Allah Yolunda Eziyeti Allah Aşkıyla Karşılamak-BOSTAN İLE GÜLİSTAN AÇ GÖZLÜ BİR DİLENCİ, mübarek bir zattan ısrarla para istedi. O zatın o gün için ona verecek herhangi bir şeyi yoktu. Kemeri de, cebi de bomboştu. Halbuki, eğer parası olsaydı, onun yüzüne altın saçacak kadar cömert biriydi. O çirkin huylu dilenci, o mübarek zattan bir şey koparamayınca, suratını asarak yanından uzaklaştı. Bir yandan da söyleniyordu. Çarşıya geldiğinde ise, yüksek sesle bağırıp, gönül dostu adama hakaret ve iftiralar yağdırmaya başladı. Bu dervişler, bu Allah dostu görünen adamlar, sessiz akreplere benzerler, ucuz elbiseler giymiş yırtıcı kaplanlar gibidirler. Kedi gibi sessiz ve hürmetkar bir vaziyette diz üstü oturur, her şeye katlanmış, boyun eğmiş gibi görünürlerse de, bir av görünce köpek gibi atılırlar. Bunlar hilekârlık dükkanını mescitlere açmışlardır, çünkü evlerinde daha az av düşer. Kervanların yolunu eşkıya keser, halkın elbisesini bunlar soyarlar. Dilencinin hakaretleri bitmek bilmiyor, uzadıkça uzuyordu. Esnaf dükkanlarının önüne çıkmış, bu âdi adamın sözlerini nefretle dinliyordu. Aklı karalı paçavraları birbirlerine dikerek, kırk yamalı elbiselerle sermaye topluyorlar, evleri altın hazinelerine dönmüştür! Bunlar dünyayı dolaşan harman çingenesidirler. Sahtekârlar, buğday gösterip arpa satarlar! Sen onların ibadet ederken halsiz ve ihtiyar göründüklerine bakma! Cezbeye sıra geldi mi çevikleşir, birdenbire delikanlı olurlar. Sıra raksa geldi mi ayağı kalkar, namazı ise oturarak kılarlar. Bu kadar sararıp solmuş, bu kadar zayıflamış görünmelerine rağmen, oburlukta Musa nın asâsına benzerler. Ne bulurlarsa yutarlar! Dilenci, müşterisinin çoğaldığını gördükçe hakaretlerinin dozunu artırıyordu: Bunlar ne günahtan sakınırlar, ne da âlimdirler! Dünyaları karşılığında dinlerini satmaktan çekinmezler. Kaplan postu gibi kırk yamalı hırkalar giyseler de, karılarının elbiseleri Habeş kumaşından yapılmıştır. Sünnet namına iki şey bilirler. Birisi kuşluk vakti uyumak, öbürü de sahur yemeği yemek. Karınlarını boğazlarına kadar tıka basa doldurup, yetmiş renkli dilenci torbalarına benzerler! Ayıp arayanın gözleri hüneri görmez. Yüzsüz adamın, başkasının şerefinden endişesi olur mu? Onun bu saçmalarını işiten esnaftan biri, doğruca Efendi Hazretlerine koştu. Onun sözlerini büyük bir heyecanla anlattı. Aslında iyi bir iş de yapmadı. Kötünün biri, beni arkamdan çekiştirmiş olsa, o söz söylenmiş, bitmiş, geçip gitmiştir. Onun sözünü bana taşıyan kimse, söyleyenden daha büyük bir kötülük yapmış sayılır. Biri ok atıyor, ama attığı ok yere düşüyor; bu benim vücudumu incitmez, bana azap vermez. Fakat o oku sen alır, getirir de böğrüme saplarsan, oku sen atmış olursun! Söylenenler kendisine anlatılınca, o güzel tabiatlı gönül adamı bu sözleri gülerek karşıladı: Dilencinin söyledikleri önemli değil. Bundan daha kötülerini söylemişse onları da anlat. Zira o adamın benim kötülüğüm üzerine anlattıkları çok
noksandır, benim bildiklerimin yüzde biridir. O adam, söylediklerini tahminde bulunarak söylemiştir. Oysa ki ben, o kötülüklerin nefsimde var olduğunu kesinlikle bilmekteyim. O benimle daha yeni tanıştı, benim yetmiş senelik ayıbını nasıl bilebilir? Benim ayıp ve kusurlarımı, Allah müstesna, benden daha iyi kimse bilemez. Bu adam ne kadar iyi niyet sahibi biriymiş ki, benim ayıplarımı ancak bu kadar sanmıştır. Kıyamet gününde, eğer benim günahlarıma şahit olacak olursa, Cehennemden korkmam. Hak yolunun erleri, belâ okuna nişangâh oldukları için bulundukları makamlara varmışlardır. Veliler, edepsizlerin kahrına sabır gösteren insanlardır. O makama yükselmek istiyorsan, bırak halk seni insafsızca eleştirsin. Ey benim hata ve kusurlarımı araştıran kimse, bana gel, benden sor. Onun tamamını gösteren listeyi sana ancak ben verebilirim! MUHARREM AYI VE FAZİLETLERİ Muharrem ayının birinci gecesi Müslümanların yılbaşı gecesidir. Muharrem ayı dört haram ayın ilkidir. İslamiyet ten önce Araplar, Muharrem ayında savaşmak isteyince, o yıl Muharrem ayının ismini, sonraki aya koyarlar, sonraki ayın ismini, Muharrem ayına takarlardı. Böylece, haram ay, Muharrem ayından bir sonraki ay olurdu. (Bir ayın haramlığını başka aya geciktirmek, ancak kâfirliği arttırır. Kâfirler, böylece sapıtıyorlar. Onlar, Allah ın haram kıldığı ayların
sayılarını denk getirmek için, haram ayı bir yıl helal edip, başka yıl onu yine haram ederler. Böylece, Allah ın haram kıldığını helal kılmaya çalışırlar) mealindeki Tevbe sûresinin 37. âyet-i kerimesi, ayların yerlerini değiştirmeyi yasak etti. Kıymet verilen dört aydan biri Muharrem ayının, Zilkade, Zilhicce ve Receble beraber Kur an-ı kerimde kıymet verilen dört aydan biri olduğu bildirilmektedir. (Tevbe 36) Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir: (Ayların efendisi Muharrem, günlerin efendisi Cuma dır.) [Deylemi] (Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.) [Müslim] Bir hadis-i şerif meali: (Nafile oruç tutacaksan Muharrem ayında tut, çünkü o, Allahü teâlânın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, o günde Allahü teâlâ geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün tevbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi] Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşûre gecesidir. Muharrem in onuncu gününe Aşure Günü, dokuzuncu günü ile onuncu günü arasındaki geceye de Aşure Gecesi denir. MUHARREM AYINDAKİ ÖNEMLİ OLAYLAR Allahü teâlâ, birçok duaları Aşûre günü kabul etmiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Aşure günü Nuh aleyhisselamın gemisi, Cudi dağına indirildi. O gün Nuh ve yanındakiler, Allahü teâlâya şükür için oruçlu idiler. Hayvanlar da hiç bir şey yememişti. Allahü teâlâ denizi, beni İsrail için, aşure günü yardı. Yine Aşure günü Allahü teâlâ Adem aleyhisselamın ve Yunus aleyhisselamın kavminin tevbesini kabul etti. İbrahim aleyhisselam da o gün doğdu.) [Taberani] Kısaca Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir: 1. Allah, Hz. Musa ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. 2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir. 3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur. 4. Hz. Âdem in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir. 5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır. 6. Hz. İsa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. 7. Hz. Davud un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. 8. Hz. İbrahim in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. 10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. (2) Hz. Âişe nin belirttiğine göre, Kabe nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi. İşte böylesine manâlı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur. Hazret-i Hüseyin, 10 Muharremde şehid edildi. O yüce imamın şehid edilmesi, elbette bütün müslümanlar için büyük musibet ve üzüntüdür. Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali ve Hazret-i Hamza nın şehid edilmeleri de, böyle büyük musibet ve üzüntüdür. Fakat, Peygamber efendimiz, Hazret-i Hamza nın şehid edildiği günün yıldönümlerinde matem [yas] tutmadı. Matem tutmayı da emretmedi. Matem yasak olmasaydı, herkesten önce Peygamber efendimizin ölümü için matem tutulurdu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Matem tutan, ölmeden tevbe etmezse, kıyamette şiddetli azap görür.) [Müslim] (İki şey vardır ki, insanı küfre sürükler. Birincisi, birinin soyuna sövmek, ikincisi, ölü için matem tutmaktır.) [Müslim] MUHARREM AYINDA YAPILAN GÜZEL AMELLER Muharrem ayında ve Aşûre günü yapılması iyi olan işler: 1- Muharrem ayı ve Aşûre günü oruç tutmak sünnettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu: Ramazan dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz? Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir buyurdu. (Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.) [Şir a] (Aşûre günü bir gün önce, bir gün sonra da tutarak, Yahudilere muhalefet edin!) [İ. Ahmed] [Yalnız Aşûre günü oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutmalı!] Peygamber efendimiz bir gün öğleye doğru buyurdu ki: (Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşure günüdür.) [Buhari,
Müslim, Ebu Davud] Bu geceyi ihya etmeli ve saygı göstermelidir. Saygı göstermek, günah işlememekle olur. Zilhicce ayının son günü ve Muharrem ayının birinci günü oruç tutan, o yılın tamamında oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. (Her [kameri] ayda, üç gün oruç tutmak, bütün yılı oruçlu geçirmek gibi sevaptır.) [Buhari] (İbrahim aleyhisselam, her ayda 3 gün oruç tuttu. Allahü teâlâ da ona ömrü boyu oruç tutmuş gibi sevap verdi ve ömür boyu sanki yiyip içmiş gibi kuvvet, zindelik verdi.) [Beyheki] (Her ay 3 gün oruç tutan, yılın tamamında oruç tutmuş gibi olur.) [Müslim] (Her ay 3 gün oruç tutanın kalbindeki kin yok olur.) [Bezzar] Dolayısıyla muharrem ayında da oruc tutmalıdır. Haram aylarda, pazartesi ve perşembe günleri ve kamerî ayların eyyam-ı biyd denilen 13.,14. ve 15. günleri oruç tutmak daha sevabdır. Haram ay demek, hürmet edilmesi gereken ay demektir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden birkaçının meali şöyledir: (Haram aylar; Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır.) [İbni Cerir] (Haram aylarda perşembe, cuma ve cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.) [Taberanî] (Haram aylardan birinde bir gün oruç tutmak, başka bir ayın otuz günü oruç tutmaktan daha sevabdır.) [İ. Gazâlî] (Her ayda üç gün oruç tutmak, bir yıl oruç tutmak gibi sevab olur. Çünkü Allahü teâlâ, En am sûresinde [mealen] Bir hayır işleyene, [en az] on katı sevab verilir buyurdu. Bir güne on misli sevab veriliyor.) [Tirmizî] 2- Sıla-i rahim yapmalı. Yani salih akrabayı ziyaret edip, hediye ile veya çeşitli yardım ile gönüllerini almalı. Hadis-i şerifte, (Sıla-i rahmi terk eden, Aşure günü akrabasını ziyaret ederse, Yahya ve İsa nın sevabı kadar ecre kavuşur) buyuruldu. (Şir a) 3- Sadaka vermek sünnettir, ibadettir. Hadis-i şerifte, (Aşûre günü, zerre kadar sadaka veren, Uhud Dağı kadar sevaba kavuşur) buyuruldu. (Şir a) (Bugün ibadettir) diye Aşûre pişirmek günahtır. Aşûrenin bugüne mahsus ibadet olmadığını bilerek, bugün Aşûre veya başka tatlı yapmak günah olmaz, sevab olur. Bu inceliği iyi anlamalı. Tedavi niyetiyle sürme çeken bugün de sürmelenebilir. Hadis-i şerifte, (Aşûre günü ismidle sürmelenen, göz ağrısı görmez) buyuruldu. (Hâkim) 4- Çok selam vermeli. Hadis-i şerifte, (Aşûre günü on Müslümana selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur) buyuruldu. (Şir a) 5- Çoluk çocuğunu sevindirmeli! Hadis-i şerifte, (Aşûre günü, aile efradının
nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur) buyuruldu. (Beyhekî) 6- Gusletmeli. Hadis-i şerifte, (Aşûre günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir) buyuruldu. (Şir a) [Bu sevaplar, itikadı düzgün olan, namaz kılan ve haramlardan kaçan mümin içindir. Bunlara riayet etmeyen kimse, Aşure günü, bir değil, defalarca gusletse, günahları affolmaz.] 7- İlim öğrenmeli! Hadis-i şerifte, (Aşure günü, ilim öğrenilen veya Allahü teâlâyı zikredilen bir yerde, biraz oturan, Cennete girer) buyuruldu. Bu gece ilim olarak, ehl-i sünnete uygun bir kitap, [mesela İslam Ahlakı veya Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye] okumalıdır. Ayrıca Kur an-ı kerim okumalı, kazası olan kaza namazı kılmalı. (Şir a) Aşure günü hakkında birkaç hadis-i şerif meali daha: (Aşure günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolur.) [Müslim, Tirmizi, İ. Ahmed, Taberani] (Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.) [Şir a] (Aşure günü, ilim öğrenilen veya zikredilen bir yerde, biraz oturan, Cennete girer.) [Şir a] (Aşure günü, on Müslümana selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur.) [Şir a] (Aşure günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur.) [Beyheki] 8- Muharrem ayının ilk gecesi şu şekilde niyet ederek bir Tesbih Namazı kılınır: Yâ Rabbî, bu yeni senede beni mağfiret-! ilâhîne, rızâ-i ilâhîne ve hidâyeti ilâhîne mazhar eyle. Yeni açılan amel defterimi rızâ-i ilâhîne muvâfık amel ile doldurmayı bana nasip eyle. Beni gadab-ı ilâhîne dûçâr edecek amellerden muhâfaza buyur. Tesbih namazında şunlar okunur: 1. rek atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Âyetü l-kürsî, 2. rek atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Âmene r-rasûlü (Sûre-i Âl-i İmrân ın ilk 2 âyeti de ilâve edilerek) 3. rek atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 Hüvellâhüllezî 4. rek atte: 1 Fâtiha-i Şerîfe, 1 ihlâs-ı Şerîf. Namazdan sonra istiğfâr edilir, salavât-ı şerife getirilir ve arkasından duâ yapılır.