NEF Î DĐVÂNI NDA GAZELLERĐN SÖZ ÂHENGĐ



Benzer belgeler
Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

I. Musammat Kaside. 1. Esdi nesîm-i nevbahâr açıldı güller subh-dem. Açsın bizim de gönlümüz sâkî meded sun câm-ı Cem

Nedim. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

TÜRK DİLİ-1. Yrd.Doç.Dr.Öğ.Yb. Ertan EROL

Azrail in Bir Adama Bakması

X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

249- Yiğitler Unutulmuş

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Betül Erdoğan.

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

(d.1286/1869-ö.1319/1902) âşık

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TANZİMAT ÖNCESİNDEN II. MEŞRUTİYET DEVRİNE KADAR BASININ GELİŞİMİ İLE İLGİLİ GENEL DEĞERLENDİRME

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

KALIPLAŞMIŞ KELİME ÖBEKLERİNDE ANLAM

Metin Edebi Metin nedir?

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

(b) Bir kanıtlamadır. Burada (çünkü) bir öncül belirticidir ve kendisinden sonra gelen yargının öncül olduğunu gösterir.

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

gösteren gösterilen biçim anlam

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

*Edebi Sanatlar ve Örnekleri Mecaz. Teşbih

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ana başa taç imiş. Her derde ilâç imiş. Bir evlât pîr olsa da. Anaya muhtaç imiş. seyin Nail Kubalı

Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir.

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

4. Demiryolu ile tren arasındaki ilşki vapur ile aşağıdakilerden hangisi arasında vardır? A) Karayolu B) Gökyüzü C) Denizyolu D) Yeraltı

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmış sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı âl olmuş sana

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi.

Müşterek Şiirler Divanı

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

snevi den ( Me 8şirli) r H i k â y ele


divan edebiyatı Aruz ölçüsü

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İçindekiler. 1PERESE adalet

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? By Alia RİOR. Alia RİOR

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

Saygının Hakim Olduğu Bir Çalışma Ortamı İlkesi

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

Gelişim Analizi P P P P P P P P P P P P P P P P P ÖZ BAKIM BECERİLERİ BİLİŞSEL GELİŞİM Ocak. Tehlikeli olan durumları söyler.

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

İBRAHİM ŞİNASİ

Böylesine anlamlı ve sevinçli bir günde sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye İş Bankası adına sizleri kutluyorum.

Transkript:

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TÜRK DĐLĐ VE EDEBĐYATI ANABĐLĐM DALI NEF Î DĐVÂNI NDA GAZELLERĐN SÖZ ÂHENGĐ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ KAHRAMANMARAŞ AĞUSTOS-2006

T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TÜRK DĐLĐ VE EDEBĐYATI ANABĐLĐM DALI NEF Î DĐVÂNI NDA GAZELLERĐN SÖZ ÂHENGĐ DANIŞMAN: Yard. Doç. Dr. Hasan ALTINZENCĐR YÜKSEK LĐSANS TEZĐ KAHRAMANMARAŞ AĞUSTOS-2006

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TÜRK DĐLĐ VE EDEBĐYATI ANABĐLĐM DALI NEF Đ DĐVÂNI NDA GAZELLERĐN SÖZ ÂHENGĐ ESRA CENGĐZ YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Bu Tez 31/ 08/ 2006 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oy Birliği ile Kabul Edilmiştir. Yard. Doç. Dr.Hasan Yard. Doç. Dr. Memet Yard. Doç. Dr. Lütfi ALICI ALTINZENCĐR YETĐŞGĐN DANIŞMAN ÜYE ÜYE Doç. Dr. Haluk ALKAN Enstitü Müdürü Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ TÜRK DĐLĐ VE EDEBĐYATI ANABĐLĐM DALI ÖZET YÜKSEK LĐSANS TEZĐ NEF Đ DĐVÂNINDA GAZELLERĐN SÖZ ÂHENGĐ DANIŞMAN : Yard. Doç. Dr. Hasan ALTINZENCĐR Yıl : 2006 Sayfa: 78 Jüri : Yard. Doç. Dr. Hasan ALTINZENCĐR : Yard. Doç. Dr. Memet YETĐŞGĐN : Yard. Doç. Dr. Lütfi ALICI Klasik Türk Edebiyatı ortaya koyduğu eserleri ile kültür tarihimizin önemli bir bölümünü meydana getirmektedir. Bu eserlerin incelenmesi edebiyat ve kültürümüz açısından yapılması önem taşıyan bir çalışmadır. Eserlerin tüm açılardan olduğu gibi ahenk açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Klasik Türk Edebiyatı üzerinde bu tarz çalışmaların az olduğu görülmektedir. Bu nedenle üzerinde çalışılmamış olan Nef î divanı tez konusu olarak seçilmiştir. Divandaki gazeller ahenk unsurlarının temelini oluşturan ses ahengi, söz ahengi ve ritim açısından incelenmiştir. Bu çalışma ile Nef î nin onyedinci yüzyıl Divan Edebiyatı içerisindeki yeri ortaya konulmuştur. Gazellere ahenk özellikleri açısından yaklaşılarak Nef î yi daha iyi anlama yolunda bir adım atılmıştır. Anahtar Kelimeler: Divan Şiirinde Ahenk Unsurları - Söz Tekrarları - Ses Tekrarları Ritim - Tasnif Dışı Tespitler, Türk Dili, Türk Edebiyatı I

DEPARTMENT OF TURKISH LANGUAGE AND LITERATURE INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCE UNIVERSITY OF KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ ĐMAM ABSTRACT MA Thesis HARMONIC ITEMS IN NEF Î S GAZELS Supervisor : Asist. Prof. Dr. Hasan ALTINZENCĐR Year : 2006 Pages: 78 Jury : Asist. Prof. Dr. Hasan ALTINZENCĐR : Asist. Prof. Dr. Memet YETĐŞGĐN : Asist. Prof. Dr. Lütfi ALICI Works in the Classical Turkish Literature consists of an important part of our cultural history, examining of these Works is important. Because it adds great value to our literature and culture.it is necessary that these Works should be evaluated not only in all the respects but also in the harmony. It is seen that these kinds of Works are not much onto the classic Turkish Literature.For this reason Divan of Nef i which has not been examined onto is choosen as the subject of this thesis.gazels in the Divan literature are examined in the respect of rhythm,the harmony of vowel and the harmony of sound that consist of the base of items of harmony. With this work, the importance of Divan literature poet, Nef i has come into the light a seventeenth century.examining the Gazels of Nef i, this thesis is a start for better understanding of Nef i in terms of harmony. Keywords: Harmony items in Divan Literature Repetition of word Repetition of vowel Rhytm Ascertaining out of classification Turkish Language Turkish Language and Literature II

ÖN SÖZ Klâsik Türk Edebiyatı nın temel yapı taşlarından biri de ahenk unsurlarıdır. Kaynağını büyük oranda söz ve ses tekrarlarından alan ve Klâsik Türk Edebiyatı nda Nef i ile en güzel örneklerini bulan ahenk unsurlarının edebi hayatımızda çok büyük önemi vardır. Gazelde ahenk, görünen kelimelerin özünde saklı olan uyumdur. Nef i nin gazelleri bu uyumun en güzel örnekleridir. Nef i nin gazellerindeki bu özelliklerin en güzel biçimde ortaya çıkarılmasına ışık tutan kaynak ise Muhsin Macit in Divan Şiiri nde Ahenk Unsurları adlı eseridir. Muhsin Macit in ahenk konusundaki uzmanlığı ile Nef i nin gazellerindeki ustalığı birleşince ortaya, bu çalışma çıkmıştır. Muhsin Macit, eserinde ahenk unsurlarını iki ana başlık altında toplamıştır. Bunlar, Söz Tekrarları ve Ses Tekrarları dır. Muhsin Macit eserinde Söz Tekrarları ana başlığı altında; Cinas, Đştikak, Kalb, Birli Söz Tekrarları, Đkilemeler, Üçlemeler, Đkili Söz Tekrarları, Üçlü Söz Tekrarları, Dörtlü Söz Tekrarları, Beşli Söz Tekrarlarını ele almıştır. Ses Tekrarları ana başlığı altında ise Paralelizm ve Armoni yi ele almıştır. Bu çalışmada, Nef i nin gazellerinde Muhsin Macit in bu ana başlıklar altında oluşturduğu ahenk unsurlarının yanında Aliterasyon, Asonans ve Redd-i Matla gibi özellikler de tespit edilmiştir. Tüm bu ahenk ögelerinin dışında, bu çalışmada tasnif dışı özellikler de tespit edilmiş olup ayrı bir başlık altında belirtilmiştir. Bütün bu ahenk unsurlarına verilen gazel örneklerinin yanı sıra her bir beyitin altına günümüz Türkçesine çevirisi yapılmıştır. Bu tespitler çerçevesinde bu çalışmada XVII. yy. Divan Edebiyatı şairlerinden olan Nef i nin divanındaki gazellerin incelenmesi konu alınmıştır. Çalışma beş bölümden meydana gelmektedir. Bu bölümlerden önce giriş kısmında yapılan çalışma; ana hatlarıyla belirtilmiş, şairin yaşadığı devrin durumuna özet olarak temas edilmiş ve divanında verilen bilgiler değerlendirilerek şairin hayatı, edebi şahsiyeti ve eseri hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde Nef i nin Hayatı, Kişiliği ve Eserleri ile Divan Şiirinde Ahenk Unsurları konu edilmiştir. Đkinci bölümde Söz Tekrarları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde Ses Tekrarları üzerine yapılan inceleme yer almaktadır. Dördüncü bölümde gazellerdeki Ritim özellikleri ele alınmıştır. Beşinci bölümdeyse Tasnif Dışı Tespitler yer almaktadır. Son olarak bu konunun seçilmesinde doğrudan katkısı olan ve çalışmalarım sırasında beni yönlendiren kıymetli hocam Yard. Doç. Dr. Hasan ALTINZENCĐR e, çalışmalarıma ışık tutan, bana yol gösteren ve çok değerli vaktini benden esirgemeyen değerli hocam Dr. Ahmet YENĐKALE ye minnetle teşekkürlerimi sunarım. III

ĐÇĐNDEKĐLER ÖZET.. I ABSTRACT...II ÖN SÖZ..... III ĐÇĐNDEKĐLER..... IV KISALTMALAR DĐZĐNĐ..... V 1.GĐRĐŞ....1 1.1.Nef î Hayatı, Kişiliği ve Eserleri...1 1.1.1.Hayatı...1 1.1.2.Kişiliği.....3 1.1.3.Sanatı...4 1.1.4.Eserleri.........5 1.2.DivanŞiirinde Ahenk Unsurları......7 2.SÖZ TEKRARLARI...8 2.1.Cinas. 8 2.1.1.Tam Cinas...8 2.1.2.Eksik Cinas...9 2.2.Đştikak...11 2.3.Kalb....12 2.4.Tekrarlar...14 2.4.1.Birli Söz Tekrarları....14 2.4.1.1.Đkilemeler...26 2.4.1.2.Üçlemeler...28 2.4.2.Đkili Söz Tekrarları.29 2.4.3.Üçlü Söz Tekrarları......32 2.4.4.Redd-i Matla...33 3.SES TEKRARLARI...35 3.1.Paralelizm...35 3.1.1.Beyitte veya Gazelde Paralelizm...35 3.1.2.Tam veya Yarım Paralelizm.....41 3.1.3.Düz ve Aksi Paralelizm.......42 3.2.Armoni....42 3.2.1.Asonans...44 3.2.2.Aliterasyon....45 4.RĐTĐM.. 47 4.1.Vezin...47 4.1.1.Vezin Tablosu...48 4.2.Kafiye....49 4.2.1.Gazellerin Son Harflerine Göre Dağılımı..49 4.3.Redif...50 4.3.1.Rediflerin alfabetik dizimi.....50 IV

5.TASNĐF DIŞI TESBĐTLER....54 6.SONUÇ..59 KAYNAKLAR..... 60 ÖZGEÇMĐŞ EKLER V

KISALTMALAR a.g.e. : Adı geçen eser bk. : Bakınız C. : Cilt hzl. : Hazırlayan MEB : Millî Eğitim Bakanlığı S : Sayı s. : Sayfa TDK : Türk Dil Kurumu TTK : Türk Tarih Kurumu vd. : Ve diğerleri vs. : Ve saire Yay. : Yayınları yy. : Yüzyıl VI

GĐRĐŞ 1.GĐRĐŞ 1 1.1.NEF Î NĐN HAYATI, KĐŞĐLĐĞĐ VE ESERLERĐ 1.1.1.Hayatı Onyedinci yüzyıl divan edebiyatı sairlerinden olan Nef î, Türk edebiyatında kasideciliği ve hicivciliği ile tanınmıştır. Kaynaklarda Ömer Bey, Nef î Ömer Efendi şeklinde adı geçen şairin mühründe şu beyit kayıtlıdır: Muhterî ü t-tarz u belîgu l-eser Kâşif-i esrâr-ı Đlâhi Ömer Nef î, Erzurum un Pasinler (Hasankale ) ilçesinde doğmuştur. Doğum tarihi tam olarak bilinmiyor. Tarihçi Âli, Mecma u l-bahreyn ( yazılışı 100/1591) adlı eserinde Nef î yi genç ve zekî bir şair olarak takdim eder. Şairin: Bahâ tahmîn eder bir kimse yok erbâb-ı ma ânide Otuz yıldır felek ıkd-ı dür-i nazmım mezâd üzre şeklindeki ifadesi de doğum tarihinin tahminini kolaylaştırmaktadır. Bu ayrıntılardan yola çıkarak şairin yaklaşık 980/1572 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Nef î nin hayatı, kişiliği ve ailesi hakkında bilinenler oldukça sınırlıdır. Prof. Dr. Abdulkadir Karahan ın, Âli tarafından yazılan Mecmua u l-bahreyn adlı eseri ilim alemine tanıtmasıyla, şairin hayatını gizleyen sır perdelerinden bazıları kalkmıştır. Nef î nin soyu, Anadolu beyliklerinin birbirleriyle olan mücadelelerini bizzat yaşamış bir beyliğe dayanır. Şair, Pasinler Sancakbeyi Mirza Ali nin torunu, Mıcıngerd ( Sarıkamış) Sancakbeyi Mehmed Bey in oğludur. Soyunun Dulkadiroğulları, Çağatay veya Timurlulara tabi Çağatay Türklerine dayandığı tartışması daha geniş arşiv taramasına ihtiyaç göstermektedir. Nef î, tahsil hayatına Pasinler de başlamış Erzurum da devam etmiştir. Đyi derecede Farsça bilen şairin nasıl bir öğrenim gördüğü bilinmiyor. Şiirle ilk yakınlığını babası Mehmet Bey aracılığıyla sağlar. Eğitiminde etkili olan kişiler bilinmemekle birlikte, şiire genç yaşta başladığı açıktır.1585-1588 yıllarında Defterdarlık göreviyle Erzurum da bulunan Âli nin Nef î nin eğitiminde büyük rolü vardır. Şairin Âli ye olan yakınlığı ve Osmanlı eğitim sistemi dikkate alınacak olursa Nef î nin şiir sanatı ve edebî bilgilerle birlikte Farsça ve Fars kültürü ile yakınlığı Âli aracılığıyla sağlanmıştır, denilebilir. Nef î nin şiirlerinde Đran edebiyatı ve Đran şairlerinin etkisi açıktır. Şair, Đran edebiyatının tanınmış şairlerini takip etmiştir. Olgunluk döneminde Anadolu da şiir üstadı benim iddiasıyla Đran şairleriyle yarışır. Fars diliyle yazdığı divanı onun üst seviyede bir öğrenim gördüğünü belgeler. Nef î, bütün hayatını, üst kademelerde bulunmaya tenezzül etmeyen bir devlet memuru konumunda geçirir. Devlet kapısında ilk görevi, Divan-ı Hümayun da Maden Mukâta acılığı dır. Mukâta a kâtipliği; kısa bir süre sürgüne gönderildiği Edirne de Muradiye Mütevelliliği ve Đstanbul da Cizye Muhasebeciliği görevinde bulunmuştur. 1 Bu bölüm Metin Akkuş un Nef i Divânı(Ankara, 1993) adlı eserinden özetlenerek alınmıştır. 1

GĐRĐŞ Gençlik döneminde taşrada yaşadığı zorluklardan bunalan Nef î, Đstanbul da bu zorluklardan kısmen kurtulur. Sadrazam tarafından Sultan Ahmed e tanıtıldıktan sonra şair, sunduğu kasideleriyle kısa zamanda kendini tanıtır. Sultan Ahmed in iltifatını kazanarak onun yakınında bulunan şairler arasına girer. Hayatı boyunca dört ayrı padişahın saltanatına şahid olan Nef î, bu padişahlardan üçünün şair oluşu dolayısıyla gerekli ilgiyi görmüştür. Sultanlarla birlikte, devrin ileri gelenleriyle bağlantı kurmuş, sunduğu kasideler ve şiir sanatındaki başarısı ile devlet erkânının takdirini kazanmıştır. Sunduğu kasideleri aracılığı ile aldığı caizler de azımsanacak niteliktedir. Nef î ye verilen caizlerin çokluğu ve sanatına verilen değer, dönemin rivayetlerine konu olur. Şair, taşra kültür çevresinden geldiği halde Đstanbul un sanat çevresinde kısa sürede tanınır ve bu çevreyle sıkı ilişkiler kurar. Şiir sanatında sağladığı üstün başarıya rağmen Nef î, istikrarsız kişiliği nedeniyle çevresiyle kurduğu bağları sürekli tutamamıştır. O, çevriyle sürekli barışık olamayan bir insandır. Yakın çevresindeki dostlarını sık sık hicveder, başkalarının şahsiyetlerini rencide edecek derecede sövgüye varan sataşmalarda bulunur. Devlet adamlarının onurunu hiçe sayar. Bu olumsuz, aşırı tavırlarının yanı sıra devlet erkânının ilgisini kazanmış olması ve şöhreti kıskançlıklara zemin hazırlayacak şairin zaman zaman çaresizliklerin pençesine düşmesine neden olur. Bu hırçın kişiliği ve davranışları, özellikle sınır tanımayan yergileri nedeniyle sadrazam, vezir ve diğer devlet adamlarının öfkesine hedef olmuştur. Nef î sanatının ve şöhretinin zirvesinde Sultan Murad döneminde ulaşmıştır. Kendi gibi sert yaratılışlı Sultanla iyi bir diyalog kurmuş, sultanın sevgi ve iltifatını kazanmıştır. Şiirlerini zevkle dinleyerek onu ihsanlarıyla yücelten Sultan Murad, şaire verdiği değeri, şiirine konu edinmekten kaçınmaz: Biz kelâm nâkiliyiz nerde o sâhib-güftâr Ona teslîm edelim emrine münkâd olalım emrine münkâd olunan şair, Nef î dir. Böylesine takdir görmüş bir şairin nasıl bir hata işleyip de aynı kişinin gazabına uğradığı pek bilinmez. Bu bilinmezlik değişik rivayetleri besler. Gerek rivayetlerden, gerekse manzumelerindeki ipuçlarından anlaşılan o ki, şair sert ve hırçın yaratılışının sonucu birçok yerde zor durumda kalmış, gözden düşmüştür. Sınırsız sataşmaları sonucu ilişkileri kesintiye uğramış, bulunduğu görevden uzaklaştırılmıştır. Nef î nin görevden azledişi Naima Tarihi nde de yer almıştır. Naima ya göre, Sultan Murad sarayda şairin Sihâm-ı Kazâ adlı eserini okurken taht yakınına yıldırım düşmesini uğursuzluk olarak değerlendirmiş ve Nef î ye hicvi yasaklayıp görevinden azletmiştir. Şair, hayatının son yıllarını sürgüne gönderildiği Edirne de geçirmiştir.1043/1634 te Sultan Murad ın Edirne ye gelişi üzerine; Merhabâ ey pâdişâh-ı âdil ü âlî-nijâd Oldı teşrîfinle şehr-i Edrine reşk-i bilâd Matlalı kasidesini yazmış ve Sultan Murad a sunmuştur. Şair sultanın himmetinden uzakta kaldığını, sıkıntılarından kurtulacağını ümid ettiğini bildirerek affedilmesini ister. Sultan Murad ın iltifatını yeniden kazanan şair bir süre Muradiye mütevelliğinden sonra Đstanbul a döner ve Harac Muhasebeciliği görevine getirilir. Zaman zaman görevden uzaklaştırma, sürgün şairi uslandırmaz. Yine çevresine sataşmaları, hırçınlığı, yergilerle devam eder. 2

GĐRĐŞ Devrinin âlimleri, ileri gelenleri, sanatkârlar adeta onun ölümünü bekler olmuşlardır. Beklenen son, Sulatan Murad ın ölüm emriyle gerçekleşir. Ölümünü hazırlayan asıl sebep kesin olarak bilinmemekle birlikte kaynaklar, yasaklandığı halde yergiye devam etmesinin öldürülme sebebini oluşturduğunda birleşirler. Şairin ölüm fermanı, Bayram Paşa tarafından, Boynueğri Mehmed Ağa ya teslim edilerek, saray odunluğunda boğdurulup cesedinin denize atılmasıyla yerine getirilmiştir. Nef î ölümüne neden olan olayla ilgili değişik rivayetler vardır. Nef î nin ölüm tarihine düşürülen tarihler 1040 ve 1046 arasında farklılıklar gösterir. Nef î nin, öldürüldükten sonra cesedinin denize atıldığı veya saray zindanlarında kaldığı rivayetlerine karşılık, Bâb-ı Âlî nin Sirkeci tarafındaki bahçede Soğuk çeşme yakınındaki dış kapıda bir çalılık içinde yazısız iki taşın ona ait olduğu düşüncesi kabul görmemiştir. 1.1.2. Kişiliği Nef î divan edebiyatının gür sesli şairlerindendir. Kendinden emin ve sanatına güvenen bir kişiliği vardır. Sevgisini ve öfkesini dile getirirken, şairin sesinde alışılmamış bir ton duyulur. Seslenişleri yüksek perdedendir. Nef î, bildiğini açıkça söylemekten çekinmez. Đfadelerinde sert, acımasız, hatta biraz da isyancı tavırlar sezilir. Şair, böylesine sert bir mizaca sahip olmaktan gurur duymaktadır. Atak, mağrur, isyancı kişiliği, çalkantılı bir yaşam biçimini sergiler. Nef î, kişiliğini fazlasıyla önemser. Kendi deyimiyle tevsen-tabiat tır. Onda bir bey, bir muzaffer kumandan edası vardır. Ruhu med-cezirlerle çalkalanır. Karşılaştığı engeli hep aşma çabasındadır. Korku ve yılgınlık bilmez. Arzularını gerçekleştirdiği müddetçe çevresiyle barışıktır. Şairde ferdiyet ön plandadır. Üzüntü, keder; kavga, başarı; zevk, eğlence her şey kendi içindir. Kaynaklarda yürekli, cesur, yetenekli, hırçın, ateşli, pervasız, atak, korkusuz gibi ifadeler onun kişiliğinin genelde olumlu yönleridir. Ancak tutarsız, saldırgan, aniden yön değiştiren tavırları, çevresiyle denge sağlamasını güçleştirir. Yaptığının doğruluğundan emindir. Doğru bildiğini saklamaz, dürüst fakat saldırgandır. Nef î asıl kişiliğini sanatta kazanma çabası içindedir. Divan şiirin yönlendiricisi etkisi, sosyal çevre ve gelenek kıskacından kurtulma endişesi vardır. Sanat arenasında kendini isbata çalışır. Şiirinde tasannua yer vermez. Kasidelerinde duyduğumuz tok ve gür ses, gazelinde mûnis bir ton bulur. Gazel nazım şeklinin karakteristiği olan zarafet Nef î gibi tok sesli bir şairi de kısmen yumuşatmış, dizginlemiştir. Nef î nin Türkçe divanında açık ifadesini bulmayan tasavvuf Farsça manzumelerinde açıkça görülür. Mevlânâ gibi bir mutasavvıfa olan samimî medhiyeleri şairin mevlevî olduğu tartışmasını başlatmıştır. Nef î, manzumelerinde Mevlevî olduğuna dair herhangi bir ifadeye yer vermemiştir. Ancak, şiirinde mevlevîlik mesleği ile ilgili bazı terimlere rastlanır. Nef î gibi sert, saldırgan ve isyancı bir kişiliğin mütevekkil bir sûfî kişiliğini benimsemesi oldukça büyük psikolojik değişmeleri gerektirir. Dikbaşlı, kabına 3

GĐRĐŞ sığmayan, dizginlemeyen kişiliğinin, ilgisine karşılık, Mevlevî olmasını engellediğini düşünmek daha tutarlı görünüyor. Nef î bir bey soyundan gelişi ve yaşadığı çağın karmaşık olayları kişiliğini şekillendirmiş gibidir. Çocukluğu, beyliklerin Osmanlı bayrağı altında toplanıncaya kadar geçen süre içindeki çalkantılarını, kardeş katliamlarını, sunî-şiî mücadelelerini dinlemekle geçmiş olmalıdır. Çünkü soyu bu olayları bizzat yaşamış beyliğe dayanır. Mücadele, kıyım, yön değiştiren beylikler, anlaşmalar bey soylu Ömer Nef înin karmaşık kişiliğini besleyen tarih sahnesinin bilinmezliğinde kaybolmuştur. Ardında kalan bey soylu şaire tefâhür - fahriye geride bırakılan mirastır. Ailesini çaresiz bırakıp Kırım a giden babanın taşrada bıraktığı, sığıntı çocuk, çaresiz genç şairin aniden değişen, kararsız, saldırgan kişiliğini bu psiko-sosyal etkiler şekillendirmiş olmalıdır. 1.1.3. Sanatı Divan Edebiyatı şark kültürü çevresinde oluşmuş bir edebiyattır. Bu kültürün Türk edebiyatı üzerindeki etkisi, daha çok Đran edebiyatı aracılığıyla olur. Divan edebiyatının bütün şairlerinde bazen taklit, bazen hayranlık bazen de örnek edinme şeklinde de olsa, doğu kültürünün meşhur şahsiyetlerini ve eserlerini takip sıkça görülür. Bu takip 16.yüzyıla kadar devam eder. Olgunluk döneminden sonra, gerekli bilgi birikimi ve yeterli tecrübe kazanıldığı anda taklit ve hayranlığın yerini boy ölçüşme, üstün gelme endişesi alır. Bu dönemde şair ve ediplerimizin artık şark kültürünün en üst seviyede temsilciliğini yapma endişesi taşırlar. 17.yüzyıl şairlerinden Nef î nin de, şiire yöneldiği ilk dönemlerinde doğu klasiklerini, özellikle de Đran edebiyatı ve edebi şahsiyetlerini yakından takip ettiği açıktır. Şair, Urfî, Enverî ve Hafız ı çok iyi bilir. Nef î bütün Đran şairlerine üstünlüğünü savunurken Urfî ve Enverî den ihtiyatla söz eder. Şiir sanatında ustalaştığı dönemlerinde Nef î, Urfî ve Enverî gibi bir-iki istisna dışında, doğu kültürünün bütün meşhurlarıyla yarışırken görülür. Şairin Türkçe kasidelerinde Hakanî, Firdevsî, Kemâl-i Isfahanî, Hayam, Sa dî, Hafız-ı Şirazî, Atar, Feyzî-i Hindî ve Camî gibi daha pek çok şairle eşitlik, hatta üstünlük iddiasında olduğu anlaşılır. Türk şairleri arasında Nef î nin en çok meşgul olduğu şair, Bakî dir. Söyleyişte Bakî ye yakınlaşır. Anlama uygun kelimeler seçerek gök gürültüsüne benzer tonlu sesler yakalaması, Bakî nin seslenişlerini andırır. Nef î başta Bakî olmak üzere Fuzûlî, Şeyhülislam Yahya, Şahidî-i Mevlevî(Đbrahim Dede) gibi bazı şairlere nazireler yazmıştır. Nef î divan edebiyatında kasideciliğiyle tanınmıştır. Kasidelerinde ele aldığı konularla, ifade biçimi ve üslubu ile adeta bir ekol olmuş, kaside onun usta ellerinde klasik biçimini kazanmıştır. Nef î kasidesinde, kasidenin her bölümü aynı oranda başarılıdır. Diğer şairlerde görülen, nesib ve mehdiye bölümlerindeki dengesizlik Nef î de yoktur. Nef î, kasidelerinin nesiblerinde, bahar güzelliği, bayram coşkusu, yaşanan çevre olarak Đstanbul, at sevgisi, yiğitlik tablo halinde savaş tasvirleri, aşk ve içki zevki 4

GĐRĐŞ gibi konuları işlemiştir. Özellikle savaş, yiğitlik konularının işlendiği manzumelerinde şairin tok sesi kılıç kalkan çınlamaları ok vızıltıları duyulacak kadar canlıdır. Nef î şiir gücünün mükemmelliği ve elde ettiği şöhretine karşılık Tanzimat döneminden sonraki edebi tartışmalarda hedef olmuş divan şairlerindendir. Bütün hayranlığına karşılık Namık Kemal, divan şiirine karşı sert tepkisini ortaya koyarken Nef î yi de karşısına alır. Tevfik Fikret onun sanat gücünü yanlış yerde harcadığı kanaatindedir. Bu tepki ve suçlamalar bir yana kendinden sonra yetişmiş şairlerin ustalıklarını anlatmak için söylenen Nef îyâne tefahür ifadesi, divan edebiyatında onun, etkisini belirler. 5

GĐRĐŞ 1.1.4.Eserleri Türkçe Divan Nef î Türkçe divanındaki şiirleriyle tanınmıştır. Divan şiirinde ölçü sayılan gazel sayısı onun divanında, diğer tanınmış şairlere göre azdır. Şair divanını kendisi hayatta iken düzenlemiştir. Türkçe ve Farsça her iki divanının kendi hayatta iken istinsah edildiği anlaşılan nüshalarında divan müretteptir. Divan edebiyatında yazılan kaside sayısı bakımından Nef î, Enderunlu Fâzıl dan sonra (84 kaside) ikinci sıradadır (62 kaside). Nef î, Türkçe Divanında kasidelere ağırlık vermiştir. Saltanatına şahid olduğu üç padişah, değişik devlet yetkilileri ve din adamlarına çeşitli vesilelerle kasideler yazmıştır. Nef î, kasidelerinde övgüye ağırlık vermiş, bu arada sıkça fahriyeye başvurmuştur. Mimârî özelliği olan yapıların tasvirleri, şehir ve çevre güzellikleri, sözün güzelliği, sultan atlarının tasviri; Ramazaniye, Cülûsiyye, Iydiyye, Bahariyye gibi değişik konuların işlendiği kasidelerinden birçoğu oldukça tanınmış ve sevilmiş eserleridir. Nef î, kasidelerinde Osmanlı tarihine vesikalık edecek konulara da yer vererek eserlerini, edebi dille ifadesini bulmuş tarihî belgeler şekline dönüştürülmüştür. Bu tür kasidelere şair, savaş, kahramanlık gibi tablolar sergilemede oldukça başarılıdır. Kullandığı ses ve ifadeler okuyucunun muhayyilesinde naralar, at kişnemeleri, heybetli görünüşler olarak canlanır: Âferîn ey rûzgârın şehsüvâr-ı safderi Arşa as şimden geri tîg-ı Süreyyâ cevheri Yürü feth eyle ne Îrânı ko ne Tûrânı Gam yeme eyyedekallâhu Te âlâ ve nasîr..... gibi daha pek çok beyti, seferler, fetihler sultanlar ve devlet erkanının yaşadıkları olayları belgeler. Nef î, divanındaki 134 gazelle, döneminin az beyitli gazel söyleme ve sözü az anlamı yoğun kurallarını vurgulamıştır. Gazellerindeki beyit sayısının azlığı Sebk-i Hindi etkisiyledir. Nef î divan şairlerinin bütününde olduğu gibi gazellerinde sevgi, sevgili, şarap, meclis, musikî; felekten, sevgiliden şikayet, ıztırab vb. konularla birlikte gazele fahriye ve medhiyeyi de sokmuşur. Mehdiye konusunu daha çok müzeyyel gazellerinde işlemiştir. Divan şiirinde şairi, âşık tipi temsil ettiği halde Nef î bu tipi kendi ile birleştirir. Bütün gazelleri boyunca âşık ben veya biz olarak sunulmuştur. Bazı gazellerinde Nedim ve Lâle devrini müjdeleyen anlatımlar vardır. Yaşanan çevre, Đstanbul un mesire yerleri gazele konu olmuştur. Nef î Divanı Arap harfleriyle basılmıştır. 6

GĐRĐŞ Farsça Divan Nef î, Farsça divanında şiirini tasavvufî aşk çevresinde yoğunlaştırır. Kişiliği ilâhî aşka daha yakındır. Eser, şairin Fars dili ve kültürüyle ilgili birikimini örneklemesi bakımından önemlidir. Nef î nin Farsça divanı, Türkçe divanında olduğu gibi, yakın döneme kadar bütünüyle incelenmemiştir. Nef î nin başarısı bir yabancının yabancı bir dil ve kültürde gösterdiği başarıdan öteye geçmez. Tuhfetü l-uşşâk Bu eser, kaynaklarda müstakil bir eser olarak değerlendirilmemiştir. Tuhfetü l-uşşâk, Farsça divanda yer alan uzunca bir kasideden ibarettir. Divan edebiyatı geleneğine göre daha çok mesnevilerde işlenen konular üzerinde yazılan kasidelerden bazılarına ad verilir ve bunlar küçük bir eser sayılır. Nef î nin Tuhfetü l- Uşşâk adını taşıyan kasidesi bu türden bir kasidedir. Sihâm-ı Kazâ Şairin yergilerinin bulunduğu mecmuadır. Kazâ Okları anlamındadır. Eserde yerginin bütün basamakları denenmiştir. Đnce hayallerle bezenmiş, sanatlı, zekâ ürünü manzumelerin yanı sıra, kaba sözler, itham, küfür gibi sıradan ifadelere de yer verilmiştir. Şair kendine hitap edilmiş şekline göre tavır almış, ince nüktelere incelikle, kaba hitaplara kabalıkla cevap vermiştir. Edebe aykırı sataşmalara Nef î nin cevabı daha da edeb dışıdır. Sihâm-ı kazâ da kullanılan dil günümüz okuyucusunun da rahatlıkla anlayabileceği kadar sade bir dildir. Nef î Türkçe divanında olduğu gibi, hicivlerinde de söz sanatlarına yer vermiştir. Nef î nin hicivlerine konu olan kişiler farklı konum ve mesleklere mensuptur. Aile çevresinden babası Mehmed Bey, devlet erkânından Gürcü Mehmed Paşa, Kemankeş Ali Paşa, Baki Paşa ve Halil Paşa değişik üsluplarla yerilmiştir. Şairin sanat çevresinden birçok kişiyle de karşılıklı atışmaları vardır. Nef înin dramatik sonunu Sihâm-ı kazâ hazırlar. Eser, âdetâ şâ irini lânetleyerek daha ölümünden önce gözden düşmesine sebep olmuş, Engerek yılanının öldürülmesinde de bir sakınca yoktur şeklinde kendi aleyhine bir kamuoyu oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. 7

GĐRĐŞ 1.2.DĐVAN ŞĐĐRĐNDE AHENK UNSURLARI 2 Şiir, dilin en üst seviyede kullanıldığı bir ifade şeklidir. Divan şiirinde dilin kullanımını büyük ölçüde kafiye, redif ve vezin gibi ritim sağlayan biçimsel unsurlarla söz sanatları ve mazmunlar belirlemektedir. Divan şairleri ses düzenlemelerinde, ünlü- ünsüz ilişkilerinden, değişik düzeylerdeki tekrarlardan, kafiye, redif ve vezin gibi ritmik unsurlardan, söz sanatlarından yararlandıkları gibi, dilde oluşmuş ses değerlerinden de istifade ederler. Kelimeyi yeniden şekillendirirler. Türk şiirine bakıldığında, ahenk unsurlarının her devirde kullanıldığı, ancak kullanım oranının devirden devire yahut muhitten muhite değişkenlik gösterdiği görülmektedir. Divan edebiyatında şiir, musikini yanında yahut onunla beraber varlığını sürdürür. Klasik Türk musikisinin büyük ölçüde sese dayandığı dikkate alınırsa, şiirle musiki arasındaki ilişkinin hangi boyutlarda olduğu daha iyi anlaşılır. Baştanbaşa musiki terimleriyle örülmüş ve hatta herhangi bir çalgı aletinin değişik özelliklerini işleyen gazeller vardır. Bilindiği gibi şiiri çekici kılan ve şiirde ahengi sağlayan özelliklerden biri de rahat ve doğal söyleyiştir. Bu da ancak günlük konuşma dilindeki söyleyişlerden ve kalıplaşmış unsurlardan yararlanılarak gerçekleştirilir. Ayrıca, divan şiirinde atasözü ve deyimlerin yaygın bir kullanım alanı kazandığı, hatta atasözü kullanmaya edebi sanatlar arasında yer verilerek adına irsal-i mesel denildiği bilinen bir husustur. Bu unsurlar metnin söz varlığıyla ilgilidir. Metinde yer alan dil malzemesinin yapısı ve fonksiyonu üzerinde durmak üslup incelemelerinin alanına girer. Divan şiiri geleneği içerisinde ortaya konulmuş bir metnin üslup açısından incelenmesinde belagatin kuralları esas alınır. Dolayısıyla, modern eleştiri yöntemleri ve divan şiirinin estetik kuralları ışığında, ahengi sağlayan bütün bu unsurlar üzerinde ayrı ayrı durmak gerekir. Bu çalışmada yer verilen ahenk unsurlarını kısaca üç ana bölüm altında toplayabiliriz: 1-Söz tekrarları; bu tekrarlar beyit içerisindeki kelime ya da kelime gruplarının tekrarıdır ki birli, ikili, üçlü, dörtlü ve beşli söz tekrarları olarak isimlendirilirler. Bunların dışında cinas, iştikak ve kalb sanatları da bu grup dahilindedir. 2-Ses tekrarları; paralelizm ve armoni sanatlarını içermektedir. Paralelizm beyitte ve gazelde, tam ve ya yarım, ortak sözlü ve ortak sözsüz, düz ve aksi olmalarına göre gruplandırılır. 3-Ritim; vezin ve kafiyeden oluşan bu bölümde aruz vezninin hangi kalıplarının ne sıklıkta kullanıldığı yer almaktadır. Kafiye ve rediflerin de tablosu bulunmaktadır. 2 Bu konuda Muhsin Macit in Divan Şiirinde Ahenk Unsurları (Ankara,1996) adlı eserinden faydalanılmıştır. 8

SÖZ TEKRARLARI 2.SÖZ TEKRARLARI 2.1.Cinas Yazılışları aynı olduğu halde anlamları farklı olan kelimelerle yapılan kafiyelere cinaslı kafiye denir. Yani çok anlamı olan bir kelimeye farklı konuda farklı anlam yükleme işidir. 2 çeşit cinas vardır; tam cinas ve eksik cinas. Divanda tespit ettiğimiz cinaslar aşağıda verilmiştir. Yazarın tutumunun anlaşılacağı türden cinaslar verilmiş, diğerlerine ise sadece değinilerek geçilmiştir. 2.1.1.Tam Cinas Cinası yapan kelimelerin harf sıralarının ve sayılarının aynı olmasıdır. Yani eşsesli kelimelerdir diyebiliriz. Yazılışları ve okunuşları aynı anlamları farklıdır. Bize pend ile vâ izler kesel verdikleri yetmez Kesel def ini ko câm-ı sâfadan hem kes el derler. 43/2-3 Vaizlerin bize öğütle tembellik, uyuşukluk verdikleri yetmezmiş gibi hem tembellik etmeyi bırak hem zevk ve eğlence kadehinden elini çek derler. (Kesel, tembellik gevşeklik ve el çekmek olmak üzere iki farklı anlamda kullanılmasından dolayı cinas oluşturmuştur.) Baht uyansa hâba varsa dîde-i bîdârımız Düşde bârî gayrıdan tenhâ düşürsek yârımız 47-1 Kaderimiz uyansa uykusuz gözümüz uykuya varsa, sevgilimizi bari rüyada başkalarından uzak, ayrı görsek (Düş, rüya ve düşmek eylemi olmak üzere iki farklı anlama gelecek şekilde kullanılarak cinas oluşturmuştur.) 9

SÖZ TEKRARLARI Dil ehlinden dime cân istesem cânâ revân virmez Seni cândan seven âşık ya neyler sana cân virmez 58/2-1 Gönül ehlinden can istesem deme sevgiliye can vermez. Seni candan seven âşık sana can vermez de ya ne yapar. (Cân; hayat, gönül ve sevgili anlamlarına gelecek şekilde kullanıldığı için cinas sanatı oluşturmaktadır.) Esdi nesîm-i cân-fezâ canlandı erbâb-ı çemen Güller giyip gülgûn kabâ güldü açıldı nesteren 97-1 Cana can katan rüzgâr esti çimen sahipleri canlandı. Güller gül renkli elbiselerini giyip güldü, güller açıldı. (Gül; çiçek anlamı, renk anlamı ve eylem anlamı itibariyle cinas oluşturmuştur.) 40-3, 53-3, 87-1, 89-1, 114-2, 116-4, 120-1, 123-5, 133-1, 2.1.2.Eksik Cinas Bu cinas türünü oluşturan kelimeler arasında tam cinastaki gibi aynılık söz konusu değildir fakat kelimeler arasında ses benzerlikleri vardır.bu ses benzerlikleri genellikle iki yada ikiden fazladır.eksik cinas bazen de bir kelimenin diğer bir kelime içerisinde aynen yer alması şeklinde görülmektedir. Hâfız-ı genc-i kerem hazret-i Ahmed Paşa Ki eder ehl-i recâya geh ü bîgâh meded 28-7 10

SÖZ TEKRARLARI Cömertlik hazinesini saklayan Hazret-i Ahmet Paşa dır ki ümit sahibine vakitli vakitsiz yardım eder. Sahbâ yerine zehr-keşân-ı gam-ı aşkız Reşk etme bizim câmımıza biz Cem-i aşkız 50-1 Şarap yerine aşkın gamını çekenlerin zehriyiz. Kıskanma imrenme bizim kadehimize biz Cem in aşkıyız. Tûtî-i mu cize gûyum ne desem lâf değil Çarh ile söyleşemem âyînesi sâf değil 71-1 Bir papağanım ama, herkesin söyleyemeyeceğini söyleyen bir papağan. Zamane ile söyleşemem çünkü yürekleri temiz değildir. Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil 71-2 Yüreği temiz olmayana gönül adamıdır diyemem. Gönül adamlarının birbirlerini bilmemeleri olacak iş değildir. Ol kadar etdi sirâyet feyz-i hulk u meşrebi Kevser ü müşk oldu hep âb u türâb-ı Edrine 118-3 Yaratılışı ve meşrebinin bereketi o kadar yayıldı ki suyunu kevser, toprağını misk yaptı Edirne nin. Yegâne mesned-ârâ-yı vezâret hafız-ı devlet Ki devr-i devletidir rûzigârın rûz-ı pîrûzı 133-8 11