Yeni Asya Gazetesinin Çıkarılmaya Başlanması

Benzer belgeler
Yazıcılık Hadisesi ve Hüsrev Altınbaşak Ağabey ile Görüşme

Adıyaman merkez köylerinden Kışla köyüne bağlı Meşetli köyünde doğdum.sonra köyümüz baraj altında kalınca Adıyaman a göç ettik.

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış

1988 yılında Hac ziyareti için Arabistan da bulunuyordum. Hac vazifemi yaptıktan sonra Medine-i Münevvere ye geçmiştim.

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Başbakan Yıldırım, 25. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı sonrası basın çadırını ziyaret etti

İLETİŞİM TEKNİKLERİ UYGULAMALARI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

Korgan heyeti. hizmetlere dikkat. çekti KORGAN MUHTARLAR DERNEĞİNDEN ORDUYA ZİYARET

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

Hocam, Bayrak Mitingine bombalı saldırı yapılacak diye bir şayia çıkmış. Bu yüzden de kardeşler mitinge katılmaktan çekiniyorlar. dedi.

Risale-i Nur Kur anın ruhunu, gayesini, hedefini izah eden çok mükemmel bir tefsirdir.

Karakaya: İnanmayanlar ile Bizim İşimiz Yok

Baki olan Rabbimiz ve davamızdır

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Celal Bayar dan İsmail Efe ye Bir Mektup

Administrator tarafından yazıldı.

"Sonra yemek duasından bahsedilirken Ali Efendiye sordum: 'Üstad sizinle yemek duası okudu mu?'

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Sayın Ahmet Davutoğlu na Yöneltilen Sorular 1) Bakanlık ve Başbakanlık yaptığınız süre içerisinde FETÖ örgütlenmesi hakkında resmi veya gayri resmi

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

STRES ATMAYA GELDİLER, DENİZ TEMİZLİĞİ YAPTILAR

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

CADDELER KAR VE BUZDAN TEMİZLENDİ

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR!

MEHMET TİRE: BODRUM TRAFİĞİ NEFES ALACAK

Mehmet Şevket Eygi, Üstadı ziyaretini ve Risale-i Nur hakkında kanaat ve tesbitlerini şöyle anlatıyor.

Halk arasında "Ufak atta civcivler yesin" diye bir deyim var. İşte bu söz aşağıdaki röportaja cuk oturmuş.

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

PTT BİRİKTİRME VE YARDIM SANDIĞININ 2014 YILI OLAĞAN MALİ GENEL KURUL TOPLANTISI ANTALYA DA 23/24 NİSAN 2015 TARİHLERİNDE YAPILMIŞTIR.

Başbakan Binali Yıldırım, başbakan olarak ilk kez memleketi Erzincan'a geldi.

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

Cumhuriyet Halk Partisi

Bu sayfa şu linkten yazdırılmıştır: [

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

Bodrum da bir ilk, kapalı kort hizmete girdi

*GALIBIYET VE MAGLUBIYET

Ev yaşantınızda farklı diller bir arada mı kullanılıyor? Bundan çocuğunuz da faydalanır!

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Ceylân Çalışkan'ın kızı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

ESKİ ENERJİ BAKANI SAYIN M.HİLMİ GÜLER'DEN MUHTARLAR DERNEĞİNE ZİYARET

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

Cumhuriyet Halk Partisi

KAYI KİRAZ HATIRALARI

Antarktika da bir bilim üssü kurulmasını arzulayan çok sayıda seçkin (konusunda yetkin anlamında!)

Y.Selçuk TÜRKOĞLU Bursa Milletvekili Aday Adayı. Biz Bir Ekibiz Ekibimiz Milletimiz

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Kartal Bolu'da uçtu

Nasuh Mitap ı Ankara dan tanırım. Kendisi hakkında bir şey yazmayacağım.

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ LİSANS TEZİ

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Cumhuriyet Halk Partisi

l9l0 yılında Van'da doğdu. Bediüzzaman'ın eski talebelerindendir. l935'de Eskişehir dâvasında gayr-i mevkuf muhakeme olundu.

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur.

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Gençlerbirliği sınavı!..

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

Siyasi Tercihler ve Oy Değişimleri

Halim-selim, melekler gibi temiz bir şahsiyet. Senirkent'te kendisine "Kara Melek" diyorlar.

HASAN KABLI GÖREVE BAŞLADI, PERSONEL İSTİFA DİLEKÇESİ VERDİ

OCAK 14-ŞUBAT 14-MART 14 AYI İÇERİĞİDİR. ÜNYE TİCARET BORSASI e-dergi Sayfa 1

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Üniversitede Arkeoloji Sempozyumu

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.


BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

Kamil Acar, Van-Muradiye'de doğdu. Çeşitli tarihlerde Üstadı ziyaret etti.

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

HAMZA EMEK. Sorularlarisale.com. l922'de Emirdağ'da doğdu, l99l'de vefat etti. "Üstadı ilk ziyaretim"

Transkript:

Mehmedkirkinci.com Yeni Asya Gazetesinin Çıkarılmaya Başlanması Bir gün Zübeyir Ağabey: Hocam, Nur Talebeleri hapse girince bütün gazeteler manşetten veriyorlar. Fakat beraat kararı çıkınca hiç kimse bir şey yazmıyor. Maksadımızı anlatıp, sesimizi duyurabilmemiz için bize bir neşir organı lâzım. Haftalık bir mecmua çıkaralım. İdaresini de Mustafa Polat deruhte etsin. dedi. Böylece haftalık İttihad Gazetesini çıkarmaya başladık. Aradan bir müddet geçince başta Bekir Berk olmak üzere bazı Nur Talebeleri günlük bir gazete çıkarılması hususunda Zübeyir Ağabey i ikna etmişler. Böylece "Yeni Asya Gazetesi" çıkarılmaya başlandı. Mustafa Polat yine gazetenin idarecisiydi. Zübeyir Ağabey o sıralarda medresede kalan Mehmet Kutlular ı gazetede görevlendirdi. Mustafa Polat kaza geçirip şehit olunca, gazetenin yönetimi tamamen Mehmet Kutlular ın eline geçti. Orhan İnalöz Bey de Yeni Asya Gazetesiyle yakinen ilgileniyor, hem gazetenin inkişafı hem de gazetede çalışan yazar ve yönetici kadrosunun mesleklerinde en ileri seviyeye gelmeleri için büyük gayret gösteriyordu. İstanbul a her gidişimde onun gazete personeliyle yaptığı sohbetleri dinler ve kendisini fevkalade takdir ederdim. Mehmet Kutlular başta olmak üzere gazete de çalışanların hepsi Orhan Beyi sevip sayıyorlar ve birçok işlerini ona danışıyorlardı. El ele, gönül gönüle, birlik ve beraberlik içinde hareket ediyorlardı. Orhan Bey ile o günden bugüne irtibatımız muhabbet ve samimiyet içinde devam etmektedir. Daha sonraki yıllarda hizmete ait meseleleri görüştüğümüz bütün müşaverelerimizde bulunmuş ve faydalı görüşleriyle büyük hizmetlere vesile olmuştur. Fikrinin ihatası, hizmete ait meseleleri çok güzel hazmetmiş olması ve düşüncelerini bir ahenk ve insicam ile beyan etmesi doğrusu takdire şayandır. Mümkün olduğu kadar delilli konuşur, mesleğinden örnekler vererek muhataplarını ikna eder. Çevresinde dürüst ve prensip sahibi bir kişi olarak tanınmışdı. Ayrıca ibadet ve taatına azami derecede itina gösteren bir Nur talebesidir. Bu vesileyle Orhan Beyle ilgili bir hatıramı anlatak isterim: Birlikte bulunduğumuz bütün meclislerde Üstadımızın hizmetinde bulunan Bayram Ağabey, Sungur Ağabey, Tahirî Ağabey gibi zatlara fevkalade hürmet göstermem, page 1 / 6

Orhan Beyin nazar-ı dikkatini çekmiş. Bir defasında benim hocalık sıfatımla beraber ağabeylere gösterdiğim aşırı hürmetten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ben de: Bu ağabeyler fevkalade hürmet ve muhabbete layık insanlardır. diyerek şöyle bir misal verdim: Üstadımızı binler batman meyve veren bir ağaç gibi tasavvur edersek, bu bahtiyar zatlar o ağaca saksılık vazifesini hakkıyla ifa etmişlerdir. Ayrıca Üstadımızın iman ve Kur an hakikatlerini neşretmesinde büyük hisseleri vardır. Bu nokta-i nazardan bu ağabeylerin dereceleri çok yüksektir. dedim. Orhan Bey ağabeyler hakkındaki bu fikrimi tasvip etti. Ben de Bayram Ağabeyin Üstada bir su getirmesinin sevabıyla, bütün sevaplarımı değişebileceğimi ifade ettim. Bu izahımdan daha da memnun oldu. Yıllar sonra bir grup Nur talebesiyle aynı konuda yaptığımız bir sohbeti zikretmek isterim: Gruptan birisi bana bir soru sordu: Hocam, derece bakımından Üstadımızın birinci talebesi Hulusi Ağabey midir? Kendilerine şu cevabı verdim: Hulusi Ağabey, ilim ve irfan sahibi, büyük bir zattır. Kendisinin evliyadan olduğuna hiçbir şüphem yoktur. İhlası ve sadakati harikuladedir. Üstadımız bir çok mektubun yazılmasında onu muhatap almıştır. Nitekim kendisine: Bu çeşit mesailde en birinci muhatap diyerek iltifatta bulunmuştur. Bununla beraber Üstad'ın bizzat yanında bulunanların hizmetleri, Üstad'ın hayatıyla alakadar olduğu için onların derecesine yetişilmez. Ben Hulusi Ağabeyi bir ziyaretimde bu ölçüyü kendisinden öğrendim. Bana: Hoca Efendi, sen bazı Nur talebelerinin bana fazla teveccüh göstermelerine bakma. Çünkü Üstadımızın yanında bulunan Zübeyir, Bayram, Sungur gibi talebelerin dereceleri başkadır. Onlar Üstadımızın hayatını muhafaza bakımından canları pahasına, ömürleri boyunca fedakârlık etmişlerdir. dedi. Bu suali soran kardeşlerin iyice tatmin olmaları için Üstadımızın Mehmet Feyzi Ağabeye yazmış olduğu mektubu okudum. Üstat Hazretleri bu mektubunda şöyle buyuruyordu: Feyzi Kardeşim, page 2 / 6

"Sen, Isparta Vilayetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam onlar gibi olmalısın... Bu hakikate binaen, bu şehre bir kutup, Gavs-ı Âzam gelse, seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım dese, sen Risale-i Nur u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın. 1 Bu hatıralardan sonra yeniden mevzumuza dönelim. Gazetenin sürekli maddî yardıma ihtiyacı oluyordu. Bu yüzden de Türkiye nin her yerinden sürekli para isteniyordu. Gazetenin çıkarılabilmesi için baskı makinesine ihtiyaç olmuştu. Bunun için bütün illerden para toplandı ve matbaa alındı. Gazetede bazen Risale-i Nur un meşrebine uymayan; siyaset ağırlıklı yazılar çıkıyor, şahısların methinde de zemminde de istikamet muhafaza edilemiyor, ifrat veya tefrite düşülüyordu. Bu yazılar bazı insanlar için kırıcı oluyordu. Ağabeyler hem sürekli para toplanmasına bir son vermek hem de gazetede çıkan bu menfî yazılar için gazete idarecilerini uyarmak maksadıyla bir meşveret yapmaya karar verdiler. Gazeteciler de daha fazla para toplanmasına yardım edeceği fikriyle bu meşverete taraftar oldular. Sonunda 23 kişilik bir müşavere heyeti kuruldu. Meşveret heyeti bir toplantısında gazete için para toplanmamasına karar verdi. Yine de gazeteyi çıkaranlar para toplamakta ısrar ettiler. Biz ise meşveret kararına uyarak para gönderme işini kestik. Ayrıca ağabeyler de gazetede çıkan yazılara yer yer müdahale ediyor, fakat bir netice alamıyorlardı. Gazeteciler bu müdahalelerden çok rahatsız oluyorlardı. Gelinen Son Nokta Bütün bu gelişmelerden sonra gazete cemaatiyle hizmet yollarımız ayrıldı. Bir süre bunlar da Yeni Asya Cemaati ve Nesil Gurubu olmak üzere ikiye ayrıldılar. Birinci gurubun başında Mehmet Kutlular, diğerlerinin başında ise Mehmet Birinci ve Mehmet Fırıncı bulunmaktaydı. Her iki gurup da kendi sistemleri ve kendi ekipleriyle Risale-i Nur hizmetine devam etmekteler. Nesil Gurubu, Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumları düzenlemekte, Nesil Yayıncılık adı altında kitapçılık hizmetleri yürütmekte, ayrıca Moral FM ile radyo sahasında hizmetler vermektedir. Mehmet Kutlular da bir taraftan Yeni Asya Gazetesini çıkarmakta, bunun yanında Nur hizmetiyle de iştigal etmektedir. Şükranla ifade edeyim ki, başta meşveret cemaati olmak üzere, birbirinden şu veya bu sebeple ayrılan bütün bu guruplar, şimdi maziyi unutmuş, her biri diğerinin hizmetini takdir ederek kendi kadrosuyla istikbale doğru yürümektedirler. Meşveretten Bahaneyle Ayrılma page 3 / 6

12 Eylül hareketinden sonra askerî yetkililer Süleyman Demirel ve diğer parti liderlerini bir süre Hamzaköy de göz altına aldılar. Daha sonra herkesin evine dönmesine müsaade ettiler. O sıralarda Ankara ya gitmiştim. Osman Demirci Hoca, Süleyman Demirel Hamzaköy den gelmiş. Mazide defalarca birlikte oturduk kalktık. Hiç olmazsa bir geçmiş olsun ziyaretine gidelim. dedi. Süleyman Bey in evine gittik. Ev, kapatılan Adalet Partisi nin mebusları ile doluydu. Sürekli olarak ihtilâl aleyhinde konuşuyorlardı. Onların konuşmalarından çok huzursuz olduk. Ben bu yersiz konuşmalara nasıl müdahale edeceğimi düşünürken, içeriye tanımadığım bir zat girdi. Selam verdikten sonra beni görünce: Hocam siz de burada mısınız? Uzun zamandır sizi görmek istiyordum. Bir kere sizin dersinizi dinledim. Çok istifade ettim. 'Hikmet Pırıltıları' adlı kitabınızı da okudum. Çok beğendim. dedi. Patavatsız bir adamdı. Süleyman Bey e bazen Süleyman Bey, bazen Süleyman Ağabey diyordu. Sonradan öğrendiğime göre bu adam Süleyman Bey in hemşehrisi bir tüccarmış. Benimle konuştuktan sonra Süleyman Bey e: Süleyman Ağabey, sen Hocamın o kitabını okudun mu? dedi. Süleyman Bey: Sen otur yerine. dedi. Adam oturdu. Sonra ihtilâl aleyhindeki konuşmalara devam edildi. Fakat biraz önce gelen adam: Süleyman Ağabey, 'Bu ihtilâller, muhtıralar hep onun başvekil olduğu zamanlarda oluyor.' diyorlar. dedi. Süleyman Bey cevaben, Ne yapalım Amerikan başkanlarından birinin dediği gibi, 'Fırtına ve dalgalar gemiye hakim olunca kaptanın iradesi elden gider.' Hem Hz. Ali gibi bir aslan fitneye karşı ne yapabildi ki? dedi. Bu sözler üzerine aradığım fırsatı bulmuştum. Süleyman Bey, bu zata ben cevap vereyim. dedim ve onu muhatap alarak şunları anlattım; Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; ihtilâlden önce görmediniz mi? Anarşi ve terör hükümeti aciz bırakmış ve devleti ele geçirme noktasına yaklaşmıştı. Süleyman Bey in ifadesi de beni tasdik ediyor. Demek ki hükümetin eli ayağı bağlanmıştı. Süleyman Bey tek başına buna karşı ne yapabilirdi? İşin doğrusu bir Süleyman Bey değil, yüz Süleyman Bey de olsa bu işe bir çare bulamayacaklardı ve mağlup olacaklardı. Ülkenin durumunun düzelmesi için ciddî bir cerrahî müdahale gerekiyordu. Bunu da ancak ordu yapabilirdi. Sonra oradaki mebuslardan İsmail Hakkı Köylüoğlu nu muhatap alarak, Siz şimdiye kadar anarşi ve terörü ortadan kaldırmak için ne gibi tedbirler aldınız? Acaba siz tedbir aldınız da ordu size müdahale mi etti? dedim. Bunları söyledikten sonra kalktım. Gitmek için izin istedim. Yarın gideceğimi söyleyince Süleyman Bey page 4 / 6

Pazartesi ye kadar kalmamı istedi. Osman Hoca ile beraber gelin, görüşelim. Daha sonra gidersiniz. dedi. Pazartesi günü Osman Demirci hocayla Süleyman Bey in evine gittik. Bizi çok iyi karşıladı. Çok kısa bir sohbetten sonra, Hocam, senin söylediklerin doğru olsa da ben tarihe ihtilâl taraftarı bir adam olarak geçemem. dedi. Ben de Hiç olmazsa bîtaraf kalın ve bekleyin. Ordumuz aleyhinde konuşmak doğru olmaz. İlerde mutlaka size müracaat eder, tecrübelerinizden faydalanmaya çalışırlar. dedim. Gerçekten de kısa bir süre sonra Kenan Evren Paşa yeni kuracakları partiye Adalet Partililerin de iştirak etmelerini istemiş. Bu teklifi Süleyman Bey, Ben tapulu mülkümde kimseye gece kondu yaptırmam! diyerek reddetmiş. Gazete Cemaatinin Tepkisi Ağabeyler ihtiyaç duydukça bazı meseleleri konuşmak için meşveret heyetini toplarlardı. Böyle bir meşverette Erzurum da yapılacaktı. Ancak gazeteciler Süleyman Bey ile aramızda geçenleri bahane ederek, bu meşverete gelmediler ve böylece meşveret cemaatinden ayrılmış oldular. Daha sonra bu cemaatin bazı fertleri hakkımda bir çok asılsız haberler yaydılar, çeşitli iftiralarda bulundular. 1980 ihtilâlinden sonra Isparta da bir meşveret için toplanacaktık. Isparta dan önce İstanbul a giderek gazetecileri ikaz etmek ve onları da Isparta daki meşverete götürmek istedim. Bu maksatla İstanbul a gittim. Bu fikrimi Sungur Ağabeye arz ettim. Sungur Ağabey: Sana atılan bunca iftiradan sonra, senin ayakların gazete binasının merdivenlerinden nasıl çıkacak? dedi. Sungur Ağabey, benim nazarımda hizmetin hatırından daha büyük hiçbir şey yoktur. Onun için bütün iftiraları bir tarafa bırakıyorum. Biz yine de gidelim, onlarla konuşalım. dedim. Sungur Ağabey ile birlikte Mehmet Kutlular ın yanına gittik. Gazetede çalışanlar bizi görünce her biri bir tarafa dağıldı. Biz doğrudan Kutlular ın odasına girdik. İçeri girdiğimizde kimse yoktu. Biraz sonra M. Kutlular ve M. Birinci yanımıza geldiler. Onlara birlik ve beraberliğin önemini anlattım ve birlikte Isparta meşveretine gitmeyi teklif ettim. Mehmet Kutlular, Artık biz sizinle birlikte olmayacağız. Müstakil hareket edeceğiz. dedi. Bu sözlerinden, bütün Nur Talebelerinin kendi tarafında olduğunu zannetiği anlaşılıyordu. Israr etmekten vazgeçtik: page 5 / 6

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org) Pekiyi, siz kendi hizmetinizi devam ettirin. Fakat bunu yaparken birbirimizin aleyhinde bulunmayalım. dedim. Kutlular: Hayır, dedi, Ben hiç kimsenin kusurunu saklayamam. Doğru bildiğimi söylerim. Artık yapılacak bir şey kalmadığını anlayınca ayrıldık. Dipnotlar: 1 Kastamonu Lahikası, s.83-84. page 6 / 6