Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara

Benzer belgeler
EL VEKİYL. Âl-i İmran. Âl-i İmran. Âl-i İmran. Âl-i İmran. Nisa. Nisa. Nisa

1-) ("B" işareti kapsamı itibarıyla) Esmâ'sıyla varlığımı yaratan ismi Allah olanın Rahmaniyeti ve Rahîmiyeti ile...

EL HABİYR. Bakara. Bakara. Âl-i İmran. Âl-i İmran. Nisa

EL AZİYZ. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara

Sürekli yeni yaşam boyutlarına dönüştüren! "Her an yeni bir şe'nde" oluşun mekanizması olarak sürekli yeni bir hâl yaşatan.

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

EL HADİY. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Hakikate erdiren... Hakikatin gereğini yaşatan! Hakk'ı dillendirten! Hakikate yönlendiren!

İlminin kudretiyle açığa çıkmasını sebepler zincirine bağlayarak, nedenselliği oluşturan ve böylece kesret algılamasını oluşturan

Açığa çıkardığı Esmâ özelliklerini her an algılamakta olan. Farkındalığı ve kavramayı yaşatan. Bunun sonucu olarak Basîr ismi özelliğini tetikleyen!

EL BASIYR. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara

Sıra no Sûre Adı. Âyet sayısı O.B.E.B

Kur ân da Dua Ayetleri

İkili Simetrik Kitap ❸

EL VELİYY. Bakara. Bakara. Bakara. Bakara. Âl-i İmran

42-) Gerçeği (Hakk'ı), aslı olmayana (bâtıla) karıştımayın! Bildiğiniz hâlde gerçeği gizliyorsunuz!

Uzun ve kısa sûreler. Uzun sûreler kümesi

KUR'AN SÛRELERİNİN RESMİ VE İNİŞ SIRALAMASI

Hz. Peygamber'in ilk muhatapları olan Mekkelilerle mücadelesini anlatan Kur'ân'da tam

1-) ("B" işareti kapsamı itibarıyla) Esmâ'sıyla varlığımı yaratan ismi Allah olanın Rahmaniyeti ve Rahîmiyeti ile...

Kur ân-ı Kerîm sûrelerinin sondan sayılması 1

Sûre adı no. sayısı no

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

İkili Simetrik Kitap ❷

YILLIK DERS PLANI DERSİN ADI : KUR AN-I KERİM EK ÖĞRETİM 5.KUR (HATİM) ÖĞRETİM YILI: KURSUN ADI : KUR AN KURSU SINIF / DÖNEM :...

Zengin Sayılar (abundant numbers or excessive numbers) σ(n) > 2n

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

19 lu gruplar halinde sûrelerin sondan sıra numaraları ile âyet sayıları 1

İkili Simetrik Kitap ❷


İkili Simetrik Kitap ❷


Sıra umaraları Kümesi ve Âyet Sayıları Kümesi

İkili Simetrik Kitap ❷

Âyet Sayısı Sıra umarasından Büyük Olan Sûreler



Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

İkili Simetrik Kitap ❷

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.



Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

KURAN YOLU- DERS 9-10


İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;


Allâh Rahmetinden asla ümit kesilmemesi gereken. Gerekli arınmayı yaptırtarak Rahîmiyetin nimetlerine erdiren. Rahîm ismini tetikleyen!

MUHTASAR KUR AN RİSALESİ

Dua ve Sûre Kitapçığı

Sonra onların ardından bir başka kavim (insan kuşağı) yaratıp inşa ettik. 1

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

ARAF SURESİ İniş Sırası: 39 Mushaf Sırası: 7 Mekki Sure 206 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark...

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Question. Kur an ın (Defaten Ve Tedricî) İnişi. Dr.İbrahimiyan

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

Rükü, "Sübhane Rabbiyel Azim"

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ


ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

İslâm Dininde Orman ve Suyun Önemi

1.Rekat. Kovulmuş şeytanın şerrinden Alemlerin Rabbi Allah'a sığınırım (sadece ilk rekatta okunur)

Peki, bu bayramın bizlere nasıl hediye edildiğini biliyor musunuz? Dilerseniz bu kıssayı hep birlikte hatırlayalım.

+ Eğer size yasaklanan (günah)ların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.(4.

Hamd ve Şükür. Einfache Übersetzung Hamd = tanriya övgü sunma, tanriya övgü olsun Şükür = tanriya övgü Övgü = Lob Övmek = loben, preisen

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TESTİ

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Gerçek şu ki, Allah Adem i Nuh u, İbrahim ailesini alemler üzerine seçti; 1

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

KUR AN DA AKIL ve BİLGİ

KUR AN DA TEVBE1 BAKARA SÛRESİ

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 01 ER-RAB

CEVAPLARIM GENEL AÇIKLAMA. 1. Bu kitapçıkta, 8. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi Ünite Değerlendirme Sınavı bulunmaktadır.

YASİN SURESİ İniş Sırası: 41 Mushaf Sırası: 36 Mekki Sure 83 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

Sadece Peygamberlerin sözleri ve onlarla gönderilmiş, tahrif edilmemiş, bozulmamış kutsal metinlerde olan bilgilerdir.

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

Transkript:

HÛ "HÛ'vAllahulleziy la ilahe illâ HÛ"! İster vahiy yollu gelsin, ister bilinç yollu üzerine eğilinsin, algılanan her "şey"in hakikatinin derûnu... Öylesine ki; Ekberiyet tecellisi sonucu önce "haşyeti", sonucu olarak da "hiç"liği yaşatır ve bu yüzden de O'nun hakikatine erişilemez! "Basîretler ona ulaşmaz!" Mutlak bilinmezliğe ve kavranılmazlığa işaret ismidir! Nitekim "ALLÂH" dâhil tüm isimler "HÛ"ya bağlı geçer Kurân'da! "HU ALLAHu EHAD", "HU'ver Rahmanur Rahıym", "Hu'vel'Evvelu vel'ahıru vez'zahiru vel'batın", "HU'vel Aliyyül Azıym", "HU'ves Semiy'ul Basıyr" ve Haşr Sûresi'nin son üç âyeti gibi! Bu arada şunu da bir diğer okunuş şekli itibarıyla fark ederiz ki, isimlerin öncesindeki "HÛ" ismi işaretiyle önce tenzih vurgulaması yapılır, sonra da söz edilen isimlerle teşbihe işaret edilir. Bu da hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gereken bir işarettir. Bakara Bakara 29-) "HÛ" (O işaretini boyutsal derinlikli düşünmek gerekir) yarattı sizin için arzda olanların (bedeninizdeki özelliklerin) tümünü; sonra da şuur boyutunuza yönelip onu yedi kat (yedi idrak-nefs mertebesi) olarak düzenledi. O her şeyi bizâtihi kendinden yarattığı içindir ki her şeyi bilendir. 37-) Adem, Rabbinden (varlığındaki Esmâ mertebesinden) gelen ilim ile -kelimeler- (yapmaması gerekeni fark edip, kendisinden açığa çıkan vehmine tâbi olma hatasını itiraf edip) tövbe etti. Tövbesi kabul edildi. Şüphesiz ki HÛ; O tövbeyi kabul edip Rahîmiyeti ile bunun güzel sonuçlarını yaşatandır. Bakara 54-) Musa kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim, buzağıyı kendinize (tanrı) edinerek nefslerinizdekine (hakikatinize) zulmettiniz! Bu yüzdendir ki Bâri'ye (varlığı kendi Esmâ'sıyla özel bir yapıda yaratana) tövbe edin (varlığınızdaki kendisini inkâr edip, dışınızda tanrı edindiğiniz için) ve benliklerinizi öldürün! Bunu yapmanız Bâri indînde hayırlıdır, tövbenizi kabul eder. Muhakkak ki O, tövbe edeni bağışlayan ve sonucunda rahmetini bağışlayandır." Bakara Bakara Bakara 116-) Dediler ki: "Oğul edindi!" Subhanallah! Bilakis semâlar ve arzda ne varsa O'na aittir ve her şey (kanitun) O'nun hükmünü yerine getiricidir! 137-) Eğer onlar da, sizin O'na iman ettiğiniz kapsamda iman ederlerse, hakikate giden yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, parçalanmış ve dar kafalı olarak kalırlar. Onlara karşı Allah sana yeterlidir! "HÛ"; Es Semî'dir, El Alîm'dir. 139-) De ki: "Allah hakkında bizle mi tartışıyorsunuz? O, Rabbimiz ve Rabbinizdir! Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız (-ın sonuçları da) sizedir. Biz O'na ihlâsla yönelenleriz."

Bakara 163-) İlâh kabul ettiğiniz, Vâhid'dir (TEK'tir, ikincisi olmayan sayılırlıktan beri olan)! Tanrı yoktur, sadece "HÛ" ve Rahman ur Rahîm'dir (herşeyi kendi rahmetinden, Esmâ'sından meydana getirmiştir). Bakara 255-) Allah O, tanrı yoktur sadece O'dur... Hayy ve Kayyûm (yegâne hayat olan ve herşeyi kendi isimlerinin anlamı ile oluşturan-devam ettiren); O'nda ne uyuklama (âlemlerden bir an için olsun ayrılık), ne de uyku (yaratılmışları kendi hâline bırakıp kendi Zâtî dünyasına çekilme) söz konusudur. Semâlarda ve arzda (âlemlerdeki tümel akıl ve fiiller boyutunda) ne varsa hepsi O'nundur. Nefsinin hakikati olan Esmâ mertebesinden açığa çıkan kuvve olmaksızın (biiznihi) O'nun indînde kim şefaat edebilir... Bilir onların yaşadıkları boyutu ve algılayamadıkları âlemleri... O'nun dilemesi (elvermiş olması) olmadıkça ilminden bir şey ihâta edilemez. Kürsüsü (hükümranlık ve tasarrufu {rubûbiyeti}) semâları ve arzı kapsamıştır. Onları muhafaza etmek O'na ağır gelmez. O Âliyy (sınırsız yüce) ve Azîm'dir (sonsuz azamet). Âl-i İmran Âl-i İmran 2-) Allah; tanrı ve tanrısallık yoktur, sadece "HÛ" (HÛ ismi, hüviyeti Zât'a işaret eden isimdir ki birçok yerde önce "HÛ" denerek hüviyeti Zât'ın âlemlerden ve tüm mânâlarla kayıtlanmaktan berî olduğu vurgulanır, sonra O'nda açığa çıkan bir özelliğe işaret eden isim belirtilir, sözü edilen konuya bağlı olarak); Hayy'dır (hayatın kendisidir) ve Kayyûm'dur (âlemler O'nunla vücud bulur ve devam eder). 6-) Sizi rahimlerde (ana karnında-rahîmiyetinde-varlığınızı oluşturan Esmâ mertebesinde) dilediği gibi şekillendiren (oluşturan-programlayan) "HÛ"dur! Tanrı yoktur sadece "HÛ"; Azîz'dir, Hakîm'dir. Âl-i İmran 7-) "HÛ"dur; ki sana inzâl ettiği BİLGİ (Kitap) işaretlerinin bir kısmı muhkemdir (açık-net anlaşılır hükümler ihtiva eden), bilginin (Kitabın) anası-temelidir; diğerleri de müteşabihâttır (teşbih-misal benzetme yollu anlatım). Kalplerinde zey (art niyetli, olayı saptırmak isteyen düşünceye sahip) olan kişiler, fitne amaçlı tevilini (yorumunu-neye işaret ettiğini) yapmak üzere müteşabih olanlarıyla hükmederler. Bunların tevilini (kesin olarak ne kastedildiğini) ancak Allah bilir. İlimde Rasih olanlar (derinlikli düşünenler-tahkik ehli): "İman ettik, onların tamamı Rabbimizin indîndendir" derler. Derin düşünen akıl sahiplerinden (Ulül Elbab) başkası bunu anlayamaz. Âl-i İmran 18-) Allah şehâdet eder, kendisidir "HÛ"; tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Esmâ'sının kuvveleri olanlar (melâike) ve Ulül İlm de (ilim açığa çıkardığı mahaller) bu hakikatin Hak oluşuna şehâdet eder, Adl'i kaîm kılarlar. Tanrı yoktur, sadece "HÛ"; Azîz, Hakîm'dir.

Âl-i İmran Âl-i İmran Nisa Nisa 62-) Muhakkak ki, işin hakikati budur. İlâhiyet (tanrı-tanrısallık) kavramı geçersizdir; sadece Allah! Gerçek ki Allah "HÛ"dur, Azîz'dir, Hakîm'dir. 150-) Doğrusu mevlânız Allah'tır! O yardımıyla zafere ulaştırandır. 87-) Allah O, tanrı ve tanrısallık yoktur sadece "HÛ"! Kendisinde şüphe olmayan kıyamet sürecinde sizi bir araya getirir. Kim, Allah'tan daha doğrusunu söyleyebilir! 108-) (Münafıklar-ikiyüzlüler) insanlardan gizleyebilirler ama Allah'tan asla! Oysa O beraberdi (tasavvufî anlayışla mâiyet sırrı-allah'ın, kulun her zerresini Esmâ'sıyla varetmesi hakikati) onlarla gece boyu, Allah'ın hoşlanmadığı şeyleri kurgularlarken. Allah yapmakta olduklarına Muhît'tir! Nisa 113-) Eğer senin üzerinde Allah fazlı ve "HÛ"viyetinin rahmeti olmasaydı, onlardan bir taife seni saptırmaya elbette yeltenirdi... (Oysa) onlar ancak kendilerini saptırırlar! Sana hiçbir zarar veremezler! Allah sana Kitabı (Hakikat bilgisini) ve Hikmeti (Din ilmini, Sünnetullah marifetini) inzâl etmiş (Esmâ boyutundan bilincine ulaştırmış) ve bilmediğini sana öğretmiştir... Allah'ın sana lütfu Azîm'dir. Nisa 166-) Ne var ki, Allah sana inzâl ettiği ile şahitliğini gösterir ki, HÛ'nun ilmi olarak onu sana inzâl etmiştir. Melekler (bu inzâl ile ilgili kuvveler-cibrîl) de olayın şahididir. Şahit olarak Allah yeterlidir. Nisa 171-) Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar... Dininizde ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın... Allah üzerine Hak olmayanı söylemeyin... Meryemoğlu İsa Mesih, yalnızca Allah Rasûlü ve O'nun Kelimesi'dir... Onu Meryem'e ilka etmiştir ve kendinden (El Esmâ ül Hüsnâ'sından) bir mânâdır (ruhtur)... O hâlde Esmâ'sıyla her şeyin hakikati olan Allah'a ve Rasûllerine iman edin... "Üçtür" (baba-oğul-kutsal ruh) demeyin! Sizin hayrınıza olarak (buna) son verin... Allah ancak İlâh'un Vâhid'dir (Tek Ulûhiyet sahibidir)... Subhandır "HÛ", çocuk sahibi olma kavramından! Semâlar ve arzda ne varsa O'nun içindir... Vekîl olarak Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allah yeterlidir. Nisa 175-) Esmâ'sıyla her şeyin aslı olan Allah'a iman edip, O'na hakikatleri olarak sımsıkı tutunanlara gelince, onları HÛ'dan bir rahmetin ve fazlın içine sokacak ve onları kendisine varan sırat-ı müstakime hidâyetleyecektir.

Maide 6-) Ey iman edenler... Salâta doğrulduğunuzda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi su ile yıkayın; başlarınızı mesh edin ve iki topuğunuza kadar ayaklarınızı da yıkayın... Eğer cünüp iseniz bütün vücudunuzu yıkayın... Eğer hasta olmuşsanız veya bir sefer üzere iseniz veya sizden biri tuvalet ihtiyacını gidermiş olarak gelirse yahut kadınlarla yatmışsanız, su da bulamamışsanız; temiz toprağa teyemmüm edin... Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan mesh edin... Allah size güçlük oluşturmak dilemez, fakat sizi arındırmak ve "HÛ"nun nimetini sizin üzerinizde tamamlamayı diler; tâ ki şükredesiniz (değerlendiresiniz). Maide Maide Maide Maide Maide 52-) Sağlıklı düşünemeyenlerin (münafıkların), "Olayların akışının bizim aleyhimize dönmesinden korkuyoruz" diyerek, onların (Yahudi ve Nasaranın) arasına süratle daldıklarını görürsün... Umulur ki Allah, açıklık veya (HÛ) indînden bir hüküm getirir de, (onlar) içlerinde sakladıklarından (nifaktan) pişmanlık duyarlar. 55-) Sizin Velî'niz sadece Allah'tır, "HÛ"nun Rasûlüdür ve (şu) iman edenlerdir ki, onlar salâtı ikame ederler ve rükû hâlinde zekâtı verirler. 56-) Kim Allah'ı, "HÛ"nun Rasûlünü ve iman edenleri velî edinir ise, (bilsin ki) muhakkak Allah taraftarları, galip gelecek olanların ta kendileridir! 67-) Ey (şerefli) Rasûl... Rabbinden sana inzâl olunanı tebliğ et! Eğer yapmazsan, "HÛ"nun risâletini edâ etmemiş olursun! Allah seni insanlardan korur... Muhakkak ki Allah, hakikati inkâr edenler topluluğuna hidâyet etmez! 76-) De ki: "Allah'ın dûnunda, sizin için bir zarar veya faydası olmayanlara mı kulluk ediyorsunuz? Allah 'HÛ'dur; Semî ve Alîm." 2-) "HÛ" ki, sizi tıynden (su ve toprak elementleri) yarattı; sonra bir ecel (bedenle yaşam süreci) hükmetti... Belirlenmiş yaşam süreci O'nun indîndedir... (Bütün bunlardan) sonra hâlâ şüphe ediyorsunuz. 3-) "HÛ"dur Allah, semâlarda ve arzda... Bilir özünüzdekini de, açığa çıkardığınızı da! (Yaptıklarınızla neler) kazanmakta olduğunuzu da bilir! 13-) Gecede ve gündüzde her ne varsa O'nun içindir! "HÛ"; Semî'dir, Alîm'dir. 17-) Allah sana bir sıkıntı yaşatırsa, onu (hakikatinde de açığa çıkan) "HÛ"dan başka açıp kaldıracak yoktur... Sana bir hayır yaşatacak olan da "HÛ"dur ve her şeye Kâdîr'dir.

18-) "HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkarak) Kâhir (varlığında hükümran olan) olan! "HÛ"dur; Hakîm, Habîr. 19-) De ki: "Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?"... De ki: "Benimle sizin aranızda Allah şahittir... Bana vahyolan şu Kur'ân ile sizi ve ulaştığı (her) kişiyi uyarırım... Siz gerçekten Allah yanı sıra başka ilâhlar bulunduğuna şahit misiniz?"... De ki: "Ben (buna) şahitlik edemem"... De ki: "O Ulûhiyet, TEK'tir ve doğrusu ben, sizin ortak koştuğunuz şeylerden berîyim." 52-) "HÛ"nun vechini dileyerek, sabah akşam Rablerine dua edenleri yanından uzaklaştırma... Onların yaptıklarının sonucundan sana bir sorumluluk düşmediği gibi, senin yaptıklarının sonucundan da onlara bir şey düşmez ki onları uzaklaştırasın... (Bunu yaparsan) o takdirde zulmetmiş olursun. 54-) (Esmâ'nın açığa çıkışı olan) işaretlerimize iman edenler sana geldiklerinde de ki: "Selâmun aleyküm... Rabbiniz rahmeti nefsine yazmıştır! Sizden her kim bilgisizlikten bir kötülük yapar da, arkasından tövbe eder ve (hâlini) düzeltirse, muhakkak ki O, Gafûr'dur, Rahîm'dir." 57-) De ki: "Doğrusu ben Rabbimden apaçık bir delil üzereyim ve siz o hakikati yalanladınız! Acele istediğiniz o (ölüm), benim yanımda değil... Hüküm ancak Allah'ındır! Hakk'ı O bildirir! O, (doğru ile yanlışı) ayırt edenlerin en hayırlısıdır." 59-) Gaybın (algılayamadıklarınızın) anahtarları (bilgisi) "HÛ"nun indîndedir! (Hiç kimse) bilmez onları, ancak "HÛ"! Karada (açığa çıkmış-algılanabilen) ve denizde (derinde-ilimde) ne var ise O bilir... O'nun bilgisi dışında bir yaprak düşmez (çünkü her bir şey "HÛ"nun Esmâ'sıyla açığa çıkmıştır)... Ne Arz'ın karanlıklarında bir habbe (tane), ne de yaş ve kuru (bir şey) yoktur ki Kitab-ı Mubîn'de (apaçık evren kitabında) bulunmasın. 60-) O'dur ki, sizi gecenin içinde vefat ettirir (uyku ölümün kardeşidir: Hadis); gündüzde ne yaptığınızı bilir... Sonra takdir edilmiş ömür tamamlanıncaya kadar sizi gündüzleri bâ's eder... Sonra dönüşünüz O'nadır... Sonra yaptıklarınızı size haber verir (yaşamınızı işin hakikati yönünden değerlendirtir)! 61-) "HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkan bir yolla) Kâhir! İrsâl eder üzerinize hafazayı (koruyucu kuvveleri)... Nihayet sizden birinin ölüm vakti geldiğinde, Rasûllerimiz (kuvvelerimiz-işlevlendirdiklerimiz) onu vefat ettirir! Onlar geç kalmazlar!

62-) Sonra Hak Mevlâları olan Allah'a döndürülürler... Kesinlikle bilin ki, hüküm O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir. 65-) De ki: "O, fevkinizden (gökten-derûnunuzdan) yahut ayaklarınızın altından (yeraltından-dıştan) size bir azap bâ'sedip göndermeye ya da bölünmüş topluluklar hâlinde sizi birbirinize düşürüp, bazınızın şiddetini bazınıza tattırmaya Kâdîr'dir." Bak nasıl türlü şekillerle anlatıyoruz işaretleri, derinliğine düşünüp anlasınlar diye. 66-) Toplumun onu yalanladı; (Oysa) "HÛ"; Hak'tır! De ki: "Ben sizin vekîliniz değilim (iman etmezseniz sonucuna katlanırsınız)!" 73-) "HÛ" ki, semâlar ve arzı Hak olarak yaratmıştır... Ne zaman "Ol" dese hemen oluverir... Hak, O'nun sözüdür! Sur'a üflendiği (bedene veya sisteme-olay içten dışadır) süreçte, mülk O'nundur! Gaybı ve şehâdeti bilendir... "HÛ"dur; Hakîm, Habîr. 97-) "HÛ"dur; karanın ve denizin karanlıklarında, hidâyet bulmanız için yıldızları oluşturan! Gerçekten biz, bilen bir toplum için işaretleri tafsil ettik. 98-) "HÛ" ki, sizi Nefs-i Vâhide'den (TEK BİR NEFS'ten) inşa etti... Müstekarr (istikrar bulma yeri-hakikatini tanıma ve yaşamada kararlılık için)... Müstevda (beden-emaneten kalma yeri)... Hakikaten biz, anlayışı açık bir halk için işaretleri tafsil ettik. 99-) "HÛ" ki semâdan suyu inzâl eden!.. Onunla (semâdan inen su ile) HER ŞEYİN nebatını çıkardık! Ondan da bir yeşillik çıkardık... Ondan da birbiri üzerine gelişmiş habbeler (taneler); hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar çıkarıyoruz... (Bunların) müteşabihi (birbirine benzeyenleri) ve müteşabih olmayanı da! Onun ürünlerine, bir ilk meyve verdiğinde ve bir de olgunlaştığında bakın... Muhakkak ki bunlarda iman eden halk için elbette işaretler vardır. 101-) Semâlar ve arzın Bedî'dir (örneksiz yoktan yaratanıdır)! Eş kavramından münezzeh olanın nasıl çocuğu olur! Her şeyi yaratmıştır! "HÛ"; her şeyi kendi Esmâ'sından yaratması ve onların hakikatinde Esmâ'sıyla olması nedeniyle onları bilir! 102-) İşte budur Rabbiniz Allah! İlâh yok, sadece "HÛ"! Her şeyin Yaratanı'dır (âfakından değil boyutsallığından)! O'na kulluğunuzun farkındalığına erin! O, her şeyin Vekîli'dir. 103-) Ebsar (görme-değerlendirme organları) O'nu idrak edemez; O, ebsarı idrak eder (değerlendirir)! "HÛ"; Lâtîf'tir, Habîr'dir. 106-) Sana Rabbinden vahyolunana tâbi ol... İlâh yok, sadece "HÛ"! Şirk inancında olanlardan yüz çevir!

114-) O, size hakikat ve Sünnetullah BİLGİsini (Kitabı) tafsilâtlı olarak inzâl etmişken, Allah'tan gayrı bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, O'nun Rabbinden Hak olarak nüzûl edildiğini bilirler... Sakın şüphe edenlerden olma! 115-) Rabbinin sözü doğrulanmış ve hak edilen şekilde sonuçlanmıştır! O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur... Semî, Alîm "HÛ"dur! 117-) Muhakkak ki senin Rabbin "HÛ"! Yolundan sapanı en mükemmel bilendir O! "HÛ"; hakikati yaşayanları en mükemmel bilen... 119-) Zorunlu ihtiyaç duymanız hariç, neyi haram kıldığını size tafsilâtıyla bildirmişken; ne oluyor da üzerine Allah İsmi zikredilenden yemiyorsunuz? Muhakkak ki birçoğu bilgisizce, asılsız görüşleriyle (olayı) saptırıyorlar! Haddini aşanları en mükemmel bilen, kesinlikle, Rabbin "HÛ"dur! 127-) Rableri indîndeki Dâr'üs Selâm (Es Selâm isminin mânâsının yaşam boyutu) onlar içindir! Yapmakta oldukları dolayısıyla "HÛ" onların Velî'sidir. 141-) Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, hurmaları, yemişleri muhtelif ekinleri, zeytinleri ve narları, müteşabih ve gayrı müteşabih olarak inşa eden "HÛ"dur... O'nun ürünlerini meyve verdiğinde yeyin; hasadının gününde ise onun hakkını verin (zekât)... İsraf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez. 163-) "HÛ" için ortak kavramı düşünülemez! İşte bununla hükmolundum; ben teslim olmuşluğunu yaşayanların öncüsüyüm!" 165-) "HÛ" ki; sizi Arz'ın halifeleri kıldı ve size verdiklerinde sizi denemek (o özelliklerinizi kuvveden fiile çıkarmak) için, kiminizi kiminizin üstünde mertebelere yüceltendir... Muhakkak ki Rabbin Serî-ül İkab'dır (yapılan suçun sonucunu anında yaşatan)! O, elbette Gafûr'dur, Rahîm'dir. A'raf 57-) "HÛ", ki rahmetinin önünden rüzgârları müjdeci olarak irsâl eden... Nihayet rüzgârlar ağır bulutları kaldırıp taşırken, onu ölü bir beldeye sevk ederiz; onunla su inzâl eder ve onunla her türlü semereden (meyve) çıkarırız... İşte (biz), ölüleri böyle çıkarırız... Umulur ki bunun ne anlama geldiğini düşünürsünüz! A'raf 158-) De ki: "Ey insanlar... Kesinlikle ben hepinize gelmiş Allah Rasûlü'yüm... Semâların ve arzın mülkü "HÛ"nundur! İlâh yoktur sadece "HÛ"! Diriltir, öldürür! Bu yüzden iman edin, Esmâ'sıyla nefsinizin dahi hakikati olan Allah'a ve Ümmî Nebi olan O Rasûl'e ki O, Esmâ'sıyla nefsinin dahi hakikati olan Allah'a ve O'nun bildirdiklerine iman eder. Ona tâbi olun ki hakikate erdirilesiniz."

A'raf 187-) Sana, "Ne zaman gelip çatacak o saat?" diye soruyorlar... De ki: "Onun ilmi ancak Rabbimin indîndedir... Onu, sırası geldiğinde açığa çıkaracak yalnız 'HÛ'dur! (o tecellide zaman-mekân, eşya-kişi söz konusu olmaz)... Semâlara ve arza ağır gelmiştir... Size ancak ansızın gelir." Sanki sen onu (deneyimleyerek) bilensin gibi sana soruyorlar... De ki: "Onun ilmi, Allah indîndedir... Fakat insanların çoğunluğu bilmiyorlar." A'raf 189-) "HÛ" ki, sizi TEK bir nefsten (makro planda: Hakikat-i Muhammedî-aklı evvel; mikro planda: insanlık şuuru-aklı-kül) yarattı ve ondan da eşini (makro planda: evreni; mikro planda: bedeni) oluşturdu; ona yerleşsin diye... Onu (eşini) örtüp bürüyünce, (eşi) hafif bir yük yüklendi, onu taşıdı... Ağırlaştığında, ikisi birden Rableri olan Allah'a: "Andolsun ki, eğer bize bir sâlih verirsen, mutlaka biz değerlendirenlerden oluruz" diye dua ettiler. (Bu âyet, hem âlemlerin oluşuyla ilgili olarak anlaşılabilir, hem de insanın oluşumuyla.) A'raf Enfal Enfal 200-) Eğer şeytandan bir dürtme seni dürterse, hemen Allah'a (nefsinin hakikati olan Esmâ'sının kuvvesine) sığın... Çünkü O, Semî'dir, Alîm'dir. 61-) Eğer barışa yanaşırlar ise, sen de ona (barışa) yanaş! Allah'a tevekkül et (Allah'ı vekîl tut=el Vekîl isminin kuvvesine yönel)! Çünkü O, Semî'dir, Alîm'dir. 63-) (İman edenlerin) kalplerini, verdiği paylaşım sevgisi ile tek kalp gibi yapmıştır! Şayet sen yeryüzünde ne varsa toptan bağışlamış olsan, onların kalplerinin arasını birleştiremezsin... Fakat Allah onların arasını ülfetle birleştirdi... Muhakkak ki O, Azîz'dir, Hakîm'dir. Tevbe Tevbe 33-) "HÛ" ki, Rasûlünü hakikatin ta kendisi olarak ve Hak Din (geçerli Sünnetullah, sistem bilgisi) ile irsâl etti, bütün din anlayışlarının üstüne geçirmek için... İsterse hakikat bilgisini inkâr edenlerin hoşuna gitmesin! 51-) De ki: "Allah'ın bize yazdığından başkası, asla bize erişmeyecektir! "HÛ", Mevlâ'mızdır! İman edenler ancak Allah'a tevekkül (hakikatlerindeki El-Vekîl isminin, gereğini yerine getireceğine iman) etsinler." Tevbe 100-) Muhacir (Mekke'den hicret etmişler) ve Ensardan (Medine'nin yerlileri) ilk öne geçenlerle, onlara hakikati müşahede yollu (ihsan ile) tâbi olmuşlar var ya, işte onlardan Allah razı olmuştur... (Onlar da) "HÛ"dan razı olmuşlardır! Onlar için, içinde sonsuz yaşayacakları altlarından nehirler akan cennetler hazırlamıştır... İşte bu azîm bir kurtuluştur.

Tevbe Tevbe Tevbe Yunus Yunus 104-) Anlamadılar mı ki Allah, kullarından tövbeyi kabul eden ve sadakaları alan "HÛ"dur! "HÛ" Tevvab, Rahîm Allah'tır! 118-) Geride bırakılan o üç kişinin de (tövbesini kabul etti)... Genişliğine rağmen arz onlara dar gelmiş, nefsleri kendilerine dar gelmiş ve (nihayet) Allah'tan sığınılacak yerin, gene ancak O olduğunu düşünmüşlerdi... Sonra, dönmeleri için (Allah) onların tövbesini kabul etti... Muhakkak ki Allah, "HÛ" Tevvab'dır, Rahîm'dir. 129-) Eğer yüz çevirirler ise de ki: "Allah bana yeter! Tanrı yoktur sadece 'HÛ'! O'na tevekkül ettim... Arş-ı Azîm'in Rabbi 'HÛ'dur!" 56-) "HÛ"! Diriltir ve öldürür! O'na rücu edeceksiniz (Hakikatinizin, Esmâ'sıyla yaratılmış olduğunu Hakk-el yakîn yaşayacaksınız)! 67-) "HÛ" ki sizin için, sükûn bulasınız diye geceyi, gerekenleri görüp değerlendirmeniz için de gündüzü oluşturdu... Muhakkak ki algılayabilen bir topluluk için işaretler vardır. Yunus Hud Hud 68-) "Allah oğul edindi" dediler. Subhan'dır O! (Zira) "HÛ" El Ganî'dir (yarattıklarıyla kayıtlanmaktan ve sınırlanmaktan berîdir)... Semâlarda ve arzda ne varsa, O'nun içindir ("El Esmâ"daki mânâların açığa çıkması için)... İndînizde bununla (iftiranızla) ilgili bir kanıt yoktur! Allah hakkında, ilminiz olmayan bir şeyi konuşuyorsunuz! 2-) Yalnızca Allah'a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin, diye (bu BİLGİ inzâl olundu). "Muhakkak ki ben, size 'HÛ'dan bir uyarıcı ve bir müjdeleyiciyim." 4-) "Allah'a rücu edeceksiniz; 'HÛ'; her şeye Kâdîr'dir." Hud 7-) "HÛ" ki semâlar ve arzı altı aşama sürecinde yaratmıştır (enfüsî mânâda altı bilinç kademesindeki şuuru {semâ} ve bedeni {arzı}); O'nun Arşı (hükümranlığının açığa çıktığı Esmâ mertebesi) Su (evrenin hakikati olan dalga {wave} okyanusundaki İLİM olarak); (insan için değerlendirirsek: Esmâ'nın işaret ettiği özellikler kişinin şuuru ve bedeni {yüzde 80 SU yapısı - sudaki hafızanın çeşitli dalgalarla programlanması sonucu} üzerinde hükümrandır, anlamı düşünülebilir. A.H.) fevkindedir! Sizin hanginizin davranış olarak daha güzel şeyler açığa çıkaracağınızı belirlemek için... Andolsun ki: "Kesinlike siz ölümden sonra bâ's olunacaksınız" desen; hakikat bilgisini inkâr edenler kesinlikle: "Bu apaçık bir sihirdir (olmayanı var göstermek)" derler.

Hud 61-) Semud'a kardeşleri Sâlih'i (irsâl) ettik... Dedi ki: "Ey halkım... Allah'a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Sizi arzdan meydana getirdi "HÛ"; ve sizinle mamûr etti orayı... O hâlde O'ndan mağfiret dileyin ve O'na tövbe edin... Muhakkak ki benim Rabbim, Karîb'dir (yakın), Mucîb'dir (icabet eden)." Hud Hud Yusuf Yusuf Yusuf Yusuf 84-) Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (irsâl ettik)... Dedi ki: "Ey halkım... Allah'a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Ölçmeyi ve tartmayı noksan yapmayın... Sizin için hayrın nerede olduğunu görüyorum... Sizi kaplayacak bir azap sürecinden korkuyorum." 123-) Semâlar ve arzın algılanamayanları, Allah içindir... Hüküm tümüyle O'ndan çıkar! O hâlde O'na kulluğunun farkındalığına er; O'nun El Vekîl Esmâ'sının mânâsının hakikatindeki varlığını hisset! Rabbin, sizden açığa çıkanlardan perdeli değildir! 40-) "Onun dûnunda olan tapındıklarınız, sadece isim olarak var ki (yani o isimlerin müsemması olarak hiçbir varlıkları yoktur), o isimleri de siz ve atalarınız oluşturdunuz; onların varlıkları hakkında Allah'tan gelmiş bir delil yoktur. Hüküm ancak ve yalnız Allah'ındır! Hükmetmiştir, sadece kendisine kulluk edilmesini! İşte geçerli Din (anlayışı) budur... Fakat insanların çoğu bu gerçeğin farkında değildir!" 83-) (Babaları) dedi ki: "Hayır (öyle olduğunu sanmıyorum)! Nefsleriniz sizi (kötü) bir işe yönlendirmiş. Bana güzellikle sabretmek düşer bundan sonra... Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir... Muhakkak ki O, Alîm'dir, Hakîm'dir." 92-) (Yusuf) dedi ki: "Bugün suçunuz başınıza kakılmayacak, kınanmayacaksınız! Allah sizi bağışlasın! O, Erhamur Rahîmîn'dir." 98-) (Yakup) dedi ki: "Sizin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim... Muhakkak ki O, Gafûr'dur, Rahîm'dir." Yusuf 100-) (Yusuf) ana-babasını tahta oturttu... Kardeşleri, önünde saygıyla yere kapandılar... (Yusuf) dedi ki: "Babacığım... İşte bu önceden (gördüğüm) rüyanın (baba=güneş, Anne=Ay, 11 kardeş=11 gezegen olarak) tevilidir (anlamının gerçeğidir)... Rabbim onu hak kıldı (gerçekleştirdi)... (Rabbim) bana hakikaten ihsanda bulundu... Şeytan benimle kardeşlerim arasına fit soktuktan sonra; beni zindandan çıkardı ve sizi de çölden getirdi... Muhakkak ki Rabbim dilediğine Lâtîf'tir... Çünkü O, Alîm'dir, Hakîm'dir."

Rad Rad Rad 12-) "HÛ", ki size korku ve umut olarak şimşeği (beyninizde bir an parlayan bir fikri) gösteren, (ilim ve marifet ile) yüklü bulutları inşa eden... ("Size korku ve ümit..." diye başlayan bu ve sonraki âyetler benzetme yoluyla insandaki çeşitli hâlleri anlatmasına rağmen, birçokları tarafından gerçekten göksel olaylar olarak anlaşılmıştır. A.H.) 14-) Hak davet "HÛ"yadır! Yönelip yardım istedikleri O'nun dûnundakilerden, onlara hiçbir şekilde cevap gelmez (çünkü asla var olmadılar)! (Onların durumu) ancak, su içmek isteyip de yalnızca suya elini açanın hâli gibidir... (Çeşme olmadığından) o su ona ulaşacak değildir! Hakikat bilgisini inkâr edenlerin duası ancak sapkınlık ve boşadır! 16-) De ki: "Semâlar ve Arz'ın Rabbi kim?" De ki: "Allah"! De ki: "O'nun dûnunda, kendi nefslerine bir fayda veya zararı olmayan veliler mi edindiniz?" De ki: "Kör ile gören eşit olur mu? Yahut karanlıklar ile Nûr eşit olur mu?" Yoksa Allah'a, O'nun yarattığı gibi yaratan; yaratma sistemi O'nunkine benzeyen ortaklar mı düşünüyorlar? De ki: "Allah'tır, her şeyin Yaratanıdır... "HÛ" Vâhid'dir, Kahhar'dır." Rad 30-) İşte böylece, kendinden önce nice toplumlar gelip geçmiş bir topluluk içinde seni açığa çıkardık ki; Rahman'ı inkâr edenlere, sana vahyettiğimizi okuyup bildiresin... De ki: "Rabbim "HÛ"! Tanrı yoktur sadece "HÛ"! Tevekkülüm O'nadır ve metab (tövbe-dönüş) O'nadır." Rad İbrahim İbrahim Hicr Hicr 41-) Görmediler mi ki biz arzı (fiziksel bedeni), her taraftan onu aşındırıyoruz (tâ ki yaşlanır ve ölür; bir başka anlam, arzın global tükenişe gitmesi kozmik veya iklim şartlarıyla; ya da o devirdeki müşriklerin günden güne tükenişi)... (Bunu) Allah hükmeder; O'nun hükmünü takip edici (bozup değiştirici) yoktur... O, oluşanların sonucuna göre bir sonraki aşamayı anında oluşturandır. 4-) Biz her Rasûlü kendi toplumunun lisanı ile irsâl ettik ki, onlara en anlaşılır şekilde açıklasın... (Artık) Allah dilediğini saptırır ve dilediğine de hidâyet eder... O, Azîz'dir, Hakîm'dir. 52-) İşte bu insanlara bildirimdir; onunla uyarılsınlar ve bilsinler ki "HÛ", Ulûhiyet sahibi BİR'dir! Derin düşünebilen akıl sahipleri de (bu hakikati) hatırlayıp değerlendirsinler! 25-) Muhakkak ki Rabbin, "HÛ"; onları haşreder! Muhakkak ki O, Hakîm'dir, Alîm'dir. 86-) Kesinlikle Rabbin "HÛ"; Hallak'tır, Alîm'dir.

Nahl Nahl Nahl Nahl Nahl Nahl İsra 10-) "HÛ"; ki sizin için semâdan bir su indirdi... İçilen de ondandır, (hayvanları) otlatmakta olduğunuz bitkiler de ondandır. 14-) "HÛ"; ki denizi, ondan taze et yiyesiniz ve takacağınız süsü çıkarasınız diye hizmetinize verdi... Gemileri, onda yara yara gidenler görürsün... O'nun fazlından isteyesiniz ve değerlendirerek şükredenlerden olasınız diye. 51-) Allah buyurdu ki: "İki ilâh edinmeyin! 'HÛ', sadece Ulûhiyet sahibi BİR'dir (cüzlere ayrılmayı ya da cüzlerin bütünü olmayı kabul etmeyen TEKilliktir)... O hâlde yalnız Ben'den korkun." 52-) Semâlar ve arzda ne varsa O'nun içindir! Din de daimî-ebedî-yalnız O'nundur! Allah'ın gayrından mı sakınıyorsunuz? 57-) Kız çocuklarını da Allah'a nispet ederler... Subhan'dır "HÛ"! ("HÛ", münezzehtir bu yakıştırmadan)! Hoşlarına giden (erkek çocukları) da kendilerine... 125-) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğüt ile davet et... Onlarla en güzel şekilde mücadele et... Muhakkak ki Rabbin, "HÛ" yolundan sapanı daha iyi bilir (O)... Daha iyi bilir "HÛ", doğru yola erenleri! 1-) Subhan ki, kulunu gece Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya isrâ (tayy'i mekân) etti... O'na delillerimizi gösterelim diye... Hakikat şu; "HÛ"; Semî'dir, Basîr'dir! İsra 110-) De ki: "'Allah' diye yönelin veya 'Rahman' diye yönelin! Hangi anlayış ile yönelseniz, El Esmâ ül Hüsnâ O'na aittir (Esmâ ül Hüsnâ ile işaret olunan hep aynı TEK!, TEK'in değişik özelliklerine işaret eden isimler; illâ "HÛ")! Salâtında sesini yükseltme, onu gizleyip kısma da; ikisi arası bir yol tut." İsra 111-) "Hamd, çocuk edinmemiş, mülkte ortağı olmayan ve âciz yüzünden velîye de muhtaçlığı söz konusu olmayan Allah'a aittir" de; O'nu (muhteşem azametini) tekbir et (hisset) (Allahu Ekber)! Kehf 14-) Onların kalplerine râbıta koyduk (şuurlarını, müşahede hâlinde devamlı kıldık)! İşte (o delikanlılar) ayağa kalktılar da şöyle dediler: "Rabbimiz (aslımız olan El Esmâ mertebesi), semâların ve arzın Rabbidir (varlıkta olan her şeyi El Esmâ'sıyla oluşturandır)! O'nun dûnunda (o kavrama denk olmayan) ilâh (varlıkta tasarruf eden) kabul edemeyiz!.. Andolsun, bunun aksini dillendirirsek o takdirde akıl ve mantığın alamayacağı kadar saçma bir laf etmiş oluruz."

Kehf Kehf Meryem Meryem Meryem Taha Taha Taha Enbiya Enbiya Enbiya Enbiya Enbiya Hac 38-) "Bu yüzdendir ki, 'HÛ' Allah, Rabbim'dir! Rabbime (hakikatim olan El Esmâ'ya) hiçbir şeyi eş koşmam!" 44-) İşte fark edileceği üzere, velâyet (El Velî isminin zuhuru) yalnızca, Hak olan Allah'a aittir (velayet yaşamını yaşatan Allah'tır)! O mükâfat verici olarak da hayırlıdır, sonucu yaşatıcı olarak da. 35-) Çocuk edinmesi (kendinden gayrı mevcut olmayan El AHAD-üs Samed) Allah için olacak şey değildir; O, Subhan'dır! Bir işin olmasını hükmederse onun için yalnızca "Ol" der; o olur. 47-) (İbrahim) dedi ki: "Selâm üzerinde olsun. Senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Muhakkak ki O, bana çok ikramda bulunandır" dedi. 65-) Semâların, arzın ve ikisi arasında olanların Rabbidir... O hâlde O'na kulluğunu fark et ve O'nun ibadetine sebat et... O gibisini duyup bildin mi hiç? 7-) Sen düşündüğünü açığa vursan (veya gizlesen); (bil ki) kesinlikle O, Sırr'ı da (şuurundakini de) Ahfa'yı da (onu meydana getiren Esmâ mertebeni de) bilir! 8-) Allah'tır! Tanrılık yoktur sadece "HÛ"! Esmâ ül Hüsnâ O'na aittir (dilediğini o özelliklerle yaratır)! 98-) Ulûhiyet sahibiniz sadece Allah'tır... Tanrı yoktur sadece "HÛ"! İlmiyle her şeyi (her yönden) kuşatandır! 4-) (Hz. Rasûlullah): "Benim Rabbim semâda ve arzda konuşulanı bilir... O, Semî'dir, Alîm'dir" dedi. 19-) Semâlarda ve arzda kim varsa O'nun (El Esmâ mânâlarının açığa çıkması) içindir! "HÛ"nun indînde olanlar, O'nun kulluğunu ne benliklerini katarak büyüklenmiş olurlar; ne de bezginlik duyarlar! 26-) "Rahman çocuk edindi" dediler! Subhan'dır O! Bilakis ikrama nail olmuş kullardır (İsa ve Allah'ın kızları diye vehmedilen melekler). 27-) Sözleri, O'nun hükmü önüne geçmez! Onlar, O'nun hükmünü uygular. 33-) "HÛ" ki, geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratmıştır. Her biri yörüngesinde (enerji-dalga okyanusunda) yüzmektedir! 58-) Allah yolunda hicret edip, sonra da öldürülmüş yahut ölmüş olanlara gelince; Allah onları güzel yaşam gıdalarıyla besler! Evet, Allah elbette "HÛ"dur! En hayırlı yaşam gıdasıyla besleyendir!

Hac Hac Hac Hac Müminun Müminun Müminun Müminun Furkan Furkan Furkan Furkan Şuara Şuara 62-) İşte böyle... Zira Allah; "HÛ"dur! Hak'tır (hakiki varlık)! O'nun dûnunda olan yöneldikleri ise, aslı olmayan (bilinçteki yanlış verinin var sandırdığı) şeylerdir! Muhakkak ki Allah, Âliyy'dir, Kebîr'dir. 64-) Semâlarda ve arzda olan ne varsa O'nun (Esmâ özelliklerinin seyredilmesi) içindir!.. Muhakkak ki Allah, elbette O, Ganî'dir, Hamîd'dir. 65-) Görmedin mi Allah, arzdakileri de (bedenî kuvveler), denizde (yüzde seksen su olan bedendeki) hükmüyle akıp giden gemileri de (bilinç) sizin (şuur) hizmetinize vermiştir... Semâyı arza çarpmaktan O koruyor... Oluşmasına elverdiği şartları dışında... Muhakkak ki Allah insanlarda Raûf'tur, Rahîm'dir. 66-) "HÛ"dur ki sizi (şuurla) diriltti... Sonra sizi ("ben"liğinizden) öldürür, sonra sizi (hakiki hayat ile) diriltir... Muhakkak ki insan sınırlı değerlendirme özelliğine sahiptir. 78-) "HÛ"dur ki; sizin için sem' (algılama melekesi), basarlar (gözler) ve fuadlar (Esmâ mânâ özelliklerini şuura yansıtıcılar-kalp nöronları) inşa etti... Ne az şükrediyorsunuz! 79-) "HÛ"dur ki; sizi arzda (bedende) yaratıp çoğalttı... O'na haşr olunacaksınız!. 80-) "HÛ"dur dirilten ve öldüren... Gece ve gündüzün dönüşümü O'nun içindir... Hâlâ aklınız ermiyor mu? 116-) Melîk ve Hak olan Allah pek yücedir! Tanrı yoktur, sadece "HÛ"! Kerîm Arş'ın Rabbidir. 48-) "HÛ" ki... Rahmetinin (yağmur) önünde müjdeciler olarak rüzgârları irsâl etti... Biz, semâdan tertemiz bir su inzâl ettik. 53-) "HÛ" ki.. İki deryayı (şuur ve bilinç-beden) birbirine salan; biri tatlı mı tatlı bir su (ruh-insanî mânâ), diğeri ise tuzlu ve acıdır (kendini hayvani beden kabullenmiş bilinç)! Bu ikisinin arasında da bir berzah (engel, perde); hicrî mehcûr (zıddıyet-düşmanlık); bir engel oluşturdu ('Birbirinize düşman olarak inin' âyetini hatırlayalım. A.H.)! 54-) "HÛ" ki, sudan bir beşer (biyolojik bedenli insan) yarattı da, onunla neseb (kan-gen akrabalığı) ve sıhr (nikâh-evlilik ile hâsıl olan hısım akrabalık) duygusu oluşturdu! Senin Rabbin Kâdîr'dir. 62-) "HÛ" ki, gerçekleri fark edip değerlendirmeyi dileyen kimse için, geceyle gündüzü birbirini takip eder şekilde oluşturandır. 9-) Muhakkak ki senin Rabbin "HÛ"; El Azîz'dir, Er Rahîm'dir. 68-) Muhakkak ki senin Rabbin "HÛ"dur; El Azîz'dir, Er Rahîm'dir.

Şuara Şuara Şuara Şuara Şuara Şuara Şuara Neml Neml Kasas Kasas Kasas Kasas Ankebut Ankebut 104-) Kesinlikle Rabbin "HÛ"; El Azîz'dir, Er Rahîm'dir. 122-) Kesinlikle Rabbindir "HÛ"; El Azîz'dir, Er Rahîm'dir. 140-) Kesinlikle senin Rabbindir "HÛ"; El Azîz'dir, Er Rahîm'dir. 159-) Kesinlikle Rabbin "HÛ"; El Azîz'dir, Er Rahîm'dir. 175-) Kesinlikle Rabbin "HÛ"; El Azîz'dir, Er Rahîm'dir. 191-) Kesinlikle Rabbin "HÛ"; El Azîz'dir, Er Rahîm'dir. 220-) Muhakkak ki O, "HÛ"; Semî'dir, Alîm'dir. 26-) "Allah; tanrı yok, sadece "HÛ"; Rabbidir Azîm Arş'ın!" 78-) Muhakkak ki senin Rabbin aralarındaki hükmünü açığa çıkartır onlarda... "HÛ"; Azîz'dir, Alîm'dir. 16-) "Rabbim! Doğrusu ben nefsime (hakikatime) zulmettim (kendimi beden dünyasına ait kabullenmekle), beni mağfiret et!" dedi (Musa)... (Rabbi de) Onu mağfiret etti. Kesinlikle "HÛ" Gafûr'dur, Rahîm'dir. 56-) Kesinlikle sen, sevdiğini hakikate erdiremezsin! Ne var ki Allah dilediğini hakikate yönlendirir! "HÛ" hakikati yaşayacakları bilir! (Çünkü kendi Esmâ'sıyla o istidat ve kabiliyette yaratmıştır onları.) 70-) "HÛ" Allah'tır, tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Baştan sona Hamd O'na aittir ve dahi hüküm O'na aittir; O'na rücu ettiriliyorsunuz. 88-) Allah yanı sıra tanrıya (dışsal güce) yönelme! Tanrı yoktur, sadece "HÛ"; Her şey (şey'iyeti itibarıyla) yoktur sadece O'nun vechi (mevcuttur)! Hüküm O'nundur... O'na (hakikatiniz olan Esmâ mertebesinin farkındalığına) döndürüleceksiniz! 5-) Kim Allah'ın likâsını (ismi Allah olanın, şuurunda Esmâ'sıyla açığa çıkışını fıtratınca yaşamayı) umuyorsa, (bilsin ki) muhakkak ki Allah'ın takdiri olan bedenli yaşam sürecinin sonu elbette gelir! "HÛ"; Es Semî'dir, El Alîm'dir. (Âyet sonundaki bu tanımlama daima "HÛ" denerek Allah adıyla işaret edilenin tenzih yönüne; Esmâ adıyla da teşbih yönüne işaret ederek OKUyanda tevhid bakışını oluşturmak amacını gütmektedir Allahu âlem. A.H.) 26-) Bundan sonra İbrahim'e (kardeşinin oğlu) Lût iman etti ve: "Doğrusu ben Rabbime hicret edeceğim!" dedi... Muhakkak ki O, "HÛ"; Azîz'dir, Hakîm'dir.

Ankebut Ankebut Rum Rum Rum 42-) Muhakkak ki Allah, O'nun dûnunda yöneldiğiniz şeyleri bilir... "HÛ"; Azîz'dir, Hakîm'dir. 60-) Nice canlı var ki, yaşam gıdasını yüklenip taşımıyor... Onların da sizin de yaşam gıdanızı Allah veriyor... "HÛ"; Semî'dir, Alîm'dir. 5-) Allah yardımıyla... Dilediğine zafer verir! "HÛ"; Azîz'dir, Rahîm'dir. 27-) "HÛ" ki halkı ibda (izhar) eden, sonra onu iade eden! Ki o(nu yapmak), O'na kolaydır! Semâlarda ve arzda en âlâ misaller O'nundur! "HÛ"; Azîz'dir, Hakîm'dir. 40-) Allah ki, sizi yarattı, sonra yaşam gıdasıyla besledi; sonra sizi öldürür (ölümü tattırır), sonra da sizi (yeni bir yaşam boyutunda) diriltir! Sizin eş koştuklarınızdan, bunlardan birini yapan kimse var mı? Münezzeh'tir "HÛ" onların şirk koştuklarından; Âli'dir. Rum 50-) Allah'ın rahmetinin eserlerine bak, (ahseni takvim-halife olarak yaratılıp ölümsüz kılınan kendini, beden-madde kabul ederek) ölümünden sonra, arzı (ilimle) nasıl diriltiyor? Muhakkak ki işte O, ölüleri elbette hayata (ölümsüzlüğe) kavuşturandır! "HÛ" her şeye Kâdîr'dir. Rum Lukman Lukman Lukman Sebe Sebe 54-) Allah'tır ki, sizi zayıflıkla (hakikatinin farkında olmaksızın) yarattı! Sonra, zayıflığın ardından bir kuvvet (hakikatini- Rabbini bilmenin kuvveleriyle) oluşturdu! Sonra, kuvvetin ardından zayıflık (ismi Allah olan indînde acziyetini-abd-i âciz) ve ak saçlı (bilge) hâline getirdi... Dilediğini yaratır... "HÛ"; Alîm'dir, Kâdîr'dir. 9-) Orada sonsuza dek yaşarlar... Allah'ın Hak vaadidir! "HÛ"; Azîz'dir, Hakîm'dir. 26-) Semâlarda ve arzda ne varsa Allah içindir (O'nun Esmâ'sının işaret ettiği özelliklerin seyrinin oluşması için)... Muhakkak ki Allah, "HÛ"; Ganî'dir, Hamîd'dir. 30-) Bu böyledir çünkü Allah, "HÛ"dur; Hak'tır (Mutlak Hakikattir)... Muhakkak ki, O'nun dûnunda isimlendirdikleri şeyler, asılsız-boş şeylerdir! Muhakkak ki Allah "HÛ"dur; Âliyy'dir, Kebîr'dir. 1-) Hamd, semâlarda (bilinç mertebeleri) ve arzda (beden) ne varsa kendisi için olan Allah'a aittir! Sonsuz gelecek yaşamda dahi Hamd O'na aittir! "HÛ"; Hakîm'dir, Habîr'dir. 2-) Arza (bedene-yeryüzüne) gireni ve ondan çıkanı; semâdan inzâl olanı (bilinçten açığa çıkanı) ve ondaki (boyutsal yükselişi) urûc edeni bilir... "HÛ"; Rahîm'dir, Gafûr'dur.

Sebe Sebe Sebe Sebe Fatır Fatır Fatır 23-) Kendisine izin verilen müstesna, O'nun indînde şefaat fayda vermez... Nihayet bilinçlerini saran dehşet yatıştığında: "Rabbinizin hükmü nedir?" derler... "Hak" derler... "HÛ"; Âliyy'dir, Kebîr'dir. 26-) De ki: "Rabbimiz bizi bir araya getirecek ve Hak olarak aramızı (isâbet edenler ve yanılanlar olarak) açacaktır... "HÛ"; Fettah'tır, Alîm'dir." 27-) De ki: "O yanı sıra var sandığınız ortaklarınızı gösterin bana! Hayır, hâşâ! Bilakis yalnızca "HÛ"; Azîz, Hakîm (olan) Allah'tır." 47-) De ki: "Sizden bir karşılık istemişsem, o sizin olsun... Benim ecrim ancak Allah üzerinedir... "HÛ" her şeye Şehîd'dir." 2-) Allah, insanlara bir rahmet açacaksa, onu engelleyecek yoktur! O'ndan sonra, kapattığını da açığa çıkaracak yoktur! "HÛ"; Azîz'dir, Hakîm'dir. 3-) Ey insanlar... Üzerinizdeki Allah nimetini düşünün! Allah'tan gayrı, semâdan (şuur) ve arzdan (beden yollu) sizin yaşam gıdanızı veren bir yaratıcı var mı? Tanrı yoktur, sadece "HÛ"! Nasıl (Hak'tan) sapıtırsınız! 30-) Onlara hak ettikleri karşılığı tam verir ve fazlından da artırır... Muhakkak ki O, Gafûr'dur, Şekûr'dur. Fatır 39-) "HÛ" ki sizi arzda halifeler olarak meydana getiren (hilafet özelliği; meydana getirilmiştir, yaratılmamıştır. Bu ince ve derin düşünülmesi gereken bir konudur. A.H.)... Kim nankörlük eder (birimsel, bedensel zevkler ve kabuller uğruna halifeliğini örter) ise, onun (hakikatini) inkârı kendi aleyhinedir! Hakikat bilgisini inkâr edenlere bu inkârları Rableri indînde şiddetli gazap yaşatmaktan başka bir şey artırmaz! Hakikat bilgisini inkâr edenlere inkârları hüsrandan başka bir şey eklemez! Yasin Yasin Sad Zümer 79-) De ki: "Onları daha önce inşa eden diriltip hayat verecektir! 'HÛ' Esmâ'sıyla her yaratışı Alîm'dir." 81-) Semâları ve arzı yaratan, onların benzerini Esmâ'sıyla yaratmaya Kâdîr değil midir? Evet! "HÛ"; Hâllak'tır, Alîm'dir. 67-) De ki: "HÛ (gerçeği), Azîm bir haberdir!" (Bu haberin mânâsını ve değerini kavrayabilseniz!) 4-) Eğer Allah bir çocuk edinme irade etseydi (olmasını kesin arzulasaydı), elbette yarattıklarından dilediğini süzüp seçerdi... Subhan'dır O! "HÛ" Allah Vâhid, Kahhar'dır!

Zümer 5-) Semâları ve arzı onlar yokken Hak olarak (Esmâ'sındaki özelliklerle) var kıldı! Geceyi gündüze dönüştürür, gündüzü de gecenize dönüştürür... Güneş'i ve Ay'ı işlevsel kılmıştır... Her biri belli bir ömre sahip olarak yoluna devam eder... Dikkat edin, "HÛ"; Azîz'dir, Gaffar'dır. Zümer Zümer Mu'min Mu'min Mu'min Mu'min Mu'min Mu'min Mu'min 6-) Sizi nefs-i vâhide'den (nefs-i küll-kozmik bilinç-evrensel benlik hissi) yarattı! Sonra (holografik esas gereğince) ondan (bilinçten) onun eşini (bedeni) oluşturdu; sizin için en'amdan (kontrol edilebilir hayvani duygular) sekiz eş açığa çıkardı! Sizi analarınızın karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratıştan sonra (diğer) bir yaratışa (geçirerek) yaratıyor... İşte size Rabbiniz Allah; mülkü onun (Esmâ'sının işaret ettiği özelliklerin açığa çıkması) için olan! Tanrı yok; sadece "HÛ"! Nasıl hakikati görmezsiniz! 62-) Allah her şeyin Hâliki'dir... "HÛ" her şey üzerine Vekîl'dir. 3-) Gafir'iz Zenb (suçları bağışlayıcı), Kabilit Tevb (tövbeyi-hakikatine dönmeyi kabul edici), Şedîd ül İkab (suçları acımasız şiddetle cezalandıran) ve Züt Tavl'dır (lütfu ihsanı bol olan)... Tanrı yok, sadece "HÛ"! O'nadır dönüş. 13-) "HÛ" ki, işaretlerini size gösteriyor ve semâdan (bilincinize) sizin için bir rızık (hakikatine dair ilim) indiriyor... (Bunun ne demek olduğunu hakikatine) yönelenden başkası hatırlayıp üzerinde derin düşünemez! 56-) Kendilerine gelmiş bir reddedilemez delil olmaksızın Allah'ın işaretleri hakkında mücadele edenler var ya, onların içlerinde, asla ulaşamayacakları bir kibirden başka bir şey yoktur (Kibriyâ'nın farkındalığına asla ulaşamayacaklardır)! O hâlde sen, Esmâ'sıyla hakikatin olan Allah'a sığın... Muhakkak ki O, "HÛ"; Semî'dir, Basîr'dir. 62-) İşte budur Rabbiniz Allah, her şeyin Hâlik'i! Tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Nasıl (Hak'tan) döndürülüyorsunuz! 65-) "HÛ"dur El Hayy! Tanrı yoktur; sadece "HÛ"! Dini O'na has kılarak, O'na yönelin artık! Hamd, âlemlerin (insanların) Rabbi Allah'a aittir. 67-) "HÛ", odur ki; sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir alakadan (embriyo) yarattı... Sonra sizi bir çocuk olarak çıkardı; sonra olgunluğa ulaşmanız, sonra yaşlılığı yaşamanız için ömür verdi... Sizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor... (Bunların oluşu) takdir edilen süreye ulaşmanız ve aklınızı kullanmanız içindir. 68-) "HÛ" odur ki; diriltir ve öldürür! Hüküm verdiğinde yalnızca "Ol" der (olmasını irade eder); o, olur!

Fussılet Fussılet Şura Şura Şura Zuhruf Zuhruf Zuhruf Duhan Duhan Duhan Ahkaf Muhammed 36-) Eğer şeytandan bir etki seni tahrik ederse, hemen Esmâ'sıyla nefsinin hakikati olan Allah'a sığın (Esmâ'sının, hakikatin olan kuvvelerini harekete geçir)! Muhakkak ki O, "HÛ"; Semî'dir, Alîm'dir. 39-) O'nun işaretlerindendir ki sen arzı (bedeni) huşû hâlinde görürsün... Onun üzerine o suyu (hakikat ilmini) inzâl ettiğimizde, hareketlenir ve uyanıverir! Muhakkak ki onu (bilgisizlikle yaşayan ölüyü) dirilten, (diğer) ölüleri de Muhyî'dir (dirilticidir)! Muhakkak ki O, her şey üzerine Kâdîr'dir. 9-) Yoksa O'nun dûnundan velîler mi edindiler?.. (İşte) Allah! "HÛ"dur el Velî! "HÛ" diriltir ölüleri! "HÛ" her şeye Kâdîr'dir. 25-) O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri affeden ve yaptıklarınızı bilendir. 29-) Semâları ve arzı ve ikisi arasında DABBEden (biyolojik bedenler) çoğaltıp yaydıklarını yaratması O'nun işaretlerindendir... "HÛ" dilediğinde, onları birleştirmeye Kâdîr'dir. 15-) O'na, O'nun kullarından bir cüz kıldılar (Ahad üs Samed oluşunu inkâr ile onu cüzlerden oluşmuş kabul ederek çocuğu olduğunu ileri sürdüler)... Muhakkak ki insan apaçık bir nankördür! 64-) "Kesinlikle Allah, "HÛ"; benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir! Öyle ise O'na kulluk edin! Bu, yolun doğrusudur!" 84-) "HÛ"dur (Esmâ'sıyla) semâda da ilâh (olarak düşünülen), arzda da ilâh (olarak düşünülen)! "HÛ"; Hakîm'dir, Alîm'dir. 6-) (İrsâl olanın) Rabbinden Rahmet olarak! Muhakkak ki O; "HÛ" Semî'dir, Alîm'dir. 8-) Tanrı yok; sadece "HÛ"; diriltir ve öldürür! Rabbinizdir ve atalarınızın da rabbidir! 42-) Allah'ın rahmet ettikleri müstesna... Muhakkak ki O, "HÛ"; Azîz'dir, Rahîm'dir. 8-) "Onu (kendi) uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Onu uydurmuşsam, beni Allah'tan (koruyacak) bir güce sahip değilsiniz... 'HÛ', O'nun hakkında ileri gittiğinizi daha iyi bilir... Benimle sizin aranızda şahidim olarak O kâfidir... O, Gafûr'dur, Rahîm'dir." 2-) İman edip imanın gereğini uygulayanlar ve Muhammed'e inzâl olana -ki O, Rablerinden (gelen) Hak'tır- iman edenlere gelince, (Allah) onların kötülüklerini onlardan örttü; hâllerini ıslah etti.

Fetih Fetih Zariyat Zariyat Tur Necm Necm Necm Necm Necm Necm Rahman Hadid Hadid Haşr 4-) İmanlarının kat kat artması için, iman edenlerin kalplerine sekine (sükûn, güven duygusu) inzâl eden "HÛ"dur! Semâlar ve arzın orduları Allah içindir! Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. 24-) Sizi onlara muzaffer kıldıktan sonra Mekke'nin göbeğinde, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan uzak tutan "HÛ"dur! Allah yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Basîr'dir. 30-) (İbrahim'in misafiri melekler) dediler ki: "İşte böyle! (Bunu) Rabbin dedi... Muhakkak ki O, Hakîm'dir, Alîm'dir." 58-) Muhakkak ki Allah; "HÛ" Rezzâk'tır, Zül Kuvvet'il Metîn'dir. 28-) "Muhakkak ki biz bundan önce de O'na yöneliyorduk! Muhakkak ki O, Berr'dir, Rahîm'dir" 43-) Muhakkak ki "HÛ"dur güldüren de ağlatan da! 44-) Muhakkak ki "HÛ"dur ölümü tattıran da (ilimle) dirilten (bâ's eden) de! 45-) Muhakkak ki "HÛ", iki cinsi erkek ve dişi yaratan... 48-) Muhakkak ki "HÛ"dur ganî eden de fakir kılan da. 49-) Muhakkak ki "HÛ"dur Rabbüş Şi'ra (Sirius yıldızının Rabbi)! 50-) Muhakkak ki "HÛ"dur önceki Ad'ı helâk eden. 29-) Semâlarda ve arzda ne varsa O'ndan talep eder; "HÛ" her "AN" yeni iştedir! 1-) Semâlarda ve arzda olan her şey Allah'ı (işlevleriyle) tespih etmektedir! "HÛ" Azîz'dir, Hakîm'dir. 3-) "HÛ"dur, Evvel, Âhir, Zâhir, Bâtın ("HÛ"dan gayrı olarak hiçbir şey yoktur)! O Bi-küllî şey'in (Esmâ'sıyla her şey'i yaratmış olan olarak) Alîm'dir (Bilen'dir şeylerin tamamını)! 22-) "HÛ" Allah, tanrı yok, sadece "HÛ"! Gayb ve şehâdeti daimî bilendir! "HÛ", er-rahman (tüm El Esmâ özelliklerini mündemiç olan) er-rahîm'dir (tüm El Esmâ özelliklerini açığa çıkaran-o özelliklerle Efâl âlemini seyrinde yaşamakta olan).

Haşr 23-) "HÛ" Allah, tanrı yok, sadece "HÛ"! Melîk'tir (efâl, oluşlar âleminde mutlak hükmü yürüyen), Kuddûs'tür (yaratılmışlığa ve kevne ait nitelenmelerden, yaratılmış kavramlardan münezzeh), Selâm'dır (yaratılmışlarda yakîn ve kurb hâlini oluşturup mâiyet sırrını açığa çıkartan), Mümin'dir (iman açığa çıkartarak hakikatini müşahedeye yönelten), Müheymin'dir (gözetip himaye eden, muhteşem azametini seyirde yaratılmışlığı kaldıran), Azîz'dir (karşı konulması imkânsız olarak dilediğini yapan), Cebbâr'dır (iradesini zorunlu kabul ettiren), Mütekebbir'dir (Mutlak yegâne Kibriyâ {eniyeti} olan)! Allah, onların ortak koştukları tanrı kavramlarından Subhan'dır! Saff Saff Cum'a Teğabün Tahrîm Mülk Mülk Mülk Mülk Mülk Mülk 1-) Semâlarda ve arzda her ne varsa (Esmâ'sıyla onları açığa çıkaranın yaratma amacına göre yerine getirdikleri işlevleriyle) Allah'ı tespih etmektedir! "HÛ"; Azîz'dir, Hakîm'dir. 9-) O ki, bütün din anlayışlarına üstün kılmak için Rasûlünü Hak-hakikat olarak ve Hak Din (mutlak sistem ve Sünnetullah bilgisi) ile irsâl etti! Velev ki şirk koşanlar hoşlanmasa! 3-) Onların dışında, henüz kendilerine katılmamış başkalarına da (O Rasûlü bâ's etti)! O Azîz'dir, Hakîm'dir. 2-) "HÛ" ki, sizi yaratmış olandır! Buna göre kiminiz hakikat bilgisini inkâr edendir ve kiminiz de iman edendir! Allah yaptıklarınızda Basîr'dir. 2-) Allah size, ettiğiniz yeminleri (kefaretini ödeyerek) çözmeyi farz kılmıştır! Allah sizin Mevlâ'nızdır. O, Alîm'dir, Hakîm'dir. 2-) Ortaya koyacaklarınız itibarıyla hanginizin daha mükemmel olduğunu yaşatmak için ölümü ve hayatı yaratan "HÛ"dur! O, Azîz'dir, Gafûr'dur. 3-) Semâları yedi boyut (hâlinde) yaratan "HÛ"dur! Rahman'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin! Hadi bakışını döndür de bak! Bir kopukluk-uyuşmazlık görüyor musun? 14-) Yarattığını bilmez mi! O, Lâtîf'tir, Habîr'dir. 19-) Üstlerinde saf saf kanatlarını açıp yükselen, kapayıp inen kuşları görmezler mi! Onlar Rahmanî kuvvelerle bunu başarıyorlar! Muhakkak ki O, her şeyi (hakikati olarak) Basîr'dir. 23-) De ki: "Sizi inşa eden ve sizin için algılama kuvvesi, idrak kuvvesi (basîret) ve FUADLAR (Esmâ mânâ özelliklerini şuura yansıtıcılar-kalp nöronları) oluşturan "HÛ"dur! Ne kadar az şükrediyorsunuz (değerlendiriyorsunuz)!" 24-) De ki: "Sizi, arzda yaratıp yayan "HÛ"dur! O'na haşr olunacaksınız!"

Müzemmil 9-) Rabbidir doğunun (parlayıp açığa çıkanın) ve batının (sönüp yok olanın)! Tanrı yoktur; sadece HÛ"! O hâlde O'nu vekîl edin! Müdessir 31-) Nâr ashabını sadece meleklerden oluşturduk! Onların sayısını da hakikat bilgisini inkâr edenler için yalnızca sınav objesi olarak meydana getirdik! Kendilerine kitap (Bilgi) verilenler yakînen bilsin ve iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilmiş olanlar ve iman edenler de kuşkuya düşmesinler diye! Kalplerinde hastalık bulunanlar (sağlıksız düşünenler) ve hakikat bilgisini inkâr edenler de: "Allah bu işaretle neyi murat etti?" desinler diye... İşte böylece Allah, dilediğini saptırır ve dilediğini hakikate erdirir. Rabbinin ordularını sadece "HÛ" bilir! Bu beşer için yalnızca bir hatırlatmadır (zikirdir). Bürûc Bürûc Tarık İhlas 13-) Muhakkak ki "HÛ"dur, ibda (izhar) eden ve iade (tekrar izhar) eden! 14-) O, Gafûr'dur, Vedûd'dur. 8-) Muhakkak ki O, onu (aslına) döndürmeye elbette Kâdîr'dîr! 1-) De ki: "HÛ Allah EHAD'dır!"