5. Bölüm Devlet Faaliyetlerine İlişkin Yaklaşımlar. Dr. Süleyman BOLAT

Benzer belgeler
DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

ÜNİTE:1. Maliye Politikası: Kavramlar, Etkinliği ve Sınırları ÜNİTE:2. Maliye Politikasının Makroekonomik Temelleri ÜNİTE:3

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120


KPSS. A Grubu. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pra k bilgiler kri k notlar ilgi çekici görseller

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

İçindekiler kısa tablosu

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

MALİ YE POLİ KASI Maliye politikası nda klasik görüş ten sapmalar özellikle 1930 yı ndan sonra önem kazanmaya baş lamı

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

MALİYE POLİTİKASI KISA ÖZET KOLAYAOF

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

EKONOMİ POLİTİKALARI VE

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

AKÖREN ALİ RIZA ERCAN MYO

Ö D. kpss a grubu. ğrencinin ers D efteri MALİYE. Kolay oku. Hızlı düşün. Kalıcı öğren PEGEM AKADEMİ

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

1 MALİYE BİLİMİNİN ESASLARI VE DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006)

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

Ö D. kpss a grubu. ğrencinin ers D efteri MALİYE. Kolay oku. Hızlı düşün. Kalıcı öğren PEGEM AKADEMİ

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

ÜNİTE:1. Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2. Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3. Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

MAL VE PARA PİYASALARINDA EŞ ANLI DENGE. Mal ve para piyasalarında eşanlı denge; IS ile LM in kesiştiği noktada gerçekleşir.

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

MALİYESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış,

Komisyon MALİYE ÇEK KOPAR YAPRAK TESTİ ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

N VE PARA ARZININ ÖZELL

~ 2 ~ etkisinden daha büyük olur. E) Kamu harcamalarının genişletici etkisi ile verginin daraltıcı etkisi istihdamın azalmasına yol açar.

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

BÖLÜM 6: PARA VE MALİYE POLİTİKASI ( )

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

DR. Caner Ekizceleroğlu

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

ECONOMICUS İKTİSAT SORU BANKASI TAMAMI ÇÖZÜMLÜ MAKRO İKTİSAT PARA-BANKA-KREDİ. Cilt 1. Cilt 2 DİLEK ERDOĞAN KURUMLU

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT. 1. Ekonominin bulunduğu noktanın, üretim olanakları eğrisinin solunda olması aşağıdakilerden hangisini gösterir?

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları.

İKTİSADİ DALGALANMALAR ve MALİYE POLİTİKASI UYGULAMASINDA YÖNTEMLER

Ünite 3. Ana Ekonomik Sorunlar Ve Ekonomik Düzen. Büro Yönetimleri Ve Yönetim Asistanlığı Önlisans Programaı EKONOMİ. Ögr. Öğr.

1. Giriş Giriş...19

Genel Ekonomi Dersi. Dr. Osman Orkan Özer

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

İÇİNDEKİLER III. Önsöz

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

Bölüm-4: İradi Maliye Politikası

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir.

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

MODERN MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ

Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

BAHAR DERS MALİYE POLİTKASINA GİRİŞ MALİYE POLİTİKASI II ESOGU İİBF MALİYE BÖLÜMÜ. Yrd.Do.Dr. Murat ASLAN

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

Maliye Politikası ve Bütçe

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

MALİYE POLİTİKASI II

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

r^r İçindekiler Birinci Kısım: İktisadi Öğretiler Giriş 1 (a) iktisat Felsefesinin Sorunları ve İşlevleri 2 (b) Fizikötesi ve Bilim 3

Çankaya Üniversitesi-İİBF Bahar Yarıyılı. Dr. Ahmet OZANSOY

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

MALİYE SORU BANKASI O P T I M U S TAMAMI ÇÖZÜMLÜ BİRHAN ÇELİK. Maliye Teorisi. İdari Hakimlik. Kamu Harcamaları. Sayıştay.

Modern Konjonktür Teorileri ve İktisat Politikası

Transkript:

5. Bölüm Devlet Faaliyetlerine İlişkin Yaklaşımlar 1

Devlet Anlayışındaki Değişikliğin Tarihi Seyri ve Sebepleri Sosyal bir varlık olan devletin ilk olarak ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı kesinlikle bilinmemektedir. İlk çağlardan günümüze dek, bütün insan toplumlarında bir örgütün ve otoritenin varlığını tespit etmişlerdir. Bu örgütün görevi, insanların toplu halde yaşamaları sebebiyle meydana gelen kollektif karakterdeki bazı ihtiyaçları karşılamaktır. Sınırlı toplumsal ihtiyaçlar, sosyal hayatın ve ilişkilerin gelişmesi sonucu giderek çoğalmış, ve bu gelişmeye paralel bir seyir takip ederek XV. ve XVI. yüzyıllarda bugünkü modern devlet belli bir düzeye ulaşmıştır. XX. yüzyılda, devlet artık toplum hayatının en gelişmiş şeklidir. 2

Devlet Anlayışındaki Değişikliğin Tarihi Seyri ve Sebepleri 1936 yılı bilindiği gibi, J.M. Keynes'in Genel Teorisinin yayınlandığı tarihtir. Bazı yazarlar ise, asıl dönüm noktasının 1929 Dünya İktisadî Krizi olduğu kanısındadırlar. 1929 İktisadî Buhranına kadar geçen dönemde iktisat ve maliye politikalarına hâkim olan liberal görüş devlet anlayışını da etkilemiştir. Devlet fonksiyonlarının bugüne oranla sınırlı kalmasına sebep olmuştur. 1930'lara kadar geçen dönemde devletin iktisadî alanda tarafsızlığı savunuldu. Kamu ekonomisinin millî ekonomi içindeki hissesinin giderek büyümesi ekonomik açıdan tarafsız devletin yerini müdahaleci devlete bırakmasının bir sonucudur. Bu sonuncu anlayışına "sosyal devlet" ya da A.C. Pigou'dan esinlenmek suretiyle "refah devleti" adı da verilmektedir. 3

1- Merkantilizm (1500-1750) Merkantilizmin temel düşüncesi; ulusal ekonomilerin zenginliğidir. Ülkelerin zenginliğin ölçütü, ülkenin sahip olduğu altın ve gümüş stokudur. Ülkelerin zenginleşmesinde en önemli rol dış ticarete verilmiştir. Onlara göre, dünya serveti sabit olduğundan dış ticaretten yalnızca bir ülke kazançlı çıkmaktadır. Dış ticaret fazlası veren ülkede altın ve gümüş stoku artacak, dolayısıyla ülke zenginleşmiş olacaktır. Bu nedenle ithalat yasaklanmış, ihracat teşvik edilmiştir. Dış ticaretin bu yönde geliştirebilmesi için devlet, ekonomiye müdahale etmeli ve gerekli önlemleri almalıdır. Bu dönemde devlet müdahalesi sonucu ülkelerde kamu harcamaları artmış, mülk (mamelek) gelirleri en önemli finansman kaynağı olmuştur. Vergilerin, kamu harcamalarının finansmanında en önemli gelir kaynağı olması Klasik iktisadi döneme rastlar. 4

1- Merkantilizm (1500-1750) En önemli temsilcileri, Jean Bodin, J. B. Colbert, Thomas Mun, Antonia Serra, Montaigne dır. Aynı dönemde Almanya ve Avusturya da ortaya çıkan görüşe Kameralizm denir. Bu görüş, devletin kaynaklarının artırılmasını ve en iyi şekilde kullanılarak hükümdarların güçlü tutulmasını savunur. Dönemin temsilcilerinden Von Justi, hükümdarın vergi hakkını ülkenin zenginleşmesine engel olmayacak şekilde kullanılması gerektiğini savunur. Mamul mal ithalatının yasaklanması gerekir, ancak ucuz hammadde ithalatı ise serbesttir. Dış ticaretin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için güçlü ordu ve donanmaya sahip devletin varlığı gerekli görülmüştür. 5

2- Fizyokrasi (1750-1776) 18. yüzyılın ikinci yarısında Fransa da ortaya çıkmış olan bu görüş, klasik liberal düşünceye öncülük etmiştir. F. Quesnay ve J. Turgot un öncülüğünde ortaya çıkan fizyokratlar, devletin ekonomiye müdahalesine karşıdırlar. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler ilkesi bu görüş tarafından ortaya atılmıştır. Bu görüşün temsilcileri, ekonomik ve sosyal hayatı yöneten doğal düzen in varlığına inanırlar ve onlara göre doğal düzen ancak devletin müdahalesi ile bozulur. 6

2- Fizyokrasi (1750-1776) Fizyokratlar, kamu harcamalarının kısılmasını, Vergilerin ise tek ve dolaysız bir şekilde tarım sektöründen alınmasını, Borçlanmaya gidilmemesini savunurlar. Bu görüşün temsilcileri, tarım dışındaki tüm sektörleri kısır sektör olarak görmekte ve tek verginin de bu sektörden alınmasını önermektedir. 7

3- Klasik İktisat Teorisi (1776-1936) Klasik iktisadi yaklaşıma göre, devletin ekonomiye müdahalesi minimum düzeyde olmalı, devletin faaliyet alanı ve fonksiyonları mümkün olduğu kadar sınırlı tutulmalıdır. Bu yaklaşımda, piyasa ekonomisinin işleyişine önem verilir. Ekonomik ve sosyal sorunlar geçicidir. Fiyat mekanizması, bu sorunları kendiliğinden çözer. Devletin kamu harcamaları ve vergileri kullanarak ekonomik faaliyetlere müdahalesine karşı çıkılır. Devlet zorunlu fenadır ve üretken değildir. Devlet, sadece iç - dış güvenlik ile adalet, diplomasi gibi temel kamu hizmetleriyle ilgilenmelidir. Kamu harcamaları mümkün olduğu kadar az olmalı; vergiler, düşük oranlı ve objektif ölçütlere göre alınmalıdır. 8

3- Klasik İktisat Teorisi (1776-1936) Devlet bütçesi denk olmalıdır. Borçlanmaya ise sadece olağanüstü du rumlarda gidilmelidir. Tarafsız maliye anlayışı savunulur. Bu anlayış; devletin kamu harcamaları ve vergileri kullanmak suretiyle bireyler ve firmaların iktisadi kararlarını olumsuz etkilememesini ifade eder. En önemli temsilcileri, A. Smith, D. Ricardo, J. S. Mill, T. Malthus, J. B. Say dir. 1929 Büyük buhranı ve klasik iktisadi yaklaşımın eleştirilmesi 1929 Büyük Buhrana kadar geçerli olan Klasik liberal anlayışın ayırt edici özelliği devletin ekonomiye müdâhalesine karşı olmasıydı. Yaşanan ekonomik krizle bu yaklaşım yerini, Keynes in görüşleriyle yeşeren müdahaleci yaklaşıma bırakmıştır. 1929 Büyük Buhranı, Klasik liberal yaklaşımın ileri sürdüğü görüşün aksine ekonomide sürekli olarak tam istihdam dengesinin sağlanamadığını göstermiştir. 9

3- Klasik İktisat Teorisi (1776-1936) Klasik liberal yaklaşıma göre, piyasa ekonomisinde fiyat mekanizması her zaman tam istihdamı sağlamaktaydı. Piyasa ekonomisinin olağan hali tam istihdam dengesidir. Bu dengeden geçici olarak sapması durumunda ortaya çıkan işsizlik, geçici işsizliktir. Klasiklere göre, ücret, fiyat ve faizlerin esnekliği altında işleyen tam rekabet mekanizması ekonomiyi her zaman tam istihdam dengesine taşıyacak yegâne güçtür. Say/Mahreçler yasasıyla(her arz kendi talebini yaratır) emek piyasası dahil tüm piyasaların dengede olacağını ileri süren bu görüş, 1929 Buhranı ile geçerliliğini yitirmiştir. Büyük Buhranla birlikte birçok ekonomide yaygın ve kalıcı bir işsizlik ortaya çıkmıştır. Keynes e göre, o dönemde çözümlenmesi gereken en önemli sorun, kalıcı ve yaygın hale gelen işsizliktir. Bu nedenle devlet; durgunluk dönemlerinde ekonomiye müdahale ederek ekonomiyi tam istihdam dengesine kavuşturmalıdır. 10

4- Keynesyen Görüş: Müdahaleci Devlet (1936-1960) Bu yaklaşım, Klasik liberal yaklaşımın aksine, ekonominin talep yanına önem verir. Onlara göre, bir ekonomide milli gelir düzeyi, üretim ve istihdam toplam talebe bağlıdır. Bir ekonomide, toplam talep yetersizliği durumunda işsizlik; toplam talep fazlalığı durumunda ise enflasyon baş gösterir. Devlet, kamu harcamaları ve vergilerin miktar ve bileşiminde yapacağı iradi değişliklerle ekonomiyi istikrara kavuşturabilir. Klasik liberal yaklaşımdaki denk bütçe ile sınırlı borçlanma ve tarafsız maliye anlayışı bu yaklaşımla terk edilmiştir. 11

4- Keynesyen Görüş: Müdahaleci Devlet (1936-1960) Keynes e göre tam istihdam özel, eksik istihdam ise genel durumdur. Durgunluk dönemlerinde ortaya çıkan işsizlik problemine karşı bütçe açığı (genişletici politika uyg.); genişleme dönemlerinde ortaya çıkan enflasyon problemine karşı, bütçe fazlası (daraltıcı politika uyg.) verilmelidir. Devlet kamu harcamaları ve vergileri kullanmak suretiyle ekonomik ve sosyal hayata müdahale edebilir. Firma ve bireylerin iktisadi (tüketim, yatırım ve tasarrufa ilişkin) kararlarını etkileyebilir. Toplam talep, kapalı bir ekonomide milli gelire karşılık gelen özel kesim tüketim ve yatırım harcama talebi kamu kesimi harcama talebinin toplamını ifade eder. 12

4- Keynesyen Görüş: Müdahaleci Devlet (1936-1960) Bütün dünyayı saran 1929 krizinin evvelce sanıldığının aksine strüktürel bir takım sebeplerden ileri geldiği anlaşılınca devletin İktisadî ve sosyal alanlarda tam bir tarafsızlığa sahip olamayacağı artık kesinlikle kabul edilmiş ve tarafsız devlet anlayışı yerini müdahaleci devlet anlayışına bırakmıştır.. A.B.D. krizi ancak 1933 yılında ve Başkan Rooselvelt'in yürürlüğe koyduğu New Deal Plânı nın yardımıyla atlatabilmiştir.. Krizin asıl sebebinin tüketim harcamalarındaki diğer bir deyimle talepteki azalmadan ileri geldiği kabul ediliyor ve her ne pahasına olursa olsun tüketimin devlet müdahalesiyle arttırılması öngörülüyordu. New Deal Plânı bu yoldaki teorik görüşleri "açığa dayalı harcama" ve "pump priming" politikaları ile uygulamaya koymuş ve oldukça başarılı sonuçlara ulaşmıştır. J.M. Keynes, kısa devreli statik bir tahlil olmasına rağmen, Genel Teorisinde, müdahale ile elde edilmek istenilen sonucun kapitalist bir ekonomi modelinde nasıl bir para ve maliye politikası ile gerçekleşebileceğini ilmî bir şekilde incelemiş ve önemini hâlâ muhafaza eden görüşler ileri sürmüştür. Keynes ayrıca, klâsikler gibi ekonomiye yön vermede para politikasını yeterli bulmamış, maliye politikası araçlarından da önemle ve öncelikle yararlanılması gerektiği görüşünü savunmuştur. 13

5- Monetarist Yaklaşım (1955-1965) Serbest piyasa ekonomisinin işleyişine önem veren bu yaklaşıma göre, ekonomik istikrarsızlıkların temel nedeni hükümetin uyguladığı yanlış para ve maliye politikalarıdır. M. Friedman a göre, yanlış uygulanan genişletici politikaların nihai sonucu enflasyondur. Bu sorunun önlenmesi ve ekonominin istikran için para arzının milli gelirin büyüme oranı kadar artırılması gerekir. Buna sabit parasal artış kuralı da denir. Örneğin, milli gelirin % 5 büyümesi halinde, para arzı % 5 artırılmalıdır. Eğer milli gelirin %5 büyümesine karşın para arzı %10 artırılırsa, uygulanan bu politika %5 lik bir enflasyona neden olacaktır. Monetaristlere göre, vergi indirimine veya kamu harcaması artışına dayalı maliye politikası etkin değildir. Örneğin, devletin kamu harcama larını artırmak amacıyla borçlanması veya vergileri artırması durumun da özel kesim yatırım harcamalarında bir azalma oluşacaktır. Bu duruma dışlama etkisi (crowding out) denir. 14

5- Monetarist Yaklaşım (1955-1965) Friedman a göre, en iyi vergi kaynaktan kesilen (stopaj) artan oranlı gelir vergisidir. Monetaristler, sınırlı devlet anlayışını savunur. Devlet güvenlik, adalet ve diplomasi gibi temel hizmetleri üstlenmelidir. Devlet mümkün olduğu kadar küçültülmek, denk bütçe uygulanmalıdır. Politikanın etkin olmaması, üretim, istihdam ve reel milli gelir düzeyini artırmaması anlamına gelir. Zira milli gelir doğal seviyesindedir. Dışlama etkisi (crowding out); kamu harcamalarındaki bir artışın, kişi ve firmalardan borçlanma yolu ile finanse edilmesi durumunda, faiz oranlarını yükselterek eşit miktarda özel yatırım harcamalarını azaltmasıdır. Bu durumda uygulanan politikadan beklenen genişletici etki ortaya çıkmaz. 15

6- Yeni Klasik Yaklaşım Yeni Klasiklere göre; devletin vergi ve kamu harcamalarını kullanmak suretiyle yürüttüğü politikalar ekonomi üzerinde etkili olamaz. Devletin ekonomi politikaları hakkında her türlü bilgi ve değerlendirme yeteneğine sahip olduğu varsayılan bireylerin ve firmaların, (rasyonel beklenti varsayımı) devletin yürüteceği politikalar karşısında aktif tavır alarak bu politikaları etkinsiz hale getirebilmesidir. (Politika etkinsizliği) Muth, Lucas, Barro, Sargent ve Wallace önemli temsilcileridir. Onlara göre, Keynesyen iradi (aktif) politikalar terk edilmelidir ve en iyi politika politikasızlıktır. Devlet ekonomi politikalarını önceden belirlemeli ve bunları sık sık değiştirmemelidir. Kurala dayalı para ve maliye politikası uygulanmalı ve bu politikaları önceden ilan etmelidir. Sınırlı devlet anlayışını savunulur. Devlet güvenlik, adalet ve diplomasi gibi temel hizmetleri üstlenmelidir. 16

7- Arz Yanlı Yaklaşım Arz yanlı yaklaşım temelde, 1973 yılında yaşanan petrol krizinin ardından ortaya çıkan stagflasyona karşı politika önerisi getirmektedir. Stagflasyon, durgunluk İçinde enflasyon veya enflasyon ile işsizliğin bir arada görülmesi' anlamına gelir. Bu yaklaşım, Keynesyen yaklaşımın aksine ekonominin arz yanına önem verir. 1970 li yıllarda ekonomilerde yaşanan enflasyonun nedeni kamu harcamalarındaki artış; durgunluğun nedeni ise üretim ve yatırımları olumsuz etkileyen yüksek vergi oranlandır. En önemli temsilcisi Arthur Laffer dir. 17

7- Arz Yanlı Yaklaşım Laffer e göre, enflasyonun önlenmesi için kamu harcamaları azaltılmalı; üretimi teşvik etmek ve artırmak için üretim ye çalışma üzerindeki her türlü vergi ve sigorta primlerinin düşürülmesi gereklidir. Yüksek vergi oranları karşısında mükelleflerin vergi kaçırma ve vergiden kaçınma eğilimleri de artacaktır. Laffer e göre, vergi oranları ile vergi hasılatı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Laffer eğrisi olarak isimlendirilen bu eğriye göre, vergi oranları ile vergi gelirleri arasındaki ilişki optimal noktaya kadar doğru orantılı; optimal nokta aşıldıktan sonra ise ters orantılıdır. 18

Laffer Eğrisi A. Laffer (Haldun-Laffer Eğrisi) A. Laffer tarafından vergi oranları ile vergi gelirleri arasındaki ilişkiyi gösteren eğriye laffer eğrisi adı verilmektedir. 14. yy da İbn i Haldun tarafından da bu konu gündeme getirildiği için Haldun Laffer eğrisi de denmektedir. İlk olarak vergilerin yükseltilmesi, vergi gelirini artıracaktır.. Sonrasında ise vergiler artırılmaya devam edince, vergi geliri düşecektir.. B noktasına kadar vergi oranı artınca vergi geliri artar B noktasından sonra vergi artışı, vergi gelirini düşürür C noktasında vergiler % 100 olduğunda ise vergi geliri sıfırdır 19

8- Anayasal İktisat Görüşü Devletin ekonomik faaliyetlere ilişkin müdahale yetkisinin anayasal hükümlerle sınırlandırılmasını ifade eder. Devlet vergileme, borçlanma, para basmak başta olmak üzere, faiz, döviz, kamu harcamalarında devlet otoritesi istediği gibi davranmamalıdır.. Serbest piyasa sisteminde devletin mal ve hizmetlerin üretimi dışındaki ekonomik faaliyetlere karışmaması gerekir.. Bu görüşün altında yatan neden; iktisadi politikalar yapılırken bir sınır konulmaması halinde politikacı ve bürokratların yetkilerini kötüye kullanacaklarını iddia etmeleridir.. Bu görüşe göre, vergi, borçlanma ve para politikaları gibi temel iktisat politikalarının ekonominin işleyişini bozmayacak şekilde anayasa maddeleri ile belirlenmeli ve sınırlamalara bağlanması gerekmektedir. Devletin iktisadi sorunlar karşısındaki davranışı anayasal kurallara bağlanmalıdır. Enflasyon, işsizlik, bütçe açığı, borç yükü gibi sorunlar devletin ekonomiye müdahalesinin bir sonucudur. Devlet ekonomiye müdahale etmemeli; hükümleri anayasada belirtilmelidir. Örneğin vergilerin ve kamu borçlarının GSMH içindeki payının belli bir değeri aşamayacağının anayasada yer alması gibi. 20

Devlet Türleri 1- Jandarma, Liberal, Tarafsız Devlet Başta Adam Smith olmak üzere Klasik Maliyecilerin ve Klasik iktisatçıların savunduğu jandarma, liberal, veya tarafsız devlet sadece kamusal mal üretir. Ekonomiye ekonomik ve sosyal amaçla müdahale etmez. 2- Sosyal, Müdahaleci Devlet Başta Keynes olmak üzere Modern Maliyecilerin ve Keynesyen iktisatçıların savunduğu modern veya müdahaleci devlettir. İstikrar, büyüme, kalkınma gibi ekonomik amaçlarla veya gelir dağılımında adaleti sağlamak gibi sosyal amaçlarla aktif biçimde ekonomik ve sosyal hayata müdahale eder. 21

Devlet Türleri 3- Organik Devlet Organik devlet, devlet için birey felsefesine dayanır. Bireylerin sosyal, toplumsal ihtiyaçları hissetmesinin mümkün olmadığını, toplumu oluşturan bireylerden ayrı ve üstün bir kişiliği olan devletin bu ihtiyaçları hissedebileceğini varsayar. Bu varsayım ışığında organik devlet, toplumun ihtiyacı olan erdemli malları üretebilmektedir. Paternalizm; bireylerden daha üstün bir kişiliğe sahip olan ve onların ihtiyaçlarını daha iyi hissedebilen ve bu ihtiyaçlara ilişkin mal ve hizmet üreten devlet anlayışı paternalizm olarak da adlandırılmaktadır. Paternalistik devlet, sosyal faydayı dikkate alarak aşı, temel eğitim ve yeşil kart gibi erdemli mal ve hizmetlerin tüketimini zorunlu kılacağı gibi, kapalı alanlarda sigara içmenin yasaklanması ve içki tüketimine yaş sınırlamasının getirilmesi gibi yasaklayıcı önlemler alabilmektedir. 22

4- Mekanik Devlet Mekanik devlet, minimal, muhafazakar, sosyal demokrat gibi türleriyle birey için devlet felsefesine dayanır. Sosyal, toplumsal ihtiyaçların ancak bireylerin özgür iradeleri ile katıldıkları seçim süreçlerinde oluşan devlet tarafından saptanarak karşılanabileceğini savunur. Devletin ekonomik hayata müdahalesinin altı temel gerekçesi vardır. Bu gerekçeler aynı zamanda kamu kesiminin ekonomik mantığını açıklar: Sosyal ihtiyaçları karşılamak/sosyal faydayı maksimize etmek, Kamusal malları yeterli derecede sunmak, Dışsallıkları düzenlemek, Doğal tekelleri (monopolleri) düzenlemek, Asimetrik bilgiyi gidermek, tam bilgiyi sağlamak, Ekonomik istikrar, büyüme, kalkınma ve gelir dağılımında adaleti sağlamak 23

SORU 1: 24

SORU 2: 25

SORU 3: 26

SORU 4: 27

SORU 5: 28

SORU 6: 29

SORU 7: 30

CEVAPLAR 1- B 2- D 3- C 4- C 5- E 6- E 7- D 31