TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER Umutcan Yüksel, Merve Nur Bulut, Zerrin Mor İNFOGRAFİK RAPOR 1
TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER Yaklaşık 3 yıldır Suriye de devam eden iç savaş bölgesel olarak siyasal, toplumsal ve ekonomik etkilerde bulunmakla birlikte insani boyutuyla da ön plana çıkmaktadır. İç savaş nedeniyle resmi rakamlara göre 130 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 2,5 milyonu geçkin Suriyeli ülke dışına göç ederek mülteci, sığınmacı, şartlı mülteci gibi farklı statülerle yerleşmiş, yaklaşık 6 milyon Suriyeli de ülke içinde yer değiştirmiştir. IMPR Okul tarafından hazırlanan bu çalışma, Suriye de devam eden iç savaşın insani boyutunu incelemektedir. Bu kapsamda çalışmanın birinci bölümünde ulusal/uluslararası hukuk temelinde mülteci, sığınmacı, şartlı mülteci, geçici koruma gibi kavramlar incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde mülteci akımının nedenleri belli bir sınıflandırma ile verilmiş, üçüncü bölümünde uluslararası ilişkiler açısından mülteciler incelenmiş, dördüncü bölümünde ise Türkiye de bulunan Suriyeli mülteciler ile ilgili nicel verilere, coğrafi dağılımlarına, sorunlarına yer verilmiştir. Raporun son bölümünde ise çözüm önerilerine yer verilmiş ve UNHCR tarafından rapor edilen güncellemelere yer verilmiştir.
1. Mülteci Tanımı 1.1.Birleşmiş Milletlere Göre Mülteciler Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 14 Aralık 1950 tarih ve 429 (V) sayılı Kararıyla toplanan Konferansta kabul edilen, 28 Temmuz 1951 tarihinde Cenevre de imzalanan ve 43. maddeye uygun olarak 22 Nisan 1954 tarihinde yürürlüğe giren Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme ye göre Mülteci kavramı şöyle tanımlanmıştır: Irkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle, yararlanmak istemeyen yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahıs mülteci olarak tanımlanmaktadır. 1 Türkiye sözleşmeyi 24 Ağustos 1951 tarihinde imzalamış ve 29 Ağustos 1961 tarihinde ihtirazi kayıtla onaylamıştır. 1.2. Türk Hukuk Sistemine Göre Mülteciler-Sığınmacılar Türkiye Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme yi Avrupa da meydana gelen olaylar coğrafi şartı ile sınırlı olarak onaylamış ve Cenevre Sözleşmesi ile coğrafi sınırlama ilkesini sürdürmeyi seçmiştir. Bu nedenle Türkiye sadece Avrupa Konseyi üyesi ülke vatandaşlarına mülteci statüsü verebilmektedir. 2 Nitekim 359 No lu ve 29.08.1961 tarihli kanuna dayanan 14.09.1994 tarihli yönetmeliğe göre mülteci ve sığınmacı kavramları 3 şöyle tanımlanmaktadır: Avrupa da meydana gelen olaylar sebebiyle ırkı, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle takibata uğrayacağından haklı olarak korktuğu için vatandaşı olduğu ülke dışında bulunan ve vatandaşı olduğu ülkenin himayesinden istifade edemeyen veya korkudan dolayı istifade etmek istemeyen ya da uyruğu yoksa ve önceden ikamet ettiği ülke dışında bulunuyorsa oraya dönmeyen veya korkusundan dolayı dönmek istemeyen yabancı mülteci 4 olarak tanımlanmaktadır. Sığınmacı 5 ise; ırkı, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle takibata uğrayacağından haklı olarak korktuğu için vatandaşı olduğu ülke dışında bulunan ve vatandaşı olduğu ülkenin himayesinden istifade edemeyen veya korkudan dolayı istifade etmek istemeyen ya da uyruğu yoksa ve önceden ikamet ettiği ülke dışında bulunuyorsa oraya dönmeyen veya korkusundan dolayı dönmek istemeyen yabancı olarak tanımlanmaktadır. Sığınma veya iltica konusunda ortaya çıkan yeni gelişmeler, mevcut mevzuat hükümlerinin değiştirilmesi gereğini beraberinde getirmiştir. Bulunduğu coğrafi konum ile çatışma bölgelerine yakınlığı itibarıyla yoğun göç ve sığınma akınına uğrayan Türkiye nin yeni koşullara göre mevzuat değişikliğine gitmesi ve bu konuda kurumsal düzenlemeleri gerçekleştirmesi kaçınılmaz olmuştur. 6 Bu doğrultuda 04.04.2013 tarihli 6458 sayılı kanun yayınlanmıştır. 7 Yeni kanun uluslararası koruma çeşitleri olarak mülteci, şartlı mülteci, ikincil koruma ve geçici koruma terimlerini getirmiştir. Sığınma tanımı ve kapsamını tanımlayan Yeni kanun, eski mevzuatın getirdiği Avrupa dan gelenleri mülteci tanımlayan kavramı benimsemiştir (madde 61). Avrupa dışından gelenleri sığınmacı olarak tanımlayan eski mevzuattan farklı olarak yeni kanun bu sığınmacılar 3
için şartlı mülteci kavramını kullanmaktadır. Şartlı mülteciler üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar Türkiye de kalmalarına izin verilmektedir (madde 62). Farklı bir adlandırma altında da olsa yeni kanun, eski mevzuatın getirdiği coğrafi kriteri koruduğu görülmektedir. Eski mevzuatın düzenlemediği ikincil koruma statüsü yeni kanun tarafından getirilmiştir. Buna göre mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde; Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir (madde 63). Suriye gibi iç savaşın ve çatışmaların olduğu yerlerden kitlesel olarak gelenlerle ilgili yeni kanun Geçici Koruma kavramını kullanmaktadır. Buna göre ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilmektedir (madde 91/1). 8 2. Mülteci Akımının Nedenleri Mülteci tanımında da vurgulandığı üzere, belirli sebeplerle zulme uğrayan veya uğramaktan korkan kişiye verilen genel isim mülteci olarak kabul edilmektedir. Ancak, hukuksal metinlerde aktarılan belirli sebepler in neler olduğu konusunda uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından çizilmiş genel bir çerçeve bulunmamaktadır. Bu noktada en genel ayrımı Weigner in Mülteci Akımının Nedenleri tipolojisinden ve diğer çalışmalardan faydalanarak oluşturulan Türkoğlu nun sınıflandırmasında 9 görebilmemiz mümkündür. Türkoğlu çalışmasında mülteci akımının nedenlerini 5 başlık altında incelemiştir: i) devletlerarası çatışmalar ii) kimliksel (etnik, mezhepsel, kültürel) çatışmalar 10 iii) sivil çatışmalar iv) baskıcı, otoriter ve devrimci rejimler ve v) doğal afetler ve çevre sorunları olmak üzere beş temel nedeni bulunmaktadır. 2.1. Devletlerarası Çatışmalar Weiner ın çalışmasında mülteci akımına neden olan sebepler ile ilgili belirttiği sayılar incelendiği takdirde görülmektedir ki 1969, 1982 ve 1992 yıllarında tutulan istatistiklerde toplam 34.028.000 mültecinin 14.227.000 i devletlerarası savaş sebebiyle göç etmek zorunda kalmıştır. Nitekim başta I. ve II. Dünya Savaşları olmak üzere Arap-İsrail Savaşları, Filistin Sorunu, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık-Karabağ sorununa sebep olan savaşlar, 1950 lerde Afrika da yaşanan dekolonizasyon (antisömürgecilik/sömürgecilikten kurtulma) hareketleri ve Körfez savaşları nedeniyle birçok toplumsal grup/ birey yerinden edilmiştir. 2.2. Kimliksel Çatışmalar 20. yüzyılın sahne olduğu kollektif savaşlar büyük yıkımlar ve toplumsal çöküntüler yaratmıştır. Büyük güçlerin kitlesel bir savaştan duydukları korku ve tedirginliğin de tesiriyle etnisite, din, mezhep, kültür gibi unsurlara odaklanan yeni bir çatışma türü ortaya çıkmıştır. Bu yeni çatışma türünün (Müzmin Toplumsal Çatışma-Protracted Social Conflict) iki niteliği ön plana çıkmaktadır: i) Çatışmanın kimliksel niteliği; ii) Çatışmanın askeri olarak paramiliter yapısı. Müzmin Toplumsal Çatışma nın bu iki niteliği nedeniyle etkisinin de en az kollektif savaşlarda olduğu kadar büyük olduğu aşikârdır. Nitekim Weiner ın çalışmasında belirttiği 4
sayılara göre 34.028.000 mültecinin 10.304.000 kişi etnik çatışmalar sebebiyle ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır. Kimliksel çatışma iki şekilde mülteci akımına sebep olmaktadır. İlkinde yaşanan çatışma merkez ile kimliksel bir grup arasındadır ve otonom bölge isteği söz konusudur. Çatışmanın sebebi toprak talebidir. İkincisinde ise başka bir kimliksel grupla çatışma veya devlet tarafından eziyet görme söz konusudur. Burada toprak talebi yoktur. Çatışmanın sebebi devlet zulmünden ya da diğer kimliksel gruplarla yaşanan farklı sorunlardan kaynaklanmaktadır. Kimliksel çatışmaya sebep olan nedenler konusunda genel bir sınıflandırma yoktur. Ancak kimlikse çatışmaya sebep olan en önemli nedenlerin dil ve din olduğu da bilinmektedir. Weiner bunlara ilaveten ırksal grupların ve kabilelerin kimliksel çatışmaya sebep olduğunu belirtmektedir. Cumhuriyet sonrası yaşanan Türk-Yunan mübadelesi ve 1990 larda Irak ta yaşanan gelişmeler sonucunda 1.4 milyon Kürt ün Türkiye ve İran a iltica etmesi kimliksel çatışma sebebiyle gerçekleşen mülteci akımına örnektir. 2.3. Sivil Çatışmalar Sivil çatışmalar etnik çatışmalar kadar mülteci akımına sebep olmasa da sebep olduğu mülteci sayısı küçümsenmeyecek kadar fazladır. Sivil çatışmalar etnik olmayan sivil çatışmalar olarak nitelendirilebilir. Zira burada çatışmaya sebep olan neden dinsel, dilsel veya ırksal bir sorundan kaynaklanmamaktadır. Çatışmanın nedeni sınıfsal veya ideolojik sebeplerdir. Vatandaş devletine karşı devlet vatandaşına karşı mücadele verir. Bu çatışmada mücadele silahlı örgütler tarafından yürütülmektedir. 2.4. Baskıcı Otoriter ve Devrimci Rejimler Baskıcı otoriter rejimler ve devrimci rejimler çok sayıda insanın ülkesini terk etmesine sebep olmuştur. Bu rejimler II. Dünya Savaşı öncesi ve 1970 ler arasında çok etkili olmuştur. Zira II. Dünya Savaşı ndan önce Avrupa da Almanya ve İtalya da etkin olan rejim sistemi faşizmdir ki bu ülkelerin II. Dünya Savaşı nı çıkarmalarındaki temel sebeplerden biridir. Ayrıca Çin ve Küba da komünizmin egemen olması, İspanya da Franco rejimi ve İran da İslami devrimin gerçeklemesi büyük sayıda insanların ülkesini terk etmesine sebep olmuştur. 2.5. Doğal Afetler ve Çevre Sorunları Bazı yazarlara göre doğal afetler mülteci akımı oluşturan sebepler arasında incelenirken bazı yazarlara göre bu sebepler arasında incelenemez. Weiner doğal afetlerin mülteci akımına sebep olan faktörler arasında incelenememesinin sebebi olarak bunların yaşanan çatışmaların sebebi değil bir sonucu olmasını göstermektedir. Fakat Weiner ın aksine yaşanan çatışmaların bir sonucu olduğu ve buda insanların elinde olduğu için mülteci akımı oluşturan sebepler arasında incelenmiştir. 3. Uluslararası İlişkiler Açısından Mülteciler Mülteciler uluslararası ilişkilerde bir aktör olabilmekte, bir araç olarak kullanılabilmektedir. Mülteci hareketleri ve uluslararası göç hareketleri uluslararası ilişkilerde güvenliği üç düzeyde etkilemektedir. 11 1. Göç alan ve transit ülkeler kitle halindeki insan hareketlerini, ekonomik, refah, sosyal düzen, kültürel ve dini değerler ve politik istikrarlarına 5
bir tehdit olarak algılamaktadırlar. 2. Sınırlar arası hareketlerin ikili ilişkilerdeki tansiyonu ve yükü artırması nedeniyle uluslararası ve bölgesel ilişkilerin dengesi etkilenmektedir. 3. Düzensiz göç akını ve nüfusun hesap edilmeyen yer değişimi, göçmen ve sığınmacıların bireysel güvenliği ve değeri üzerinde ciddi etkiler oluşturmakta ve onları uluslararası ilişkilerin ne olacağı ve ne yapacağı bilinmeyen aktörleri haline getirmektedir. 4.Suriye Krizi ve Türkiye de Bulunan Mülteciler 2011 yılı başlarında Tunus ta başlayan halk hareketleri süreci ile birlikte Arap ülkelerindeki baskıcı yönetimlere karşı değişim talep eden toplumsal hareketler ortaya çıkmış; bazı ülkelerde yönetimler düşerken, bazılarında protesto ve gösteriler uzun süre devam etmiştir. Suriye de ise olaylar nispeten geç başlamasına rağmen hâlen en ağır şiddetiyle devam etmekte olup; siyasal, ekonomik ve toplumsal etkilerinin yanı sıra insani boyutuyla da ön plana çıkan bir iç savaşa dönüşmüş durumdadır. Müzmin Toplumsal Çatışma ya dönüşen Suriye deki halk hareketleri toplumsal kutuplaşma bağlamında çeşitli paramiliter savaşlara sebep olmakla birlikte, düzenli ordu-silahlı muhalefet çatışmalarına da yol açmıştır. Suriye de çıkmaza giren halk hareketlenmeleri iç savaşa evrildiğinden bu yana ülkenin bugünkü nüfusunun nerdeyse yarısı komşu ülkelere sığınmak zorunda kalmış ve yaşanan büyük insani dram dolayısıyla ülke içerisinde yerlerini değiştirmek zorunda kalmışlardır. 2011 yılı Mart ayında başlayan bu göç dalgası günümüze kadar artarak devam etmektedir. Ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyeli mülteci sayısı her geçen gün artmaktadır. 28.03.2014 tarihinde güncellenen UNHCR verilerine göre; Lübnan da 1,001,543 Ürdün de 588.979, Irak ta 219,579 Mısır da 135.853, Türkiye de 667.448 kayıtlı mülteci bulunmaktadır. 2.585.182 kayıtlı mülteci, 47.917 kayıt olmayı bekleyen toplamda 2.633.099 mülteci vardır. Mültecilerin demografik yapılarına bakıldığında ise; %49.8 ini erkekler, %50.2 sini ise kadınlar oluşturmaktadır. Türkiye de bulunan mültecilerin, kayıtlı ve kayıt aşamasında olanlar 667,636 iken kampta bulunan toplam mülteci sayısı 224,453, kamp dışında bulunup kayıtlı olanların sayısı 443,183 dir. Türkiye de bulunan toplam mülteci sayısının ise 800.000 olduğu tahmin edilmektedir. Mart 2013 ten Mart 2014 e kadar gözlemlenen mülteci hareketliliği ise; Mart 2013 te mülteci kamplarında bulunan mülteci sayısı 191.152 iken, Mart 2014 te bu sayı 224,453 e ulaşmıştır. Bunun yanı sıra Mart 2013 te kamp dışında bulunan mülteci sayısı 50.000 iken Mart 2014 e gelindiğinde bu sayının 443,183 e çıktığı görülmüştür. Türkiye de mültecilerin en yoğun olarak yaşadığı şehirlerde ise durum sırasıyla şu şekildedir; Gaziantep te kampta kalan mülteci sayısı 34.540, kamp dışında kalan mülteci sayısı 144,000 olmak üzere toplamda 178,540 dır. Şanlıurfa da kampta kalan mülteci sayısı 75.462, kamp dışında kalan mülteci sayısı 94.300 olmak üzere toplam mülteci sayısı 169.762 dir. Hatay da kampta kalan mülteci sayısı 14.733, kamp dışında kalan mülteci sayısı 81.838 olmak üzere toplam mülteci sayısı 96.571 dir. Kilis te kampta kalan mülteci sayısı 37,797, kamp dışında kalan mülteci sayısı 31,200 olmak üzere toplam mülteci sayısı 68.997 dir. Mardin de kampta kalan mülteci sayısı 7.974, 6
kamp dışında kalan mülteci sayısı 39.066 olmak üzere toplam mülteci sayısı 47.040 dır. K.Maraş ta kampta kalan mülteci sayısı 15.649, kamp dışında kalan mülteci sayısı 28.010 olmak üzere toplam 43.659 dur. Osmaniye de kampta kalan mülteci sayısı 9.361, kamp dışında kalan mülteci sayısı 10.072 olmak üzere toplam mülteci sayısı 19.433 dür. Adana da kampta kalan mülteci sayısı 11.665, kamp dışında kalan mülteci sayısı 5.500 olmak üzere toplam mülteci sayısı 16.722 dir. Adıyaman da kamp dışında kalan mülteci sayısı 10.095, kamp dışında kalan mülteci sayısı 697 olmak üzere toplam mülteci sayısı 10.792 dir. Diğer illere dağılmış olup kamp dışında kalan mültecilerin toplam sayısı 8.000 dir. Malatya da ise kamp dışında kalan mülteci bulunmayıp kampta kalan mülteci sayısı 7.177 dir. Türkiye deki mültecilerin demografik yapılarına bakıldığında ise; mültecilerin %76 sını kadınlar ve 18 yaş altı çocuklar oluştururken, %24 ünü 18 yaş üstü erkekler oluşturmaktadır. NİCEL VERİLER Kayıtlanmış ve Kayıt Aşamasındaki Mülteci Sayısı 667,636 Kamplarda Bulunan Mülteci Sayısı 224,453 Kamp Dışında Bulunan Kayıtlı Mülteci Sayısı 443,183 Türkiye deki Tahmini Mülteci Sayısı 800,000 %76 %24 Kadın ve Çocuk (18 yaş altı) Erkek (18 yaş üstü) 7
KAMPLAR Türkiye de bulunan mültecilerin, kayıtlı ve kayıt aşamasında olanlar 667,636 iken kampta bulunan toplam mülteci sayısı 224.453, kamp dışında bulunup kayıtlı olanların sayısı 443,183 dür. Türkiye de bulunan toplam mülteci sayısının ise 800.000 olduğu tahmin edilmektedir. 8
4.1. Mültecilerin Sorunları 4.1.1. Kayıt ve Sağlık Sorunları Bir mülteci ülkeye giriş yaparken kayıt olmadığı sürece ülkede yok sayılır ve bu yüzden ihtiyaçları belirlenemez. Türkiye ye pasaportu olmadan kaçak giriş yapmak zorunda kalan mültecilerin sayısı çoktur ve bunlar kamplara yerleştirilmektedir. Kayıtları bulunmadığı için hiçbir haktan faydalanamamaktadırlar. Bunun için Türkiye de 23 tane mobil kayıt merkezi açıldı. Türkiye deki Suriyeli mülteciler, kayıt durumları ya da şehirleri ne olursa olsun istedikleri hastanede tedavi olabilme şansına sahip oldu. Türkiye deki %50 den fazla mültecinin de aynı zamanda psikolojik destek görmesi gerekiyor. Bu sebeple sınırlardaki mülteci kamplarında ve hastanelerdeki psikolog sayısının artırılması gerekiyor, sayıları yetersiz kalıyor. Sağlık hizmetlerinin (röntgen, ameliyat, sürekli ilaç kullananlar, kanser ve şeker hastası olanlar) temini en önde gelen sorunlardan birini oluşturmaktadır. Hamile mülteci kadınların düzenli sağlık takiplerinin yapılması, bebeklerin ve çocukların sağlık durumlarının takip edilmesi ve tıbbi bakımlarının karşılanması gerekmektedir. Hastaneye giden mültecilerden ücret talep edilmekte ve bu durum sağlık hakkına erişimi güçleştirmektedir. 4.1.2. Maddi ve Manevi Sorunlar Kamplardaki en önemli sorunlardan biri de kalacak yer sıkıntısıdır. Çoğu mülteci giyecek kıyafet, battaniye, ayakkabı gibi ihtiyaçlarından yoksundur. İstanbul Küçükpazar semtinde yaklaşık 140-150 civarında Suriyeli mülteci aile bulunmaktadır ki çocuklarla birlikte bu sayının yaklaşık 700-800 kişi civarında olduğu tahmin edilmektedir. Barınacak yer bulamayanların, parklarda geceledikleri ifade edilmiştir. Her ailenin neredeyse yedi-sekiz çocuğu var. Bazı yetişkin erkekler ve çocuklar su satarak para kazanmaya çalışıyor. Civarda, yol kenarlarında dilenen çocuklar sıkça görülüyor. Herkesin en büyük sıkıntısının kira ödemek olduğu gözlemleniyor. Bugün İstanbul da, refah seviyesinin epeyce yüksek sayılabilecek bir konumda bulunmasına karşılık, mültecilerin bir kısmı adeta sefalet koşullarında yaşamaktadır. 4.1.3. Eğitim Sorunları Bu sorun kamp ve kamp dışı olan mülteciler açısından 2 ye ayrılır. Kamplarda UNICEF, kitap, defter, kalem gibi yardımları sağlamaktadır. Fakat buradaki en büyük sorun mültecilerin iyi bir eğitim alabilmesi bir mülteci kimliğine sahip olması gerekiyor ve üzerinde numaraları bulunan bu kimlik ise sınır kapısından geçerli bir pasaport ile geçenlere veriliyor. Çok sayıda mülteci de bu mülteci kimliğine sahip olmadığı için okullara kayıt olamıyor ve gereken eğitimi alamıyor. İstanbul daki birçok okul mültecileri misafir adı altında okula alıyor ama bu uzun süredir eğitim göremeyen mülteciler için yeterli olmuyor. Aynı zamanda rakamlar çok yüksek olduğu için tüm okullar buna hazır değil ve dil çok önemi bir etken, çoğunluğunun önceden Arapça dilinde eğitim alması Türkçe eğitime adapte olurken zorlanmalarına neden oluyor. Türkçe öğrenmek ve Türkçe eğitim almak için zamana ihtiyaçları var. IMPR ın Şanlıurfa daki Toplum Merkezi ve benzeri kuruluşlar kayıtlı olmayan mülteciler için bu yönden çok önem teşkil ediyor. 9
5. Çözüm Önerileri ve Gelecek Senaryosu Suriye de yaşanan iç savaş sürecinde yerinden edilmiş ve göç olgusunu bizatihi yaşamış Suriyeli vatandaşlar komşu ülkelere mülteci, sığınmacı, şartlı mülteci gibi farklılaşan statülerle yerleşmiştir. Mültecilerin hali hazırda maddi/ manevi sorunları, eğitim sorunları ve bir takım temel ihtiyaçları bulunmakla birlikte en önemli sorun; mülteciler ile iltica ettikleri toplumlar arasındaki linkin oluşturulması sorunu olarak görülmelidir. Kayıtlanmış, kayıt aşamasında veya kayıtlanmamış olarak üç gruba ayrılan mülteciler barınma temelli olarak kamplarda veya kamp dışında barınan mülteciler olarak da iki gruba ayrılmaktadırlar. Mültecilerin hem yardımlara ulaşmada hem de yaşadıkları toplumlar ile iletişim kurmalarında ciddi sorunlarının olduğu görülmektedir. Bu nedenle Türkiye vatandaşlarına yönelik farkındalık çalışmaları yapılmalı, tüm toplumsal gruplar mülteciler ile ilgili olarak bilgilendirilmeli, sorun ve ihtiyaçları anlatılmalıdır. Suriye deki iç savaş uzun vadede çözüme kavuşsa dahi dağınık halde bulunan mülteci grupların ülkelerine dönmelerinin uzun süreceği aşikârdır. Bu nedenle tüm toplumsal grupların mültecilere yönelik olumsuz algılarının değiştirilmesi için farkındalık çalışmalarının yapılması elzem konumdadır. Mültecilerin hem yardımlara ulaşmada hem de yaşadıkları toplumlar ile iletişim kurmalarında ciddi sorunlarının olduğu görülmektedir. Bu nedenle Türkiye vatandaşlarına yönelik farkındalık çalışmaları yapılmalı, tüm toplumsal gruplar mülteciler ile ilgili olarak bilgilendirilmeli, sorun ve ihtiyaçları anlatılmalıdır. DİPNOTLAR 1 Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme <<1. Bölüm, Madde 1 (2)>> http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/179-199. pdf (e.t. 26.03.2014) 2 Eda Yakmaz (2014) <<Statü Belirleme Sürecinde Türkiye de Bulunan Refakatsiz Sığınmacı Çocukların Durumu>> IMPR Humanitarian, Rapor No:1, Şubat 2014, s.6, http://www.impr.org.tr/impr-humanitarian-rapor-statu-belirleme-surecinde-turkiyede-bulunan-refakatsiz-siginmaci-cocuklarin-durumu/ (e.t. 26.03.2014) 3 Türkiye ye İltica Eden veya Başka Bir Ülkeye İltica Etmek Üzere Türkiye den İkamet İzni Talep Eden Münferit Yabancılar İle Topluca Sığınma Amacıyla Sınırlarımıza Gelen Yabancılara Ve Olabilecek Nüfus Hareketlerine Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (1994) <<1. Bölüm Madde 3>> http://www.mevzuat.gov.tr/metin.aspx?mevzuatkod=3.5.946169&mevzuatiliski=0&sourcexmlsearch=iltica%20eden (e.t. 26.03.2014) 4 Mültecinin İngilizce karşılığı Refugee dür. 5 Sığınmacının İngilizce karşılığı Asylum Seeker dır 6 Mehmet Dalar-Nazlı Ayhan Algan-Ümit Algan (2013) <<Bolu daki Iraklı Sığınmacıların Sosyal ve Ekonomik Sorunları: Saha Çalışmasına Dayalı Bir Analiz>> Alternatif Politika, Cilt 5, Sayı 3, 341-359, Aralık 2013, s. 346 http://alternatifpolitika.com/page/docs/aralik-2013/tammetin/dalar-ayhan-algan.pdf (e.t. 26.03.2014) 7 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (2013) http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/04/20130411-2.htm (e.t. 26.03.2014) 8 Mehmet Dalar-Nazlı Ayhan Algan-Ümit Algan (2013) <<Bolu daki Iraklı Sığınmacıların Sosyal ve Ekonomik Sorunları: Saha Çalışmasına Dayalı Bir Analiz>> Alternatif Politika, Cilt 5, Sayı 3, 341-359, Aralık 2013, s. 346-347 http://alternatifpolitika.com/page/docs/aralik-2013/tammetin/ dalar-ayhan-algan.pdf (e.t. 26.03.2014) 9 Oğuzhan Türkoğlu, Mülteciler ve Ulusal/Uluslararası Güvenlik, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt/Vol. XXX, Sayı/No. 2, 2011, s. 101-118. 10 Türkoğlu nun sınıflandırmasında etnik çatışmalar ibaresi kullanılmış olup, bu raporda sınıflandırma genellenerek kimliksel çatışmalar başlığı altında değerlendirilmiştir. 11 Oğuzhan Türkoğlu, Mülteciler ve Ulusal/Uluslararası Güvenlik, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt/Vol. XXX, Sayı/No. 2, 2011, s. 101-118. 10
UNHCR ÖZETLERİ 2013 yılından bu yana en büyük sayı 2014 yılı nın başında gerçekleşmiştir. Son günlerde 20.000 den fazla Suriyeli mülteci günlük olarak 1,000 2,000 gibi bir sayıyla resmi geçiş noktalarından gelmiş bulunmaktadır.11/02/2014 23 mobil kayıt birimi, kentsel alanlarda yaşayan Suriyeli mültecilerin kayıt faaliyetleri ile AFAD ı desteklemek için UNHCR tarafından temin edilmiştir.27/01/2014 Kilis, Gaziantep, Nizip, Reyhanlı ve Yayladağı bölgelerinde bulunan kamplarda Suriyeli mültecilere UNHCR tarafndan nakdi yardım dağıtımı başladı.27/01/2014 Sağlık Bakanlığı, çocuk felci aşı kampanyası başlattı. Kampanya, Suriye sınırındaki 7 ilde ve diğer illerde 5 yaşın altındaki yaklaşık 1 milyon çocuğu hedef alacaktır.18/11/2013 Kamplarının vinterizasyon programına destek kapsamında, UNHCR Mardin/Midyat çadır kampı ve Malatya/Beydağı konteyner sitesi için 2.550 elektrikli ısıtıcı temin edildi. Isıtıcıların 700 ü Mardin/Midyat konteyner sitesine teslim edilmiştir ve 1.850 ısıtıcı yakında Malatya/Beydağı konteyner sitesine teslim edilecektir.01/11/2013 Türkiye de kayıtlı mülteci nüfusu 2013 yılı başından bu yana yaklaşık % 27 artmıştır.18/03/2013 Bölgede mültecilerin sayısının 1 milyon a ulaşacağı işaret etmektedir. 06/03/2013 Hükümet, yerel toplum arasında yaşayan Suriyeli mültecilere sağlık hizmeti vermektedir. 27/02/2013
14 Mart 2014 Tarihli UNHCR Güncellemesi 20 Mart 2014 Tarihli UNHCR Güncellemesi 12 Mart 2014 tarihinde, AFAD 10 ilde bulunan 22 kampta kayıtlı 220, 083 yardım edilen Suriyeli mülteci olduğunu açıkladı 360 kişilik bir grup Suriyeli Adana dan Viranşehir kampına gönderildi Nusabin kampında kayıtlı 1.266 okula giden çocuk sayısı olduğu bildirildi. 12 Mart 2014 itibariyle, AFAD yaklaşık 2,4 milyon kişiye medikal müdahale olduğunu bildirdi. Yaklaşık 373.000 vaka Devlet hastanelerine sevk edildi. Ayrıca 2011 Nisan ayının başından beri 10.000 den fazla doğum olduğu kaydedildi. UNHCR, Hatay-Yayladağı nda neredeyse tüm kaydın tamamlanmış olduğu bilgisini verdi. 20 Mart 2014,AFAD: Türkiye Hükümeti Afet ve Acil Durum Yönetim Ajansı- Türkiye de 10 ilde ve 22 kampta kayıtlı bulunan ve yardımdan faydalanan 221.444 mülteci olduğunu açıkladı. AFAD 19-20 Mart 2014 te, toplam 1.197 Suriyelinin kabul edildiğini ve kamplara kayıt edildiğini ve 621 Suriyelinin gönüllü olarak Suriye ye döndüğünü bildirdi. UNHCR takımı INGO ile birlikte Hatay-Antakya nın Narlıca ilçesinde 4-12 yaş arası Suriyeli çocuklara, Danimarka Hükümeti tarafından desteklenen, INSAN olarak adlandırılan, psikolojik destek sağladı. INGO ya göre; Suriyeliler Derneği Narlıca da kamp dışında yaşayan mültecilerin sayısını 13.800 olarak saptamış. Hatay Altınözü Boynuyoğun kampında, yetkililer kamp kapasite dolu olmasına rağmen, aileleri dikkatlice yeniden birleştirerek 20 Suriyeliyi daha kabul ettiklerini UNHCR a bildirdiler. Kamp yetkililerinin aktardığına göre Körfez de yaşayan Suriyeli işadamı öğretmen başına 100 TL ve öğrenci başına 20 TL gönderdiler ve bunlar ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Kamp yöneticileri UNHCR ı bilgisayar sınıfları açmak için bilgisayarları bekledikleri yönünde bilgilendirdi. Şanlıurfa Harran konteyner kampında, UNHCR ekibi Kuveyt in bir sivil toplum kuruluşunun finanse ettiği diş bakım merkezini ziyaret etti. Merkezde bir doktor ve iki hemşire çalışıyor ve UNHCR ekibi, doktora ayda 500$ hemşirelerin ise kişi başına ayda 250$ ödendiği konusunda bilgilendirildi. Kilis te, uluslararası sivil toplum kuruluşu, çoğunlukla savaş yaralısı Suriyelilere, protez kol ve bacaklar sağlıyor. Söylenene göre yaralanan yaklaşık 25 kişi bu yardımından yararlanmış bulunmakta. Aynı sivil toplum kuruluşu IMC ile Kilis te Suriyeliler için yardım sağlamaktadır. Viranşehir kampında, 2 fizyoterapist, 7 rehabilitasyon personeli ve 2 destek personeli olan kuruluş IMC aracılığıyla ihtiyaç sahiplerini tespit ettiklerini bildirdi. Söylenene göre, tekerlekli sandalye ve baston gibi destek öğeleri sağlanıyor ve kişiler bunların kullanımı konusunda da eğitiliyor. Nizip te, Diyanet İşleri Başkanlığı yaklaşık 2.800 Suriyeli aileyi tespit ettiklerini ve onlara özel bağışları almak yoluyla aynî yardımlar sağlandığını bildirmiştir.
1 Nisan 2014 Tarihli UNHCR Güncellemesi 31 Mart 2014 tarihinde, AFAD - Türkiye Hükümeti Afet ve Acil Durum Yönetim Ajansı, 10 ilde bulunan 22 kampta kayıtlı ve yardım gören Suriyelilerin toplam sayısının 224.313 olduğunu açıkladı. AFAD 30-31 Mart 2014 döneminde, 27 Suriyelinin kampa kabul edilip kayıtlandığını ve 307 Suriyelinin gönüllü olarak Suriye ye döndüğünü bildirdi. Adana da (Sarıçam), Gaziantep (Nizip-1) ve Adıyaman kamp yönetimleri; güçlü bir fırtınanın birkaç ortak çadıra zarar verdiğini, bildirdi. Adana da okul olarak kullanılan çadırlardan bazıları yıkıldı ve çadır yenisiyle değiştirilene kadar eğitim geçici bir süre durduruldu. Adıyaman da mesleki kurs için kullanılan 2 ortak çadır ve 8 aile çadırı yıkıldı ve yerine yenisi yapılıyor. Nizip-2 de iki ortak çadır yıkıldı ve burada bulunanları cami olarak kullanılan çadırlara taşıyarak onlara kalacak yeni alan sağlandı. Nizip-2 kamp yönetimi bekleme alanında geçici olarak ağılananların (546 kişi) kayıt altına alındığını ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için kimlik kartlarının teslim edildiğini açıkladı. Karkamış ta önceki hafta boyunca bekleme alanında ağırlanan yaklaşık 168 kişi hala kampa geçiş bekliyor. Hem Nizip-1 hem de Karkamış ta bekleme alanında bulunanlara gerektiğinde sıcak yemek ve tıbbi yardım verilmektedir. Adıyaman kampında da geçici bekleme alanında başka bir kampa geçiş bekleyen yaklaşık 125 kişi bulunmaktadır. Akçakale de UNHCR eskiden hapishane olarak kullanılan boş bir hükümet binasında yaşayan, kamplara yerleşemeyen Suriyelileri (12 aile / 60 kişi) ziyaret etti. Aileler Tel Abyad tan Ocak 2014 te çatışmalar sırasında Türkiye ye geldiğini ve bir kampa yerleştirilmek istemediklerini söylediler. Yerel yetkililer Viranşehir kampına yerleştirme teklifinde bulunulan ancak bunu kabul etmeyen grubun farkında ve bu konuda bilgileri var. Aileler, yerel toplum ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından yardım gördüğü konusunda UNHCR ı bilgilendirdi. UNHCR ailelere yardımcı olmak adına farklı yollar keşfetmek için ortakları ile grubu takip etmektedir.
IMPR Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi Mustafa Kemal Mah. Barış Sitesi 2093 (74) Sok. No: 46 Çankaya-Ankara (Eskişehir Yolu AB Bakanlığı Arkası) Telefon: +90 312 287 70 16 Faks: +90 312 287 70 10 www.impr.org.tr @imprcenter imprcenter@gmail.com 2014 IMPR Yayınların telif hakları IMPR a ait olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunun uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayınlanamaz 14