KİM 433 METALLER KİMYASI PROF. DR. SELEN BİLGE KOÇAK

Benzer belgeler
Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı. olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel. Üniversitesi Kimyası" Kitabı ndan okuyunuz.

Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır:

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

BÖLÜM 2 ATOMİK YAPI İÇERİK. Atom yapısı. Bağ tipleri. Chapter 2-1

ATOMİK YAPI. Elektron Yükü=-1,60x10-19 C Proton Yükü=+1,60x10-19 C Nötron Yükü=0

Nötr (yüksüz) bir için, çekirdekte kaç proton varsa çekirdeğin etrafındaki yörüngelerde de o kadar elektron dolaşır.

PERİYODİK SİSTEM VE ELEKTRON DİZİLİMLERİ#6

ELEKTRİKSEL ÖZELLİKLER

PERİYODİK CETVEL

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

GENEL KİMYA. 4. Konu: Kimyasal türler, Kimyasal türler arasındaki etkileşimler, Kimyasal Bağlar

Serüveni PERİYODİK ÖZELLİKLER DEĞİŞİMİ

Serüveni 3. ÜNİTE KİMYASAL TÜRLER ARASI ETKİLEŞİM GÜÇLÜ ETKİLEŞİM. o İYONİK BAĞ o KOVALENT BAĞ o METALİK BAĞ

kitabı olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın

ATOM BİLGİSİ Atom Modelleri

1. ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ

KİMYASAL BAĞLAR İYONİK BAĞ KOVALANT BAĞ POLAR KOVALENT BAĞ APOLAR KOVALENT BAĞ

MADDENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ ATOM

I. FOTOELEKTRON SPEKTROSKOPĠSĠ (PES) PES orbital enerjilerini doğrudan tayin edebilir. (Fotoelektrik etkisine benzer!)

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

PERİYODİK CETVEL-ÖSS DE ÇIKMIŞ SORULAR

1. ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ İyon Yükleri ve Yükseltgenme Basamakları

MALZEME BİLGİSİ DERS 4 DR. FATİH AY.

Enerji Band Diyagramları

KİM-117 TEMEL KİMYA Prof. Dr. Zeliha HAYVALI Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü

Periyodik Tablo(sistem)

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ Öğretim Üyesi: Doç.Dr. Tamila ANUTGAN 1

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

ATOMLAR ARASI BAĞLAR Doç. Dr. Ramazan YILMAZ

Soygazların bileşik oluşturamamasının sebebi bütün orbitallerinin dolu olmasındandır.

İNSTAGRAM:kimyaci_glcn_hoca

Atomların bir arada tutulmalarını sağlayan kuvvetlerdir Atomlar daha düşük enerjili duruma erişmek (daha kararlı olmak) için bir araya gelirler

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. Genel Kimya 101. Yrd.Doç.Dr.Zeynep OBALI Ofis: z-83/2

PERİYODİK ÖZELLİKLER 1.ATOMLARIN BÜYÜKLÜĞÜ VE ATOM YARIÇAPI: Kovalent yarıçap: Van der Waals yarıçapı: İyon yarıçapı:

PERİYODİK CETVEL. Yanıt : D. 3 Li : 1s2 2s 1 2. periyot 1A grubu. 16 S : 1s2 2s 2 2p 6 3s 2 3p 4 3.

1H: 1s 1 1.periyot 1A grubu. 5B: 1s 2 2s 2 2p 1 2.periyot 3A grubu. 8O: 1s 2 2s 2 2p 4 2.periyot 6A grubu. 10Ne: 1s 2 2s 2 2p 6

ELEKTRONLARIN DİZİLİMİ, KİMYASAL ÖZELLİKLERİ VE

Periodic Table of the. Elements I A II A III B IV B V B VI B VII B VIII B I B II B III A IV A V A VI A VII A VIII A H H He

ELEKTRONLARIN DĠZĠLĠMĠ

Valans elektronları kimyasal reaksiyona ve malzemenin yapısına katkı sağlar.

İletken, Yalıtkan ve Yarı İletken

Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır.

PERĐYODĐK ÇĐZELGE. Yrd.Doç.Dr. İbrahim İsmet ÖZTÜRK

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar

BÖLÜM 2 ATOMİK YAPI İÇERİK. Atom yapısı. Bağ tipleri. Chapter 2-1

Bir atomdan diğer bir atoma elektron aktarılmasıyla

ATOMLAR ARASI BAĞLAR

Modern Fiziğin Teknolojideki Uygulamaları

Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU. hasanyolcu.wordpress.com

Değerlik Kabuğu Elektron Çiftleri İtmesi (VSEPR) (Valence Shell Electron Pair Repulsion Theory)

Kimya EğitimiE. Ders Sorumlusu Prof. Dr. Đnci MORGĐL

BMM 205 Malzeme Biliminin Temelleri

ANORGANİK KİMYA TEMEL KAVRAMLAR

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM

Ölçme Kontrol ve Otomasyon Sistemleri 1

ATOMUN YAPISI ATOMUN ÖZELLİKLERİ

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler

KĠMYASAL ÖZELLĠKLER VE KĠMYASAL BAĞ

12. Ders Yarıiletkenlerin Elektronik Özellikleri

Elementlerin büyük bir kısmı tabiatta saf hâlde bulunmaz. Çoğunlukla başka elementlerle bileşikler oluşturmuş şekilde bulunurlar.

KİMYASAL BAĞLAR. Atomları Bir Arada Tutan Kuvvet

Atomdan e koparmak için az ya da çok enerji uygulamak gereklidir. Bu enerji ısıtma, sürtme, gerilim uygulama ve benzeri şekilde verilebilir.

MOLEKÜLLERİN ŞEKİLLERİ

KRİSTAL KUSURLARI BÖLÜM 3. Bağlar + Kristal yapısı + Kusurlar. Özellikler. Kusurlar malzeme özelliğini önemli ölçüde etkiler.

KİMYASAL TÜRLER ARASI ETKİLEŞİMLER

KİMYA -ATOM MODELLERİ-

Chemistry, The Central Science, 10th edition Theodore L. Brown; H. Eugene LeMay, Jr.; and Bruce E. Bursten. Kimyasal Bağlar.

2. HAMLE web:

1. Amaç Kristallerin üç boyutlu yapısı incelenecektir. Ön bilgi için İnorganik Kimya, Miessler ve Tarr, Bölüm 7 okunmalıdır.

PERİYODİK CETVEL Mendeleev Henry Moseley Glenn Seaborg

A. ATOMUN TEMEL TANECİKLERİ

Malzemeler yapılarının içerisinde, belli oranlarda farklı atomları çözebilirler. Bu durum katı çözeltiler olarak adlandırılır.

MALZEMENİN İÇ YAPISI: Katılarda Atomsal Bağ

MOLEKÜL GEOMETRİSİ ve HİBRİTLEŞME. (Kimya Ders Notu)

KİMYASAL BAĞLAR Kimyasal bağlar, Moleküllerde atomları birarada tutan

Atomlar ve Moleküller

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı

Elektronik-I. Yrd. Doç. Dr. Özlem POLAT

Element atomlarının atom ve kütle numaraları element sembolleri üzerinde gösterilebilir. Element atom numarası sembolün sol alt köşesine yazılır.

ÖLÇME VE ÖLÇÜ ALETLERİ

Ders #15 için okuma: Bölümler 3.4, 3.5, 3.6 ve 3.7 (3.baskıda, Bölümler 3.4, 3.5, 3.6, 3.7 ve 3.8) Değerlik Bağı Teorisi.

GENEL KİMYA. Yrd.Doç.Dr. Tuba YETİM

Öncelikle periyodik cetvelin bazı gruplarını inceleyelim:

MADDE NEDİR? Çevremize baktığımızda gördüğümüz her şey örneğin, dağlar, denizler, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve hava birer maddedir.

DENEY 6 TUNGSTEN FİTİLLİ AMPUL VE YARIİLETKEN DİYOT

ALETLİ ANALİZ YÖNTEMLERİ

ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİNDE MALZEME

ATOM, İLETKEN, YALITKAN VE YARIİLETKENLER

Akım ve Direnç. Bölüm 27. Elektrik Akımı Direnç ve Ohm Kanunu Direnç ve Sıcaklık Elektrik Enerjisi ve Güç

İyonlar. İyon? Pozitif veya negatif yükü olan bir atoma yada atomlar grubuna iyon denir.

Fotovoltaik Teknoloji

ELEKTRİK DEVRE TEMELLERİ

KOVALENT BAĞLARDA POLARLIK. Bileşikler 5. Bölüm

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Temel kavramlar Atomsal yapı

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

Gaz. Gaz. Yoğuşma. Gizli Buharlaşma Isısı. Potansiyel Enerji. Sıvı. Sıvı. Kristalleşme. Gizli Ergime Isısı. Katı. Katı. Sıcaklık. Atomlar Arası Mesafe

Hareket halindeki elektrik yüklerinin oluşturduğu bir sistem düşünelim. Belirli bir bölgede net bir yük akışı olduğunda, akımın mevcut olduğu

Malzeme Bilgisi Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Atom ve moleküller arası Atomsal bağlar

Transkript:

13

MTALLRD BAĞLANMA İL İLGİLİ TORİLR Metallerdeki bağların izahı diğer bağlarınkine benzemez. Çünkü metal atomları aynı türden 8 (iç merkezli kübik sistem) veya 12 (yüzey merkezli kübik sistem veya hekzagonal) atom ile sarılmıştır ve metal atomları tarafından sağlanan elektronlar, iki elektronlu normal bağları oluşturmaya yetmez. Örneğin Li iç merkezli kübik yapıda kristallenmektedir. Yani her bir Li atomu, 8 Li atomu tarafından çevrilmiştir. Li atomlarının her biri 3e - içermektedir. Bunlardan ikisi 1s orbitaline yerleşmiştir ve çekirdek tarafından oldukça kuvvetli bir şekilde çekilmektedir. Bu durumda her bir Li atomu metalik bağ için 1e - kullanabilecektir. Bu tek elektronun diğer 8 Li atomu ile eşit olarak paylaşılıp iki elektronlu kimyasal bağlar oluşması mümkün değildir. Metaller ile diğer elementler arasındaki en büyük fark, metal atomları arasındaki etkileşimin çok kuvvetli olmasıdır. Metal atomları arasındaki bu etkileşme metalik bağlanma denir. Bu bağlanmanın bir sonucu olarak metallerin büyük bir bölümü katı halde, çok azı ise sıvı haldedir. Birçok metalin birinci (bazen ikinci veya üçüncü ) iyonlaşma enerjisi nispeten küçüktür. Bu nedenle, bir metal atomu bir veya daha fazla elektron vererek katyon oluşturabilir. Be ve Mg un beklenenden daha düşük erime noktasına sahip olması, bu metallerin kovalent karakteri yüksek bağ oluşturmalarından kaynaklanmaktadır. 1. Serbest lektron Teorisi 1900 lü yıllarda Drude, metali içinde elektronların hareket ettiği bir örgü olarak kabul etmiş ve elektronların hareketini gaz moleküllerinin serbest hareketine benzetmiştir. Bu fikir 1923 yılında Lorentz tarafından geliştirilmiştir. Lorentz, değerlik elektronlarının oldukça düşük iyonlaşma enerjilerini dikkate alarak, metallerin serbest değerlik elektronları denizinin içine yerleştirmiş pozitif iyonların oluşturduğu katı kümelerden meydana gelen örgü olarak tanımlamıştır (Şekil 8). Bu model, elektronların serbest hareketi ve kristali bir arada tutan kuvvetin, elektron bulutu ile pozitif iyonlar arasında ki etkileşimden kaynaklandığını açıklayabilmektedir. Ancak, değerlik elektronları sayısının artması ile bağlanma enerjisinin kalitatif olarak açıklanmasına karşın, kantitatif hesaplamalarda başarılı olamamıştır. e - e - e - e - e - + + + + + e - e - e - e - e - + + + + + e - e - e - e - e - + + + + + e - e - e - e - e - Şekil 8. Serbest elektron teorisine göre metallerde bağlanma 14

2. Değerlik Bağı Teorisi KİM 433 MTALLR KİMYASI İç merkezli kübik yapıya sahip olan Li kristali içinde koordinasyon sayısı 8 olan bir Li atomunu inceleyelim. Bu Li atomu bir değerlik elektronuna sahiptir ve ancak komşu Li atomlarının birisi ile iki elektronlu bir kovalent bağ verebilir. Kristal içindeki bu atom, diğer komşu Li atomlarına da eşit olarak bağlanmalıdır. Bu durumda Şekil 9 da (a) ve (b) olarak verilen türler ve bunlara benzer türler oluşabilir. Bir Li atomu ancak iyonlaşırsa iki bağ oluşturabilir. Bu durumda Şekil 9 da (c) ve (d) olarak verilen yapılara benzer pek çok yapı oluşabilir. Pauling gerçek yapının bu mevcut bağlama şekillerinin bir melezi olduğunu ileri sürmüştür. Çok sayıda mümkün yapı, çok düşük enerji demektir. Bu da yapıyı bir arada tutan kuvvetin büyük olması anlamına gelir. Metallerin dövülebilme ve çekilebilme özelliğinde de bahsedildiği gibi metalik Li un atomlaşma enerjisi, Li2 molekülününkinden üç kat daha fazla bulunmuştur. Atomlaşma enerjisinin I. gruptan III. gruba gidildikçe artması, atomlar arasındaki bağ sayısının arttığını ve daha fazla sayıda yapı yazılabileceğini göstermektedir. İyonların varlığı metallerdeki elektrik iletimini açıklamakla birlikte bu teori ısı iletimi, parlaklık, çözelti ve sıvı halde metalik özelliklerin açıklamasında yetersiz kalmıştır. Li Li Li Li Li Li Li Li Li Li Li Li Şekil 9. Değerlik bağı teorisine göre metallerde bağlanma Li Li Li Li Li Li Li Li Li Li Li Li Li + Li Li Li Li Li Li Li + (a) (b) (c) (d) 3. Molekül Orbital Teorisi (Band Teorisi) Molekül orbital teorisinin kristal yapılara uygulanması band teorisi olarak bilinmektedir. Bir metalik kristalde en azından avogadro sayısının bir kesri kadar atom bulunmaktadır. Örneğin N atomlu bir Li kristalinde N tane 1s orbitali, N tane 2s orbitali ve 3N tane 2p orbitali vardır. N tane 1s orbitalinin etkileşmesinden N 2 tane bağ ve N 2 tane karşı bağ molekül orbitali oluşur. 3N tane 2p orbitalinin etkileşmesinden oluşan bağ molekül orbitali sayısı 3N 2 ve karşı bağ molekül orbital sayısı 3N 2 dir. Atomların aynı alt kabuktaki orbitallerinin örtüşmesinden oluşan molekül orbitali sayısı çok fazla olduğundan, molekül orbitallerinin enerjileri birbirine oldukça yakındır. Bu nedenle, bu orbitaller topluluğu bir band olarak göz önüne alınır. Li2 molekülü gaz fazında kararlıdır ve bağ 2s atomik orbitallerinin girişimi ile oluşur. Ayrıca değerlik tabakasında üç tane 2p orbitali vardır. Bu boş orbitallerin varlığı, metalik özellikler için çok önemlidir. N, O, F, Ne ve 15

uyarılmış C atomları değerlik tabakalarında boş atomik orbital taşımadığından ametalik özellik göstermektedir. Molekül orbitali oluşumuna katılan atomik orbitallerin sayısı arttıkça oluşan molekül orbitallerinin enerji düzeyleri arasındaki fark azalmaktadır. Özelikle bağ ve karşı bağ molekül orbitalleri arasında yer alan bağ yapmayan molekül orbitallerin varlığı, bu iki grup orbital arasındaki enerji aralığını düşürmektedir. Çok sayıda atom söz konusu olduğundan molekül orbitalleri arasındaki enerji düzeyleri birbirine o kadar yaklaşır ki hemen hemen bir süreklilik söz konusu olur. Çok sayıda aynı tür atomik orbitalin girişimi ile oluşan, birbirine oldukça yakın çok sayıda enerji düzeyi içeren bu topluluğa enerji bandı adı verilir (Şekil 10, Şekil 11 ve Şekil 12). s orbitallerinden türetilen band s bandı, p orbitallerinden türetilen band p bandı olarak adlandırılır. Aynı değerlik tabakasında bulunan p orbitalleri, s orbitallerinden daha yüksek enerjili olduğundan bunların verdiği s ve p bandları arasında da bir enerji boşluğu bulunmaktadır. Band genişliği, bandın oluşturduğu orbitalin hacmine bağlıdır (Şekil 12). Çekirdekten uzaklaştıkça orbitallerin hacmi büyüdüğünden, daha geniş bandlar oluşur. Bu nedenle 2s bandı 1s bandından daha geniştir. Ardışık iki band arasındaki aralığa band aralığı denir. Periyodik çizelgede bir periyotta doğru ns ve np alt kabuklarının enerjileri arasındaki fark büyüdüğünden ns ve np band aralığı artmaktadır. Bir grupta doğru hem ns ve np alt kabuklarının enerjileri arasındaki farkın küçülmesi hem de bandların giderek genişlemesi nedeni ile band aralığı küçülmektedir. Metallerde ns ve np alt kabukları arasındaki arasındaki enerji farkının küçük ve bandların geniş olması, bu bandların örtüşmesine neden olmaktadır (Şekil 11). lektron içeren düşük enerjili banda değerlik bandı, diğerine iletkenlik bandı denir. Be da olduğu gibi (Şekil 11), band oluşumu sırasında atomik orbitallerin girişimi çok şiddetli ise s ve p bantları oldukça genişler ve 2s bandının üst kısmı 2p bandının alt kısmı ile çakışır. Bu çakışma sonucu, 2p bandının bir kısmı dolu, 2s bandının bir kısmı boş kalır. Benzer band yapısı IIB grubu metalleri Zn, Cd ve Hg için de geçerlidir. Band teorisine göre, metallerin değerlik bandı ile iletkenlik bandının örtüşmesinden oluşan bileşik band kısmen dolu olduğundan, elektronlar serbestçe hareket edebilmektedir (Şekil 10). lektronların serbestçe hareketi nedeni ile metaller iletken özellik göstermektedir. lektronlar kristal içinde serbestçe hareket ederek enerji aktarımını sağladıkları için metallerin ısı iletkenlikleri de yüksektir. Bir metal parçası bir ucundan ısıtılırsa, bu kısımdaki elektronlar enerji (k=3 2kT) kazanarak boş molekül orbitali düzeylerine geçer. lektronların metalin diğer bölgelerine hareketi sonucu bu bölgeler ısınır. Benzer şekilde elektrik iletimi bir elektronunu küçük bir miktar enerji kazanarak boş bir enerji seviyesine geçmesinden kaynaklanır. lektrik alanı yokken elektronlar tüm yönlere doğru hareket etmektedir. Pozitif ve negatif elektrotlar metalin iki ucuna yerleştirildiği zaman, elektronlar (+) uca doğru daha kolay hareket edecek ve dolayısı ile 16

elektrik akımı metal içinde iletilecektir. lektronlar kristal içinde bir bölgeden diğer bir bölgeye akarken atomlar ile çarpışarak saçılmaktadır. Böyle çarpışmalar iletkenliğin azalmasına neden olmaktadır. Sıcaklığın yükselmesi ile atomların titreşimi artmakta ve titreşimi artan atomlar serbest elektronlar ile daha sık çarpışmaktadır. Bunun sonucu olarak, sıcaklığın yükselmesi ile metallerin iletkenliği azalmaktadır. Metallerin en belirgin özelliklerinden birisi, yüksek iletkenliğe sahip olmaları ve artan sıcaklık ile iletkenliklerinin azalmasıdır. Daha önce de belirtildiği gibi periyodik çizelgede metalik karakter doğru gidildikçe azalmakta ve inildikçe artmaktadır. Örtüşük bandın doluluk oranı doğru gidildikçe artmaktadır. Bu durum, elektron hareketini kısıtladığından iletkenliği azaltmaktadır. Örneğin Na, Mg ve Al kristallerinde doluluk oranı sırası ile 1 8, 2 8 ve 3 8 dir. Bu elementlerin iletkenlik (metalik) sıralaması Al < Mg < Na şeklindedir. Bir grupta doğru gidildikçe örtüşük bandın doluluk oranı sabittir. Fakat band genişlemektedir. Daha geniş bir band içinde elektronların hareketi daha kolaylaştığından iletkenlik artmaktadır. Metallerin karakteristik özelliklerinden biri olan yüzeylerinin parlaklığı, band kuramı ile başarılı bir şekilde açıklanmaktadır. Maxwell-Boltzmann yasasına göre, elektronların çoğu bandın içindeki düşük enerjili molekül orbitallerinin içinde bulunmaktadır. Yüksek enerjili düzeyler genellikle boştur. Düzeyler arasındaki enerji farkının küçük olması nedeni ile oda sıcaklığında üst enerji düzeylerine çıkan elektronlar tekrar düşük enerji düzeylerine geçerken ışıma yayımlanmaktadır. Bu ışımanın bir sonucu olarak metal yüzeyleri parlak görünmektedir. Şekil 10. Li nin molekül orbital enerji diyagramı 17

2p Boş band 2s Dolu band 1s Dolu band Be(k) Be 2 Be 3 [Be(k)] n Şekil 11. Be nin molekül orbital enerji diyagramı 18

3p İletkenlik bandı 3s Değerlik bandı 2p 2s 3p 3s 3p bandı iletkenlik bandı) 3s bandı (değerlik bandı) 2p 2p bandı 1s 2s 2s bandı Na(k) Na 2 Na 3 [Na(k)] n 1s 1s bandı Şekil 12. Na nın molekül orbital enerji diyagramı 19

T=OK de elektronların içinde bulunduğu en yüksek enerjili düzey Fermi düzeyi olarak adlandırılmaktadır (Şekil 13). Fermi düzeyine yakın olan elektronlar, yüksek derecede hareketliliğe sahiptir. Bu hareketli elektronlar, çok az bir enerji ile boş enerji düzeylerine geçerek metalin ısı ve elektrik iletkenliğini sağlamaktadır. 2s Fermi düzeyi (Li) Şekil 13. Li için fermi düzeyi İLTKNLR, YARI İLTKNLR V YALITKANLAR İletkenlerde (metallerde), değerlik bandı kısmen doludur ya da değerlik bandı ile iletkenlik bandı çakışmaktadır. Yani dolu ve boş molekül orbitalleri arasında önemli bir enerji aralığı yoktur ve elektron geçişi kolaylıkla gerçekleşebilmektedir (Şekil 14). Yalıtkanlarda (ametallerde), değerlik bandı doludur ve bu yüzden band içinde elektron geçişi mümkün değildir. Ayrıca değerlik bandı ile iletkenlik bandı arasında önemli bir enerji aralığı vardır. Bu nedenle elektronlar, serbest olarak hareket edebilecekleri bu boş banda geçemez (Şekil 14). Gerçek yarı iletkenler, yalıtkanlara benzemekle birlikte tam dolu değerlik tabakası ile boş iletkenlik bandı arasındaki enerji aralığı, az sayıda elektronun değerlik bandından boş iletkenlik bandına geçmesini sağlayacak derecede düşüktür (Şekil 14). Sıcaklığın yükseltilmesi ile iletkenlik bandına geçen elektronların sayısı artar ve iletkenlik bandındaki bu elektronlar ile değerlik bandında geriye kalan eşleşmemiş elektronlar yarı iletkenlerin iletkenliğini sağlar. Örneğin Ge ve Si için oda sıcaklığında ancak birkaç elektron, atomların termik titreşimlerinden enerji kazanarak iletkenlik bandına geçebilir. ğer bu kristaller bir elektrik devresine bağlanırsa, termik yolla uyarılmış bu elektronlar küçük miktarlarda akım taşır ve Si ve Ge kristallerini bir miktar iletken yapar. Bu özellik gerçek yarı iletkenlik olarak tanımlanır. Bu tip yarı iletkenlerde bazı bağlar kırılarak değerlik elektronları hareket eder ve elektriği iletir. Sıcaklık arttırıldığında çok sayıda elektron değerlik bandından iletkenlik bandına 20

uyarılmış olur. Belli bir kritik sıcaklık üzerinde bu durum kristalin parçalanmasına neden olur. Bu nedenle gerçek yarı iletkenler belli bir sıcaklık altında kullanılmalıdır. (İletken) (İletken) Boş (İletkenlik bandı) Boş (İletkenlik bandı) Küçük enerji boşluğu < 2.5 ev Aşı bandı Dolu (Değerlik bandı) Dolu (Değerlik bandı) (Gerçek yarıiletken) (Aşılı yarıiletken) Boş (İletkenlik bandı) Büyük enerji boşluğu > 2.5 ev Dolu (Değerlik bandı) (Yalıtkan) Şekil 14. İletkenlerde, yarı iletkenlerde ve yalıtkanlarda bandlar 21

Çok yüksek basınçlar uygulanarak bandlar arasındaki enerji aralığı küçültülerek yalıtkan bir madde iletken hale dönüştürebilir. Çekirdekler birbirine yaklaşır ve bandlar genişler. Sıcaklık değiştirilmeden bir yarı iletkenin iletkenliği, değerlik bandı ile iletkenlik bandı arasında elektron geçişini kolaylaştırmak için başka bir bandın (aşı bandının) konulması ile arttırılabilir. Bu şekilde aşılı yarı iletkenler (safsızlık yarı iletkenleri) elde edilir. Bu tür yarı iletkenler n- ve p-tipi olmak üzere iki çeşittir (Şekil 15). klenen aşı bandı, değerlik bandından saafsızlık bandınan veya safsızlık bandından iletkenlik bandına elektronların geçişinde köprü görevi yapar. P ve As gibi VA grubu elementleri, n-tipi yarı iletkenler için aşı elementi olarak kullanılırken, B, Al, Ga ve In gibi IIIA grubu elementleri p-tipi aşı elementi olarak kullanılır. IVA grubu elementlerinden Ge, yarı iletkendir. Ge nin içine çok az miktarda IIIA grubu elementlerinden Ga katıldığında, enerji aralığına boş bir band konulmuş olur. klenen Ga atomları çok az sayıda olduğundan kristal içinde birbirlerinden çok uzakta bulunacak ve bunların elektronları lokalize olarak dar bir band oluşturacaktır. Ga nın 3 değerlik elektronu olduğu için bu dar band tam dolu değildir. Ga nın dar bandının enerjisi, Ge nin dolu bandının biraz üstündedir. Ge nin dolu bandından Ga nın boş bandına elektron geçer ve geride elektron noksanlığı veya pozitif boşluk oluşur. Bu nedenle bu tip yarı iletkenlere, p-tipi veya pozitif yarı iletkenler denir. Ge ye VA grubu elementlerinden As katıldığında, enerji aralığına bu kez dolu bir band konulmuş olur. As bandının enerjisi Ge nin boş bandının biraz altındadır. As nin dolu bandından Ge nin boş bandına elektron geçerek kısmen dolu bir band oluşur ve iletkenlik sağlanır. Dışardan dolu band eklemek sureti ile elde edilen yarı iletkenlere n-tipi veya negatif yarı iletkenler denir. İster p-tipi isterse n-tipi yarı iletkenler olsun aşı bandı ile diğer bandlar arasındaki elektron geçişi termik yolla yani yüksek sıcaklıklarda olmaktadır. Şekil 15. n- ve p-tipi yarı iletkenlerde bandlar Boş (İletkenlik bandı) x x x Boş (İletkenlik bandı) x x x Aşı bandı Aşı bandı Dolu (Değerlik bandı) Dolu (Değerlik bandı) (p-tipi yarıiletken) (n-tipi yarıiletken) 22

Alternatif akımı doğru akıma p-n bağlantısı ile çevrilebilir. n-tipi yarı iletkenden p-tipi yarı iletkene elektron akışı olur (Şekil 16). Bu tür sisteme diod denir. n- ve p-tipi yarı iletkenlerden oluşturulan tabakalar, yalıtkan ile birlikte elektronik endüstrisinin temeli olan entegre devrelerin üretiminde kullanılır. Tabakalar arasındaki bağlantıya kontrollü voltaj uygulanarak istenen akım entegre devreden geçirilebilir. p n p n + I > 0 Akım geçer + I = 0 Akım geçmez Şekil 16. Diodların çalışma prensibi İki ayrı p-tipi yarı iletken blok arasına n-tipi yarı iletkenden kesilmiş başka bir yarı iletken levhanın yerleştirilmesi ile hazırlanan sisteme transistör (voltaj yükseltici) denir. Transistörlerde küçük bir potansiyel fark, büyük bir potansiyel farka dönüştürülür. ÜSTÜN İLTKNLR lektriği hemen hemen hiç direnç göstermeden ileten maddelere üstün iletkenler denir. Diğer bir deyişle, bir üstün iletkenin elektrik direnci sıfır veya sıfıra çok yakındır. Bu yüzden elektrik akımı enerji kaybı olmaksızın taşınır ve teorik olarak akım sınırsız iletilir. Metallerin normal sıcaklıklardaki yüksek elektrik iletkenliği, sıcaklığın düşürülmesi ile daha da artmaktadır. 1919 yılında Kammerling Onnes, sıvı He da Hg yi incelerken üstün iletkenliği keşfetmiştir. Onner, Hg ve Pb gibi metallerin mutlak 0 a yakın sıcaklıklarda üstün iletken olduğunu bulmuştur. Maddelerin elektrik direncinin ani olarak düştüğü ve üstün iletimin görüldüğü bir kritik sıcaklık Tk vardır. Kritik sıcaklığın üzerine çıkıldığında, atomların artan termal hareketi küçük olan elektronlar arası çekim kuvvetine üstün gelmekte ve üstün iletkenlik son bulmaktadır. Bazı metaller sıvı He sıcaklığına yakın sıcaklıklarda (çoğunlukla 10 K in altında) üstün iletken hale geçmektedir. Kimyacıların en çok kullandıkları üstün iletkenlerden biri, NMR cihazlarında kullanılan ve çok büyük magnetik alan oluşturan üstün iletken mıknatıslardır. n yaygın olarak kullanılan üstün 23

iletkenler, Nb alaşımlarıdır. Özellikle Nb-Ti alaşımları kolay işlenebilme özelliğinden dolayı yaygın olarak kullanılmaktadır. Nb3Sn, Nb3Ge, Nb3Al, V3Si gibi alaşımların 20 K de üstün iletken olduğu bulunmuş ve bu alaşımlar, güçlü elekromıknatıslar için tel yapımında kullanılmıştır. Düşük sıcaklık üstün iletkenleri, çok pahalı olan sıvı He sıcaklığında üstün iletkenlik gösterdiğinden yaygın olarak kullanılamamıştır. Metalik olmayan ilk üstün iletken, 1964 yılında bulunan perovskit kristal yapısındaki bir bileşiktir. Ancak bu bileşik alaşım olmaması ve Tk değerinin 0.01 K olması nedeni ile uygulama alanı bulamamıştır. 1968 yılındada Bednorz ve Müller in Tk değeri 35 K (- 238 C) olan üstün iletken oksit bileşikler [La(2-x)BaxCuO(4-y) (x=0.15-0.20)] elde etmesi kendilerine Nobel Fizik Ödülü nü kazandırmıştır. Wu, Chu ve arkadaşları, 1987 yılında perovskit YBa2Cu3O7-x (Y=Sm, u, Nd, Dy ve Yb gibi lantanitler) bileşiklerinin 93 K de üstün iletken olduğunu bulmuştur. 1988 yılında lantanitlerin yerine Bi ve Tl nin kullanıldığı Bi2Sr2Ca(n- 1)CunO2n+4 ve Tl2Ba2Ca(n-1)CunO(2n+4) (n=1,2,3,4) seramiklerinin Tk değeri sırası ile 110K (-163 C) ve 122K (-151 C) olarak belirlenmiştir. Later, Meissner ve Ochsenfeld, üstün iletkenlerin manyetik alanın geçmesine izin vermediğini bulmuştur. Meissner etkisi olarak adlandırılan bu etki ise havada yükselmeyi arttırmaktadır. Bu durum daimi bir mıknatıs ile bir üstün iletken arasındaki karşılıklı itme sonucu ortaya çıkmaktadır. Üstün iletkenler, eşleşmemiş elektron çiftlerinden kaynaklanan manyetik alanları itmektedir. Bu nedenle üstün iletkenler diamagnetiktir. Üstün iletkenlerin önemi: 1) Alternatif akımın üstün iletkenlerden yapılmış dirençsiz kablolar kullanılarak düşük kayıplar ile taşınması mümkündür. 2) Bilgisayarların küçültülmesindeki en büyük sıkıntı, kabloların ısınması ve istenmeyen bu ısının nasıl uzaklaştırılacağıdır. Üstün iletkenlerin ısınmamasından dolayı kabloların üstün iletken malzemelerden yapılması ile ısı problemi ortadan kaldırılacaktır. 3) Güçlü elektromıknatıslar, üstün iletken sarımlar kullanarak hazırlanmaktadır. Bunu daha yüksek sıcaklıklarda yapmak daha kolay olacaktır. 4) Manyetik alan üzerinde yüzerek havada hareket eden üstün iletken Maglev trenlerinin kullanımı, yüksek sıcaklık üstün iletkenlerinin keşfi ile yaygınlaşacaktır. Metal alaşım ve seramiklerde üsütn iletkenliğin nasıl oluştuğuna dair tam bir açıklama yoktur ancak, üstün iletkenliğin Cooper çifti olarak bilinen iki elektronun aynı anda ve birlikte kristal içindeki serbest hareketinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Üstün iletkenliğin keşfinden 40 yıl 24

sonra Bardeen, Cooper ve Schriefer tarafından üstün iletkenliği açıklamak için öne sürülen teoriye göre iki elektron ters spinli olduğu sürece birbirini itmesine rağmen Cooper çifti ile adlandırılan bir çift olarak hareket etmektedir. Cooper çiftinin oluşmasında örgü içindeki atomların titreşimi yardım etmektedir. Bir elektronun örgü boşluğundan geçerken kendisine en yakın (+) yüklü iyonları kendisine doğru çekmesi, o bölgede (+) yük yoğunluğunun artmasına neden olmaktadır. (+) yüklü iyon denge konumuna varma şansını elde etmeden, o civardan geçen başka bir elektron (Cooper çiftinin ikinci elektronu) (+) yüklü bölgeye doğru çekilmektedir. İki elektron arasındaki çekim kuvveti küçük olduğundan elektronlar sıkça eş değiştirebilmekte ve bu durum, spor seyircilerinin oluşturduğu Meksika dalgasına benzer şekilde kristal boyunca devam etmektedir. 25