SELİM GÜNDÜZALP ALLAH AŞK ve YAYIN NO: 266 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar tashih: Suat Ünsal bask, cilt: Vesta Ofset tel: 0 212 445 72 52 Mahmutbey mh. Deve kald r m cd. Gelincik sk. no:6/4 Ba c lar- st. Birinci bask : Aralık, 2010 Allah aşkı ile yanan, yanmaz! Zafer Yay nlar, Zafer Yay n Grubu nun bir kuruluşudur. Ankara Cad., No: 60/3, Ca alo lu, stanbul, Türkiye Tel: (0 212) 512 80 80, Fax: (0 212) 513 04 51 http://www.zaferyayinlari.com e-mail: bilgi@zaferyayinlari.com C o p y r i g h t 2 0 1 0 Z a f e r Y a y n l a r. H e r h a k k m a h f u z d u r.
Allah ım! Beni sevginle rızıklandır. Hz. Peygamberimiz (asm), (Tirmizî, Deavat, 74, V, 523) Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur, hem şu kâinatın rabıtasıdır, hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan kâinatın en cami bir meyvesi olduğu için, kâinatı istila edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir. İşte şöyle nihayetsiz bir muhabbete layık olacak, nihayetsiz bir kemal sahibi olabilir. Bediüzzaman
İÇİNDEKİLER GİRİŞ I- Allah ve aşk üzerine... 17 II- Ayet ve hadislerle Allah ve aşk... 47 1. BÖLÜM BANA SENİ GEREK SENİ İnsanın neye ihtiyacı var?... 61 Allah aşkıyla yanan, yanmaz... 72 Geçip de aynaya soran var mı?... 81 Sevemez kimse beni, Senin sevdiğin kadar... 88 Kalbim Rabbim diyor... 93 2. BÖLÜM AŞK OLSUN Sevmek yürek ister... 101 Aşk bir denizdir... 110
Aşk işte böyledir... 116 Aşk gelince cümle eksikler biter... 122 Aşk tek hece... 127 Aşk olsun Yâ Hû!... 135 3. BÖLÜM ALLAH ve DUA Allah ile olan yalnız değildir... 143 İnancı olanın yolu kaybolmaz... 148 Duyulmuyor kalbin sesi... 155 Kalpler Seni bilmeli, diller Seni söylemeli... 161 Yarını bekleyen bugünü yaşayamaz... 168 4. BÖLÜM SENİ (asm) SEVMEK SAADETİ Sonsuz Rahmetten Gelensin... 175 Geceye doğan güneş... 181 En büyük müjde... 190 Bizi seven var mı?... 192 Hazreti Peygamber (asm) bizi seviyor... 195 Sen vazifeni yaptın, sıra bizde yâ Resulallah!... 204 Eyüp Sultan daki emanet... 213 5. BÖLÜM GERÇEK HAYALLER Cennet kuşu konuştu... 223 Kuyu başında iki insan... 232 Bir su damlasının hayali... 241 İnci ile sedefin aşkı... 247 Bir gencin uyanışı... 252 Saatçi dükkanı... 258 Bir gece yolculuğu... 268 6. BÖLÜM ÜMİT, HEP ÜMİT Azdan çoğa gidilir... 279 Küçük şey yoktur... 285 Bir iyilik tutar eğler beni... 293 Vermek güzelleştiriyor insanı... 300 Yıldızları yüreğinde seyret... 306 Neye niyet ediyorsanız, onu yaşarsınız... 310 Bir bugün bin yarına bedeldir... 316
7. BÖLÜM ALIŞTIĞIMIZ BİR ŞEY, YAŞAMAK Hayatı nasıl yaşıyoruz?... 323 Hayat imanla güzel... 329 Hayatta sizi ne heyecanlandırır?... 333 Bir anlamı yoksa hayatın... 338 Herkes kendi resmini çizer... 401 Ölüler konuşuyor... 408 Bir yol arar şeytan... 414 10. BÖLÜM ALINTILAR 8. BÖLÜM PORTRELER Annem annem güzel annem... 345 Babalarımız için... 352 Davasına sevdalı adam... 360 Rahmet bize yerden yağar... 369 Nasıl yaşarsak, öyle ölürüz... 376 9. BÖLÜM DÜŞÜNMEK FARZDIR Ve insan unuttu!... 385 Karlar ve çocuklar... 394
Önsöz Schopenhauer, Gerçeği anlamanın önündeki engeller, gerçek kılığına girmiş yalanlardır der. Bazen bir şey perde olur, göremeyiz. Bu perde bazen dışarıdan, bazen içimizden olur. Denize atılan Yunus Peygamber in (as) kurtuluş mucizesi, sebeplerin payını göstermesi yönünden çok güzel bir örnektir. Deniz fırtınalı ve gece kapkaranlık. Balık onu yutuyor. Öyle bir güç lazım ki, hükmü hem balığa, hem denize, hem karanlık geceye, hem de gökyüzüne geçsin. Balık onu salimen sahile çıkarıyor. Evet, soru bu: O karanlık, fırtınalı gecede gerçekte Yunus Peygamber i (as) çıkaran, balık mıydı karaya? İpek böceğinin ipeği, arının balı, güneşin ışığı getirişinde de durum yine aynıdır. 13
A L L A H v e A Ş K A L L A H v e A Ş K Bir paket hediyeyi getiren postacının, bu hediyede payı ne olabilir? Sebeplerin ve perdelerin hayatımızdaki yeri ve inceliği bu. Hâris el-muhâsibî der ki: Allah olmaksızın, sen bir hiçsin. Evet, kan dolaşımını sağlayan, kalbi çalıştıran, insanı yaşatan, Allah tır. Bazen takılır kalırız sebeplere. Sebepler bir perdedir oysa. Açmalıyız o perdeleri. Gerçeğe ulaşmalıyız. Bir adam, Allah ve sen istersen deyince Hz. Peygamber (asm): Beni Allah a ortak mı koşuyorsun? Öyle deme. Yalnız Allah dilerse de. buyurdu. Ne bulut yağmuru bilir, ne de meyve ağacı. Her şey ama her şey Allah ın büyük bir ihsanıdır. Yediğimiz içtiğimiz her şey, Allah ın malı mülkü olmasaydı, bütün dünyayı versek, bir narı, bir elmayı asla yiyemezdik. İlahî kudretin, ilmin izi, eseri her şeyde gözüküyor. Bu çalışmamızda da böyle. Ortaya çıkan esere sadece hayret ediyoruz ama bu hayretle kalmayıp Rabbimize de hamd ediyoruz. Faydalı olabilirsek, bir ufuk açacaksak hayatınızda, ne mutlu... Son söz: Partikül fiziği sahasındaki çalışmalarıyla 1968 de Bilim Ödülü nü kazanan Prof. Dr. Feza Gürsey, cumhurbaşkanı ve seçkin davetlilerin bulunduğu salonda konferansına şu cümlelerle son veriyordu: Bir avuç insan eski dervişler misâli, tabiatın sırlarında dolaşır dururlar. Muhyiddin-i Abdal ın dediği gibi: Muhyiddinem, dervişem Hak yoluna girmişem On sekiz bin âlemi Bir zerrede görmüşem... Şinasi de bir şiirinde aynı şeyi söylüyordu: Varlığını bilmem ne hacet, küre-i âlem ile, Yeter isbatına, halk ettiği bir zerre bile. Gerçekten de bu kâinatın hepsi, zerreden küreye kadar her şey, bilsin ya da bilmesin O na doğru yol almakta, Allah a koşmaktadır. Başlangıç O ndandır, dönüş O nadır. Ama asıl muteber olan, Allah ı bilerek arzulamaktır. O nun emirlerine şuurla boyun eğmektir. İnancımızın ve dinimizin gereği olan bu teslimiyet körü körüne bir bağlılık ve sürüklenme değildir. Bu Rabbimize karşı olan sevgimizden doğar ve her zerrede hükümran olan İlâhi azameti idrak ve anlamaktan kaynaklanır. Bu böyle bir sevginin ve ilâhî bir aşkın, bağlılığın teslimiyetidir. S. GÜNDÜZALP 14 15