SİRKÜLER İstanbul, 07.01.2014 Sayı: 2014/023 Ref: 4/023



Benzer belgeler
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:

Sirküler Rapor /4-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN 6111 SAYILI KANUNA İLİŞKİN İPTAL KARARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/60 Ref: 4/60

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete: Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59. Karar Sayısı : 2011/69

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SİRKÜLER İstanbul,

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KARAR VE İLAM HARCINA İLİŞKİN İPTAL KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

DEVLET MEMURLARININ TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Cuma, 03 Nisan :58 -

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/014 Ref: 4/014

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/088 Ref: 4/088

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/037 Ref: 4/037

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/020 Ref: 4/020

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/201 Ref: 4/201

SİRKÜLER İstanbul, Konu: 6552 SAYILI KANUNUN 79. MADDESİNİN UYGULANMASINA DAİR TEBLİĞ (ARAÇ MUAYENELERİNE DAİR) (SERİ NO:1) YAYINLANMIŞTIR

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/006 Ref: 4/006. Konu: 43 SERİ NUMARALI BELEDİYE GELİRLERİ KANUNU GENEL TEBLİĞİ YAYINLANMIŞTIR

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/003 Ref: 4/003

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2018/142 Ref: 4/142

Sirküler Tarihi : Sirküler No : : 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Hak.

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 9. İdare Mahkemesi

A. Yasa Hükmünün Anlamı

Bu belge sitesinden görüntülenmektedir. 28 Şubat 2014 CUMA Resmi GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/225 Ref: 4/225

Hayatımız limitli ama öğrenebileceklerimiz limitsizdir

Başvuru kararının tam metni için tıklayınız.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/188 Ref: 4/188. Konu: 2016 YILI ÇEVRE TEMİZLİK VERGİSİ TUTARLARI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ YAYINLANMIŞTIR

24 Aralık 2007 PAZARTESİ. Sayı : MAHKEMESİ KARARI. Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İTİRAZIN KONUSU :

TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GELİRLERİ KANUNU NA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SİRKÜLER İstanbul,

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/40 Ref: 4/40

Başvuru kararının tam metni için tıklayınız.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/194 Ref: 4/194

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/203 Ref: 4/203

SİRKÜLER İstanbul,

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/206 Ref: 4/206

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/195 Ref: 4/195

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/70 Ref: 4/70

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2018/137 Ref: 4/137

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/161 Ref: 4/161

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/184 Ref: 4/184

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/043 Ref: 4/043

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

19 Mart 2010 CUMA. Resmî Gazete. Sayı : MAHKEMESİ KARARI. Mahkemesi Başkanlığından: Karar Sayısı : Karar Günü : 23

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/028 Ref: 4/028

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/097 Ref: 4/097

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2018/228 Ref: 4/228

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/162 Ref: 4/162

SİRKÜLER İstanbul,

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/149 Ref: 4/149

6552 SAYILI KANUN İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI MEVZUATINDA YAPILAN DÜZENLEMELER

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

Anayasa Mahkemesi, 13 Ekim 2012 tarihli ve sayılı Resmi Gazetede. yayımlanan tarihli ve E:2011/38; K:2012/89 sayılı Kararında Vergi

6111 SAYILI KANUN ĠLE YAPILAN DÜZENLEMELER (4) (Madde 12-16)

İTİRAZIN KONUSU: günlü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun;

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/190 Ref: 4/190. Konu: BİREYSEL KATILIM YATIRIMCISI İNDİRİMİ HAKKINDA TEBLİĞ (SERİ NO: 1) YAYINLANMIŞTIR

SDI Audit &Financial

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI SONRASINDA SGK İDARİ PARA CEZALARINDA PEŞİN ÖDEME İNDİRİMİNİN UYGULANMASI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/202 Ref: 4/202

7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

ANAYASA MAHKEMESİ VERGİSİNİ ÖDEMEYENLERE EK TARHİYAT YAPILMAMASI ANCAK VERGİSİNİ ZAMANINDA ÖDEYENLERE İADE DE YAPILMAMASI KURALINI İPTAL ETTİ

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ GENEL KURUL KARAR N.B.B. BAŞVURUSU (2) (Başvuru Numarası: 2014/17143) R.G. Tarih ve Sayı: 22/3/

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/043 Ref: 4/043

556 SAYILI MARKALARIN KORUNMASI HAKKINDA K...

ANAYASA MAHKEMESİ TÜTÜN MAMULLERİNİN TÜKETİLMESİNDEN DOĞAN CEZALARIN 6111 SAYILI YASA KAPSAMI DIŞINDA BIRAKILMASINI ANAYASAYA AYKIRI BULMADI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/36 Ref: 4/36

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim Ve Y.M.M. A.Ş.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/036 Ref: 4/036

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/146 Ref: 4/146

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/125 Ref: 4/125. Konu: TÜRKİYE-ALMANYA ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYINLANMIŞTIR

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/61 Ref: 4/61

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/049 Ref: 4/049

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/012 Ref: 4/012

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/223 Ref: 4/223

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/075 Ref: 4/075. Konu: MALİ TATİL UYGULAMASI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ DE DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞTIR

girmektedir.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/192 Ref: 4/192

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2018/218 Ref: 4/218

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2014/197 Ref: 4/197

6111 SAYILI KANUN YAYIMLANDIĞINDA NEZDİNDE VERGİ İNCELEMESİNE BAŞLANMIŞ VE HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ MÜKELLEFLERE SAĞLANAN İMKANLAR

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2013/111 Karar Sayısı: 2014/195 Karar Günü :

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

6736 Sayılı Kanun Kapsamında SGK Borç Yapılandırma Sunumu Sirküler

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/120 Ref: 4/120. Konu: TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ (SERİ: B SIRA NO: 10) YAYINLANMIŞTIR

SİRKÜLER 2014/ SAYILI TORBA KANUNDA AF VE BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI İLE İLGİLİ YAPILAN DÜZENLEMELER

Hayatımız limitli ama öğrenebileceklerimiz limitsizdir

HEMŞİRELİK KANUNU İLE İLGİLİ ANAYASA MAHKEMESİ KARARI - 5 ŞUBAT

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/033 Ref: 4/033

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Transkript:

SİRKÜLER İstanbul, 07.01.2014 Sayı: 2014/023 Ref: 4/023 Konu: SGK TARAFINDAN 31.12.2010 TARİHİNE KADAR İŞLENMİŞ FİİLLERE İLİŞKİN TAHAKKUK ETTİRİLEN İDARİ PARA CEZALARINA DAİR 6111 SAYILI KANUNUN 13. MADDESİNDE YER ALAN BİR İFADE HAKKINDA ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN İPTAL KARARI VERİLMİŞTİR 31.12.2013 tarih ve 28868 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan E.212/157 K.2013/79 sayılı ve 18.06.2013 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı ile 6111 sayılı Kanuna dair çok önemli bir iptal kararı yayınlanmıştır. 13.02.2011 tarih ve 27857 sayılı 1.mükerrer Resmi Gazete de 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun un 13. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ibaresinin Anayasa nın 2., 7. ve 10. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi ne başvurulmuştur. 6111 sayılı Kanun un itiraz konusu ibareyi de içeren Dava safhasında bulunan veya dava açma süresi sona ermemiş idari para cezaları başlıklı 13. maddesi şöyledir: MADDE 13-31.12.2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava safhasında veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının % 25 i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan % 75 i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde için öngörülen başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak uygulanır. Söz konusu kanun maddesi, 6111 sayılı kanunun Sosyal Güvenlik Kurumuna Bağlı Tahsil Dairelerince Takip Edilen Alacaklara İlişkin Hükümler başlıklı 3. kısmında Tahsilatın Hızlandırılmasına İlişkin Hükümler başlıklı 1. bölümünde Dava safhasında bulunan veya dava açma süresi sona ermemiş idari para cezaları başlığı altında düzenlenmiştir. Yukarıda yer verilen bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ifadesini Anayasa Mahkemesi aşağıdaki gerekçeler ile iptal etmiştir. 1

6111 sayılı Kanunla, vatandaşların kamu kurumları ve diğer bazı kuruluşlara olan borçları yeniden yapılandırılarak ekonomik durumlarına uygun bir biçimde ödeme imkânı öngörülmüştür. Kanun un 13. maddesinde, 31.12.2010 günü ve öncesinde işlenen eylemlere verilen idari para cezalarından Kanun un yayımlandığı tarihten önce veya yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk edenlerin yeniden yapılandırılacağı düzenlenmektedir. Anayasa nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri hukuk güvenliği ilkesidir. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Hukuk devletinde kanun metinlerinin ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Belirlilik ilkesine göre ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. İtiraz konusu kurala ilişkin yasama belgelerinden, kanun koyucunun küresel ekonomik daralmaya bağlı olarak ödeme zorluğuna düşen vatandaşlara borçlarını uygun şartlarda ödeme imkânı sağlamayı ve birikmiş kamu alacaklarının tahsilini artırmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. İtiraz konusu kural, Kanun un yayımı tarihinden sonra tahakkuk eden idari para cezalarını kapsamaktadır. Tahakkuk ise zamanı idarece takdir edilen idari bir işlemdir. Kural, tahakkuk işleminin hangi ölçülere göre yapılacağını belirtmemektedir. Bu nedenle Kanun un yayımı tarihinden itibaren iki ay içerisinde kimlerin borçlarının tahakkuk ettirileceği, hangi borçluların borcu uygun şartlarda ödeme imkânından faydalanacağı öngörülebilir değildir. Dolayısıyla, Kanun un kimleri kapsayacağı idarenin tek taraflı yapacağı tasarruf işlemine ve iradesine bağlıdır. Kural bu şekliyle idareye geniş bir takdir yetkisi vermektedir. Kural, borcu ödeyecek ilgiliye idarenin keyfi yorum ve uygulamalarına karşı yeterince koruma sağlayacak nitelikte de olmadığından hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir. 2

Bu iptal kararı sonrasında kanun metni aşağıdaki şekli almış olmaktadır: MADDE 13-31.12.2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup dava safhasında veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının % 25 i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan % 75 i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde için öngörülen başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak uygulanır. Böylece, SGK tarafından ne zaman tahakkuk ettirildiğine bakılmaksızın, 31.12.2010 tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin olup, SGK tarafından tahakkuk ettirilmiş olan ve dava safhasında veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezaları 6111 sayılı kanun kapsamında olacaktır. 31.12.2010 tarihine kadar işlenen fiillere ilişkin cezanın tahakkuk tarihinden itibaren 15 gün içinde başvurulması halinde 6111 sayılı kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir. Anayasa Mahkemesi kararında iptal kararının yürürlüğüne dair özel bir belirleme yapılmadığı için, iptal kararı 31.12.2013 günü itibariyle yürürlüğe girmiştir. Anayasa nın 153. maddesi gereği mahkeme kararları geriye yürütülemez ve iptal hükümleri ancak söz konusu kararın Resmi Gazete de yayınlanmasından sonra yürürlüğe girerek hüküm ifade eder. Saygılarımızla, DENGE İSTANBUL YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. 3

EK: E.212/157 K.2013/79 sayılı ve 18.06.2013 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı (*) Sirkülerlerimizde yer verilen açıklamalar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tereddüt edilen hususlarda kesin işlem tesis etmeden önce konusunda uzman bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiyemiz olup; sadece sirkülerlerimizdeki açıklamalar dayanak gösterilerek yapılacak işlemler sonucunda doğacak zararlardan müşavirliğimiz sorumlu olmayacaktır. (**) Sirkülerlerimiz hakkında görüş, eleştiri ve sorularınız için aşağıda bilgileri yer alan uzmanlarımıza yazabilirsiniz. Erkan YETKİNER YMM Mazars/Denge Vergi Departmanı, Ortak eyetkiner@mazarsdenge.com.tr Güray ÖĞREDİK SMMM Mazars/Denge Vergi Departmanı, Kıdemli Müdür gogredik@mazarsdenge.com.tr 4

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2012/157 Karar Sayısı : 2013/79 Karar Günü : 18.6.2013 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Eskişehir 2. İdare Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU : 13.2.2011 günlü, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun un 13. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ibaresinin Anayasa nın 2., 7. ve 10. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istemidir. I- OLAY 31.12.2010 günü öncesinde işlediği eylemi nedeniyle hakkında idari para cezası kesilen davacı, 6111 sayılı Kanun un idari para cezalarına ilişkin olarak öngördüğü ödeme kolaylığından faydalanmak amacıyla alacaklı idareye başvurmuş, talep idarece reddedilmiştir. Davalı idarece tesis edilen idari işlemin iptali için açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur. II- İTİRAZIN GEREKÇESİ Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir: A. Yasa Hükmünün Anlamı 6111 sayılı Kanun un Sosyal Güvenlik Kurumuna Bağlı Tahsil Dairelerince Takip Edilen Alacaklara İlişkin Hükümler başlıklı üçüncü kısmında Sosyal Güvenlik Kurumu nun sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi gibi alacakları ile (5510 sayılı Kanun un 102. maddesi ile idare mahkemelerinin görev alanına bırakılan) idari para cezası alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin hükümler öngörülmüştür. Bu kapsamda anılan Kanun un 13. maddesinde 31/12/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava safhasında veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının % 25 i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerinden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan % 75 i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. hükmüne yer verilerek; ilgililere belli koşullar dahilinde idari para cezası borçlarının %75 i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer i borçlarını ödememe imkâni getirilmiştir. Söz konusu maddede bu imkândan yararlanmak için 3 koşul öngörülmüştür. Bunlar, olması, 1) İdari para cezasına neden olan eylemin 31/12/2010 tarihinde veya bu tarihten önce işlenmiş 2) İdari para cezasının 6111 sayılı Kanun un yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk etmiş olması ve 3) İdari para cezasına karşı dava açılmış ise davanın devam etmekte olması veya idari para cezasına karşı dava açma süresinin henüz sona ermemiş olması dır. Bu üç koşuldan herhangi birini taşımayan ilgililer maddede öngörülen yeniden yapılandırma imkânından yararlandırılmayacaklardır. Bu bağlamda dava konusu olayda olduğu gibi; 31.12.2010 tarihinden önce 1

işlenen fiilleri nedeniyle hakkında 5510 sayılı Kanun a göre idari para cezası uygulanan ve idareye başvuru tarihinde para cezasına karşı dava açma süresi henüz dolmamış ya da davası devam etmekte olan bir kişi, eğer idari para cezası davalı idare tarafından 6111 sayılı Kanun un yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettirilmemişse, 13. maddede öngörülen yeniden yapılandırma olanağından yararlanamayacaktır. Bu durumda ilgili, kendisinin hiç bir kusuru olmamasına karşın; sadece idarenin görevini geç yerine getirmesi nedeniyle yasayla tanınan bir imkândan faydalanma olanağından yoksun kalacaktır. B. Anayasa ya Aykırılık Nedenleri a) Anayasa nın 10. Maddesi Yönünden: Anayasa Mahkemesi nin 19.05.2012 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan 27.10.2011 günlü, E.2011/46 K.2011/145 sayılı kararında ifade edildiği üzere; Anayasa nın 10. maddesinde herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu belirtilmiştir. Eşitlik ilkesinin amacı, hukuksal durumları aynı olanların kanunlarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanun karşısında ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmektedir. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa nın öngördüğü eşitlik ilkesi zedelenmiş olmaz. 6111 sayılı Kanun un 13. maddesi ile Sosyal Güvenlik Kurumu nca takip edilecek idari para cezalarının belli koşullarla yeniden yapılandırılması öngörülmüş ve madde kapsamındaki para cezası alacaklarının asıllarının %75 lik kısmının tahsilinden vazgeçileceği kurala bağlanmıştır. Şüphesiz bu hükmü düzenlerken yasama organı, Sosyal Güvenlik Kurumu nca takip edilecek bütün idari para cezalarını yeniden yapılandırma kapsamına almak zorunda değildir. Diğer bir ifadeyle yeniden yapılandırma kapsamına alınacak para cezalarını tür, miktar, yasal dayanak gibi objektif kriterlerden hareket ederek belirleme konusunda yasama organının takdir yetkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte yasama organı bu takdir yetkisini kullanırken Anayasa nın 10. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesine uygun hareket etmekle, dolayısıyla aynı durumda bulunan kimi kişilere ayrı kurallar uygulayarak kanun karşısında eşitlik ilkesini ihlal etmemekle diğer bir ifadeyle aynı hukuksal durumları farklı kurallara bağlı tutmamakla yükümlü bulunmaktadır. İtiraz konusu kuralda Sosyal Güvenlik Kurumu nca takip edilecek idari para cezası borçları için yeniden yapılandırmadan yararlanacaklar belirlenirken kullanılan İdari para cezasının 6111 sayılı Kanun un yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk etmiş olması ölçütü, yeniden yapılandırmayı kişilerin kendi eylemlerine (insiyatiflerine) veya objektif bir kritere bağlamak yerine idarenin tahakkuk işlemini yaptığı zamana, bir başka anlatımla idarenin hareket tarzına ve hızına bağlı kılmaktadır. Zira idari para cezası alacağının tahakkuku, alacağın ödenmesi gereken safhaya gelmesini ifade etmektedir. Bu ise ancak cezanın tahakkuku ile görevli olan idarenin bazı eylemleri (alacağın miktar itibariyle hesaplanması ve ilgilisine tebliği gibi) gerçekleştirmesinden sonra mümkün olacaktır. Bu durumda itiraz konusu kuralla aynı hukuki durumda olan (örneğin 31.12.2010 tarihinden önce olmak koşuluyla aynı tarihte, 5510 sayılı Kanun un aynı hükmünü ihlal eden ve aynı tutarda para cezasına çarptırılan) birden fazla kimseden bir kısmına (yani ilgili idaresince 6111 sayılı Kanun un yayımlandığı 25.02.2011 tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar para cezası borcu tahakkuk ettirilmiş olanlarına) yeniden yapılandırmadan yararlanma olanağı tanınırken; bir kısmı (yani ilgili idaresince 25.02.2011 tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar para cezası borcu tahakkuk ettirilmemiş olanlar) ise, yeniden yapılandırmadan yararlanma imkânından yoksun bırakılmaktadır. Her iki grupta yer alan kimseler arasındaki tek fark para cezası alacağını tahakkuk ettirmekle yükümlü olan idarenin işlem yapma zamanı olup; sübjektif nitelik taşıyan ve ilgililerin iradelerine bağlı olmayan bu durum, iki grubun birbirleriyle farklı hukuki durumda olduklarının kabulü için yeterli olmadığı gibi, aynı hukuki durumda olan bu kimselerin farklı kurallara tâbi kılınmaları bakımından haklı bir sebep olarak da kabul edilemeyecektir. Bu nedenle itiraz konusu yasa hükmü, aynı tarihlerde, aynı eylemi yaparak, haklarında aynı idari para cezası uygulanan kişileri idarenin tutum ve davranışına göre farklı kurallara tâbi kıldığından, yasa önünde eşitlik ilkesini ihlal etmektedir ve dolayısıyla Anayasa nın 10. maddesine aykırıdır. b) Anayasa nın 2. ve 7. Maddeleri Yönünden: Anayasa Mahkemesi nin 05.11.2008 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan 17.04.2008 günlü, E.2005/5, K.2008/93 sayılı kararında belirtildiği üzere; Anayasa nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden 2

biri belirlilik tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlar. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Diğer taraftan Anayasa her konuda ilk elden düzenleme yapma yetkisini yasama organına vermiştir. Dolayısıyla yasama aslî ve genel bir yetki olup, Anayasa nın 7. maddesi gereğince devredilemeyecektir. Yürütme ise ancak kanunlara uygun olarak ve kanunların uygulanması amacıyla kullanılacak bir yetki olduğundan; kanuna bağlı ve onunla sınırlı bir yetki konumundadır. Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere yürütmeye bir konuda yetki veren yasa kuralının, Anayasa nın 7. maddesinde öngörülen yasama yetkisinin devredilmezliğini kuralına uygun sayılabilmesi için temel ilkeleri koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniş bir alanı yönetimin düzenlemesine bırakmaması gerekecektir. (Anayasa Mahkemesi nin 26.01.2012 günlü, E.2010/85, K.2012/13 sayılı kararı) 6111 sayılı Kanun un 13. maddesinin itiraz konusu kısmı, daha önce de belirtildiği üzere, yeniden yapılandırmayı kişilerin kendi eylemlerine (insiyatiflerine) veya objektif bir kritere bağlamak yerine idarenin tahakkuk işlemini yaptığı zamana, bir başka anlatımla idarenin hareket tarzına ve hızına bağlı kılmaktadır. Bu çerçevede 6111 sayılı Kanun un yürürlüğe girdiği 25.02.2011 tarihinde, 13. madde kapsamında idari para cezası borcu bulunan kişilerin yeniden yapılandırmadan yararlanıp yararlanamayacaklarını öngörebilmeleri imkânsız bulunmaktadır. Kişi, idarenin 30.04.2011 tarihine kadar tahakkuk işlemini yapması halinde yeniden yapılandırmadan yararlanacak; idarenin bu tarihe kadar hareketsiz kalması durumunda ise yeniden yapılandırmadan yararlanamayacaktır. Dolayısıyla itiraz konusu kural, kişiler yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel değildir; ayrıca kişilere, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilme imkânı tanımamaktadır. Bu nedenle kural, Anayasa nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. Diğer yandan itiraz konusu kural uyarınca ancak 6111 sayılı Kanun un yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar idarece tahakkuk ettirilen para cezalarının borçluları yeniden yapılandırma imkânından yararlanabileceğinden; kanuna konu olan yeniden yapılandırmadan kimlerin yararlanacağını yasama değil, idare belirlemiş olmaktadır. Kişilere yeni bir hak tanıyan yasa kuralları açısından haktan kimin yararlanacağı hususunun temel ilke sayılması ve yasayla düzenlenmesi gerektiği açıktır. Kişilere yeni bir hak tanıyan ancak bu haktan kimlerin yararlanacağının belirlenmesini idareye bırakan bir yasa kuralının konu hakkında temel ilkeleri belirlemeden ve çerçeveyi çizmeden yürütmeye (idareye) geniş bir yetki tanıdığı ve yasama yetkisini devrettiği açıktır. Bu nedenle kural, Anayasa nın 7. maddesine de aykırıdır. YUKARIDA AÇIKLANAN GEREKÇELERLE: 25.02.2011 günlü, 27857 (1. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 günlü, 6111 sayılı Kanun un 13. maddesinin 1. fıkrasının,... bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde... şeklindeki bölümünün Anayasa nın 10. maddesi ile 2. ve 7. maddelerine aykırı olduğu kanaatine varıldığından; söz konusu yasa hükmünün iptali için itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi ne başvurulmasına, 6216 sayılı Kanun un 40. maddesi uyarınca başvuru kararının aslının, başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneğinin, dava dilekçesinin, davayı açan belgelerin ve dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örneklerinin dizi listesine bağlanarak Anayasa Mahkemesi Başkanlığı na gönderilmesine, Anayasa Mahkemesi nin bu konuda vereceği karara kadar, beş ay süreyle dava dosyasının bekletilmesine, 14.12.2012 tarihinde karar verildi. III- YASA METİNLERİ A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı 6111 sayılı Kanun un itiraz konusu ibareyi de içeren Dava safhasında bulunan veya dava açma süresi sona ermemiş idari para cezaları başlıklı 13. maddesi şöyledir: 3

MADDE 13-31.12.2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava safhasında veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının % 25 i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan % 75 i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde için öngörülen başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak uygulanır. B- Dayanılan Anayasa Kuralları Başvuru kararında, Anayasa nın 2., 7. ve 10.. maddelerine dayanılmıştır. IV- İLK İNCELEME Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL ve Zühtü ARSLAN ın katılımlarıyla 3.1.2013 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir. V- ESASIN İNCELENMESİ Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Davut BÜLBÜL tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Başvuru kararında, idari para cezalarının tahakkukunu takvime bağlayan bir kural olmaması nedeniyle Kanun un öngördüğü ödeme kolaylığından kimlerin faydalanacağının idarece belirlendiği, borcun indirimli ödenmesinden yararlanacakları belirlemede idareye verilen bu geniş takdir yetkisinin yasama yetkisinin devri anlamına geldiği, idarenin keyfi uygulamalarının aynı durumda olan vatandaşlar arasında eşitsizliğe neden olduğu, ayrıca kuralın borcun muhatapları yönünden öngörülebilir ve belirli olmadığı belirtilerek Anayasa nın 2., 7. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. 6111 sayılı Kanunla, vatandaşların kamu kurumları ve diğer bazı kuruluşlara olan borçları yeniden yapılandırılarak ekonomik durumlarına uygun bir biçimde ödeme imkânı öngörülmüştür. Kanun un 13. maddesinde, 31.12.2010 günü ve öncesinde işlenen eylemlere verilen idari para cezalarından Kanun un yayımlandığı tarihten önce veya yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk edenlerin yeniden yapılandırılacağı düzenlenmektedir. Anayasa nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve kanunlarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri hukuk güvenliği ilkesidir. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Hukuk devletinde kanun metinlerinin ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Belirlilik ilkesine göre ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. İtiraz konusu kurala ilişkin yasama belgelerinden, kanun koyucunun küresel ekonomik daralmaya bağlı olarak ödeme zorluğuna düşen vatandaşlara borçlarını uygun şartlarda ödeme imkânı sağlamayı ve birikmiş kamu alacaklarının tahsilini artırmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. İtiraz konusu kural, Kanun un yayımı tarihinden sonra tahakkuk eden idari para cezalarını kapsamaktadır. Tahakkuk ise zamanı idarece takdir edilen idari bir işlemdir. Kural, tahakkuk işleminin hangi ölçülere göre yapılacağını belirtmemektedir. Bu nedenle Kanun un yayımı tarihinden itibaren iki ay içerisinde kimlerin 4

borçlarının tahakkuk ettirileceği, hangi borçluların borcu uygun şartlarda ödeme imkânından faydalanacağı öngörülebilir değildir. Dolayısıyla, Kanun un kimleri kapsayacağı idarenin tek taraflı yapacağı tasarruf işlemine ve iradesine bağlıdır. Kural bu şekliyle idareye geniş bir takdir yetkisi vermektedir. Kural, borcu ödeyecek ilgiliye idarenin keyfi yorum ve uygulamalarına karşı yeterince koruma sağlayacak nitelikte de olmadığından hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir. Kural, Anayasa nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptal edildiğinden Anayasa nın 10. maddesi yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. Kuralın, Anayasa nın 7. maddesiyle ilgisi görülmemiştir. VI- SONUÇ 13.2.2011 günlü, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun un 13. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ibaresinin Anayasa ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 18.6.2013 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Başkan Haşim KILIÇ Başkanvekili Serruh KALELİ Başkanvekili Alparslan ALTAN Mehmet ERTEN Serdar ÖZGÜLDÜR Osman Alifeyyaz PAKSÜT Zehra Ayla PERKTAŞ Recep KÖMÜRCÜ Burhan ÜSTÜN Engin YILDIRIM Nuri NECİPOĞLU Celal Mümtaz AKINCI Erdal TERCAN Muammer TOPAL 5

Zühtü ARSLAN M. Emin KUZ 6