Türkiye eğitim emekçileri

Benzer belgeler
TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER EYLEM VE ETKİNLİKLER

Bölüm 18. Demokrasi Mücadelesinde Odamız

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

E-demokrasi Projesi Anket Sonuçları

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ANKARA İKK ÇALIŞMALARI

SENDİKALAŞMA EYLEMİ İÇİN İLERİ

SENDİKAL HAREKET, İŞYERİ TEMSİLCİLERİ ve ÖRGÜTLENME STRATEJİLER GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ 2011

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!

: İstanbul Barosu Başkanlığı

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Ocak / January Temmuz / July 1985

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

Mevsimlik İşçiliğe Hayır Dedik

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

OCAK-MART AYLIK SOMA VE DURSUNBEY PSİKOSOSYAL DESTEK MERKEZLERİ FAALİYET RAPORU

MART 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Ocak / January Temmuz / July 1985

YOLSUZLUK ALGI ARAŞTIRMASI

E-demokrasi Projesi Anket Sonuçları

Üniversite Gençleri İçin E-Demokrasi Projesi Anket Çalışması

EĞİTİM SEN İSTANBUL 7 NOLU ŞUBE MALİ ÇALIŞMALARIMIZ. Mali Sekreterlik. Eğitim Sen İstanbul 7 Nolu Şube Mart Mart 2011 Şube Çalışma Raporu

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

SPoD İnsan Hakları Örgütlerinin Kasım Ayı Buluşmasına Katıldı. SPoD Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu nun Basın Açıklamasındaydı

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

SEÇİME 1 AY KALA TÜRKİYEDE SON SİYASİ DURUM ARAŞTIRMASI. Ekim

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

SENDİKALAR VE İŞYERİ ÖRGÜTLENMESİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz...

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU

TÜRK YE NSAN HAKLARI HLALLER B LÂNÇOSU YAŞAM HAKKI ĐHLALLERĐ

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

Perpa Ticaret Merkezi A Blok Yönetimi Kat Malikleri Bülteni - Ocak 2012

Number of workers (T) union members (S),their ratio (S/T) for each half year from January 1984 to July Ocak / January Temmuz / July 1985

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

Araştırma Notu 14/165

Sayı: / Aralık 2014 Konu: Aile Hekimliği Nöbet ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

DEMOKRATİK, MÜCADELECİ VE GÜÇLÜ YENİ BİR SENDİKAL HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK, YOLA ÇIKIYORUZ...

25. YILINDA HOCALI SOYKIRIMI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

Ocak / January Temmuz / July 1985

İÇİNDEKİLER. A. Bülent Gürel (Üsküdar Hakimi) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları

2008 TÜRKİYE İNSAN HAKLARI İHLALLERİ BİLÂNÇOSU

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Beykoz Muhtarlar Derneği'nden...

Ocak / January Temmuz / July 1985

TARIM ORKAM-SEN (TARIM VE ORMANCILIK HİZMETLERİ KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI) SENDİKA DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

HUKUK BİLGİ SİSTEMİ. Fatih HAREKET KAYSERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİLGİ İŞLEM DAİRE BAŞKANLIĞI Coğrafi Bilgi Sistemleri Şube Md. cbs.kayseri.bel.

Haber Bülteni. Yeni Seçilen Üyelerin TBMM Başkanı Sayın İsmail KAHRAMAN ı Ziyareti. Sayı: 236 Yıl:20. Temmuz 2016

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

EKİM 2014 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Ocak / January Temmuz / July 1985

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

Çocuğun gelişimde en önemli kaynak ailedir.çocugun kalıtımla getirdiği özelliklerin ne kadar gelişeceği, nasıl biçimleneceği ve daha sonraki yılları

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACI):

8. OKUL REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA ÖRGÜTLENMESİ. Abdullah ATLİ

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

BALIKESİR TABİP ODASI AĞUSTOS 2016 ÇALIŞMA RAPORU

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S

Kadına Yönelik Şiddet

Ocak / January Temmuz / July 1985

Afet_Plani_Hazirlama_Kilavuzu:Mizanpaj :07 Page 1

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

Mevzuat Değişikliklerinin Meslek Alanımıza ve Odamıza Yansıması

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ocak / January Temmuz / July 1985 DOK GEMİ İŞ 5, , , , , , , ,

TOPLU İŞ HUKUKU (HUK302U)

ARDAHAN İL MÜFTÜLÜĞÜ AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROSU FAALİYETLERİ 2012

Number of workers (T) union members (S),their ratio (S/T) for each half year from January 1984 to July Ocak / January Temmuz / July 1985

Şube Günlüğü. Mayıs Haziran Temmuz - Ağustos TMMOB-EMO Diyarbakır Şubesi Haber Bülteni. Şube Günlüğü

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

Ocak / January Temmuz / July 1985

Ocak / January Temmuz / July , ,992 24,009 25,142 26,003 32,581 41,462 46,587

Transkript:

12 Eylül Hukuksuzluğuna Karşı, TÖB-DER Yılmaz ve Tükenmez Mücadelenin Adı Onlar ışıldayan geleceğidir yurdun gece sancılı gündüz kaygılı olsa da aşacaklar tüm barikatlarını karanlığın Ahmet İNCE Türkiye eğitim emekçileri hareketinin köklü mücadele geleneği içinde mihenk taşlarından biri olan TÖB-DER in yeri ve işlevi oldukça önemlidir. 12 Mart muhtırası sonrası TÖS e yönelen baskılar sonucu, Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği TÖB- DER 3 Eylül 1971 tarihinde kurulmuştur. 12 Mart tan 12 Eylül e kadar TÖB-DER in üye sayısı yaklaşık olarak 220 bine, şube sayısı 670 e ulaşmış ve emekçilerin örgütlü gücünün önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Ancak böylesi örgütlü bir gücün mücadelesi, TÖS sürecine benzer şekilde askeri vesayetin devreye girmesi ile kesintiye uğramıştır. Tek farkla, 12 Eylül 1980 günü devletin resmi tırpanı en şiddetli ve en baskıcı şekilde bilenerek devreye girmiş ve muhalif sesleri kısmak için değil, yok etmek için harekete geçmiştir. TÖB-DER ilk olarak TÖB (Türkiye Öğretmenler Birliği) adı ile 3 Eylül 1971 de faaliyete başlamıştır. Türkiye adının izinsiz alınamayacağı engeliyle karşılaştığı için 23 Kasım 1971 den itibaren Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği TÖB-DER olarak ismini değiştirmiş ve mücadelesini sürdürmüştür. Mücadelesinin en önemli yanını, Türkiye öğretmenlerini kapıkulu olmaktan kurtarması ve üyelerine dönük haksızlıklara, eğitim-öğretime ilişkin baskıcı politikalara karşı örgütsel ve kitlesel gücünü harekete geçirmesi oluşturmaktadır. I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I 51

TÖB-DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu, 28.07.1976 tarihinde gerçekleştirdiği basın toplantısında TÖB- DER in görevlerinden bazılarını şu şekilde sıralamıştır: Genel olarak emperyalizme, faşizme, tekellerin egemenliğine, şovenizme ve ırkçılığa, savaş kışkırtıcılığına karşı öğretmen kitlesinin çıkarlarını koruyup, mücadelesini örgütlemek, bağımsızlığı, demokrasiyi, dünya ve bölge barışını savunmak, Egemen güçlerin emrindeki gerici eğitim düzeninin demokratlaşması için uğraş vermek, Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü doğrultusunda verilmekte olan genel demokratik hareket içindeki işlevlerini güçlendirmek. Bu paralelde faşist İtalyan yasalarından alınmış 141 ve 142. maddelerin kaldırılması için kendine düşen ve en geniş öğretmen kitlesinin siyasal ve düşünsel özgürlüklerini de temsil eden görevleri yerine getirmek, Öğretmen kıyımına ve faşist baskı ve saldırılara karşı öğretmenlerin can ve iş güvenliğinin sağlanması doğrultusunda tüm güçlerini birleştirmek, öğretmenlerin özlük haklarını korumak ve geliştirmek, Grevli ve toplu sözleşmeli sendikal hakların elde edilmesi için aynı uğraşı veren tüm demokratik kuruluşlarla, sendikalarla ve siyasal güçlerle ortak bir platformda bu doğal hakkın elde edilmesine dek mücadele etmek. Bu hedeflerden de görüleceği üzere TÖB- DER, Türkiye nin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle sadece üyelerinin ekonomik ve özlük haklarını savunmakla kalmayan, devletin baskı ve şiddet politikalarına karşı bir toplumsal muhalefet örgütü olmuştur. İki dönem üst üste TÖB-DER Genel Başkanlığı görevini yürüten Gültekin GAZİOĞLU, TÖB-DER in büyük eylem ve etkinliklerini şöyle sıralamıştır: 12 Mart faşizminin açlığa terk ettiği; içerde, dışarıda haksızlığa uğrayan öğretmenlerini açlığa bırakmayarak, 15 Şubat 1975 te Faşizmi ve Hayat Pahalılığı nı protesto etmek için 67 il merkezinde gerçekleştirdiği kapalı salon toplantılarıyla, 1976 sonlarında 50.000 civarında kişinin katıldığı DGM ye Hayır miting ve yürüyüşüyle, 5 Şubat 1977 de Tandoğan Meydanında düzenlediği ve yaklaşık 100.000 kişinin katıldığı Ekonomik-Demokratik Haklar miting ve yürüyüşüyle, aynı kapsamdaki bölgesel mitingleriyle, 1976 1977 1978 yıllarında 1 Mayıslara kitlesel katılımlarıyla, 4 11 Şubat 1978 de düzenlediği ve büyük yankılar uyandıran Demokratik Eğitim Kurultayı (DEK) ile, DİSK in düzenlediği 20 Mart 1978 Faşizme İhtar eylemine katılımıyla, 3 Ekim 1979 iş bırakma eylemiyle, 24 Aralık 1979 da Kahramanmaraş Faşist Katliamını Protesto eylemleriyle, kitle örgütü boyutlarını aşan bir demokratik savaşım vermiştir. 12 Eylül 1980 darbesiyle savrulan devletin resmi tırpanı TÖB-DER i de hedef almıştır. Tüm yönetim kadrosunu ve pek çok üyesini zindanlara atmış ve işkencelerden geçirmiştir. 20 bin eğitim emekçisini meslek yaşamından kopararak, açlığa ve yoksulluğa terk etmiştir. TÖB-DER in taşınır taşınmaz tüm mal varlıkları da gasp edilmiştir. 52 I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I

Kurulduğu günden başlayarak 12 Eylül 1980 e ve 1983 yılına kadar geçen süre içinde, hükümetler tarafından baskı altına alınmaya çalışılmış, zaman zaman şubeleri kapatılmış, üyeleri sürgünlere gönderilerek sindirilmeye çalışılmıştır. Bununla da yetinilmemiş, üyelerinin 210 u açıkça yapılan saldırılarda, pusularda, işkencelerde katledilmiştir. 12 Eylül öncesi TÖB-DER ile ilgili olarak açılan soruşturmalar ve davalar ya takipsizlikle veya beraat kararları ile sonuçlanmış olmasına karşın, bu soruşturma ve davalara delil olarak gösterilen belge ve bilgilerle, 12 Eylülde, emir ve komuta zinciri içinde Mücadele azminden hiç vazgeçmeden, yılmadan yollarına devam eden Tüm Eğitim ve Öğretim Emekçileri Birleşme ve Dayanışma Derneği TÖB-DER üyeleri, 24.06.2010 tarihinde Ankara Valiliği ne derneğin tüzel kişiliğinin devam ettiği beyanı ile hiç kaybetmedikleri 12 Eylül hukuksuzluğu ile hesaplaşma iradesini bir kez daha ortaya koymuşlardır. kurulan sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanmıştır. Sıkıyönetimin kalkmasından sonra, dosyaların sivil mahkemeye aktarılmasıyla, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından derneğin çalışmalarında ve örgütlenmesinde yasadışı eylem ve işlemlerinin olup olmadığını saptaması için Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Profesörü Nevzat Toroslu bilirkişi olarak seçilmiştir. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi de bilirkişi raporuna dayanarak TÖB-DER Genel Başkanı ve yöneticilerinin çalışmalarında suç bulunmadığı sonucuna varmıştır. Sıkıyönetim döneminde yakalanamayan ve yargılanamayan TÖB- DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu ve 19 arkadaşı 15/03/1989 tarihinde haklarında açılan davadan beraat etmişlerdir. Mücadele azminden hiç vazgeçmeden, yılmadan yollarına devam eden Tüm Eğitim ve Öğretim Emekçileri Birleşme ve Dayanışma Derneği TÖB-DER üyeleri, 24.06.2010 tarihinde Ankara Valiliği ne derneğin tüzel kişiliğinin devam ettiği beyanı ile hiç kaybetmedikleri 12 Eylül hukuksuzluğu ile hesaplaşma iradesini bir kez daha ortaya koymuşlardır. 12 Eylül hukuksuzluğunu asla unutmamak ve unutturmamak için çıkan bu güçlü sesin talebi nettir. TÖB-DER in gasp edilen tüm hakları ve mal varlığı sahiplerine geri verilmelidir! I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I 53

TÖB-DER Yola Devam Tüm Eğitim ve Öğretim Emekçileri Birleşme ve Dayanışma Derneği 24.06.2010 tarihinde Ankara Valiliği ne tüzel kişiliğinin devam ettiği beyanı ile çalışmalarını kaldığı yerden sürdürme kararlılığını kamuoyu ile paylaştı. Ankara Valiliği önünde yapılan açıklamaya Eğitim Sen MYK üyeleri, Ankara şubelerimizin yönetici ve üyeleri, milletvekilleri, Demokratik Kitle Örgütlerinin temsilcileri ve yurdun dört bir yanından gelen TÖB-DER üyeleri katıldı. Basın açıklaması TÖB-DER kapatılmadan önceki son Genel Başkan Yardımcısı ismet Yalçınkaya tarafından yapıldı. Genel Başkanımız Zübeyde Kılıç ve BDP İstanbul Milletvekili Akın Birdal da TÖB-DER in mücadelesinin yanında olduklarını belirten açıklamalar yaptılar. Ardından TÖB-DER in Eğitim Sen Genel Merkez inde yer alan bürosunun açılışı gerçekleştirildi. Açılış sırasında TÖB_DER in son Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu nun kızı Yasemin Gazioğlu da tüm konukları duygulandıran bir teşekkür konuşması yaptı TÖB-DER İN 24/06/2010 TARİHİNDEKİ BASIN AÇIKLAMASI. Değerli basın mensupları, Mücadelemizde bizi sürekli destekleyen öğretmen dostları, Ve 30 yıldır sabırla bugünü bekleyen TÖB- DER li arkadaşlarım. Biraz önce valiliğe yaptığımız başvuru ile TÖB-DER in tüzel kişiliğinin devam etmekte olduğunu beyan ettik. TÖB- DER yüz yıllık öğretmen hareketi içinde en geniş örgütlülüğü sağlayan bir örgüttür. 1970 li yıllardaki eğitim çalışanlarının 2/3 ünü çatısı altında toplamış, 67 vilayette 610 şube ile en geniş örgütlenme ağını yaratmıştır. Kurulduğu günden başlayarak 12 eylül 1980 e ve 1983 yılına kadar geçen süre içinde, hükümetler tarafından baskı altına alınmaya çalışılmış, zaman zaman şubeleri kapatılmış, üyeleri sürgünlere gönderilerek sindirilmeye çalışılmıştır. Bununla da yetinilmemiş, üyelerimizin 210 u açıkça yapılan saldırılarda, pusularda, işkencelerde katledilmiştir. Değerli dostlar, Bütün bunlar nedeniyle, ve ne yazık ki mağduriyeti günümüze kadar da 54 I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I

sürdürülen TÖB-DER her zaman denetim altında tutulmuş; sürekli olarak şubeleri aranmış, savcı ve hakim önünde kendini savunma durumunda bırakılmıştır. 12 eylül öncesi TÖB-DER ile ilgili olarak açılan soruşturmalar ve davalar ya takipsizlikle veya beraat kararları ile sonuçlanmış olmasına karşın, bu soruşturma ve davalara delil olarak gösterilen belge ve bilgilerle, 12 eylülde, emir ve komuta zinciri içinde kurulan sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanmıştır. Ankara 3 no lu sıkıyönetim mahkemesinin 25/12/1981 tarihinde, jet hızı ile vermiş olduğu kararla da, TÖB-DER kapatılmış, malları hazineye devredilmiş ve yöneticilerin de içinde olduğu 64 TÖB-DER liye de TCK nun 141 ve 142. maddelerine dayanılarak 4-9 yıl arasında ceza verilmiştir. Sıkıyönetimin kalkmasından sonra, dosyaların sivil mahkemeye aktarılmasıyla, sıkıyönetim döneminde yakalanamayan ve yargılanamayan TÖB-DER Genel Başkanı Gültekin Gazioğlu ve 19 arkadaşı 15/03/1989 tarihinde Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi nin sıkıyönetimden aktarılan dava dosyasındaki deliller üzerinden verilen karar ile beraat ettirilmişlerdir. Değerli dostlarım, Bugün bizler, TÖB-DER in hukukla karşı karşıya bırakıldığı bu üç dönemin somut değerlendirilmeleri sonucu buradayız. TÖB-DER için biri beraat olan iki yargı kararı vardır ve ceza kararı 12 eylül gibi insan haklarının yok sayıldığı, kan ve işkencenin, kayıp ve öldürmelerin yoğun olarak yaşandığı özel dönemin özel mahkemesinin kararıdır ki uluslar arası hukuka göre yok sayılması gerekir. 141 ve 142. maddeler yürürlükten kalkmış ve ceza alan tüm TÖB-DER yöneticileri ve üyeler görevlerine dönmüşlerdir. Ama bu TÖB-DER in açılması için yeterli sayılmamış, itirazımıza rağmen kapatma kararının cezai bir müeyyide olmadığı gerekçesiyle, TÖB-DER ortada bırakılmıştır. 12 Eylül yönetiminin kapattığı tüm siyasi partiler, sendikalar sivil toplum örgütlerinin açılmaları sağlanmış, malları da iade edilmiştir. TÖB-DER in hukuksal varlığının tanınması, mal varlığının iade edilmesi konusunda sürdürülen çabalar ise karşılık bulmamıştır. TÖB-DER in tüzel kişiliğinin devam etmekte olduğunu beyan ettiğimiz bu noktadaki kararımıza, uzmanlaşmış hukukçuların yorumları, görüştüğümüz parti temsilcileri ve millet vekillerinin haklılığımız konusundaki görüşleri ve desteklerini esirgemeyecekleri konusunda verdikleri sözler temel alınarak varılmıştır. Değerli basın mensupları ve TÖB-DER dostları, arkadaşlarım, Biz TÖB-DER in yöneticileri ve üyeleri, 12 eylül hukuksuzluğuna bir örnek olan bu olayda, TÖB-DER in tüzel kişiliğine sahip çıkmanın bir hak olduğuna inanarak ve tüzel kişiliği sahiplenerek çalışmalarımızı devam ettirme kararını aldık. Bugüne kadar olduğu gibi bizi yüreklendiren millet vekillerimizin bu desteklerinin devam edeceğine, köşelerinde yorumlar yazan, haber yaparak yayınlanmasını sağlayan gazeteci dostlarımızın, emek dostu sendika oda ve sivil toplum örgütlerinin bundan sonra da bizleri yalnız bırakmayacaklarına inanıyor ve bu güvence ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu özel günde bizleri yalnız bırakmayan herkese sevgi ve selamlarımızı sunuyoruz. I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I 55

Eğitim Sen Anadili Araştırması Türkiye Taraması 2010 Sendikamız anadili konusundaki çalışmalarına devam ediyor. Anadili Broşürü ve iki ciltlik Anadili Sempozyum kitaplarının yayınlanmasının ardından son olarak da Türkiye çapında bir anadili araştırması gerçekleştirdik. Sendikamız Türkiye çapında gerçekleştirilen bir anket uygulamasıyla, ülkemizde kullanılmakta olan anadillerinin durumu, anadillerinin nerelerde kullanıldığı, anadilde eğitim-öğretime toplum tarafından nasıl bakıldığı gibi hususlarda güvenilir ve temsil niteliğine sahip bulgulara ulaşmayı ve bunları kamuoyunun bilgisine sunmayı amaçlamıştır. Söz konusu araştırmamızın kapsamlı raporunu önümüzdeki günlerde yayınlayacağız. Bunun öncesinde araştırma bulgularımızın bir kısmını kamuoyuyla paylaşmak amacıyla bir ön rapor yayınladık. Türkiye yi temsil edecek şekilde Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) nin sosyoekonomik gelişmişlik derecesine göre belirlenen 26 ilde Nisan- Mayıs 2010 tarihinde, 17-90 yaş arası 391 erkek ve 390 kadın olmak üzere 781 kişi ile yüz yüze görüşme tekniğiyle yürütülen araştırma sonuçlarına göre; 1) Türkiye de Anadili Kullanımı: Çok Dilli Bir Toplum ve Kayıplar Her şeyden önce Türkiye nin çok dilli ve çok kültürlü bir toplum olduğu anlaşılmaktadır. Kurumsal hiçbir koruma ve destek görmemekle ve eğitim-öğretim olanağı bulamamakla birlikte hâlâ nüfusun % 17 si Türkçenin yanı sıra Kürtçe, Zazaca, Arapça başta olmak üzere çeşitli dillere sahip bulunuyor. a)anadili Giderek Kayboluyor: Anne-Babaların % 20,4 üne Karşılık Mevcut Nüfusun % 16,9 u Anadilini Sürdürebiliyor Baba, anne, kendi ve eşinizin anadili nedir? sorusuna Baba anadili için % 80,0, Anne anadili için % 79,8, Kendi anadili için % 83,1 oranında sadece Türkçe yanıtı veriliyor. Bir başka deyişle görüşülen kişilerin % 20,4 ünün ebeveynlerinden en az birinin Türkçe dışında bir Anadili bulunuyor. Bu oran araştırmaya katılanların kendileri için % 16,9 a düşüyor. Yani anne-babalara göre 3,5 puanlık (% 20,4 ten % 16,9 a düşüş) kayıp oransal olarak Türkçe dışında bir anadiline sahip olanların %17 sinin tek kuşakta bu anadilini kaybettiğini gösteriyor. 56 I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I

Grafik: Baba, Anne, Kendisi ve Eşinin Anadili Durumu b) Üç Kuşak Boyu Durum: Annesi, Eşi ve Çocuklarıyla Anadilini Konuşma Durumu Anadili kullanımı kuşaklar boyunca çok büyük oranda geriliyor. Türkçe dışında bir anadiline sahip olanlar iletişimde Anne ve babayla % 72 oranında çoğu zaman veya her zaman anadili kullanırken, Eşle % 49,5, Çocuklarla % 27,0 oranında anadili kullanılıyor. Anadili kullanımında her bir kuşakta % 27 lik azalma olmuş ve %72 si annesiyle anadilinde konuşurken, ancak % 27 si çocuklarıyla anadilinde konuşmaktadır. Grafik: Türkçe Dışında Anadili Olanların İletişim Esnasında çoğu zaman veya her zaman Türkçe ve Anadilini Kullanma Durumu c) Çift Dillilik İçin İyi Bir Gösterge Diğer yandan hem anne-babayla, hem eşle, hem de çocuklarla çift dilli konuşma durumu da % 17 ile % 32 arasında bulunuyor. Bu durum, çift dilliliğin imkânını gösteriyor. I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I 57

Grafik: Türkçe Dışında Anadili Olanların İletişim Esnasında bazen Türkçe, bazen anadili Kullanma Durumu 2) Halk Anadillerinin Desteklenmesinden Yana: Anadilini Öğrenmek ve Öğretmek Doğal Bir Haktır Araştırma sonuçlarına göre Nüfusun % 69 u anadilini öğrenmeyi, konuşmayı ve başkasına öğretmeyi, kayıtsız-şartsız doğal bir hak olarak görüyor. Grafik: Anadilini Öğrenmek, Konuşmak ve Başkasına Öğretmek Konusundaki Tutumlar 3) Halkın Türkçe Dışındaki Anadillerinde Eğitime Bakışı Olumlu Türkiye de Türkçenin dışındaki anadillerinde eğitim yapılmasına nasıl bakıyorsunuz? sorusuna 58 I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I

Herkese sağlanması gereken bir haktır. görüşünde olanlar % 48 e ulaşıyor. Kesinlikle karşı çıkanlar ise % 27,7 oranında bulunuyor. Grafik: Türkçenin Dışındaki Anadillerinde Eğitim Yapılması Konusundaki Tutumlar SAPTAMA VE ÖNERİLERİMİZ Tutumlar eğilim ve davranış yatkınlıklarını da göstermekte olup, bir toplumun düşünce, tercih ve beklentileri sosyal politikalar açısından önemli bulunmaktadır. Bu araştırma; Türkiye de halkın anadili durumu ve anadillerine yönelik tutumlarını anlamak üzere yapılmıştır. Araştırmanın ayrıntılı sonuçları daha sonra paylaşılacaktır. Burada birkaç nokta üzerinde durulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre; Türkiye çok dilli bir toplum özelliği taşımaktadır ve bu konudaki zenginliğimiz gün geçtikçe erozyona uğruyor! Araştırma sonuçları Türkiye nin kültürel ve insani değerlerinin önemli öğelerinden olan Türkçe dışındaki anadilleri tek kuşakta % 17 azalmış bulunduğunu göstermektedir. Anket uygulananların anne-babaları % 21 oranında Türkçe dışında anadillere sahip iken, kendileri için bu oran % 16,9 a düşmektedir. Türkçe dışında bir anadili olanlar anneleriyle % 72, eşleriyle % 50 ve çocuklarıyla % 27 oranında anadilinde iletişim kuruyor. Bu durum her kuşakta kaybın daha da arttığını göstermektedir. Bununla birlikte çift dillilik de önemli bir bulgu olarak öne çıkmaktadır. Nitekim Türkçe dışında bir anadiline sahip olanlar anneyle % 17 ve çocuklarla % 32 oranında çift dil kullandığını belirtmiştir. Toplum anadillerine karşı yöneticilerden, politikacılardan ve devletten daha duyarlı! Anadilinin öğrenilmesi bir hak olarak görülüyor! Halk anadilinin öğrenilmesi ve öğretilmesini, büyük oranda (% 69 u) bir hak olarak görüyor ve saygıyla karşılıyor. Anadilinde eğitim konusunda da nüfusun yarısı (% 48 i) olumlu görüş bildiriyor, açıkça karşı çıkanlar % 27 oranında kalıyor. Dolayısıyla anadillerin öğretilmesi ve anadilinde eğitim konusunda esas tıkanma ve çözümsüzlük halktan değil, devletten ve hükümetten kaynaklanıyor. I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I 59

Ancak sıra bunun nasıl olacağı konusuna geldiğinde kafalar karışıyor! Anadilinin öğrenilmesinin ve öğretilmesinin soyut bir hak düzeyinde kabul edilmesiyle birlikte anadilinde eğitimin nasıl ve kim tarafından sağlanması gerektiği konularında farklı görüş ve kafa karışıklığı bulunuyor. Dolayısıyla resmi yetkililerin, duyarlı eğitimcilerin ve eğitim örgütlerinin bu konularda kamuoyunu (özellikle eğitimcileri ve aileleri) bilinçlendirici çalışmalar, sempozyumlar, broşürler hazırlaması; konuya ciddiyetle yaklaşması gerekiyor. Eğitim hakkı ve eğitimin anadili olan bağı esas alınarak, anadilinde eğitimin resmi dilin ve anadilinde eğitimin birlikte dikkate alındığı çift dilliliğin eğitimsel ve toplumsal açıdan sağlayacağı yararlar ve anadili ağırlıklı çiftdilli eğitimin uygulamasına yönelik değişik yöntemler konusunda toplumun bilgilendirilmesi gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığına Çok İş Düşüyor! Resmi dilin de pek çok kişi için anadili anlamı taşıdığı unutulmadan Türkçe dışında anadili olan kişilerin eşit/adil bir eğitim alabilmeleri için sağlıklı politikalar üretilmesi; bu kapsamda, anadilinin öğretilmesi ve anadilinde eğitim için öğretmen sorunu, ders kitaplarının ve başkaca eğitim-öğretim materyallerinin hazırlanması, eğitim-öğretimin yapılacağı okullardaki okul düzeni, anadili Türkçe olan öğrencilere diğer anadilleri ve bunların eğitimi hakkında bilgi verilmesi, resmi dilin hangi aşamada devreye girmesi gerektiği gibi konular hakkında çalışmalara başlanması gerekiyor Anadilinde eğitim konusunda birinci sorumlu Milli Eğitim Bakanlığıdır. Milli Eğitim Bakanlığı ülkemizde resmi dil dışında kullanılmakta olan farklı anadillerinin öğretilmesi ve bu anadillerinde eğitim yapılabilmesine ilişkin hazırlık çalışmalarına başlamalı ve söz konusu çalışmalarda eğitim sendikaları da yer almalıdır. Anadillerinin okullarda öğrenilmesi-öğretilmesi, tek başına sorunu tümden çözmemekle birlikte anadili kaybını azaltmanın yollarından biridir. Anadili ağırlıklı çift dilli eğitim, çok dilli eğitim vb. gibi konuların dikkate alınması; hem asimilasyonu önlemek, hem de herkesin eşit ve saygın bir şekilde kamu yaşamına katılımını sağlamak için önemli gözükmektedir. Eğitim Sen bu konudaki ufuk açıcı çalışmalarını sürdürmektedir. Sendikamızın anadilinin önemi ve anadilinde eğitim gibi konularda ufuk açmak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla 2003 ve 2009 yıllarında düzenlediği Anadili Sempozyumlarının bildiri kitaplarına sendikamızın web sitesinden, aşağıdaki linklerden ulaşılabilir: http://e-kutuphane.egitimsen.org.tr/index.php?sf=detay&id=4233 http://e-kutuphane.egitimsen.org.tr/index.php?sf=detay&id=4248 60 I Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Bülteni I Ağustos - Eylül 2010 I