROGRAMLARI YATAY GEÇİŞ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

EĞİTİMCİ KAMU ÇALIŞANLARI SENDİKASI. Yeni YÖK Yasa Tasarısının Değerlendirilmesi

*Üniversitemiz Senatosunun 11/06/2014 tarihli ve 11'nolu toplantısının 05 sayılı kararının ekidir.

İÇİNDEKİLER KANUN, KHK VE BAKANLAR KURULU KARARLARI

ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDE YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCE YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve Kapsam

Anadolu Üniversitesinden:

YENİ MEVZUATIN MÜHENDİSLİK FAKÜLTELERİNİN AKADEMİK PERSONEL İSTİHDAM SÜRECİNE ETKİLERİ

-926- YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU İLE YÜKSEKÖĞRETİM PERSONEL KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN. (Resmi Gazete ile yayımı: 3.7.

1. AMAÇ Bu yönergenin amacı lisans düzeyindeki programlar arasında yatay geçiş ile öğrenci kabulüne ilişkin esasları düzenlemektir.

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ KARİYER MERKEZİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ, SAĞLIK HİZMETLERİ YÜKSEKOKULU TÜZÜĞÜ

EGE ÜNİVERSİTESİ ÖDÜL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam Dayanak ve Tanımlar

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ KARADENİZ STRATEJİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖNER SERMAYE GELİRLERİNDEN YAPILACAK EK ÖDEME DAĞITIM USUL VE ESASLARI YÖNERGESİ

TED ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YÜKSELTME VE ATAMA ESASLARI

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL VE TEKNOLOJİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ATILIM ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç-Kapsam-Dayanak

MADDE 1 Bu Yönerge 2547 sayılı Kanunun değişik 7/d 2 maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

T.C. Resmî Gazete. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır YÖNETMELİK

Transkript:

T.C. ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ YENĠ YÖK YASA TASLAĞI HAKKINDAKĠ GÖRÜġLERĠ GENEL GÖRÜġLER Yükseköğretimi yeniden yapılandırırken ülkemizin, belirli bir gelişmişlik düzeyi ve devlet geleneğine sahip olduğu, üniversiteler konusunda önemli tecrübelerinin bulunduğu gerçeği göz önünde bulundurularak bugüne kadar tecrübe ile kazanılmış birikimin de değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Değişiklikler, görülen eksiklikleri düzeltecek, mevcut durumu iyileştirecek ve üretkenliği teşvik edecek şekilde ve evrensel üniversite anlayışına uygun olarak yapılırsa daha faydalı olacaktır. Bu anlamda yeni yasa ile YÖK ün bir üst çatı kurum olarak koordinasyon veya denetim merkezi gibi görev yapması sağlanırken, üniversitelerin de özerk ve hesap verebilir bir modelde yapılandırılması uygun olacaktır. Öncelikle üniversitelere mali ve idari konularda daha fazla özerklik verilmesini (örneğin öğrenci kontenjanını belirleme, kadro dağıtımı, bütçe plan ve uygulamaları vb.) öne çıkaracak bir model düşünülmelidir. Halen, birçok vakıf üniversitesi kontenjan doldurma sorunu nedeniyle kapanma noktasına gelmişken, stratejik bir planlama yapılmadan yeni özel ve yabancı üniversitelerin açılmasının, sorunların daha da artmasına neden olabileceği göz ardı edilmemelidir. Mevcut yasa taslağının basit, anlaşılabilir ve detaylardan uzak tutularak hukuki problemlerin yönetmeliklerle düzenlenebilmesine imkân verecek yaklaşımlarla ele alınması, yeniden yapılanma sürecini çok daha kolaylaştıracağı düşünülmektedir. Yeni tasarıdan da beklenen, üniversitelerin kontrol edilmesi değil akademik zihniyetin yerleştirilmesi ve verimin artırılmasıdır. Ancak mevcut hali ile taslakta bunun çok az sağlanabileceği görülmektedir. Taslağın bu haliyle merkeziyetçi bir anlayışla, üniversiteleri YÖK ün birimleri haline getiren ve uluslararası sistemlerin çok uzağında bir yapıda olduğu izlenimi edinilmektedir. Dünyadaki akademik sistemler ve iyi uygulama örnekleri dikkate alınarak, siyaset üstü ve bilimsel temelli bir üniversite yasası hazırlanması, ülkemizin geleceği ve 2023 hedefleri için çok önemlidir. Sürekli değişen, dinamik, rekabetçi ve çok hızlı gelişen yükseköğrenim sistemleri karşısında önerilen bu tasarı ile Türk üniversitelerinin ileri ülkelerdeki eğitim kurumları ile yarışmasının çok zor olacağı düşünülmektedir. Bazı maddeler üzerindeki görüģlerimiz; Madde 3- (1) (ğ bendi) Bölüm: Amaç, kapsam ve nitelik yönünden bir bütün teşkil eden, birbirini tamamlayan veya birbirine yakın anabilim veya anasanat dallarından oluşan ve eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve uygulamaların yapıldığı yükseköğretim birimini, denmiştir. Erciyes Üniversitesi (ERÜ) GörüĢ: Tıp Fakültelerindeki anabilim dalları buradaki tanıma uymamaktadır. Diğer fakültelerden farklı olarak Bölüm, Tıp Fakültelerinde fonksiyonel bir birim olmayıp bürokratik işlemleri artırmakta, işleyişi yavaşlatmaktadır. Bu nedenle Tıp Fakültelerinde Bölüm lerin kaldırılması uygun olacaktır. 1

(1) (k bendi) Fakülte: Eğitim-öğretim ile bilimsel araştırma ve yayın yapılan ve gerektiğinde bölümlerden oluşan yükseköğretim birimini, ERÜ GörüĢ: Bu metnin Fakülte: Eğitim-öğretim ile bilimsel araştırma ve yayın yapılan ve gerektiğinde bölüm veya anabilim dallarından oluşan yükseköğretim birimini, şeklinde değiştirilmesi daha uygun olacaktır. (1) (dd) Üniversite: Bilimsel özerkliğe ve tüzel kişiliğe sahip önlisans, lisans ve lisansüstü ERÜ GörüĢ: Burada üniversitelerin bilimsel özerkliği vurgulanmıştır. Oysa üniversiteler sadece bilimsel değil aynı zamanda mali özerkliğe de sahip olmalıdır. Üniversite bütçesinin araştırma ve eğitim giderleri açısından planlama, yapılandırma ve harcamasında yönetiminin söz sahibi olması akademik gelişme ve verimlilik açısından çok önemlidir. Örneğin, akademik faaliyetlerin genel bütçeden desteklenebilmesi ve başarılı bilim insanlarının ödüllendirilebilmesi lazımdır. Yine kendi çabası ile bağış veya kurum dışı finansman sağlayan üniversitelerin ödüllendirilmesi düşünülmelidir. Bu tür kurum dışı destekleri teşvik etmek amacıyla üniversitenin gayretleri ile sağladığı ek kaynakların belirli bir yüzdesi oranında (%10 u veya %20 si gibi) o üniversiteye ödül niteliğinde ek mali kaynak ayrılmalıdır. Bu sayede, dış kaynakların kazanılması yönünde, üniversiteler arasında pozitif bir rekabet ortamı sağlanabilecektir. Yine birbirine çok yakın mesafede veya aynı bölgedeki üniversitelerin benzer laboratuvar veya araştırma merkezi kurmalarından kaynaklanan ekonomik ve insan kaynağı israfının önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu alanda yapılacak bir koordinasyonla hem israfının önüne geçilebilecek ve hem de kaynakların ortak kullanımı sayesinde daha ileri düzeyde bölgesel laboratuvar veya araştırma merkezlerinin kurulması mümkün olabilecektir. Türkiye'de araştırma ve bilimsel gelişmenin önündeki en önemli engellerden birisi de alım satımda yaşanan karmaşa ve gecikmelerdir. Bu konuda üniversiteler ve araştırma kurumları özerk olmalı, araştırmacının kendisi veya laboratuarı, doğrudan ihtiyacı olan malzemeyi satın alabilmelidir. Ayrıca bütçe harcama sürecinde, üniversite yönetimi ile kamu ihale kurumu arasında etkin bir koordinasyonun sağlanması bütçenin verimli bir şekilde kullanılması açısından çok önemlidir. İstenmeyen durumları önlemek için çok basit denetim mekanizmaları geliştirilebilir. Ek madde önerisi: 3. Maddeye Meslek: Belirli bir eğitim sonucu elde edilen ve kişinin öğretim üyeliği veya memurluk görevi dışında belli şartlarla yapabildiği, gerektiğinde geçimini sağladığı ünvanı, şeklinde bir tanımın eklenmesi yerinde olacaktır. MADDE 5- (1) Türkiye Yükseköğretim Kurulu, bu Kanunun 2 inci maddesindeki temel ilkeleri esas alarak aşağıdaki görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. ERÜ GörüĢ: Genel olarak YÖK, yeni adıyla Türkiye Yükseköğretim Kurulu (TYK), bu maddeye göre yetkilerini azaltıp bir koordinasyon birimi olmak yerine, UAK ın yetkilerini de alıp kendisini daha güçlü, üniversiteleri ise daha zayıflatıcı bir konuma sokmaktadır. Örneğin, (d bendi) Yükseköğretim kurumlarının öğrenci kontenjanlarını belirlemek. (h bendi) Ülke ihtiyaçları ve kapasitelerini dikkate alarak Devlet üniversitelerinin öğretim elemanı kadrolarını dengeli bir şekilde tespit etmek ve bunların kullanım izinlerini vermek. (m bendi) Doçentlik sınavı ile ilgili esasları tespit 2

etmek, doçentlik sınavlarını düzenlemek, jürileri belirlemek ve doçent adaylarının yayın ve araştırmalarının değerlendirilmesi işlemlerini yapmak. TYK, bu gibi konularda üniversitelere daha fazla yetki vermeli ve kendisi sadece belirli kıstaslar koymalı ve üniversiteleri her şeyi merkeze sorma zorunluluğundan kurtarmalıdır. Mevcut hali ile TYK çok sayıda birim ile çok önemli yetkileri üzerine almakta, üniversitelerin yapması gereken işleri kendisi düzenleyip, ihtiyaç duyulan şehirlerde ve ülkelerde çalışma ofisleri kurmaktadır. Dünya adem-i merkeziyetçiliğe giderken, bizim daha fazla merkeziyetçi bir yapıyı sürdürme gayretimizin sebebi anlaşılamamaktadır. Doçentlik Sınavları, TYK yerine rektörler komitesine devredilmeli ve Rektörler Komitesinin gerekli usul ve esasları belirlemesinin daha uygun olacağı düşünülmektedir. Mevcut şartlarda öğrenci kontenjanları, ilgili bölümün laboratuvar, derslik vb fiziki alanlar ve araştırma görevlisi sayısı gibi faktörler göz önüne alınmadan yalnızca öğretim üyesi sayısına bakılarak yapılmaktadır. Her yıl yapılan kontenjan artışları nedeniyle ortaya çıkan aşırı öğrenci sayısı, eğitim-öğretim verimliliğinde ciddi düşüşler meydana getirmekte ve öğrencilere kazandırılması gereken bilgi, beceri ve yetkinlikler yeterince kazandırılamamaktadır. Üniversite yerleştirme sınavı ile bölümlerin alacağı öğrenci sayılarını TYK'nin merkezden belirlemesi yerine bizzat ilgili bölüm/üniversite tarafından yapılması daha uygun olacaktır. Yine yeni bölümlerin açılması için belirlenen minimum kriterler gözden geçirilmeli, bölüm açma ve öğrenci alımında öğretim üyesi sayısı yanında birimin altyapısı da (derslik ve uygulama imkânları) mutlaka göz önüne alınmalıdır. MADDE 5- (1) (j bendi) Akademik performans ölçütlerini belirlemek. ERÜ GörüĢ: İlgili Yükseköğretim Kurumunun sahip olduğu şartlara ve farklı bilim dallarına göre bu ölçütlerin belirlenmesi daha doğru olacaktır. Genel olarak üniversitelerin akademik ve fiziksel altyapıları eşit değildir (örneğin, Ankara ile Hakkari Üniversitesi). Yine Sosyal ve Beşeri Bilimlere bağlı birimler ile Fen Bilimleri ne bağlı birimlerin bilimsel yayın vb. konularda eşit görülmesi söz konusu olamaz. Sonuç olarak, belirlenen performans değerlendirmesine göre çalışan ile çalışmayan ayrımını yapacak bir teşvik sistemi getirilmeli ve yeni bir ücret politikası oluşturulmalıdır. Bu ölçüt ve kriterler, sübjektif ve nepotist yaklaşımlara izin vermemelidir. YÖK yeni yasanın çıkartılmasını beklemeden; öğretim elemanlarının, ücretleri konusunda acilen bir iyileştirmeyi gündemine almalı ve belirli bir iyileştirmeden sonra akademik performansı hayata geçirmelidir. Aksi halde, hocalar kazanç için bu teklifleri yapıyorlar şeklindeki bir algı, birçok önemli hususun kanuna girmesi üzerinde manevî bir baskı oluşturacaktır. MADDE 5- (1) Ek madde, (örneğin, m veya o bendi olabilir) Türkiye Yükseköğretim Kurulu nun en önemli görevlerinden birisi de rekabeti teşvik etmek amacıyla belli bazı uluslararası kriterleri kullanarak üniversite ve bölüm düzeyinde bir akademik başarı sıralaması yapmalı ve bunu her yıl ilan etmelidir. Böylece öğrenci ve öğretim elemanının üniversite tercihi açısından bölgesel dezavantajlar avantaja dönüşebilir ve üniversiteler ve hatta bölümler, başarı yarışına girerler. Bu sorumluluk, TYK e veya uluslar arası bir kuruluşa verilmeli ve bu konu yeni kanununda mutlaka yer almalıdır. Yine TYK yerine, uluslararası bir kurumun yapacağı bir sıralama, aynı zamanda beynelmilel bir akreditasyon yerine de geçecek, üniversite ve birim yöneticilerinin kurumu nereden alıp nereye getirdiği hususu izlenebilir hâle gelecektir. 3

MADDE 6- (1) Yükseköğretim Genel Kurulu, Kurulun en üst karar organı olup Başkan dâhil yirmi bir üyeden oluşur. Üyelerden beşi, siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasî parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi; beşi Cumhurbaşkanı; beşi üst düzey kamu görevlileri veya profesör unvanına sahip öğretim üyeleri arasından Bakanlar Kurulu; altısı kendi üyesi olmayan profesörler arasından Rektörler Kurulu tarafından seçilir. ERÜ GörüĢ: Türkiye Yükseköğretim Kurulu nun bu öneri ile akademik kaygı taşımayan dış etkilere açık hale getirilmesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Kurulda üniversite temsilcilerinin ağırlıkta olması daha uygundur. Bu nedenle, TYK nın kompozisyonu konusu yeniden değerlendirilmeli ve kurul un oluşumunda akademik tercihler ön planda olmalıdır. Yine rektörler kurulunun seçeceği üyelerin, akademik baģarıları yanında çalıģma alanlarının da önemli olduğu ve bu üyelerin (Fen, Sosyal ve Sağlık Bilimleri vb) farklı bilim dalları dikkate alınarak seçilmesinin daha uygun olacağı düşünülmektedir. MADDE 6- (4) Süreleri sona eren üyelerin Kurula yeniden seçilmeleri mümkündür ERÜ GörüĢ: Süreleri sona eren üyelerin Kurula yeniden seçilmeleri, en çok 2 dönem şeklinde sınırlandırılması daha uygun olabilir. MADDE 8- (1) Cumhurbaşkanı Kurul üyelerinden birini Başkan olarak atar. Genel kurul üyeleri arasından birisi başkan, diğeri Genel Kurul üyeleri tarafından iki başkan vekili seçilir. ERÜ GörüĢ: Mevcut tecrübeler göz önüne alınarak TYK Başkan vekili sayısının arttırılması faydalı olacaktır. MADDE 8- (1a) Eğitim-öğretim ve Planlama Daire Başkanlığı ERÜ GörüĢ: Çok önemli bir başkanlık olup bu Üniversitelerin en çok iletişim içerisinde oldukları birimdir. Bu nedenle bir başkan vekiline direkt olarak bu birimin sorumluluğunun verilmesi isabetli olacaktır. (3) Başkan başkanlık teşkilatının en üst amiridir. Başkanlık teşkilatını oluşturan hizmet birimleri ve görevleri şunlardır: ERÜ GörüĢ: Bu maddede TYK nın teşkilat yapısı belirlenmiştir. Bugün sayıları 80 e ulaşan Tıp Fakültesi ve bunlara bağlı hastaneler, Diş Hekimliği, Eczacılık, Veterinerlik, Sağlık Bilimleri Fakülteleri ve yine çok sayıda sağlıkla ilgili Yüksekokul ve Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. Bunların sorunları diğer fakültelerle farklılık gösterdiği gibi, bu fakülteler aynı zamanda rutin sağlık hizmeti de sunabilmektedir. Bu nedenle sadece Yükseköğretim Mevzuatı na değil daha birçok mevzuta da bağlı çalışmakta ve birçok kurumla ilişki kurmak mecburiyetinde kalmaktadır. Ayrıca üniversite döner sermayeleri, tüm kamu döner sermayelerinin %80 ini oluşturmaktadır. Bu sebeplerden dolayı hem sağlıkla ilgili bir dairenin hemde döner sermayelerle ile ilgili bir birimin kurulması zaruretinin dikkate alınması gerekmektedir. MADDE 9-... (4) Rektörler Kurulunun görevleri şunlardır: ERÜ GörüĢ: Üniversiteler arası kurulun yerine oluşturulan Rektörler kurulunun hemen hemen önemli bir görevi yok gibi. Bu kurul sadece (belki yılda bir kez) toplanıyor, gündemdeki bazı konular tartışıyor ve TYK na tavsiye kararı alıyor. Böyle bir kurula ihtiyaç varsa, bunun daha fonksiyonel hale getirilmesi gerekir. Ayrıca 4

rektörler kurulu yerine, senatoların seçeceği üniversite temsilcilerinin böyle bir kurulu oluşturması düşüncesi değerlendirilmelidir. Burada da rektörlerin, kendilerinin katılmadığı kurullarda alınan tavsiye kararlarına ne kadar sahip çıkacakları hususu da göz ardı edilmemelidir. MADDE 10- (1) Devlet yükseköğretim kurumlarında bu Kanunda belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde üniversite konseyi oluşturulabilir. Devlet yükseköğretim kurumlarında üniversite konseyi oluşturulabilmesi için ilgili yükseköğretim kurumunun; ERÜ GörüĢ: Taslakta belirtilen Üniversite Konseyi Modeli nin olumlu bazı taraflarının olması yanında, üniversite özerkliğini tehlikeye atarak, dış etkileri ve akademik olmayan müdahaleleri beraberinde getirebileceği düşünülmektedir. Ayrıca konseyin her üyesinin bir rektör konumuna gelebileceği endişesi vardır. Bu yüzden, konsey kavramı yeniden ele alınmalıdır. Mevcut tanıma göre Üniversite Konseyleri, süper yetkilere sahip olacağı için üniversitelerde çok başlılığa neden olacak ve atanan rektörü neredeyse işlevsiz hale getirecektir. Yine konseye yüklenen görevler üniversite hastanelerinin işleyişini daha da hantallaştıracak ve işlemez hale getirecektir. Bunun da üniversitelerin akademik anlamda geleceği açısından çok çeşitli sıkıntılara neden olabileceği düşünülmektedir. Madde 11- (1) Profesör unvanına sahip olan rektör, üniversitenin en üst amiri olup, üniversiteyi Kurulun, üniversite konseyinin, üniversite senatosunun ve üniversite yönetim kurulunun kararlarına ve stratejik plan ile performans programına uygun olarak yönetir; senato ve üniversite yönetim kuruluna başkanlık eder; üniversite birimleri arasında düzenli ve uyumlu çalışmayı sağlar; üniversite tüzel kişiliğini temsil eder. ERÜ GörüĢ: Hem Kurulun ve hem de senato, yönetim kurulu ve konseyin kararlarına göre yönetimin nasıl olabileceği sorusu akla gelmektedir. Bir makama gelen kişinin görevleri, yetki ve sorumlulukları önceden bellidir. Böyle bir yapıda rektör, çalışamaz ya da iş yapamaz hale gelecektir. Bu yüzden konunun yeniden değerlendirilmesi çok önemlidir. (3) Devlet üniversitelerinde sosyal ve beşeri bilimler, sağlık bilimleri, fen ve mühendislik bilimleri alanları esas olmak üzere aynı bilim alanından üst üste iki defa rektör seçilemez.. ERÜ GörüĢ: Bu madde anayasanın seçme ve seçilme hakkına aykırı olacaktır. Bir alanda bir kişinin rektörlük yapması aynı alandaki diğer kişileri neden engellemelidir? Bu maddenin özellikle Tıp Fakültelerindeki öğretim üyelerinin önünün kesilmesi için konulduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak bu madde, birçok kişi ve meslek örgütünce Anayasa Mahkemesi ne taşınacaktır. Bunun yerine, bilimsel ve idari deneyim ile eğitim öğretim faaliyetlerini içeren akılcı bir yeterlilik kılavuzu, daha iyi bir ölçüt olacaktır. MADDE 11- (4) Rektör, çalışmalarında kendisine yardım etmek amacıyla ve kendi görev süresi ile sınırlı olmak üzere, profesörler arasından üç rektör yardımcısı görevlendirebilir. Kayıtlı öğrenci sayısı ellibinin üzerinde olan üniversitelerde yönetim kurulu kararı ile rektör yardımcılığı sayısı beş e çıkarılabilir. 5

ERÜ GörüĢ: Günümüz ihtiyaçları doğrultusunda, belirlenecek bazı kriterlere göre rektör yardımcılıklarının ve hatta dekan ve müdür yardımcılıkları sayılarının artırılması gerekir. Rektör yardımcısı sayısının sadece öğrenci sayısı ile ilişkilendirilmesi doğru değildir. Elli bin rakamı çok yüksektir. İlla öğrenci sayısı esas alınacaksa örneğin, 20.000 e kadar 3, 40.000 e kadar 4 ve 40.000 den yukarısı için 5 olarak alınabilir, yani kademeli bir artış yapılabilir. Üniversitedeki eğitim birimlerinin çeşitliliği ve öğretim elemanı sayısı da dikkate alınmalıdır. Ayrıca üniversitede verilen rutin hizmetler bir kriter olabilir. Örneğin rektör yardımcısı sayısı, temelde 2 olarak belirlenir. Ancak sosyal ve beşeri bilimler, sağlık bilimleri, fen ve mühendislik bilimlerinden her bir alanda eğitim veren fakülte varsa birer tane eklenir gibi hüküm konulabilir. Örneğin, sadece sosyal ve beşeri bilimler veya sağlık bilimleri ya da fen ve mühendislik bilimlerinden oluşuyorsa 3, iki tanesinden oluşursa 4, tüm alanlarda eğitim-öğretim varsa 5 olarak belirlenebilir. (5) Üniversite konseyi bulunmayan Devlet üniversitelerinde rektör seçimi ve atamasında aşağıdaki usul uygulanır: ERÜ GörüĢ: Burada seçim yerine üniversitenin bilimsel altyapısını temsil edecek şekilde (güzel sanatlar, beşeri-sosyal, sağlık, fen ve mühendislik bilimleri gibi) bir Rektör belirleme komisyonu oluşturulmalıdır. Şayet komisyonda dışarıdan bir üyenin olması isteniyorsa, bunun vergi mükelleflerinden ziyade mezunları veya en çok bağış yapanlar arasından bir temsilci şeklinde olması daha uygun olacaktır. (5) (a bendi) Rektör adaylarını belirleme komisyonu, ERÜ GörüĢ: Bu madde, YÖK ün rektörlük seçimlerine sonradan değil daha baştan müdahale etmesine imkân sağlamaktadır. Böyle bir komisyon yerine YÖK ün belirleyeceği ve öğretim üyeliğine yükseltme kriterlerine bezeyen, akademik, idari deneyimi de içine alan, bugün prof. yarın rektör olmayı da engelleyen bir kriter belirlenebilir ve buna göre yapılacak başvurulardan 3 ü YÖK tarafından Cumhurbaşkanlığına sunulur denilse çok daha iyi olabilir. MADDE 12- (2) Senato, rektörün başkanlığında, meslek yüksekokulları müdürlerinin kendi aralarından seçeceği en fazla üç müdürden oluşur. ERÜ GörüĢ: MYO müdürlerinden sadece seçilen üç tanesi değil, tamamı senatoda temsil edilmelidir. Ayrıca senatoda başhekimin de olması gerekebilir. MADDE 13- (1) Üniversite yönetim kurulu, ERÜ GörüĢ: Öğrenci temsilcisinin yönetim kurullarında değil, sadece Senato ve Fakülte kurullarında yer alması daha uygun olacaktır. Üniversite idarî teģkilatı MADDE 14- (1) Üniversite idarî teşkilatı aşağıdaki birimlerden oluşur. a) Rektörlük, b) Genel Sekreterlik, c) Dekanlık, ç) Konservatuar Müdürlüğü, d) Enstitü Müdürlüğü, e) Hastane Müdürlüğü (Başhekimlik), Ek madde ERÜ GörüĢ f) Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü, g) Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, ğ) Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü. 6

MADDE 14- (4) Genel Sekreterlik, bir genel sekreter ile en çok iki genel sekreter yardımcısından ve bağlı birimlerinden oluşur. ERÜ GörüĢ: Genel sekreter yardımcısı sayısı mutlaka arttırılmalıdır. Belirlenecek bir kritere göre bu sayı 4 e kadar çıkarılabilmelidir. a) Öğrenci işleri Daire Başkanlığı: ERÜ GörüĢ: Daire başkanlığı yanında Lisans düzeyinde bir öğrenci işleri dekanlığı kurulması ve her birimdeki öğrenci işleri bürolarının birleştirilerek kaynak ve zaman israfının önlenmesi yararlı olacaktır. Yine bu birime yüksek lisans ve doktora eğitimi veren enstitüler de dahil edilebilir. (ç bendi) Dış İlişkiler ve Tanıtım Daire Başkanlığı: ERÜ GörüĢ: Uluslararası (Dış) İlişkiler Ofisi karşılığının yalnızca genel sekreterliğe bağlı bir daire başkanlığı olması doğru değildir. Bunun Yükseköğrenim Kanun tasarısında ayrıca yer alması gereken bir birim olması ve bu birimin üniversitelerde çok daha güçlü bir şekilde temsil edilmesi sağlanmalıdır. Kanunda Dış İlişkiler Ofisinin Dış İlişkiler ve Tanıtım Daire Başkanlığı şeklinde isimlendirilmesi de doğru değildir. Nedeni; Dış İlişkiler Ofisi veya Uluslararası İlişkiler Ofisi, Türkiye de oturmuş isimlerdir. Yine, adı geçen birim dünyada da bu isimlerle anılmaktadır. Örneğin, ABD ve Tayvan da Office of International Affairs; AB ülkelerinde ise International Relation Office deniliyor. Daire başkanlığı, daha çok idari bir birimi ifade ediyor. Hâlbuki bu akademik bir birim olmalı, rektör yardımcısı veya en azından dekanlık düzeyinde temsil edilmelidir. Yabancı Üniversitelerle ikili ilişkiler ve bunlardan hâsıl olan faaliyetler; AB Programları (Erasmus, Gençlik ve diğerleri), Farabi Programı, yakın bir gelecekte Mevlana Programı, yabancı öğrencilerin kabul işlemleri ve oturma izinleri gibi problemler ile Bologna Sürecinin bu ofisin sorumluluğunda alt birimler şeklinde toplanması, etkinlik ve başarı açısından çok gerekli düzenlemeler olacaktır. Her açıdan uluslararasılaşmanın önü açılmalı, üniversitelerde bilim adamı ve öğrenci değişim programları teşvik edilmeli ve akademik dünyadaki gidişata uygun yapılanmalara gidilmelidir. Yine uygun alanlara dışarıdan nitelikli araştırıcıların gelmesi teşvik edilmelidir. Örneğin, alanında öne çıkmış uluslararası bilim insanlarının istihdamındaki sınırlayıcı koşullar kaldırılmalı, tersine beyin göçünü sağlayacak ve nitelikli olanların ülkeye geliģini kolaylaģtırıcı ilave tedbirler alınmalıdır. Bu ofis aracılığı ile kalkınmada öncelik arz eden konularda lisansüstü eğitim için daha çok sayıda öğrenci yurtdışına göndermenin yanı sıra kendi potansiyelimizi kullanarak çevre ülkeler için lisansüstü eğitim verebilecek bir merkez haline gelmek için de her türlü çabanın gösterilmesi gerekmektedir. MADDE 15- (3) Devlet yükseköğretim kurumlarında fakültede kadrolu öğretim üyelerince yapılan seçimde en fazla oy alan profesör unvanına sahip öğretim üyesi üç yıl süreyle üniversite yönetim kurulunca, üniversite konseyi olan üniversitelerde ise, konsey başkanı tarafından dekan olarak atanır. ERÜ GörüĢ: Rektörlük seçimleri ve dekanlığın seçimle yapıldığı üniversitelerde yaşanan problemler düşünüldüğünde dekanlığın seçimle olması sıkıntı doğuracaktır. Verimli çalışma için rektörün uyumlu çalışabileceği dekanlar gereklidir. Dekan, rektör tarafından kendi rektörlük süresi kadar atanırsa ve rektörle beraber gelir ve giderse 7

çok daha iyi olabilir. Fakülte sekreteri de görevlendirme ile olmalı, çakılı kadro olmamalıdır. (5) Dekan yardımcılığı sayısının sadece öğrenci sayısı ile ilişkilendirilmesi doğru değildir. Bu durumda tıp fakülteleri haricindeki fakültelerin çoğu 3, tıp fakülteleri ise sadece 2 yardımcı atayabilecektir. Oysa hizmet ve eğitim çeşitliliği aranmalıdır. Tıp fakülteleri hem tıp eğitimi, hem doktora ve hem de uzmanlık eğitimi vermektedir. Hem diğer fakültelere göre daha fazla öğretim üyesi, hem de daha fazla araştırma görevlisine sahiptir. Üstelik eğitim süresi daha uzundur ve üstelik de sağlık hizmeti sunmaktadır. Yine pratik ve laboratuvar uygulamaları daha fazladır ve daha fazla yazışma yapılmaktadır. Örneğin, üniversiteye gelen şikâyetlerin %90, soruşturmaların %80 i Tıp Fakülteleri ile ilgilidir. Üç bin sayısı, araştırma görevlileri de dâhil olmak üzere Tıp Fakülteleri için 1000 olarak belirlenirse çok daha uygun olur. MADDE 16- Enstitü, araştırma enstitüsü, araştırma ve uygulama merkezleri ERÜ GörüĢ: Lisansüstü eğitimin tek çatı altında toplanması ve oluşan birimin adının yeniden konulması düşünülmelidir, örneğin ABD de olduğu gibi (Graduate School veya Lisansüstü Enstitü şeklinde). Burada Fen, Sosyal, Sağlık ve Eğitim Bilimleri Enstitüleri tek çatı halinde daha etkin ve güçlü bir idari mekanizma ile yeniden yapılandırılabilir. Böylece anabilim dallarındaki dağınıklık ortadan kaldırılarak emek ve kaynak israfı engellenmiş olacaktır. Yine Üniversitelerin kendileri açısından önemli olan araştırma merkezlerinden bazılarını, araştırma enstitüleri gibi yapılandırabilmesine imkân verilmelidir. Örneğin, bu merkezlere akademik ve idari kadro ayrılabilmeli, ayrı bir bütçe de tahsis edilmelidir. MADDE 17- Meslek Yüksek Okulları ERÜ GörüĢ: Yeni kanunda Meslek Yüksek Okulları ile ilgili daha radikal kararların verilmesi beklenmektedir. Mevcut sistemde MYO ları ile ilgili en büyük sıkıntı, buralarda mesleki eğitim yerine akademik bir eğitimin verilmeye çalışılmasıdır. Bu okullarda daha çok laboratuarlar, işyerleri, atölyeler vb alanlar olmalı buna karşılık, sınıf veya dersler istisna olmalıdır. Dolayısıyla Meslek Yüksek Okulları, ülkenin ara eleman ihtiyacı göz önüne alınarak yeniden yapılandırılmalı ve gerekirse üniversite bünyesinden çıkarılıp alanına göre ilgili organize sanayi bölgeleri veya bakanlıklara bağlı eğitim kurumlarına dönüştürülmelidir. Ya da bu okullar, mümkünse bağımsız bir şemsiye altında toplanacak şekilde yeni bir statüye kavuşturulmalıdır. Mevcut haliyle Meslek Yüksek Okulları, üniversitelerin kurumsal yapı ve akademik hedefleri ile örtüşmemektedir, üstelik yeni tasarı bu konuda hemen hemen hiçbir yenilik getirmemektedir. Şayet bu birimlerin üniversite dışına çıkarılması uygun görülmüyorsa, %70 uygulama-atölye-laboratuar ve %30 teorik bilgi olacak şekilde tanzim etmek uygun olabilir. Hele ki laboratuar-atölye uygulamalarının, iş güvenliği açısından ortaya çıkaracağı riskleri nedeniyle üstünkörü yapılması ayrı bir vakıadır. Bu öğrencilerin SGK primlerinin devletçe ödenmesi MYO lara ilgiyi artıracak, uygulamaların çok daha verimli bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır. MADDE 17- (3) Üniversiteye bağlı meslek yüksekokullarında müdür, üniversite konseyi bulunan devlet yükseköğretim kurumlarında üç yıllığına üniversite konseyi tarafından, ERÜ GörüĢ: MYO müdürlerinin ataması da Dekan seçiminde olduğu gibi üniversite yönetiminde uyumun sağlanması açısından rektör tarafından yapılmalıdır. 8

MADDE 18- (1) Bölüm başkanı, bölümün kadrolu profesörleri, bulunmadığı takdirde doçentleri, doçent de bulunmadığı takdirde yardımcı doçentleri arasından bölümün kadrolu öğretim üyelerince seçilir ve dekan tarafından üç yıl için atanır. Bölümün öğretim üyesi sayısının üçten az olması durumunda bölüm başkanı doğrudan dekan tarafından atanır. Bölüm başkanları üst üste en çok iki kere seçilebilir ve atanabilirler. ERÜ GörüĢ: Bölümde tek profesör bulunması halinde, bu profesörün en fazla 2 kez üst üste başkan seçildikten sonraki durumu için daha belirgin bir ifadeye yer verilmelidir. (4) Bölüm başkanı kurulun aldığı kararların uygulanmasından, bölüme ait her türlü faaliyetin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesinden sorumludur. (5) Bölüm Kurulu bölümde görev yapan kadrolu öğretim üyeleri ile öğretim görevlileri ve araştırma görevlilerinin kendi aralarından seçecekleri birer. Bölüm kurulu, bölümde her düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve diğer faaliyetlerin planlanmasından sorumludur. ERÜ GörüĢ: Bölüm kurulu, taslakta tüm öğretim üyelerini kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. Bu durum özellikle çok sayıda öğretim üyesi bulunan bölümlerde uygulanabilir ve pratik değildir. Ayrıca Bölüm kurulunun, "bölümde her düzeyde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve diğer faaliyetlerin planlanmasından sorumludur." ve "Bölüm başkanı, kurulun aldığı kararların uygulanmasından, bölüme ait her türlü faaliyetin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesinden sorumludur" ifadeleri, bölümün yönetilmesini oldukça zorlaştıracak ifadelerdir ve kimse başkanlık yapmak istemeyecektir. Yeni taslakta bu konuların da dikkate alınmasında fayda vardır. Madde 19- Anabilim veya anasanat dalı, bölümü oluşturan ve en az bir bilim veya sanat dalını kapsayan eğitim-öğretim ve uygulama faaliyetlerinin yürütüldüğü akademik bir birimdir. ERÜ GörüĢ: Anabilim veya anasanat dalı başkanları ile kurullarının görev yetki ve sorumlulukları, 2547 sayılı yasada net çizilmediği için bu durum, birçok karışıklığa ve hem de sık sık mahkemelere taşınmaktadır. Bu nedenle değişecek yasada durum daha net olarak belirlenmelidir. Rektör ve dekanlarla yetki çakışması olmamalıdır. Üniversite hastanesinin kurulması ve yönetimi MADDE 22- (1) Bünyesinde tıp veya diş hekimliği fakültesi bulunan üniversitelerde ERÜ GörüĢ: Üniversitelerdeki hastaneler, Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezleri olarak kalmalıdır. Bu birimler sağlık hizmeti sunumu görevinin yanında başta Tıp Fakülteleri olmak üzere, hemşirelik, diyetisyen, fizyoterapi ve çok sayıda sağlıkla ilgili teknik elemanın yetiştiği fakülte ve yüksekokulların da uygulama alanıdır. Bu kurumların fonksiyonunu sadece hastane ile sınırlamak doğru değildir. Hastanecilik hizmeti, bu kurumların fonksiyonlarından sadece bir tanesidir. Bu nedenle isminin hastane olarak değişmemesi gerekir. Bu daha çok bu kurumları Kamu Hastane Birlikleri ne katma isteğinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca hastane yönetiminin yönetim kuruluna devri, hizmetlerin aksaması ve bürokrasinin artması anlamına gelecektir. Bazı üniversitelerde halen bu uygulama mevcut olup bu üniversiteler, ekonomik olarak da çok zor durumdadırlar. Kanunun bir çok yerinde Sağlık Bakanlığı nın görüşü ve iznine atıflar yapılmaktadır. Bu durum, hem YÖK ün 9

kendisini işlevsizleştirmesi ve hem de üniversitelerin sağlık birimlerinin bakanlığa devrini kolaylaştırma anlamına gelecektir. (5) Devlet üniversiteleri bünyesindeki hastanelerde, yönetim kurulu kararı ile, yardımcı sağlık hizmetlerinde ve idarî görevlerde, kadro şartı aranmaksızın ve ücretleri tamamen döner sermaye işletmesi gelirlerinden ödenmek üzere, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre personel istihdam edilebilir. ERÜ GörüĢ: Bu hüküm kesinlikle güzel bir uygulama olacaktır. Yine üniversiteler arasında gerektiğinde personel değişimine veya personel nakillerine imkân tanıyacak düzenlemelerde yapılmalıdır. Madde 23- (1) Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına ait kurum ve kuruluşlar ile Devlet yükseköğretim kurumlarının ilgili birimleri arasında işbirliği yapılması ERÜ GörüĢ: İşbirliği kesinlikle ilgili üniversitenin izni ile olmalıdır. İşbirliği istemeyen üniversiteler buna zorlanmamalıdır. İşbirliği zorla değil, gönüllülük esasına dayanmalıdır. Madde 29- (1) Özel yükseköğretim kurumlarının kuruluşuna izin verilebilmesi ERÜ GörüĢ: Bazı Vakıf Üniversiteleri nde dahi birçok problem ve yanlış uygulamalar mevcut iken suiistimale açık bir şekilde özel üniversite kurulmasının ülkemiz gerçeklerine uymadığı kanaatindeyiz. MADDE 32- (5) İleri araştırma birimlerinin belirlenmesinde kullanılacak kriterler ve değerlendirme usulleri ile araştırma birimlerine sağlanacak idarî kolaylıklar ve Devlet yükseköğretim kurumları araştırma birimlerine yapılacak malî destekler Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ile Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenir. ERÜ GörüĢ: Görüş alınacak bakanlıklar arasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da yer almalıdır. Nihayetinde bu bakanlık, ülkemizde en güçlü araştırma altyapısına sahip kurumlardan birisidir ve Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü üzerinden üniversite projelerine yüksek miktarda mali destek vermektedir. Yine Madde 40 (3) bendine de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı eklenmelidir. Burada mükemmeliyet merkezleri diğer bir alternatif çözüm olabilir. Her üniversite, kendisinin güçlü olduğu bir veya daha fazla alanda, mükemmeliyet merkezi oluşturmak için YÖK e başvuruda bulunabilir ve uygun görülen merkezler için kaynaklar oluşturulur. MADDE 36- (1) Vakıf ve özel yükseköğretim kurumlarının önlisans ve lisans programlarında Devlet burslusu olarak öğrenci okutulabilir. ERÜ GörüĢ: Bu maddenin gerekçesi çok iyi anlaşılamamış olmakla beraber bu durum, belki devlet üniversitelerinde hiç olmayan veya sınırlı sayıda olan fakat vakıf veya özel üniversitelerde olan bazı programlar için düşünülebilir. MADDE 37- (3) Uzaktan öğretim programları ücretlidir. Örgün programlarda bazı derslerin uzaktan öğretim yoluyla verildiği durumlarda ücret alınmaz. ERÜ GörüĢ: Örgün programlarda bazı derslerin uzaktan öğretim yoluyla verildiği durumlarda ücret alınmaz ifadesi yerinde bir uygulama olmayacaktır. 10

Uzaktan verilen derslere alternatif olarak dersliklerde verilen dersler varsa bunlardan da ücret alınmalıdır. MADDE 38- (1) Yükseköğretim kurumu yöneticileri, öğretim elemanı ve araştırmacılar için akademik özgürlük çerçevesinde uygun araştırma ve çalışma ortamı oluşturmakla yükümlüdür. ERÜ GörüĢ: Üniversite bütçesinin araştırma ve eğitim giderleri açısından planlama, yapılandırma ve harcamasında üniversite yönetiminin söz sahibi olması akademik gelişme ve verimlilik açısından çok önemlidir. Örneğin, akademik faaliyetlerin genel bütçeden desteklenebilmesi ve başarılı bilim insanlarının ödüllendirilebilmesi sağlanmalıdır. MADDE 38- (2) Devlet yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırmalar, bilimsel bilgi üretimine katkısı, yenilik oluşturması, ekonomiye ve toplumsal gelişmeye etkisi göz önüne alınarak kamu kaynaklarından desteklenir. ERÜ GörüĢ: Birbirine çok yakın mesafede veya aynı bölgedeki üniversitelerin benzer laboratuvar veya araştırma merkezi kurmalarından kaynaklanan ekonomik ve insan kaynağı israfının önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu alanda yapılacak bir koordinasyonla hem israfın önüne geçilebilecek ve hem de kaynakların ortak kullanımı sayesinde daha ileri düzeyde bölgesel laboratuvar veya araştırma merkezlerinin kurulması mümkün olabilecektir. Kamu kaynaklarından destek nasıl olacak? Projelerle mi? Yoksa başka bir yöntemle mi? Bu durumun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir? Aynı üniversite içinde bile merkezi laboratuarlar büyük sorunlarla yürütülmektedir. Birkaç üniversitenin aynı merkezi laboratuarları kullanması çok güzel bir düşünce olmakla beraber ülkemiz koşullarında ne kadar gerçekçi olabilir bunun da ayrıca değerlendirilmesi gerekir. MADDE 38- (4) Kurul, Devlet yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanı ihtiyacının karşılanması, akademik altyapının güçlendirilmesi ve yükseköğretim kurumları arasında akademik etkileşimin artırılması amacıyla çalışmalar yapar, projeler hazırlar ve bu amaçla yükseköğretim kurumlarına malî destek sağlar. ERÜ GörüĢ: Kurulun bu kadar görevi nasıl gerçekleştireceği sorusu bir yana, Türkiye'de araştırma ve bilimsel gelişmenin önündeki en önemli engellerden birisi de alım-satım da yaşanan karmaşa ve gecikmelerdir. Bu konuda üniversiteler ve araştırma kurumları belirli ölçüde özerk olmalı, araştırmacının kendisi veya laboratuarı, doğrudan ihtiyacı olan malzemeyi satın alabilmelidir. Ayrıca bütçe harcama sürecinde, üniversite yönetimi ile kamu ihale kurumu arasında etkin bir koordinasyonun sağlanması bütçenin verimli bir şekilde kullanılması açısından çok önemlidir. İstenmeyen durumları önlemek için çok basit denetim mekanizmaları geliştirilebilir. MADDE 40- (1) Kuruluş tarihi itibarıyla en az on yıl geçmiş ve öğretim üyesi sayısı yüzden fazla olan yükseköğretim kurumlarında, araştırma ve uygulama merkezlerinde veya araştırma enstitülerinde, ders vermeyen, sadece araştırma geliştirme faaliyetlerinde bulunmak üzere araştırmacı öğretim elemanı görevlendirilebilir. ERÜ GörüĢ: Araştırmacı öğretim elemanı istihdamının sadece araştırma ve uygulama merkezlerinde veya araştırma enstitülerinde değil bölüm/birim düzeyinde 11

de yapılabilmesi daha doğru olacaktır. Ayrıca, her bir bölüm veya anabilim dalı için öğretim üyesi alımında bu durum dikkate alınarak da (özellikle büyük üniversitelerde) ilan verilebilir (%100 araştırıcı, %50 araştırıcı, %70 öğretim gibi). Araştırmacı öğretim elemanları ile ilgili bazı endişeler de dile getirilmektedir. Örneğin, şayet bunlar doktorasız elemanlar ise, merkezin işlerinden önce yüksek lisans-doktora yapmanın imkânlarını araştıracaklardır; yok doktoralı iseler, bu defa da bilimsel yayın amaçlı araştırmalar yapacaklardır. Böylece araştırma merkezinin işlerinin daima ikinci planda kalma ihtimali olacaktır. MADDE 42- Akademik faaliyet puanı ERÜ GörüĢ: Akademik faaliyet puanı hesaplamasında kullanılacak olan kriterler, eşdeğer üniversiteler ve bilim dalları için farklı hazırlanmalıdır. Bu durum, Madde 42 de daha açık hale getirilmelidir. Yine aynı belirsizlik Madde 43 (3) bendinde de açıklığa kavuşturulmalıdır. Bilim insanlarının uluslararası alandaki başarıları (patent, proje, ödül vb) maddi ve manevi olarak mutlaka ödüllendirilmeli ve bunlar başarı için teşvik edilmelidir. Üniversitelerde akademik ve idari personelin özlük hakları konusunda çalışan ile çalışmayanı ayıracak bir sisteme gidilmeli ve mutlaka performansa dayalı bir maaş yöntemi geliştirilmelidir. Ayrıca yönetimin, üniversitenin işleyişi sürecinde akademik ve idari personel üzerinde de performansa dayalı bir tasarruf hakkı olmalıdır. Bu nedenle akademik performans puanlaması çok iyi planlanmalı ve hassasiyetle ele alınmalıdır. Performans sisteminin seçiminde; eğitim-öğretim, endüstriyel veya toplumsal danışmanlık, yayım ve uluslararasılaşma uğraşıları da en az araştırma ve araştırmaya dayalı yayınlar kadar önemli olmalıdır. Çünkü bir üniversiteyi üniversite yapan bu önemli unsurlardır. Yine, akademik performansın sadece kitap, yayın ve proje sayısına indirgenmesi hiçbir akademisyenin idari görev üstlenmek istememesi gibi bir durumu ortaya çıkaracağı da unutulmamalıdır. Ayrıca akademik faaliyet puanının yasa ile düzenlenmesi de çok iyi düşünülmesi gereken bir konudur? Faaliyet puanı gibi zamanla revize edilme ihtimali/ihtiyacı bulunabilecek konuların yasa yerine yönetmeliklerle düzenlenmesi daha akılcı olabilir. Performans için ele alınan sistemler göz önüne alındığında; makale, atıf, H faktörü gibi genel kabul gören ölçütlerin bile çok doğru sonuçlar veremeyebileceğini göz önüne almak gerekiyor. Örneğin, çok basit olarak atıf sayısını ele alalım: Dünya ölçeğinde 10 yıllık bir süreçte bir matematik makalesi 2,5 atıf; bir organik kimya makalesi 7 atıf; bir biyokimya makalesi ise 15 atıf almaktadır. Sadece atıf sayısı dikkate alınarak bir puan verilecek olursa, matematik alanında çalışan akademisyene çok büyük bir haksızlık yapılmış olacaktır. Alanlara göre yayın yapabilme kolaylık veya zorluğu da göz önüne alındığında, performans sisteminin yasa ile düzenlenmesi konusunun çok iyi düşünülmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. MADDE 46- (1) Yükseköğretim kurumlarının faaliyetleri Kurulun denetimine tabidir. Bu denetimler yükseköğretim denetçileri tarafından yapılır. MADDE 47- Kalite güvence sistemi ve Yükseköğretim Kalite Kurulu ERÜ GörüĢ: Üniversitelerde şeffaf bir denetim ve evrensel nitelikte kalite güvence sisteminin oluşturulması gereklidir. Denetimler araştırma ve eğitim alanları ayrı ayrı olmak üzere bağımsız kuruluşlarca yapılmalı ve sonucuna göre birimler, taltif edilmeli veya uyarıcı mahiyette yaptırımlara maruz bırakılmalıdır. Özet olarak YÖK, iç ve dış değerlendirme ile kalite güvencesi mekanizmalarını geliştirecek oluşumlara 12

öncülük etmeli ve bunun gerçekleşmesini sağlamalıdır. Üniversiteler, verimsizliği veya kalitesizliği açıkça tespit edilen birimleri veya personeli bünyesinde barındırmayacak bir yapılanma modeline kavuşturulmalıdır. MADDE 49- (1) (b bendi) Müracaat tarihi itibarıyla son üç yıl içinde, Kurul tarafından kabul edilen merkezi yabancı dil sınavında yüz tam puan üzerinden asgarî altmış puan almış olmak. (Yardımcı doçentliğe atanma) ERÜ GörüĢ: Yabancı dil sınavı için üç yıl geçerlilik şartı koymak çok doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bu bir akademisyenin sürekli yabancı dil ile uğraşması, akademik faaliyetlere daha az zaman ayırması anlamına gelecektir. Aynı durum doçentlik ve profesörlük için de geçerlidir. MADDE 50- (1) (a bendi) Doktora, tıpta veya dış hekimliğinde uzmanlık veya sanatta yeterlilik belgesine sahip olduktan sonra beş yıl geçmiş olması ve başvurduğu alanda yönetmelikte belirtilen şartları taşıyan özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapmış olmak. (Doçentlik sınavı) ERÜ GörüĢ: Akademisyen ve bilim insanı yetiştirmek için teşvik edici sistemler yerine, engel olucu modellerin (örneğin Yabancı Dil puanının yükseltilmesi, atamalarda süre getirilmesi, akademik unvanların kadroya bağlanması, yabancı dil geçerlilik süresinin sınırlandırılması vb) teklif edilmesi, sistemi olumsuz etkileyecek ve verimliliği azaltacaktır. Yardımcı Doçentlik ve Doçentlik için aranan dil şartı, doktora aşamasında olmalı ve doktoralı insanların daha sonra dil için harcayacakları zaman israfı engellenmelidir. Ayrıca, akademisyenlerin (özellikle doktora sonrasında) farklı üniversitelerde istihdamı teşvik edilmelidir. Örneğin, yeterli sayıda öğretim üyesi bulunan bölümlerde Yard. Doç. ataması için doktora veya uzmanlık sonrası en az iki yıl geçmiş olması şartının aranması düşünülebilir. MADDE 50- (6) Sözlü sınavda başarılı olması halinde, adaya ilgili bilim alanında doçent unvanı verilir. (Doçentlik sınavı) ERÜ GörüĢ: Üniversitelerdeki akademik yükseltmelerde tek ölçü yayın olmamalı ve merkezi doçentlik sınavı yeniden değerlendirilmelidir. Mevcut doçentlik sisteminde, kimi keyfi uygulamaların önüne geçmek ve değerlendirmelerin daha objektif koşullarda yapılmasını sağlamak için merkezi doçentlik sınavının kaldırılması düģünülmelidir. Bu da Yard. Doç. ve Profesörlük gibi üniversitelere bırakılmalı ama bir üniversitenin verdiği doçentlik derecesi bir diğerinde geçerli olmamalıdır. Sözlü sınav yerine ilgili birimde ders veya seminer verme gibi bir sunum olmalı ve sadece ölçülebilir kriterleri esas alan dosya sistemi olmalıdır. Yine Yard. Doç. ve Profesör lük atamalarında daha evrensel ve daha objektif kriterlerin esas alınması gerekir. Örneğin, bir bilim insanı değerlendirilirken onun; i) eğitim, ii) araştırma ve iii) hizmet olmak üzere üç ana kriter altında neler yaptığına bakılmalıdır. Eğitim ve araştırma faaliyetleri dışında hizmet konusunda, kişinin kendi bölümüne, fakültesine, üniversiteye, bulunduğu şehir veya topluma ne tür hizmetler sunduğu dikkate alınmalıdır. Ayrıca bilimsel kriter olarak yayınlar (özellikle H indeksi) yanında adayın üniversite, ulusal ve uluslararası kaynaklardan elde etmiş olduğu proje destekleri ana faktörler arasında olması uygun olacaktır. MADDE 51- Doçentliğe atanma ERÜ GörüĢ: Doçentlik unvanı almaya hak kazanmış akademisyenler, ihtiyaç olan birimlerin doçentlik kadrosuna doğrudan atanabilmelidir. Eskiden olduğu gibi 13

yeni tasarıda da uygulanmak istenen sistem, zaman ve kırtasiye israfının önlenmesi açısından kaldırılmalıdır. MADDE 53- Öğretim üyeleri dışındaki öğretim elemanlarının atanması ERÜ GörüĢ: Üniversitelerde tek tür araştırma görevliliği statüsü (35, 50/d, ÖYP vb yerine) tanımlanmalı ve araştırma görevlilerinin alımında kalite ve niteliği daha da artıracak yeni bir sistem geliştirilmelidir. Örneğin, (7.) fıkrada başarısızlık adeta teşvik edilmektedir. Bu durumda tam tersine ilgililerin üniversite ile ilişiği tamamen kesilmelidir. Ayrıca MYO ları için alanında tecrübeli elemanların istihdamı veya bunların ders verebilmesinin önündeki engeller azaltılmalıdır. Madde 54- (1) Öğretim elemanları, üniversitede kadrolu veya sözleşmeli statüde görev yapar ERÜ GörüĢ: Ülkemizin şu an için her alanda sözleşmeli öğretim üyesi sistemine hazır olmadığını düşünüyoruz. Bu uygulama, özel sektörde veya istihdam problemi olan alanlarda başarılı olabilir. Ancak özellikle Tıp ve Diş Hekimliği gibi alanlarda özel sektörde çalışmak cazibesini yitirmedikçe hiç kimse sonrası belirsiz bir şekilde sözleşmeli olmak istemeyecektir. Yine aynı kurumda hem kadrolu, hem de sözleşmeli öğretim üyesi varsa, bu durumun huzursuzluğa ve iş barışının bozulmasına neden olacağı düşünülmektedir. Madde 60- (2) herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyeleri başvuruları üzerine bu Kanun hükümleri çerçevesinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönerler. ERÜ GörüĢ: Koşulsuz geri dönüş sistemi kesinlikle uygun değildir. Bu uygulama şu ana kadar çok fazla suiistimal edilmiştir. Maddenin herhangi bir nedenle kendi isteği ile ayrılan öğretim üyelerinin başvuruları üzerine, bu Kanun hükümleri çerçevesinde hizmetine ihtiyaç duyulması halinde kadro koşulu aranmaksızın tekrar ayrıldıkları yükseköğretim kurumlarına dönerler şeklinde değiştirilmesi daha uygun olacaktır. MADDE 64 (3) Genel sekreterin görev süresi rektörün görev süresinin sona ermesiyle kendiliğinden sona erer. ERÜ GörüĢ: Genel Sekreterlik için öngörülen madde, daire başkanları için de geçerli olabilir. Hatta benzer bir düzenleme, fakülte sekreterleri için de yapılabilir ve bu tür yöneticiler için de özlük hakları açısından yeni bir düzenleme getirilebilir. Ayrıca rektörün bu makama, akademik bir elemanı da asaleten tayin edebilmesi konusu değerlendirilmelidir. MADDE 66 (1) Türkiye Yükseköğretim Kurulu ile devlet yükseköğretim kurumlarının özel bütçe gelir kaynakları şunlardır; ERÜ GörüĢ: Sayılan gelirlere ek olarak, kendi çabası ile bağış veya kurum dışı finansman sağlayan üniversitelerin ödüllendirilmesi düşünülmelidir. Bu tür kurum dışı destekleri teşvik etmek amacıyla üniversitenin kendi gayreti ile sağladığı ek kaynakların belirli bir yüzdesi oranında (%10 u veya %20 si gibi) o üniversiteye ödül niteliğinde ek bir mali kaynak ayrılmalıdır. Bu sayede, dış kaynakların kazanılması yönünde, üniversiteler arasında pozitif bir rekabet ortamı sağlanabilecektir. MADDE 67 (6) Devlet yükseköğretim kurumlarının öğrenci katkı payları, öğrenim ücretleri, öğrenci katkı payı ve öğrenim ücretinden muaf tutulacaklar, yabancı uyruklu 14

öğrencilerden alınacak asgari ve azami öğrenim ücretleri ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, her yıl Mayıs ayı sonuna kadar Maliye Bakanlığı ve Kurul tarafından müştereken hazırlanır ve Bakanlar Kurulu tarafından karara bağlanır. ERÜ GörüĢ: Yükseköğretimde kalite açısından başarılı tüm öğrencilere burs veya kredi imkânı sağlanması koşuluyla parasız eğitim konusunun yeniden değerlendirilmesi faydalı olacaktır. Dünya, yükseköğretimi profesyonelleştirirken, bizim sembolik ücretleri bile kaldırmamız mali açıdan sürdürülebilir olmadığı gibi sosyal-psikoloji açısından doğru bir uygulama da değildir. Yine ikinci öğretim sisteminin kademeli olarak kaldırılması düşünülmeli, onun yerine aynı ders farklı zamanlarda verilmek suretiyle çalışan insanlara da eğitim fırsatı verilebilir. Malî kolaylıklar MADDE 68- ERÜ GörüĢ: Üniversitelere sağlanabilecek en büyük kolaylık, bütün gelirleri Torba bütçe sistemine alınıp üniversitenin kendi ihtiyaçları doğrultusunda bunu kullanabilmesidir. MADDE 69- (10) Döner sermaye gelirlerinden tahsil edilen kısmın en az yüzde 5 i bilimsel araştırma projelerinin finansmanı için kullanılır. ERÜ GörüĢ: Bilimsel araştırma fonu desteğinin ana kaynağı merkezi bütçeden gelmelidir. Mevcut şartlarda zaten zor durumda olan hastane döner sermayeleri bu yükü kaldıramamaktadır. Mevcut uygulamada hastane zararda olsa bile bu kesintiler yapılmaya devam etmektedir. Ayrıca; (13) a) araştırma görevlilerine ibaresinden önce gelmek üzere uzman tabipler ibaresinin eklenmesi uygun olacaktır. (13) b) uzman tabipler için yüzde 600 ü ibaresi çıkarılmalıdır. Yine; (13) Gelir getiren görevlerde çalışan ; bu yerlerde görevli olmakla birlikte gelire katkısı olmayan öğretim üyesi ve öğretim görevlilerine yüzde 400'ünü, araştırma görevlilerine ise yüzde 200'ünü, (13) b) Diğer öğretim elemanlarına, hastaneler başmüdürü, işletme müdürü ve eczacılar için yüzde 250'sini, (13) c) Nöbet hizmetleri hariç olmak üzere on üçüncü fıkranın (a) bendinde belirtilen personel için mesai saatleri dışında gelir getirici çalışmalarından doğan katkılarına karşılık olarak yüzde 50'sini, altıncı madde kapsamında verilen hizmetlere karşılık olarak yüzde 50'sini, (b) bendinde belirtilen personel için yüzde 20'sini geçmeyecek şekilde ayrıca aylık ek ödeme yapılır. Şeklinde olmalıdır. (20) Devlet yükseköğretim kurumlarında yöneticilere, aylıkları dışında döner sermaye ve diğer kaynaklardan yapılacak aylık ek ödeme tutarı hiçbir halde net maaşlarının iki katını geçemez. İfadesinin neyi amaçladığı tam olarak anlaşılamamaktadır. Bundan önceki maddelerde (18) rektöre %600, dekan ve başhekime 500 ifadeleri ile çelişmektedir. Bu madde döner sermaye ek ödemeleri ile ilgili değil, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili olmalıdır. (23) On üçüncü, az olamaz. Bu kapsamda ek ödemeden yararlanan personele ayrıca 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 9 uncu maddesi uyarınca ödeme yapılmaz. Maddedeki bu son cümlenin kaldırılması gerekir. Üniversite hastanelerinin gelirleri zaten düşüktür ve hastanede çalışanlar, sadece denge tazminatı karşılığı 15

çalışmaya mecbur kalmıştır. Diğer bir ifade ile adeta döner sermaye ek ödemeleri kaldırılmıştır, bu nedenle, ek ödemeden yararlanan personele de kanuna uygun ek ödemelerin yapılabilmesi uygun olacaktır. 16