Gündem / Agenda 1
Suriye de Özgürlük Umudundan Yaşama Umuduna Yolculuk SURİYE DE ÖZGÜRLÜK UMUDUNDAN, YAŞAMA UMUDUNA YOLCULUK H. Mustafa PAKSOY Prof. Dr., Kilis 7 Aralık Üniversitesi 21. Yüzyılda meydana gelen teknolojik (Dünyadaki değişimi, en çok tetikleyen teknolojik gelişmeler olmaktadır. Özellikle bilgisayar ve iletişim alanındaki her teknolojik gelişme diğer alanlardaki gelişmelere göre değişime daha çok ivme kazandırmaktadır), ekonomik ve politik alanlarındaki hızlı gelişmeler, ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomik yapılarını da derin bir şekilde etkilemektedir. Bu süreç, sadece geri kalmış ülkeleri etkilememekte, hiç kuşkusuz gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeleri de etkilemektedir. Ancak gelişmiş bir ülkenin etkilenmesi, geri kalmış bir ülkeye göre daha düşük düzeyde seyredebilir. Çünkü, değişimin öncüleri çoğunlukla gelişmiş ülkeler olmaktadır. Özellikle Arap ülkelerinde yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar iktidarların değişim ve dönüşümüne neden olmuş, toplumsal bilinç halkın ortak hareket etmesini sağlamış ve Arap Baharını ortaya çıkarmıştır. Arap ülkelerinin dışa kapalı ekonomileri, sanayileşmeleri, çok fazla petrol kaynaklarına sahip olmalarına rağmen hala tarıma dayalı bir altyapının bulunması, bireyciliğin ağır basması demokrasiyi geciktiren ve Arap Baharı nı başlatan önemli etkenler olmuştur. Bu nedenlerin dışında, ekonomik durumun çok iyi olmaması, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik gibi nedenlerde Arap Baharı nı tetikleyen nedenler arasında gösterilebilir (Öztoprak, 2012, s.9). Arap Baharı nı ortaya çıkaran başlıca nedenler; ekonomik, sosyokültürel, siyasal ve uluslararası nedenler olarak sıralanabilir (Bacık, 2011: 16; Paksoy, 2013: 9-10; Buzkıran ve Kutbay, 2013: 150-151): Ekonomik Nedenler: İşsizlik, enflasyon, zor yaşam koşulları, gıda sıkıntısı. Sosyo-Kültürel Nedenler: Küreselleşen dünyada artan iletişim ve ulaşım imkanlarının sonucu olarak halkın, özellikle de Arap gençlerinin sosyal medya üzerinden görüp, haberdar oldukları daha demokratik ülkelere ve toplumlara özenmeleri ve sisteme karşı isyan etmeleri. Siyasal Nedenler: Demokratik olmayan diktatörlük yönetimlerinin varlığı, bireysel özgürlüklerin kısıtlı olması, kötü, baskıcı, usulsüz ve yozlaşmış yönetimlere karşı halk nezdinde gelişen tepki. 2
H. Mustafa PAKSOY Uluslararası Nedenler: Başta ABD olmak üzere Batı dünyasının aktif siyasal desteği, NATO nun Libya daki muhalif kuvvetlere Kaddafi güçlerini bombalayarak yaptığı stratejik askeri yardım. 18 Aralık 2010 da Tunus ta başlayan iktidar karşıtı kitlesel gösterilerin, 2011 yılı içerisinde Mısır, Libya, Suriye başta olmak üzere Cezayir, Bahreyn, Ürdün, Yemen ve Lübnan gibi Arap dünyasının başlıca ülkelerinde yol açtığı halk ayaklanmalarına siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler literatüründe Arab Spring (Arap Baharı) adı verilmiştir (Paksoy, 2013: 1). Protestolar, Arap Dünyası'nda başta gelen işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü, usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sorun sonucunda önce Tunus'ta Muhammed Buazizi'nin kendini yakmasıyla başlamıştır. Ardından benzer sorunlar yaşayan ülkelerde domino etkisi göstererek yayılmıştır. Protestolar, ilk olarak 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus'da başlamış daha sonra Mısır, Yemen, Cezayir ve Ürdün'e sıçramıştır. Bu ayaklanmalar Tunus ve Mısır'da başarı göstermiş olup, 23 yıldır yönetimde olan Zeynel Abidin Bin Ali ile 30 yıllık yönetici Hüsnü Mübarek'in görevlerini bırakmasıyla sonuçlanmıştır. Büyük çapta olaylar öncelikle Arap Baharı nın başladığı Tunus ta ortaya çıkmış ve sırasıyla Mısır, Libya, Suriye, Yemen ve Bahreyen ile devam etmiştir. Suriye de ise olaylar iç savaşa dönüşmüştür (http://tr.wikipedia.org/). Demokrasi umuduyla yola çıkan Libya da, ABD öncülüğündeki koalisyonun müdahalesiyle devrilen Muammer Kaddafi'nin ardından Libya'da istikrar sağlanamamıştır. Kaddafi sonrası oluşan yeni Meclis'in sorunlara çare olamamasının ardından bölünmeye doğru giden Libya'da şu an, biri Tobruk'ta, diğeri Trablus'ta olmak üzere iki ayrı iktidar ve parlamento var. Tobruk'taki yapı; Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan tarafından destekleniyor. Bu odağın başında General Halife Hafter var. Hafter, aslında Muammer Kaddafi'nin çok yakınında olan bir isimdi. 1986'da Çad'da Libya ordusunun yenilmesi üzerine Kaddafi tarafından gözden çıkarılmıştı. Daha sonra da ABD'ye yerleşip, 20 yıl orada yaşamış bir asker olan Hafter, 2011'de Kaddafi'nin düşmesiyle birlikte tekrar Libya'ya döndü. Hafter, karşısındaki radikal dinci örgütlere karşı mücadele ettiğini söyleyerek, uluslararası toplumun desteğini de arkasına almayı bir ölçüde başarmış durumdadır (http://tr.sputniknews.com/). Yine demokrasi umuduyla ayaklanan Mısır halkı, 11 Şubat 2011 de 32 yıl Mısır ı yöneten Hüsnü Mübarek i devrimiş, ardından 2012 Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleri'nde Muhammed Mursi ilk turda %25.5 oy alarak ikinci tura girmeye hak kazanıp, ikinci turda da %51.73 oy alarak, Mısır ın 5. Cumhurbaşkanı olmuştur (30 Haziran 2012 3 Temmuz 2013, Seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı). Ancak, 3 Temmuz 2013'te ise seçilmiş ilk 3
Suriye de Özgürlük Umudundan Yaşama Umuduna Yolculuk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi bir darbe ile görevden uzaklaştırılmıştır (https://tr.wikipedia.org). 16 Mayıs 2015 günü mahkeme tarafından idam cezasına çarptırılan Mursi, 16 Haziran 2015 günü hakkında açılan "casusluk" davasından müebbet hapse mahkum olurken, "cezaevi baskınları" davasında ise mahkeme idam kararını onamıştır (https://tr.wikipedia.org/). Aynı şekilde, demokrasi umuduyla yola çıkan Irak ta, bir taraftan bölünme tehlikesi yaşarken (aslında fiilen bölünmüş), diğer taraftan nereden beslendiği ve nasıl ortaya çıktığı bilinmeyen küresel terör örgütü insanlık dışı uygulamalarıyla ülkeyi korku ve dehşete düşürmüştür. Aynı zamanda Ortadoğu daki rüzgar Suriye ye sıçramış ve olaylar ilk olarak Dera'da, 15 Mart 2011 tarihinde başlamıştır. Arap Baharı'nın etkisiyle devrilen diktatörlerin ülkelerinden ilham alan Beşar Esad karşıtı muhalifler silahlanarak topyekün çatışmaya girmiştir. Olayların 15 Mart 2011 tarihinde başladığı kabul edilir. Suriye muhalefeti, Beşar Esad rejimini devirmek ve kendi ifadeleriyle Özgür Suriye devletini kurmak için silahlı isyana başlamışlardır (http://tr.wikipedia.org/). Rejim ve çok sayıda muhalif grup dışarıdan askeri ve ekonomik destek alarak çatışmaları sürdürmektedir. Ancak beş yılı bulan iç savaşın henüz kazananı yoktur ve çok sayıda aktör Suriye deki iç savaşa dahil olmuştur. Beş yıllık süreç içerisinde, çözüm odaklı olmayan girişimler iç savaşı sofistike bir yapıya bürümüştür. İç savaşta kim niye rejimden yana, kim niye rejim karşıtı savaşıyor aslında kolayca yorumlanacak bir durum değildir. Birleşmiş Milletlerin bazen isteksiz, bazen de çözüm koşullarını yeterince ortaya koyamadığı yaklaşımlar eleştiriye matuf bir tutum olarak değerlendirilebilir. Son zamandaki girişimleri, artık 300.000 den fazla ölümün, 4 milyondan fazla mültecinin, yine 4 milyondan fazla insanın göçebe haline geldiği; bir ülkenin tarihinin, kültürünün, maddi ve manevi değerlerinin kentkırım olarak nitelendirilen her türlü yıkımın yaşandığı korkunç bir manzarayı acaba iç savaşı durdurmakla ortadan kaldırabilecek midir? Elbette HAYIR. Ancak, gerçekten bu iç savaş durmalıdır. Geçte olsa durmalıdır. Mülteciler, Avrupa nın kapısını çaldığı zaman bu savaş fark edilmiş olsa bile durmalıdır. ÖZGÜRLÜK UMUDU ile Ortadoğu da başlatılan isyan, çoktan kanla, gözyaşıyla sulanmış, milyonlarca evsiz, yurtsuz, ekmeksiz, ilaçsız, uykusuz ve UMUTSUZ bir kütle oluşturmuş ve bu kütle artık SADECE YAŞAMA UMUDU için çaresizce bekleşmektedir. Ortadoğu halklarına özgürlük ve demokrasi telkin edenler, yaşananları seyretmektedir. Özgürlük ve demokrasi bulamayan mağdurlar, gerçekten ama gerçekten sanki KEŞKE bunlar olmasaydı diyor gibiler. Çünkü, insanların bir ailesi, bir işi, bir sosyal hayatı, az da olsa gelecek umudu vardı. Şimdi, bu umutlar sadece ve sadece yaşama umuduna dönüşmüştür. 4
H. Mustafa PAKSOY Ne Ortadoğu da, ne de Suriye de ülke haklarının ortak payda da buluşmadan gerçek bir çözüme kavuşması mümkün gözükmemektedir. Çoğu çıkar odaklı manipüle edilmiş çözüm arayışları çözümden çok, Ortadoğu da ve Suriye de oluşacak yeni yapının aktörleri olma mücadelesi gibi değerlendirilebilir. Ortadoğu ve Suriye ile komşuluk ilişkileri, tarihi ve kültürel bağları olan Türkiye, bu sürecin tek ve yegana gerçekçi çözüm aktörü olmak istemiştir. Ancak, Türkiye nin Ortadoğu ve Suriye ile artan dostane ilişkileri ve hızla yükselen dış ticaret verileri, Türkiye yi kapısında elli yıldır bekleten Avrupa yı, dünyanın her köşesindeki gelişmeyi sadece kendi çıkarları için yönetmek isteyen Amerika Birleşik Devletleri ni ve elbette tarih boyunca güneyde (Akdeniz de) umut besleyen ve gücünü savaş teknolojisinden alan Rusya yı endişelendirmiştir. Bu iç savaşların en çok kaybedeni ve kapılarını ardına kadar mültecilere açarak gerçekten çözüm isteyen Türkiye, Suriye de her şeye rağmen tarafları aynı masada buluşturabilecek en önemli ülkedir. Çünkü, özgürlük umuduyla halkları sokağa dökenler bir kenara oturmuş seyrediyor ve umudu tükenmiş insanlar yaşamak istiyor. Yaşamak umuduyla yollara düşen on binlerce mülteci, gerçekten artık YAŞAMA UMUDUYLA çözüm bekliyor. 5
KAYNAKÇA Suriye de Özgürlük Umudundan Yaşama Umuduna Yolculuk Bacık, Gökhan, (2011), Arap Baharı nda Ortadoğu ve Kuzey Afrika nın Geleceğine Bakmak, Müsiad Çerçeve Dergisi, Sayı: 57. Buzkıran, Davut ve Hüseyin Kutbay, (2013), Arap Baharının Türkiye ye Olan Ekonomik ve Sosyal Etkileri, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi (Online), Cilt:5, No:1. Öztoprak, Pelin, (2012), Ortadoğu nun Demokratikleşme Süreci ve Türkiye, Akademik Analiz, Yıl 1, Sayı 4. 9-14. <http://akademikperspektif.com/2012/02/28/ akademik-analiz-dergisi-mart- 2012-sayisi- arap-bahari-orta-dogu-ve-turkiye/>, 13.08.2012. Paksoy, H. Mustafa, (2013), İç Savaştan Kaçarak Kilis te Yaşamını Sürdüren Suriyelilerin Sosyo-Ekonomik Sorunları Üzerine Bir Araştırma Raporu, T. C. Kilis 7 Aralık Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Kilis. http://tr.sputniknews.com/dunya_hali/20150122/1013569685.html, 28.12.2015. https://tr.wikipedia.org/wiki/m%c4%b1s%c4%b1r, 28.12.2015. http://tr.wikipedia.org/wiki/ Arap_Bahar%C4%B1, 10.09.2012. https://tr.wikipedia.org/wiki/muhammed_mursi, 28.12.2015. 6