Doğum Günü 22.ARALIK Munise-Mehmet EREN Evlilik Yıldönümü 22 ARALIK Tolga YAYALAR Doğum Günü 23.ARALIK Bahar-Reşat AYAN Evlilik Yıldönümü KUTLARIZ



Benzer belgeler
EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

OSMANLI DÖNEMİ VAKIF ARAŞTIRMALARINDA KUYUD-I KADİME ARŞİVİ NİN ROLÜ VE ÖNEMİ

Halil ALTUĞ Dönem Başkanı

Bu hafta toplantımızı Kulübümüzün geleneksel yılbaşı yemeği olarak eşlerimizinde katılımıyla gerçekleştirdik.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ARAMIZDA GÖREMEDİKLERİMİZ

Edirne Tarihi - Edirne nin Yaşadığı İşgaller. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Yeniköy de Papazın Yeri isimli Restaurant ta gerçekleştirdik. Bu davet ve Organizasyon için

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

20 KASIM Arda BİLGİ Doğum Günü 25 KASIM Cengiz TUĞLU Doğum Günü Kutlarız

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

OSMANLI İMPARATORLUĞUNU SARSAN SON SAVAŞLAR HANGİLERİDİR?

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ

BURSA ÇEKİRGE ROTARY KULÜBÜ

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ

Mehmet EREN Oktay ALEMDAR

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

ÜYELERE DUYURUDUR. AÇIKGÖZ Kemal KARAKUŞ -

BURSA ÇEKİRGE ROTARY KULÜBÜ

YAZIK!!!TARİHİ DİMETOKA CAMİİ YANDI!!! Perşembe, 23 Mart :36

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ 1977

Bülent EGELİ Dönem Başkanı

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Cengiz TUĞLU Dönem Başkanı

BÜLTEN. Kulübümüz kuruluş etkinliğini eşlerimiz, çocuklarımız ve misafir öğrencimiz ile birlikte kutlamanın haklı gururunu yaşamaktayız.

Cengiz TUĞLU Dönem Başkanı. Merhaba Sevgili Dostlar,

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

BÜLTEN. Türk Rotary ailesi olarak, Atatürk ün Devrimlerine ilelebet sahip çıkacağımızı tekrar sizlerin huzurunda belirtmek isterim.

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği ne değil, hemen

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

BURSA ÇEKİRGE ROTARY KULÜBÜ

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Geçmiş Dönem Başkanı : Ercan Zorlu BÖLGE İSTANBUL MASLAK ROTARY KULÜBÜ DERNEĞİ

İSTANBUL MARMARA ROTARY KULÜBÜ Kuruluş Tarihi 11 Nisan 1978 Charter Tarihi 26 Mart 1980

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

2) Osmanlı Eyaletinden Üçüncü Bulgar Çarlığına, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1996

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

İSTEYİNCE BU ÜLKEDE GÜZEL ŞEYLER OLABİLİYOR

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

Bülent EGELİ Dönem Başkanı

Cengiz Benakman Kenny JOHN (UR Bşk.) Nuri ÖZGÜR (2420.Böl.Guv.) Mehmet Sabri GÖRKEY (12.Grup.Guv.Yrd.) ÜYELERE DUYURUDUR

Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi, Cilt/Volume 3, Sayı/Number 2, Aralık/December 2014, ss

BURSA ÇEKİRGE ROTARY KULÜBÜ Bülten No: 398 Tarih : 02/08/2011

Lozan Barış Antlaşması

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

ANKARA-OSTİM ROTARY KULÜBÜ. Sevgili Dostlarım,

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

BALKAN AVASLARI. alkan Savaşları, I. Dünya. Harbinin ayak sesleri niteliğinde olan iki şiddetli silahlı çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı nda

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ 1977

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

SAYFA BELGELER NUMARASI

CHARTER: 28 Haz 2013 BU HAFTAKİ TOPLANTI KOMİTELERİMİZ. Kulüp Yönetimi. Vakıf. Üyelik Geliştirme. Stratejik Planlama. Hizmet.

BÜYÜK MÜFESSİR MUSTAFÂ HAYRÎ EFENDİ

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

ANKARA-OSTİM ROTARY KULÜBÜ. Sevgili Dostlarım,

Balkanlar'da Osmanlı yayılması nasıl başladı ve ana özellikleri nelerdir?

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

TOPLANTI BİLGİLERİMİZ BU HAFTA

BÜLTEN. Dünya barışına katkı sağlayacak yeni nesiller yetiştirelim.

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

ANKARA-OSTİM ROTARY KULÜBÜ

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ


HAFTALIK KULÜP BÜLTENİ TOPLANTI BİLGİLERİMİZ BU HAFTA. KONU : 9 EYLÜL KONUŞMACI : Rtn. Hüsnü İLERİ NOT : Katılım durumunuzu bildirmeniz rica olunur.

GÖLCÜK ROTARY KULÜBÜ

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH (GENEL TÜRK TARİHİ) ANABİLİM DALI 16. YÜZYILDA BALKANLARDA İSLÂMLAŞMA YÜKSEK LİSANS TEZİ Sera

Devrim Öncesinde Yemen

EDİRNE ROTARY KULÜBÜ DÖNEM BÜLTENİ


Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

AKDENİZ ROTARY KULÜBÜ BÜLTENİ

Halil ALTUĞ Dönem Başkanı

Transkript:

2013-2014 1977 Ron BURTON (UR Bşk.) Haluk ULUSOY (2420.Böl.Guv.) Tarkan UĞUR (.Guv.Yrd.) Tarih: 10.12.2013 Toplantı No: 1814 Bülten No: 1426 Kuruluş: Mart!977 Charter : Mart 1980 DUYURULAR Edirne Rotary kulübünün değerli üyeleri; Bildiğiniz üzere Aralık ayı Rotary de aile ayıdır. Bu nedenle bu ay içerisinde ocakbaşı sorumlularımızın toplantılarını organize edip sonuçlandırmalıdırlar. Haskova Rotary kulübü başkanı Dinko Atanasov 21/12/13 tarihinde saat 20:00 de Haskova restaurantta yapacakları yılbaşı kutlamasına bizi kulüp olarak davet ediyor. Katılmak isteyenlerin en geç 16/12/13 tarihine kadar sayın tamer BORAL a bilgi vermelerini rica ediyorum. Bildiğiniz üzere Dolmabahçe Rotary kulübünün düzenlemiş olduğu 7 bölge 7 okul projesine katılmış ve Trakya dan karaağaç yatılı ilköğretim okulunu belirlemiştik. Bunun için bizden okul fotolarını ve kaç adet bilgisayara ihtiyaçları olduğunu bildirmemizi ve 21/12/13 tarihinde Edirne ye gelip okulu görmek istediklerini bildirdiler. Fotolar ve bilgisayar ihtiyacı tespitini sayın Serhad CEYLAN yapacaktır. Rotaryen sevgi ve saygılarımla Bülent EGELİ 2013 2014 Dönem Başkanı Bültenimiz_8 sayfadır 30.Temmuz itibarıyla Dünyada 1.220.115 Rotaryen ve 34.558 kulüp bulunmaktadır. MAZERETLİ ÜYELERİMİZ : Gürkan KÖMÜRCÜ ARAMIZDA GÖREMEDİKLERİMİZ: Demirkan ÇAĞLAYAN İsmail GÜMÜŞDERE Reşat AYAN DEVAM DURUMU : 76.47 MUTLU GÜNLERİMİZ : 10 ARALIK Mine-Kemal KARAKUŞ Evlilik Yıldönümü 18 ARALIK Beyhan-İsmet AÇIKGÖZ Evlilik Yıldönümü 21.ARALIK Deniz ALTUĞ Doğum Günü 22.ARALIK Munise-Mehmet EREN Evlilik Yıldönümü 22 ARALIK Tolga YAYALAR Doğum Günü 23.ARALIK Bahar-Reşat AYAN Evlilik Yıldönümü KUTLARIZ Önümüzdeki hafta toplantımız: 10.Aralık.2013 Salı saat 19.oo de ROTARY EVİ nde Başkan : Bülent EGELİ Sekreter +Gel.D.B.: Cengiz TUĞLU Sayman : İsmail BİLGİ Üye : Geç.D.B. : Halil ALTUĞ Bülten irtibat : Faruk ETKER Tel: (284) 225 25 10-213 25 13 edirnerotary@gmail.com - www.edirnerotary.com

EDİRNE TELGRAFHANESİ. İstanbul-Edirne telgraf hattının 13 Ağustos 1855'te, Edirne-Şumnu hattının ise 29 Ağustos 1855'te hizmete açılmasıyla daha önce tesis edilmiş olan Bükreş-Viyana telgraf hattına bağlantı sağlanmış ve İstanbul Avrupa'nın diğer başkentleriyle telgraf haberleşmesi yapabilir hale gelmiştir. Bu hatlar üzerinden gönderilen ilk telgraflar hep Fransızca olarak Latin harfleriyle Fransız memurlar tarafından yapılırken, Edirne Telgraf Müdürü Mustafa Efendi tarafından Mors kodlarının Türkçe karakterlere uyarlaması yapılarak 128 kelimelik ilk Türkçe telgraf 16 Şubat 1861'de Edirne'den İstanbul'a gönderilmiştir. Cemil Gürleyik Edirne Savunması ve Elektronik Savaş Edirne Telgraf Müdürü Mustafa Efendi Balkan Savaşı nın son dönemlerinde kuşatılmış haldeki Edirne de bulunan ordu karargâhındaki telsiz istasyonu ile Okmeydanı istasyonu arasındaki haberleşmeyi engellemek için Bulgarların sarf ettikleri çabalar dünyada elektronik savaş alanındaki ilk girişimlerden biri olarak bilinmektedir. Edirne'de Telsiz Telgraf Donanımlı Hıdırlık Tabyası. Balkan Savaşları sırasında kullanılan telsiz donanımı. Balkan savaşı Edirne Hıdırlık Tabya Karargah ön cephesi.

Olmuş küçük ama çok anlamlı bir hikaye... Frank Zappa'nın vermediği konser!.. SİZ HÂLÂ AKILLANMAMIŞSINIZ DİYEN FRANK ZAPPA... Seksenli yıllar, Berlin Olimpiyat Stadyumu... Alman gençler doldurmuş stadı.çünkü 20. yüzyılın en önemli filozof-sanatçılarından Frank Zappa konser verecek. Ama bir sorun var: konser saati gelmiş olmasına rağmen sanatçı ortada yok. Yarım saat, bir saat geçiyor, yok yok yok... Tam iki saat sonra teşrif ediyor nihayet ağır adımlarla sahneye... Çıkıyor, mikrofonun önünde durup seyirciye bakıyor. Sonra eliyle bir Nazi selamı çakıveriyor birden: "Heil Hitler!" Stadyumda ölüm sessizliği... Berlinliler şaşkın... Yavaş yavaş bir homurtu yükselmeye başlıyor. Sahnedeki adamsa hiç oralı değil. Tekrar çakıyor Nazi selamını. "Heil Hitler!" Seyircilerin küçük bir kısmı, aynı şekilde bağırarak cevap veriyor ona. Ama sanatçı hala memnuniyetsiz. Daha sert bir Nazi selamı veriyor ve bağırıyor avazı çıktığı kadar: "Heil Hitler!" Bu sefer seyirci hazırlıklı... Stadyumun yarıya yakını sahnedeki adamın söylediği şeyi bir ağızdan tekrarlıyor. Ne var ki tatmin olmuyor Frank Zappa... Karşısındaki binlerce kişiye ters ters baktıktan sonra yine veriyor o selamı, yine bağırıyor. "Heil Hitler!" Kitle artık ne yapması gerektiğini anlamış durumda. bir ağızdan; "Heil Hitler!" diye cevap veriyorlar, bütün stadyumu inleterek... Bir sessizlik oluyor. Kısa ama gergin bir sessizlik. Frank Zappa'nın sözleri bozuyor sessizliği: "Ey Almanlar, gördüğüm kadarıyla siz hala akıllanmamışsınız. Yok size konser monser!" Okyar YAYALAR

Edirnekâri : Oyma Eserler, Kakma Eserler, Boyama Eserler gibi üç guruba ayırdığımız bu sanatımız tavan işlemeleri, yüklükler, sini altlıkları kavukluklar, sandıklar, rahleler, kapaklı ve çekmeceli birçok köşe dolaplarında kullanılmaktadır. Bu sanatımız Türk rokokosu veya Edirnekâri olarak bilinmektedir. Klasik sanat tarihimize önemli örnekler kazandıran Edirne 15., 16., 17. yüzyılda başkentliğinin yanında imparatorluğun sanat merkezi olmuş ve bu sanatın gelişimine öncülük yapmıştır. Ahşap Çıtalı Edirnekâri Örneği. Edirnekâri Örneği. Cemil GÜRLEYİKin katkısı ile "Seni seviyorum" :-) Bir grup kadın "kocanızla sevgi dolu bir ilişki yaşayabilirsiniz" konulu bir seminere giderler. Seminerci sorar: "kaçınız kocasınıseviyor?" Bütün eller kalkar. Seminerci tekrar sorar: "bunu ona en son ne zaman söylediniz?" Bazıları"bugün" der, bazıları "dün", bazılarıhatırlamaz. Seminerci kadınlara cep telefonlarınıçıkarmalarınıve kocalarına "seni seviyorum" mesajı çekmelerini ve sonra telefonlarınıbirbirleriyle değişmelerini ve gelen cevaplarıokumalarını ister. Kadınlar denileni yaparlar. İş te kocalardan gelen cevaplar: - "Söyle bakalım çocuklarımın annesi; hasta mıoldun?" - "Ne demek istiyorsun?" - "??" - "Yine arabayımıçarptın?" - "Yine n'aptın? Bu defa affetmeyeceğim." - "Kaç para lazım?" - "Bu mesajıkime çektin? Akşama hazırlıklıol." - "Kimsiniz?" -"Yine ne halt ettin" -"Benimi??? -Yine Annen mi geldi"

BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN KISA TARİHÇESİ Bulgaristan a ilk Osmanlı fütuhatı I.Murat(1360-1389) zamanından itibaren başlamıştır. Bu dönemde Edirne, Çirmen, Filibe fethedilmiş, Yanbolu Timurtaş Paşa, Zağra ve çevresi ise Lala Şahin Paşa tarafından alınmıştır. Bu fütuhatla beraber Osmanlı devleti ele geçirdiği şehir ve köylerde sistemli bir iskan politikası takip etmiştir. Özellikle fütuhat esnasında köy ve kasabalarını terkederek başka bölgelere kaçanların yerine Anadolu dan büyük ölçüde Türk unsuru nakledilmiş veya sürgün usulüyle iskan edilmişlerdir. Zamanla buralar han, hamam, köprü, medrese, zaviye, imaret, tekke, cami gibi İslam kültür varlıkları ile süslenmiştir. Anadolu dan Rumeli ye geçen ilk Türk grubunun ise Selçuklular zamanında Konya bölgesinden giden Konyarlar olduğu hakkında kayıtlar bulunmaktadır. Rumeli de Osmanlı iskan politikasındaki asıl gaye, ele geçirilen bu beldelerin bir Türk yurdu haline gelmesini sağlamak ve dolayısıyle Rumeli topraklarında devlet nüfuzunu tesis etmektir. Bu sebeple Tuna nehrinin güneyinde Balkanlar dan Ege Denizi kıyılarına kadar olan sahaya önemli ölçüde iskan yapılmış ve Türk-İslam eserleriyle de süslenen bu beldeler adeta birer Anadolu şehri hüviyeti kazanmıştır. Böylece devlet ileri fetih hareketlerinde ordu gerisini emniyete aldığı gibi, ordunun iaşesini de kolayca temin etme imkanını bulmuştur. Öte yandan tabii bir sınır durumunda bulunan Tuna nehri sahillerinin Türk nüfusla iskan edilmesi, yapılacak bir düşman tecavüzüne karşı savunmayı güçlendirmiştir.nitekim bölükler halinde Rumeli ye nakledilen yörük kabileleri XV.asır ortalarından itibaren askeri ve stratejik vazifelerde önemli roller oynamaya başlamış ve bunların mükellefiyetleri belli bir nizama bağlanarak XVI. asır ortalarında artık ordu hizmetlerinde ve devlet işlerinde vazife alan askeri bir sınıf haline gelmiştir. Rumeli ye nakledilen bu yörük kolları bu yeni topraklarda çeşitli bölgelere dağılmışlar ve bunlardan bir kısmı daha sonra bulundukları yerin adı ile anılmışlardır. Bu yörük teşekkülerinden Tanrıdağı(=Karagöz) yörükleri 1543 den 1642 yılına kadar olan dönemde Demirhisar, Kelmeriye, Drama, Kavala, Sarışaban, Çağlayık, Yenice-i Karasu, Gümülcine, Eğrican, Dimetoka, Ferecik, İpsala, Keşan, Yenice-i Kızılağaç, Çirpan, Karacık dağı, Eski Zağra, Yeni Zağra, Akçe Kızanlık, Karinabad, Filibe, Hatun-eli, Rus kasrı, Havass-ı Mahmud Paşa, Ahyolu, Varna, Tekfurgölü, Hırsova, Silistre, Şumnu, Prevadi, Niğbolu, Çernova, Tırnova ve Razgrad şehir ve kasabalarına dağılmış durumdaydı. Naldöken yörükleri ise 1543 den 1609 a kadar İhtiman, İzladi, Tatarpazarı, Filibe, Edirne, Kızılağaç, Çirmen, Yanbolu, Ahyolu, Şumnu, Varna, Prevadi, Hırsova, Tekfurgölü, Silistre, Aydos, Çernova, Tırnova, Lofça, Niğbolu, Hasköy, Çırpan, Kızanlık, Cisr-i Mustafa Paşa, Yenice Zağra ve Eski Zağra da yayılmışlardır. Selanik yörükleri ise kesif miktarda bütün Makedonya ve Tesalya da, dağınık ve az olarak Dobruca da yerleşmişlerdi.vize yörükleri, bugünkü Türkiye nin Trakya bölümü ile Dimetoka ve Hasköy de iskan edilmişti. Nihayet Kocacık yörükleri, 1543-1584 yılları arasında Hırsova, Tekfurgölü, Varna, Prevadi, Aydos, Rus kasrı, Ahyolu, Karinabad,Şumnu, Burgazi Kızılağaç, Yanbolu, Babaeski, Kırklareli,

Edirne, Filibe, Silistre, Hacıoğlu Pazarcığı, Akkerman, Bender ve Kili de bulunmakta idi. Bu teşekküller, birçoğu kendi adlarını taşıyan köyler tesis etmişler ve Rumeli nin çeşitli yerlerine dağılmışlardı. Bulgaristan da, ilk nüfus sayımının yapıldığı 1831 de 197.027 Türk nüfusuna karşılık, 269.285 Bulgar, Rum ve Sırp erkek nüfus bulnuyordu. Bunlara kadınlar da eklendiğinde Türk nüfusu yaklaşık 394.054, Bulgar, Rum ve Sırp nüfusu da 538.570 dolaylarında olduğu tahmin ediliyordu. Bugünkü Bulgaristan topraklarında oluşturulan Tuna vilayeti nde 1868 yılında 610.000 Hristiyan ve 412.417 Müslüman yaşamaktaydı. Bu nüfus içerisinde Bulgar asıllı olanların sayısı 490.467 ve Türk asıllı olanların sayısı da 359.907 idi. Bulgaristan Prensliğinde Türkler /1878-1909/ 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı Bulgaristan daki Türklerin büyük bir göç dalgasıyle İstanbul ve Anadolu ya akın etmesine sebep olmuştur. Bu göç dalgası savaş sonrası yıllarda da devam etmiştir. Resmi Bulgar istatistiklerine göre 1893-1902 yılları arasında 72.524 Türk Türkiye ye göç etmiştir. Bulgaritan Prensliği nde 1880 ve Doğu Rumeli Vilayeti nde 1884 yılında yapılan sayımlar sonucunda bugünkü Bulgaristan topraklarında 800 bin civarında Müslüman Türk ün yaşadığı görülmüştür.yani savaş sırasında yaşanan ölümler ve göçler sebebiyle, savaştan önceki duruma kıyasla bölgede yaşayan Türk nüfusu yarı yarıya azalmış durumundaydı. Artık toplam nüfusun yaklaşık %27 sini oluşturmakta olan Türkler Bulgaristan da bir azınlık olarak varlıklarını sürdürmek durumunda kalmışlardır. Göçler sebebiyle 30 yıllık Bulgaristan Prensliği nin bitiminde bu ülkedeki Türklerin sayısı 600 bin civarına düşmüştür. 13 Temmuz 1878 Berlin antlaşması hükmünce Bulgaristan da kalan Türklere azınlık statüsü getirilmiştir. Bulgaristan Prensliği, Berlin antlaşmasının 4 cü, 5 ci,12 ci maddeleriyle bu topraklardaki Müslüman ahalinin dini, siyasi, hukuki hakların sağlanmasıyla yükümlü kılınmış, 1879 Tırnova anayasasıyla da bunu teyid etmiştir. Bundan böyle Bulgaristan daki Türklerin hak ve hukuk meseleleri pek çok antlaşmaya konu olacaktır. Bulgaristan Berlin antlaşmasıyla dış işlerinde Osmanlı Devletine bağlı, iç işlerinde ise serbest bir Prenslik olarak kurulmuştu. Ancak 1885 de Rumeli Eyaleti ni ilhak etmiş, yine bu dönemde Sırbistan ile savaşmış, daha sonralaraı Аvusturya ile ticaret anlaşması yapmış, yani bağımsız bir devlet gibi hareket etmiştir. Berlin Antlaşması, Bulgaristan Türklerinin siyasi, dini, ekonomik ve sosyal bütün haklarını garanti ettiği ve antlaşmayı imzalayan büyük devletlerin garantisi altına aldığı halde, uygulama anlaşmadan çok farklı cereyan etmiştir. Berlin Antlaşması nda, 1877-78 Osmanlı- Rus Savaşı esnasında Bulgaristan dan Türkiye ye göç eden Türklerin ve Müslümanların Bulgaristan a geri dönebilecekleri ve Bulgaristan da bulunan mal ve mülklerine tekrar sahip olabilecekleri belirtilmiştir. Savaş esnasında Türkiye ye göç eden Türklerin bir kısmı bu hükümlere güvenerek Bulgaristan a dönmek, evlerinin, mallarının ve mülklerinin başına geçmek istemişlerse de Bulgar idareciler ve askerler, geri dönmek isteyen Türkleri kabul etmemişler, mecburen kabul ettiklerini de döverek, tehdit ederek canlarını kurtarabilmek için yeniden Türkiye ye gitmeye mecbur bırakılmışlardır. Gerek savaş esnasında, gerekse savaştan sonraki ilk yıllarda Bulgaristan Türklerinin evlerine, mallarına ve arazilerine el konulmuş, buralara başka yerlerden getirilen Bulgarlar iskan edilmiştir. Savaş ve savaşı takip eden yıllarda Bulgaristan Türklerinin şahıslara ait mallarına el konulduğu gibi vakıflara ait mallarında da el konulmuş, yağmalanmıştır.bulgar idareciler, her vesile ile müftü seçimlerine müdahale etmişler, Müslümanların dini hayatlarına karışmaktan geri durmamışlardır. Savaştan önce Sofya da bulunan 44 camiden savaştan sonra bir tane, Filibe deki 33 camiden yine bir tane bırakıldığını, diğerlerinin büyük bir kısmının yıkıldığını, kalanlarına da başka amaçlarla kullanılmak üzere el konulduğunu belirtmek, yapılan tahribatın boyutları konusunda bir fikir verebilir. Bulgaristan Prensliği nin bu tutumuna karşın Bulgaristan daki Osmanlı Komiserleri önemli görevler üstlenmişlerdi. Esasen görevleri Berlin antlaşmasının 12.maddesiyle tespit edilmiştir. Bulgaristan da kalan miri emlak ve vakıflar meselesini düzenleyen bu madde doğrultusunda Bulgarlar ve Türklerden teşkil eden komisyonun Bulgaristan da bulunan İslam vakıflarının aidiyet meselesini halletmesini hükme bağlamış ise de, komisyonun Bulgar üyeleri yıllarca çalışmaları sabote ederek bir sonuç alınmasını engellemişlerdir. Komisyonda yer alan Osmanlı Komiserleri Evkaf Komiserleri sıfatı ile bir yandan Osmanlı devleti ile Bulgaristan Prensliği arasında ilişkileri düzenlerken diğer yandan da bu topraklardaki Türklerin sorunları ile doğrudan doğruya ilgilenmiş ve durumlarını Osmanlı hükümetine bildirmişler, buradan aldıkları talimatları ise uygulamışlardır.

Bulgaristan Türklerinin kısa tarihçesi Bulgaristan a ilk Osmanlı fütuhatı I.Murat(1360-1389) zamanından itibaren başlamıştır. Bu dönemde Edirne, Çirmen, Filibe fethedilmiş, Yanbolu Timurtaş Paşa, Zağra ve çevresi ise Lala Şahin Paşa tarafından alınmıştır. Bu fütuhatla beraber Osmanlı devleti ele geçirdiği şehir ve köylerde sistemli bir iskan politikası takip etmiştir. Özellikle fütuhat esnasında köy ve kasabalarını terkederek başka bölgelere kaçanların yerine Anadolu dan büyük ölçüde Türk unsuru nakledilmiş veya sürgün usulüyle iskan edilmişlerdir. Zamanla buralar han, hamam, köprü, medrese, zaviye, imaret, tekke, cami gibi İslam kültür varlıkları ile süslenmiştir. Anadolu dan Rumeli ye geçen ilk Türk grubunun ise Selçuklular zamanında Konya bölgesinden giden Konyarlar olduğu hakkında kayıtlar bulunmaktadır. Rumeli de Osmanlı iskan politikasındaki asıl gaye, ele geçirilen bu beldelerin bir Türk yurdu haline gelmesini sağlamak ve dolayısıyle Rumeli topraklarında devlet nüfuzunu tesis etmektir. Bu sebeple Tuna nehrinin güneyinde Balkanlar dan Ege Denizi kıyılarına kadar olan sahaya önemli ölçüde iskan yapılmış ve Türk-İslam eserleriyle de süslenen bu beldeler adeta birer Anadolu şehri hüviyeti kazanmıştır. Böylece devlet ileri fetih hareketlerinde ordu gerisini emniyete aldığı gibi, ordunun iaşesini de kolayca temin etme imkanını bulmuştur. Öte yandan tabii bir sınır durumunda bulunan Tuna nehri sahillerinin Türk nüfusla iskan edilmesi, yapılacak bir düşman tecavüzüne karşı savunmayı güçlendirmiştir.nitekim bölükler halinde Rumeli ye nakledilen yörük kabileleri XV.asır ortalarından itibaren askeri ve stratejik vazifelerde önemli roller oynamaya başlamış ve bunların mükellefiyetleri belli bir nizama bağlanarak XVI. asır ortalarında artık ordu hizmetlerinde ve devlet işlerinde vazife alan askeri bir sınıf haline gelmiştir. Rumeli ye nakledilen bu yörük kolları bu yeni topraklarda çeşitli bölgelere dağılmışlar ve bunlardan bir kısmı daha sonra bulundukları yerin adı ile anılmışlardır. Bu yörük teşekkülerinden Tanrıdağı(=Karagöz) yörükleri 1543 den 1642 yılına kadar olan dönemde Demirhisar, Kelmeriye, Drama, Kavala, Sarışaban, Çağlayık, Yenice-i Karasu, Gümülcine, Eğrican, Dimetoka, Ferecik, İpsala, Keşan, Yenice-i Kızılağaç, Çirpan, Karacık dağı, Eski Zağra, Yeni Zağra, Akçe Kızanlık, Karinabad, Filibe, Hatun-eli, Rus kasrı, Havass-ı Mahmud Paşa, Ahyolu, Varna, Tekfurgölü, Hırsova, Silistre, Şumnu, Prevadi, Niğbolu, Çernova, Tırnova ve Razgrad şehir ve kasabalarına dağılmış durumdaydı. Naldöken yörükleri ise 1543 den 1609 a kadar İhtiman, İzladi, Tatarpazarı, Filibe, Edirne, Kızılağaç, Çirmen, Yanbolu, Ahyolu, Şumnu, Varna, Prevadi, Hırsova, Tekfurgölü, Silistre, Aydos, Çernova, Tırnova, Lofça, Niğbolu, Hasköy, Çırpan, Kızanlık, Cisr-i Mustafa Paşa, Yenice Zağra ve Eski Zağra da yayılmışlardır. Selanik yörükleri ise kesif miktarda bütün Makedonya ve Tesalya da, dağınık ve az olarak Dobruca da yerleşmişlerdi.vize yörükleri, bugünkü Türkiye nin Trakya bölümü ile Dimetoka ve Hasköy de iskan edilmişti. Nihayet Kocacık yörükleri, 1543-1584 yılları arasında Hırsova, Tekfurgölü, Varna, Prevadi, Aydos, Rus kasrı, Ahyolu, Karinabad,Şumnu, Burgazi Kızılağaç, Yanbolu, Babaeski, Kırklareli, Edirne, Filibe, Silistre, Hacıoğlu Pazarcığı, Akkerman, Bender ve Kili de bulunmakta idi. Bu teşekküller, birçoğu kendi adlarını taşıyan köyler tesis etmişler ve Rumeli nin çeşitli yerlerine dağılmışlardı. Bulgaristan da, ilk nüfus sayımının yapıldığı 1831 de 197.027 Türk nüfusuna karşılık, 269.285 Bulgar, Rum ve Sırp erkek nüfus bulnuyordu. Bunlara kadınlar da eklendiğinde Türk nüfusu yaklaşık 394.054, Bulgar, Rum ve Sırp nüfusu da 538.570 dolaylarında olduğu tahmin ediliyordu. Bugünkü Bulgaristan topraklarında oluşturulan Tuna vilayeti nde 1868 yılında 610.000 Hristiyan ve 412.417 Müslüman yaşamaktaydı. Bu nüfus içerisinde Bulgar asıllı olanların sayısı 490.467 ve Türk asıllı olanların sayısı da 359.907 idi. Bulgaristan Prensliğinde Türkler /1878-1909/ 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı Bulgaristan daki Türklerin büyük bir göç dalgasıyle İstanbul ve Anadolu ya akın etmesine sebep olmuştur. Bu göç dalgası savaş sonrası yıllarda da devam etmiştir. Resmi Bulgar istatistiklerine göre 1893-1902 yılları arasında 72.524 Türk Türkiye ye göç etmiştir. Bulgaritan Prensliği nde 1880 ve Doğu Rumeli Vilayeti nde 1884 yılında yapılan sayımlar sonucunda bugünkü Bulgaristan topraklarında 800 bin civarında Müslüman Türk ün yaşadığı görülmüştür.yani savaş sırasında yaşanan ölümler ve göçler sebebiyle, savaştan önceki duruma kıyasla bölgede yaşayan Türk nüfusu yarı yarıya azalmış durumundaydı. Artık toplam nüfusun yaklaşık %27 sini oluşturmakta olan Türkler Bulgaristan da bir azınlık olarak varlıklarını sürdürmek durumunda kalmışlardır. Göçler sebebiyle 30 yıllık Bulgaristan Prensliği nin bitiminde bu ülkedeki Türklerin sayısı 600 bin civarına düşmüştür. 13 Temmuz 1878 Berlin antlaşması hükmünce Bulgaristan da kalan Türklere azınlık statüsü getirilmiştir. Bulgaristan Prensliği, Berlin antlaşmasının 4 cü, 5 ci,12 ci maddeleriyle bu topraklardaki Müslüman ahalinin dini, siyasi, hukuki hakların sağlanmasıyla yükümlü kılınmış, 1879 Tırnova anayasasıyla da bunu teyid etmiştir. Bundan böyle Bulgaristan daki Türklerin hak ve hukuk meseleleri pek çok antlaşmaya konu olacaktır. Bulgaristan Berlin antlaşmasıyla dış işlerinde Osmanlı Devletine bağlı, iç işlerinde ise serbest bir Prenslik olarak kurulmuştu. Ancak 1885 de Rumeli Eyaleti ni ilhak etmiş, yine bu dönemde Sırbistan ile savaşmış, daha sonralaraı Аvusturya ile ticaret anlaşması yapmış, yani bağımsız bir devlet gibi hareket etmiştir. Berlin Antlaşması, Bulgaristan Türklerinin siyasi, dini, ekonomik ve sosyal bütün haklarını garanti ettiği ve antlaşmayı imzalayan

büyük devletlerin garantisi altına aldığı halde, uygulama anlaşmadan çok farklı cereyan etmiştir. Berlin Antlaşması nda, 1877-78 Osmanlı- Rus Savaşı esnasında Bulgaristan dan Türkiye ye göç eden Türklerin ve Müslümanların Bulgaristan a geri dönebilecekleri ve Bulgaristan da bulunan mal ve mülklerine tekrar sahip olabilecekleri belirtilmiştir. Savaş esnasında Türkiye ye göç eden Türklerin bir kısmı bu hükümlere güvenerek Bulgaristan a dönmek, evlerinin, mallarının ve mülklerinin başına geçmek istemişlerse de Bulgar idareciler ve askerler, geri dönmek isteyen Türkleri kabul etmemişler, mecburen kabul ettiklerini de döverek, tehdit ederek canlarını kurtarabilmek için yeniden Türkiye ye gitmeye mecbur bırakılmışlardır. Gerek savaş esnasında, gerekse savaştan sonraki ilk yıllarda Bulgaristan Türklerinin evlerine, mallarına ve arazilerine el konulmuş, buralara başka yerlerden getirilen Bulgarlar iskan edilmiştir. Savaş ve savaşı takip eden yıllarda Bulgaristan Türklerinin şahıslara ait mallarına el konulduğu gibi vakıflara ait mallarında da el konulmuş, yağmalanmıştır.bulgar idareciler, her vesile ile müftü seçimlerine müdahale etmişler, Müslümanların dini hayatlarına karışmaktan geri durmamışlardır. Savaştan önce Sofya da bulunan 44 camiden savaştan sonra bir tane, Filibe deki 33 camiden yine bir tane bırakıldığını, diğerlerinin büyük bir kısmının yıkıldığını, kalanlarına da başka amaçlarla kullanılmak üzere el konulduğunu belirtmek, yapılan tahribatın boyutları konusunda bir fikir verebilir. Bulgaristan Prensliği nin bu tutumuna karşın Bulgaristan daki Osmanlı Komiserleri önemli görevler üstlenmişlerdi. Esasen görevleri Berlin antlaşmasının 12.maddesiyle tespit edilmiştir. Bulgaristan da kalan miri emlak ve vakıflar meselesini düzenleyen bu madde doğrultusunda Bulgarlar ve Türklerden teşkil eden komisyonun Bulgaristan da bulunan İslam vakıflarının aidiyet meselesini halletmesini hükme bağlamış ise de, komisyonun Bulgar üyeleri yıllarca çalışmaları sabote ederek bir sonuç alınmasını engellemişlerdir. Komisyonda yer alan Osmanlı Komiserleri Evkaf Komiserleri sıfatı ile bir yandan Osmanlı devleti ile Bulgaristan Prensliği arasında ilişkileri düzenlerken diğer yandan da bu topraklardaki Türklerin sorunları ile doğrudan doğruya ilgilenmiş ve durumlarını Osmanlı hükümetine bildirmişler, buradan aldıkları talimatları ise uygulamışlardır. Cemil Gürleyik in katkısı ile