Nazende Burçaklar... Ne büyük bir heyecan, ne büyük bir sevgi... Ağabeylerin ablaların yaptığı çarpıcı deneylere bakıyor Afyon Dinar Haydarlı YIBO nun birbirinden güzel öğrencileri... Sevgili Gülbin uzun suredir ara verdiği projeye katılınca; bıraktığı yerden ILKYAR ı değerlendirmiş... Gülbin Şubat projesine katılamadı bize de maalesef onun güzel satırlarını özleme düşüyor... Şimdilik Nazende Burçaklarla teselli bulalım... Ekte bir başka dosya Şubat projesine destek verenlere hiçbir zaman haklarını denmesinin mümkün olmadığı bir teşekkürü dile getiriyor... Su sıralar Şırnak Mardin Kilis Osmaniye Şanlıurfa dan gelen yüzlerce mektup, binlerce kez dillendirilen sevgi sözcükleri şiirleri resimleriyle dolu Onlara layık olmaktan başka hiçbir kaygımız olmasa, herhalde daha yaşanır bir dünyaya kavuşurduk... Teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz... NOT: İstanbul daki Bağışçılarımıza Gönüllülerimize Gönül verenlere 5 Mart Cuma 13:30 Marmara Üniversitesi Dr İbrahim Üzümcü Kültür Merkezinde tanıtım, 6 Mart Cumartesi 10:00 Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Müh 1. kat 16 Kuzey Kampus yıllık toplantıya bekliyoruz...
N A Z E N D E B U R Ç A K L A R Tutku evrensel bir hastalıktır. Onsuz ne bilim, ne tarih, ne din, ne sevgi olabilir. Balzac Her!eyin bir ba!ı, bir de sonu oldu"u kesin Ancak bu #LKYAR için geçerli mi buna henüz bir yanıtım yok. Tutkunun, umudun, azmin, sevginin sonu var mı ki geçerli bir sonumuz olsun? #zlenimlerim nedendir bilmem, hep ya"murlara denk gelir oldu. Ya"mur damlaları tek tek toprakta filizlenen ekinleri sararken Afyon a gidiyor aklım. Alıp bir kalem, bıçakla hafif ucunu keskinle!tirip ovalık bir alan,!irince bir okul, karlı da"lar karalamak istiyorum saman kâ"ıtlara Kâ"ıdın her yanını burçaklar alıyor birden, burçaklarımız, çocuklarımız, karde!lerimiz Henüz göreve ba!lamı!, taptaze yürekleri ile ö"retmenlerimiz gözümün önünden gitmiyor. Yüreklerini ilk kez yatılı bölge okullarındaki karde!lerimize açan bu ö"retmenlerimizin çehrelerindeki o sıcak samimiyet silinmiyor. Yan okuldan gelen, yılların yükünü omuzlamı! sınıf ö"retmenimizin söyledikleri ise, görevime duydu"um a!kı bir kez daha perçinliyor. Köylerimizde açan filizleri hala var gücümüzle ye!ertmeye çalı!ıyoruz deyi!i hala kulaklarımda. Hele ki okul müdürümüzün proje bitiminde bilim otobüsümüze dek gelerek E"itim gönüllüsü kavramım sizlerle de"i!ti arkada!lar, sa" olun var olun demesi Esasında de"erli müdürümüzün dedi"i gibi Art alan bilgileri, kavramlar, temalar, yargılar yarattı"ımız ufak farkındalıklarla de"i!iyor. Belki de en güzel yanları de"i!ebiliyor olmaları. Kar!ılıklı etkile!im halinde, kö!esiz, çizgisiz, ko!ulsuz saygı ve sevgi çerçevesinde bütünledi"imiz o atmosfer 1
belki de geçmi!e dair birikmi! ne var ise alıp götürmeye kâfi. Derlerdi ki #ngilizce ö"retimi güç, git gide güçle!iyor, köylerde, merkezden uzak yerlerde yapılamayacak kadar zayıf. Oysa 4. sınıflar yapılabilece"inin kanıtı. Sözcük sesletimleri ile, dil ö"renme hevesleri ile, bana hep bir a"ızdan söyledikleri Are you sleeping? ezgisi ile Mümkün kılınabilirli"in kanıtı onlar. Derlerdi ki çocukların ilgilerini çekmek zor. Oysa o gün çocukların ilgilerini çekmek, mevcut etkinliklerle günlük dersleri ve ya!antıları arasında ba"da!ım kurmak yalnızca on dakikayı aldı. Niçin zor dü!ünülsün, neden imkânsızla!tırılsın ki? Kızlar yatakhanesinin ferahlı"ı, nazende burçaklarımızın mutlulu"u, yapılamayacak, gerçek kılınamayacak!eyler mi di"er herhangi bir okulda da? #sim vermeme ilkemi yine koruyarak bahsetmeden edemeyece"im karde!im Ondaki ya!ama hevesi, olgunla!ma, bir yerlere alnı ak, dürüst, minnetsiz gelmek için sarf etti"i çaba toplumdaki, e"itim-ö"retim alanındaki, yozla!tırılmaya çalı!ılan kültürümüzdeki koca bir bo!lu"u doldurmaya yetkin de"il mi? Yakınlarının tutuklanmasını, ailesinin ona bakamayacak olmasını, parasızlı"ı, a!a"ılanmayı bu denli olgun kar!ılayabilmesi sa"lam atılmayan temellere güç katmaya yetmez mi? Bir di"er karde!imin tarlalarda çobanlık yapsın diye okula gitmesini istemeyen babasına kızmak, gücenmek yerine Ziraat Fakültesi ni bitirip yeniden köyüne dönüp topraklarını zenginle!tirmek istemesi, bu azmi takdire!ayan de"il mi? Bunlar KAT#YEN YAPILAMAZ, HAYATTA OLMAZ ÇOK ZOR ların panzehiri de"iller mi? Yahut da birinci sınıflara yaptı"ım çocuk edebiyatı etkinli"imde kütüphaneye sıra sıra götürdü"üm miniklerdeki kitap a!kı gelecek güzel yarınların teminatı de"il mi? Ellerinde kitaplarla Güybin Abya bana bu kitabı oku"musun? deyi!lerini unutmak ne mümkün En yaramazları olan, evde bir tek annesi ile ya!ayan, 2
yerinde durmayan minik karde!imin dahi resimli kitaplar arasında yarattı"ı hayal dünyasında kaybolması aydınlı"ın anahtarı de"il mi? Kütüphanedeki kitaplarımız arasından seçti"im bir kitaptaki ufak bir hikâyeyi okuyup karde!lerimden ba!lıklar uydurmalarını söyledi"imde ortaya çıkanlar birçok!eyi garantilemez mi? Ki ba!lıklar hakikaten de okudu"um hikâyeyi her yönü ile yansıtmaya birebirken Eski!ehir deki okulumuzun elde olmayan sebeplerden ötürü mevcut olan kötü fiziki konumuna kar!ın tüm çocukların gerek birbirlerine gerekse okul personeline duydukları saygı, hürmet ahlaklı bir gelece"in ufak yansımaları de"il mi? Donduran ayaza kar!ın içimizdeki sımsıcak gülümseyi!lerle birbirimizi selamladı"ımız okul bahçelerindeki inci tanelerimiz, nazenin burçaklarımız bizlerin, hepimizin de"iller mi? Bu proje benim için di"erlerinden çok farklı. Kavramlarımın, mesle"ime ili!kin birtakım olumsuz yargılarımın, belki de yava! yava! içime musallat olan umutsuzlu"un dahi körelip yitmesini sa"ladı. Yapılacak çok!ey, a!ılacak çok yol, gidilecek çok fazla köy, çok fazla okul var Göz ardı edilmemeli. Yapılabilecekler asla ve asla göz ardı edilmemeli. #çimdeki umudu yıktırmayan gönüllülerimize, destek verenlerimize, emektarlarımıza te!ekkür ediyor, hepinizi kucaklıyorum. Gülbin Özdemir Mersin Üniversitesi #ngilizce Ö"retmenli"i http://www.ilkyar.org.tr ilkyar@ilkyar.org.tr Çocuklarımız gelece"imiz her!eyimiz ilkyar larımız... 3
"!"#"$"%"""&"'"("'"%"%")"*" +,&-".'/"0123456789":6;61".<=<51<4<"7>5>?@;=>;"=6A76216;6;-" B"(CD>7"A>D>E@"D>F1>G@H"(@5;>2"I1C=656"(6;JD>-".6526K"%C9L>7@-"M8K56-"0=81N".>5=8;".8=G>7-"O96518-"P6F8118-".6526KN"(>;1@"I5?>"Q85>;F6E85-"/856R82N"%818A".CA>D6G18N"S>7>G" S>AA>"!5=@L1@N"TA9>;8G6"+<K8L8N"!=>;>",JK>;7@N"!;2>5>"(656?182JLE8A>5U=>28"P>7@1@" 0123456789"/31V6"T2C11>5@;@"2>HA>G>;"&/."&JH1C9>"'58F89",5JW6A8"XY"(CD>7"V6R6A8" D8778Z",5JW6;8;"V65L6216F96A8;8"A>41>G>;">F>4@=>28"2C5C9-"2C5C1CF"[6"D856G1656"=6A7621658" ;6=6;8G16"76F622<5165898K8"AC;CGJ5CK\" T+&)-".65A8;"[6"/J4>K8L8");8[65A8761658"*627351<21658-"2>G@7"[6"=65A165=6"=6A762" [656;"3456789"<G61658-",5JW6;8;"7<9"=6A7648;8"A>41>G>;" ]61LC2"[6"]698E>"P>F>5-"^82698;="0A7>;DC1":5CDC"-"'956"/JKG8487"_X`-""!E967"",6G;85R8J41C"[6",5J?"+5"/6285",6G;85R8J41C",5JW6;8;"%87>H1@2"=@F@;=>"7<9"=6A7648;8"_YY`"A>41>G>;" +5"P>1L@;"!G>A1@"[6"&<52"%<17<5"Q>2?@"!;@"287>H1@4@"2C5>;" 0A1>9")1261658"!;2>5>"'2J;J982"!5F".52"#>1@F>;1>5@-" '898"%>a>9C5>-"I9C7" %3H5<1658",5JW6":5CDC"_b`"_/TS,"cP"!/+`-"d6G;6H"[6"S>1C2"+C5>2-"&C;L>G">816A8-" S]/M"/81V8"0F169":5CDC-":<;@F@4@"%87>H1@4@-"T+&)"'48789"e>2<176A8N"DC"287>H1@21>5>"62" 287>H"=6A7648"A>41>G>;"&)P!," " " PC578L8"%>5VJ-"!27>F-""!5L6182-"P>H@"%56=8"]8VJ57>" &)/0&!%-"Ic$M'e"&<52-"" &<52"d62>"Q>2?@-"c6A8D6"!G=@;"P>G@;1>5@" &61962-"]612>"^7=-"P>F>5"/8516F82",>K>51>9>-":<165"c>218G>7Z" /C"=6A7621658;"G>;@;=>"E65"K>9>;"G>;@9@K=>"J1=C4C;C"E8AA677856;">52>=>F1>5@9@K" H5JW6;8;"D>F>5@A@;@"A>41>=@Z"O456;R8165898K"E65"G65=6"E6526A8;"E>G5>;1@4@;@"2>K>;=@Z"" " +3;618"Y"E>?7>"J19>A@;>"5>496;"E6H"D65>D65">=>H7>AGJ;"KJ51C4C"L628GJ5CKZZZ" %CF>7@19@F1@21>5-"2@K1>5@;"2>=651658;6"9>E2C9"J1CF1>5@-"8L898K8">R@7@GJ5ZZZ""!F>4@=>28"E82>G6G8"=>E>"3;R6"H>G1>F9@F7@2-"61D6776"8A89"[6"D31V6G8"E8LD85"K>9>;" [6598GJ5CK-">;R>2">F>4@=>"2C11>;=@4@9@K"f!G?65g"8A98"G658;6"D85"65262"8A98"[>5" V65L6276-"D611828"65262"D6216;98F"D85"D6D62Z-"G>;8"f2>=@;@;">=@"GJ2gZZ" Ö!retmenimiz anlatıyor: "Köyünden geldi minicik, neredeyse kolundan tutarken sanırsınız ki bir parmak tutuyorsunuz... O kadar küçük, o kadar zayıf... Ayfer'e beyaz minik zenci diye de hitap etti!im oldu Yemekleri be!eniyormu", ama yemiyor Bayan belletici ö!retmen söyledi Her aksam, her aksam (ve yıllarca) aynı manzara, ranzanın üstündeki yata!ına çıkıyor, iki kollarını acıyor o kadar derinden bir yakarı" ki, insanin içi burkuluyor: "Allahım, Allahım, ne olur, ne olur beni büyütme, boyum uzamasın,
ben böyle kalayım, ne olur " Ayfer yakarıyor, çünkü okumak istiyor Ayfer diyor ki, e!er büyürsem babam beni hemencecik evlendirir Ayfer lisede de hiç yemedi, hiç büyümedi Hiç haber alamadım Üniversitede 2. Sınıftayım Geçti!imiz sene bir kız geldi, tanıyamadım, uzun boylu, kıyafetiyle tam bir genç kız Hocam beni tanımadınız mı? Ben Ayfer Gözlerim yasardı Nasıl da büyümü"sün böyle Hocam, Allahla anla"mamız lise sona kadardı "