Sedat Gülçağlayan ın Benden bu kadar dediği yazımızda çeşitli nedenlerle yarışlardan, hatta denizlerden çekilen küskünler den söz etmiştik. Raslantı bu ya, tam Team Oguzhan haberini hazırlarken elime eski bir gazete geçti Bir küskün daha vardı adını anmadıklarımız arasında O zamanki adıyla Açıkdeniz Yarış Kulübü Komodoru. Elimdeki Hürriyet Gazetesi 11 Ağustos 1982 tarihini taşıyor Gazetenin ikinci sayfası tamamen bir röportaja ayrılmış. Ama öyle bir günlük bir yazı dizisi değil Başlığı Denizin Kadillakları Bölü m 4 Demek önünde ve arkasında da yayınlanmış bölümler var Günümüzde yatçılık ve yelken haberlerinin küçücük de olsa girebilmekte zorlandığı gazetele rde o yılarda belli ki yatçılık bir cazibe merkezi Ama bu yazıda daha farklı bir nokta var. Önceki ya da sonraki röportaj konuklarının kim olduğunu bilmiyorum ama, burada konu edilen Aheste yatının sahibi de bir deniz küskünü 1 / 5
İLK DENİZ OTOBÜSLERİ Sizlerle bu yazıyı paylaşmadan önce den geriye, aklımda kalan bir iki ayrıntıya değinmek istiyorum. Açıkdeniz Yarış Kulübü (Bugünkü adıyla TAYK) Komodorluğunu yaptığı günlerde Deniz Lordu n u andıran karizmatik bir kişiliğe sahipti. Görünümüyle de bunu desteklerdi. O yıllarda Deniz Kuvvetleri Kupası nın startının verildiği Heybeliada Deniz Harp Okulu na (Bugünkü Deniz Lisesi) yatının baş üstünde ayakta, bir eli istralyada, toplasanız bir limonata bardağına sığabilecek incelikteki lacivert blazer ceketi ve aynı incelikteki beyaz pantolonuyla gelirdi. İstanbul un ilk hızlı deniz otobüsleri olan "Komet"ler veya diğer adıyla Erkal ları getirmişti. Erkal lar seri seferlerle konukları Bostancı ve Kabataş tan Heybeli ye taşırdı. Ancak bu Erkal lar, Balin in sonunu getirdi. Çeşitli güçlükler sürüldü önüne ve sonunda seferden men edildiler. Bunun nedeni sonraları anlaşıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi hızlı deniz taşımacılığına el atacaktı Erkal ları elden yok pahasına çıkarttı Balin. Sonra Komodorluktan ayrıldı ve bu ayrılışla birlikte denizden de uzaklaştı. Özetle onun küslüğü yarışlardan değil de daha çok ticari nedenlerden kaynaklandı. O da konuşmadı 2 / 5
, derdini dillendirmedi. Ne var ki gerek ticari, gerek sportif küslüklerin ilerlememizi ve gelişmemizi engellediği de ortada. Şimdi sizi yazımızın başında da belirttiğimiz gibi eskilerdeki bir gazete kupürüyle baş başa bırakalım. Başlığa ve yazıya hiç dokunmadan aynen aktarıyoruz. {highslide}galeri/aheste_01.jpg{/highslide}{highslide}galeri/aheste_02.jpg{/highslide}{highslide}g aleri/aheste_03.jpg{/highslide} Her türlü konforu ve kuğu görünüşüyle Aheste bir yüzen saray Yelkenli Kadillaklar Röportaj: Hami ALKANER Fotoğraflar: Hayrettin KARATEKE Yatçılıkta gezi sınıfında yer alan Aheste nin sahibi, Teknemde evimden daha çok rahat ediyorum diyor -4- Aheste Bir şahane Villa ya da Yalı yı alın, denizin mavilikleri üzerine bırakıverin!.. Yüzsün!.. İşte, abartmasız Aheste bu Tam 29 ton ağırlığında Boyu 15 metre 40 santim Genişliği 4 metre, su kesimi 2 metre 45 3 / 5
santim İçinde iki kişilik, tuvalet masası, gardırobuyla, pencerelerindeki mavi perdeleriyle bir güzel yatak odası Duvarlarında tablolar, antika eşyalar ile süslü ve ortada bir de yemek masası bulunan salonu Şirin, cana yakın mutfağı Küçük barı Tuvaleti Duşu Kaptan ve tayfanın yatak odası Konuklar için kamarası 3 tonluk motorini alacak deposu, 2,5 tonluk su tankıyla muhteşem bir villa ya da yalıyı aratmayacak konforuyla bir yat!.. Yatçılıkta Gezi sınıfında yer alan Aheste, üstün hareket kabiliyetiyle ve pupa yelken seyrederken de tüm bakışları üstünde topluyor. Rengarenk 3 balonu, 11 parça yelkeni bulunan ve İstanbul da Arduman ın tersanesinde yapılan Aheste de radar, telekomünikasyon sistemi, rüzgar ve denizin derinliğini ölçen (iskandil) aletleri var. Bir çıkışta 7 gün, karaya uğramadan denizleri dolaşabilen ve 140 beygir gücünde bir de motoru bulunan Aheste, Batı ülkelerindeki yatlar ile boy ölçüşebilecek bir Türk yapısı yat!.. Yardımcı kaptanı Turgut Çolak ve tayfa Faruk Çağlı ile denizlere açılan Açıkdeniz Yarış Kulübünün komodoru olan, yatçılığın bugünkü ilerlemesinden memnun Sahillerimizin yatçılığa çok elverişli olduğunu ve bu yüzden ülkeye büyük döviz sağlayabileceğimizi ileri süren, yat limanları yani marinaların sayılarının artmasının bunda büyük rolü olacağını belirtiyor. Balin, ülke yatçılığının kalkınması için yat malzemelerinin ithalinde de kolaylıklar sağlanması gerektiğine değiniyor. {highslide}galeri/aheste_kupur.jpg{/highslide} EVİMDEN RAHAT Denizciliğe tutkusu birçok yatçı gibi çocukluk yaşlarında başlayan in eşi Aysun Balin de denizi, doğayla mücadeleyi seviyor. Evinden çok daha rahat ettiği yatında, karayı aklının köşesinden dahi geçirmeyen Aysun Balin ; 4 / 5
Büyük oğlum Amerika da işletmecilik ihtisası yapıyor. Küçük oğlum Şirzat se yanımızda. Ailece denizde olunca o kadar rahat ediyorum ki. Denizden korkmuyorum Çok güzel bir uğraşı diyor Yat yarışlarında rakipleriyle günlerce dalgalar ve fırtınayla mücadele eden Aheste, denizlere açılınca ismiyle hiç de bağdaşmıyor. Hele balonları rüzgarla dolup deli poyrazın önünde bir şahlanışı var ki Aheste, yerine o zaman fırtınaya, dalgalara bana mısın demeyen bir deniz ejderi meydana geliyor Serdar BAPOĞLU 5 / 5