222 YILI Raporu
YILI YILI R a proayili rpuo r u 223 İçindekiler 8 Mar t Dünya Emekçi Kadınlar Günü 10 Kasım Atatürk ü Anma G ı d a G ü v e n l i ğ i Pa n e l i ( 1 9 O c a k 2 0 1 3 ) P l a s t i k K a p a k To p l a m a K a m p a n y a s ı O k u m a y ı S e n i n l e Ö ğ r e n d i m K i t a p P r o j e s i Nazım Hikmet Anması Sanatsal Etkinlikler Sosyal Etkinlikler Raporu 223
İçindekiler Raporu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü YILI R ayili poru 224
YILI Raporu 8 MART DÜNYA EMEKÇI KADINLAR GÜNÜ (8 MART ) Sloganları ekmek ve güller olan emekçi kadınların seslerini duyurmaya çalıştıkları 8 mart Türkiye de ve dünyada kadınların hak ve eşitlik isteklerini dile getirdikleri; bu güne dek kazanılmış hak ve özgürlüklerini sorguladıkları, her meslekte kadın olmaktan dolayı yaşadıkları sorunlara dikkat çektikleri gündür. Çağdaş gelişmeler doğrultusunda ülkemizde kadınlar, sosyal, kültürel ve ekonomik hayata katılmak için yoğun mücadele vermişlerdir. Bu mücadele, cumhuriyetimizin ilanından sonra oldukça ileri düzeye ulaşmış ve Atatürk ün desteğiyle yürütülen çalışmalar sonucu kadınlarımız hak ettikleri konumu elde etmişlerdir. Ancak bu durum, kadınlarımızın elde ettikleri hakları etkin şekilde kullanmalarını ve geliştirmelerini sağlayamamıştır. Türk kadını artık karar alma ve uygulama mekanizmalarında daha fazla söz sahibi olmak istemekte. Sorunlarını ve bunların çözümü için talebini her geçen gün daha yüksek sesle dile getirmekte. Kadın sorunu esasen bir demokrasi sorunudur. Türkiye demokratlaştıkça, özgürlük alanları genişledikçe kadınlarımızın sorunlarının çözümü de kolaylaşacaktır. Demokrasi eşitliktir. Eşitliğin, kişilerin kadın veya erkek oluşlarıyla değil, insanlık sıfatlarıyla ilgili bir gerek olduğunu unutmayalım. Bizleri bugünkü medeni haklara kavuşturan, en az erkekler kadar kuruluşuna emek verdiğimiz cumhuriyetimize sahip çıkıp, kazandığımız hak ve özgürlüklerden ödün vermememiz gerekmektedir. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü 225
YILI Raporu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Açış Konuşması Çok değerli konuklar, sevgili kadın meslektaşlarım; Hepimiz için anlamı ve önemi büyük olan; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü söyleşimize hoş geldiniz. Bugün buradayız çünkü, Kadının erkekle eşit, özgür ve mutlu yaşadığı bir Türkiye, bir dünya hayali peşindeyiz. Ama görüyoruz ki, Bu zorlu bir hayal. Çünkü yıllardır mücadele etmemize karşın, çok da yol alamıyoruz. Bugün hala bu sorunu tartışmamız da bunun bir kanıtı. Değerli konuklar; İstatistik denilen şey, geçmişi anlamak, bugünü yönetmek, geleceği planlamaya yarar. Türkiye de kadın istatistiklerine baktığımızda bırakın geleceği hiçbir şeyi planlayamadığımız ortada. Burada kadın örgütlerinden çok değerli konuşmacılar var. Zaman zaman onların da hazırladığı Türkiye de kadın gerçeği üzerine araştırma sonuçlarını medyadan hep beraber okuyoruz. Kendileri de en son, en çarpıcı tabloyu inanıyorum birazdan buradan hepimizle paylaşacaklardır. Kadın ve erkek arasındaki sosyal, ekonomik ve kültürel konularda farklılığı vurgulayan göstergelerden herkesin çıkaracağı bir sonuç kuşkusuz var. Kişisel olarak birkaç yıldır ben de özellikle Türkiye İstatistik Kurumu nun her yıl 8 Mart a endekslenerek yayınladığı, nüfus, demografi, sağlık, eğitim, işgücü, kazanç, şiddet, yoksulluk, gibi konuları kapsayan araştırmasını özellikle takip etmeye çalışıyorum. Ancak bu yıl, buraya gelmeden başka küçük bir araştırma yaptım ve şimdi ben de bunun sonuçlarını sizinle paylaşmak istiyorum. 226
YILI Raporu Güncel Türkçe sözlüğün kadın maddesine baktığınızda dört anlam verilmiş. Aynen okuyorum; 1. Erişkin dişi insan 2. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan 3. Bayan 4. Hizmetçi bayan Bir yanda; genel kadın, kiralık kadın, kötü kadın, hayat kadını gibi tanımların olduğu bir toplum, diğer yanda Erkek gibi yakıştırmaların övüncüyle yaşanılan bir ortam. Ve aslında elinde bir sözlüğü olan herkes bu araştırmayı kolaylıkla yapabilir. Değerli konuklar; bu sosyolojik araştırmada yararlandığım kaynak sadece ve sadece TDK. Yani Türk Dil Kurumu. Bakın kadına verdiğimiz değer, toplumumuzdaki yeri ve algılanışı sadece sözcükler üzerinden nasıl bir sonuç ortaya çıkartıyor. Sayın konuklar yani aslında sözün bittiği yerdeyiz. Ancak isterseniz devam edelim. Bir de tersten bakalım ve Erkek maddesi için TDK ne demiş okuyalım. Yine aynen ve sadece 4 tanım okuyorum. 1. Yetişkin adam, bay 2. İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı 3. Koca 4. Sözüne güvenilir, mert Değerli konuklar; işte kadına verilen değer açısından böyle bir toplumda yaşıyoruz ne yazık ki; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Değerli konuklar; Kadınların toplumumuzdaki bu aşağılanma ve algılanışındaki en temel gerçek, kuşkusuz ekonomik yaşam içinde yeteri kadar güçlenememiş olmaları kaynaklıdır. Türkiye de kadınların işgücüne katılımında erkeklerin 3 te 1 i seviyesinde kalması bu gerçeği bize çok iyi anlatıyor. 227
YILI Raporu Birleşmiş Milletler istatistiklerine baktığımızda dünyada da durumun çok farklı olmadığı görülebilir. Yapılan araştırmalara göre; Dünyadaki işlerin yüzde 66 sı kadınlar tarafından görülüyor. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak yüzde 10 una sahipler. Dünya daki mal varlığının ise sadece yüzde 1 i kadınların. Değerli konuklar; Bugün Türkiye de çalışan, güçlü ve ayakları üzerinde duran kadınlar için yapılması gerekenler ve talepler bellidir. Dün ifade ettik bugün de tekrar altını çiziyoruz. Diyoruz ki; - Tüm kadınlar için emeklilik bir hak olmalıdır. - Ev içi cinsiyetçi iş bölümü ve hiyerarşiye karşı çıkılmalıdır. - Kadınları güvenceli istihdama yönlendirecek yaklaşımlar sergilenmelidir. - İş yerlerinde ve mesleki eğitim kurslarında kota uygulanmalıdır. - Çalışma süreleri ve işin niteliğinden bağımsız bir ücretlendirme politikası olmalıdır. - 18 yaşını bitirmiş ve işe girmek isteyen tüm kadınlar için işsizlik sigortası gündeme gelmelidir. - Ve son olarak doğum izni süresinin kadınların emekliliğine sayılması da önemlidir. 228 Değerli konuklar sayın konuşmacılar, Biliyoruz ki tek başına bu talepler bile tabii ki, kadın sorununu radikal bir şekilde çözemez. Ama bu sorunun çözülmesi bir ütopya da değildir. Sistemin kadını bir ticari mal gibi algılamaması için, sadece eve layık görmemesi için bu alanda da örgütlülüğün daha ileri taşınması lazım. Ancak bu yaklaşımla, bu birliktelikle; Tensel, ruhsal, bireysel, sosyal, cinsel, siyasal ve ekonomik özgürlüğü bir bütün olan kadına ulaşmak mümkündür. Böylelikle kadınların insanca yaşayacağı aydınlık Türkiye nin kurulma ve korunmasına da katkı sağlanmış olur. Çok değerli konuklar; Toplumsal değişimin öncüsü kadınlardır ve biz sizlere sonuna kadar güveniyoruz. Eşit, özgür ve mutlu olunacak yarınların çok da uzak olmadığına artık hepimiz güvenmek istiyoruz. Son olarak, bugün buraya gelerek, dayanışma gösteren tüm dostlarımızın ve kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.