Eyüp Sultan da faaliyetler yürüten Eyüp Sultan Gönüllüleri öncüsü, Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi Sorumlusu ve Uluslararası İzcilik Eğitimcisi Dr. Mehmet Emin Bey ile Eyüp Sultan daki faaliyetleri hakkında bir mülakat gerçekleştirdik Muhterem Hocam öncelikle bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? 1954 yılında Maraş ın Elbistan ilçesinde doğdum. İlkokuldan üniversiteye kadar eğitimin bütün kademelerinde eğitici olarak hizmet verdim. Bir dönem Eyüp Sultan Lisesi Müdürlüğü yaptıktan sonra, Eyüp Lisesinin adını Eyüp Sultan Lisesi yaptığım için, bu isim padişahlığı çağrıştırıyor denilerek görevden alındım ve başka bir okula sürgün edildim. Daha sonraki yıllarda Trakya üniversitesinde akademisyen olarak görev yapmak nasip oldu. 28 Şubat sürecinde akademisyenlik görevimden emekli olmak zorunda kaldım. Eğitim hayatımın önemli bir kısmında uluslararası izcilik ve gençlik eğitimcisi/lideri olarak dünyanın çeşitli ülke lerinde özellikle Afrika da izcilik faaliyetleri yürüttüm. Uganda nın eğitim sorumlusuyum. Şu an önderimiz, rehberimiz, liderimiz, Efendimiz, sevdiğimiz, peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem i evinde yaklaşık yedi ay misafir eden Halid Bin Zeyd Eba Eyyub El-Ensari nin yani Eyüp Sultan ın ayakucundaki Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi hocalığına terfi ettim. Zaman zaman çeşitli üniversitelerden teklifler gelse de Eyüp Sultan Hazretlerinin yanı başındaki bu faaliyetlerimizi daha önemli bulduğum için, tekrar üniversitenin o dar kalıplarına dönmek istemedim. Bize içerisinde bulunduğumuz Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi ve onu yaptıran Mihrişah Valide Sultan hakkında bilgi verir misiniz 1 / 5
Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi, Eyüp Sultan Cami-i Şerif inin Haliç e bakan tarafındaki tarihi Cülus Yolu nun yanındaki hazirenin içerisinde bulunmaktadır. Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi, 1795 yılında Osmanlı padişahlarımızdan III. Mustafa nın hanımı ve III. Selim in de annesi olan Mihrişah Valide Sultan annemiz tarafından inşa ettirilmiştir. Bu mübarek hanımefendi aynı zamanda, sibyan mektebinin karşısındaki imarethaneyi de inşa ettiren kişidir. Bu imaret hanenin özelliği iki yüz yıldan beri, yani Osmanlı döneminden beri kesintisiz olarak fakir fukaraya yemek verilen tek imarethane olmasıdır. Günümüzde günde beş yüz aileye buradan yemek verilmektedir. Bunu da biz buraları yaptıran Mihrişah Valide Sultan ın ihlasına ve dindeki samimiyetine bağlıyoruz. Zaten Mihrişah Valide Sultan ın çok dindar ve hayırsever bir kadın olduğu bilinmektedir. İnşa ettirdiği diğer eserler arasında Humbaracılar Kışlası Mescidi, Taksim Topçu Kışlası'ndaki Mihrişah Valide Sultan Mescidi ve Eminönü ve Beşiktaş'taki Mihrişah Valide Sultan çeşmeleri bulun maktadır. Bu hayırsever ve saliha hanım efendi 1805 yılında vefat edince Eyüp Sultan daki yaptırmış olduğu imarethanenin yanı başındaki türbesine defnedilmiştir. Mihrişah Valide Sultan annemiz gelini ile kız kardeşi gibi geçinmiştir. Gelini Refet Sultan ın vasiyet namesinde, kayınvalidesinin yanı başına defnedil mek istemesi üzerine onun yanına defnedilmiştir. Bu vasiyet bugünkü feministlere de bir ders niteliğindedir. Eyüp Sultan a dua ve ibadet amacıyla gelen ziyaretçilere, Eyüp Sultan Hazretlerini ziyaret ettikten sonra Mihrişah Valide Sultan annemizin türbesini ziyaret etmeyi ve bir de fatiha okumayı unutmayın diyoruz. Osmanlı döneminde sibyan mektepleri hangi boşluğu dolduruyordu ve burada çocuklar nasıl bir eğitim anlayışı ile yetiştiriliyordu? Dört yaşından itibaren çocukların eğitim gördükleri sibyan mektepleri dönemin ilk mektepleridir. Mahallelerde inşa edilen genellikle taş binalar olmasından dolayı halk arasında mahalle mektebi ya da taş mektep olarak da bilinmektedir. İstanbul un fethinden tevhid-i tedrisat kanuna kadar bu mekteplerde çocuklarımız en mükemmel şekilde yetiştiril mişlerdir. Sibyan mekteplerinde ilk olarak öğretilen şey besmeledir. Çocuklar besmele ile eğiteme başladıkları için bu mekteplerde vatana, millete, dine çok hayırlı insanlar yetiştirilmiştir. Bu mekteplerde Kur an ve ilmihal bilgilerinin yanı sıra İslam ahlakının tüm güzellikleri de talebelere öğretilirdi. Bu eğitimde dünyanın fani olduğu, dünya menfaatlerinin gelip geçici olduğu, öncelikli hedefin uhrevi hayat olduğu, herkesin kabir kapısından geçip ahiret memleketine gideceği, iyiliklerin devamlı 2 / 5
kalacağı gibi mesajlar da verilirdi. Yani bugünkü dünyevi eğitim anlayışının tam tersine, ahiretini düşünen nesiller yetiştirilmeye çalışılırdı. Tanıdığım Amerikalı bir profesör Osmanlı Devleti nin bu kadar güçlü olmasının altında sibyan mekteplerinde verilen eğitimin olduğunu söylemişti. Osmanlı yı yıpratmak için Osmanlı ya ait kurumları karalayan bazı kimselerin söyledikleri dayak ve falaka gibi olumsuz şeylerin aksine bu kurumlarda son derece mükemmel bir şahsiyet eğitimi verilmiştir. Mesela sibyan mektebinde çocuklara bey ve hanım diye hitap edilmesi onların şahsiyet kazanmaları anlamında çok önemli bir örnektir. Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi nin yanındaki tarihi Cülus Yolu hakkında da bilgi verir misiniz? Dikkat edin Osmanlı Padişahları demiyorum, Osmanlı Padişahlarımızdan önderimiz, liderimiz, rehberimiz Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellem in müjdesine mazhar olmuş Fatih Sultan Mehmet Han dan, büyük vatan ve İslam kahramanı Sultan Vahdettin e kadar Osmanlı padişahlarımızın tahta çıkarken kılıç kuşanıp ata bindikleri, cülus merasim lerinin yapıldığı yerdir. Yani tarihi veçhesiyle dünyanın en önemli yollarından birisidir. Bu merasim esnasında Osmanlı Padişahlarımızın ata bindikleri binek taşı, Mihrişah Sultan Sibyan Mektebi nin bahçe kapsının hemen karşısında durmaktadır. Padişahlarımızın kılıç kuşanma merasimleri ise dönemin en önemli alim zatı tarafından yapılmaktaydı. Cülus yolundaki bu merasim sırasında halk da toplanıp Padişahım çok yaşa. Gururlanma padişahım senden büyük Allah var diyerek sözlü alkış yapıyorlardı. Bu alkış bugünkü el çırpma şeklinde değildi. Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi, bildiğimiz kadarı ile siz burada faaliyetlere başlamadan önce tinercilerin ve sokakta yatan insanların mesken tuttuğu bir yerdi. Bize buranın 3 / 5
dönüşüm hikayesini anlatır mısınız? Altı-yedi yıl kadar öncesine kadar burası sokak çocuklarının ve mekansızların kaldığı tam bir harabeydi. Burayı o halinden kurtarmak ve bir eğitim merkezine dönüştürmek için çok gayretler sarf ettik. Hatta bu dönemde bir seferinde burnuma yumruk bile yedim. Fakat biz burada kalan bu gençleri dışlamadık. Onlarla defalarca sabah kahvaltıları düzenledik. Onlara toplumsal hayata yeniden dönmeleri için yardımcı olduk. Din eğitimi almalarına ve namaza başlamalarına vesile olduk. Burada kalan gençler şimdi kendi işlerinin başındalar. Bizimle de irtibatlarını hiçbir zaman kesmediler. Biz ilk olarak bu mektebin içini temizleyerek işe başladık. İçerisini bir eğitim merkezi olarak, başta bir kütüphane yaparak dizayn ettik. Geniş bahçemizi de bir tefekkür bahçesi haline getirdik. Gelen ziyaretçilerin hazırlamış olduğumuz sanat sergilerini gezdikten sonra, tefekkür bahçemizde kitap okumalarını arzu ediyoruz. Bu arada gelen ziyaretçilerimize vermiş olduğumuz ücretsiz kurslar, aktiviteler ve söyleşiler hakkında bilgi veriyoruz. Mihrişah Valide Sultan Sibyan Mektebi nin sorumlusu olarak Eyüp Sultan Gönüllüleri ile birlikte bu mekânda yapmış olduğunuz faaliyet lerden bahseder misiniz? Biz burada ülkemizin ve İstanbul un maneviyat merkezi olan Eyüp Sultan a yakışan hizmetleri vermeye çalışıyoruz. Bizim öncelikli hedef kitlemiz çocuklar, gençler ve turistlerdir. Çocuklar ve gençlere İngilizce, Arapça, Osmanlıca, ebru, koreografi, resim, drama, ney, okçuluk gibi çeşitli derslerle hizmet verirken, Eyüp Sultan a gelen turistlere ise onları burada misafir ederek hizmet veriyoruz. Onlara ney dinletisi eşliğinde natürel gül suyu ve çay ikram ettikten sonra, çeşitli dünya dillerine tercüme edilmiş bir takım imani ve Kur anî eserler hediye ediyoruz. Onların buradan hoşnut bir şekilde ayrılmaları için elimden geleni yapıyoruz. Burada vermiş olduğumuz kurslara her yaştan öğrenci kabul ediyoruz. Çeşitli zamanlarda yaptığımız söyleşilere de 4 / 5
toplumun her kesiminden insanlarımız katılıyor. Bizim burada Ramazan Balcı Hoca nın verdiği Osmanlıca dersleri dışında vermiş olduğumuz iki tane lisan dersimiz var. Birisi Suriye nin eski Türkiye başkonsolosu Muhammed El Kudeymi nin verdiği Arapça dersleri, diğeri de Amerikalı Timur Hammond un verdiği İngilizce dersleri. Önderimiz, liderimiz, rehberimiz, Paytgember Efendimiz Bir dil bile insan bir insan iki dil bilen insan iki insan buyurduğu için lisan öğretimine önem veriyoruz. Bizim burada ilk başlattığımız çalışmalardan birisi de Ömer Faruk Dere tarafından Dedelerinizin mezar taşlarını okumak ister misiniz? başlığı altında verdiğimiz kurslardı. Bu kurslar çerçevesinde birçok öğrencimiz mezar taşlarını okumaya başladılar. Mezar taşları denilince onların birer sanat eseri olduğunu da hatırlatmamız gerekir. Onların her birisinin bir anlamı vardır. Bir mezar taşında boynu bükük bir karanfil varsa gençlik baharını yaşayamadan vefat bir genç kızı düşünebilirsiniz. Bir mezar taşında hurma dalları görürseniz bu onun hacca gittiğinin bir işaretidir. Hattat Rakım imzalı mezar taşı için hattat Sami Efendi nin yazının güzelliğini görünce Ne kadar nasipli bir insan bu yazının altındaki kalksa da ben yatsam dediği anlatılır. Bu anlatmış olduğumuz etkinliklerin dışında bir de geleneksel hale getirmeye çalıştığımız iki aktivitemiz var. Bunlardan birisi mayıs ayında düzenlediğimiz Eyüp Sultanı anma haftasıdır ki bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle bu anmayı gerçekleştiriyoruz. İkincisi ise Aralık ayının sonunda yapmış olduğumuz Mehmet Akif Ersoy sevgi yürüyüşüdür. Herkesi bu faaliyetlerimize bekliyoruz. 5 / 5