HİCRETİNDEN DÖNENLERİ BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE Abdullah bin Abdu l-latif Al uş Şeyh www.almuwahhid.com 1
Hicretinden Dönenleri Bekleyen Büyük Tehlike! Şeyh Abdullah bin Abdu l-latif, el-durer es-seniyye, Babu Cihad, 8/81-82 بسم هللا الرمحن الرحيم Abdullah bin Abdillatif ten Artaviye ve diğer bölgelerdeki bütün kardeşlere, Allah onları kötülüklerden korusun ve onları Urvet ul Vuska ya (Yani en sağlam kulp olan tevhide) sarılma hususunda muvaffak kılsın. Onları saptırıcı görüşlerden ve hevadan da muhafaza eylesin. Allahın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Bu yazıyı kaleme almamı gerektiren husus sizi tefrika, ihtilaf ve düşmanlıklar hususunda daha çok ikaz etmek, aydınlatmak ve uyarmaktır. Zira Allah size dinini öğretmekle lutfetmiş ve size hidayet etmiş; sizleri cehaletin, hevanın, şirkin ve fenalığın karanlığından ve cahiliyeden kurtarmış; öyle bir cahiliye ki o cahiliyede yaşayan bedbaht, şaki olarak yaşar; ölen de ateşe atılır. Allah Subhanehu ve Teala haksız yere öldürülen birisiyle onu öldüren katili arasındaki İslam kardeşliğini dahi katile yönelik şiddetli azab tehdidine rağmen- kesmemiştir ve şöyle buyurmuştur: }ك ت ب ع ل ي ك م ال ق ص اص ف ال ق ت ل ى ا ل ر م ن أ خ يه ش ي ء { ب ا ل ر و ال ع ب د ب ال ع ب د و ا ل ن ث ى ب ا ل ن ث ى ف م ن ع ف ي ل ه Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). Ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. (Bakara: 178) Görüldüğü gibi katille maktulu kardeş olarak vasfetmiştir ve bu büyük günah onların arasındaki kardeşlik bağını ortadan kaldırmamıştır. Keza Hucurat Suresinde de mealen şöyle buyurmuştur: 9. Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerlerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki 2
Allah, âdil davrananları sever. 10. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki merhamet olunasınız. Burada da aynı şekilde aralarında savaş cereyan etse ve topluluklardan birisi diğerine haksız yere saldırsa bile Allah Subhanehu yine de Müslümanlar arasındaki kardeşlik hukukunu kesmemiştir. Sizler ise birbirinizden uzaklaştınız ve bunlardan daha önemsiz mevzulardan ötürü birbirinize kin güttünüz. Halbuki bu meselelerin hiç birisi ayrılığı gerektirmemektedir. İşte bu, şeytanın İslam ehline yönelik en büyük tuzaklarından birisidir. Allah sizleri de bizleri de bundan muhafaza buyursun. Yine Allah Subhanehu nun size lutfettiği şeylerden birisi de hicret ve (Müslümanlar arasına) yerleşmektir. İşte bu, büyük bir nimettir. Allah rasulu (sav) Bedevilerden ve başkalarından müslüman olanlara bunu tavsiye etmiştir. O (sav) Bureyde (ra) kanalıyla gelen bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: و إ ذ ا ل ق ي ت ع د و ك م ن ال م ش ر ك ني ف اد ع ه م إ ل ث ل ث خ ص ال - أ و خ ل ل - ف أ ي ت ه ن م ا أ ج اب وك ف اق ب ل م ن ه م و ك ف ع ن ه م ث اد ع ه م إ ل ا ل س ل م ف إ ن أ ج اب وك ف اق ب ل من ه م و ك ف ع ن ه م ث اد ع ه م إ ل الت ح و ل م ن د ار ه م إ ل د ار ال م ه اج ر ين و أ خ ب ه م أ ن ه م إ ن ف ع ل وا ذ ل ك ف ل ه م م ا ل ل م ه اج ر ين و ع ل ي ه م م ا ع ل ى ال م ه اج ر ين ف إ ن أ ب و ا أ ن ي ت ح و ل وا م ن ه ا ف أ خ ب ه م أ ن ه م ي ك ون ون ك أ ع ر اب ال م س ل م ني ي ر ي ع ل ي ه م ح ك م هللا ال ذ ي ي ر ي ع ل ى ال م ؤ م ن ني و ل ي ك ون ل م ف ال غ ن يم ة و ال ف ي ء ش ي ء إ ل أ ن ي اه د وا م ع ال م س ل م ني Müşriklerden olan düşmanınla karşılaştığın zaman onları üç haslete (veya güzel huya) da'vet et! Bunların hangisinde sana icabet ederlerse onu kabul et; ve kendilerini bırak! Sonra : Onları İslâm'a davet et! Şayet sana icabet ederlerse onu kabul et; ve kendilerini (serbest) bırak! Sonra kendilerini yurtlarını terkederek muhacirler diyarına göçmeye davet et! Ve onlara haber ver ki bunu yaparlarsa muhacirlerin lehine olan onlann da lehine, aleyhine olan onların da aleyhine olacaktır. Yurtlarından göçmeyi kabul etmezlerse onlara haber ver ki, müslümanların bedevileri gibi olacaklar; kendilerine Allah'ın, mü'minler üzerine cereyan eden hükmü uygulanacak; ganimet ve feyde hiç bir hakları olmayacaktır. Ancak, müslümanlarla birlikte cihad ederlerse o başka.. 1 Ve yine Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem), bir adamın hicret ettiği ve daha sonra hicretinden geriye dönerek Bedevilerle yaşamaya döndüğüne dair bilgilendirilmiş bunun üzerine şöyle buyurmuştur: 1 Muslim, Cihad: 2, no: 1731 3
"Bu küçük irtidattır!.. Bunu yapan kimse lanetlenmiştir!.. Bedeviler arasında kalarak İslam ını güzelleştiren kimse, (önce) hicret edip daha sonra (hicretinden) geri dönen kimseden Allah katında daha hayırlıdır." Bana ulaştı ki; Arteviye ahalisinden hicret ederek kendilerini (dinde) pekiştirenlerden hicretlerinden dönerek Bedevilerle yaşamak isteyen kimseler varmış. Bu büyük bir musibettir!.. Bunu yapan kimse irtidata düşmekten ve de kendilerine hidayet apaçık aydınlatıldıktan sonra topukları üzere gerisin geriye dönenlerden olmaktan emin değildir!.. Bundan sakının ve sabırlı olun!.. Sabredin, uyanık olun ve Rabbinizin emrine sıkı sıkıya yapışın ve Allah ın rahmetini küfürle değiştirenlerden olmayın!.. Allah tan bana ve size tevfik ve hidayet etmesini dilerim!" 2 2 Mütercimin notu: Bu konuda bizlere ulaşan Hadisler arasında şunları zikredebiliriz: "Allah, Hicretinden sonra Bedevilerle yaşayan kimseyi lanetlemiştir! Allah, Hicretinden sonra -Fitne zamanı dışında; kişinin Bedevilerle yaşayarak Fitne den uzak kalacağı zaman dışında- Bedevilerle yaşayan kimseyi lanetlemiştir!" (İbni Hacer el-heytemi, Mecmu ez-zevaid; Taberani, el-mu'cem el-kebir) İbni Mes ud (radiyallahu anh) dan ve ayrıca Haris el-aver tarikiyle rivayet edilen bir hadiste şöyle buyurulmuştur: "Faiz yiyen ve yediren, eğer biliyorlarsa faizi yazan ve şahitlik eden, güzellik için dövme yaptıran ve yapan, zekatı savsaklayıp onu vermeyi sürekli erteleyen ve hicret ettikten sonra barbarlık ve ilkelliğe geri dönen Kıyamet Günü Muhammed (sallalahu aleyhi ve sellem)'in diliyle lanetlenmiştir!" (Nesai; Ahmed, Müsned; İbni Huzeyme, Sahih; Hakim; Beyhaki, Sünen; Abdu r-rezzak, Musannef; İbni Hibban) Bu hadiste geçen "el-mürteddü Arabiyyen" ifadesi, İbnü'l-Esir'in de dediği gibi: "Bedevinin, bedeviliğini terkettikten sonra, onlarla yaşamak için tekrar bedevilerin yanına çöle dönmesidir." Zira hicret ettikten sonra, şer'an geçerli bir mazereti olmaksızın ayrıldığı yere (ülkeye) dönen kimsenin durumu, tekrar çöl hayatına dönen bedevinin durumu gibidir. Bu durum da bir çeşit irtidat ve mürtedlik olarak nitelenmiştir. Şeyh Abdullah bin Abdu l-latif de bu duruma ردة ediyor: Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem)'den hadisi naklederken söze şu ifadelerle başlamak suretiyle işaret irtidat)!.." riddetu "صغرى sağir (küçük Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'dan rivayet edilen bir hadiste şöyle buyurulmuştur: "Büyük günahların en başta gelenleri, Allah'a şirk koşmak, haksız yere bir cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmanla karşılaşma anında cepheyi terketmek, evli bir kadına zina suçu isnat etmek ve hicret şerefine nail olduktan sonra bedevilerin yanına çöle geri taşınmaktır." (Heytemi, el-mecmu ez-zevaid; Buhari, el-edeb el-müfred; Bezzar) Sehl ibni Ebu Hayseme'nin babasından rivayetine göre ise o, Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem)'i şöyle derken işittiğini bildirmiştir: "Yedi büyük günahtan sakının! Bunun üzerine orada bulunanların sükut ettiğini gören Rasulullah: Bana, bu büyük günahların ne olduğunu sormayacak mısınız? diye sormuş ve: Allah'a şirk koşmak, hicret ettikten sonra bedevileşmek... diyerek, bu günahları saymıştır." (Taberani, Kebir; Heytemi, el-mecmu ez-zevaid) Seleme bin Ekva (radiyallahu anh) Haccac ın yanına girince, Haccac ona şöyle dedi: "Hicret ettikten sonra gerisin geriye çöl hayatına mı döndün? (veya buna benzer bir söz söyledi) Ben de: Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) çölde yaşamama izin verdi dedim." (Buhari; Müslim; Nesai, Ahmed, Müsned) İbni Hacer, Seleme bin Ekva (radiyallahu anh) ile Haccac (bin Yusuf es-sakafi) arasında geçen bu konuşmaya dair açıklamalarında şöyle der: "Fitne zamanı bedevilerle oturmak" bunun anlamı, muhacirin hicret ettiği beldeden çıkarak bedevilerle birlikte oturması ve hicretinden sonra bedevi haline dönmesidir. O sıralarda Rasulullah (sallalahu aleyhi ve 4
sellem) in izin verdikleri hariç bu şekilde davranmak haramdı. İmam Buhari nin bu hareketi "Fitne zamanı" şeklinde kayıtlaması o zamanki iznin fitnenin başgösterme zamanı verildiğine işaret etmektedir. (...)"Topukların üzerine dininden geri döndün" Haccac bu ifadesiyle Hudud bölümünde büyük günahlar işlenirken geçtiği üzere bu konuda yer alan hadisteki ifadeye işaret etmektedir. Çünkü "Kim hicretinden sonra bedevi olarak dönerse" bu konuda zikredilenlerden birisiydi. Bu haberi Nesai, İbni Me sud (radiyallahu anh) dan şu şekilde rivayet etmiştir: "Allah faiz yiyene ve yedirene late etsin..." (Nesai) Bu hadisde "Hicretten sonra bedevi olarak dönene" ifadesi de yeralmaktadır. İbnü'l-Esir en- Nihaye de şöyle der: "Hicretten sonra herhangi bir mazareti olmaksızın bulunduğu yere geri döneni mürted gibi kabul ediyorlardı. (...) Seleme (radiyallahu anh) ın bu konuda Haccac dan başkasıyla yaşadığı bir olay daha vardır. Bunu Ahmed ibni Hanbel şu şekilde nakleder: Seleme (radiyallahu anh) Medine ye geldiğinde Bureyde el-hasin ile karşılaşır. Bureyde (radiyallahu anh): Hicretinden irtidad ettin! deyince Seleme: Allah korusun! Ben Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) den aldığım izine dayanarak orada oturuyorum..." (Ahmed, Müsned) Bu haberin Amr bin Abdu r-rahman bin Cürhed den nakledilen şahidi bulunmaktadır. ( ) Bu iki haberin isnadı hasendir." (İbni Hacer, Fethu l-bari, #7087) "İrtidad ani l-hicre (hicretden irtidad etmek)" deyimi başkaları tarafından da nakledilmiştir. (İmam Tahavi, Beyan-ı Müşkil-il Asar, 2/96-298; Beyhaki, Sünen el-kübra) 5