Din ve Ahiret İşlerinin Salahı na Dair Toplu Nasihat Şeyhulislam İbn Teymiyye Mütercim: Ebu Muhammed es-selefi www.almuwahhid.com 1
Şeyhu l-islam İbni Teymiyye, el-vasiyye el-cami li Hayr el-dunya ve l- Ahiret 1 "Şeyhu l-islam İbni Teymiyye ye şu soru soruldu: Şeyh, İmam, Selefin takipçisi ve Halef in lideri, bildiğim ve batı ve doğu beldelerinde tanıştıklarımın en alimi Takiyyudin Ebu l-abbas Ahmed İbni Teymiyye ye dünya hayatım ve dini yaşantım hususunda beni doğruya yöneltecek bir nasihatta bulunmasını sordum. Şöyle cevap verdi (rahimehullahi Te ala): Nasihata gelince; ben Allah (Azze ve Celle) ve Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) in nasihatından, anlayan ve uyanlar için, daha faydalı bir nasihat bilmiyorum (Allah) Te ala dedi ki: ) ولقد وصينا الذين أوتوا الكتاب من قبلكم وإياكم أن اتقوا هللا ( "Andolsun, biz sizden önce kitap verilenlere ve sizlere: Allah'tan korkup sakının! diye tavsiye ettik." (en-nisa 4/131) Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) Mu az (radiyallahu anh) aya onu Yemen e gönderdiğinde şöyle nasihat etti. (يا معاذ : اتق هللا حيث ماكنت, واتبع السيئة احلسنة متحها, وخالق الناس خبلق حسن ( "Ya (ey) Mu az! Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah tan kork! Seyyiat (günah) işlediğinde arkasından hemen Hasenat (sevap) kazandıracak bir amel işle ki, onu yok etsin. İnsanlara da güzel şekilde muamele et." Mu az (radiyallahu anh) ın Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yanında çok itibarlı bir yeri vardı ve ona dedi ki: "Ya (ey) Mu az seni Allah için seviyorum." ) يا معاذ : وهللا إين ألحبك ( O (sallallahu aleyi ve sellem) onu bineğinin arkasına oturturdu. Rivayet edildiğine göre o; (أنه أعلم األمة باحلالل واحلرام, أنه حيشر أمام العلماء برتوة) 1 Mecmu ul Fetava, 10/653-660 2
"Ümmetin içerisinde helal ve haramı en iyi bilendir ve alimler Kıyamet Günü biraraya geldiklerinde o, bir adım önde olacaktır." Onun faziletlerinden birisi, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) in onu, Yemen e mesajını iletmesi ve Yemen Halkı na bir davetçi, müftü ve hakim (kadı) olması üzere göndermesidir. (Rasulullah) onu İbrahim (aleyhi selam) a benzetirdi, İbrahim (aleyhi selam) insanların İmam ıydı. İbni Mes ud (radiyallahu anh) Mu az (radiyallahu anh) ı İbrahim (aleyhi selam) a benzeterek, Allah a karşı itaatkar olup, müşriklerden olmayıp (tek başına) Ümmet olduğunu söylerdi. Dahası, (Rasulullah) ona böyle nasihat etmiş, dolayısıyla bu nasihatın özlü ve kapsayıcı olduğuna dikkat etmeliyiz. Bunu anlayan kimse için, Kur an da edilen nasihatın tefsiri (açıklaması) olsa da, böyledir (özlü ve kapsayıcıdır). Özlü oluşuna gelince; her insanın iki görevi olmasındandır: Allah (Azze ve Celle) nin hakkı (Allah a karşı görevleri) ve başkalarının hakkı (başkalarına karşı görevleri) olmasındandır. Bu haklardan (görevlerden) bazılarını, emredildiği birşeyi terkederek veya (yapılması) yasaklanmış birşeyi işleyerek, yerine getirememek kaçınılmazdır. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) bundan dolayı şöyle dedi: "Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah tan kork!" ) اتق هللا حيث ما كنت ( Bu çok kapsamlı bir sözdür. "Her nerede olursan" sözü, gizlide ve zahirde takvalı olmanın gerekliliğine işarettir. Sonra (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dedi: ) واتبع السيئة احلسنة متحها ( "Günah işlediğinde arkasından hemen sevap kazandıracak bir amel işle ki, onu yok etsin." Zira doktor hastayı görür ve onun zararlı birşeyi yuttuğunu farkederse, ona kendisi için iyi olacak birşey yemesini söyler. Günah insan için kaçınılmazdır dolayısıyla zeki olan adam, sürekli olarak iyi ameller işler ki, (iyi amelleri) kötü amellerini temizlesinler. Hadis in metninde yer alan Seyyiat (kötü ameller; günah) önce zikredilmiştir, nesne olmasına karşın zira buradaki amaç, iyi amelleri vurgulamak değil, kötü amelleri temizlemektir. İyi ameller, kötü ameller cinsinde olmalıdır ki onları temizlemede daha fazla etkileri olsun. Seyyiat ın getirileri birkaç şey ile silinebilir ki bunlardan ilki Tevbe etmektir. İkincisi Tevbe etmeksizin İstiğfar etmektir ki Allah (Te ala) onun Dua sına icabet ederek, Tevbe etmemiş dahi olsa, onu bağışlayabilir. Eğer Tevbe ve İstiğfar birarada olursa, bu en güzelidir. Üçüncüsü, Seyia tı silen Ameli Salihat (hayırlı ameller) işlemektir. Ramazan da cinsel ilişkiye girenin, Zıhar yaparak eşini boşayanın, Hacc da işlenmesi yasaklanmış bazı fiilleri işleyenin veya (Hacc ın) Vecibeler inden (gerektirdiklerinden) 3
bazısını terkedenin ve Hacc da avlananın ve benzeri gibi Kefareti mutlak (belirli) amellerin günahlarının silinmesi hususunda ise, bunların kefareti dört çeşittir: Kurban sunmak, köle azad etmek, Sadaka vermek ve oruç tutmak. Belirlenmemiş kefaretlere gelince; Huzeyfe (radiyallahu anh) ın Ömer ibni Hattab (radiyallahu anha) ya dediği gibidir. İnsana, ailesi, malı ve çocukları sebebiyle, isabet eden Fitne; namaz, oruç, Sadaka ve Emri bi l-mar uf ve Nehyi Ani l-münker (iyiliği emredip kötülükten men etme) ile silinebilir. Bu, Kur an ve Sahih Hadisler in gerektirdiğidir. Günlük 5 (Vakit) namaz, Cuma Namazı, oruç, Hacc ve hakkında: Her kim şöyle şöyle derse veya şöyle şöyle yaparsa, bağışlanabilir veya önceki günahları silinir, denilen bütün fiiller, hakkında söz söylenmiş olması sebebiyledir. Sünen Kitapları nda, özellikle faziletli ameller hususunda yazılmış kitaplarda, bunun benzeri çok nakil vardır. Şuna değinilmelidir ki; böyle meselelere dikkat etmek, insanın en çok ihtiyaç duyduğu şeylerdir. Kişi (Akil) Baliğ olduğunda, özellikle de bu zamanda ve birçok açıdan Cahiliye yi anımsatan zamanlarda, İlim ve Din Ehli nden (böyle ortamlarda) yetişen kişiler dahi Cahiliye meselelerinden çok fazla etkilenebilirken, peki ya (avamdan) diğerleri nasıldır? Sahihayn da Ebu Sa id (radiyallahu anh) Hadis inde Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) den rivayet edilmiştir ki: لتتبعن سنن من كان قبلكم حذو القذة بالقذة حىت لو دخلوا جحر ضب لدخلتموه. قالوا : يا 4 رسول هللا, اليهود والنصارى قال : فمن "Sizden öncekilerin (Ehli Kitab ın) yoluna adım adım, karış karış tabi olacaksınız. Hatta bir kertenkele deliğine girseler siz de gireceksiniz. Dediler ki: Ya Rasulullah, Yahudi ve Hristiyanlara mı uyacağız? Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dedi ki: Ya kime? (Tabii onlara uyacaksınız)!" Bu Haber, (Allah) Tea la nın şu sözüyle tasdik edilmiştir: ) فاستمتعتم خبالقكمكما استمتع الذين من قبلكم خبالقهم وخضتمكالذي خاضوا ( "İşte sizden öncekiler nasıl paylarına düşenden faydalandıysalar, siz de payınıza düşenden faydalandınız ve (batıla; dünyaya ve zevke) dalanlar gibi siz de daldınız." (et-tevbe 9/69) Sahih ve Hasen Hadisler den bu manada daha çok Hadis vardır. Bu öyle bir şey ki, dine düşkün olduğunu iddia eden hassa (elit tabaka)dan olanları etkiler, bu Selef den aralarında İbni Uyeyne nin de bulunduğu birden çok kişinin sözüdür. Yahudiler in birçok ahvali, ilim sahibi olduklarını iddia eden birçok kişiyi yaralamakta olan şeylerdir ve Hıristiyanlar ın birçok ahvali dini düşkün kimseleri yaralamakta olan şeylerdendir. Bu, Allah (Azze ve Celle) nin Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) e gönderdiği İslam Dini ni anlayan ve bundan sonra insanların ahvalini İslam ile anlamaya çalışanlar için çok açıktır. Durum buysa o halde, Allah ın kalbini İslam a açtığı kimse Rabbinden gelen bu nuru takip eder öyle ki öldüğünde Allah ona hayat verir (diriltir) ve ona insanların arasında
yürüyebilmesi için nur verir. Dolayısıyla; Dalalet'e sapan ve Allah ın gazabını kazanan Cahiliye nin ahvalini ve bizden önceki iki Ümmet in, Yahudiler in ve Hıristiyanlar ın, yolunu farketmesi onun için kaçınılmazdır ve görür ki kendisi de bundan etkilenmiş. Havas ve avamın bilmeleri gereken şeylerden en faydalısı, onların ruhlarını kötü tesirlerden temizleyecek (şeydir) ki bu; kötü amellerden sonra iyi ameller yapmalarıdır. Hasenat, amel olsun, ahlak olsun, karakter olsun, Hatemu l-enbiya (sallallahu aleyhi ve sellem) in diliyle Allah ın teşvik ettiğidir. Günahların getirilerini gideren şeylerden biri de günahı silen felaketler ve fitnelerdir ki bunlar bütün çeşitleriyle acı, mal-mülk hususunda hüzün veyahut eza, onur, kişinin bedeni ve (bunun gibi) bundan başka şeylerdir lakin bunlar kulun kendi fiilleri ile başına gelmez. (Rasulullah), Salih Amel işleme ve Fesad ı Islah etme hususunda Allah ın haklarını zikrettikten sonra dedi ki: "İnsanlara da güzel şekilde muamele et." 5 ) وخالق الناس خبلق حسن ( Bu, kişinin başkalarına karşı yükümlülüklerine işaret etmektedir. Diğer insanlara karşı güzel Ahlak şunları sağlamakla olur; seninle ilişkiyi kesen kişiye selam vermek, ikramda bulunmak, onun için dua etmek, İstiğfar (bağışlanması için Mağfiret dilemek), onu övmek ve ziyaret etmek vasıtasıyla ilişki kurman; seni ilim, menfaat ve maldan mahrum bırakan kimseye (Sadaka, hediye vs) vermek; sana kan bağı, mülk veya onurun hususunda zulmedeni bağışlamaktır. Bu hususlardan bazıları Vacib, bazıları da Müstehab dır. Allah ın Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) i "Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin." (el-kalem 68/4) ayetinde tarif ettiği güzel ahlaka gelince; bu Allah ın Mutlak biçimde emrettiği bütün fiilleri kapsayan Din dir. Hakeza Mücahid: "o (sallallahu aleyhi ve sellem) Kur an ın Te vil idir." demiş, Aişe (radiyallahu anha) da: "o (sallallahu aleyhi ve sellem) in ahlakı Kur an dı." ) كان خ ل قه القرآن ( demiştir. O (sallallahu aleyhi ve sellem) in karakterinin hakikati, Allah (Te ala) ın sevdiği şeyi yapmada, isteyerek ve açık kalplilikle, acele etmesiydi. Bütün bunlar belki, Allah ın emrettiği Vacib olsun Müstehab olsun şeyleri yapmayı ve Allah ın yasakladığı Tahrimen olsun Tenzihen olsun (Haram) her şeyden kaçınmayı da içerisine alan Takva kelimesinde özetlenebilir. Bu, Allah a ve diğer insanlara karşı olan hakların (yükümlülüklerin) her ikisini de biraraya getirmektedir. Lakin Takva bazen; kişiyi Haramlar dan kaçınmasına sebebiyet veren Azab (cezalandırılma)dan korkmak manasına gelir ki Mu az (radiyallahu anh) Hadis inde açıklandı. Aynı şekilde, Ebu Hureyre (radiyallahu anh) Hadis inde ki Tirmizi tarafından rivayet edilmiş ve Sahih tir denmiştir.
قيل يا رسول هللا : ما أكثر ما يدخل الناس اجلنة قال : تقوى هللا وحسن اخللق. قيل : وما ( ) أكثر ما يدخل الناس النار قال : األجوفان : الفم والفرج "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) den en ziyade neyin insanları Cennet e soktuğundan sordular: Allah korkusu ve güzel Ahlak! buyurdu. İnsanları Cehennem (ateşin) e en çok atan şeyin ne olduğunu sordular: İki boşluk: Ağız ve Ferc dir buyurdu." Abdullah ibni Ömer (radiyallahu anh) dan Sahih de, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in şöyle dediği rivayet edildi: "İmanı en Kamil (kuvvetli) olan Mü min, Ahlakı en güzel olandır." ) أكمل املؤمنني إميانا أحسنهم خلقا ( Yani İman ın Kemal ini, güzel Ahlak ın Kemal iyle irtibatlandırmıştır. Çok iyi bilinmektedir ki, şüphesiz İman ın tamamı Takva dır lakin burası bu mevzunun Tafsilatı nı ve Furu unu tartışma yeri değildir. Bu, Din in tamamıdır lakin iyiliğin kaynağı kulun İhlaslıca kendisini Rabbi ne adayarak Islah etmesi, yalnızca O na İbadet etmesi ve yalnızca O ndan yardım taleb etmesidir (Allah) Teala nın kavlinde geçtiği üzere: ) إياك نعبد وإياك نستعني ( "(Allah ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız Sen den yardım dileriz." (el-fatiha 1/5); ve (Allah) Tea lanın kavlinde geçtiği üzere: ) فاعبده وتوكل عليه ( "Öyle ise O'na kulluk et ve O'na dayan!" (Hud 11/123); (Allah) Tea lanın kavlinde geçtiği üzere: "Ben sadece O na tevekkül ettim ve sadece O na yöneliyorum." (Hud 11/88) (Allah) Tea lanın kavlinde geçtiği üzere: ) عليه توكلت وإليه أنيب ( 6
) فابتغوا عند هللا الرزق واعبدوه واشكروا له ( "Öyle ise rızkı Allah ın katında arayın. O na kulluk edin ve O na şükredin!" (el-ankebut 29/17) Nitekim, kul Mahlukat tan fayda umduğunda (Allah tan) uzaklaşır ve onların Rıza sı için mücadele etmez ve bütün ihtiyaçları, korkuları ve benzerleri için O na Dua eder, bütünüyle Rabb ine yönelir ve O nun sevdiği şeyler için mücadele eder." 7