Bilim ve Gerçek Bilgiler. Geçmişte Gözümde Büyüttüğüm Bâzı Kimseler Meğer Ne Cüce İnsanlarmış



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED

HADDİNİ BİLMEMEK YA DA İSTİDRAC

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın?

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR!

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

Batı Toplumuna İlk Kez Rakip Çıkardık

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki

Yaz l Bas n n Gelece i

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

tellidetay.wordpress.com

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı

20. IBF KONGRESİ Açılışı. 10 Kasım Perşembe, İstanbul. Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Sn. Sheikh Ahmed bin Jassim Al Thani


TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

KİTABIN TANITIM YAZISI Cuma, 12 Ekim :57

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos :42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos :20

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum.

ESKİ SEVGİLİNİZİ GERİ KAZANMAK MI İSTİYORSUNUZ? TERKEDİLDİNİZ VE MUTSUZ MUSUNUZ?

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

Sevgili dostum, Can dostum,

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Lütfi ŞAHİN /

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

"Down Şefler Türkiye Projesi"

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ÜN YILI TÜBİTAK BİLİM, HİZMET, TEŞVİK ÖDÜLLERİ ve TÜBİTAK ÖZEL ÖDÜLÜ TÖRENİ KONUŞMA METNİ 23 ARALIK 2008

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

ARALIK 2013 SAYI 2 12/17/2013 1


Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

23 Mart Dünya Meteoroloji Günü Kutlandı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

İletişim, hem güçlerimizin farkında olmak, hem de zayıflıklarımızın üstesinden gelmek demektir.

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Aslında bugün İbrahim in Mihrac Ural ın kıçındaki ihanet kılıçları yazısının ikinci bölümü sitede yer alacaktı, ama ne yapayım!

(1) BÜYÜK PEYGAMBER (S.A.A) KONULU, BÜYÜK YARIŞMA

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz


Herkese Bangkok tan merhabalar,

İCAT NEDİR? İnsanların gereksinimlerini karşılamak için ortaya koydukları tüm yeni gelişimler icattır.

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

Transkript:

07.04.2013 GENÇLİK YILLARI, CÜCELER VE ŞİMDİ Bilim ve Gerçek Bilgiler Geçmişte Gözümde Büyüttüğüm Bâzı Kimseler Meğer Ne Cüce İnsanlarmış Yaklaşık 1000 Yıl Önce Doğu Anadolu da Cizre Kasabası nda Doğan, Günümüzde Dünyâ Tarafından Saat, Otomatik Makine ve Robot Kavramları nın Babası, Sibernetik Bilimi nin En Büyük Dâhisi Sayılan Ünlü Bilim İnsanımız İsmâil Ebul İz Bin Rezzaz El Cezerî nin Duâsı Gönül gözüm açıldı Harap buldum her yeri Muhalefet yapmak için Şeytana aldanma!.. Câhillerle tartışırken, Âlimler bile cehâlete kapılır. Goethe Giriş Gençlik yıllarımda okumuş yüksek memurları ya da bilim adamlarını veyâ profesörleri birer üstün kişi ve bilgilerinin de ulaşılamaz bir üstünlük sağladığını zannediyordum. Bu yüzden de onları çok yükseklerde, kendimi ise dâimâ onların gölgelerine bile giremeyen bir pozisyonda zannediyordum. Meselâ, bu yüzden resmîgeçit törenlerinde vâlinin ve yüksek dereceli memurların bulunduğu yere yakın olmaya can atardık. Meğer o zamanlar değerlendirmelerimiz de kendimiz gibi çocukcaymış... Yaş ve tecrübe ilerledikçe, iş değişiyor. Şimdiki değerlendirmelerimde ise, birinci plânda Kültürel ve fikrî sağlamlık, tavır, istikâmet, değer yargıları, insanlık, dürüstlük, insan sevgisi ve yaratılmışlara merhâmet ve meydana getirilen iş ve beceri öne geçiyor. Küçükken Gözüme Büyük Görünenler Küçükken gözüme büyük görünenlerin önemli bir kısmı, meğer ne kadar câhil ve cücelermiş... Ne zaman ki, üniversite, asistanlık, doçentlik ve profesörlük gibi, merhâleler bir birini tâkip etmeye ve her merhâleye ilişkin, fen ve teknolojiye âit teori ve pratik gibi, bilgilere ve Milletimiz in Kültürel eşsizliğine olan âşinalığım artmaya başladı, o zaman gençlik yıllarındaki görüşlerimin o kadar da büyütülecek bir şey olmadığını anladım. Hattâ aynı merhâleler esnâsında, her ne kadar dinî bir tahsilim olmasa da, özel (hobby) olarak o konulara yıllarca elimden geldiği kadar duyduğum ilgiden dolayı, şimdi, kendimi

2 dinî konularda mâlûmatlı kıldığımı zannediyorum. Ayrıca Kültürümüz ün temellerine ilişkin bilgilerimin artması oranında, gençlik yıllarında gözümde büyüttüğüm ya da gözüme büyük ve önemli görünen bâzı insanların çoğunun aslında ne kadar da basit, cüce, câhil ya da şerli kimseler olduklarını anladım. Böyle durumlar ilk anlarda insanda hayal kırıklığı hissi bile uyandırıyor. Sanki çoğu güvenilen dağlara kar yağmış gibi bir his bu... Ama zaman geçtikçe gerçekler (realite) insanın fikrî yapısını da düzene sokmuyor, değil... Umut verici olanı burası... Çünkü bütün davranış, tavır, yaşayış ve sözler, şahsa, çevreye, zaman ve konjonktüre bağlı ise, bunların uzun ömürlü olmasına imkân yoktur. Tersine bunlara bağlı olmadan üretilen davranış, tavır, yaşayış ve sözlerin milletlerin kültürlerine, daha açıkçası din, dil, târih, örf, âdet ve gelenlerine bağlı bulunuyorlarsa, bu değerlerin daha uzun ömürlü olduğu bilimsel bir gerçekler olarak da ortaya çıkmıştır. Hele hele dinler bazında gelişen davranış, tavır, yaşayış ve sözlerin, insanların fıtratlarına en uygunu olan, İslâm Dini gibi, en önemli kültürel elemena dayanıyorsa, o zaman üretilen bu davranış, tavır, yaşayış ve sözlerin kadîm özelliği kazanması akıl ve mantığa da ters düşmüyor. Makam ve Pozisyon Baskısı İnsanın gözü karanlıkta da iyi görmez, çok parlak ışıkta da Montaigne Makam ve yüksek pozisyon, alt seviyelere psikolojik baskı uygular. Bâzı insanların bilgi ve makam bakımından, kendilerini, bulundukları seviyeden, üstün görünmelerini gerçekmiş gibi algılamaları da başka bir bozuk psikolojidir. Her ne ise, makam ve yüksek pozisyonda bulunan bir kişinin, ister o makâmın gerekli kıldığı bilgilere sâhip olsun, ister olmasın, dâimâ alt seviyelerdeki insanlar üzerine bir baskı, rahatsızlık ya da tâciz (mobbing) uyguladığı biliniyor. Bu baskının mümkün olduğu kadar az olması, o makamda bulunan kişinin kültür ve değer yargıları düzeyinin yüksek olmasına bağlıdır. Diğer taraftan alt seviyelerden yüksek makam ve pozisyonlara çıkıldığında ise, bir kere alt seviyelerde hissedilen baskılar ortadan kalktığı için, insan çevresini o zaman daha gerçekçi olarak görmekte ve işin bu kadar büyütülmesinin psikolojik bir durumdan ileri geldiğini daha açık olarak anlamaktadır. Bununla birlikte, normal ya da iyi bir eğitim ve tahsîle sâhip olamayan yönetici durumundaki insanlar üzerinde geçmişte yaşanan bozuk psikolojinin en büyük negatif etkisi, onda zamanla bir aşağılık duygusuna sebep olmasıdır. Bu duygu, ancak eğitim ve kültürel kazanımlarla yenilebilir. Bu tespitlerden, hür fikirli nesillerin ancak güzel eğitimlerle kazanılacağı gerçeği ortaya çıkıyor. Cüce ya da basit İnsanlar Cüce ve basit insanlar, bozuk eğitimin sonucudurlar. Böyle negatif psikolojik bir etkiye yakalanmamanın en iyi yolu, gerçekleri kavratan bilgi, beceri, ahlâk ve dürüstlüktür. Hani nerede bir zamanlar umut olan kişiler?

3 Sırf bilgi ve öğretim de yetmez. Fazîlet, ahlâk ve dürüstlük kavramlarını geliştiren kültürel bir eğitim yoksa sırf bu bilgi ve öğretim de çok daha tehlikeli oluyor. Son yıllarda Memleketimiz de görülen hortumculuk veyâ rüşvetçiliğin, fazîlet ya da insanlık diyebileceğimiz, bu sıfatlardan yoksun olmanın bir sonucu olduğunu artık bilmeyen kalmamıştır. İnsanlık ve fazîlet aşılanmayan bir eğitimin sonucu sâdece hortumculuk ve benzeri şeyler değildir. 2008 in ilk günü Taksimdeki yeni yıl kutlamaları esnâsında bütün dünyânın gözleri önünde 2007 de de olduğu gibi, genç genç kızlara yapılan ahlâksızca muâmele ve elle yapılan tâcizler, yüz kızartıyordu ama bu davranışlar insanlardan, bir başörtülü kızın bir üniversitenin içine başörtüsüyle girişi kadar bile, tepki toplamıyordu. Bu nasıl bir insanlık ölçüsüydü? 2012 yılının Aralık ayı başlarında New York'ta raylara itilen 58 yaşındaki Ki Suck Han'ın tren tarafından ezilmeden birkaç önce, bir buçuk dakika boyunca, yardım beklemesini fakat kimsenin elini tutarak kurtarma çabasında olmadığını, ancak gazetecilerin sâdece olayın fotoğrafını çekmekle meşgül olmalarını bir değerlendiriniz. İşin benim için daha da üzücü olan tarafı, o zaman Böyle insafsız insanlar bizim insanlarımız arasından çıkmaz 1. demiştim ama yanılmışım: Çünkü bu olayla ilgili olarak bizim gazetecilere de sordular, Böyle bir durumda fotoğraf çekmek mi yoksa böyle bir insana yardım etmek mi daha öncelikli olur? diye Patronu tarafından zamanında Bu Memleket te fikri yok edeceğim iddiâsıyla kurulan bir gazetenin bir personelinin de böyle bir durumda gazetecinin görevinin daha önde olduğunu söylemesi; beni cidden şaşırtmıştır. Demek ki, değer yargıları ile birlikte insanlık da aynı oranda zayıflıyor. Bu sıralarda (2013 Mart) TV lerin birinde 'Güven Bana' adlı bir yarışma programı var. Bu ve buna benzer programların bence hiç yayımlanmaması gerekiyor. Çünkü zâten büyük erozyona uğramış ahlâkımıza, sözümüze, mertliğimize, dürüstlüğümüze 2 vurulan darbeler, bu tür programlarla daha da meşrûlaştırılmış oluyor. Hani, Batılının birisi, Modern hayâtın yegâne yoksun tarafı kurnazlığın zekâ sayılmasıdır. demiş ya Aynen onun gibi Anonim, Fotoğrafı çekti, adamı ölüme terk etti!, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype=radikaldetayv3&articleid=1110711&categoryid=41, En Son Erişim Târihi: 01.01.2013. 1 Temiz, M., Kültürümüzde Ahlâk Ve Fazîlet;Ahlâk, En Hayırlı Sanattır. İyi Kavramı Neye Göre İyi, Kötü İse Neye Göre Kötüdür?, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://mtemiz.pau.edu.tr/bilim/kültürümüzde%20ahlâk%20ve%20fazîlet.pdf, En Son Erişim Târihi: 01.01.2013. 2 Temiz, M., Milletimiz in (Türk Milleti nin) Üstün Hasletleri, Sırrımızı Nasıl Keşfettiler, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://gayalo.net/dosyalar/milletimiz in%20(türk%20milleti nin)%20üstün%20hasletleri- Sırrımızı%20Nasıl%20Keşfettiler.pdf En Son Erişim Târihi: 02.01.2013.

4 İşte böyle ortamlar, hayalî devler fakat en iyi cüceleri yetiştiren örnekler yerlerdir. Değer yargılarına önem verilmeyen ortamların bu nedenle, RÜTÜK KURUMU gibi, kurumlar tarafından kontrol edilmesi bir insanlık görev ve hakkıdır. 2013 yılında bile hemen her gün çoğu etkin çevrelerce, az ya da çok, değer yargılarının her fırsatta aşağılandığını görüyoruz. 30.12.2012 akşamında TV lerin birinde suçlu bulma üzerine bir program izliyordum. Programın yaşlı yönetişi, muhtemel ki geçmişte öğrencileri olmuş, polis dedektiflerle kriminolojik metotlar üzerine tartışıyordu. Bir ara dedektif polislerden biri, Parmak izi, Allah ın suçluyu bulmak için bize bir yardımı diyecek oldu ama fazla devam edemedi. Dedektif polisin kelimeleri, hocasının Bu senin bir felsefen olabilir. şeklindeki tatlı-sert sözü ile, ağzında kaldı (kesiliverdi). Geçmiş yıllarda insanlıktaki bu tespit ve değişimler, tek taraflı materyalist bir eğitimin bir sonucuydu. Böyle bir eğitim, îmâlât hatâları ya da bâzı istisnâlar hâriç, işte maalesef böyle cüceler yetiştirmiştir. Günümüzde bile geçmişten kalan bâzı eski tüfeklerin benzer gayretler içinde olduklarını görüyoruz. Aslında bunlar ne kadar bilgi, beceri, yüksek makam sâhibi olsalar bile, fazîlet kavramlarından yoksun olmaları nedeniyle, halkımız nazârında cücelikten kurtulamıyorlar. Tasavvufa girdikten sonra gerçeği biraz aralayan bir zat, Gönül gözüm açıldı / Harap buldum her yeri diyor. İşte asıl mesele gönül gözünü açıp gönlü zenginleştirmek Bilimin yanında bu lâmbayı da yakarak fazîlet ışığı ile de aydınlanmak gerekiyor. Nitekim DNA kardeşliğinden başka asıl kardeşliğin kültür kardeşliği olduğunu vurgulayan bilim adamımız Prof. Dr. Oktay SİNANOĞLU, bunun formülünü kitaplarında Matematik+Gönül olarak vermiştir. Oktay Hoca, formüldeki Matematik ten kastinin bilim olduğunu eklemeden de geçmiyor. Aklın yolu birdir. diyorlar ya... Aslında gerçek bilim adamları, sırf bu tür düşüncelerinden de belli oluyor. 1136 yılında Cizre nin Tor mahallesinde doğup 1233 de ölen ve Bilim ve Teknoloji Târihi nde yaptığı olağanüstü buluşlarla tanınan bilim adamımız El Cezerî, bakınız nasıl duâ ediyor: El Cezerî, dünyâca meşhur olmuş Kitâbü l Hiyel adlı eserinin hazırlanışını şöyle anlatıyor: Bismillâhirrahmânirrahîm. Allah ım, rahmetinle kolaylaştır. Gökleri yaratan, yerlere hikmetinin sırlarını yerleştiren Allah a hamd ve senâ olsun. Göklerde ve yerde ne varsa, O nun âleminin bir nüshası ve Allah ın büyüklüğünün açık delîlidir. Allah ın öğrettiğine hamdederim ve O ndan ilim nîmetinin daha fazlasını isterim. Bu isteğim, onun hikmetine vâkıf olmak maksadıyladır. Allah ım ihsanlarını ve nîmetlerini karşılayacak kadar çok hamdederim. İnsan neslinin en şereflisi olan Efendimiz Muhammed Aleyhisselâm a, âline, ashâbına ve ona tâbi olanlara salât ve selâm olsun. Önceki bilginlerin eserlerini inceledim; dağınık bilgileri tasnif ettim. Nihâyet nakillerden kurtuldum. Problemlere kendi gözümle bakabildim. Israrlı çalışmalar sonunda bu değerli fende ilerlemeye başladım.

5 Zamanla çabalarımın semeresini almayı ve birçok fenleri meydana çıkarmayı başardım. Fakat öyle güçlüklerle karşılaştım ki, emeklerimin hebâ olmasından korktum. Sonra çalışmalarımı Diyarbakır Meliki Ebü l Feth Mahmud a arz ettim. O, Bunca emeği zâyi etme!.. Yapılan bu değerli plân ve çizilen şekilleri içine alan bir kitap yaz. dedi. Bütün gayretimi sarf ederek yazdım. Nihayet 6 bölüm ve 50 şekilden oluşan bu eser meydana geldi. Şekillerin keyfiyet, kemiyet ve çalışmaları hakkında yeterli izah yazdım. Kolay anlaşılması için onları harflerle belirttim. Bir kere, saat, otomatik makine ve robot kavramlarının babası, Sibernetik Bilimi nin en büyük dâhisi sayılan, sistemler arasında Üstün Denge Kavramı nı başaran, fizikçi ve mekanisyen ünlü bilim insanımız İsmâil Ebul İz Bin Rezzaz El Cezerî yi 3, bir kere de günümüzdeki materyalist bilimin kurbanlarını düşününüz de şimdi neden böyle yeni yeni cezerîler yetişmiyor, anlayınız!.. Fazîlet ve Devamlılık Şeref, fazîlet ve edepledir, neseple değildir. Hz. Ali (RA) Fazîlet de devamlılık ister. Bilgi, beceri ve tahsil, fazîletli insanlarda bir başka oluyor. Ama yakın geçmişte, fazîlet kavramlarına sırt çevrildiği için günümüzde bu güzelliği henüz tam anlamıyla göremiyoruz. Fazîletli olanlar ise, kendi fazîletleri içinde kaybolup gitmekte, ortalık yamuk olanlarla hemen hemen dolup dolup taşmaktadır. Hattâ toplumumuz o dereceye gelmiştir ki, biraz mâneviyatı olanların çoğu da, çoğunluğun ve çevrenin etkisinde kalarak, gerçek fazîlet sâhibi olanları görmemezlikten gelmekte, onları yalnız bırakmak ya da hayırların az da olsa devamlı olanının makbul olduğunu, ölürken sona îtibar edileceğini bilmedikleri için, yaptıkları hayırları devam ettirmemek gibi hatâlara düşmektedirler. Bu davranışlar, onların fazîlet ve insanlığı arzû ettiklerini fakat bu konularda kendilerini aşıp kıvâmına gelemediklerini, çevrenin negatif etkileriyle insanlık arasında gidip gidip-geldiklerini göstermektedir. Kendinle aynı meşrepten saydığın bu kimselerle karşılaştığın zaman bile, Nasılsın? İyi misin? cümlelerini aşacak kadar bir hoş-peşliğe giremeyecek derecede aralarımıza mesâfe koyduğumuzu görerek üzülüyorum. Aynı zamanda maddî durumların iyileştiği oranda hırs ve nefislerimizin daha da kuvvetlendiğini, aynı oranda aralarımızdaki mesâfelerin daha da arttığını gözlemek de artık zor olmuyor. Bu dereceye düşen kardeşlik ve insanlığımız, yalnızca soğuk bir Nasılsın? İyi misin? kardeşliğine dönüşmüş bulunuyor, o kadar... Al-Hassani, S., Bin Yıllık Karanlık Çağ Sadece Avrupa İçin Geçerlidir, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://fecr1.wordpress.com/2011/04/01/bin-yillik-karanlik-cag-sadece-avrupa-icin-gecerlidir/, En Son Erişim Târihi: 27.02.2013. 3 Temiz, M., Ön Rönesans Döneminde Fizik ve Fen Bilimleri, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://gayalo.net/dosyalar/ön%20(erken)%20rönesans%20dönemi nde%20fizik%20ve%20fen%20bilimleri. pdf/, En Son Erişim Târihi: 27.02.2013.

6 Bir yerde okumuştum, Ben beni düşünürsem, sen seni düşünürsen, bunun adı Hıristiyanlık tır. Ben seni düşünürsem, sen beni düşünürsen, bunun adı Müslümanlık tır. diye Milletler, birer tespih gibidirler. Bir tespihin ipi, tânelerini bir arada tutan bir çimento gibidir. Hıristiyanlıkta bu bağ ya da çimento, daha çok çıkar hesâbı veyâ menfaatten oluşuyor. Hıristiyanlık Kültürü nün bir sonucu olarak bu menfaat ilişkisi, sembolik şekilde, bencillikegoizm ile ifâde edilir. İslâm da ise, bu bağ din kardeşliğine dayanan Sevgi dir. İslâm Kültürü nün bir sonucu olarak Sevgi 4 çimentosu, sembolik şekilde, biz kavramı ile temsil edilmektedir. Ama Dinimiz e küçümseyerek yan bakanlar artarsa ne olacak? Tespih bağının kırılması, Hıristiyanlar arasında menfaatin bitişinin, Müslümanlar arasında ise, din kardeşliğinin zayıfladığının ya da yara aldığının bir sonucunu ifâde eder. İslâm da din kardeşliğinin zayıflaması cehâletin, ilimden uzak kalmanın bir neticesidir. Onun için, Bir Hıristiyan ilimde ilerledikçe Müslümanlığa ve ilimde geriledikçe Hıristiyanlığa yaklaşır. ya da Yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız. sözleri yerinde söylenmiş birer sözdür. İnandığınız gibi yaşarsınız. sözü de geçerlidir. Görülüyor ki işin temelinde İslâmî Yaşam ın önemi ortaya çıkmış bulunuyor. İslâmî Yaşam ise İslâmî bir eğitimle, bilgiyle, cehâleti aşmakla mümkündür. M Âkif Ersoy un, Berlin dönüşü Batı da ne var ne yok diye yöneltilen soruya verdiği: Ne olsun, gördüğüm kadarıyla yaşayışları Dinimiz gibi, Dinleri yaşayışımız gibi şeklindeki cevâbı çok anlamlıdır 5. Geçmişte bir zamanlar Mâliye Bakanı nın resmen ağzından duymuştum, bir ödül töreninde konuşurken Diyordu ki: Ne kadar paran varsa, o kadar kıymetin var. Eskiden görünen köy kılavuz istemiyordu. Türkiyemiz e şöyle bir göz atmış olsaydınız görürdünüz. Eksikliğini hissederek Erbakan ın kurduğu partileri, sonra da, Hasan Celal Güzel Bey in kurduğu fakat yaşayamayan partisinin söylemlerini saymazsanız, her yerde lâiklik, her yerde daha da ilericilik (!) ivmelenmeleri oldukça çok tartışılıyordu. Fazîletli, ahlâklı, dürüst insanlardan ve bunların yetiştirilmesinden, bu gibi insanların olmayışının götürdüklerinden yeteri kadar bahseden yoktu. Burada sözü edilen kadîm kavramlar, târihin sayfalarından sıyrılıp filizlenmeye, konuşulmaya yeni yeni başlanmış bulunuyor. Açıp bakarsanız, sırf günümüz Aşırı Atatürkçüler i için söylüyorum, bu kavramlar bir de kısmen Atatürk ün konuşmalarında vardı. 4 Temiz, M., Evreni Ayakta Tutan Kavram SEVMEK YA DA SEVG Cömertçe Harcanan ve Bilinçsiz Kullanıldığında Tehlikesi Çok Büyük Olan En Güzel Kelime, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://mtemiz.pau.edu.tr/bilim/sevmek%20ya%20da%20sevgi.pdf YA DA http://mtemiz.pau.edu.tr/bilim/sevmek%20ya%20da%20sevgi.doc, En Son Erişim Târihi: 27.02.2013. 5 Temiz, M. Ahlâk ve Türk ler, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://mtemiz.pau.edu.tr/bilim/ahlâk%20ve%20türkler.pdf, En Son Erişim Târihi: 27.02.2013.

7 Geçmişte kalan bu durum, ilgili dönemdeki cehâletin hâkimiyetine işârettir. Bu dönemde insanların ve özellikle idârecilerin, ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, câhillikleri yüzünden, bencillik tarafları kuvvet kazanmış, hırsları artmış, mâneviyatları aynı oranda zayıflamıştır. Görünen köy zâten kılavuz istemiyordu, olaylar da hep bu yönde ilerliyordu. İşin sırrı şudur: Câhil bir insan, Kur an düsturlarından, Kur an atmosferinden uzakta kalır ve Peygamber (SAV) Efendimiz in şu hadîsinin kapsamına girer: Kur an la amel etmeyeni Allah sapıtır. Hâlbuki dünyâ yeniden keşfedilmiyor. Fazîletli, ahlâklı, dürüst insanların olmadığı yerlerde her türlü anarşi ve yolsuzluğun bini bir paradan gider... 15 Ocak 2005 günü Gümrük te yapılan yolsuzluk operasyonunda 100 e yakın polis memur tutuklanmıştı. Tam bir çete... Bunlar, devleti soymaları yanında, misâfirimiz sayılan bâzı turistlerin de ırzlarına bile geçmişler Hepsi kameralarla tespit edilmiş Böyle lâik ve materyalist bir politika böyle bir sonuç veriyor işte İmam hatipli deyince hop oturup hop kalkanlara şimdi soruyorum: Sâhi!.. Bu Gümrük çetecileri, imam hatipli mi acabâ? diye Demek ki, fazîletten fertçiliğe ve benciliğe geçiş, kapitalist Avrupa Kültürü ne bir dönüşümü gösteriyor. Bu dönüşüme Müslümanlar da ister istemez uymuştur, uyuyor. Üzüm üzüme baka baka kararır. misâli, bir zamanlar gençken hatırı sayılır bir derviş gibi giyinen, sakallı olduğu halde, pardüse ile dolaşan bir Bakan ın Ne kadar paran varsa, o kadar kıymetin var. diyecek kadar değişmesine bakılırsa Gerçi, Bakan Bey, bu sözü ile bir durum tespiti yapmıştır. Yoksa söylediği sözü kendisinin tasvip etmediğini adım gibi biliyorum. Ama böyle bir kimse böyle bir lâfı devlet adına bütün Türkiye ye haykırdı mı, câhil bir insan, söyleyeni örnek alarak fazîlet ve insanlığın sâdece parayla kazanılacağına kapılacağı için, daha fazîlet ve insanlıktan bahseder mi? Kimse daha fazîlet ve insanlığı gâye edinir mi? Şunu söylemek istiyorum: Yeterli maddî, mânevî ve nefsî eğitimden geçmemiş olanlar, fazîlet yolculuğunda eninde sonunda bir noktada takılmaktadırlar. Gerçekten, bir sınav dünyâsındayız da onun için Allah (CC), insanların ve her birimizin sınavını işte tek tek böyle yapıyor. Allâhü Teâlâ, hepimize kolaylık versin!.. Biraz da Ne olduk değil de ne olacağız? konusu üzerine eğilsek daha iyi olacak...

8 İlimlerini Artıranlar ve Gönül Gözü Açılanlar Gerçeği ancak ilimlerini artıranlar ve gönül gözü açılanlar görürler. Ne irfandır veren ahlâka yükseklik ne vicdandır, fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır. Mehmet Akif Bu, tasavvuf sahâsında olduğu gibi, her sahâda da böyle olmalıdır. Nitekim tasavvufta belli bir seviyeye gelmiş olan bir zat, Bu yolda ilerledikçe daha önce gözüme büyük görülen makam ve pozisyon sâhibi dünyâ insanlarının meğer ne kadar küçük ve basit insanlar olduklarını gördüm, Gönül gözüm açıldı / Harap buldum her yeri diyor. Aynen öyle Lisansta Modern Fizik, Elektronik, Lojik Devreler, Bilgisayar Programlama, Elektromanyetik Alanlar, Elektromanyetik Dalgalar, Anten ve Yayılım, Sistem Analizi, Otomatik Kontrol, Elektrik Makineleri, Elektroteknik-Elektrik, Elektroteknik-Manyetizma, Yüksek Frekans Tekniği-Mikrodalgalar ve Yüksek lisansta Lazer Elektroniği I, Lazer Elektroniği II, Dijital Sistemler I ve Dijital Sistemler II gibi, bugünkü Pozitif Bilim in ve teknolojinin temel konularının iki anabilim dalına âit bu derslerini vererek, bilim ve teknolojiyi, evreni ve maddeyi daha da yakından anlamaya yardım eden bu konulara vakıf olduktan sonra; ampirik olarak bir şeyler öğrenmiş ama kendini tanımayan, o küçüklüğümde çok büyük ve ulaşılamaz gördüğüm büyük adam pozisyonunda etrâfındakilere yüksekten bakmalarıyla Küçük dağları ben yarattım. diyen bâzı insanların gerçekte ne kadar da zavallı, şişirilmiş birer balon olduklarını gördüm, hâlâ da benzerlerini görmekten mahrum kalmıyorum. Câhillerle Konuşan Âlim Câhilleşir Oğlum, ilim öğreniniz!.. Eğer efendi iseniz, emsâlinizi geçersiniz. Eğer efendi değilseniz, efendi olursunuz. Eğer sıradan bir adamsanız, onunla yaşarsınız. Abdül-Melik bin Mervan Yukarıda anlatılan bu bakış açısının kazanılmasında etkin olan, bugünkü bilimin, bütün ilimlerin ve evrenin yaratılış kânun ve düzenlerinin ilham kaynağı olan Kur an ın gerçek oluşunun yansımalarının büyük payı olduğunu îtiraf etmek gerekiyor. Mâneviyatsız ve sönük kalan bilimin mensupları, ilmin gerçekliğini sezen insanlar yanında, Güneş ışığının yanında yıldız ışığı gibi, elbette sönük kalacaklardır. Ama Güneş ten haberi olmayanların, yıldız ışığına verecekleri önemi de tahmin etmek mümkündür. Bu durumu Mehmet Efendi şöyle tasvir etmiştir: Bir karasinek, çamurlu bir yolda atın (afedersiniz) sidiğinden oluşmuş bir gölcük içinde bir çöpün üzerine konmuş Bakmış ki, çöp hafif hafif sallanıyor. Kara sinek, Vay be!.. demiş Ben nerdeymişim de farkında değilim!...

9 O anda kendi kendine bir gurura kapılmış Sallandıkça gururlanmış, sallandıkça gururlanmış Bir an gelmiş, gözü kendinden başkasını görmez olmuş, duygularını daha yüksek perdeden seslendirmeye başlamış: Ben demiş, Denizler deryâsının kaptanıyım!.. derken, yoldan geçen bir at arabasının tekerleğinin üzerinden geçmesiyle çamurun içine gömülerek can vermiş... Baksana!.. Neydi, nasıl düşünüyordu, ne oldu? İlâhî bilgilerden yoksun olanların, bir parça dünyâ ilmine sâhip olup da bir makam kapmış insanlar yanında el ve ayaklarının dolandığını, hele mânevî değer yargılarının hiç de kıymetli görülmediği, son yıllarda, çok çok görür hâle gelmedik mi? Allah (CC) dostlarının ve gerçek âlimlerin böyle makam ve mansıp sâhiplerinden ne derece kaçmalarının iç yüzünü şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü şerli insanlara yakınlıktan insana şer bulaşır. Türk soyundan olan Alman Şâiri Goethe bile: Lass dich nur in keiner Zeit Zum Widerspruch verleiten Weise fallen in Unwissenheit Wenn sie mit Unwissenden streiten. dörtlüğünde Türkçe tercümesiyle: Muhalefet yapmak için Şeytana aldanma!.. Câhillerle tartışırken, Âlimler bile cehâlete kapılır. diyerek Câhillerle konuşan âlim câhilleşir. diyor. Bunlardan, bütün makam sâhiplerinin şerli oldukları hükmü de çıkarılmamalıdır. Çünkü öyle makamlar vardır ki, fazîletli insanlarla şereflenirler. Acabâ bugün böyle kaç makam kaldı? Hayâtı Kazanmak Zaman gösterdi ki, Cennet ucuz değil, Cehennem dahî lüzumsuz değil. Sâid-i Nursi (RhA) Sırf hayâtın kazanılması yetmez, ebedî hayatın kazanılması da önemli... Günümüz insanlarının çoğu câhil bırakılmıştır. Bunların sayısı hızlı olarak da artmaktadır. Bu yüzden herkesin dilinden hayâtını kazanmak lâfını çok duyarsınız. Çünkü günümüzde çoğu insanların bakış açıları hep hayâtın kazanılması doğrultusunda gelişmektedir. 2005 Mayıs ında kendi üniversitesindeki bir ünitenin açılışına gelen Türkiye Cumhuriyet inin Başbakanı nı, açılışa gelmeyerek protesto eden bir Rektör ü

10 hatırlıyorum. Üstelik bir de lâiklik bildirisi neşreden bu rektörün, kendi deyimiyle çocuğunun geleceğine yatırım yapmak-hayâtını kazandırmak, yâni çifte vatandaşlık hakkına sâhip olmasını sağlamak için, 14 milyar lira masraftan kaçınmayarak hanımına Amerika da doğum yaptırdığı basına intikal etmişti. Her gün bunun gibi daha yüzlerce benzerleriyle karşılaşıyoruz. Hiç kimseden Âhiret ini kazandırmak ya da daha gerçekçi olarak hayat ve Âhiret ini kazandırmak sözünü duyuyor musunuz? Müslümanlık tan dem vuran ve Müslüman geçinenlerin çoğu da aynı kervana katılmış durumdadırlar. Acı olan noktalardan biri de burasıdır!.. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu nun, Amerika Türkiye de her şeyin sahtesini üretti, hattâ Müslüman ların bile... sözü, bunun somutlaşmış bir delîli gibidir. İki Cepheli Eğitim Çocuklarınızı iki cepheli yetiştiriniz!.. Kalp gözünüzün biraz tedâvisi olsa o zaman göreceksiniz, her yerin ya da tek taraflı olarak hayâtlarını kazananların ne kadar harap olduklarını ya da câhil gözün gördüğü meşhurların, bâzı makam sâhiplerinin ne kadar şerli ve bedbaht olduklarını / olacaklarını Akıllı ve zekî insanlar, eğitimsiz iseler, bunların çoğu hayâta hep kıskançlıkla ve üsten bakarlar. Bulundukları seviyenin hiçbir nîmetini beğenmezler, bu yüzden hamt ve şükürden mahrumdurlar. Tek taraflı bir eğitimle yüksek bir makam sâhibi olanların çoğu ise, kendilerini devamlı bir dev aynasında gördükleri için, alt seviyedeki insanlara insan gözü ile değil, bir ırgat gözü ile bakarlar. Onlara göre, alt seviyedekiler, kendilerinin hizmetlerinin görülmesi için vardırlar. Bu görüş, İllimunati cilerde 6, Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu nun deyimiyle Küresel Kraliyetçileri nde 7, yüzde yüze varmıştır. Bu yüzdendir ki, çocuklarınızın, gerçekleri özgür olarak görebilmelerini sağlamak için, dünyâdaki makam ve pozisyonlarının yükselmesi, Âhiret lerinin de kazanılması için dinî eğimlerinin de tamamlanmasına yardımcı olunuz!.. Böyle iki yönlü eğitimle 8 yüksek pozisyonlarda bulunan zekî ve akıllı insanlar, alt seviyelerdeki insanlara dâimâ şefkat ve merhâmetle muâmele ederler. Bulundukları seviyenin nîmetlerine karşı hamt ve şükürden mahrum olmazlar. Çünkü mahlûkâta gösterilen şefkat da hamt ya da şükrün bir çeşididir. İstenen de bu değil mi? Konuyu, insanlıktan bekleneni çok önceleri sezmiş olan gerçek ilim adamı El Cezerî nin duâsıyla bitirelim: 6 Illuminati nedir amaçları nelerdir?, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://www.yenidendogus.net/forum/duenya-guendemi/24577-illuminati-nedir-amaclary-nelerdir.html, En Son Erişim Târihi: 18.03.2013. 7 Sinanoğlu O., Oktay Sinanoğlu, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://bilgi.sitesi.web.tr/oktay-sinanoglu.html, En Son Erişim Târihi: 18.03.2013. 8 Temiz, M., Bizim Kültürümüz, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, http://gayalo.net/dosyalar/bizim%20kültürümüz.pdf YA DA http://gayalo.net/dosyalar/bizim%20kültürümüz.doc, En Son Erişim Târihi: 27.02.2013.

11 Allah ım, ihsanlarını ve nîmetlerini karşılayacak kadar çok hamd ederim.