O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Romanı Çarşamba, 28 Nisan 2010 11:25 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4531



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Anlamı. Temel Bilgiler 1

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Kahraman Kit Misafirlikte

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Kahraman Kit Misafirlikte

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Patronun hizmetini yapıyor Çalışan kadından bahsediyorum. Ben kocama muhtaç değilim diye evvela ailesini dağıtıyor.

'Kıyma Parası ile Kitap Almıştım'

Orhan benim için şarkı yazardı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

TARLABAŞI TOPLUM MERKEZİ ANNEX 6. Çocuk Tablo ve Grafikler 2006/2007 Tarlabaşı Kayıtlar

Menümüzü incelediniz mi?

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

AVUKAT Skeç-Komedi Tiyatro Metni

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen

MEVSİM İLKBAHAR SAĞLIKLI YAŞAM. İlkbahar mevsiminin özelliklerini öğreniyoruz.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

2- Takside. Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler.

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

Biz beyaz yakalılarız. Günümüzün çoğu plazalarda geçer. 9-6, 9-9, bazen de ne kadar giderse o kadar çalışırız. Adımız aynı zamanda kimliğimiz.

Hilton Garden Inn Istanbul Golden Horn

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

ŞEKİL KAVRAMI TEMA ÇALIŞMALARIMIZ KAVRAMLAR RENK KAVRAMI SAYI KAVRAMI SES KAVRAMI ÖZEL BİLGİ İLKÖĞRETİM OKULU ANASINIFI

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

tellidetay.wordpress.com

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Bugün kadın ve erkeğin daha eşit olacağı bir toplumda yaşamak için sen ne yapacaksın?

22 İL Hane Ziyaretleri-2015 Sonuçları. Katılan kişi sayısı: 22864

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

O.Ö. 100 Temel Eser. Kategori: Türk Şiiri Çarşamba, 28 Nisan :35 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 3981

ISBN :

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

Sevgili Kişisel gelişim Yolcusu,

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

MATEMATİK ÖYKÜLERİ BİLGİÇ İLE SAYGIÇ NEŞELİ

Üç nesil Anneler Günü

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

İBRAHİM ŞİNASİ

Almanya'da Yaşayan Trabzonsporlu Taraftarın 61 Plakanın İlginç Azmin Hikayesi

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

Ceviz ile ilgili siz değerli ziyaretçilerimizle,anısının küçük fakat izlerinin çok büyük olduğu ceviz başlangıç öykümü paylaşmak istiyorum!

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

tellidetay.wordpres.com

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

Perşembe İzmir Gündemi

Transkript:

TANITIM:Birinci kısım yedi alt, İkinci kısım ise on üç alt bölümdür. Birincı kısım, Cemal in İstanbul da geçen çocukluğunun anlatılmasıdır. İkinci kısım Hadiseler adını taşır. Albert Sorel in şu cümlesi epigraf olarak seçilmiştir: Dünya gömlek değiştireceği zamanlarda, hadiseler sakınılmaz bir kader halini alırlar. Roman Cemal in ağzından anlatılır. Cemal ile Sabiha nın çocukluktan başlayan aşkı ve çatışmaları işlenir. ÖZET : 1920 yılında Anadolu tam anlamıyla sahne, İstanbul ise hem sahne hem de sahnenin dışıdır. Sahne hem oyun oynanan yer hem de olayların yaşandığı mekândır. Cemal in annesi saraya yakındır. Babası ise dürüst bir devlet memurudur. Son altı yıldan beri Anadolu nun bir deniz kıyısındaki kasabasında yaşamaktadır. Cemal de bu zaman diliminde babasıyla birliktedir. Altı yıl İstanbul dan ayrı kalmıştır. Şimdi tıp töğrenimi için çocukluğunun, gençliğinin geçtiği bu büyük şehre gelmiştir. Cemal, Şehzadebaşı-Horhor arasındaki Elagöz Mehmet Efendi Mahallesini ziyaretinde İstanbul da farkettiği iki değişikliği sıralar: Birinci değişiklik düşman işgalinin her biçimde belli oluşudur. İkincisi ise halkın gelenekleri, yaşayışı değişmiş ve sokaklar, evler, insanlar yıpranmıştır. Çünkü dört yıl süren büyük savaşta nesiller askere alındığı için İstanbul yaşayışını, geleneğini sonra gelenlere öğretmek mümkün olamaz. Cemal Milli Mücadele ye katkıda bulunmak için çabalayan insanların arasındadır. Çocukluğundan bberi hayran olduğu, etkilendiği İhsan ın emrine girer. Birçok yeri dolaşır, romana da insanlar katılır: Gözden düşmüş fakat hatırlanmayı bekleyen devlet memurları, savaş karaborsacıları, vurguncuları, idealistler, hainler,fedakar kadınlar, düşmüş kadınlar Genç kahraman, Mehlika Sultana âşık yedi genç dizesiyle çocukluk aşkı Mehlika Sultan Sabiha yı hatırlar. Mahalle, sokak oyun arkadaşı rahat hareketli, canlı, akıllı ve güzel Sabiha nın yaşça kendinden büyüklerle anlaşması, görüşmesi Cemal de kıskançlık duygularını uyandırır. Babası eğlence ve içki düşkünü,sorumsuz biridir. Annesi de hastadır. Karı koca devamlı kavga ederler. Küçük Sabiha bu ortamda büyür. Cemaller İstanbul dan ayrıldıktan sonra da huyları, alaşkanlıkları babasına benzeyen, yakışıklı ve ahlaksız bir adam olan Muhtar ile evlenir. Cemal Sabiha yı İstanbul da gözleriyle arar. Çekingen delikanlı açıkça ilgilendiğini belli etmeden bilgi kırıtıları ve tesadüflerle genç kadının hayatını öğrenir fakat bir türlü göremez. Akrabası Nasır Paşa nın Sabiha nın bir fotografını kendisine verdiği gün Cemal, Kadıköy iskelesinde Sabiha nın seslendiğini duyar. Bu karşılaşma, mutlu bir kavuşma değil yeni bir kâbusun başlangıcı olur. Muhtar, yazdığı bir yazıda kendisini cinayet suçlusu gibi telmih ettiğini söylemek için Cemal i ziyaret eder. Yazara yeni bir gazetede iş bulduğunu açıklar. Amacı zengin bir diplomat olan büyük burnuyla dikkati çeken Kudret Bey i soymaktır. Cemal kendisine inanmadığını açıkladığı Muhtar ı kovar. O da Bir kadınla evlendim diye bütün şehir benimle meşgul Herkes benim peşimde Hepiniz kıskançlıktan ne yapacağınızı bilmiyorsunuz diyerek Cemal suçlar. 1 / 6

Muhtar psikolojik sarsıntı geçirir. Sabiha ya âşık olan Cemal başta olmak üzere İhsan ı, Muhlis Bey i, Kudret Bey i suçlar. Sabiha beklenmeyen bir zamanda, bir gece Cemal in evine gelir. Kocasından ayrıldığını fakat onun peşinde olduğunu söyler. Genç kadın bir süre sonra Nasır Paşa nın evine sığınır. İhsan da evdeyken Nasır Paşa öldürülür. Katil bilinmez. Muhtar ın Sabiha yı evinde sakladığı için; İhsan ın da hatırat yerine önemsiz belgeler vererek itibarını sarstığı için Nasır Paşa yı öldürme sebepleri vardır. (İnci ENGİNÜN, Sahnenin Dışındakiler Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, Dergah,1983, s.199-205; Milli kültür, S. 34, 1982, s.38 40.) METİN Bereket versin sokak vardı. Çocuğun tek yardımcısı sokaktır. Her yerde ve her nesil için çocuğu hayata sokak ayarlar. Büyükler orada evden, mektepten çok başka türlü ve daha tabii görünürler. Sokakta herkes kendisidir. Orada Hayat sıcak bir ekmek gibi karşınıza çıkar. Orada iyice ayaklanmış, sentetik bir ilaç gibi süzgeçlerden geçmiş, aslının dışına çıkmış şeylerle karşılaşmazsınız.insanı,işi,hürriyet aşkını,sefaleti, merhameti çocuk orada tadar. Korkutacak şeye rastgelse bile, bu, iştimai makinenin ezen ve değiştiren korkusu değildir. Belki size aksülamel imkanı bırakan, kaçıp kurtulduğunuz zaman peşinizden gelmeyen bir korku ile korkarsınız. Sokak, evinizin kapısından başlıyan hayat, ayrıldığınız zaman hüzün duyduğunuz arkadaş, bir humma gibi sizi saran macera ve yarın içine gireceğimiz kördöğüşüdür. Sabiha yı tanıyana kadar asıl mektebim bu sokak olmuştu. Orada hayatla arama gerilmiş perde birdenbire kalkar, görebildiğim nisbette her şeyi görürdüm. Çünkü burada artık yalnız benim gibiler için hazırlanmış şeyler yoktu. Sabiha birdenbire içinde alevlenen isteklerle şimdi beni daha geniş bir aleme davet ediyordu. Fakat ben onlara hazır değildim. İhsanı tanıyana kadar bilgisini şahsi tecrübe halinde bize veren insana tesadüf etmiştim. Sabiha nın böyle şeylerle uğraşması benim de hoşuma gidiyordu. Bu yüzden belki onu daha ziyada seviyordum. Hayatımın tek mihveri o idi. Fakat yine bu meseleler yüzünden aramızdaki, mesafenin açıldığını duyuyordum. Günden güne istekleri geğişiyor, hayatımızı küçük ve manasız buluyor, onun çerçevelerinden fırlamaya çalışıyordu. Bir gün İhsana: 2 / 6

-Niçin bizde yazı yazanlar bir meseleyi asıl can alacak yerine varmadan kesiyorlar? Sanki bir yerde duruveriyorlar Çok kötü bir şey değil mi?... diye şikayet etmişti. İhsan, sevgiliyle alay birbirine karışmış bir bakışla onu süzdü. -Evvela, o kadarını biliyorlar Sonra da hürriyet meselesi. Hür değiliz de ondan. -Hürriyet ilan edildi!.. -Edildi, daha birkaç defa da ilan edilir, ama yine hür değiliz. Hele bu işlerde asla! Fikirler arkalarda kendi kalabalığını isterler. Onu bulamazsa konuşan hür olmaz. -Ama bu adam bir şey öğretmek istiyor -Ama, bir yerde duruyor. Çünkü hür olduğuna, her şeyi söyliyebileceğine inanmıyor. Belki kendisi de kararını vermiş değil! Yani içinde hür değil;başka bir şey daha var. Mahmut Şevket Paşa meselesinde ona benzerlerin bir kısmı şuraya buraya dağıtıldı; bir kısmı da kaçtı. Ona dokunmadılar. Yine korkabilir. Nihayet etrafı için de korkabilir. -Etrafı için mi? -Öyle ya. Ağır ve felaketli bir muharebeden çıktık. Belimizi doğrultmak için birleşmemiz, çalışmamız lazım. Yalan ve yanlış da olsa bir takım şeylerin etrafında toplanmak lazım. Kendi meselelerimizi münakaşa etmekte hür değiliz. -Sonra bize bir misal verdi -Bakın Enver Paşa orduyu ayaklamadan evvel bir tamim neşretti, herkesin namazında, orucunda olmasını emretti. Sebebi neydi? Kendisi de biliyordu ki bizde herkes dindardır; namazına, orucuna bağlıdır. O başka bir şey için yaptı bunu! Etrafı kendine, hükümete çekmek için, göze girmek, efkarı umumiyeye dayanmak meselesi. Demek kendisini yapacağı işte hür bulmuyordu. Sabiha bu son güzel sözleri dinlemedi bile. O pencereden dışarıya, parlak gümüş rengi bulutlar arasından, Elagöz Mehmetefendi camiinin tek kubbesi üstünde parçalanan akşam güneşine dalgın dalgın bakıyordu. Neden 3 / 6

sonra: -Hürriyet güzel şey dedi. İhsan yine çok dikkatle onu süzdü. -Ama, senin yaşında değil! Fakat Sabiha yaşının küçük bulunmasına ehemmiyet vermedi; hepimiz etraftan bunu dinliyorduk, sonra söyliyen de ben değildim. -Bu kitapta anlatılan şeyler, güzel şeyler. O devirde olmak isterdim. İnsanlar o kadar düşündükleri gibi yaşıyorlar ki. Sabiha nın elindeki Ali Kemal in Rical-i İhtilal i idi. Ben okuduktan sonra ona vermiştim. Evden çıkınca Sabiha bana sokuldu, kolumu iyice tuttu: -Bu hürriyet meselesi hakkında sen ne düşünüyorsun? dedi. Ben hiçbir şey düşünmüyordum. Daha doğrusu Şehzadebaşı camii avlusunda top oynıyan arkadaşlarımı, onların neşesini düşünüyordum. Hiç hoşuma gitmeyen bir durum içindeydim; sabahleyin koşa koşa mektebe gidiyor, mekteb bitince Sabiha yı bir an evvel görmek için mahalleye dönüyordum. Erkek çocuklardan ayrılmış gibi yaşıyordum. Nisana doğru mahallemizin hayatı yeni bir havadisle kaynadı. İtalya da bir yerde konsolos olan Kudret Bey in vazifesine hükümet son vermişti. Bu haberi de ötekiler gibi İbrahim Bey den aldık. Bir gece yatsıdan evvel telaşlı telaşlı kapıyı çaldı, ve adeti olduğunu gibi hemen arkasından tanınsın diye öksürdü, içeriye girince selamlaşır selamlaşmaz, işittiniz mi havadisi, diye söze başladı. Kudret Bey i İtalya daki konsolosluktan çıkarmışlar. Kudret Bey de, Muhlis Bey gibi gümrük nazırlarının akrabasından idi. Konağın biraz aşağısında ayrı bir evi vardı. Hep dışarıda olduğu için ben hiç görmemiştim. Babam bu havadise şaşırmıştı. -Olur şey değil! Kudret Bey gibi bir adam Hiç bilmiyordum. 4 / 6

-Evet, azledildi. Prens Sabahaddin le mektuplaşıyormuş. Karısı öldükten sonra kayınları düşmanlık için haber vermişler. Mektubunda böyle yazıyor. Ve cebinden çıkardığı kenarı yaldızlı, kalın kağıt üzerine yazılmış mektubu babama okudu: - Bana bu fenalığı yapanları biliyorum. Ne yapayım, kız kardeşlerini ben öldürmedim ya Allahın emri. Beraber götürmeye gelince zaten kendisi istemezdi. Ne kadar tembel olduğunu bilirsiniz! Rahmetli validenin ısrarı yüzünden onun hatırasına hürmeten yıllarca kahrını çektim, bir su kırbasiyle beraber yaşadım. Yine yaşardım;ama ömrü vefa etmedi. Ne ise, hata bendenizde oldu, insan, validesi hamamda görmüş beğenmiş diye hiç tanımadığı kadınla evlenir mi? Başıma kayın diye bu belaları sardırdı. Merhum peder valideye daima Hanım şu mahalle hamamına gitmekten vazgeç, evde koca hamam var Orada istediğin gibi yıkan! derdi; ama yine dinletemezdi. Meğer olacak varmış. Arada biz yanacakmışız. Şimdi zatıaliniz himmet buyursanız da şu kiracıları evden çıkarsanız! Gelince yersiz kalmıyalım.seyahatlerimde bazı eşya ve asar-ı nefise edindim. Kira evlerinde ziyan olmasınlar. Kayınlarının aleyhimde miras davası açacaklarından bahis buyuruyorsunuz; hemşirelerini aldım alalı kursağıma on paraları girmedi. Nişan hediyeleri arasındaki kolalı gömlek düğmelerinden maada altın namına onlardan bir şey görmedim. Bilakis bizim Asmalımescit civarındaki han onların yüzünden satıldı. Ama yine açacaklarmış, varsın açsınlar! Dünyada adalet kalmadı mı? Aleyhimde karar alacaklarmış; ne yapalım. Mektup böylece devam ediyordu.sonuna doğru, Prens le muhabereye gelince, çok eski, ilan-ı meşrutiyetten evvel Avrupa da iken tanımıştım. Ahrarlığımız zamanında diyor ve hemen ev meselesine dönüyordu: İcabında kiracılara tazminat olarak sizdeki paradan bir miktarını verin! Ta ki evi vaktinde boşaltsınlar. Gelir gelmez yerleşip çalışmaya başlayalım. Düşünüyorum da, hani fena olmadı, diyorum. Meğer İstanbul gözümde tütüyormuş. Evi boşaltmak, bilhassa kiracılara tazminat olarak para vermek kısmı gelince İbrahim Efendi nin elleri birdenbire titremeye başladı, yüzü ter içindeydi. Bu kira parakarını İbrahim Efendi nin yediğini hepimiz biliyorduk. Daima zaruret içinde bulunan İbrahim Efendi ilk zamanlar kira bedellerini alır almaz babama teslim ederdi. Fakat mahalleliden gizli olarak ikinci defa evlendiği zamandan beri bir daha para getirmemiş, hatta ara sıra Kudret Bey bazı şeyler istemiş, birkaç lira verseniz diye eldeki paranın bir kısmını da geri almıştı. Babamın tahminine göre Kudret Bey e şimdi altmış altın kadar borçlu bulunuyordu.telaşı da bundandı. ( Ahmet Hamdi TANPINAR, Sahnenin Dışındakiler, İstanbul 1973, s.6-68 ) Ahmet Hamdi TANPINAR ın biyografisi Beş Şehir bölümlündedir. KAYNAKÇA: 1. İnci ENGİNÜN, Sahnenin Dışındakiler, Milli kültür, S. 34, 1982, s.38 40.;Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, Dergah Yayınları, İstanbul 1983, s.199-205 2. Fethi Naci, Sahnenin 5 / 6

Powered by TCPDF (www.tcpdf.org) O.Ö. 100 Temel Eser Dışındakiler, Edebiyat Yazıları, Gerçek Yayın evi, İstanbul 1976, s.95 109. 6 / 6