7. Ulaştırma Kongresi İMO İstanbul Şubesi 7. Ulaştırma Kongresi ni 19-21 Eylül tarihleri arasında İstanbul da gerçekleştirdi. 11 oturumdan oluşan ve 44 bildirinin sunulduğu kongre, Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu nda yapıldı. Deniz, hava, demir ve karayolu ulaşımıyla ilgili çeşitli konularda teknik araştırmaların sunulduğu konferansın açılış konuşmalarını İMO İkinci Başkanı Serdar Harp, İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, 7. Ulaştırma Kongresi Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güngör Evren, TCDD I. Bölge Müdürü Üzeyir Ülker, Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci ve Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yalçın Yüksel yaptı. Serdar Harp konuşmasında hükümetlerin ulaştırma politikalarını değerlendirerek, demiryolu ulaşımına yeterince yatarım yapılamamasını eleştirdi. Harp, Türkiye nin demiryolu ağının 11 bin kilometre uzunluğunda olduğunu belirterek, demiryolu yoğunluğu açısından Türkiye nin AB üyesi ve aday ülkeler arasında en az paya sahip olan ülke olduğunu söyledi. Türkiye nin bir ulaşım planı olmadığını söyleyen Harp, Türkiye de ilk ve tek plan olma özelliğini taşıyan 1983 on yıllık Ulaştırma Ana Planı hedeflerine göre 1993 yılı için; yük taşımacılığında deniz yollarının %32 ye, demir yollarının %27 ye, boru hatlarının %4,5 e çıkarılması hedeflenirken, kara yollarının payının ise %36 ya düşürülmesi öngörülmekte idi. Ancak 83 Ulaştırma planı da ülkemizde her planın uğradığı akıbete uğrayarak, sadece arşivlerde bir yer işgal etmiş, öngörülenin tam tersine yük taşımacılığında kara yolu %90 seviyesine çekilmiş, demiryolu %4 e indirilmiştir. dedi. Cemal Gökçe ise metronun ulaşımdaki önemine dikkat çekerek, her gün yaklaşık 600 aracın trafiğe katıldığını, bu nedenle İstanbul un en az 350 km. metro hattına ihtiyacı duyduğu belirtti. Gökçe, kentte sadece 24,5 km. metro hattı olduğunu söyledi. Güngör Evren de İstanbul da yapılması düşünülen üçüncü köprünün ne tür sakıncalar doğuracağını anlattı. Başbakan Recep Tayip Erdoğan nın belediye başkanlığı döneminden bu yana üçüncü köprü yapma rüyası taşıdığını söyleyen Evren, Üçüncü köprü İstanbul un kalan yeşilinin ortadan kalkmasına yol açar dedi. Kongre sonrasında Güngör Evren başkanlığında ulaştırma konulu atölye çalışması yapıldı. Ayrıca kongre kapsamında 22 Eylül günü Marmaray Projesine teknik gezi düzenlendi. Erel: Demiryolu zeminlerimiz hızlı trenleri kaldırmaz 7. Ulaştırma Kongresi nde yaptığı sunumlarla raylı sistemi değerlendiren YTÜ İnşaat Mühendisliği Ulaşım Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Aydın Erel, Yüksek Hızlı Tren Projeleri nin taşıdığı riskleri anlattı. Raylı Sistem Mühendisliğinde Yetkinlik Ölçütleri başlıklı sunumunda Erel, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Sivas, Ankara-İzmir, Kapıkule-İstanbul ve Sivas-Kars hatlarında hizmet vermesi planlanan Yüksek Hızlı Tren Projeleri nin tehlikelerine dikkat çekti. Hızlı terende zemin altyapısının çok önemli olduğunu belirten Erel, mevcut demiryolu zeminlerimizin hızlı tereni kaldıramayacağını söyledi. Türkiye nin henüz hızlı trene hazır olmadığını belirten Erel, şu uyarıda bulundu: Yeni yapılan yüksek hızlı tren hatlarımız çok kötü. Hızlı trende raydan ziyade altyapı önemli. Raylar iyi olabilir ama zeminin de sağlam olması gerekiyor. Hızlı trenin geçişi deprem anındaki gibi altyapıda anormal titreşimler oluşturur. Bu titreşimler de altyapıyı bozar. Biz buna rezonans deriz. Yüksek hızlı trenlerde ciddi rezonans sorunları var. Mevcut demiryolu zeminlerimiz hızlı trenleri kaldırmaz. Eskiden demiryollarında birbirlerine levhalarla eklenen rayların artık birbirlerine kaynakla bağlandığını belirten Erel, şu bilgiyi verdi: Eskiden aradaki boşluk raylara esneklik kazandırırdı. Oysa şimdi raylar aşırı sıcakların da etkisiyle baskı altında kalıyor ve eğiliyor. Pamukova daki facia anında trenin hızı 132 kilometreydi. Faciayı raylara bağladılar. Oysa asıl neden zemindi. Çünkü zemin kötü olduğu için raylar daha çabuk eskiyor. Şimdi 300 kilometre hız planlanıyor. Hiçbir ülke bu hızla başlamaz. Biz daha hızlı trenin h sini bilmiyoruz. 300 km hızla giden tren raydan çıkarsa, kaç kişi ölecek? 84
TMH Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi Sempozyumu İMO Ankara Şubesi, 27-29 Eylül tarihleri arasında Tarihi Eserlerin Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devredilmesi Sempozyumu-1 i gerçekleştirdi. İMO Teoman Öztürk Konferans Salonu nda yapılan ve 6 oturum şeklinde düzenlenen sempozyumda 38 tane bildiri sunuldu. Sempozyumun ardından Gordiyon a teknik gezi düzenlendi. Konferansın açılış konuşmalarını, İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, İMO Ankara Şube Başkanı Fehmi Toptaş, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün, Köprüler Dairesi Başkanı Emin Ener, Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt ve Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Tanyolaç yaptı. Açılış konuşmasında, Anadolu nun tarihi miras zenginliğine dikkat çeken Taner Yüzgeç, tarihsel miras zenginliğinin korunması için alınması gereken tedbirleri sıraladı. Yüzgeç, yaşadığımız toprakların asırlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış dünyanın en eski coğrafyalarından biri olduğunu söyledi. Anadolu topraklarında birçok medeniyetin iz bıraktığını söyleyen Yüzgeç, tarihi mirasın korunması için yetkililerin eğitim ve yeterli bütçe ayırma konularında çalışmalar yürütmesinin önemine dikkat çekti. Yüzgeç alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: Tarihi eserleri koruma ve güçlendirme konusunda, koruma geleneğine sahip ülkelerdeki gibi üniversite eğitimi ayağı mutlaka oluşturulmalı, araştırma enstitüleri, laboratuarlar kurulmalı, bu alanda yapılacak harcamaların bütçe karşılığı olmalı, aktarılacak kaynak ihtiyacı karşılamalı, tarihi eserlerin korunması ve güçlendirilmesinin deprem tehlikesiyle de ilgili olduğu düşünülerek merkezi ve yerel düzeyde yapılması planlanan güçlendirme çalışmalarının, tarihi eserleri de kapsaması sağlanmalıdır. Fehmi Toptaş ise tarihi eserlerin sonraki nesillere devredilmesinin öneminden söz ederek, bu kapsamda önümüzdeki yıllarda da bu sempozyumu gerçekleştirmek istediklerini söyledi. Halkta gerekli bilinç oluşturulmalı Türkiye toplumunda tarihi eser bilincinin yeterince oluşmadığından şikâyet eden Emir Ener, kültürel mirasın korunması için yasal düzenlemelere ve yeterli bütçeye ek olarak halkta gerekli bilincin oluşmasına ihtiyaç duyduklarını söyledi. Yusuf Beyazıt ise, maddi sorunlarının olmadığını ancak, yeterli sayıda usta, çırak, sanat tarihçisi bulamadıklarından yakındı. Beyazıt ayrıca eğitimin önemine dikkat çekerek, ilkokullarda ve liselerde bu yönlü eğitim verilmesi gerektiğini söyledi. Restorasyon işinin çok meşakkatli bir iş olduğunu belirten Tanyolaç, restorasyon işini bir insan hayatına benzetti ve bütçesinin %50 sini projelere aktaran tek genel müdürlük oldukları bilgisini verdi. 85
İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu İMO Ankara Şubesi, inşaat sektörünün önemli gündemlerinden olan iş sağlığı ve güvenliği sorunlarını değerlendirmek üzere İş Sağlığı ve Güvenliği adlı sempozyumu düzenledi. İMO Teoman Öztürk Konferans Salonu nda, 5-6 Ekim tarihlerinde 6 oturum şeklinde gerçekleştirilen sempozyumda 25 tane bildiri sunuldu. İMO II. Başkanı Serdar Harp, İMO Ankara Şube Başkanı Fehmi Toptaş, Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) Türkiye Temsilcisi Gülay Aslantepe, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı M. Şükrü Koçoğlu, DİSK Temsilcisi Tayfun Görgün, Bayındırlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Küçük ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Enis Yeter açılış konuşmalarını yaptı. Açılış konuşmasında Türkiye de iş kazalarının çokluğuna dikkat çeken İMO II. Başkanı Serdar Harp, bu sorunun temelinde insana yeterince değer vermeyen kapitalist sistemin olduğunu söyledi. Harp günlük yaşamda karşılaştığımız birçok sorunun temelinde insana değer vermeyen sistem anlayışının yattığını belirterek, İşte, sokakta, evde, trafikte karşılaştığımız pek çok olumsuzluğun nedenini burada aramak gerekiyor: İnsana ne kadar değer veriyoruz? Türkiye öylesine garip bir ülke ki, 2004 yılında siyasi iktidar Deprem Şurası nı topladı. Şurada birçok önemli karar alındı. Şura kararları yine aynı siyasi iktidar tarafından tozlu raflara kaldırıldı. Hemen her konuya yaklaşımımızı, günü kurtarmak, yasak savmak belirlemiyor mu? Hemen her konuda, mazrufu değil, zarfı kendimize dert edinmiyor muyuz? Deprem Şurası nı topluyor sonra kararlarını kendimiz kadük hale getiriyoruz. 23 Nisan la övünüyor, ancak çocuk işçiliğiyle ilgili oranlar önümüze serildiğinde hiç oralı olmuyoruz. Kadınlar gününü, barış gününü, iş güvenliği haftasını hep aynı şekilde geçiştiriyoruz. Türkiye nin iş kazalarında Avrupa da birinci, Dünya da üçüncü olduğu bilgisini veren Harp, bu sonuçtan herkesin sorumlu olduğunu belirterek, eleştirilerinin hedefinde sorumluluk sahibi olan kamu yönetimi, yasa yapıcılar, uygulayıcılar, denetimciler, özel iş sahipleri, kamu adına yüklenicilerinin olduğunu söyledi. Harp, durumu şu öyküyle açıkladı: Öyküyü hepimiz biliriz: Öykü herkes, birisi, herhangi biri ve hiç kimse isimli dört kişinin öyküsüdür. Yapılması gereken önemli bir iş vardır ve herkes birinin bu iş yapacağından emindir. Gerçi işi herhangi biri de yapabilirdi, ama hiç kimse yapmadı. Birisi buna çok kızdı, çünkü iş herkesin işiydi. Herkes, herhangi birinin bu işi yapabileceğini düşündü, ama hiç kimse, herkesin yapmadığını fark etmedi. Herhangi birinin yapabileceği işi hiç kimse yapmayınca, herkes birisini suçladı. Kayıt dışı çalışmanın en yoğun olduğu sektör: İnşaat sektörü Kayıt dışı işçi çalıştırılmasına dikkat çeken Gülay Aslantepe, AB ülkelerinde de kayıt dışılığın en fazla inşaat sektöründe yaşandığını belirterek, işçi sağlığı ve güvenliği için üçlü yapı nın etkin olarak devrede olması gerektiğini vurguladı. Aslantepe İşçi, işveren ve devlet üçlü yapısının birlikte hareket etmesi durumunda sorunun çözülebileceğini belirtti. Şükrü Koçoğlu ise, farklı iş dallarında farklı iş sağlığı yöntemlerinin uygulanması gerektiğini belirterek, işverenlerin işçim sağlıklı olursa işim de sağlıklı olur bakış açısını kazanması gerektiğine dikkat çekti. Tayfun Görgün de işsizlik ve işini kaybetme korkusunun çalışanları iş sağlığını iyileştirme talebinden uzaklaştırdığını belirterek, para yerine emeğin en yüce değer sayılmasıyla sorunların çözüleceğini işaret etti. 86
TMH Adana nın Hafif Raylı Taşıma Sistemi yılan hikâyesine döndü Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 1996 yılında yapımına başlanan Adana Hafif Raylı Taşıma Sistemi (HRTS) projesi 11 yıldır bitirilemedi. 1996 da ihale edilen proje 2000 yılında inşaat işlerinin % 40 ı bitirilmişken, ödenek bitti gerekçesiyle inşaat işleri durduruldu. Ek ödenek alınarak yapımına devam edilen projeyle ilgili olarak İMO Adana Şubesi yaptığı girişimlerle konuya kamuoyunun gündemde yer açmaya çalıştı. Konuyla ilgili pek çok kez basın açıklaması yapan ve geniş bir rapor hazırlayan Adana Şubenin uyarılarını dikkate alan yetkili bir kurum çıkmadı. İMO Adana Şube, Adana Büyükşehir Belediyesi, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı na yaptığı başvurular sonuçsuz kaldı. İMO Adana Şube Başkanı Ali Olgun konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında, İMO nun kamusal yatırımların takipçi olduğunu belirterek, Yatırımların işlevselliği ve ekonomik olup olmadığı meslek odaları tarafından denetlenmeli ve meslek odaları bizim yaptığımız gibi alternatif çözümler üretmelidir. dedi. HRTS projenin uygulanabilirliği ve işletilebilirliği yönünden pahalı, çirkin ve teknik zorluklar içerdiğine dikkat çeken Olgun, 1,5 milyon nüfus barındıran Adana da raylı sistemin büyük bir ihtiyaç olduğunu ancak gerekli ön çalışmaları yapmadan projeyi ihale den Adana Büyükşehir Belediye yetkilileri hakkında soruşturma başlatılması gerektiğini savundu. Adana nın birçok petrol boru hattıyla gelecekte Türkiye nin en önemli enerji havzası konumuna geleceğini, dolayısıyla nüfusunda artış yaşanacağını ve 2010 yılında 2,5 milyon nüfusa ulaşacağını ifade eden Olgun, projelerin bilimsel yaklaşımlarla hazırlanması gerektiğine dikkat çekti. Olgun, Planlama ve mühendislik hatalarıyla dolu Adana ulaşım yapılarının ayrıca ayrıntılı incelenmesi gerektiğini de belirtti. Olgun, projede yaşanan hataların bedelini Adana halkının ödediğini vurgulayarak, İMO nun 2001 yılında Adana Büyükşehir Belediyesi, Cumhurbaşkanlığı, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlığı na durumu rapor ettiğini hatırlattı. Olgun, Başbakanlık koordinatörlüğünde oluşturulan komisyonun konuyla ilgili Adana da bazı incelemelerde bulunduğunu ancak, projenin yasalara uygun yapıldığı raporunu hazırladıklarına dikkat çekti. Raporun objektif hazırlanmadığını söyleyen Olgun, Rapor Adana Büyükşehir Belediyesi ni aklama amacıyla hazırlanmıştır diye konuştu. İMO: Proje İhale Yasası na aykırı İMO HRTS projesiyle ilgili Adana Büyükşehir Belediyesine, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlığı na gönderdiği raporda, projeye başlanırken gerekli fizibilite çalışmasının yeterince yapılmadığı belirtiliyor. Raporda, 339 milyon dolarlık bütçeyle tamamlanacağı ön görülen bir projenin yaklaşık 4 yıl sonra durma noktasına gelmesini ve ek olarak 194,2 milyon dolar bütçeye ihtiyaç duymasının belediye yetkililerinin hatalarından kaynaklandığı vurgulanıyor. Fizibilitesi doğru yapılan işlerde ilk keşifte öngörülen ihale bedelinden çok önemli sapmalar meydana gelmesinin alışılabilir bir durum olduğu belirtilen raporda, İhale Yasası ndaki şu noktaya dikkat çekiliyor: Keşif artışları ülkemizde halen yürürlükte olan Devlet İhale Yasası nın 63. maddesinde ilk keşif tutarının % 30 u ile sınırlandırılmıştır. Ancak uluslararası bir ihale olan Adana Hafif Raylı Sistem inşaatında bu oran ilk keşif tutarının yarısından fazladır. İnşaat işlerindeki keşif artışı % 154 olmuştur. Öngörülen keşif artışı % 30 dur. Bursa projesi ve Adana projesi karşılaştırması Bursa Hafif Raylı Sistemi de yaklaşık aynı tarihlerde (15 Nisan 1996) ihale edildi. Bursa da sistem çalışmaya başlarken, Adana hala bu noktadan çok uzakta bulunuyor. İki projenin benzerlikler taşıdığı belirtilen İMO raporunda hizmete başlayan 87
Bursa Ray ile Adana HRTS arasında şu karşılaştırmalar yapılıyor: Adana Bursa HRTS uzunluğu 13.300 m 22.000 m İstasyon sayısı 14 25 Keşif Maliyeti 339 milyon $ 259 milyon $ Adana HRTS nin 11 yıllık serüveni Adana Büyükşehir Belediyesi 1990 da başlattığı Adana Kent İçi ve Yakın Çevre Ulaşım ve Toplutaşım Etütleri ihalesini 1992 yılında tamamladı. ABD nin Ticareti Geliştirme Programı kapsamında kaynak temin eden Adana belediyesi, 26 Haziran 1996 tarihinde ihale edilmesine karar verdi. 12 Eylül 1996 tarihinde taahhüt bedeli 339.863.7-26 $ olan Adana HRTS ihalesi ABB Elektrik San., Alarko ve Adtrans firmalarına verildi. Ancak Büyükşehir Belediyesi Basın Müşavirliği 4 Temmuz 2000 tarihinde yaptığı açıklamada, Adana HRTS inşaat işlerinin yaklaşık % 40 nın tamamlandığını, fakat ihalede ön görülen ödeneğin bitme nedeniyle inşaatın durma noktasına geldiği bilgisini verdi. İnşaatın bitmesi için para arayışına başlayan belediye yetkilileri inşaat işleri için yaklaşık 194.2 milyon dolara ihtiyaç duyduklarını belirtiler. Projeyle ilgili tartışmalarda bundan sonra başladı. İMO Adana Şubesi bu tartışmalar üzerine 19 Ekim 2000 tarihinde Adana HRTS İnşaatı ile ilgili bir rapor hazırladı. Adana Şube projenin hatalı, çirkin daha da önemlisi pahalı olduğunu rapor etti, raporu kamuoyuyla paylaştı ve ilgili devlet kuruluşlarıyla Cumhurbaşkanlığına gönderdi. Adana belediyesi ise İMO raporunu hazırladığı 11 Ocak 2001 tarihli raporla cevapladı ve projenin yasalara uygun olduğu, İMO iddialarının gerçeği yansıtmadığını iddia etti. İMO nun girişimleri sonucunda Başbakanlık koordinatörlüğünde İçişleri ve Ulaştırma Bakanlığı ndan oluşturulan komisyon, 19 Mart 2001 tarihinde hazırladığı raporda Adana HRTS projesinde bir hatanın olmadığı ve projenin yasalara uygun hazırlandığını rapor etti. 2 Şubat 2001 tarihinde Başbakanlık binasında düzenlenen projeyi değerlendirme toplantısına ilgili bakanlık yetkililerinin yanı sıra İMO Adana Şube yöneticileri de çağrıldı. Hazine garantisinde dışarıdan alınan krediyle Büyükşehir Belediyesi nin istediği ödenek sağlandı. İMO İstanbul Şubesi Deprem Konulu Sempozyum Düzenledi İMO İstanbul Şubesi, 17 Ağustos depreminden bu yana yaşanan gelişmeleri konu alan 17 Ağustos 1999 Depremi nden Günümüze adlı sempozyumu 15 Ağustos 2007 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum salonunda gerçekleştirdi. Kandilli Rasathanesi, üniversiteler ve meslek odalarından pek çok kişinin sunum yaptığı sempozyum, iki oturum şeklinde gerçekleştirildi. Sempozyumda konuşan uzmanlar, 17 Ağustos depreminden bu yana 8 yıl geçmesine rağmen, halen yetkililerce gerekli çalışmaların yürütülmediğine dikkat çektiler. İstanbul da yaşanacak olası depremin yaratacağı tahribatlara değinen Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü nden Prof. Dr. Mustafa Erdik, araştırmaların İstanbul da yüzde 60 ihtimalle 30 yıl içerisinde yedi veya daha büyük şiddette bir depremin yaşanacağını gösterdiğini vurguladı. Uzmanlar, deprem konusunda birçok araştırmanın yapıldığını ancak yetkililerin gerekli iradeyi göstermemesinden yakındılar. İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe nin başkanlık yaptığı birinci oturumda, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Ensitütüsü Başkanı Prof. Dr. Gülay Altay, Depreme Hazırlıkta Kritik Konular, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Bölümü nden Prof. Dr. Mustafa Erdik İstanbul da Deprem Riski ve Azaltımı, Prof. Dr. Atilla Ansal ise İstanbul İçin Deprem Senaryoları konularında sunum yaptılar. TMMOB Kent Sempozyumu Yürütme Kurulu Üyesi Murat Gökdemir in başkanlığındaki ikinci oturumdaysa, İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür Beklenen Marmara Depremi nde Son Gelişmeler, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Balamir Afetler Politikasında Uluslararası ve Ulusal Güncel Yaklaşımlar ve Türkiye, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Şengezer Deprem Riski ve Kentsel Dönüşüm Düzce Depremzedeler Derneği Başkanı Av. Ayşegül Şenol ise 17 Ağustos ve 12 Kasım Depremleri Sonrası Yaşanılanlar konusunda sunum yaptı. 88
TMH Kamulaştırma Bilirkişilik Kursları devam ediyor 2492 sayılı Kamulaştırma Kanunu nun 15. maddesine dayanarak hazırlanan Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacakların Nitelikleri ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik gereğince, İMO tarafından düzenlenen Kamulaştırma Bilirkişilik Kursları devam ediyor. Beşinci kurs 31 Ağustos ile 2 Eylül tarihleri arasında Bursa da gerçekleştirildi. İMO Bursa Şube koordinatörlüğünde dokuz ili kapsayacak şekilde düzenlenen kursun açılış konuşmasını İMO Yönetim Kurulu Üyesi Alaettin Duran yaptı. Duran, bilirkişilik hizmetlerinde sorunların yaşandığını belirterek bu sorunların temelinde ciddi sistem çarpıklıklarının bulunduğuna dikkat çekti. İMO nun bu alanda yaşanan sorunların çözümüne müdahil olmasının toplumsal bir sorumluluk olduğunu belirten Duran, konuyla ilgili olarak İMO nun hedefini şöyle özetledi: Bilirkişilik komisyonunun oluşturulması, ülkede bilirkişilik sorunlarının bir rapor haline getirilmesi, kamulaştırma bilirkişilik için merkezi bir program ile eğitim etkinliklerinin düzenlenmesi. Dokuz şubemizin koordinatörlüğünde düzenlenen kurslar 81 ili kapsayacak. 2007 yılı için 533 kişinin katılması beklenen kursların takvimi şöyle: Şubeler Eğitim Grupları 2007 Bilirkişi Sayısı Eğitim Tarihi Diyarbakır 73 18-19-20 Mayıs 2007 Erzurum 32 25-26-27 Mayıs 2007 Samsun 52 29-30 Haziran 2007 Trabzon 70 07-08 Temmuz 2007 Bursa 69 31 Ağustos-02 Eylül 2007 İzmir 76 07-08-09 Eylül 2007 Ankara 125 20-21-22 Eylül 2007 İstanbul 36 05-06-07 Ekim 2007 Adana 86 18-19-20 Ekim 2007 İMO Ankara Şubesi 17 Ağustos Depreminin 8. Yıldönümünde Panel Gerçekleştirdi İMO Ankara Şubesi tarafından, 17 Ağustos depreminin yıldönümü nedeniyle düzenlediği panelde, daha sağlıklı yapıların nasıl mümkün olacağı tartışıldı. İMO Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ahmet Göksoy un oturum başkanlığında, İMO Kongre Merkezi nde 17 Ağustos günü gerçekleşen panele, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı Denetim Komisyon Üyesi Timsal Özer, Yenimahalle Belediyesi nden İmar Md. Yrd. Tacettin Demirbaş, Yapı Den. Kuruluşları Birliği nden Kürşat Kahratlı, Ankara Müteahhitler Derneği Başkanı Tahir Tellioğlu ile İMO Ankara Şubesi nden Nejat Bayülke katıldı. 4708 sayılı İmar Yasası ve yönetim eksikliklerinin tartışıldığı panelde, Kürşat Kahratlı, yapı denetiminin bir an önce bütün Türkiye de uygulanması gerektiğine dikkat çekerek, Yapı denetimi sadece 19 ilde uygulanmakta. Yasanın üzerinden 7 yıl geçti ve halen yasada bir değişiklik yapılmadığı gibi yasa genelleştirilmiyor. Pilot uygulama 1 yıl veya 2 yıl sürer 7 yıl sürmesi normal değil dedi.. Siyasi iradenin eksikliğinden yakınan Kahratlı, Bize siyasi irade gereklidir. Eğer o irade olabilirse sorunumuz olmayacaktır. diye konuştu. Tahir Tellioğlu ise, mütahitlik mesleğiyle ilgili birçok düzenleme gerektiğini söyleyerek, Mütahitlik mesleği tamamen mütahit ile vicdanı arasında bırakılmıştır. Mesleğimizin yasal bir çerçevesinin olmayışı siyasilerin, hükümetlerin ayıbıdır dedi. Nejat Bayülke de Mütahitlerin eğitilmesi gerektiğini belirterek, deprem olması durumunda İmar Yasası öncesinde inşa edilen çok sayıda yapının zarar göreceğine vurgu yaptı. Yapıların denetlenmemesinden şikayet eden Bayülke, bu yoldan bir çok kişinin rant elde ettiğini ve bu nedenle denetlemenin engellendiğini belirtti. 89
Şube Seminerleri Antalya İMO Antalya Şubesi SİKA Yapı Kimyasalları Şirketi yle birlikte 4-5 Eylül tarihinde inşaat mühendislerine yönelik beton, izolasyon ve onarım konularında seminer düzenledi. İMO Şube binasında 4 Eylül de gerçekleştirilen, Betonda Yaşanan Sorunlar, Beton Karışımları ve Betondaki Kimyasal Katkılar konulu sunumları Dr. Ali Rayif Sağlam yaptı. 5 Eylül de düzenlenen Sika Ürünleri Tanıtım ve Su İzolasyon Sistemleri, Onarım ve Güçlendirme sunumlarını ise Turgay Özkun ve Erdal Bozok yaptı. Seminerlerin ardından kokteyl düzenlendi. Denizli İMO Denizli Şubesi, 2007 Afet Yönetmeliğine Göre Mevcut Yapılarda Malzeme Dayanımının Tespiti konulu seminer düzenledi. 28 Ağustos günü, TMMOB Toplantı salonunda yaklaşık üç saat süren seminerin sunumlarını, Yrd. Doç. Dr. Hayri Ün yaptı. Ün, sunumunda şu başlıklara yer verdi: Mevcut binalarda beton ve çelik dayanımlarının belirlenmesi, tahribatlı ve tahribatsız deney yöntemleri 2007 Afet Yönetmeliğine göre inceleme esasları ve yerinde beton dayanımının belirlenmesi ilkeleri Daha önceden incelenmiş örnek binalar üzerinde sınırlı, orta ve kapsamlı bilgi düzeylerine göre güçlendirmeye esas kapasite dayanımlarının belirlenmesi yöntemleri Muğla Fethiye Temsilciliği İMO Muğla Şubesi Fethiye Temsilciliği tarafından düzenlenen Hasarlı Betonların Onarım İlkeleri - Uygun Malzeme Seçimi ve Özel Betonlar konulu seminer 25 Ağustos 2007 günü Fethiye Özel Şehit Fethibey İlköğretim Okulu Konferans salonunda gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını Fethiye Temsilcisi Mustafa Şıkman ın gerçekleştirdiği seminerde, İTÜ Malzeme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Yıldırım, çimento türleri, hazır betonların özellikleri, hazır beton sektörü denetiminin yapılması, sektörde karşılaşılan sorunlar ve neler yapılması gerektiği konularında detaylı bilgiler verdi. Katılımcılar ayrıca bu seminerden SİM Yönetmeliği gereği kredilendirilmeye esas meslekiçi eğitim kredi puanı olarak 2,4 puan alacaklar. Bodrum Temsilciliği İMO Muğla Şubesi Bodrum Temsilciliği, 31 Ağustos - 2 Eylül tarihleri arasında Bodrum da düzenlenen Bodrum Yapı Yenileme Fuarı na katıldı. Bodrum garaj üstünde düzenlenen fuara dört gün boyunca katılan İMO Bodrum Temsilciliği, deprem konusunda hazırladığı broşürleri dağıtarak ziyaretçileri bilgilendirdi. Ağırlıklı olarak deprem konusunda bilgilendirme amacı taşıyan stantta deprem konulu slayt gösterisinin yanı sıra afişler de hazırlandı. Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Konferansı İMO Aydın Şubesi 13. kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği konferansı düzenledi. Aydın Ege Bölgesi Sanayi Odası Aydın Şube (EBSO) toplantı salonunda gerçekleştirilen konferansta, Başbakanlık Baş İş Müfettişi İnşaat Mühendisi Ünal Can konuyla ilgili sunum yaptı. İMO Aydın Şube Başkanı Kazım Zeyrek in açılış konuşmasını yaptığı konferansa İMO üyelerinden çok sayıda katılım oldu. Konferans sonunda Kazım Zeyrek, Ünal Can a teşekkür plaketi verdi. 90