Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye www.zafer.com - zafer@zafer.com twitter.com/zaferyayinlari - facebook.com/zaferyayinlari copyright 2014 1. Baskı: Ağustos, 2014 Bas kı-cilt: Altınoluk Matbaacılık, 0 212 671 07 07 Hazırlayan: Saide Nur Dikmen İllustrasyonlar: Sevgi İçigen
İÇİNDEKİLER Lütfen... 9 Kim öğretti?... 17 Koklama hakkı... 23 İki hizmetçi... 29 Sinek... 35 En güçlü kral... 39 Kurabiye hırsızı... 45 Gürültücü çocuk... 51
Şoför koltuğu... 59 Beethoven a saygi... 65 Tatlı dil... 73 Herkesin görevi... 85 Buğday başaklari... 89 Paraşüt... 95 Huysuz at... 99 Şair durağı... 103 Misafir... 107
LÜTFEN BIR ZAMANLAR, küçük bir çocuğun ağzında yaşayan LÜTFEN adında sessiz, sakin bir kelime vardı. Aslında bu LÜTFEN kelimesi bütün insanların ağzında yaşıyordu. Ama insanlar çoğu zaman onu unutuyorlar ve çok az kullanıyorlardı. LÜTFEN lerin istediği tek şey, sık sık ağızdan dışarıya çıkıp hava alabilmekti. Eğer hava alamazlarsa, zayıflarlar ve bir süre sonra hareket edecek halleri kalmazdı. Bu hikayenin LÜTFEN i ise Tarık isminde bir çocuğun ağzında yaşıyordu. Ama uzun 9
bir süredir dışarıya çıkmamıştı. Çünkü Tarık çok kaba ve düşüncesiz bir çocuktu. Ayda yılda belki bir defa LÜTFEN derdi. Bir şey isteyeceği zaman, Bana ekmek ver! Bana su ver! Bana kitabımı ver! derdi. Tarık ın anne ve babası onun bu durumuna çok üzülüyorlardı. Oğullarının bu davranışlarının nasıl düzeleceğini düşünüp duruyorlardı. Tarık ın ağzında yaşayan LÜTFEN ise, perişan durumdaydı. Havasızlıktan bitkin düşmüştü. Bütün gün dışarıya çıkmayı bekliyordu ama daha çok beklerdi Zavallı LÜTFEN gün geçtikçe daha da zayıflıyor ve güçsüzleşiyordu. Tarık ın bir abisi vardı. On yaşlarındaydı. Ve Tarık ne kadar kabaysa, abisi de o kadar nazik bir çocuktu. Onun ağzında yaşayan LÜTFEN bol bol temiz hava alabiliyordu. Bu yüzden çok sağlıklıydı. Bir sabah bütün aile kahvaltı yapıyordu. Tarık ın LÜTFEN i kaçması gerekse bile temiz hava almaya karar vermişti. Derin bir nefes aldı ve Tarık ın ağzından abisinin ağzına atladı. Ama abisinin LÜTFEN i bu işe çok bozuldu. Çık dışarı! dedi. Burası benim evim. Sen burada yaşayamazsın. Bu güzel ağız, benim ağzım! Biliyorum diye cevap verdi Tarık ın LÜT- FEN i. Başını öne eğdi ve gözyaşları içinde 10 11
anlatmaya başladı: Ben öteki kardeşin ağzında yaşıyorum. Ama hiç temiz hava alamıyorum. Çünkü Tarık çok kaba bir çocuk. Asla LÜTFEN demiyor. Sana yalvarırım, burada kalmama izin ver. Biraz temiz hava alayım, güçlenip kendime geleyim, giderim emin ol. Peki! dedi öteki LÜTFEN. Neden olmasın? Madem bir süreliğine kalacaksın, olur elbette. Hem benim sahibim çok nazik birisi. LÜTFEN dediği zaman ikimiz birden çıkarız. Böylece iki kez LÜTFEN demiş olur. Bu da onun için fark etmez. Dedim ya, kibar bir çocuktur benim sahibim. O akşam yemekte, Tarık ın abisi babasından tuzu uzatmasını istedi. Babacığım, tuzu uzatır mısın LÜTFEN LÜTFEN! Elbette diye cevap verdi babası ve sordu: Niye bu kadar naziksin oğlum? Abi cevap veremedi. Annesine dönüp ekmek istedi: 12 13
Anne ekmek alabilir miyim LÜTFEN LÜT- FEN? Annesi güldü: Tatlım elbette ekmek alabilirsin. Fakat neden iki kez LÜTFEN diyorsun hiç anlamadım. Bilmiyorum dedi abi. Ben bir kez söylüyorum ama kelimeler ağzımdan iki kez çıkıyor. O sırada susamıştı: LÜTFEN LÜTFEN biraz su alabilir miyim? dedi bu sefer. Abi korkmaya başlamıştı. Tarık ise en kaba haliyle bağırmaya devam ediyordu: Ekmek ver! Su ver! Tuz ver! Tarık bir an durdu ve abisi gibi konuşmanın eğlenceli olacağını düşünerek: Ekmek alabilir miyim mmm dedi. Tarık, LÜTFEN demek istiyordu ama ağzındaki LÜTFEN abisinin ağzına kaçtığı için söyleyemiyordu. Tekrar denedi: Tuz mmmm! Hayır olmuyordu işte. Tarık asla LÜTFEN diyemiyordu. Bu terslik akşama kadar devam etti. Kimse Tarık ın neden LÜTFEN diyemediğini ve abisinin neden iki kere LÜTFEN dediğini anlayamadı. O gece, Tarık ın LÜTFEN i, abisinin ağzından çıkıp Tarık a geri döndü. Ertesi sabah her şey yoluna girmişti. Abisi yine eskisi gibi bir kez LÜTFEN diyor, Tarık ise artık LÜTFEN diyebiliyordu. Ve Tarık ın LÜTFEN i o günden sonra sık sık temiz hava almak için dışarıya çıkmaya başladı. 14 15
KİM ÖĞRETTİ? HAMZA ÖĞRETMEN market arabasını yavaş yavaş sürerek kasaya doğru ilerliyordu. İki sene önce emekli olmuştu. Çok istememişti aslında emekli olmayı ama yaşlanmıştı. Yorulmuştu. Sol bacağındaki ağrı yüzünden ayakta çok duramıyordu. Tansiyonu da bir yukarı, bir aşağı asansör gibi hareket edip duruyordu. Her şeye rağmen öğrencilerini çok özlüyordu. Bunları düşünerek yürürken, birden ayağı bir şeye takılmış gibi dengesini kaybetti. Düşüyordu ki hemen toparladı kendisini. İçinden: 17