Yayınevi sertifika no: 14452 Yayın no: 315 ALLAH ve SEN Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: DY.Dizayn Kapak: Durmuş Yalman İsbn: 978 975 261 348 5 1. Baskı: Nisan, 2016 Copyright Zafer Yayınları, 2016 Bu eserin tüm yayın hakları, 14452 sertifika numaralı, ZAFER BASIN YAYIN TURİZM VE BİLG.ÜRÜN SAN.TİC.LTD.ŞTİ. ye aittir. Eserde yer alan metin ve resimlerin ZAFER BASIN YAYIN TURİZM VE BİLG.ÜRÜN SAN.TİC.LTD.ŞTİ. nin önceden yazılı izni olmaksızın, elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılması, yayınlanması ve depolanması yasaktır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun (FSEK)in, 21,22, ve 23. maddelerine göre bu eserin işleme,çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı ZAFER BASIN YAYIN TURİZM VE BİLG.ÜRÜN SAN.TİC.LTD.ŞTİ. tarafından, yazılı bir izinle 19891 sertifika numaralı Erkam Yayın Sanayi ve Ticaret A.Ş ye verilmiştir. SEN Allah ım sensizlere seni ver SERİNİN 5. KİTABI Zafer Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Talatpaşa mah. Terasevler Sitesi No:1-A Kağıthane /İstanbul Tel: (0 212) 446 21 00 Faks: (0 212) 446 01 39 www.zafer.com / zafer@zafer.com twitter.com/zaferyayinlari - facebook.com/zaferyayinlari Baskı-cilt: Erkam Yayın Sanayi ve Ticaret A.Ş. İkitelli O.S.B. Mahallesi Atatürk Bulvarı Haseyad 1. Kısım No: 60/3-C Başakşehir - İstanbul Tel: (0212) 671 07 00 MATBAA SERTİFİKA NO: 19891
Allah ve Sen için... Bu kitabımıza ilham kaynağı olan Dr. Sadık Canlı ya teşekkür ederiz. Emeği geçen tüm dostlarımıza da şükranlarımızı arz ederiz. Samimi destek ve dularınızı unutmayacağız. Bize şevk verdiniz. Rabbim hepinizden razı olsun. Sevgili okuyucularımıza da deriz ki: Allah ve Sen kitabı kalbinize emanettir. Selim GÜNDÜZALP Mart 2016, Adapazarı
İÇİNDEKİLER Önsöz...13 Giriş Unutma seni seveni...17 Al gider benden benliği / Doldur içime senliği...25 Allah ım sensizlere seni ver...29 I. Allah ve Sen Ey insan kimsin sen?...35 Ahsen üzere yaratılan sen, ah, sen!...45
Yalnız değilsin, Allah var...54 Rabbim, yandı kalbim...62 Çamurla elmas arasında insan...71 II. Ümit ve Dua Ümidim Sendedir, ümidim Sendendir...81 Rabbimizin nimetleri saymakla bitmez...91 İnsan sevdiği şeyi çok söyler...101 Hayatın anlamını kaybetmenin acısı, her acının üstündedir...109 Her şey bir işaret...116 Yiğit düştüğü yerden kalkar...123 III. Bana Seni Gerek Seni IV. Canım Kurban Olsun Senin Yoluna (asm) Sen geldin, bahar geldi...177 Şam dan gelen adam...183 Ya Rasulallah...191 Siz olsaydınız ne yapardınız?...199 Güneş en güzel orada doğdu...203 V. Ölüm Son Değildir Her insanın ölümü kendi kıyametidir...211 Kaç nefes kaldı ömürden geriye...220 Kabre vardığım gece...227 Ölmeden evvel beni uyandır...235 Ölenlere değil, ölüme bakın...242 Allah ın adını anmakla var olduğunu anlar insan...135 Hayatı insanca yaşamak...144 İnsanın hayatı, kalbinin hayatıdır...152 Alıştığımız bir şey mi yaşamak...160 Kalbin huzuru Seninledir...168 VI. Öykülerin Penceresinden Gülün aşkı...251
Sahildeki adam...256 Terzinin sırrı...263 Olanı biteni ibretle seyreden adam...271 Parasız hayat olmaz mı?...278 Gece vakti bir ses...375 Çocuk Bir Tohumdur; Anne Kalbinde Büyür...384 Hastane kapısı...392 Unutturma bana Seni...399 Kaynaklar...430 VII. Gözümle ve Gönlümle Tanıdıklarım Anneler sabreder...285 Baharla gelen adam...294 Hayatımıza hayat katanlar...302 Zübeyir Gündüzalp Ağabey...309 Bir yaprak daha düştü...318 VIII. Düşünmek Farzdır Hiçbir sevinç diğerine benzemez...329 Yolculuk...338 Kuyulardan seslenen Yusuflar var...345 Şükür nimeti büyütür...354 Göğe doğru açılan eller...359 Sevincimize ortaktır sabahlar...366
Önsöz ŞU HAYAT, GÖRDÜĞÜN ve yaşadığın her şey, senin Allah ı bulman için Farkında mısın? Sen yaratıldığında, Allah ve sen arasında ebedî bir bağ da kuruldu. Bütün ömrünce yapacağın en değerli, en kalıcı iş, bu bağı güçlendirmek olacak Sen bir adım attığında, Rabbin rahmetiyle sana doğru on adım atacak; sen bir dilediğinde Rabbin cömertliğiyle on mislini verecek Sen, Allah ı andığında, Rabbin de seni daha güzel bir şekilde anacak. Sen bu yolda ne yaparsan, karşılığını kat kat alacaksın Zaten öyle değil mi? Sen seni bilmezken, seni sen yapan Allah (cc), sana olan rahmet ve keremini böyle gösterdi 13
ALLAH ve SEN ALLAH ve SEN Yokluktan kurtardı, varlık nimetine erdirdi Seni, taş, ağaç ya da hayvan değil de insan yaptı. İnsanlar içinde de Müslüman yaptı. Miden için rızık yarattığı gibi, kalbin için de hidayet rızkını Peygamber sofrasından verdi. Karmakarışık yollar içinde yolunu gösterdi. Sen acıktın, Rabbin rızkını verdi. Sen hasta oldun, Rabbin şifa verdi. Sen istedin, Rabbin senin için en güzel olanını verdi. Dünyayı senin için inşa etti; seni kendine muhatap seçti. Senin zorla iman etmeni değil, kendi iraden ve arzunla Ona yönelmeni istedi Bunun için senin önünde iki yol açtı Yolun bundan sonraki kısmında ise, o sonsuz rahmetin senin hakkında nasıl tecelli edeceğine sen karar vereceksin. Sana ebedî bir hayat verdi Rabbin. Fakat o ebedî hayatı nerede, nasıl yaşayacağını senin hayatın tayin edecek Elindeki Allah ve Sen kitabı, Rabbinle arandaki ebedî bağa, sonsuz muhabbete dikkatini çekmek için yazıldı. Bu muhabbet Rabbin tarafından senin kalbine konuldu. Sen severken bu sermayenden kullanıyorsun. Allah için sev ki, Allah da kalbine bereket versin, sevgin güneş gibi her şeyi kuşatsın. Sakın o sermayeni benliğine, bencilliğine kurban etme. Böyle yaparsan o sonsuz muhabbet, bakmışsın ki, benliğinin karanlığında sönüp gitmiş; o kâinatı kuşatacak, sonsuz Rahmete muhatap olacak muhabbetin hiçe inmiş Bu kitap Allah için sevmeyi, Allah için yaşamayı sevdirmek için yazıldı. Allah, seni dünyada yarattı ama dünya için yaratmadı; kendisine muhatap olasın diye yarattı. Bu kitabı okuduğunda, Allah ın seni ne kadar sevdiğini hissedersen ve şükür secdelerine kapanırsan, bu satırlar asıl anlamını işte o zaman bulacak. Allah ve Sen, sen Allah ı bulduğunda, senin dünyanda yazılmış olacak Suat Ünsal 14 15
-giriş- Unutma seni seveni O seni senden daha ziyade düşünür. Bediüzzaman AKIL VERDİN Seni bileyim diye. Kalp verdin Seni seveyim diye. Hiç bir canlıya vermediğin harika bir göz verdin. Senin eserlerini göreyim ve görmeyenlere de göstereyim diye. Kulak verdin Senin yarattıkların, Seni nasıl zikrediyor, duyayım diye. Aklımın yolunu, yönünü aydınlattın. Kur ân ile nurlandırdın. Seni tanıyayım, Seni bulayım diye. Dil verdin, her bir nimetini onunla tadayım ve Seni bileyim. Seni tanıyayım, Seni anayım diye. Dünya yoktu bir zamanlar. 17
ALLAH ve SEN ALLAH ve SEN Kâinat da yoktu. Hiç bir şey, hiç bir canlı da yoktu. Hatta ondan önce diye bir şey de yoktu; çünkü zaman da yaratılmamıştı henüz. Zamansız ve mekânsız bir tek O vardı. Bir Ol! emri erişti Ondan. Kâinat ortaya çıktı, var edildi yoktan. Bir müthiş patlamayla var oldu zaman ve mekân. Kimse bilmiyor nasıl oldu? Çünkü o yaratılış ânını, Ondan başka hiç kimse görmedi. Yaratandan başka hiç kimse şahit olmadı. Bir Ol! emriyle her şey oluverdi. Ol emrine bütün kâinatın verdiği cevap, hâlâ göklerde yankılanıyor. O gün bugündür, uzayın her tarafında dehşetli patlamaların kalıntıları dolaşıyor. Gökler, biz bir emirle var olduk diye haykırıyor. İnansın inanmasın, herkes bu sesi beraber işitiyor. Hayat yoktu; var edildi. Hayat, Ondan, Yaratan dan. Hayy olan Allah tan geldi. Zaman yoktu bir zamanlar. Yaratan var etti. Başlangıcı varsa zamanın, elbette onu bir başlatan var. Kâinat yoktu bir zamanlar. Başlangıcı varsa kâinatın, elbette onu bir yaratan var. Ondan öncesi yoktur; yalnız O vardır. Mekândan münezzeh, zamandan münezzeh, ezelî ve ebedî bir tek yaratıcı olan Allah vardır. Olacak her şey, olmuşla beraberdir, birdir Onun için. Onun için zaman yoktur, mekân yoktur, geçmişin ve geleceğin farkı yoktur. Dünya ve âhiretin öncelik ve sonralığı yoktur Onun için. Çünkü O zamana mahkûm değildir, zaman Ona mahkûmdur. Her şey gibi zaman da Onun emriyle var oldu. Onun emriyle var olanlar, hep hikmetli ve düzenli varlıklardır. Zaman da öyle Bir büyük nehir gibi, gelip geçeceği her yer bellidir zamanın ve zamanın içerisinde yaratılanların her ayrıntısı hikmetle düzenlenmiştir. Hikmetin olduğu yerde güzellik vardır. Güzelliği görecek gözler de daha sonra gelecektir. Her ayrıntı hesap edilmiştir. Çünkü kader vardır ve o kaderin sahibi vardır. Kader, Onun ilminin sadece bir nev idir. Kader ne geçmişte ne de gelecektedir. Her şeye ezelden bakmaktadır? Kâinattan dünyaya, dünyadan içindekilere kadar, bir ağacın başındaki yaprağa kadar, bir insanın başındaki saça kadar her şey tek tek sayılıdır bu kâinatta, tek tek yerli yerine konur. Önce atom çekirdeklerindeki parçacıklar sayılır, sonra moleküllerde atomlar. Bir molekül zincirinde hangi atomun yer alacağı, kesin bir takdirle belirlenmiştir. En küçük bir tesadüfün izi dahi görülmez. Canlıların vücutlarındaki hücreler de öyledir. Hepsi tek tek sayılıdır ve sayıları bilinir. 18 19
ALLAH ve SEN ALLAH ve SEN Bir yaprak ancak yaprak kadar büyür. Alması gereken şekil ne ise onu alır. Mandalina portakal olmaz, kavun kabak olmaz. İki ayak yeter insana, kırkayak olmaz. İki el kâfidir insana, ahtapotun kolları gibi dallanıp budaklanmaz ellerimiz. Her şeye ne gerekliyse o verilmiştir. Her şeydeki her şey, tek tek sayılmıştır, hesap edilmiştir. Çorbamıza ektiğimiz tuzun, hangi tanelerinin, tabağın neresine düşeceği de bellidir. Sabah işe giderken atacağımız adımlar, gün boyunca gözümüzü kaç kez kırpacağımız da sayılıdır. Yüzümüzde, ellerimizde, ağacın gövdesinde, yedi kat göklerde, toprağın derinliklerinde, bütün gezegenlerde, ne varsa her şey. Dağlarda, denizlerde, ağaçlarda girintiler çıkıntılar da rastgele değildir. Her şeyde bir orantı, bir simetri hâkimdir. Her şeyin her şeyinde ince bir hesap hâkimdir. Bir çiçeğin yüzüne bakın, nasıl yüzünüze baktığını ve gülümsediğini göreceksiniz. O güzel yüzlerde, yüzünüze gülümseyen bir neşeyi sezeceksiniz. Bir çiçek, çiçek kadar büyür. Elimiz, burnumuz, kulağımız ona keza. Her şey ama her şey bizi hayrete düşürmeye adaydır bu dünyada. Sadece bir kar tanesi bile neler anlatır bize neler. Aman Allah ım o ne güzellik, o inişindeki hesap, o zarafet, o incelik. Kalbimiz müthiş bir sevince, heyecana tutulur. Nerede kör tesadüf, nerede sağır tabiat? Nerede sonsuz ilim ve kudret isteyen bu ince işler? Bilmek, tanımak isteyene Seni. Her bir kar tanesi anlatır Seni. Semadan gönderdiğin misafirleri hayretle seyrediyoruz. Subhanallah, Maaşallah diyoruz. Her bir çocuğun dilindeki sevinç nağmesi de bundan başka bir şey değil zaten. Balya balya değil, tane tane indirilir. Bu hediyeyi bize; Senden başka Rabbim, kim gönderebilir? Birbirine değmeden, üst üste bindirmeden. Ağır ağır indirilir. İndirilişindeki o muhteşem sanatı, gönderilişindeki o harika hikmeti dikkatle izleyelim ve ağır çekimde seyredelim diye. Her yer beyaz mektuplarınla dolu. Okumasını bilmeyen çocuklar bile, kar ve çiçek mektuplarını okuyorlar. Sana yüzlerindeki tebessümle, sevinçle ve neşeli seslerle teşekkürlerini arz ediyorlar Rabbim. Bizleri ne kadar çok sevdiğini gösteriyorsun her an, her yerde, her mevsim. Kalplerden muhabbetler yükseliyor. Kalbimiz de diyor ki: 20 21