KONYA, SEMA TÖRENİ İÇ/GÜN Bir sema töreni ile açılırız. Semazenler yavaş yavaş dönmeye başlarken film jeneriği de girer. Müzik epey hızlandığında

Benzer belgeler
NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Uncle Grandpa kamyonetin direksiyonundadır. Direksiyonu çılgınca çevirmektedir. Uncle Grandpa

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

KISA FİLM FİNAL SENARYO YAŞAR AKSU İLETİŞİM: (+90) (+90) (+90)

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok. Ser tâ be kadem ateşim amma şererim yok. Yâri ararım devrederek hâne be hâne

Kahraman Kit Misafirlikte

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Sevda Üzerine Mektup

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

BAK POSTACI GELİYOR (Tek Perdelik Çocuk Oyunu)

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

gece bana gündüzleri uğramaz gece uykudayken gelir şşşşşşt deyince ağzı şarap tadındadır hatıralarım karışır

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Adam atın suyunu ve yemini verir...

Ağlat Beni Klip Senaryosu Harun KOLÇAK

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

MODERN BARBARLAR. Bu kısım hikayenin ortasından alınmıştır. (86 sayfalık hikayenin 52'inci sayfası)

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Geniş plan Derya ile Alp'i görürüz. Derya ile Alp yan yanadır. Derya mankenin başındaki duvağı alır ve kendi başına kor.

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

AYLA ÇINAROĞLU HOŞ GELDİN ESİN PERİSİ

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Doğru bildiğini her yerde haykıran, kimseye eğilip bükülmeyen birisiydi Neyzen Tevfik..

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ELVEDA SAREJEVO. Hana: Hayatım dolaptan kremayı verir misin Samir: Hemen geliyor.

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

Bay Çiklet in Bahçesi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ OCAK

Kahraman Kit Misafirlikte

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

TRANSFER. (Kısa Film Senaryosu)

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;


A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Örnek alınacak en güzel insan Hz. Muhammed hayatı boyunca görüntüsüne ve hareketlerine dikkat etmiştir.

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

BİZE KATILIR MISINIZ?

Transkript:

KONYA, SEMA TÖRENİ İÇ/GÜN Bir sema töreni ile açılırız. Semazenler yavaş yavaş dönmeye başlarken film jeneriği de girer. Müzik epey hızlandığında izleyiciler arasından bir adam ayağa kalkar, kusacak gibidir, ağzını eliyle kapayarak, hızla dışarıya doğru hareket eder. KONYA, BİNA ÖNÜ DIŞ/GÜN Arka planda jenerik devam etmektedir, müzik epey hızlanmıştır. Orta yaşlı bir adam; Aziz Z. Zahara, hastalıktan epey halsiz düşmüş bir halde binadan dışarı atar kendini, öksürmektedir. Saçları omuzlarına dökülmekte, sağ kulağında bir küpe ve boynunda da güneş şeklinde bir kolye var. Orada bir süre soluklanmak için durur, biraz sonra spor giyimli, sarı kazaklı, başını acemice örtmüş bir kadın, Ella, koşarak gelir Aziz in yanına. Yüzünü görmeyiz. Elini Aziz in omzuna koyar. Aziz ona olağanüstü yoğun bir sevgiyle bakar, canının acısına rağmen gülümser, sonra gözleri kayar, birlikte yere yığılırlar. SEMA TÖRENİ, KONYA, İÇ/GÜN Tekrar sema törenine döneriz, jenerik bitmekte, müzik en son hızına ulaşmış, bir semazenin süratle dönüşüne yaklaşırız. Eteğine yaklaşırız, yaklaşırız, bir süre sonra sadece dönen beyaz kumaşı görürüz. EV, MUTFAK,İÇ/GÜN Sufi müziği devam eder. Semazenin eteğinden bir blenderın dönüşüne geçeriz. Sütün içinde bazı meyveler dönmekte. Ritmin son vuruşuyla birlikte blender durur. Mutfakta Ella ve yakın arkadaşı Esther var. Ella mor bir gömlek, gri etek giymiş, klasik bir tarzı olduğu anlaşılıyor. Esther ise, hayli kilolu bir kadın ve son derece neşeli görünüyor. Sarı ağırlıklı bir elbise var üzerinde. Ella, Esther in hazırladığı kakaolu mozaik pastayı tadarken Esther merakla beklemekte. Ella lokmaları çok yavaşça çevirir ağzında. Esther sabırsızlanır. 1

Eee? ESTER Hmm... Hiç fena değil. Zencefil mi kattın sen buna? Esther ellerini çırpar. ESTHER Evet! Beğendin mi? Ella son lokmasını da yutar, hala lezzet analizi yapmakta. Aslında.. Tadı güzel... Ama çikolatalı pastada zencefil? Esther yapmacık bir öfkeyle, parmağını arkadaşının göğsüne vurarak ESTHER Ella! Bir Füzyon Yemek Kulübü üyesisin ama iflah olmaz bir gelenekçisin sen! Ella cevap veremeden ikizleri, on altı yaşında bir erkek, bir kız çocuğu; Avi ve Orly dalarlar mutfağa. Avi elleriyle havada bateri çalmakta, ağzıyla davul sesi çıkarıyor. AVİ Anne! Yemek hazır mı? Çok açım! Orly tezgahta bekleyen yemeklere göz atar. ORLY Anne, bak bu öğün 650 kalori hakkım var, ona göre. AVİ 2

Boşuna uğraşma, obezsin işte sen! Orly Avi nin kafasına vurur. İtişmeye başlarlar. Ella sofraya götürmek üzere blenderdaki sütü bardağa koyup tutuşturur ellerine. Hey! Hadi şunları sofraya götürmeme yardım edin. EV, SALON, İÇ/GÜN Sofraya ilk Ella nın kocası David oturmuş. Hemen ardından Jeannette gelir, yirmi üç yaşında. Pembe kazağı dikkat çekmekte. Mükellef bir sofra hazırlanmıştır, her zamanki gibi. Birer birer otururlar. David hemen konuya girer. DAVID Ella sana müjdeyi verdi mi bakalım? Esther ne müjdesi? der gibi arkadaşına bakarkan Ella önemsiz bir şey şeklinde omuzlarını silker. Keseriz. EV, SALON, İÇ/GÜN Aynı sofra sahnesinden açılırız. DAVID Karım harika bir iş buldu. Hem de seneler sonra! Aman canım, büyütülecek bir şey değil. Editörün asistanının asistanıyım altı üstü. DAVID Hayatım niye öyle diyorsun? Ülkenin en iyilerindendir o yayınevi. David Ella yı dirseğiyle dürter, ama Ella pek hoşnut değildir bu muhabbetten. 3

DAVID Diğer asistanları bir görsen Esther! Hepsi gencecik! Aralarında Ella gibi bunca sene ev hanımı olup da tekrar çalışmaya başlayan tek bir kişi bile yok. David, yapmacık bir gururla karısına bakarken Esther arkadaşının durumdan hiç de hoşnut olmadığını farketmiştir, bu arada Avi, tepsiden bir parça daha tavuk alan Orly ye takılır AVİ Hey şişko! 680 kalori oldu bile, çek elini o tavuktan. Bu arada Jeanette in kısık sesle söylediği söz duyulmaz. JEANNETTE Benim de bir sürprizim var! Annee! ORLY Avi rahat bırak Orly yi. Bir şey mi istedin Jeannette? Jeanette bu sefer daha yüksek sesle tekrarlar JEANNETTE Benim de sizlere bir haberim var. Müjdemi isterim! Masada bir sessizlik olur. Jeanette bir süre bekler. JEANNETTE Scott ve ben evlenmeye karar verdik! Bu sefer daha büyük bir sessizlik olur. David çatal bıçağını bırakır, Esther donup kalmış, Ella inanmaz 4

biçimde kızına bakıyor. Avi ve Orly bile didişmeyi bırakırlar. Keseriz. EV, SALON, İÇ/GÜN Aynı görüntü ile tekrar açılırız. Kimse kıpırdamıyor. Jeannette hızlı hızlı konuşmaya devam eder. Yine sessizlik. JEANNETTE Off! Ben de sevinçten havalara uçacaksınız zannetmiştim. DAVID Kızım, az önce evleneceğini söyledin. JEANNETTE Babacığım farkındayım, biraz ani oldu ama Scott geçen akşam yemekte evlilik teklif etti. Ben de kabul ettim bile. Bir süre daha sessizlik. Peki ama neden? Bu sefer daha uzun bir sessizlik. JEANNETTE Ne demek peki ama neden? Elbette Scott a aşık olduğum için! Canım, demek istediğim... Aceleniz neydi yani? Hamile filan mısın yoksa? Jeannette çok sinirlenir. Anne! JEANNETTE 5

Yalnızca yardım etmek istiyorum. JEANNETTE Tam sekiz ay oldu biz çıkmaya başlayalı. Sırılsıklam aşık olduğum için evlenmeyi isteyebileceğim aklının ucundan geçmiyor mu? David araya girme ihtiyacı duyar. DAVID Canım bak, annen şunu demek istiyor: Biriyle çıkmak başka şey, evlenmekse bambaşka bir şey. Ella derin bir of çeker. Zaten ciddi bir ilişki için yaşın daha ufak. JEANNETTE Anne benim yaşımdayken çocuğun olmadı mı senin? Ella JeaNnette ile aynı anda konuşur, kızını dinlemeden. Üstelik Scott un bir işi yok, daha okulunu bile bitirmedi. Bir süre sessiz kalırlar. 6 JEANNETTE Anne biz aşığız diyorum! Çok mutluyuz! Anlasana! Of! Evlenmeyi oyun sanıyorsunuz. Bu kadar da saf olunmaz ki, böyle... Bu kadar da romantik!

JEANNETTE Nesi varmış romantik olmanın? Hayatım hangi asırda yaşıyorsun? Aşk dediğin bugün var yarın yok cici bir histen ibaret. Bir kadın aşık olduğu erkekle değil, iyi baba, iyi koca olacağını tahmin ettiği erkekle evlenir. David Ella ya garip şekilde bakar. Ortam buz keser. JEANNETTE Ben senin derdinin ne olduğunu biliyorum anne. Benim de genç yaşta evlenip aynı senin gibi olacağımı sanıyorsun; mutsuz, pasif, can sıkıntısından bunalmış bir ev kadını! DAVID Annenden özür dile çabuk. Jeannette hışımla, peçetesini fırlatıp, sandalyesini iterek odadan çıkar. Arkasından sessizce Orly ve Avi de kalkarlar. Esther çok alçak sesle, ESTHER- Ben de kalksam iyi olacak. Ella baş sallayarak arkadaşına onay verir. Dışarıda şakır şakır yağmur yağmaktadır. Esther şemsiyesini açar ve çıkar. EV, SALON, İÇ/GÜN Masada Ella ve David sessizce oturmaktalar. David masadaki çatalı eline alıp evirip çevirmeye başlar. Ella ya hiç bakmadan; 7 DAVID

Yani bu dediklerinden senin sevdiğin adamla evlenmediğin sonucunu mu çıkarmalıyım? Hayır hayatım, tabii ki kastettiğim bu değildi. David hala çatala bakarak konuşur. DAVID Ne kastettin o zaman? Oysa ben evlendiğimizde bana aşık olduğunu zannediyordum. Aşıktım... O zamanlar öyleydim... David başını kaldırır. DAVID Peki ne zaman bıraktın beni sevmeyi? Ella hayret içinde kocasına bakar. Kelimeler dudaklarına kadar gelir, ama dökülmezler. Dudakları titrer bir süre. Sonra birdenbire ağlamaya başlar. Ella bir süre ağlar. David sessizce oturur. Keseriz. EV, BANYO, İÇ/GÜN Ella yüzünü yıkamakta. Bir süre aynada kendisine bakar, hayli üzgün ve umutsuz görünmektedir. EV, ÇALIŞMA ODASI, İÇ/GÜN Ella, kütüphaneye koyduğu romanı arar bir süre. En sonunda yayınevinden gelen dosyayı bulur. EV, SALON, İÇ/GÜN Ella, elinde dosya ile David in yanından geçer. David hala bıraktığı pozisyonda oturuyor, elindeki çatalla 8

oynamakta. Ella dalgınlıkla yanından geçip verandaya çıkar, David sadece şöyle bir bakar. EV, VERANDA, DIŞ/GÜN Ella, sallanan iskemlesinde oturmuş, kucağında roman dosyası, gökyüzünü seyreder bir süre. Yağmur devam etmekte, göğe kızıl, turuncu bir renk hakim, bulutlar süratle hareket etmekteler. Ella dosyayı eline alır. Ön yüzünde pembeli, morlu, sarılı lale tarlalarıyla bir fotoğrafın bulunduğu kartpostalın arkasında yazarın el yazısıyla yazdığı notu okur. AZİZ (DIŞ SES) Sayın Editör. Bu satırları size Amsterdam dan yolluyorum. Hikayem ise Anadolu da geçmekte. 13. yüzyılın Konya sında. Ella biraz yüzünü ekşitir, kartpostalı bırakıp kitabın kapağına bakar. Romanın ismi AŞK ŞERİATI dır. Sayfayı çevirip önsöze geçer. AZİZ (DIŞ SES) Aşk Şeriatı benim ilk ve muhtemelen son romanım. Bu kitabı sadece Rumi ye ve onun sevgili güneşi Şems-i Tebrizi ye olan hürmetimden ve sevgimden kaleme aldım. Konu Ella nın ilgisini çekmemiştir ama yine de okumaya devam eder. AZİZ (DIŞ SES) Kimsenin aşkın inceliklerine vakit bulamadığı bir dünyada Aşk Şeriatı daha büyük önem kazanmakta. Zira her ne kadar bazıları aksini iddia etse de, aşk dediğin bugün var yarın yok cici bir histen ibaret değildir. 9

Ella az önce söylediği sözleri kitaptan duymuş olmanın korkusuyla bir anda kitabı kapatır, hatta neredeyse elinden düşürür. Bir rüzgar yerdeki kuru yaprakları havalandırır. Ella merakına karşı koyamaz, korkarak tekrar açar sayfaları. AZİZ (DIŞ SES) Çünkü aşk, hayatın asıl özü, esas gayesidir. Gün gelir romantik kelimesini bir suçlama gibi kullananları dahi kıskıvrak yakalar aşk. Ella bu sefer dehşet içinde kapatır kitabı ve korkuyla kendisinden uzağa bir yere koyar. Bir süre durur, sonra biraz daha öteye iter. Verandanın önüne kadar yürür. Artık yağmur kendisine gelmektedir. Başını kaldırır, gökyüzüne bakar, üzerine düşen yağmur tanelerine... AVLU, DIŞ/GÜN Gökyüzü iyice kararır, yatsı vakti karanlığına dönüşür, rüzgarın sesine baykuş, yarasa sesleri, kurt ulumaları karışır. Bir kuyunun dibinden gökyüzüne bakmaktayız, dolunay var, yağmur yağıyor. Kuyunun dışından bir erkek sesi duyulur. SES Şems, Şems, neredesin? Sonra birden bütün sesler susar. Kuyunun ağzında bir siluet görünür, elinde kandil, aşağıya bakmakta. Süratle kuyunun içinden yukarı çıkar, avluya geliriz. Üzerine ay ışığı vuran adam kuyuya eğilmiştir, hemen arkasından elinde hançerle bir siluet bahçe duvarının arkasından koşarak kaçar. Son hamlesinde tedirgin bir şekilde geriye dönüp baktığını farkederiz. Kuyunun dibi boş görünmekte, sadece ayın sudaki yansıması vardır. Fakat bir süre sonra suyun içinde bir suratın belirdiğini, iki gözün yukarı baktığını görürüz. Şems in gözleridir bunlar. Kuyunun başındaki adam dizlerinin üzerine çöker ve göğsünü döverek bağırmaya başlar, elindeki kandil sönmüştür. 10

ADAM Öldürdüler! Şems i katlettiler! Uzaklardan bir kuş sürüsü havalanır. Adam başını göğe kaldırır ve canhıraş bir çığlık atar. ADAM Aaaaaaaaahhhhhhh! BABA ZAMAN ZAVİYE BAHÇE, DIŞ/GÜN Çığlık sesi bir bakır çan sesine dönüşür. Şems gözlerini açar. Zaviye nin bahçesinde oturmuş, tefekküre dalmıştır. Görmekte olduğu rüyadan zorlukla ayılır. Mutfaktaki bakır çan dervişleri meclise çağırmaktadır, müritlerin odaya doğru yürüdüklerini görürüz. Şems de bir süre sonra kendine gelir ve ayağa kalkar. BABA ZAMAN ZAVİYE, MECLİS, İÇ/GÜN Tüm dervişler odada oturur vaziyettedir. Çemberin ortasında da Baba Zaman, düşünceli biçimde dudaklarını sıkmış ellerine bakıyor. BABA ZAMAN Sizleri neden buraya topladığımı merak ediyorsunuzdur. Geçen gün gelen mektupla alakalıdır. EV, SALON, İÇ/GÜN Başka bir gün, Baba Zaman ın konuşması görüntüler üzerine düşmekte. Ella nın üzerinde siyah bir kazak var. Gündüz olmasına rağmen oda hafifçe loş, lambayı yakar. BABA ZAMAN (SES) Uzak olmayan bir şehirde bir allame-i cihan yaşar. Takva ve ibadette kamil, ilim ve marifette mahirdir. Ama İlahi Aşk ta yok olmadığından, benlik zannından tam olarak kurtulamamıştır. Ella uzunca bir süre kararsızlık çeker, telefonu eline bir alır bir bırakır, en sonunda numaraları çevirir. 11

BABA ZAMAN (SES) Sizi ve beni kat kat aşan sebeplerden ötürü zaviyemizden birinin gidip kendisine can yoldaşı olmasında fayda vardır. Ella numarayı çevirmiş, karşı taraf açmıştır. Merhaba Scott. Benim, Ella, Jeannette in annesi. Müsaitsen biraz konuşabilir miyiz? Karşı tarafta kısa bir sessizlik olur, Scott nazik bir ses tonuyla, kekeleyerek cevap verir Keseriz. SCOTT (SES) Mrs. Rubinstein bu ne sürpriz Tabii buyurun. Scott, seninle bir alıp veremediğim yok, ancak kızımla evlenemeyecek kadar gençsin. Bu mevzuyu burada kapatmanı rica ediyorum senden. BABA ZAMAN, ZAVİYE, MECLİS, İÇ/GÜN Baba Zaman konuşmasına devam eder. BABA ZAMAN Bu zorlu bir manevi yolculuktur. Vazife gibi yapılacak bir iş değildir. Ancak aşk için ve aşk ile yapılabilir. Müritlerden biri müsaade ister ve sorar 12 MÜRİT Kimdir bu sözünü ettiğiniz alim efendim?

BABA ZAMAN İsmini ancak gitmeye gönüllü olan kişiye söyleyebilirim. Aralarında Şems in de olduğu on gönüllü elini kaldırır. Baba Zaman ellerini indirmelerini ister. BABA ZAMAN Karar vermeden önce bilmeniz gereken bir şey daha var. Bu seyahat zahmetler ve tehlikelerle doludur. Hatta geri dönüş güvencesi yoktur. Böyle söyleyince Şems hariç diğerlerinin eli iner. Baba Zaman adeta Şems i göndereceği için üzülmüştür. Başını sallar. EV, SALON, İÇ/GÜN Salondaki ampul cızırdamaya başlar, belli ki bir temassızlık vardır, Ella telefondayken ampule uzanmaya çalışır, ancak ampul söner, oda biraz daha karanlıklaşır. Karşıdan Scott cevap vermekte, SCOTT (SES) Mrs. Rubinstein, Jeannette le ben birbirimize aşığız. Ella derin bir nefes alır. Evladım ne hissettiğinizi anlıyorum. Ama daha çok gençsiniz. Kim bilir, bir bakmışsın, yarın bir başkasına aşık olmuşsun. Kısa bir sessizlik daha. 13 SCOTT (SES) Mrs. Rubinstein, ne olur kabalık addetmeyin ama böyle bir ihtimal varsa şayet, herkes için, hatta sizin için bile geçerli değil mi?

Ella sinirle güler Ben ömür boyu sürecek bir seçim yaptım. Kocam da öyle. Evlilik hafife alınacak bir karar değil. Scott un yanıtını dinlerken Ella bitkince arkasına yaslanır, sinirlenmiştir. Keseriz. BABA ZAMAN ZAVİYE, MECLİS, İÇ/GÜN Diğerleri ayrıldıktan sonra Baba Zaman Şems in yanına gelir ve şefkatle konuşur. BABA ZAMAN Eyvallah Şems, anlıyorum ki yola çıkacak olan kişi sensin. Konya da kimi bulacağın mektupta yazılı. Şems Baba Zaman ın elini öper. O da kendisine mühürlü mektubu vererek odadan çıkar. Şems mührü kırar, mektubu açar. MEDRESE ÖNÜ, DIŞ/GÜN Mevlana nın ders verdiği medresenin önünde 12 yaşındaki Kimya, babası ile birlikte bir duvarın önüne çömelmiş bekliyorlar. Bir süre sonra kapı açılır, önde Mevlana, yanında iki oğlu; Sultan Veled ve Alaaddin, arkasında öğrencileri, dışarı çıkarlar. Kimya nın babası çok saygılı bir biçimde Mevlana ya yaklaşır. Öğrenciler bahçeye yayılırlar, iki oğlu Mevlana nın yanında kalır. Alaaddin, ilgiyle Kimya yı süzer. BABA Efendi Hazretleri. Mevlana durur, başıyla hafifçe selam verir. Baba aynı saygılı üslupla devam eder. BABA 14

Kızım özel bir çocuk, ama anası ve ben, basit insanlarız, onu layıkıyla yetiştiremeyiz. Kimya yı öğrenciniz olarak kabul eder misiniz? Mevlana bu talebi olgunlukla karşılar, bu tip isteklere alışık olduğu bellidir. MEVLANA Gel anlat hele, nerelisin? Mevlana babası ile konuşurken Kimya çocukların oynadığı bahçeye doğru yürür. MEDRESE, BAHÇE, DIŞ/GÜN Hepsi erkektir çocukların. Kimya tedirginlik ve şaşkınlıkla etrafına bakınır, biraz uzakta köşede yalnız başına duran bir kadın görür. Teni bembeyazdır. Kimya el sallar ona. Kadın çok şaşırır, o da kısa bir tereddütten sonra el sallar. Kimya onun yanına gider. KADIN Merhaba küçük kız, yoksa beni görebiliyor musun? Kimya başını sallar. KADIN İşte bu harika! Senden başka kimse göremiyor beni. Kadın sevgiyle başını okşar Kimya nın. Birlikte babası ile Mevlana nın yanına giderler. MEDRESE ÖNÜ, DIŞ/GÜN Kimse gelen kadını farketmemiştir elbette. Mevlana Kimya ya seslenir. 15 MEVLANA Gel bakalım Kimya cık. Babanın dediğine göre kendi kendine okuma yazma öğrenmişsin. Bu çok güzel. Ama

sen kızsın, çok geçmeden evlenecek, çoluk çocuğa karışacaksın. Onca senelik tedrisat boşa gidecek. Babası ümitsizlikle başını eğer. Ancak kadın Kimya nın kulağına bir şeyler fısıldamıştır. KİMYA Efendim. Zevceniz hep küçük bir kızınız olsun isterdi. Allah, eğitmeniz için beni gönderdi size. Babası tedirginlikle Kimya ya bakar. Mevlana ise güler. MEVLANA Bakıyorum evime uğramışsın. Ama Kerra benim derslerime karışmaz evladım. Kadın bu sırada bir şeyler daha fısıldar kulağına. Kimya kelimeleri tane tane telaffuz ederek, KİMYA Kerra Hatun dan değil, Gevher Hatun dan bahsediyorum efendim. Oğullarının anasından. Mevlana nın yüzü gölgelenir, gülümsemesi söner. MEVLANA Gevher öldü çocuğum. Rahmetli eşimi nereden bilirsin? Kimya bir an tereddüt eder, ama anlatmak zorunda olduğu bellidir. KİMYA Rahmetli eşiniz burada efendim. Yanımda. Elimi tutuyor. Koyu kahve badem gözleri, çillenmiş yüzü, uzun sarı elbisesi var. Kadın terliklerini işaret eder. 16

KİMYA Parlak turuncu ipekten yapılmış, üstünde al çiçekler işli, çok güzel terlikleri var. Mevlana nın gözleri dolar. MEVLANA O terlikleri Gevher e Şam dan almıştım. Pek severdi rahmetli. Mevlana bir süre konuşamaz, Kimya ya bakar sevgiyle, saçlarını okşar. EV, SALON, İÇ/GÜN Ella bozulan ampulü değiştirmeye çalışırken telefon çalar. DAVID OFİS İÇ/GÜN David ofiste yalnız, iskemlesinde sinirli bir biçimde sağa sola dönmekte. DAVID Kulaklarıma inanamıyorum Ella. (SES) Vay be, daha yarım saat bile olmadı. Haberler amma tez yayılıyormuş. EV, SALON, İÇ/GÜN Ella kulağında telefon, lambanın düğmesine basar, ışık yanar. David sözünü keser. 17 Ama izin ver de durumu izah edeyim DAVID (SES) İzah edecek ne var? Nasıl yaparsın böyle bir şeyi? Scott Jeannette e

anlatmış. Kızın yıkılmış halde. Bir süre Laura da kalacakmış. Bu sırada yeni değiştirdiği ampul de cızırdar ve söner. Ella yılgın, iskemleye çöker. David ise devam ediyor. Keseriz. DAVID OFİS, İÇ/GÜN DAVID (SES) Bana sorarsan haksız da değil. Herkesin hayatına niye bu kadar çok karışıyorsun? David telefonu kapattıktan sonra bir süre koltuğunda gözlerini kapatır, sakinleşmeye çalışır. Daha sonra cep telefonundan bir numarayı arar. DAVID Merhaba. Ne yapıyorsun? Karşı tarafın bir süre konuştuğunu anlarız, David dinler, kafasını sallar, yüzüne hafif bir gülümseme yayılır. Keseriz. EV, VERANDA, DIŞ/GECE Ella verandada yalnız. Laptopunu açmış, romanı da önüne almış, okumakta. Bir süre sonra başını kaldırır, okuduklarından hayli etkilenmiştir. Cep telefonuna mesaj gelince irkilir. Mesaj David den gelmekte, içerik çok kısa ve net: Acil bir işim çıktı, bu akşam gelmeyeceğim. EV, VERANDA, DIŞ/GECE Ella nın elinde değerli bir şarap şişesi ve tirbüşon ile döndüğünü görürüz. Dudaklarında alaycı bir gülümseme ile bir süre şarap şişesini inceler. David in özel misafirler için ayırdığı şişelerden biridir bu. Sonra kararlı bir şekilde açar ve bardağına doldurur. Tekrar koltuğuna oturur, internete girer ve google da Aziz Z Zahara yazar. 18

Aziz in kişisel web sitesi açılmıştır. Önce beyaz etekleri daireler çizen bir semazen figürü görür, etkilenir, sonra şu şiiri okur; AZİZ (DIŞ SES) Bir garip kuş misali / Can yumurtası / Kabuğundan uçamazsın; / Korkmadan kır yumurtanı / Selamete uçacaksın! Ella bu satırlardan sonra fotoğraflar bölümüne girer ve her renkten, yaştan ve kültürden insan portrelerini görür. AZİZ (DIŞ SES) Kim olursak olalım, ta derinlerde bir yerde hepimiz bir eksiklik duygusu taşımaktayız. Sanki temel bir şeyimizi kaybetmişiz de geri alamamaktan korkuyoruz. Neyin eksik olduğunu bilenimiz ise hakikaten çok az. Ella bu sözler üzerine düşüncelere dalar. Satırların biraz altındaki e-mail adresi üzerinde gezinir fare: azizzzahara@gmail.com. EV, VERANDA DIŞ/GECE Ella yı yerinden kalkmış, kararsız ve huzursuz bir şekilde verandada yürüyor vaziyette görürüz. Hareketlerinden epey çakırkeyif olduğu anlaşılmakta. Arada bilgisayarına hamle edecek gibi olur, vazgeçer. Şişenin dibindeki şarabı kadehine doldurur, bir dikişte içer ve hızla makina başına oturur. E-mail için tıklar. (SES) Sayın Zahara. Adım Ella. BABA ZAMAN ZAVİYE, ODA, İÇ/GÜN Ella nın sesi, Şems in odasında saçlarını, sakalını ve kaşlarını kestiği görüntülerin üzerine düşmekte. Önce lüle lüle saçlarını kesmeye başlar. 19

(SES) Romanınızla yolumun kesişmesi tuhaf bir zamana rastladı. Şu sıralar kızımı genç yaşta evlenme fikrinden caydırmaya çalışıyorum. Önceki gün erkek arkadaşına telefon açtım. Sıra iyice kısalan saçlarını tamamen traş etmeye gelmiştir. Usturayla sıfır numara yapar başını. (SES) Konuşmanın sonunda o kadar sinirlenmiş ve kontrolümü kaybetmiştim ki çocuğa salak dedim. Şimdi kızım benden nefret ediyor. Muhtemelen siz onunla benden daha iyi geçinirdiniz, zira aşka bakışınız aynı gibi. Şems daha sonra sakallarını ve en son olarak kaşlarını traş eder. Yüzünde hiç tüy kalmamıştır. Keskin bakışları iyice ortaya çıkar. ZAMAN ZAVİYE ÖNÜ, DIŞ/GÜN Sabah saatlerinde, Şems in zaviyeden ayrılışını izliyoruz, Ella nın sesi görüntülerin üzerine düşmeye devam ediyor. Şems, atıyla birlikte yola çıkmadan önce son kez arkasına bakar, sonra gözden yitene kadar uzaklaşır. (SES) Web sitenizde yazdığına göre Guatemala daymışsınız. Dünyayı gezmek heyecan verici olmalı. Bir gün Boston a uğrayacak bir fincan kahve içip sohbet etmek isterim. EV, VERANDA, DIŞ/GECE Ella verandada kucağında kitapla uyuyakalmış, masada bilgisayarı da açık duruyor. 20

KONYA ŞEHİR SOKAKLARI, DIŞ/GÜN Şems Konya nın kalabalık sokaklarında dolaşmakta, Pazar yeri, satıcılar sürekli bir takım şeyler satmak için önünü kesiyorlar, bir satıcı önüne atlar, elinde işlemeli teşbihler. SATICI Efendi Rumi yi dinlemeye mi geldin? Şems satıcıyı fazla dinlemeden yürümesine devam eder ama adam tekrar önünü keser. SATICI El yapımı tesbihlerimden almalısın derviş efendi. Şems hafif alaycı biçimde gülümseyerek yürümesine devam eder. Bir dükkanın kapısında asılı bakır cezveler rüzgarda birbine çarpmakta, çınlamaktadır. EV, VERANDA, DIŞ/GECE Cezvelerin sesi, bilgisayardan gelen uyarı sesine dönüşür. Ekranda Yeni e-posta uyarısını görürüz, Ella irkilerek uyanır. Biraz afallar, neden sonra mesaja bakmayı akıl eder. AZİZ (SES) Sevgili Ella, beklenmedik mesajın beni Momostenago adında ücra bir köyde yakaladı. KONYA YOLLAR, DIŞ/GÜN Şems Konya nın kalabalığından kurtulmuştur, önce bir meyhanenin bulunduğu sokaktan geçer. Bu görüntülerin üzerine Aziz Zahara nın yanıtı düşmekte. AZİZ (SES) Kaldığım pansiyonun karşısında bir dilek ağacı var 21

Balkonda elinde şarap testisiyle bir sarhoş bardağını kaldırır, adeta şerefe der gibi. AZİZ (SES) Dallarında her türlü çaputun bağlı olduğu bu ağaca yerliler Kırık Kalpler Ağacı adını vermişler. Kalp yarası olanlar isimlerini bir kağıda yazıp, bu ağacın dallarına asıyor; derman bulmak için dua ediyorlar. Sarhoş Süleyman dır bu. Şems elini göğsüne götürerek sarhoşun selamını alır. Süleyman bu yanıta şaşırmıştır. Şems yürümeye devam eder. AZİZ (SES) Umarım haddimi aşmıyorumdur ama mesajını okuduktan sonra dilek ağacının yanına gittim, kızınla aranızdaki anlaşmazlığı çözmeniz için dua ettim. EV, SALON, DIŞ/GECE Ella okuduklarından çok etkilenmiştir, salona gelir ve bir aile resminin karşısında durur, parmak uçlarıyla kızının saçlarını okşar. AZİZ (SES) İnsan sevdiklerinin iyiliğini istediği için onlara müdahale etmeden duramıyor ama bunun bir faydasını da görmüyor aslında. Ella gülümser, bir damla yaş dökülür gözünden. KONYA SOKAKLAR, DIŞ/GÜN Şems yürümeye devam ederken şehrin iyice izbe sokaklarına girmiştir. Kerhanenin bulunduğu sokaktır burası. Görüntülerin üzerine Aziz in sesi düşmeye devam ediyor. AZİZ (SES) 22

Kainatta değiştiremeyeceğimiz haller arz edebilir. Bu haller de dahil, tüm var oluşa aşkla yaklaşmak mümkün. En azından deneyebiliriz. Kerhanenin bahçesinde çok güzel bir gül bahçesi görür Şems, o tarafa doğru hareketlendiği anda kapıdan kerhanenin işletmecisi, aşırı şişman, erkek mi kadın mı olduğu anlaşılmayan hünsa fırlar. Asık suratıyla hışımla Şems in karşısına dikilir. KONYA KERHANE ÖNÜ, DIŞ/GÜN Hünsa, asık suratıyla hışımla Şems in karşısına dikilir. HÜNSA Sen de kimsin? Ne istersin? Tebriz li Şems im ben. Ya senin adın nedir? Hünsa soruyu duymazdan gelir. Sinek kovalar gibi kış kış yaparak, Şems gülümser. 23 HÜNSA Buralar sana göre değil. Nedenmiş o? HÜNSA Görmüyor musun ayol, burası kerhane! Sen derviş değil misin, ne işin var burada? Burası şehrin en beter, en pis yeri! Halbuki bana göre pislik içte olur, dışta değil. Bu da kurallardan biridir.

HÜNSA Ne kuralından bahsediyorsun be adam? Esas kirlilik kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerdekidir. Dışarıda bir takım konuşmalar olduğunu duyan kerhanenin fedaisi Çakal Kafa da yanlarına gelmiştir. Şems Çakal Kafanın gözlerinin içine bakar uzunca bir süre, sanki kendisini bir yerden tanıyormuş gibi... Çakal Kafa ise ruhsuz bir şekilde karşısında dikilir. HÜNSA Orospulara vaaz vermeye kalkan deli derviş! Kerhanemden uzak dur. Durmazsan and olsun Çakal Kafa gelir o sivri dilini keser. Şems aldırmaz, gözlerini çakal kafadan ayırmadan, Her şey Allah ın inayeti ile olur. Şems bakışlarını gül bahçesine çevirip devam eder. Merak etme kerhaneni görmeye gelmedim buraya. Ben şu gül bağına hayran kaldım, ona bakmak için yaklaşmıştım. Hünsa başıyla kapıya yeni çıkan sermayesi, Çöl Gülü nü gösterir. Çok güzel, gencecik bir kadındır. HÜNSA Çöl Gülü nün marifetidir bu bahçe. Haspa tutturdu gül yetiştirelim diye, ses etmedim. 24

Şems Çöl Gülü ne doğru birkaç adım yaklaşır. Çakal kafa engellemeye yeltenir, ama Hünsa bırak geçsin işareti verince çekilir. Şems gözlerini Çöl Gülü nden ayırmadan oradaki kadınlardan birine, Manolya ya, çok alçak sesle fısıldar. Gün gelecek bu kızcağız manevi bir yolculuğa çıkacak. Sakın ola, ona engel olmaya kalkışmayasın. Manolya anlamaz elbette. Bu sırada az önce Çöl Gülü nün yanından çıktığı anlaşılan bir müşteri belirir kapıda, Çöl Gülü nün kalçasını okşadıktan sonra yanlarından geçer, Şems e ters ters bakar. Baybars tır bu kişi. Şehirde bekçilik görevi yapanlardan biridir. EV, ODA, İÇ/GÜN Sabah olmuş, Ella yı yatakta, giysileriyle uyurken görüyoruz. Üzerini filan örtmemiş, belli ki sarhoş kafayla öylece devrilmiş. Aziz in mektubunun son satırlarını duyarız. AZİZ (SES) Rumi aşkın hayatın can suyu olduğuna inanırdı. Öyleyse eğer, tek bir katresi bile heba olmamalı. Biraz sonra sokak kapısının açılır, Ella duymuş, gözlerini açmıştır, ancak David odaya geldiğinde uyuyor numarası yapar. David Ella ya bakar garip şekilde, üzerindekileri çıkarıp duşa girer. AZİZ (SES) Dilerim ağacın dallarında sallanan ismin rengarenk çiçek açar. Hiç ummadığın bir anda, beklemediğin bir yerden çıkıverir aşk karşına. Dostlukla, Aziz. KONYA, MEYHANE, İÇ/GÜN 25

Meyhanede, sarhoş Süleyman, bir masada sızmıştır, önce meyhanenin zemini sallanmaya başlar, sonra sarsıntı masalara da yansır. Süleyman korkuyla uyanır. SÜLEYMAN Ne oluyor yahu! Yoksa Moğollar mı saldırdı? Etraftan kıkır kıkır gülüşmeler gelir. Meyhanenin sahibi Hristos uzaktan bağırır. HRİSTOS Meraklanma sarhoş Süleyman. Sokaktan geliyor bu patırtı. Mevlana geçiyor. Süleyman yerinden kalkıp cama yanaşır, beline kadar eğilir, camın önünden olanca yavaşlığıyla geçen kalabalığı görür. En önde Mevlana, altında süt gibi apak bir at, kehribar renkli kaftanına altın varaklar, inci mercanlar işlenmiş. Ardında müritleri, hayranları ve taraftarlarıyla büyük bir kalabalık halinde camiye doğru ilerlemekte. Kalabalıktan biri başını kaldırıp Süleyman ı görür. O ise saf saf selam verir. SÜLEYMAN Selamün aleyküm. Ancak konuştuğu kişi epey sinirlenmiştir. ADAM Tavernadan selam mı yolluyorsun, tüh ahlaksız. Üstelik Müslümansın! Süleyman ağzını açıp bir şey söyleyecektir ki başının hemen üstünden koca bir taş geçer ve arkadaki masalardan birine düşer. Hristos koşarak gelir Süleyman ı geri çeker camı kapatır. KERHANE, İÇ/GÜN Çöl Gülü Hünsa nın yanına gelir. Bir şey söyleyecektir ama kararsız olduğu belli. Cesaretini toplayıp konuşur. 26 ÇÖL GÜLÜ

Pazarda halletmem gereken bir iki işim var, müsaadenle gideyim. Hünsa sinirlidir zaten, ters ters cevap verir. HÜNSA Tamam git. Ama bir şartla. Çöl Gülü şaşırır. Hünsa bir süre bekler. HÜNSA Susam da seninle gelecek. Çöl Gülü rahatlar, gülümsemesini gizleyerek başını öne eğerek tamam der. Arka planda Susam ı görürüz, çam yarması gibi bir adam, ancak aklının kıt olduğu hareketlerinden belli olmakta. CAMİ ÖNÜ, DIŞ/GÜN Mevlana, müritleri ve öğrencileri ile birlikte camiye gelir. Oldukça büyük bir kalabalığın cami önünde beklediğini görürüz, zorlukla içlerinden geçerek camiye girerler, pek çok insan dışarıda kalır. KONYA SOKAK, DIŞ/GÜN Çöl Gülü, Susam la birlikte bostanların arasından yürümekteler. Çöl Gülü yürürken bir yandan bir yeri bulmaya çalışıyor gibi. Sonunda bir kavşağa geldiklerinde etrafına bakınır, yalnız olduklarından emin olunca Susam ın kolundan tutar. ÇÖL GÜLÜ Susam, burada bekle bir dakika. Aceleyle çalıların arasına girer ve orada daha önceden gizlediği bir çuvaldan erkek kıyafetleri çıkarır. Keseriz. CAMİ, İÇ/GÜN Mevlana, vaaza başlamak üzeredir. Mırıltıların dinmesini bekler bir süre. Sonra konuşmaya başlar. 27

EV, İÇ/GÜN MEVLANA Muheterem cemaat. Zaman zaman hepimiz kendimizi küçük ve sıkışmış hissederiz. Ufacık bir noktayız Kainat-ı Muazzama nın karşısında. Buna bakıp kimimiz sual eder: Benim şu koskoca dünyada ne kıymetim olabilir ki? David evden çıkmakta, Ella nın onu yolcu ettiğini görürüz. Gece içtiği için olsa gerek, epey halsiz görünüyor. David in de hayli mesafeli davrandığı gözden kaçmıyor. Görüntünün üzerine Mevlana nın konuşması düşer. MEVLANA (SES) Kuran da söyle der: Biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arzettik, onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. David kapıdan çıkmadan önce postacı gelir, birkaç mektup bırakır. Ella mektuplara göz atarken keseriz. BOSTANLIK, DIŞ/GÜN Çöl Gülü, erkek kıyafetleri içinde, kahverengi şalvar, yün yelek, kestane renkli uzun bir cüppe ve başında sarıkla tekrar Susam ın karşısına gelir. Tanınmamak için yüzünün yarısını Bedeviler gibi sarıp sarmalamıştır. Susam elbette anlamaz onun kim olduğunu, şaşkın şaşkın bakar. Görüntülerin üzerine Mevlana nın konuşması düşmeye devam etmekte. MEVLANA (SES) İşte bu kadar mühim bir paye verilen insan ne demeye Allah ın kendisi için dilediğinden daha aşağısını hedeflesin? Neden vezir iken kendini rezil etsin? 28

EV, İÇ/GÜN David evden çıkmak üzere, Ella gelen postalara göz atıyor, pek çoğu fatura, bir kenara ayırır. Bir oteleden gelen mektubu David e uzatır. David mektuba bir göz atar, bir an şaşırır, sonra bozuntuya vermeden açar, bakar, sonra söylenerek bir kenara bırakır. DAVID Bir bu eksikti. Sanki başka işim yok! Ella nın kendisine baktığını görünce bir açıklama yapma ihtiyacı hisseder. DAVID Geçen sene bu otelde bir diş hekimleri konferansı düzenlemiştik. Ella inanmıştır. David çıkar. BOSTANLIK, DIŞ/GÜN Susam, hala karşısındakinin kim olduğunu anlamadan bakmakta. Çöl Gülü peçesini indirir. ÇÖL GÜLÜ Benim ya. Tanımadın mı? Susam bir elini ağzına götürür, hayretle bağırır SUSAM Çöl Gülü! Neden böyle giyindin? Çöl Gülü fısıldayarak; ÇÖL GÜLÜ Şşşşt. Sana bir sır versem, tutar mısın? Susam başını sallar. ÇÖL GÜLÜ 29

Kimseye söyleme, bilhassa hünsaya tek kelime anlatmak yok! Şimdi biz pazara gitmiyoruz. Camiye gidiyoruz. Susam reddeder, mızmızlanır. SUSAM Ama hani pazara gidiyorduk. ÇÖL GÜLÜ Tamam oraya da gideceğiz ama önce Mevlana yı dinlemeye, camiye gidiyoruz. Susam dehşet içindedir, yerinden kıpırdamaz. ÇÖL GÜLÜ Lütfen... Eğer kabul edip kimseye söylemezsen sana koca bir helva alacağım. Susam anında yumuşar, ağzını şapırdatarak tekrar eder. Helvaaa.. SUSAM Çöl gülü peçe ile yüzünü iyice kapatır, yürürler. EV, İÇ/GÜN Ella, kapının girişinde, elinde David e otelden gönderilen mektupla kalakalmış, dalmış gitmiş. Birden kapı çalar, Ella yerinden sıçrar, elindeki mektubu yere düşürür. Telaşla kapıyı açar. Esther sırıtarak kapıda beklemektedir, sanki büyük bir şey keşfetmiş gibi parmağını yukarı kaldırarak bağırır. ESTHER Portakallı deniztarağı çorbası! Bu akşam kurs için ne yapacağımı buldum. Son derece özgün ve çılgınca! 30

Heyecanla içeri girer. Neden sonra Ella daki garipliği farkeder. Bir süre arkadaşını süzer, göz kırpar. CAMİ ÖNÜ, DIŞ/GÜN ESTHER Neyin var senin? Çöl Gülü Susam la birlikte camiden içeriye bakmakta, kalabalık ve yer yok gibi görünüyor. Uzaktan Mevlana nın konuşması duyulmakta. MEVLANA (SES) Allah yedi kat göğün başında bir tahtta oturmuyor. Tek tek her birimize yakın ve dost. Çektiğimiz tüm acılar aslında bizi Yaradan a daha da yakınlaştıracak. O sırada kalabalığın arkalarından, cüzzamlı bir dilenci, sinirli biçimde, kendi kendine kalkar ve dışarı çıkar. Çöl Gülü, yanından geçerken adamın mırıltıyla söylediklerini duyar. CAMİ. İÇ/GÜN CÜZZAMLI Ağzında gümüş kaşıkla doğmuşsun. Ne cüretle bana acı çekmenin erdemlerinden bahsediyorsun Çöl Gülü bu fırsattan istifade ederek hızla dilencinin kalktığı yere doğru geçer. Yürürken orta sıralarda Baybars la göz göze gelirler. Baybars Çöl Gülü ne ters ters bakar. Aslında sadece rahatsız edildiği için bakmaktadır, ama Çöl Gülü nün ödü kopar elbette. Mevlana nın konuşması devam ediyor. MEVLANA (SES) Aşağıda toprak, yücede sema... Dünyanın her hali böyledir. Bolluk ve kıtlık, barış ve savaş... 31

Çöl Gülü üstünü başını kontrol ederek dilencinin kalktığı yere oturmuştur bile. Dinlemeye devam eder. EV, MUTFAK, İÇ/GÜN Ella mutfak masasında oturmuş bir kahve içerek ayılmaya çalışıyor. Esther ise heyecanla etrafında dönenmekte. Lafa Ella nın girmesini bekler, ama o konuşmayınca dayanamaz. ESTHER Mektuplaştın ha!!! Ella bitkince başını sallar. Mektup değil. E-mail. ESTHER Tanımadığın bir adamla! Ella sanki kabahatliymiş gibi önüne bakarak cevap verir. Romanını okuyorum ya... ESTHER Tabiii! Anlıyorum. Romanını okuduğun adam da sen kızınla barışasın diye Guatemala da bir ağaca dilek asıp dua ediyor öyle mi? Esther bir süre düşünceli şekilde dolaşmaya devam eder. Sonra Ella nın karşısına bir iskemle çekip oturur. ESTHER Neler oluyor Ella? Anlatsana. Ella düşünceli bir şekilde ocaktaki malzemelere bakar. Sonra gülümser. 32 İşte bunlar oluyor Esther.

Tüm mutfağı gösterir eliyle. Yemekler yapıyorum. Bazı kadınlar sevişmekten zevk alıyor. Ben yemek yapmaktan zevk alıyorum. Esther iyice arkasına yaslanır. Bir şey söylemez. Ella bir süre susar, dudağını büker. Şu kapıdan tek bir bavulla çıkıp gitsem diye düşündüm dün akşam, biliyor musun? Esther iyice sersemlemiştir, anlamsızca sorar. Keseriz. CAMİ, İÇ/GÜN ESTHER Nereye gideceksin ki? Çöl Gülü huşu içinde Mevlana yı dinlemekteyken poşusunun açıldığını ve yüzünün ortaya çıktığını farketmemiştir. MEVLANA (SES) Allah hiçbir şeyi boşa yaratmamıştır. Tek bir tanenin bile bu ilahi nizamda yeri var. Çöl Gülü yakınlarında bir adamın kendisine baktığını farkeder ve irkilerek saçını başını örter süratle. Korkuyla Baybars ın olduğu yöne doğru bakar. O ise görmemiş gibidir, yanındaki arkadaşına fısıltıyla bir şeyler söyler. Çöl Gülü derin bir nefes alır, gözlerini kapar, rahatlamıştır. EV, MUTFAK, İÇ/GÜN Ella dalgın biçimde durur, sonra birden kendine gelmiş gibi, toparlanır. 33

Bir yere gideceğim yok canım elbette. Deli miyim ben? Hadi! Yemek yapalım! Ella tezgaha gider ve malzemeleri çıkarmaya başlar. Ne yapacaktık bugün? ESTHER Portakallı deniztarağı çorbası! Ama... İstersen sirkeyle kızartılmış sarmısaklı dana kaburgası da yapabiliriz? Yemek yapmaya koyulmuşlardır bile. Esther çapkınca bakar Ella ya. ESTHER Adı ne demiştin? Ella kısa bir tereddütten sonra, anlamazdan gelir. Kimin? Esther başını sallar sadece, güler. CAMİ, İÇ/GÜN Çöl Gülü, gözlerini açtığı anda Baybars ın keskin bakışları ile karşılaşır. Arkadaşıyla birlikte kalkar hızla yanına gelirler, ne olduğunu anlayamadan kollarından yakalayıp yaka paça dışarı sürüklerler. Baybars yine caminin içinde gürültü yapmamaya özen göstererek, ama öfkeyle kulağına fısıldar. CAMİ ÖNÜ, DIŞ/GÜN BAYBARS Ulan orospu. Senin gibi yollu karının burada ne işi var? 34

Cüzzamlı dilenci öfkeyle bir ağacın altına oturmuştur. Bir süre sonra caminin avlusuna Şems gelir. Sağına soluna baktıktan sonra dilenciyi farkeder. Sağ elini yüreğine götürerek selam verir. Dilenci kendisine selam verilmesine alışkın değildir, etrafına bakınır, ama başkası olmadığını görünce o da selama karşılık verir. Şems ağır adımlarla yanına yaklaşmıştır. Dilenci sadaka vereceğini sanır, ama Şems yanı başına diz çöker. Selamünaleyküm kardeş. Dilenci iyice afallar, kekeleyerek cevap verir. DİLENCİ Aleykümselam derviş. Dilenci daha cevap veremeden caminin kapısından gürültü patırtı ile Baybars ve adamları, Çöl Gülü nü sürükleyerek çıkartırlar, sokağa çıktıktan sonra artık hiçbir şeyden çekinmiyorlardır. Kadını yere fırlatırlar. Hiddetle bağırır biri. ADAM Kırbaçlayın şu sahtekarı! Kırbaçlayın orospuyu! Kısa bir süre içinde bir çok erkek toplanmıştır Çöl Gülü nün etrafında. DİLENCİ Zavallı kadın. Şems ise çoktan onların yanına gitmiştir bile. Keseriz. KONYA, CAMİ ÖNÜ, DIŞ/GÜN Çöl Gülü yerde, etrafında neredeyse otuz kişi toplanmış, Baybars bir tekme savurur, diğerleri de tekmelemeye başlayacaktır ki Şems asasını havaya kaldırır ve bağırır. 35

Durun! Herkes bir an durup bu da kim dercesine bakarlar. Utanın, bu ne hal? Otuz adam bir kadına karşı, öyle mi? Adil midir bu yaptığınız? Baybars bir adım öne çıkar. Bir an Şems ile göz göze gelirler. İkisi de tanımıştır elbette birbirini. Baybars küstahça yanıt verir; BAYBARS Adalet, hak edene verilir. Bu kadın erkek gibi giyinip camiye sızdı ve utanmadan Müslümanların arasına karıştı. Yani sen şimdi diyorsun ki bu insan evladı camiye vaaz dinlemeye gelmiş, buna ne ceza verelim, öyle mi? Arkadan bir adam atılır. ADAM Bu kadın iffetli bir avrat değil. Orospudur! Mübarek camide ne işi varmış? Gruptan bir genç atılır, Çöl Gülü nün sarığını çeker. Kadının saçları açılır. Şems süratle kolundan tuutp yanına çeker onu. Çöl Gülü korkuyla Şems in arkasına sinmiştir. Peki siz bu kadını nasıl farkettiniz? Demek camiye gidip, sağdakine soldakine bakıyorsunuz. Her kim gerçekten Allah ı zikrederse, O ndan başka her şeyi unutur. Siz bugün 36

aslında bu kadını enselemediniz, kendinizi ele verdiniz. Onu yakalayarak aklınızın fikrinizin başka yerde olduğunu gösterdiniz. Kalabalıktan homurtular yükselir ama kimse cevap vermez. Sadece Baybars Şems e yaklaşır. BAYBARS Bu şehrin yabancısısın, adetlerimizi bilmezsin. Sen bu meseleye burnunu sokma. Bu lafın üzerine Çöl Gülü hızla koşarak kaçmaya başlar. Kalabalığın içinden birkaç kişi onun peşinden gitmeye yeltenir ama Şems çok atik bir hareketle asasını bacaklarına vurarak düşürür onları. Bazıları gülüşür. Kalabalık yavaş yavaş camiye dönmeye başlar. EV, İÇ/GÜN Ella, kapı girişine bırakmış olduğu mektubu eline almış, oteli aramıştır. Telefonun açılmasını bekler. Hah. İyi günler. Geçen sene otelinizde yapılan diş hekimleri konferansı ile ilgili bir şey soracaktım. Karşı taraf bir süre bekletir Ella yı. Neden sonra bir yanıt gelir belli ki. Ella, beklediği kötü haberi almış gibidir. Gözleri dolar. Emin misiniz? Karşı taraftan kısa bir yanıt geldiğini anlarız. Ella telefonu kapatır. KONYA SOKAK, DIŞ/GÜN 37

Kalabalık uzaklaştığı anda Çöl Gülü saklandığı yerden koşarak gelir Şems in elini öpmeye çalışır. Şems elini kaçırır. Estağfirullah. El öptürmem ben. ÇÖL GÜLÜ Hayatımı borçluyum size. Bana bir borcun yok. Tek borcumuz Allah adır. Çöl Gülü başını öne eğer. ÇÖL GÜLÜ Adamlar haklı. Benim gibisinin ne işi var kutsal mekanda? Kırk kuraldan biridir: Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Şems başka bir şey söylemez, sadece Çöl Gülü nü seyreder bir süre, adeta doğrudan ona değil, vücudunun dışında hayali bir bölgeye bakmaktadır. Bir zamanlar simli, sihirli beyaz bir halen varmış. Oysa şimdi soluk kahverengi bir şerit var vücudunun etrafında, o kadar. Halen parıltısını yitirmiş, çünkü kendini kötü ve kirli olduğuna inandırmışsın. Çöl Gülü dudaklarını ısırır, ağlamasını zor tutarak. 38 ÇÖL GÜLÜ

Ama öyleyim... Kirliyim... Onlara böyle olmadığını anlatacak biri varsa, o da sensin. Şems bir süre susar. Sonra kararlılıkla devam eder. Bir an evvel o kerhaneden çık. Bir daha da oraya dönme! Sen Anka sın, mezbelede işin ne? Yürü git. Arkana bakma sakın. ÇÖL GÜLÜ Ama nereye gidebilirim ki? Beni hemen bulurlar. Kerhaneden kaçan kızların sonu vahim olur. Sonumuzu biz bilemeyiz. Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi kendiliğinden gelir. Birden yakınlarda bir bahçeden bir kuş sürüsü havalanır. Şems bu görüntüden etkilenmiştir, bir şey hatırlamak istercesine kuşlara bakar önce. Sonra camiye döner bakışları, cami kapısı açılır. LAURA EV, İÇ/GÜN Laura nın evinin kapısı açılır. Jeanette birkaç gündür arkadaşına kalmakta. Kapıyı Laura açar, şaşkınlıkla, donakalır kapıda öylece. Kekeleyerek.. LAURA Bayan Rubinstein... Sözlerine devam etmez, yine hayretler içinde, Jeannette gelmiştir yanına. Laura çekilir. 39

Jeannette, canım... Sözleri bir araya getirmekte zorlandığını hissediyoruz. Biliyorum Scott u aramakla hata ettim... Ama inan bana, niyetim kötü değildi... Ben... Ben, sadece... Dudaklarını sıkar, gözlerinden birkaç damla yaş dökülür, son sözler tamamen istemdışı dökülür dudaklarından. O kadar mutsuzum ki. Jeannette şaşkınlıkla annesine bakmakta. O ise kapıda o halde dikilmekte ve sessizce ağlamakta. Jeannette yaklaşır, annesine sarılır. KONYA SOKAK, DIŞ/GÜN Mevlana, güzel atının üzerinde, peşinde öğrencileri ve müritleri olmak üzere, Şems in bulunduğu sokağın ucundan görünmüşlerdir. Şems onu gördüğü anda çarpılmış gibi kalır, kıpırdayamaz. Çöl Gülü Şems e bakar izin istercesine, sonra kaçarak uzaklaşır. Şems in bakışları az önce havalanan kuşlara döner. Bir an için dalar. KONYA SOKAK, DIŞ/GÜN Tekrar şu ana döner Şems. Mevlana nın bakışlarıyla karşılaşır. Sarsılır. Düşmemek için bir yere tutunmak zorunda kalır. Bu arada Mevlana iyice yakınına gelmiştir. Şems neden sonra kendine gelir. İki kolunu yana açarak Mevlana ya doğru yürür. Doğrudan gözlerine bakmaktadır. Şems atın yanına kadar gelir, çok yaklaştığı için Mevlana nın oğlu Alaaddin, koruma iç güdüsüyle öne doğru atılır. Şems ona aldırmaz, bir adım mesafede, Mevlana nın karşısında durmaktadır artık. 40

Ey, allame-i cihan Rumi. Müsaade edersen sana bir soru sormak isterim. Mevlana sakince yanıt verir. Elbette. MEVLANA O halde evvela şu atından in de benimle aynı hizaya gel. Bu söz ahaliyi elbette ki çok husursuz eder. Homurtular yükselir. Arkalardan Baybars ın da iyice yaklaştığını görürüz. Mevlana kısa bir süre kararsızlık yaşar, ama sonra insanların şaşkın bakışları arasında atından iner, Şems in karşısına gelir. Mevlana terslenir. MEVLANA Sualini duymak istiyorum. Şu ikisinden hangisi daha değerlidir sence: Hazreti Muhammed mi, Sufi Bayezid-i Bistami mi? MEVLANA Bu ne biçim soru böyle? Son peygamber, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz ile bir sufiyi bir mi tutarsın? Herkes bu konuşmayı izlemek için etraflarını sarmıştır. Özellikle Alaaddin in çok tedirgin olduğu anlaşılıyor. Şems aldırmaz, devam eder. 41 Bir düşün: Peygamber Hazretleri şöyle buyurmamış mı? Yarabbi, seni tebcil ederim. Seni layıkıyla bilemedim.

Halbuki Bayezid-i Bistami Ben kendimi tebcil ederim, benim şanım yücedir. Zira hırkamda Allah var. dedi. Madem biri Allah a nazaran ufak hissederken kendini, diğeri Allah ı içinde taşır, bu ikisinden hangisi daha ileridir sence? Alaaddin bu kendini bilmez dervişe haddini bildirmek istemekte, ancak babasına baktığında çok etkilendiğini görür. O sırada Baybars da ileri atılmak isteyecekken Alaaddin in ağabeyi Sultan Veled durdurur onu. Mevlana cevap verirken Şems in yüzünde bir tebessüm belirip kaybolur. Mevlana, az önceki üstten bakan konuşma tarzını bırakmış, bir dostuyla dertleşir gibidir artık. MEVLANA Ne demek istediğini anladım. Allah aşkı derya deniz gibidir. Kendi meşrebince her insan ondan su alır. Fakat kimin ne kadar su alacağı kabının büyüklüğüne bağlıdır. Mevlana konuştukça Şems in yüzündeki ifade yumuşamakta. MEVLANA Bistami nin kabı Peygamber efendimize nazaran ufaktı. O bir avuç içti, o kadarla mesut ve sarhoş oldu. Ne güzel, kendinde ilahi varlıktan eser bulmuş. Peygamber Efendimize gelince, Allah ın sevgili kuludur, onu kabı kolay dolmaz. Boşuna değil, seni layıkıyla bilemedik deyişi. Halbuki kimse Allah ı onun gibi bilemedi. Şems sakin, gülümser. Minnet belirtir şekilde elini kalbine atar, karşısında hürmetle eğilir. Bunun karşılığında Mevlana da, herkesi hayrete düşürecek şekilde elini kalbine atar ve Şems in karşısında eğilir. Keseriz. KONYA SOKAK, DIŞ/GÜN 42

Aynı görüntüden tekrar açılırız. Mevlana ile Şems karşılıklı eğilmiş, öylece durmaktalar. Çevredeki insanlar ne diyeceklerini bilmiyorlar. Neden sonra Şems doğrulur. Hafif alaycı bir sesle, fısıltıyla, Ben artık gitsem iyi olur. Hayranlarından alıkoymayayım seni. Mevlana hemen itiraz eder. Keseriz. MEVLANA Dur. Gitme, kal. EV, MUTFAK, İÇ/GÜN Ella nın kıpkırmızı olmuş gözlerinden açılırız. Gözlerini kırpıştırarak ağlamakta. Biraz uzaklaştığımızda soğan kesmekte olduğunu görüyoruz, mutfak tezgahının biraz ötesinde Esther, meyve doğramakta. Bıçağı bırakır, etrafına bakınır, çekmeceleri karıştırmaya başlar. ESTHER Rondo bıçakları neredeydi Ella? Ella koluyla gözlerini siler, alttaki çekmecelerden birini işaret eder. Burnunu çeker. Esther çekmeceye bakarken kenara iliştirilmiş bir kağıt parçası görür. Anlamaz, açıp bakar ve yüksek sesle okumaya başlar. ESTHER Kırk yaşına varmadan muhakkak yapmam gereken on şey! Ella birden utanır, arkadaşına doğru hamle edip elinden kağıdı almaya çalışır. Aa! Geçenlerde yazmıştım onu. Orada unutmuşum. Ver onu bana. 43

Esther işin şakasında geri kaçar. Okumaya devam eder, kıkırdayarak. ESTHER Madde 1. Bundan böyle daha düzenli ol. Kendine yeni ajanda al. Ella biraz daha çabalar, mutfakta kovalamaca oynarlar, sonra pes eder. O da gülerek bir iskemleye oturur, hala gözlerini açamıyor, cevap verir. Tamamdır! ESTHER Madde 2. Yağı, şekeri, unu, tuzu kes. Bu arada tezgahta kendi çalıştığı un kabını elinde sallar. 44 Tamam sayılır! ESTHER Madde 3. Kırışıklıklarla savaş aç. Tamamdır! ESTHER Koltukların yüzlerini değiştir. Tamamdır! ESTHER Hayatını gözden geçir. Ehh... ESTHER

Et yemeyi bırak. Tamam sayılır. ESTHER Çocuklarını bir Broadway müzikaline götür. Tamamdır! MEVLANA EV, AVLU, DIŞ/GÜN Mevlana, hemen yanında Şems olmak üzere eve ulaşmıştır. Kapıyı Kimya açar. 19 yaşına gelmiş, genç ve güzel bir kız. Hemen Mevlana nın elini öper. KİMYA Hoşgeldiniz Efendi Mevlana. Şems in bakışları avluyu tarar. Biraz ileride, rüyasında gördüğü kuyuyu hemen fark eder. Öylece kalakalır. Mevlana kolundan tutarak içeri davet etse de bir süre kendine gelemez. Neden sonra toparlanır. İçeri girerler. Kerra da gelmiştir. MEVLANA Misafirimizi kütüphaneye alın. Ben de hemen geliyorum. Şems içeri geçmeden önce bir kez daha avluyu seyreder. Kendilerini uzaktan izleyen Gevher hatunu görür o da. Sonra bakışları Kimya ya yönelir, bir süre dalgın, Kimya yı izler, sonra kütüphaneye girer. Kerra nın dışarıdan kapıyı kapadığını görürüz. Biraz arkada Alaaddin in Şems e öfkeli bakışını farkederiz. EV, MUTFAK, İÇ/GÜN Esther okumaya devam ediyor, ESTHER 45

Yemek kitabı yazmaya başla. Tamamdır. Esther yapmacık bir alınganlıkla, ESTHER Demek benim engin tecrübelerime danışmadan! Ella cevap vermez, güler. ESTHER Rumi nin kitaplarını al, her gün en az iki şiirini oku. Henüz değil! ESTHER Madde 10. Kalbini aşka aç!!! Şaşkınlıkla başını kaldırıp Ella ya bakar. Keseriz. MEVLANA EV, KÜTÜPHANE, İÇ/GÜN Sabah güneş yeni doğmuş, Şems ile Mevlana kütüphanede karşılıklı, hiç konuşmadan oturuyorlar. Kapının tıkladığını duyarlar. EV, SALON, İÇ/GECE Salonda ışıklar söndürülmüş, biraz sonra mutfağın kapısı açılır ve bir doğumgünü pastasıyla birlikte Esther içeri girer. Tüm aile bir arada, Jeannette de evde, salondaki masada bir doğum günü kutlaması hazırlanmıştır. Hep birlikte şarkı söylemekteler. SES İyi ki doğdun Ella. İyi ki doğdun Ella... 46

Pastanın üzerinde tek bir mum var. Avi ve Orly sürekli Ella nın etrafındalar ORLY Hadi anne, üfle. AVİ Bir dilek tut! Ella mumu üflerken arkadaki gürültü bizden biraz uzaklaşır, Ella nın Aziz e yazdığı mektubun bir kısmı görüntülerin üzerine düşer. (SES) Sevgili Aziz. Bugün benim doğum günüm! Bir dönüm noktasına varmış gibi hissediyorum. Kırkına varınca yaşlandığını anlıyorsun, olanca ağırlığıyla. Ella mumu üfler, herkes alkışlar, bir süre sonra arkadaki sesler tekrar uzaklaşır bizden. Herkes Ella ya hediyelerini verir, sarılıp kutlarlarken mektubu dinlemeye devam ederiz. (SES) Artık her şeyin daha fazlasına sahibim: Daha bilgili, daha olgunum. Ve yüzümde daha fazla kırışıklık var, saçımda daha fazla kır. Daha kırgınım ve daha yorgun... Görüntülerde ise tam aksine çok mutlu bir aile tablosu görünmekte, oysa Ella nın hareketlerindeki yapmacıklık özellikle Esther in gözünden kaçmıyor, gülümserken hüzünlendiğini görüyoruz. (SES) Doğum günleri hep neşelendirirdi beni ama nedense bu sabah göğsümde bir ağırlıkla uyandım. Bir an hayatımın 47

hep böyle geçip gideceğini düşündüm ve bu fikirle ürperdim. Esther de hediyesini verir. Mevlana nın Mesnevi sini almıştır hediye olarak. Ella çok mutlu olur. Birbirlerine sarılırlar. (SES) Peki hayatımın değişmesini gerçekten istiyor muyum? Birden anladım ki bu soruya evet desen bir türlü, hayır desen bir türlü. Her iki sonuç da ürkütüyor beni. Ailenin harala gürelesine döneriz tekrar. Ella Mesnevi yi Aşk Şeriatı nın bulunduğu masada, romanın yanına bırakır. KÜTÜPHANE ÖNÜ, İÇ/GÜN Kerra, sabah kahvaltısı için hazırladığı pek çok leziz yemekle donatılmış tepsiyi kapı önündeki masaya bırakır. Mevlana yı görmek ümidiyle bir süre bekler, ama hareket olmaz. Kerra uzaklaştıktan birkaç saniye sonra kapı açılır, Şems tepsiden sadece bir dilim buğday ekmeği ve bir bardak süt alır, gerisini bırakır. Kapı tekrar kapanır. Görüntü kararır. KÜTÜPHANE ÖNÜ, İÇ/GÜN Başka bir gün, kapının aynı şekilde açıldığını, Şems in bambaşka yiyeceklerle bezenmiş tepsiden yine tek bir dilim ekmek ve bir bardak süt aldığını görürüz. Bu görüntülerin üzerine Aziz in Ella ya yazdığı mektup düşer. Görüntü kararır. AZİZ(SES) Sevgili Ella. Doğum günün kutlu olsun! Hem erkekler hem kadınlar için kırk en güzel yaştır. Bence kırk sayısı tılsımlıdır. 48

KÜTÜPHANE ÖNÜ, İÇ/GÜN Kerra, adeta hiç dokunulmamış tepsiyi almak üzere gelir, çok üzüldüğü her halinden belli olmakta, ancak olgun davranır. Görüntü kararır. AZİZ(SES) Boşuna değil, Nuh Tufanı kırk gün sürdü. KÜTÜPHANE ÖNÜ, İÇ/GÜN Alaaddin, kütüphanenin kapısının deliğinden içerisini gözetlemeye çalışıyor, kulağını kapıya dayıyor. Kerra onu görür ama bir şey söylemez. Görüntü kararır. KÜTÜPHANE, İÇ/GÜN AZİZ(SES) Sular her yeri kapladı ama aynı zamanda bu topyekün yıkım, birikmiş tüm kirleri sildi ve hayata yeniden başlama fırsatı verdi. Şems ile Mevlana hiç konuşmadan karşılıklı oturmuş, tefekküre dalmışlar. Görüntü kararır. KÜTÜPHANE, İÇ/GÜN AZİZ(SES) İslam tasavvufunda kırk sayısı bir mertebe aşmak için sarfedilen zamanı, manevi uyanışı temsil eder. Bu kez Şems ile Mevlana nın hararetle bir konu üzerinde konuştuklarını görüyoruz. Sesleri duyulmaz, ama Mevlana heyecanla kütüphaneden bir kitap çıkartıp Şems e bir bölümünü gösterir... 49