''TÜRKİYE'NİN AB KATILIM SÜRECİ İÇİN SİVİL TOPLUM PLATFORMU TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ve Türkiye Avrupa Vakfı (TAV) öncülüğünde 22 Nisan 2011 tarihinde İstanbul da bir araya gelen sivil toplum kuruluşları ve üniversite temsilcileri, ''Türkiye'nin AB Katılım Süreci İçin Sivil Toplum Platformu''nu oluşturdu. İstanbul da Ritz Carlton Oteli nde gerçekleştirilen toplantıda sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve basından gelen 61 katılımcı yer aldı. Katılımcıların oluşturduğu AB için sivil toplum platformu, basına kapalı olarak yapılan toplantının ardından, ortak bir açıklama yaptı. İKV ve Türkiye Avrupa Vakfı (TAV) işbirliğinde düzenlenen toplantıda Türkiye nin önde gelen sivil toplum örgütlerinin temsilcileri hazır bulundu. Katılımcılar arasında TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk-İş Genel Başkanı ve Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Eşbaşkanı Mustafa Kumlu, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, Hak-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ümit Özüren, Eskişehir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Harun Karacan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fikret Tanrıverdi, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkan Yardımcısı Murat Kalsın, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. V. Ahsen Coşar, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Genel Sekreteri Zafer Ali Yavan, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Selahattin Mermer, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu, Türkiye Kalite Derneği (Kal-Der) Başkanı A. Hamdi Doğan gibi sivil toplumun farklı kesimlerinden üst düzey temsilciler yer aldı. Toplantının amacı Türkiye de sivil toplumun halen Türkiye nin AB üyeliği hedefine bağlı olduğu mesajını vererek gerek Türkiye de, gerekse AB de karar alıcı konumdaki yetkililere bir çağrıda bulunmaktı. Bu çağrı, sürecin tıkanma noktasına geldiği ve ancak iki tarafta da güçlü bir iradenin ortaya koyulması sonucunda sürecin canlandırılabileceği idi. Karar alıcılara üzerlerine düşen tarihi sorumluluk hatırlatıldı ve daha fazla zaman kaybetmeden müzakere sürecini en kısa sürede üyelik hedefine yönelik olarak hızlandıracak şekilde harekete geçilmesi çağrısında bulunuldu. Toplantının açış konuşmalarını İKV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu ve Türkiye-Avrupa Vakfı Başkanı Maliye eski bakanlarından Ziya Müezzinoğlu yaptı. İki Başkan Türkiye nin AB üyelik sürecinde gelmiş oldukları kritik noktaya vurgu yaparak toplantının amacını açıkladılar. Daha sonra söz alan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu iş dünyasının duyduğu endişeleri dile getirdi ve Türk iş dünyasının çatı kuruluşu olan TOBB un sivil toplum girişimine verdiği desteği ortaya koydu. Bu konuşmayı takiben İKV Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu oturum başkanı
olarak toplantıyı yönetti. Toplantıda özel davetli olarak yer alan İrlanda Uluslararası ve Avrupa İlişkileri Enstitüsü Genel Direktörü, İrlanda nın eski Londra Büyükelçisi Daithi O Ceallaigh kısa bir konuşma yaptı. Konuşmasında, AB üyeliğinin İrlanda ya sağladığı kazanımlardan söz eden O Ceallaigh ekonomik krizin İrlanda yı olumsuz olarak etkilemesine rağmen, ülkenin güçlü bir ekonomik altyapıya sahip olduğunu ve krizin etkilerinden kurtulacağını belirtti ve AB üyesi olmasa İrlanda nın bugünkünden daha geri bir ülke olacağını hatırlattı. Son olarak, O Ceallaigh Türkiye nin AB üyeliğini desteklediğini belirtti ve Türkiye nin AB üyesi olacağına inandığını ifade etti. Toplantının devamında sivil toplum temsilcileri söz alarak, kendi pozisyonlarını ortaya koydular. Başta Türk-İş ve Hak-İş başkanları Mustafa Kumlu ve Mahmut Arslan, çalışanların konuya yaklaşımını dile getirdi. İşveren örgütlerinin temsilcisi olarak TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, müzakere sürecinin tarihsel bir fırsat olduğunu vurgulayarak, Türkiye nin AB üyeliği hedefine yönelik desteğini ortaya koydu. Türkiye'nin AB katılım sürecine ilişkin oluşturulan sivil toplum platformunun ortak açıklamasını TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu yaptı. Açıklamada, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin bir tıkanma noktasına geldiğine dikkat çekilerek, hükümet ve tüm siyasi partiler daha fazla gayret göstermeye; AB ülkelerinin liderleri ile kurumları da, Türkiye'nin üyeliğine yönelik tutum ve söylemlerini ahde vefa ilkesini de dikkate alarak gözden geçirmeye davet edildi. Ortak açıklamada, platformda Türkiye'de sivil toplumun farklı kesimlerinin, iş dünyasının, emeğin, küçük işletmelerin, zanaatkarın, esnafın, çiftçinin ve bilim çevrelerinin temsilcileri olarak Türkiye'nin AB katılım sürecine ilişkin geniş bir mutabakatının temsil edildiği vurgulandı. Açıklamada, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin bir tıkanma noktasına geldiğine dikkat çekilerek, şöyle denildi: ''Bu gidişatın önüne geçilememesinin yaratacağı sonuçlardan endişe duymaktayız. Bu endişemizi hükümetimiz, siyasi partilerimiz, kamuoyumuz ve AB kurumları, üye ülke hükümetleri ve AB kamuoyu ile paylaşmak üzere bir araya geldik. Mevcut ortam, AB sürecinin her iki tarafta da öncelikli gündem maddesi olmaktan çıkmaya başladığı ve durma noktasına geldiği izlenimini vermektedir. AB üyeliği, Türkiye'nin vazgeçilmez hedefi olmaya devam etmektedir. Bizler için Türkiye'nin AB üyeliği hedefi sürdürülebilir kalkınma, yüksek demokratik standartlar, hukuk güvenliği, bireysel özgürlükler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve refah toplumu anlamına gelmektedir. Ne AB'deki, ne Türkiye'deki
dönemsel siyasal ve ekonomik gelişmeler bu temel doğrultuyu değiştiremez. Hatırlatmak gerekir ki AB yönelimi, öncelikle bizim kendi meselemizdir. Bu anlayış içinde hükümetimizi, siyasi partilerimizi, Türkiye'nin tam üyelik hedefi anlayışıyla daha fazla gayret göstermeye davet ediyoruz. Bu nedenle önümüzdeki seçimlerin yeni bir başlangıç olmasını diliyor ve Haziran 2011'de oluşacak siyasi iradeyi partiler üstü bir anlayışla reform sürecini süratle canlandırmaya davet ediyoruz. Özellikle AB'nin yeni bütçe döneminde Türkiye'nin AB üyeliğini dikkate alması sağlanmalıdır. AB'nin 2014 yılında başlayacak yeni bütçe çalışmalarında Türkiye'nin üyeliğinin göz önünde tutulabilmesi için reformlar hızlandırılmalıdır.'' Ortak açıklamada, sürecin ayrılmaz parçası olan sivil toplumun bu hedef doğrultusunda gösterilecek çabaya katkısının esas olduğu ve bu sorumluluğun tam olarak bilincinde olunduğu vurgulanarak, var olan AB İletişim Stratejisinin etkinliğinin değerlendirilmesi, AB'ye verilen mesajların ne kadar ikna edici olduğunun irdelenmesi, yeni ve daha etkin bir iletişim stratejisi geliştirilerek güçlü bir şekilde uygulamaya koyulması gerektiğine dikkat çekildi. Başmüzakerecinin çabalarına rağmen vize konusunun sivil toplum diyaloğu önünde engel olmaya devam ettiğine işaret edilen açıklamada, şu görüşler dile getirildi: ''Buradan AB liderlerine ve kurumlarına da çağrıda bulunuyoruz; Türkiye ve AB, tam üyelik iradelerini yarım asrı aşkın süredir ortaya koymuşlardır. Esasen bu nedenledir ki Türkiye'nin AB üyeliği, AB'nin küresel bir aktör olma sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayış içinde AB liderlerini, üyelik sürecindeki hukuki yükümlülüklerini ve Türkiye'nin üyeliğine yönelik tutum ve söylemlerini süratle ve ciddiyetle ahde vefa ilkesini de dikkate alınarak gözden geçirmeye davet ediyoruz. Bu çerçevede hem AB'ye, hem hükümetimize ve siyasi partilerimize konuya esastan bakmaları çağrısını yapıyor ve diyoruz ki gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünün. Buradan tüm siyasi partilerimize özellikle son dönemde Türkiye'nin yapısal reformlarının yapılması noktasındaki mutabakatları gibi, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu'nda gösterdikleri birlikteki gibi özellikle AB sürecindeki reform paketlerini desteklemelerini ve tüm siyasi partilerimize seçim meydanlarında AB sürecine olan desteklerini açıklamalarını bekliyoruz.'' Platformu oluşturan kurumlar şunlar: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği; İstanbul Sanayi Odası; İktisadi Kalkınma Vakfı; Türkiye Avrupa Vakfı; İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği; Türkiye Ziraat Odaları Birliği; Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu; Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği; Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği; Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası; Eskişehir Ticaret Odası; Mersin Ticaret ve Sanayi Odası; Ambalaj Sanayicileri Derneği; Avrupa Birliği Çalışmaları Merkezi; Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi; Hak-İş Konfederasyonu; İstanbul Fahri Trafik Müfettişleri Derneği; İzmit Genç İşadamları Derneği; Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği; Plastik Profil Üreticileri Kalite Birliği Derneği; Pencere Üreticileri Kalite Birliği Derneği; Reklamcılar Derneği;
Sigorta Acentaları Derneği; Sosyal Demokrasi Vakfı; Tescilli Markalar Derneği; Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği; Tüketiciler Birliği; Tüketiciyi Koruma Derneği; Türk Alman Dostluk Derneği; Türk Alman İç Mimarlar Birliği; Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği; Türk-İş; Türkiye Barolar Birliği; Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı; Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu; Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası; Türkiye Hayvanları Koruma Derneği; Türkiye Kalite Derneği; Türkiye Konferans Tercümanları Derneği; Türkiye Sakatlar Konfederasyonu; Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği; Türkiye Seyahat Acentaları Birliği; Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu; Türkiye Yardımsevenler Derneği; Yerel ve Bölgesel Televizyonlar Birliği; Akdeniz Üniversitesi AB Araştırma ve Uygulama Merkezi; Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi; Galatasaray Üniversitesi AB Araştırma ve Uygulama Merkezi; İstanbul Bilgi Üniversitesi AB Enstitüsü; Okan Üniversitesi AB araştırma ve Uygulama Merkezi; Ortadoğu Teknik Üniversitesi AB Çalışmaları Merkezi; Sabancı Üniversitesi; Süleyman Demirel Üniversitesi AB Dokümantasyon, Araştırma ve Uygulama Merkezi. ''Türkiye'nin AB Katılım Süreci İçin Sivil Toplum Platformu ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.ikv.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİ KATILIM SÜRECİ İÇİN SİVİL TOPLUM GİRİŞİMİ: ORTAK AÇIKLAMA Bizler; Türkiye de sivil toplumun farklı kesimlerinin, iş dünyasının, emeğin, küçük işletmelerin, zanaatkârın, esnafın, çitçinin ve bilim çevrelerinin temsilcileri olarak, Türkiye nin Avrupa Birliği katılım sürecine ilişkin geniş bir mutabakatı temsil ediyoruz. Türkiye nin AB ye katılım süreci bir tıkanma noktasına gelmiştir. Bu gidişatın önüne geçilememesinin yaratacağı sonuçlardan endişe duymaktayız. Bu endişemizi Hükümetimiz, siyasi partilerimiz, kamuoyumuz ve Avrupa Birliği kurumları, üye ülke Hükümetleri ve AB kamuoyu ile paylaşmak üzere bir araya geldik. Mevcut ortam AB sürecinin her iki tarafta da öncelikli gündem maddesi olmaktan çıkmaya başladığı ve durma noktasına geldiği izlenimini vermektedir. AB üyeliği Türkiye nin vazgeçilmez hedefi olmaya devam etmektedir. Bizler için Türkiye nin AB üyeliği hedefi sürdürülebilir kalkınma, yüksek demokratik standartlar, hukuk güvenliği, bireysel özgürlükler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve refah toplumu anlamına gelmektedir. Ne AB deki, ne Türkiye deki dönemsel siyasal ve ekonomik gelişmeler bu temel doğrultuyu değiştiremez. Hatırlatmak gerekir ki AB yönelimi öncelikle bizim kendi meselemizdir. Bu anlayış içinde, Hükümetimizi, siyasi partilerimizi Türkiye nin tam üyelik hedefi anlayışıyla daha fazla gayret göstermeye davet ediyoruz. Bu nedenle önümüzdeki seçimlerin yeni bir başlangıç olmasını diliyor ve Haziran 2011 de oluşacak siyasi iradeyi partiler üstü bir anlayışla reform sürecini süratle canlandırmaya davet ediyoruz. Özellikle, AB nin yeni bütçe döneminde Türkiye nin AB üyeliğini dikkate alması sağlanmalıdır AB nin 2014 yılında başlayacak yeni bütçe çalışmalarında, Türkiye nin üyeliğinin göz önünde tutulabilmesi için reformlar hızlandırılmalıdır. Sürecin ayrılmaz parçası olan ve bizlerin de içinde bulunduğu sivil toplumun, bu hedef doğrultusunda gösterilecek çabaya katkısı esastır ve bu sorumluluğun tam olarak bilincindeyiz. Diğer yandan, var olan AB İletişim Stratejisinin etkinliği değerlendirilmeli, AB ye verilen mesajların ne kadar ikna edici olduğu irdelenmeli, yeni ve daha etkin bir iletişim stratejisi geliştirilerek güçlü bir şekilde uygulamaya konulmalıdır. Başmüzakerecimizin çabalarına rağmen, vize konusu sivil toplum diyaloğu önünde engel olmaya devam etmektedir. Buradan AB liderlerine ve kurumlarına da çağrıda bulunuyoruz: Türkiye ve AB tam üyelik iradelerini yarım asrı aşkın süredir ortaya koymuşlardır. Esasen bu nedenledir ki, Türkiye nin AB üyeliği, AB nin küresel bir aktör olma sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu anlayış içinde, AB liderlerini, üyelik sürecindeki hukuki yükümlülüklerini ve Türkiye nin üyeliğine yönelik tutum ve söylemlerini süratle ve ciddiyetle ahde vefa ilkesini de dikkate alarak gözden geçirmeye davet ediyoruz. Bu çerçevede hem AB ye hem hükümetimize ve siyasi partilerimize konuya esastan bakmaları çağrısını yapıyor ve diyoruz ki: Gelecek seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünün!
Ortak bildirinin İngilizcesi ise şöyle: We, as representatives of various sections of civil society in Turkey, the business community, labour, small enterprises, craftspeople, tradespeople, farmers and science community, represent a broad consensus regarding Turkey s accession to the European Union. Turkey s accession to the EU is facing a stalemate. We are worried about the consequences of a failure to avert the stagnation of this process. We gathered here to share our concern with our government, political parties, our public and EU institutions, Member State governments, and the EU public. The present situation presents the impression that the EU process no longer constitutes a priority issue on the agenda of both parties and approaches a point of breakdown. EU membership continues to be an irrevocable target for Turkey. For us, Turkey s EU membership perspective means achieving the goals of sustainable development, advanced democratic standards, legal security and rule of law, individual liberties, gender equality and welfare society. Conjunctural political and economic developments in the EU or Turkey cannot avert this essential direction. It should be recalled that the EU direction is primarily our own problem. Within this understanding, we invite our government and political parties to exert a greater effort for the realization of Turkey s EU membership perspective. For this reason, we wish that the upcoming elections provide an opportunity for a new beginning and we invite the political will resulting from the elections to be employed to reignite the reform process in a nonpartisan spirit. It is especially of importance that Turkey s EU membership should be taken into consideration before the 2014 budgetary framework. Reforms should be accelerated with a view to include Turkey s EU membership perspective in the preparations of the EU s 2014-2020 budgetary framework. It is of paramount importance that civil society which is an indispensable part of the process, should contribute to the joint effort to achieve the target of membership. We are fully aware of this responsibility. Additionally, the effectiveness of the current EU communication strategy should be evaluated, the credibility of messages conveyed to the EU should be investigated and a new and more effective communication strategy should be put into implementation. Despite the efforts of our chief negotiator, the visa issue continues to pose an obstacle hindering civil society dialogue. We call upon EU leaders and institutions: Turkey and the EU have manifested their will for full membership for more than half a century. It is essentially for this reason that Turkey s EU membership is an integral part of the EU s becoming a global actor. It is within this understanding that we invite EU leaders to review their legal obligations, positions and discourses regarding Turkey s accession process rapidly and seriously by taking into consideration the principle of pacta sunt servanda. We call upon both the EU and our government and political parties to make a substantive reassessment of this issue and we declare: Think about the next generations, not the next elections!