- şiirler - Yayın Tarihi: 15.4.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
(1970-) 01.03.1970 İstanbu Beykoz doğumlu. İlk ve orta öğrenimini bulunduğu ilçede tamamlayıp Lise eğitimini Üsküdar Ticaret Lisesinde tamamladı. Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğünde Memur olarak görev yapmakta olup, A.Ö.F.İlahiyat Ön Lisans 1.Sınıf öğrencisidir.
Bebek Vurduğunda üçbeş tokadı, ağladı Dünyam karardı... Ağladı yavrucak İçin için, yanana Biliyormusunuz o daha üçbuçuk aylık...
Beş Nokta Hasretim, hasretini çektiklerime, Belki bir ana, Belki bir güne, Belkide bir yıla, Kim bilir belkide geçirdiğim bir ömre, Hasretim, istediklerimin, istediğim gibi olmamasına, Belki temiz bir yüreğe, Belki beni aldatmayacak bir düşünceye. Belkide beni ben olduğum için seven bir sevgiliye. Kim bilir belkide diyarı gurbete, Okuyan, senin hasretliklerin yokmu söyle, Yeminle bemimki saymakla bitmez, ya seninki.! Kim bilir belkide, belkide... işte bu beş noktaya,
Bir Adım Ayrılık Bu kadar zor olacağı aklıma gelmemişti, Açıkcası düşünmemiştim de, Varlığından bir adım bir adım bile uzaklaşmayı, Dört duvarın manası senmişsin meğer, Keske değişmeseydi masam, sandalyem, Ayrılığa diyetmiş, hasrete meğer Peki ya sen hepten gidince, O gidişi düşünmek bile istemiyorum İki adım uzaklaşmak yetti, Yetti içten içe sızlanmama, yangının başlamasına, Sen hayalimde yaşattığım ulaşamıyacağım bir varlık, Sen her zaman hasretini çekeceğim bir güzellik, Sen herzaman ruhumun enderininde bir sevgili...
Bir Dostuma Kararsa dünyan bir anlıkta olsa Güneşinle aydınlat, Hayalinle yoğur Kara bulutlarını, mayası; Sevgin güzelliğin olsun Kulak asma sakın sağındaki ve solundaki seslenişlere Dostunu düşmanını bilemezsin yanılmayasın sakın Kimse bilmez seni senin kendini bildiğin kadar Dediğim gibi Dünyada güzelliğe dair ne varsa Gecelerinin karanlığında aydınlığın olsun
Dua Daraldıysa gönlün, Aç ellerini semaya, başla duaya, Yücel tüm kalbinle, sonsuz kerem sahibi Mevlaya Bundan başka var mı? huzur söyle bu dünyada İsyana sürüklenme yakışmaz bir müslümana Yalvar seni yoktan var eden Allaha!.. Bulacaksısın huzuru huzuru ilahide mutlaka Amelim yok deme sakın uzak durma duaya İsyanın başlangıcıdır bilesin bu hakka
Kapuska Akşam yemeğine kapuska yapmıştı Bilmezdiki benim kapuska sevmediğimi Bilmezdiki yiyorsam, içiyorsam Kendisini sevdiğimden.
Meyhane Gidiyorum sevgilim bu gece Yine sensiz bir eğlenceye Her çilenin başladığı Aşk denilen meyhaneye Sardı gönlümü aşk, hüzün keder Gidiyorum sevgilim bu gece yine sensiz bir eğlenceye Gönül sokağındaki Aşk denilen meyhaneye
Müracaat Bir işe müracaat ettim Ayın birinde olur dediler Ayın biri geldi o işten hala bir haber gelmedi Bir yara mektup yazdım Falan gün saate gel dedim O gün geldi, saat geldi O yardan hala bir haber gelmedi Sordum kaderime Revamı dedim bunlar bana Bekledim bekledim hala gelmedi kaderimden Ne bir ses ne bir seda
Neden Haslet-i cemilene yandım Ulvi bir ateş ile Rişte-i canımı sen kopardın İyd-i mi eyledin cehennem Yeksansızlıkmı sebep bu zulme Efgan-ı feryadım budur inan Ehli diline
Ölene Dek Gözlerimi kapatmak istemiyorum, taki ölene dek Hayalin gözlerimden gitmesin diye Çünki ben rüya göremem Sana koşmak, sarılıp öpmek isterim Ayaklarıma prangaları, ellerime kelepçeleri bilmeden kendim vurmuşum Olmuyor baksana vakitsizim, zamansızım, kardelenim hayal sevgilim Seni seviyorum aşığım demek istesemde diyemiyorum Dilimi kendi dar ağacımda urgan yapıp boynuma dolamışım Özüyle gönlüm demir parmaklıklar arkasında Möhebbet hapse mahkum olmuş, benim Hayal ötesi hayal sevgilim...
Sen Gidince Her ne olduysa sen gidince oldu, Gönlümün gülen yüzü sen gidince soldu, Ağaçlar yapraklarını sengidince döktü Sonbahar sen gidince geldi gönül bahçeme Her ne olduysa bilki sen gidince oldu Yağmur sen gidince yağdı Gönül sazımın telleri sen gidince koptu Bilinmez herşey sen gidince oldu Her ne olduysa sen gidince oldu Bütün olumsuzluklar sen gidince oldu Kendimin ben olduğunu sen gidince unuttum Dön artık, dön gel ne olursun..
Teperler Bir insan yetmişmilyon insan edermi? Eder...! Bu diyarda herşey herşey eder, Bir boğazına yetmişin hakkını yiyenler, Fazlasını nerelerine teperler! Teperler...! Anasına, Avradına, Gelmişine geleceğine, Yetmişi birden hayasızca ve haklıca Teperler, teperler.
Yanlız Değilim Güneşi doğmayan bir yerdeyim Her gözümü açtığımda karanlık fakat, Yanlız değilim Benim gibiler hepsi karanlıkta Bir ışık bir güneş doğsun diye top yekün duada Yattığımız yerden kalkarız elbette Biliriz güneşi kör bulutlar arkasından çıkarmayı biliriz elbette yenilmeyi ve de yenmeyi