nu farkeden kimsenin bu namazını yeniden



Benzer belgeler
C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

İÇİNDEKİLER. Mütercimin Önsözü 15 Yayıncının Önsözü 17 Şeyh Seyyid Ebu l-hasen Alî el-hasenî en-nedvî nin Takdimi 19 Müellifin Önsözü 23

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

NAMAZ. 2 Namaz kimlere farzdır? Ergenlik çağına gelmiş, akıllı ve Müslüman olan herkese farzdır.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla

775QSU& b T Ü R K İY E C U M H U R İY E T İN İN H E D E F İ; BİR A Ç IK D E N İZ D E V L E T İ O LM AK TIR. Fahri S. K O R UTÜRK

İktisat Tarihi I

II. MAHMUT ( ) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU

IGMG Gençlik Teşkilatı

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2012/98. KONU Vakıfların Vergi Muafiyetinde Yapılan Yeni Düzenlemeler.

ASKERLİK HİZMET SÜRELERİ

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI MALİ DÜZENLEME YASASI. 1. Bu Yasa, Yükseköğretim Kurumları Mali Düzenleme Yasası olarak isimlendirilir.

Çeşitli Vergi Düzenlemeleri İçeren 6519, 6525 ve 6527 Sayılı Kanunlar Hakkında Bilgilendirme DUYURU NO:2014/18

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ GÜVENLİK KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRME KURUMU GELİR KAYNAKLARI VE YARDIM KOMİTELERİ TÜZÜĞÜ

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ TAŞINMAZLARININ İDARESİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam

BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

ESKİ GÜMÜŞHANE (SÜLEYMANİYE MAHALLESİ) VE PANAYIR ALANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU DIŞINDAKİ KURULUŞLARIN ELEKTRİK ÜRETİMİ, İLETİMİ, DAĞITIMI VE TİCARETİ İLE GÖREVLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

Mezarların açılması, ölülerin çıkarılması, ölülerin tahniti, tabutlanması ve nakli fert, toplum ve çevre sağlığı açısından önem arz etmektedir.

YARDIM TOPLAMA KANUNU

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

Lozan Barış Antlaşması

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/59

TARIM SİGORTALARI KANUNU

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü AMASYA

T.C. GEBZE BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV TANIMLARI. Karar Tarihi : 07 / 03 / 2008 Karar No: 84 Sayfa No: 1/11 BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ:

MONDİ TİRE KUTSAN KAĞIT VE AMBALAJ SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ ESAS SÖZLEŞME TADİL TASARISI /04/2013 tarih ve sayılı Yönetim Kurulu Kararı ekidir.

A. KURULUŞTAN TANZİMATA OSMANLI MALİYESİ

TARİH BOYUNCA ANADOLU

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

İhtisas komisyonları

KHK'nin Tarihi - No: 08/06/

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

KANUN NO: 3096 TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU DIŞINDAKİ KURULUŞLARIN ELEKTRİK ÜRETİMİ, İLETİMİ, DAĞITIMI VE TİCARETİ İLE GÖREVLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

TAŞINMAZ MAL SATIŞ ŞARTNAMESİ I-GENEL ŞARTLAR MADDE 1. İHALE KONUSU

TİCARİ PLAKALARIN VERİLMESİNDE UYULACAK USUL VE ESASLAR HAKKINDA KARAR KARAR SAYISI : 86/10553 RESMİ GAZETE TARİHİ : /19096

YENİ DÜZENLEME KAPSAMINDA TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE TEVSİK UYGULAMASININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULANACAK CEZA

GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

BAKIŞ MEVZUAT. KONU: Limited Şirket Pay Devirlerinde Damga Vergisi Ve Harç Uygulaması Değişikliği

ÇUBUK İLÇESİ SATIŞI YAPILACAK GAYRİMENKULLER

Sirküler Rapor / NO LU KURUMLAR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

İHALE İLANI ODAŞ ELEKTRİK ÜRETİM SAN. TİC. A.Ş ŞUBAT

Yardım kuruluşlarının kurban bedelleri

KÂR PAYI AVANSI DAĞITIMI HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

ESKİŞEHİR 2013 TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR BAŞKENTİ HAKKINDA KANUN TASARISI

Madde 2-Bu Yönetmelik 6643 sayılı yasanın l inci maddesinde belirtildiği gibi Türk Eczacıları Birliği'ne kayıtlı olan tüm eczacıları kapsar.

ÇERKEZKÖY BELEDİYESİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ NE AİT TEŞKİLAT GÖREV VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA YÖNETMELİK İKİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK, KURULUŞ

BOLU BELEDİYE BAŞKANLIĞI TAŞINMAZ MAL SATIŞINA AİT (İDARİ ŞARTNAMEDİR)

TÜRK VERGİ SİSTEMİ-1.BÖLÜM

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/95. KONU Bireysel Katılım Yatırımcısı İndirimi Hakkında Tebliğ Yayımlandı.

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

GENEL TARIM SİGORTASI FONU MALİ İŞLER TÜZÜĞÜ

İçindekiler. Günlük namazlar. Cemaatle namaz. Cuma namazı. Bayram namazı. Cenaze namazı. Teravih namazı. Namazın insana kazandırdıkları

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

ESPİYE BELEDİYESİ İTFAİYE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESI BAŞKANLIĞI TEŞVİK VE MUAFİYETLERİ KANUNU (1)(2)

YARDIM TOPLAMA KANUNU. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

2015 Meclis Denetim Komisyon Raporu

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi Kaynaklar-Tetkikler... 2

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLMAYAN GEMİLERİN REHNİ İKİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLAN GEMİLERİN REHNİ BİRİNCİ KISIM

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

TEKNİK EĞİTİM VAKFI SENEDİ. Vakıf senedinin altında isim ve adresleri belirtilen şahıslar tarafından kurulan vakfın adı " TEKNİK EĞİTİM VAKFI" dır.

Resmi Gazete Tarihi:7/2/2001 Resmi Gazete Sayısı: MĠLLĠ EMLAK GENEL TEBLĠĞĠ (SIRA NO:)

YÜKLENİLEN KDV YE AİT FATURANIN GEÇ DÜZENLENMESİ HALİNDE KDV İADESİ YAPILABİL

Kanun No Kabul Tarihi :

GİRENLERİN SGK DAN SAĞLIK YARDIMI ALIP ALAMAYACAKLARININ AÇIKLANMASI

ÇUBUK İLÇESİ SATIŞI YAPILACAK GAYRİMENKULLER. 1 DUMLUPINAR ARSA TAM , , Açık

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞKLİK YAPILDI

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

SAYFA BELGELER NUMARASI

tarihleri arasında Denetim Elemanları tarafından yapılan vergi incelemeleri sonucunda;

Transkript:

iade rekli bir organın veya abdestte niyeti gerekli görenlere göre niyetin unutulması halinde abctestin yeniden alınmasının, abdest alınan suyun necis olduğunun anlaşılmasından sonra bu abctestin ve onunla kılınan farz namazın iadesinin gerekmesi böyledir. Ancak burada iadeye konu olan ibadetin dini hükmü kadar ona arız olan eksikliğin derecesi ve safhası da önemlidir. Bir ibadetin rükün ve şartlarından birinin eksik olması halinde o ibadet fıkhen yok hükmünde olduğu ve ibadetlerde fesad ile butlan ayn ı anlama geldiği için mükellefin böyle bir farz veya vacip i badeti gerektiği şekilde ifa yükümlülüğü devam eder. İkinci ifanın iade olarak ad l andırılması, sadece fiilin tekrarını ifade etmesi yönüyle yani sözlük anlamı çerçevesinde doğru olsa da bu ifanın esasen vakit içinde eda olarak, vakit çıkt ıktan sonra ise kaza olarak adiandıniması gerekir ve böyle bir kullanım iade ve edanın terim anlamlarına daha uygun düşer. Bu sebeple Hanefiler mükellefin uhdesinden sakıt olmayan bu tür ifalara iade demeyi pek uygun görmezler. Hatta Hanefi literatürünün bir kısmında iadeyi gerektiren eksiklik açıklanırken yaygın bir kayıt olan "fesad dışı olma"nın yanı sıra "ibadete başlamanın sı hh atli olmayışının dışında kalan" kaydının da zikredilmesi (İb n Nüceym, ll. 85) bunu vurgulamakiçin olmalıdır. Bununla birlikte fakihlerin namaz hakkında rükün - şart ayırımı yapıp namazın rükünlerindeki bir eksiklik sebebiyle yapılan ikinci ifaya iade demeseler bile şartlarındaki eksiklik sonrası ikinci ifaya iade demeye biraz daha mü temayil oldukları söylenebilir. Buna karşılık esasen vacip olmayan bir ibadete sahih şekilde başlanmış da sonradan fasid olmuşsa Hanefi ve Malikiler bu başlamanın yükümlülük doğurmasından hareketle iadeyi gerekli görürler. Ancak bu ikinci ifaya namazda iade, oruçta ise kaza denilir. İbadetin ifasında fesad dışında kalan orta derecede bir eksikliğin bulunması, mesela namazda bir vacibin terki veya tahrimen rnekruhun işlenmesi halinde bu namazın vakti içinde iadesi vacip, vakti çıktıktan sonra ise namazın şart ve rükünlerinin tam olması sebebiyle sadece menduptur. Hanefi fakihlerinin önemli bir kısmı vakit dışında yapılan yeniden ifayı da iade olarak adlandırırken mezhebin mendup iadeyle ilgili bu görüşünü korumak istemiştir. Hükmün dayandığı sebebin mevcut olmadığının anlaşılması da ifada bir eksiklik sayılır. Mesela vaktin girmiş olduğu zannıyla ezan okunması. seferilik hali gibi bir ruhsatın bulunduğu zan- 2.28 nıyla namaz kısaltılıp aksinin sabit olmas ı, teyemmümle namaz kılındıktan sonra vakit içinde suyun bulunması durumunda başta Hanefiler olmak üzere bir kısım fakihe göre ezanın veya namazın iade edilmesinin gerekınesi böyledir. Namazın sıhhatine engel olacak ölçüde necaset bu Iaşmış bir elbiseyle namaz kılmış olduğu nu farkeden kimsenin bu namazını yeniden kılması, namazın şartlarında bir eksikliğin bulunması açısından düşünüldüğünde en azından Hanefiler'e göre eda sayılsa bile eksiklik kasta m eb ni olmayan bir sebebe dayandığından iade sayılıp bu grupta mütalaa edilmesi daha uygun düşmektedir. İadeyi doğu ran üçüncü sebep mükellefin daha faziletli bir ifada bulunma, daha çok sevap kazanma, mevcut ifanın mükemmelliğindeki eksikliği giderme (ikmal) imkanı bulmuş olmasıdır. Bu durumda iade daha ziyade genel anlamıy l a mendup (sünnet. müstehap) olarak görülür. Organların yıkanış sırasının (tertip) terkedilmesi halinde abdestin. yine tertibe uyulmaması halinde ezanın. münferiden namaz kılan kimsenin aynı namaz için cemaat oluşması durumunda namazın iadesi böyle bir arzudan kaynaklanır ve genelde tavsiye edilir. Hatta daha önce namaz Iarı kazaya kalmamış (tertip sa hibi) bir kimsenin cemaatle namaz kılarken bir namazı kılmadığını hatırlaması durumunda bu namazdan sonra hem geçen namazı hem de cemaatle kıldığı namazı iade etmesinin istenmesi de böyle bir m ükemmellik amacına yöneliktir. Kaç rek'at namaz kıldığını tam hatıriamayan kimseye sık sık bu tür kuşkulara düşmüyorsa nam azını iade etmesi tavsiye edilirken de namazdan beklenen iç huzurunu temine yardımcı bir çözüm üretilmiş olmaktadır. Başka bir elbisesi bulunmadığı için necis elbiseyle namaz kılan kimsenin temiz elbise bulduğunda Hanefiler hariç fakihlerin çoğunluğuna göre namazını iade etmesinin gerekınesi de yine taharet şartının eksikliğini değil mükemmelliğin eksikliğini telfıfiye yönelik olmalıdır. ibadetlerde iadenin hükmü çok defa edanın hükmüyle aynı olsa da başlanmakla vacip hale gelen nafile i badetin iadesinin vacip veya münferiden kılınan bir namazın vakti içinde cemaatle yeniden kılın masının mendup sayılması örneklerinde olduğu gibi iade bazan edanın hükmünden farklı bir hüküm de alabilir. İadenin hükmü iadeyi doğuran eksikliğin derecesiyle de yakından ilgilidir. Mesela vacibin terki veya tahrimen rnekruh bir fiilin işlenmesi halinde bu namazın vakti içinde iadesi vacip, daha küçük çapta bir eksiklik bulunup da mükellefin daha f azla ecir kazanma arzusundan kaynaklanan iadeler ise m üstehap görülür. Yine vakti içinde iade edilmesi vacip olan namazın -vakitli ibadetlerin vakti dışında tekrarlanmasına da iade denmesi durumunda- vakit çıktıktan sonra iadesi mendup hükmünü alır ve böyle bir iade Hanefiler'in anlayışına göre bir bakıma namazın bozucu nitelikte olmayan eksikliğini tamaml ayıcı sehiv secdesi işlevin i görür. Öte yandan namazın vacip ve rnekruhlarının sayımında fıkıh mezhepleri arasında önemli farklılıklar bulunması da iadenin hükmünün farklılığını kaçınılmaz kılmaktadır. Bu sebeple olmalıdır ki edasında eksiklik bulunan farz bir namazın bu birinci ifasına farz. iadesine nafile veya sehiv secdesi gibi ikmal denmesinin mi yoksa edaya eksik farz. iadeye kamil farz denmesinin mi daha uygun olacağı fakihler arasında tartışmalı kalmıştır (İ bn Abid!n, ll, 64-65). BİBİYOGRAFYA : Tehanevi. Keşşaf, ll, 958; Wensinck. el-mu' cem, '"avd" m d.; Gazzali. e l-mü staşfa, I, 95;Kasani, Beda'i', ı, 33, 49, 78, 132, 139; Fahreddin er-razi. el-maf:ışcı l, Beyrut 1988, I, 27; Karafi. Şe rf:ıu Ten~if:ıi ' l -fuşcıl fi' l- uşcıl, Kahire 1973, s. 76-77; TQfi. Şerf:ı u Mu l)taşa ri 'r-ravza, Beyrut 1987, I, 447-448; Abdülaziz ei-buhari. Keşfü 'lesrar, I, 133-136; İbn Nüceym. e l-ba l;ırü'r- ra' i ~. ll, 85; İbn Abdüşşekur. Müse llemü 'ş -şüb Cı t, I, 85; İbn Abidin. Redd ü ' 1-m u f:ıtar ( Ka hire). ll, 63-66, ayrıca tür.yer.; İzmiri. fjaşiye 'ale'l-mir'at, İstanbul 1309, I, 250-251; " İ ' ade", Mv.F, V, 177-181; "İ'ade", Mu. Fİ, XV, 9-351. li] Ai BARDAKOÖU İANE (ol.i::f) Osmanlılar'da XIX. yüzyılda olağan üstü giderler için halktan toplanan mali yardımları ifade eden terim. Osmanlılar'da gi r işilecek askeri seferler için halktan çeşitli adlar altında bir nevi yardım toplama usulü, oldukça eski tarihlere kadar gider. Genel olarak " avarız" adı altında, düzenli olmayıp fevkalade hallerde ve sefer zamanında halktan ayni veya nakdi bir çeşit vergi toplanırdı. XVI. yüzyılın sonlarından itibaren çok çeşitlenen bu tip vergiler, hazineye düzenli gelir getiren bir kaynak haline dönüştürülünce ordunun masrafları için yeni gelirler bulma ihtiyacı ortaya çıktı. Hazinenin mali sıkın tı içine düştüğü ve sefer masraflarını karşılamakta zorlandığ ı dö-

nemlerde halktan çeşitli ihtiyaçların temini için yardım toplanması gündeme getirildi ve bir bölümü yine türlü adlar altında sonradan düzenli vergi haline gelecek olan yardımlar toplanmaya başlandı. Bu yardımların ilki. XVII. yüzyıl sonlarında "imdact-ı seferiyye" ( Defterdar Sarı Me h med Paşa, s. 221. 223 ) veya "imdadiyye" (Silahdar, II, 262) adıyla toplanmıştır. 1683'te ll. Viyana Kuşatması ile başlayan ve yıllarca süren çok cepheli savaşların olağan üstü giderleri için önceleri yardım kampanyası şeklinde başlayan imdad -ı seferiyye zamanla vergiye dönüştürülmüş. 1711 Prut Savaşı'ndan sonra ise imdad-ı hazariyye adıyla barış zamanına da teşmil edilmiştir. XVIII. yüzyıl sonlarından itibaren Darphane'den Tersane Hazinesi'ne yapılan yardımlar Darphane ianesi adıyla anılmıştır (Cezar. s. 232 vd.). XIX. yüzyıl başlarında vuku bulan Osmanlı-Rus savaşları ile Sırbistan. Mora ve Eflak isyan ları devlet giderlerini aşırı derecede arttırdı. Buna çare olarak önce eshama. sonra da başka tedbirlere başvuruldu. Bunların ilki 181 O yılından itibaren alınan "iane-i cihadiyye"dir. Bir savaş yardımı kampanyası olan bu uygulama ile vezirler ve taşradaki zenginler cihada yardıma çağrıldı; gümüşü olandan gümüş, akçesi olandan da akçe talep edildi. iane-i cihadiyye vermek mecburi değildi. Ancak önceden söz verip daha sonra vazgeçenlerden zorla alınması yoluna gidildi. Bu arada ci had yardımı yapmayı cazip hale getirmek için i ane veren bazı zenginlere Darphane'den birer miktaresham da verilmişti. "Esham - ı cihadiyye" olarak anılan bu sehimlerin böylece satışı da sağlanmış oluyordu. Ci had yardım ı olarak elde edilen meblağın büyük kısmı Darphane'de "seferiyye akçesi" adıyla anılan bir fonda toplanmış ve sefer masrafları için buradan sarfedilmiştir (a.g.e., s. 240-241 ). 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra kurulan Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye'nin masraflarını karşılamak için çeşitli tedbirler alınırken "rüsüm-ı cihadiyye" adıyla bir ihtisab vergisi i h das edilmişti ( utfl. ı. 241) Asıl iane-i cihadiyye, Asakir-i Redif-i Mansüre'nin kurulmasının ardından alınan avarız türü bir vergidir. Ancak iane-i cihactiyye ayni ve nakdi olarak toplanabilen avarız vergilerinden biraz farklıydı. "Savaşa yardım amacıyla miktarı merkezden belirlenen ve her yerin mali gücüne göre değişen geçici bir yardım " şeklinde tarif edilen (Abdurrahman Vefik, I, 97) iane-i cihadiyyenin diğer avarız vergilerinden başlıca farkı. avarız hanesi esas alınarak değil halka kolaylık sağlamak üzere her kazanın gelirine ve halkının mali gücüne göre toplanmasıdır. Diğer bir farkı ise h<;ıs. evkaf, muaf, gayri muaf bütün yerlerin bir tutulması, yani bazı yerler halkına hizmetlerinden dolayı bu vergiden muafiyet tanınmamasıydı. Sadece Rumeli'de eviad-ı fatihan grupları ile (BA, Cevdet-Askeri, nr. 47058) Anadolu'da Hacı da tutulmuştu. Bektaş-ı Veli Vakfı iane tertibinin dışın Önce iane-i cihadiyyenin toplanıp dağltılmasına dair altı maddelik bir talimat hazırlandı (BA, Cevdet-Askeri, nr. 15744). Toplanan paralar redif askerlerinin kılıç. palaska masrafları dışındaki fes ve elbise giderlerine harcaoacaktı ( BA. Cevdet-Askeri, nr. 7579, 20270). ilk aşamada. her redif taburu için Anadolu ve Rumeli'deki sancak ve kazalarla Tersane-i Amire'ye bağlı bazı yerlerden ve Adalar'dan yılda asgari SOO'er kese (250 bin kuru ş ) toplanması kararlaştırıldı. Yapılan tahminlere göre toplanacak miktar 20.000 kese (ı O milyon kuruş) civarında olacaktı (Kütükoğlu, s. 146). 4 Receb 1253 (4 Ekim 1837)tarihinde çıkarılan termanda "imdad-ı cihadiyye" olarak da adlandırılan ( BA, Cevdet Askeri, nr. 17165) iane-i cihadiyyenin önce Anadolu ve Rumeli'de hangi sancak ve kazadan ne kadar yardım toplanacağı tesbit edilerek ilk ve sonbahar mevsimlerinin girdiği günlerde olmak üzere iki taksitte alınması kararlaştırıldı (BA. Cevdet-Askeri, nr. 21452). Ancak toplama günleri mevsime göre her bölgede farklı olabilecekti. iane-i cihadiyyenin toplanmasında genellikle sancak esas alınmakla birlikte bazı kazalar ayrıca vergilendirilebilmekteydi. Nitekim Hüdavendigar sancağına bağlı kazalar ayrı ayrı voyvodalara ihale edilmiş ve iane her kaza için ayrı toplanmıştı. Aynı şekilde Sığla, Saruhan. Divriği, Çirmen sancaklarının bazı kazaları da ayrı ayp yazılmıştı. iane-i cihadiyye merkezden gönderilen emr-i şeriften sonra ilgili yerlerin vali, muhassıl. voyvoda vb. idarecileri tarafından toplanırdı (BA. Cevdet-Maliye, nr. 221). Emr-i şeriflerde bu kişilerin görevlerini yaparken harç, imza, tahsildariyye, taahhüdiyye, güzeşte vb. adlar altında halktan ek bir para almayacakları da belirtilirdi. iane-i cihadiyye toplamakla görevli memurun değişmesi halinde buna hitaben yeni bir emir gönderilirdi. iane-i cihadiyyenin belirlenen zamanda Mansüre Hazinesi'ne bağlı olan Redif Hazinesi'ne ulaştırılması gerekmekteydi. ian E 1836 yılında redif teşkilatında yapılan düzenlemede (BA, Cevdet-Askeri. nr. 377) taburlar gruplandırılarak birer müşirin idaresine bırakılmış, sancak ve kazaların mütesellimlik ve voyvodalıklarının da bunlar tarafından emanet veya iltizam yoluyla güvenilir kimselere verilmesi uygun bulunmuştu. Bu mütesellim ve voyvodalar da sarraf taahhüdüne bağlanarak vergilerin istanbul'a zamanında ulaştırılması sağlanmak istenmişti. Devlet. işi garantiye alabilmek için liyakatli ve mali gücü yüksek!onca mensubu sarrafları belirlemişti. Sayısı 100 olan bu sarraflarda n birinci derecedeki elli beş kişi taahhütlü olup ikinci derecede olan kırk beş sarraf ise ayrıca kefalete bağlanmıştı. 14 Ekim 1835 tarihinden itibaren vezir, beylerbeyi, mütesellim, voyvoda vb. iane toplamakla görevli kimselerin sarrafları nı kendilerinin seçmesi benimsenmişti. iane-i cihadiyyenin Mansüre Hazinesi'ne zamanında ödenmesinden sarraflar sorumlu olduğundan bunlar iane taksitlerini zamanında ödeyeceklerine dair borç senedi vermek zorunda idiler. Uygulama sırasında ortaya çıkan bazı haksızlıklar yapılan itirazlar ve teklifler doğrultusunda düzeltilmiş, ilk tertibinde tahammülünden fazla iane tarhedilen yerlerin fazlalıkları ya civardaki mali gücü daha çok olan yerlere eklenmiş veya henüz iane tertibine alınmamış yerlere kaydırılmıştır. Hatta hiç mali kudreti olmayan Vi din 'in ian e mükellefiyeti tamamen kaldırılarak başka yerlere paylaştırılmıştır. 1836 düzenlemesi sırasında münavebe usulünün konmasından sonra redif masraflarının yaklaşık iki misline çıkması üzerine iane-i cihactiyye tertiplerinin de arttırılması kararlaştırıldı. Böylece 1836 Kasımından itibaren ilgili sancak ve kazalarda gelir durumlarına göre yüzde 12,5 ile yüzde 133,33 arasında artışlara gidildi. 1833 yılı Kasımında başlayan iane-i cihadiyye toplanması 1838 yılı Kasımına kadar devam etmiştir. Tanzimat Fermanı'ndan sonra devlet teşkilatındaki düzenlemeler esnasında Redif Hazinesi lağvedilince bir sonraki taksit muhassıllıklara bırakılmıştır. Böylece Sultan Abdülmecid devrinde redif teşkilatma yeni bir şekil verilirken diğer avarız vergileriyle birlikte iane-i cihadiyye toplanması da son bulmuştur (Kütükoğlu, s. 145 vd.). 1853 yılında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan Kırım Savaşı'nın olağan üstü masraflarını karşılamak için iane-i cihadiyye adıyla tekrar halkın yardımına müracaat edilmiştir. Özellikle Trabzon ve 229

ian E buraya bağlı yerleş i m birimlerinde yaşa yan müslüman ve gayri müslim bütün varlıklı kimselerden toplanan 456.250 kuruşluk meblağın 250.000 kuruşu ikil savaş giderlerine harcanmış. kalanı merkeze gönderilmiştir. ianenin nasıl toplandığı hakkında açıklık yoksa da uygulamanın cemaat liderleri tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıdaki meblağ 448 müslüman. 127 Rum, yirmi dört Ermeni, on bir Katalik olmak üzere 61 O kişiden alınmıştır. iane-i cihadiyyeye katılanların önemli bir kısmın ı müslüman ve gayri müslim tüccar oluşturmaktaydı (Tu rgay, XIV [ 1986 1. s. 11 5 vd. ). iane-i cihadiyye tabiri. 1873'te Sırbistan ve Karadağ savaşları sırasında yine redif askerlerinin giderlerini karşılamak üzere kurulmuş bir komisyon için de kullanılmıştır. Bu iane-i Cihadiyye Komisyonu gönüllü vatandaşların ayni ve nakdi yardımlarını toplama görevini üstlenmiştir (Mir 'a t - ı Hakikat, ı. ı 54). Tanzimat'tan sonra cizye yerine gayri müslim Osmanlı tebaasından fiili askerlik hi_zmetine karşılık iane-i askeriyye adıyla bir vergi alınmıştır. Miktarı 15.000 kuruş olan bu vergi daha sonra "bedel-i askeri" adıyla anılmış ve bu uygulama 1907' ye kadar devam etmiştir. Tanzimat'ın ilanından sonra yapılacak reformlar için önce esham, ardından da kaime adı altında çıkarılan kağıt paraların kaldırılması amacıyla alınan tedbirlerden biri de "iane-i umumiyye" adıyla halkın yardımına başvurulmasıydı. Sultan Abdülmecid döneminde 1851 yılında Meclis-i Müfrez adıyla kurulan geçici komisyon önce toplanacak yardım miktarını, toplama şeklini ve toplanacak meblağın amacına uygun olarak harcama esaslarını belirledi. Bazı dini ve askeri görevliler dışında maaşlı maaşsız herkese teşmil edilen iane-i umcımiyye öncelikli olarak kağıt paraların kaldırılması, sonra da hazine açığının kapatılması için kullanılacaktı. iane-i umümiyyenin toplanması az da olsa bazı sosyal tepki! ere yol açmıştı. Sonuçta özellikle İstanbul halkının ekyardımlarıyla beklenen meblağ toplanmış ve bunun bir kısmı kaimenin önemli bir bölümünün piyasadan çekilmesinde ve bir kısmı da bu sırada çıkan Cidde ve Şam olaylarının bastırılmasında kullanılmıştır (Akyıldız, s. 51 vd.). 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın giderleri için iane-i Harbiyye Komisyonu teşkil edildi. 8 Temmuz 1876 tarihinde Babıali ' de kurulan bu komisyon, halktan gönüllü olarak mali yardımda bulunanla- 230 rın verdiği paraların düzenli şekilde bir elde toplanıp harcanmasını ve yazışmaların yapılmasını sağlayacaktı. Belli sayıda memur kadrosu bulunan komisyon, bazı dedikoduları önlemek amacıyla toplanan paraların aylık muhasebelerini gazetelerde yayımlamıştır. Bir süre sonra kağıt para çıkarılması na rağmen savaş masrafları yine karşılanamayın ca tekrar halkın yardımına başvuruldu. Bu defa ianenin kapsamına sadece yaşları on beşin üstünde olan erkekler giriyordu. Bunlar, bir defaya mahsus olmak üzere makbuz karşılığında onar veya mali gücüne göre yirmişer kuruş vermekle yükümlü tutulmuşlardı. i ane makbuzları İstanbul'da mahalle imamları. esnaf kethüdaları. patrikhaneler vb. mahalli liderler aracılığıyla halka dağıtılacak, daha sonra maliye memurları tarafından toplanacak meblağ Maliye Nezareti'ne teslim edilecekti. Taşrada ise il valiliklerine. sancak mutasarrıflıklarına ve kazalara gönderilen makbuztarla toplananyardımlar mal sandıkları vasıtasıyla merkeze sevkedilecekti. iane-i Musa bin Komisyonu Nizamnamesi (BA, Yı ld ız - İ rade-i Husüsi, nr. 305/17, lef 3) iane-i harbiyye çağrısına dünyadaki diğer müslümanlar, özellikle Hindistan müslümanları, hatta Şiiler dahi olumlu cevap vermişlerdir. Fakir olmasına rağ men kadınlar dahil Hindistan halkı nakdi ve ayni önemli ya rdımlarda bulunmuş, hatta hisse senetleri satın alarak İslam halifesini dış borç yükünden kurtarmaya çalışmışlardır (Özcan. s. 95 vd.). Aynı şekilde Tunus eyaletinden de önemli miktarda iane alınmıştı. Miktarı fazla olmamakla birlikte Macar halkı bile ianede bulunmuştur. Bu yardımlar hilatetin gücünün bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Dahilde iane-i harbiyyeye katılım Sultan Abdülmecid dönemindeki iane-i umümiyye kadar geniş çapta olmamıştır. Bunda halkın mali yönden fakir olmasının yanında iane makbuzlarının dağıtımında yapılan eşitsizlikterin rolü büyüktür. Bununla birlikte yardım hususunda müslüman ve gayri müslim bazı kimseler örnek davranışlar sergilemişlerdir. Haremeyn-i şerlfeyn ha l kı ise kesilen kurbanların derilerinden elde edilen paralarta toplanan yardımları birleştirerek İstanbul'a göndermiştir. Kurban derilerinin

gelirleri iane kapsamına alınmıştır. iane gelirlerini arttırmak için ayrıca bazı vergilerin yükseltilmesi yoluna da gidilmiştir. Bütün bu çabalara rağmen yaklaşık iki buçuk yıl içinde beklenen ianenin sadece küçük bir kısmı toplanabilmiştir. Bunun başlıca sebebi, birçokyerin savaş alanı içinde olması ve halkının esasen yardıma muhtaç halde bulunmasıydı. Ayrıca toplanan paraların bir kısmı mahallinde harcanmış. merkeze fazla bir şey intikal etmemiştir. 1894'te vuku bulan büyük istanbul depreminin açtığı yaraları sarmak için bizzat dönemin padişahı ll. Abdülhamid'in başkanlığında6 Muharrem 1312 (10Temmuz 1894) tarihinde şehremaneti bünyesinde iane-i Musabin Komisyonu kurulmuştur (BA, Yıldız- irade-i HusGsl. nr. 155). İkinci başkan durumundaki şehremininin dışında on bir üyesi ŞOra-yı Devlet. maliye, adliye, şehremaneti, Osmanlı Bankası gibi birimlerden ve Rum. Ermeni, MGsevi, Katalik cemaatlerinin birer temsilcisinden oluşan komisyonun başlıca görevi makbuz karşılığında yurt içinden ve yurt dışından yardım toplamak. bunları muhtaç kimselere dağıtmaktı. S Ağustos 1894'te padişaha sunulan nizamnamesinde komisyonun çalışma şekli maddeler halinde belirlenmiştir. Buna göre yardımların şehremaneti veznesine girdisi yapılacak, burada biriken meblağ üç beş yüz liraya ulaştıkça bankaya yatırılacaktı. Komisyonca her perşembe gelir gider cedvelleri düzenlenerek sonuç padişaha bildirilecek. bu arada yardım yapanların adları ve verdikleri miktar gazetelerle halka duyurulacaktı. Harcamalar padişahın onayından sonra yapılacak, en muhtaç olanlara örıcelik tanınacak, fakat yardım öncesinde muhtemel suistimali önlemek için bu kişiler bağlı oldukları belediye dairesince sıkı bir teftişten geçirilecekti. ianede bulunan hükümdarlara, kraliçelere ve veliahtlara verilmek üzere altından, 10.000 liranın üzerinde yardımda bulunanlara verilmek üzere ise bakırdan, üzerinde "hamiyet ve ebna-yı cinsine muavenet" yazılı birer madalya ile berat verilecekti. 2 Safer 1312 (S Ağustos 1894) tarihli tezkireden, yaklaşık üç haftalık süre içinde toplanan meblağın miktarının 2 milyon kuruşu aştığı öğrenilmektedir. iane-i Musabin Komisyonu'nun İzmir ve Aydın gibi taşra illerde de şubeleri açılmıştır (BA, Yıldız- irade-i HusOsl, nr. ı 89). 1894'te Osmanlı ordusunun modernleştirilmesi ve ihtiyacı olan silah. mühimmat. erzak vb.nin temini için yardım toplamak üzere Teçhizat-ı Askeriyye Komisyonu kurulmuş ve bu müessese daha sonra nezarete dönüştürülmüştür. Bu kurum her türlü gelir getiren üründen% 6 oranında i ane payı alacaktı. Yardım için S. 1 O. 30, 40 ve 100 kuruşluk bağış biletleri bastı rı ldı. Karar uyarınca ianenin çocuk. sakat, güçsüz, asker ve medrese öğrencilerinin dışında kalan müslümanlardan toplanması gerekiyordu. Önceleri sadece müslümanlardan toplanan ian e. 1902 yılından sonra yabancılardan ve gayri müslimlerden de alınmaya başlanmıştı. 1903' te ianenin kapsamı daha da gen işletilerek miri ormanlar ve madenler de buna dahil edildi. Devlete ait ormanlardan % 6, yer altı madenierinden% 1 ile S ve yer üstü madenierinden de % 1 O ile 20 nisbetinde yardım alınması kararlaştırıldı. Genelde nakdi olarak alınan ian e bazı yerlerde buğday, arpa. koyun ve keçi olarak ayni tahsil edilmekteydi. Toplanan bu yardımlarla ordunun teçhizat ve mühimmat eksikliklerinin giderilmesine çalışılmış. savaş gemileri sipariş edilmiş ve mevcut olanlar tamir ettirilmiştir. Bunun dışında erzak sıkıntısı çeken bazı askeri birimlere iane tertibinden yardım edilmiştir. ll. Meşrutiyet'in ilanından sonra bütün ll. Abdülhamid dönemi müesseseleri gibi Teçhizat-ı Askeriyye Nezareti de tartışmaya açılmış ve 28 Ağustos 1908'de de lağvedilmiştir. Yine ll. Abdülhamid döneminde Teçhizat-ı Askeriyye Komisyonu'ndan önce askeri tesislerin inşa. onarım ve bakımlarını gerçekleştirmek amacıyla bir Te'sisat-ı Askeriyye iane Komisyonu kurulmuştu. Komisyon söz konusu amaca yönelik faaliyet göstermek ve i ane toplamakla görevliydi. Bu komisyon da faaliyetlerine uzun süre devam etmiştir. XX. yüzyıl başlarında Balkan Savaşı yıllarında Osmanlı hava gücünün kurulması gayretleri içinde Ayastefanos'ta (Yeşilköy) bir uçak karargahı yapılması kararlaştırılmıştır. Yapılan keşifler sonunda ka ket Paşa'nın 2S altın ve altı rargahın. tamir atölyelerinin ve uçuş eğitimi görecek subaylara ve diğer adayiara ayrılacak binaların toplam maliyeti 16-17.000 liraya varıyordu. Harbiye Nazırı Mahmud Şevket Paşa'nın maliyeye yaptığı tahsisat müracaatının yerine getirilememesi üzerine "iane-i milliyye" adı altında bir yardım kampanyası başlatılmıştır. Fransa'daki benzer uygulamaları örnek gösteren Sabah gazetesinin ön ayak olduğu "vatan. meşrutiyet ve ordu tayyareleri" yardım kampanyası ülke çapında büyük ilgi uyandırmıştır. Mahmud ŞeviAN E aylık maaşının her ay dörtte birini bağışiayarak başlattığı iane-i milliyye kampanyasını Sultan Reşad 1000 altın vererek desteklemiştir. Kampanyanın başlangıcında yardım paraları Sabah gazetesinde toplanırken daha sonra bu iş Donanma iane-i Milliyye Cemiyeti'ne devredilmiştir. Kampanyaya katılanların adları Sabah gazetesinde yayımlanmıştır. Başta İstanbul olmak üzere devletin her bölgesinde sivil ve askeri devlet memurları, esnaf, sanatkar ve her meslek mensubu tarafından büyük memnuniyetle benimsenen kampanyaya Osmanlı dünyası dışındaki müslümanlar da destek vermişler ve kısa süre içinde toplanan paralar önemli bir yeküne ulaşmıştır (İhsanoğlu. s. 532-534). İ ane kavramına. Balkan ve I. Dünya savaşları sırasında büyük faaliyet gösteren Müdafaa-i Milliyye Cemiyeti'nin heyetleri arasında da rastlanmaktadır. iane heyeti halktan para toplama işini üstlenmiş ve toplanan paralar yaralı ve hasta askerler için harcanmıştır. Gayri müslimlerden de iane toplanması yüzünden Osmanlı hükümeti Yunan ve Rus elçiliklerinin müdahalesiyle karşılaşınca bundan vazgeçilmiştir. Cemiyetin 12 Ağustos 1914 tarihli yeni tüzüğüne göre iane heyetlerinin adı "maliye heyetleri" şeklinde değiştirilmiştir. Bu heyetler faaliyetlerini sinema kurma, temsiller verme. neş- Müdafaa-i Milliyye cemiyeti'nin kullandığı biriane makbuz u (Nizamettin Neftçi özel arşivi) 231

ian E riyat yapma, gazetelere ilan verme, camilerden savaş şehidleri için okutulan mevlidlerden sonra cemaatten bağış toplama, dernek rozeti satma vb. şekillerde daha da genişleterek devam ettirmiştir. ianeye sadece Anadolu ve Rumeli halkı değil Romanya'dan Bosna'ya, Afganistan'a ve Hindistan'a kadar hemen bütün İslam dünyası katı lmışt ır. 25.000 altın veren Sultan Reşad başta olmak üzere devri n birçok devlet büyüğü de yardıma iştirak etmiştir. BİBlİYOGRAFYA : BA, Cevdet-Askeri, nr. 377, 6532, 7579, 15728, ı5744, 17165, 20270, 21452, 22919, 25331,34862,4ıı06,47058, 53650;BA. Cevdet-Maliye, nr. 22ı, 14176, 20001 ; BA. MAD, nr. 8362, 8416, 1 ı895, 1 ı896, 11898; BA, Yıldız-İrade-i HusGsi, nr. 155, 169, ı89, 305/17, lef 1, 2, 3; Defterdar Sarı Mehmed Paşa. Zübde-i Vekayiat (nşr. Abdülkadir Özcan). Ankara ı995, s. 221, 223,231, 606; Silahdar. Tarih, ll, 262; Mir'at-ı Hakika t(miroğl u).l, 154-155; utfi. Tarih, ı, 24 ı ; V, 165 vd.; Abdurrahman Vefık, Tekalif Kavaidi, istanbul ı328, ı, 94, 96, 97; ll, 203, 205, 347; Abdülkadir Özcan. "Balkan ve Birinci Dünya Savaş l a rında Hizmeti Geçen Bir Hayır Kurumu: Müdafaa-i Milliye Cemiyeti", Doğumunun 100. Yılında Atatürk'e Armağan, İstanbul ı981, s. 273-274; Mübahat Kütüoğlu, "Redif Askeri Giderlerini Karşılamak üzere Alınan Bir Vergi: iane-i Cihadiyye", Birinci Askeri Tarih Semineri: Bildiriler, Ankara 1983, s. 145- ı 66; Ahmet Tabakoğlu. Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı Maliyesi, İstanbu l 1985, s. 21, 154, 206, 260, 266-269; a.mlf.. Türk iktisat Tarihi, İstanbul 1986, s. 285-286; Yavuz Cezar. Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Değişim Dönemi (XVIll. Yüzyıldan Tanzimat'a Mali Tarih), İstanbul ı 986, s. 209-225, 232, 233, Tarih üga tı, 240-24ı, 250, 277-278; Sertoğlu, s. ı57 ; Ziya Karamursal, Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara 1989, s. 182; Nazım H. Polat, Müdafaa-i Milliye Cemiyeti, Ankara ı 99ı, s. 26, 44 vd., 73, 96 vd., 223; Azmi Özcan. Pan-lslamizm: Osman lı Devleti, Hindistan Müslümanları ve ingiltere (1877-1914), Ankara 1997, s. 86 vd.; Ekmeleddin İhsanoğlu, " O s manlı Havacılığına Genel Bir Bakış", Çağ ı nı Yakalayan Osmanlı! (haz. Ekmeleddin İhsan oğ lu- M u s tafa Kaçar). İstanbul ı995, s. 532-534; Zekeriya Türkmen. "Il. Abdülhamid Döneminde Osmanlı Ordusunun Modernizasyonu için Kurulan Techizat-ı Askeriye Nezareti ve Faaliyetleri", Prof. Dr. Hakkı Dursun Yıldız Armağanı, Ankara 1995, s. 479-490; Ali Akyıldız, Osmanlı Finans Sisteminde Dönüm Noktas ı. Kağıt Para ve Sosyo-Ekonomik Etkileri, İstanbul 1996,s.51-52, 55,58,59,60,6ı,62, 100, ıo1, 102, ıo3, ıo4, 106, ıo9, 110, 134; a.ml "Kaimenin Ortadan Kaldırılması İçin Halkın Yardımına B aşv urulması : iane-i Umümiye"; TED, sy. ı 5 ( 1997). s. 517-534; A. Un er Turgay, "İa ne-i Cihadiyye: A multi-ethnic. multi-religious contribution to Ottoman w ar effort", SU, XIV (ı986). s. 115-124; Satinder Kumar V!,j, "The Russo-Turkish War 1877-78 and lndian Public Opinion", EB, sy. 4 ( ı9 87). s. 36-46; Pakalın. ll, 11. ~ ABDÜKADiR ÖZCAN r r iarf: (bk_ ARiYET). İBADAN Nijerya'nın güneybatısında bir şehir. Oyo eyaletinin merkezi ve ülkenin agos'tan sonra ikinci büyük şehridir. Sahilden yaklaşık 160 km. kuzeyde yedi küçük tepe ile bunların arasındaki vadiler üzerinde kurulmuştur. Kurulduğu yerin orman ve savan bölgelerinin sınırında bulunmasından dolayı Yoruba dilinde "savan kıyısı" anlamına gelen Eba Odan'dan bozulma ibadan adıyla anılır. İklimi sıcak ve rutubetli olup mart ayının ortasından eylüle kadar yağmurlu, kasımdan marta kadar da kuru geçer. Nüfusu 1.584.668' dir (ı 999 tah.). Bunun o/o 90'ını Oyo, ife, ileşa. Ebga ve icebular'dan meydana gelen Yoruba halkları, geri kalanını da Hevsa ve Fülanller gibi diğer Nüeryalılar ile az sayıdaki Avrupalı. Amerikalı ve Asyalı yabancılar oluşturur_ Şehirde müslümanların oranı % 70'e yaklaşırken ikinci sırayı hıristiyanlar alır; mahalli diniere mensup olanlar son derece azdır. 1913'te yapılan bir sayıma göre ibadan'da yaşayanların ancak o/o 35'i müslümandı; bu oran 1953'e kadar o/o 60'a ulaştı. Bunlardan Kadıyani (Ahmediyye) olan küçük bir grubun dışındakilerin tamamı Sünni ve Malik!' dir. İbadan'a İslamiyet kuzeyden gelen tüccarlar ve daller (tebliğciler) vasıtasıyla girmiştir. 1830'larda iıorin'den gelen Hevsalı Ahmed Kıfu ve Osman b. Bekir adlı iki din adamı kurdukları medreselerde hocalık yaparak islam ' ı yaymaya çalıştılar ve kıibadan'dan bir gö rü nüş - Nüerva sa zamanda burayı İslami eğitim merkezi haline getirdiler. XIX. yüzyıl boyunca idareciler İslamiyet'in önemini görerek imam tayinlerini bizzat üstlendiler. Aynı yüzyılın ortalarından itibaren bölgede gücünü hissettiren ingiltere'nin burayı sömürge yönetimine katması üzerine halk kilisenin ve misyonerierin yoğun faaliyetlerine karşı bir tedbir ve tepki olarak gruplar halinde islam'a girmeye başladı. Bugün ibadan'da din eğitimi, camiierin kuruluşu ve bakımıyla ilgilenen resmen teşkilatianmış pek çok islami dernek ve cemaat mevcuttur. Merkez Camii'nin yönetimi ve her türlü meseleleriyle ilgilenen ulema konseyi, bu caminin başimamı ile iki yardımcısını seçme yetkisine de sahiptir. Şehirde Kur'an, hadis, fıkıh ve tefsir gibi dini ilimierin okutulduğu orta öğretim seviyesinde çeşitli okullar faaliyet halindedir. Bu okulların başlıcaları şunlardır : lslamic High School, lsabat -ud- Deen Girls Grammar School. Ahmediyye Grammar School, el-ma"hedü'l-arabl en-nidrl, Medresetü'n-Nehdati'l-Arabiyye. Medresetü'l-Mübareke. Bunların dışında Council of Muslim Youth Organisations. Muslim Sisters Organisation gibi dini kuruluşlar da faaliyet göstermektedir_ Avrupalı sömürgecilerin istilasından önce ortaya çıkan ibadan'ın ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir_ XIX. yüzyılın başlarında, bugünkü şehrin altında kalan yedi tepeden Mapo'nun üzerinde küçük bir köy vardı. 1820 yıllarında Dyo Devleti'nde meydana gelen iç çatışmalardan kaçan bir grup Yoruba askeri buraya gelerek köyün yakınında kamp kurdu. Bu sırada Oyo Devleti iç karışıklıklar ve dış baskılar sebebiyle yıkılma sürecine girmişti: kuzeydeki Fülanller güneye doğru ilerleyerek Yorubalar ' ın ülkesine nüfuz et- 232