ERENLER ZİNCİRİNİN SON HALKALARI: BASRİ BABA (TAPTIK) Hayrünnisa EFE* Basri Baba (Taptık) 1875 yılında İstanbul'da doğdu. Kendileri Seyyit'tir. Osmanlı Devleti zamanında idadi tahsili yapmıştır. Kâdirî, Rufâî, Nakşi, Uşşâkî tarikatlarına girmiştir. Bu tarikatların mensubu iken 35 sene seyahat etmiştir. Tarikatların bazılarında şeyhlik yaptığı da bilinmektedir. En son Hüsnü Baba 'dan nasip alarak Bektaşî olmuştur. İstanbul Kapalı Çarşı'da yağlık (mendil) ticareti ile iştigal eden Basri Baba 19 Ocak 1949'da Hakk'a yürümüştür. Önce Karâca Ahmet Mezarlığı'na defnolunmuş, 1995 yılında ise Ankara Sincan yakınlarında bulunan Kesiktaş Taptık Baba Dergâhına naklolunmuştur. Nutuklanndan bazılan aşağıya alınmıştır: Serseri gezme ey âşık kendine bir yâr ara bul Kalma zulmette gel er ol er cise envâr ara bul Lâ eselküm tohumun zer ettir fani vücûda Nefsine hâkim olan bir mürşid-i huşyâr ara bul Hakikat âşînâsın bul sakın noksana aldanma Hem vâris-i ilm-i ledünnî Pir-i Hünkâr ara bul Muhabbet bezmine diz çök hemân nefsinden ol âgâh Bâ'i Bismillahi oku nokta-i esrâr ara bul Dâmen-i pâk-i ehl-i beyti koyma elden Basriyâ Pâk edip Kâbe-yi kalbi Hayder-i kerrâr ara bul ********** Kâmil insan olmayan insana olmaz âşinâ "Men aref"'ten bilmeyen irfâne olmaz âşinâ Canını canan uğrunda mahv u ifnâ etmeyen Vuslata lâyık değil cânâna olmaz âşinâ Künt ü kenz esrârını iklim-i tende görmeyen
Âlem-i dehr olsa da Kur'ana olmaz âşinâ Âlem-i ilm-i Ledünden ders-i vahdet almayan Kesret içre Bark olup imam olmaz âşinâ Enfüse bak ârif ol âfakta Hakkı isteme Nefsin idrâk etmeyen sultana olmaz âşinâ Mürşîd-i Kâmil önünde görmeyen bezm-i elest Bi- basardur Basriyâ meydana olmaz âşinâ *********** Döner bâzice-i dünya bir ibret al hemân gör de Çekilmiş nâs için yâhü sadâkat rûyına perde Vefâdan kalmamış zerre ne ahbâb biraderde Var ise ger fedâ canım- hakikat ehli bir merde Cihanda ki kime ağlar mürüvvet ve himmet nerde Haberdâr ol gözet kendin zamanın sımna er de Fakirde hiç kanaat yok ganide bir sehâ yoktur Ne bilsin açın halinden ganinin karnı çok toktur Sıkıntı derd-i mihnetten ölenler ağlayan çoktur. Zaman insanlarının hem binde bir vefâsı yoktur Cihanda kim kime ağlar mürüvvet ve himmet nerde Haberdâr ol gözet kendin zamanın sımna er de Kanaat tacı altından sakın ayrılma ey Basri Dürüst tut sen terâzini fark eyle hayr ile şerrî Güvenme varlığına gel bırak âlâyiş-i dehri Hakikat bahrına azmet geçip ummanla nehri Cihanda kim kime ağlar mürüvvet ve himmet nerde
Haberdâr ol gözet kendin zamanın sımna er de ********* Kelâm-ı ehlullâh Kelâmullâhtır Nutk ile kâfiri Müslüman eyler İnsan-ı kâmil bil Heybetullâhtır Hak ism-i câmünden nümâyân eyler Âh ü zâr eylemez aşk ehli aslâ Bârân gibi yağsa ana belâ yâ Cife-i pâk eder bu azim deryâ Dilerse heman demde tufan eyler Bülbül güle âşık gül de bülbüle Bed kelâm getirme ârif ol dile Oku esmâ müsemmâyı da belle Kuş dilin bilen Hak Süleymân eyler Basriyâ noktadır asl a mevcûdât İncinmesin senden aslâ mahlükât Hep sıfât-ı haktır bu taayyünât Bu zevki gönülde o sultân eyler ********** Câm-ı aşkı içmeyenler Hak cemâlin görmeyenler Gidip gelen gördü cemâl Bunu anlar hem ehl-i hâl
Irak bu yoldan ehl-i kâl Kaldı hüsrânda eyvallah Okumakla bilinmez Hak Cerağ-ı aşkla kalbin yak Bilmez fıkıh Rabb-i mutlak Pirden aldınsa haberi Öğrendin hayr ile şerri Anlamyanlar dönsün geri Doğru yoldan ayrılanlar Müminleri aldatanlar Mürşid nutkun tutmayanlar Birliğe gel ikilikten Nefse uyma tembellikiten Klanlar sen ve benlikte Dahil oldunsa erkana Gel kriş durma kervana Sözüm yok benim hayvana İlim dediğin bilmektir Bilmediğn öğrenmektir Yoksa bir kuru emektir
Kaldı hüsranda eyvllah İlim alemle kaimdir Sıfat zat ile daimdir anlamayan be-haindir Dem bu demdir bilin canlar Nefsin bilmetir erkanlar Nefsini bilmeyen canlar Basri nefsine hitaptır Hak cemali dört kitaptır Okumayana hicaptır ******** Bacıları hor görmeyin Kalbi rakiktir anların cümlesini bir bilmeyin Bir mi hepsi insanların Fâtımâdır asılları Havva ana nesilleri Çok içinde bilginleri Özünde Hak görenlerin Âdem tarlası vücûdu Şüphesiz eder sücûdu
Hak'tır anların şühüdu Emmâresin ezenlerin Lâzımdır onlara hürmet Çünkü ere eder hizmet Hizmettir makbul- i hazret Yol ve erkân bilenlerin Basri Baba'nın Havvası Bacıların bir ednâsı Yoktur onların fenâsı Gönlüne aşk dolanların ************ Kayıttan olduk âzâde Bir nâzenin Bektaşiyiz Ham olsun erdik murâda Biz nâzenin Bektaşiyi Erkânımız erkân-ı Hak Esrârımız anlamaz halk Biziz işte abd-i mutlak Biz nâzenin Bektaşîyiz Gördük biz Hak cemâlini Cemâlinde kemâlini Tâlibiz hem visâlini Biz nâzenin Bektaşiyiz Geçtik dünya ve ukbâdan Mâzi müstakbel ferdâdan
Beyhûde kuru kavgadan Biz nâzenin Bektaşiyiz Yoktur bizde havf ü recâ Gayri bir baba ilticâ Okuduk mürşidden hecâ Biz nâzenin Bektaşîyiz Aybı gördük nefsimizde Nefsimizi kıldık mürde Sultân-ı rüh oldu zinde Biz nâzenin Bektaşîyiz Nasibin alanlar erden Geçerler can ile serden Dem urur kâlûbelinden Biz nâzenin Bektaşiyiz İçtik ol câm a vahdetten Ders aldık nakş a süretten Kurtulduk Basri usretten Biz nâzenin Bektaşiyiz ********** Muhibb- i sâdıkım Ziyâ libâsımdır edep hayâ Seni aldatmaz hiç dünya huzurun tam olub abdal Ser- füruğ etme nâmerde giriftâr olma bir derde Sözün Şâh olsun her yerde ki vahdet bahrına dal Verme mukallide aman bunu icab eder zaman Söyledi bu rumzu pîrân kelâm tîgin çıkarıp sal
Muhatapsa eğer sırdaş ana uy sen olup kardaş Muhatapsa eğer kallaş çek bıçağı boynuna sal Basri Hâdim-i pirândır Pîrim Şah-ı Horasandır Şühûd abdala her andır abdal olup hem anda kal