Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin! Hemû Karkeran Cîhane Yekbûn! 6 25 Nisan 2011 Bu 1 Mayıs ta burjuvaların demokrasisine, burjuva sınıf egemenliğine, emperyalist kapitalizme ve saldırganlığa, halkların tepesine yağdırılan bombalara karşı her kuşaktan, Kürt ve Türk, kadın ve erkek işçi ve emekçiler, konseyler demokrasisi ve sınıfsız komünist toplum yolunda sosyalist ve demokratik taleplerimizi haykıralım. İşçi sınıfının özlemlerinin ve mücadelesinin burjuva demokrasisine, oy sandıklarına, burjuva anayasasına sığmayacağını, kurtuluşumuzun onları yırtıp atmaktan geçtiğini birlik ve dayanışmamızla gösterelim! Dünyanın dört bir yanındaki sınıf kardeşlerimizle aynı ruhla, her dilden Enternasyonal i söyleyelim! Sayfa 3-4 Sayfa 2 Sayfa 3 Sayfa 7 söndüremezsiniz! Ya emperyalist Ya sosyalizm
2 Yıl 1974. Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) M. Gorki nin Ana adlı romanını aynı isimle sahneye koydu. Ana romanını tiyatroya uygulayan isim B. Brecht idi. Ancak B. Brecht oyunun bir yerine söz yazmamıştı. İşte sahnenin o bölümünü Sarper Özsan yazdı.o yıldan itibaren 1 Mayısların sembolü haline gelen Marşın ortaya çıkış öyküsünü Sarper Özsan şöyle aktarıyor: 1974'te Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), Maksim Gorki nin Ana romanından Bertolt Brecht tarafından aynı adla uyarlanan tiyatro oyununu sahneye koyacaktı. Oyunun müziklerini benim yapmam istendi. Memnuniyetle kabul ettim. Oyunda birçok yerde müzik vardı ve bunların sözleri Brecht tarafından yazılmıştı. Ancak sadece bir sahne, 1 Mayıs 1905 (Rusya daki Kanlı Pazar) sahnesi, için hiç söz yazılmamıştı. O sahneyle ilgili Brecht şu notu düşmüştü: işçiler marş söyleyerek sahneye girerler. Bu sahne için bir marş kullanmak gerekiyordu. Bir marş yazma ihtiyacı hissettim hem sözlerini hem bestesini hazırladım ve böylece 1 Mayıs marşı ortaya çıktı. Tabii o zaman oyun müziği olarak yazdığım bu marşın sonradan oyun sınırlarını aşarak mitinglere, devrimci gecelere çıkacağı aklımdan dahi geçmiyordu. AST oyunu devrimci bir ruhla sahneledi ve bundan sonra da marş, oyunun sınırlarını aştı. Birkaç yıl içinde tüm gruplarca sevilen bir marş haline geldi. Sanırım 1976'da da artık büyük meydanlarda söylenen bir marşa dönüşmüştü. 1 Mayıs Marşı Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde 1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir 1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı Vermeyin insana izin kanması ve susması için Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler 1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı
3 1800'lü yılların sonlarına doğru Amerika ve Avrupa işçi sınıfı çalışma koşulları ve çalışma süresinin iyileştirilmesi yönünde mücadeleye başlamışlardı. Mücadele 8 saat işgünü talebinde sembolleşmişti. Kalifiye ve kalifiye olmayan, siyah ve beyaz, erkek ve kadın, yerli ve göçmen, tüm işçiler uzun süredir çalışma sürelerinin kısaltılması için mücadeleyi sürdürüyorlardı. İşçilerin hepsinin dilinde aynı sözler vardı: Biz sadece, fabrikada çalışan, akşam eve geldiğinde yemek yiyip yatan ve ertesi gün yeniden çalışan köleler değiliz. Düşünmek ve yaşamak istiyoruz. 1886 da Şikago daki Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 8 saatlik işgünü için 1 Mayıs ı grev ve 8 saat uygulamasını fiili olarak hayata geçirme günü belirledi. Alınan karar çok geçmeden her fabrikaya yayıldı. İşçilerin dağıttığı bir bildiride şöyle yazıyordu: Bir günlük isyan, daha azı değil. Emeğin dünyasını egemenlik altında tutan kurumların sefil sözcülerinin denetimi dışında bir gün. Emeğin kendi yasalarını yaptığı ve bunları uygulamaya koyma gücünü elde ettiği bir gün. Emekçi ordusunun birliğinin yarattığı muhteşem gücün, dünyanın tüm halklarının kaderlerini ellerinde tutanlara karşı çevrildiği bir gün. 1 Mayıs 1886 da, grev ve gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Halklar arasındaki dayanışma da o gün en yüksek noktaya ulaştı. Louisville de 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Louisville deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park a girdi. Grev ve gösteriler, 1 Mayıs tan sonra da sürdü. İşçilerin çoğu 3 Mayıs ta sokaklara çıktılar. McCormick e ait fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler de miting yaptılar. Miting sona ermek üzereyken McCormick fabrika düdüğünü çalarak, içerdeki grev kırıcıları dışarı çıkarttı. Grev kırıcıları protesto etmek için bir grup işçi fabrikaya yöneldi. İşçilere ateş eden polis, 4 işçinin ölmesine, onlarcasının yaralanmasına neden oldu. Saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs ta Haymarket Alanı nda miting düzenlendi. Miting tam dağılırken, kürsünün önüne, nereden geldiği belli olmayan bir bomba atıldı. Hemen polisin önünde patlayan bomba nedeniyle 7 polis öldü, 69 u ise yaralandı. Yüzlerce işçi asılsız ithamlarla tutuklandı. Tutuklanan işçilerden sekizi yargılanmak üzere seçildi: Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Fielden, Michael Schwab, Adolph Fischer, George Engel, Louis Lingg ve Oscar Neebe. Neebe hariç, yedisi ölüme mahkum edildi. İdamdan bir gün önce 10 Kasım da Vali Oglesby, Fielden ve Schwab ın cezalarını ömür boyu hapse çevirdi. Parsons, Engel, Spies ve Fischer 11 Kasım 1887 de idam edildi. Lingg ise cezaevindeki hücresinde ölü bulundu. İntihar mı yoksa cinayet mi olduğu açıklığa kavuşturulmadı. İdam edilen işçi önderlerinin son sözleri tarihe yazıldı. Spies ın şu sözleri işçilerin mücadeledeki kararlılığının da simgesi oldu: Bizi asarak işçi hareketini, milyonları, yoksulluk içinde çalışan milyonlarca işçiyi kendisine çeken bir hareketi yok edeceğinize inanıyorsanız, durmayın bizi asın! Burada bir kıvılcımı yok edeceksiniz, ama orada, önünüzde ve arkanızda her yerde başka kıvılcımlar çakacaktır. Bu, içten içe yanan bir ateş. Bu ateşi söndüremezsiniz. Söndüremediler de 13 Kasım Pazar günü ise yarım milyon işçinin katıldığı bir cenaze töreni düzenlendi. 1886 daki hareket istenen başarıya ulaşmasa da kazanımları beraberinde getirdi. İşgününün 14-16 saat olduğu işkollarında bu süre 12 ye indi, 10 saat çalışan yerler ise 9 saate. 1886 da sekiz saat mücadelesi verilen işkollarında haftalık çalışma süresi 62 saatten 59 saate indi. Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu 1888 de, 8 saatlik işgünü kabul edilinceye kadar her yılın 1 Mayıs ında grev yapılması kararını açıkladı. Belçika, Almanya, İngiltere ve Fransa daki sendikalar da karara katılacaklarını ilan ettiler. 2. Enternasyonal, 1889 da Paris te toplanan 1. Kongresi nde 1890 1 Mayıs ında Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu nun yapacağı genel grevi bütün ülkelerde uygulama kararı aldı. 1891 de yapılan 2. Kongrede ise 1 Mayıs ın İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olarak her yıl kutlanmasını kararlaştırdı. Sonrasında işçi sınıfı tüm ülkelerde ekonomik, demokratik ve siyasi talepleriyle zenginleştirerek çıktı alanlara
4 Yaşasın 1 Mayıs! Bîji Yek Gulan! Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin! Hemû Karkeran Cîhane Yek Bûn! İşçiler ancak birleşip birlikte mücadele ettikçe sınıf olurlar. İşçi sınıfı, iç rekabetini, bölünmüşlüğünü gömdükçe, burjuva sınıf düşmanının karşısında kolun, kafanın, duygunun gücüyle dikilebilir, tarihsel emeline ulaşmak için korkusuzca yürüyebilir. 1 Mayıs ın yolu böyle açıldı. 8 saatlik işgünü için tek bir gövde gibi harekete geçen işçi sınıfı tam 20 yıllık bir mücadelenin sonunda 1 Mayıs bayrağını göndere çekti. 120 yıl önce birlikte mücadele ederek sınıf bilinci ve ruhunu kazanan işçilerin Londra dan Peru ya, Paris ten Küba ya düzenledikleri grev ve gösteriler büyük sevdamızın başlangıcı oldu. 1 Mayıs ı yaratan, 8 saatlik işgünü mücadelesi nezdinde işçi sınıfının yeni bir yaşam ihtiyacıydı. 8 saat çalışma, 8 saat uyku, 8 saat dinlenme! 12-14 saatlik tüketici çalışmaya, izbe barınaklarda üstüste uyumaya, kalan zamanda da içki, cehalet ve yoksunluk içerisinde çürütülmeye başkaldırısıydı. En ileri, sınıf bilinçli temsilcileri için ise o, işçi sınıfının kurtuluşuna, sosyalizme giden amansız yolun başlangıcıydı. Biz işçileri bu 1 Mayıs ta da bir araya getiren, merdiven altı atölyelerden plazalara, madenlerden hastanelere, organize sanayi bölgelerinden kapitalist çiftliklere, tersanelerden dizi setlerine, devasa fabrikalardan evlere sokaklara akıtan, yeni bir yaşam ihtiyacıdır! Öfkemiz, ne tek başına çalışma saatlerine ve düşük ücretlere, ne yoksulluğumuza, ne kültürel sefalete karşıdır. Hepsi ve çok daha fazlasına, bir bütün olarak burjuva sınıfın küresel hakimiyetine karşıdır. Mücadele ufkumuzu hükümete karşı mücadeleyle sınırlandırmak isteyenlerin 1 Mayıs ı yaratan, 8 saatlik işgünü mücadelesi nezdinde işçi sınıfının yeni bir yaşam ihtiyacıydı. 8 saat çalışma, 8 saat uyku, 8 saat dinlenme! söylediklerinin aksine, burjuva sınıfın işçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki diktatörlüğüne, burjuvaların demokrasisine karşıdır. Yeni bir yaşam, sosyalist devrim demektir. Proletaryanın ve kent yoksullarının burjuva demokrasisini yıkması, işçi sınıfının iktidarı olan konseyler demokrasisinin kurulması demektir. Sosyalist devrim, işyeri duvarlarındaki işçi kanının, yaşamlarımızı yarıya indiren artıdeğer sömürüsünün sonudur. Burjuvazinin karı ve güvenliği için her hareketimizin banka kartlarına, mobeselere kaydedilmesinin maziye gömülmesidir. Sosyalizm, Çalışmayan yemez demektir. Herkesin topluma kattığı kadarını alması, üretenlerin yönetmesi, yaşamlarımız hakkında başka kimsenin değil, biz işçi ve emekçilerin karar vermesi demektir. 6 saatten fazla çalışmamak, bir işi makineler yapabiliyorsa insan emeğini kullanmamak, yaşamak için zorunlu emeği en aza indirmektir. Ev hapsinden kapitalizmde ancak ücretli kölelik kotasıyla çıkabilen kadının, yönetimin, bilimin, kültürün
5 en önünde yer alması, bağımlılık zincirlerini sonsuza dek koparmasıdır. Hiçbir ulusun ezilmemesi, ulusların özgürce kaynaşmasıdır, anadilde Enternasyonal dir. Dünyanın en ileri ülkesinde kaderinizin bir Fukuşima yla çizilmemesidir. Sosyalizm, kalabalıklar içindeki yalnızlığımızın, bir tıkla herkese ulaşabilirken bir türlü kendimiz gibi olamamanın, her şeyin, çocuklarımızın bile alınır satılır hale gelmesinin son bulmasıdır. Yeni bir yaşam, komünizmdir! İnsanlığın binlerce yıllık acılarına malolmuş her türden egemenlik ilişkisinin, insanın varlığını kötürümleştiren işbölümünün olmadığı bir dünya için savaşmak gerekir! Devletin, pasaportların, ulusların, sınıfların, paranın, reklamların, orduların, polisin, dinlerin, hapishanelerin, oy sandıklarının olmadığı bir dünya. Ne düştür o, ne bir hayal! İşçi sınıfının kendisi ve insanlık için son görevi, sosyalist devrim yolundan geçerek komünizme yürümektir. Bir tek ülkede, birçok ülkede, tüm dünyada sosyalist devrim! Sömürü ve zulmün pençelerinden kurtulmuş, sosyalizmin kızıl bayrağı altında milyon milyon toplanan özgür emekçilerle kapitalizmi kuşatıp nefessiz bırakıncaya kadar, tek bir ordu, tek bir gövde halinde ilerlemek! kurtuluşumuzun onları yırtıp atmaktan geçtiğini birlik ve dayanışmamızla gösterelim! Dünyanın dört bir yanındaki sınıf kardeşlerimizle aynı ruhla, her dilden Enternasyonal i söyleyelim! Yaşasın 1 Mayıs! Bîji Yek Gulan! Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin! Hemû Karkeran Cîhane Yekbûn! Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni! Kahrolsun Burjuva Diktatörlüğü! Sermaye İçin Değil İşçiler İçin Demokrasi! Bu 1 Mayıs ta burjuvaların demokrasisine, burjuva sınıf egemenliğine, emperyalist kapitalizme ve saldırganlığa, halkların tepesine yağdırılan bombalara karşı her kuşaktan, Kürt ve Türk, kadın ve erkek işçi ve emekçiler, konseyler demokrasisi ve sınıfsız komünist toplum yolunda sosyalist ve demokratik taleplerimizi haykıralım. İşçi sınıfının özlemlerinin ve mücadelesinin burjuva demokrasisine, oy sandıklarına, burjuva anayasasına sığmayacağını,
6 Bu seneki Taksim 1 Mayıs ını beraber örgütleyecek kurumlar bir basın açıklaması yaptı. Açıklama sırasında 1 milyon kişiyle Taksim deyiz! Milyonlar aç, milyonlar işsiz işte kapitalist sisteminiz ve Emek, barış, özgürlük ve demokrasi için 1 Milyon da biriyim pankartları açıldı. Taksim Gezi Parkında yapılan açıklamada DİSK, Türk- İş, KESK, TMMOB, TTB, TEB, Hak-İş, Memur-Sen ve Kamu-Sen adına DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün söz aldı. 1 Mayıs ta 1 milyon kişiyi Taksim de buluşturmayı hedeflediklerini belirten Görgün, İşsizliğin ulaştığı kitlesel boyutlara, yoksulluğa, kuralsız, güvencesiz, esnek çalışma biçimlerine, taşeronlaşmaya, adalet duygusunun daha fazla rencide edilmesine, sendikal hak ihlallerine, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik girişimlere, doğal çevrenin katledilmesine ve Yükseköğretime Geçiş Sınavı nda yaptıkları gibi gençlerimizin geleceğinin de şifrelenmesine karşı, emek, barış, özgürlük ve demokrasi için 1 Mayıs ta alanlarda olacağız dedi. 1 Mayıs ı işsizlerin, yoksulların, emeklilerin, gençlerin, kadınların toplumun tüm ezilen kesimlerinin buluşmasına dönüştürmek istediklerini ve 1 Mayıs a kadar bunun için tüm çabayı göstereceklerini ifade etti. Açıklama sloganlarla sona erdi. Adana da 1 Mayıs Adana 1 Mayıs Tertip Komitesi 1 Mayıs programını İnönü Parkı nda yaptığı basın açıklaması ile duyurdu. Yapılan açıklamada KESK Sözcüsü Kamuran Karaca bu yıl ki 1 Mayıs ı güvensiz ve kuralsız çalışmanın yaygınlaştığı koşullarda karşıladıklarını söyledi. Türkiye deki işçilerin yarısının kayıt dışı çalıştığını belirten Karaca, Esnek, güvencesiz ve kuralsız çalışma kural haline geliyor. İş kazası adı verilen iş cinayetleri durmak bilmiyor. Taşeron işçiliği ve sözleşmeli personel uygulaması ile sömürü ve yoksulluk giderek artıyor dedi. Kamuran Karaca şunları kaydetti: Bütün sorunlara ve baskılara karşı, 1 Mayıs işçi ve emekçilerin hak ve özgürlük mücadelesinin güç kazandığı, emekçilere dönük her türlü saldırılara karşı, bağımsız ve demokratik taleplerin gerçekleştiği gün olmalıdır. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti için, iş için, ekmek için ve barış için bütün emekçileri 1 Mayıs günü saat 13.00'da Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu önünden başlayacak mitinge çağırıyoruz. İşçi ve emekçiler Sıhhiye Meydanı'nda buluşacak DİSK, KESK, TTB ve TMMOB Yüksel Caddesi nde yaptığı açıklama ile 1 Mayıs ın Sıhhiye Meydanı nda kutlayacağını açıkladı. Tertip Komitesi adına yapılan açıklamayı DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Kani Beko gerçekleştirdi. Kani Beko yaptığı açıklamada işçi ve emekçilere dönük hak gasplarının yoğunlaştığını, hakkını arayan emekçilerin de polis terörüne maruz kaldığını belirtti. Hak gasplarına, haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı 1 Mayıs ta alanlara çıkılacağını söyleyerek sözlerine devam eden Beko, Ankara Sıhhiye Meydanı nda gerçekleştirilecek mitingin programını duyurdu. Bunu göre miting için saat 11.00'de gar önünde toplanılarak yürüyüş gerçekleştirilecek. Miting ise saat 14.00'te başlayacak. Beko konuşmasını İşçi, emekçi, meslek örgütleri, 1 Mayıs ların ayrılmaz parçası siyasal örgütler, gençlik örgütleri ve kitle örgütleri mitingimize davetledir sözleriyle sonlandırdı.
7 1 Mayıs, mücadelemizin günü! İşçi sınıfının bayrağını burjuvazinin karşısına diktiği gün! Farklı uluslardan, farklı coğrafyalarda, dünyanın pek çok ülkesinde on milyonlarca işçi, 1 Mayıs larda aynı gün alanlara çıkıp enternasyonalin diliyle konuşuyor, sermayeye karşı olan öfkemizi haykırıyoruz. 1 Mayıs taki bu birlik, sınıf kardeşliğinin ve birlikte mücadelesinin dilidir. Kardeşler, 21. yüzyıla işçi sınıfı ve emekçi halkların görkemli genel grev ve ayaklanmalarıyla, genel grev isyanlarıyla girmiş bulunuyoruz. Yaşanan ekonomik krizi fırsat bilen emperyalist kapitalistler, işçi sınıfının mücadeleyle elde ettiği kazanımları gasp etmek için dünya çapında saldırıya geçti. Buna karşın Avrupa kıtasında Fransa, Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz de sayıları milyonları bulan işçi emekçiler onlarca kez genel greve çıkarak burjuvazinin saldırılarına teslim olmayacaklarını haykırdılar. Tunus ta, Mısır da ve Ortadoğu nun bütününü kapsayan işçi sınıfı ve emekçi halk ayaklanmalarıyla gerici faşist diktatörlükler geriletildi. Libya da Kaddafi diktatörlüğüne karşı başlayan işçi emekçi ayaklanması emperyalist kapitalist güçler tarafından kanlı bir iç savaşa dönüştürüldü. Japonya da deprem ve tsunami sonrası patlayan nükleer santraller dünyamızı, doğayı yıkıma sürüklüyor. Bir tarafta emperyalist kapitalistlerin savaş ve saldırı politikaları diğer taraftan işçi sınıfı ve emekçi halkların başkaldırısı genel grev ve ayaklanmaları yaşıyoruz. Emperyalist kapitalist tekellerin, bankaların dev kurtarma planlarının bedeli biz emekçilere ödetiliyor. Ücretler düşürülüyor, çalışma saatleri esnekleştiriliyor, işsizlik büyüyor, dün sahip olduğumuz sosyal hakların birçoğu bugün yok. İş ve gelecek güvencemiz yok. Köle ticaretinin yerini işçi kiralama şirketleri, büroları aldı. Krizle birlikte ırkçılık ve ayrımcılık büyütülüyor. Artık işçi sınıfının zorlu mücadeleleriyle kazanılmış sosyal haklar Avrupa sı yok! Kapitalizmin ücretli köleleri olarak daha ağır koşullarda çalışmaya ve daha ağır koşullarda yaşamaya mahkum ediliyoruz. Mali sermaye, oligarşik bir hakimiyet kurarak, bütün dünyaya pençelerini geçirmiştir; insanı ve doğa kaynaklarını sömürmekte, yok etmekte, bütün dünyayı, köleleştirmektedir. Yaşamlarımız, işimiz ve Bütün hücrelerinden geleceğimizle ilgili kararları tekeller alıyor. Her şeye özgürlük fışkıracak, para hükmediyor. Aile, din, bize sınıfsal, insanal, arkadaşlık, dostluk, sevgi ne toplumsal ve bireysel varsa para ile çözülüp para kurtuluşu getirecek yeni ile yeniden kuruluyor. Bütün bir umuda ihtiyacımız ilişkiler metalaşıyor, insan var. Boyun eğmeden dahil alınıp satılmayan hiç yaşamaya, sınıf bir şey yok. Her türlü insanal toplumsal ilişki parçalanıyor kinimizi büyütmeye, çözülüyor, burjuva bireyin onurumuzu korumaya, bencil çıkarları üzerinden bugünü ve geleceğimizi yeniden kuruluyor. İhtiyaçlar artan ölçüde karşıla- mücadele ederek ve ellerimize almaya, nabilecekken en yaşamsal savaşarak özgürleşmeye ihtiyaçları karşılamakta dahi zorlanıyoruz. Sömürü ortadan kalkabilecekken artıyor. ihtiyacımız var. Çalışma hafifleyebilecekken ağırlaşıyor. Çalışma süreleri azalabilecekken uzuyor. Hiç bir reform, hiç bir iyileştirme bu durumu ortadan kaldıramaz. Değiştiremez, çözemez! Yeni bir yaşam perspektifine, yeni bir siyasal, ekonomik, toplumsal sisteme ihtiyacımız var. Bütün hücrelerinden özgürlük fışkıracak, bize sınıfsal, insanal, toplumsal ve bireysel kurtuluşu getirecek yeni bir umuda ihtiyacımız var. Boyun eğmeden yaşamaya, sınıf kinimizi büyütmeye, onurumuzu korumaya, bugünü ve geleceğimizi ellerimize almaya, mücadele ederek ve savaşarak özgürleşmeye ihtiyacımız var. Bir devrime, yaşamı bütünüyle yeni temellerde kurma olanağını bize kazandıracak komünist bir devrime ihtiyacımız var. Hayatı yeniden kurmak için komünizm bayrağı altında birleşelim. Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni! Sınırlar Halklar Arasında Değil Sınıflar Arasındadır! Yaşasın Dünya Sosyalist İşçi Devrimi! Devrimci Proletarya/ Avrupa
8 saat çalışma talebiyle hazırlanan ilk pankart 8 saatlik işgünü için tek bir gövde gibi harekete geçen işçi sınıfı tam 20 yıllık bir mücadelenin sonunda 1 Mayıs bayrağını göndere çekti. 1886 yılında ABD'nin Şikago kentinde 40 bin tekstil işçisinin gerçekleştirdiği eylem kanla bastırılmasının ardından eylemler ve grevler artarak devam etti. McCormick e ait fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler de miting yaptılar. Miting sona ermek üzereyken McCormick fabrika düdüğünü çalarak, içerdeki grev kırıcıları dışarı çıkarttı. Grev kırıcıları protesto etmek için bir grup işçi fabrikaya yöneldi. İşçilere ateş eden polis, 4 işçinin ölmesine, onlarcasının yaralanmasına neden oldu. 4 işçinin ölümüyle sonuçlanan saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs ta Haymarket Alanı nda miting düzenlendi. Miting tam dağılırken, kürsünün önüne, nereden geldiği belli olmayan bir bomba atıldı. Hemen polisin önünde patlayan bomba nedeniyle 7 polis öldü, 69 u ise yaralandı. Yüzlerce işçi asılsız ithamlarla tutuklandı. Tutuklanan işçilerden sekizi yargılanmak üzere seçildi: Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Fielden, Michael Schwab, Adolph Fischer, George Engel, Louis Lingg ve Oscar Neebe. Parsons, Engel, Spies ve Fischer 11 Kasım 1887 de idam edildi. Lingg ise cezaevindeki hücresinde ölü bulundu. İkinci Enternasyonal'in 1891 de yapılan 2. kongresinde1 Mayıs ın işçi sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olarak her yıl kutlanmasını kararlaştırdı.