MUHTELİF FIKHÎ MESELELER.. Hünsânın Şehâdeti. Dilsizin Yemini. Yazı. Boğazlanmış Koyunlar. Islak Ve Pis Elbise. Koyun Başını Ütülemek.

Benzer belgeler
Gücü yeten kimsenin, sahibinden kaçan bir köleyi yakalaması, evlâ ve efdâldır. Siraciyye'de de böyledir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

Teravih Namazı - Gizli ilimler Sitesi

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

Kurbanın Mahiyeti, Vücubu ve Şer î Hikmeti Pazartesi, 31 Ağustos :59

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir?

İmama Sonradan Yetişen Namazları Nasıl Kılar? Cumartesi, 16 Ocak :02. Müdrik

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir.

Yazar Ali Kara Pazartesi, 11 Ağustos :22 - Son Güncelleme Pazartesi, 11 Ağustos :29

ZEKÂT VE FİTRENİN TOPLANMASI VE DAĞITIMI

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

İÇİNDEKİLER. Mütercimin Önsözü 15 Yayıncının Önsözü 17 Şeyh Seyyid Ebu l-hasen Alî el-hasenî en-nedvî nin Takdimi 19 Müellifin Önsözü 23

ZEKÂT VE FİTRE NİN TOPLAMA VE DAĞITIMI

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

NAFAKA. Nafakasının yiyecek sınıfları ekmek veya un, tuz, yağ, sabun, odun ve her ihtiyaçta kullanılmak üzere laz

Yazar Rehnüma Cumartesi, 20 Kasım :00 - Son Güncelleme Cumartesi, 20 Kasım :09

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

(KADINLARIN) HAYIZ, NİFAS VE İSTİHAZA HALLERİ. Kan Çeşitleri. Kadınlardan hayız, nifas ve istihaza (olmak üzere üç türlü) kan gelir.

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

İÇİNDEKİLER ZEKÂT VE FİTRENİN TOPLANMASI VE DAĞITIMI 1. MESELE: ZEKÂT VE FİTRENİN AYNI OLUŞU 21

Mehir hakkında Dinimizin Bildirdikleri

3- MALININ BİR KISMINI, MÜDARABE OLARAK VERİP, DİĞER BİR KISMINI VERMEYEN KİMSENİN DURUMU.. 4- MÜDÂRlBİN HARCAMA YÖNÜNDEN SAHİP OLUP OLMADIĞI YETKİLER

NAMUSA SALDIRI. Namusa saldırı fiillerini ana hatları ile şu şekilde toplamak mümkündür:

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

KURBANIN MAHİYETİ, VÜCUBU VE ŞER İ HİKMETİ

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

HAC YÜCE ALLAH IN (c.c) EMRİDİR.

3 Her çocuk Müslüman do ar.

HAC VE ŞARTLARI İHRAM YASAKLARI

ORUÇ. Oruç. Orucun Mahiyeti

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları. Muhammed b. Salih el-useymîn

Bu namazın, düşman veya yırtıcı hayvan karşısında, boğul-veya yangın endişesinden dolayı kılınması caizdir.

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

Evlenme Akdi. şartları. rükunler/unsurlar. irâde beyanı (icap-kabul/sîga) taraflar (veli-vekil) akdin mevzuu (makudun aleyh)

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır.

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azap vardır:

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARINDA YÖNTEM VE TEKNİKLER SEMİNERİ

HAC ÖNCESİ DİNİ HAZIRLIKLAR

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

TALAK (ERKEĞİN BOŞAMA HAKKI)

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum yıldönümünü türkü-şarkı söylemeden ve haramlar işlemeden kutlamanın hükmü

NİKAH-II (Rükün ve Şartları)

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

HAC ÖNCESİ DİNİ HAZIRLIKLAR

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

ERZİNCAN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2017 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI (26/05/ /06/2017)

4- EMANETİN ZAYİ OLMASI HALİNDE EMANET BIRAKILAN ŞAHSIN. BUNU ÖDEYİP ÖDEMİYECEĞİ

KİMLER KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Borçlunun sadaka vermesinin hükmü

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Hac ve Umre İle İlgili Mekânlar

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Haydin Câmiye Pazartesi, 31 Ekim :26

Transkript:

MUHTELİF FIKHÎ MESELELER.. Hünsânın Şehâdeti Dilsizin Yemini Yazı Boğazlanmış Koyunlar Islak Ve Pis Elbise. Koyun Başını Ütülemek. Hükümdarın Bir Araziye Harâc Koyması Harâc Ehlinin Âciz Kalması Kazaya Kalan Oruç Ve Namaz. Oruçlunun Göz Yaşı Yutması 1 / 40

Oruçlunun Tükrük Yutması Hacıların Yolda Öldürülmeleri Satılan Dişi Eşeğin Sıpası Akar Hakkında Münazaa. Hâkimin, Verdiği Hükümden Dönmesi Gizlenen Kimselerin Şehâdeti Bir Akarın Satıldığını Gören Akrabaların Davası Mehrini Kocasına Bağışlayan Kadın. Vekil Tayin Edilen Kimsenin Susması Vekilin Azledilememesi Hâli Fâsid Şart Sahih Olmayan Bir Satış. 2 / 40

Caiz Olmayan Bir İcâre. Sahih Olmayan Bir Taksim.. Sahih Olmayan Bir Nikâh. Zekât Alması Helâl Olmayan Kişi Mühâlaa. Köleye "Efendim" Denilirse... Yemin. Sonradan Getirilen Şahit Ve Deliller Yalan İkrar İstisna. Manifaturacılar Arasındaki Fırın. 3 / 40

Yol İçin Mescidden Mescid İçin Yoldan Yer Almak. Sünnet Olmayı Terk Edenlerle Savaş. Ekmeğe Saygı Ve Yemek Âdabı Küçük Çocuk Adına, Babasının Sulh Akdi Yapmasi Bir Kocanın, Mehir Hususunda Baskı Yapması Bir Kocanın, Mühâlaa Hususunda Baskı Yapması Havaleden Sonra, Mehrin Bağışlanması Bir Kimsenin Kendi Yerine Su Kuyusu Kazması Bir Kimsenin, Karısının Evini Tamir Ettirmesi Borçluyu Kaçıran Adam.. Emânet Bir Malı, Hükümdarın Zorla Alması Tuzağa Düşüp Ölen Hayvan. 4 / 40

Koyunun Yenilmesi Mekruh Olan Yerleri Hâkimin Borç Vermesi Sünnet Olmayacak Kimseler Sünnetin Vakti Kadının Sünnet Olması Tedavi İçin Dağlamak. Küpe İçin, Kızların Kulaklarının Delinmesi Hâmile Kadına Zarar Verecek Şeyler Zararlı Hayvanların Öldürülmesi At Yarışı Ve Diğer Yarışlar Müsabaka Ve Ödül 5 / 40

Peygamberlere Salât Sahabe, Tabun Ve Ondan Sonrakiler Anılınca Ne Denir?. Nevruz Ve Mihrican. Başa Giyilecek Şeyler Siyah Elbise. Sarığın Ucu. Sarı Elbise. Güzel Elbise Giymek. Âlim Bir Gencin Yeri Kur'an Okuma Âdabı MUHTELİF FIKHÎ MESELELER 6 / 40

Hünsânın Şehâdeti Bulûğa erişmeyen hünsânın şehâdeti kabul edilmez. Çünkü o, ya sabidir veya sabiyyedir. (= ya erkek çocuktur veya kız çocuk-dur.) Hünsâların hâlleri, buluğa eriştikten sonra da belli olmaz ise, şehâdet hakkında görüşleri, erkekliği belli olana kadar mevkuf tutulur. Bir adam, eğer kadının karnındaki erkek çocuksa, ona bin dir hem; kız ise, beş yüz dirhem vereceğini söyler; o kadın da hürisâyi müşkil doğurursa, ona beş yüz dirhem verilir; beş yüz dirhemi ise, çocuğun hâli belli olana kadar veya hâli belli olmadan ölene kadar bekletilir. Şayet hâli belli olur ve erkek olduğu meydana çıkarsa, o beş yüz dirhem, ona verilir. Kadın olduğu anlaşılınca da, kalan beş yüz dir hem, vasînin vârislerine verilir. Keza, adam ölür; hünsânın hâli de belli olmaz ise, o beş yüz dirhem vârislere verilir. Eğer erkek olduğu meydana çıkarsa ona verilir. Kadın olduğu belli olursa, varislere ve rilir. Bu, imamlarımızın kavlidir. Zehiyre'de de böyledir. [1] Dilsizin Yemini Abrasın (= dilsizin) Yemini ve yazması, vasiyetde, nikâhda, talâkda satışta, satın alışta ve diyetde beyan gibidir. Hadde ise, bu nun hilafınadır. Vasiyet yazısı ahrasa karşı okunsa ve ona: "Sana karşı bu yazı da olana şahit olalım mı?" denilse; oda başı ile işaret ederek "evet" demiş olsa veya yazsa işte bu kabul, caiz olur. Dili konuşmayan bir adama aynısı yapılsa ve o da başıyla "olur.'' diye işaret yapsa; işte bu geçerli olmaz. 7 / 40

Ahras, (= dilsiz) nikâhı, talâkı, ıtâkı, satışı, satın alası, bedel verişi veya bedel alışını ima eder veya yazarsa, işte bu caizdir. Ancak, işaretiyle ona had uygulanınıyacağı gibi, yazmasıyla da başkasına had yapılmaz. [2] Yazı Üç çeşit yazı vardır: 1-) Anlaşılır bir şekilde kağıt üzerine yazılmış olan yazı. Bu yazı, huzurda olanın veya olmayanın konuşması yerindedir. 2-) Anlaşılır fakat mersûm olmayan yazı. Duvara veya ağaç yaprağına yazılmış yazı gibi... Bu yazı; bir hüccet olamaz. Bu, yalnız bir beyan ve açıklamadır. 3-) Anlaşılmayan yazı. 8 / 40

Havaya ve suya yazmak gibi... Bu yazı, duyulmayan ses gibidir. Bununla hüküm sabit olmaz. Bir adam, bir gün veya iki gün bir özüründen dolayı, konuş maz ve bir şey hakkında yazar veya işaret yaparsa; onun bu tasarru fu geçerli olmaz. Ve, bu yazıya itibar edilmez. [3] Boğazlanmış Koyunlar Aralarında İaşe bulunan boğazlanmış koyunlar hakkında ta harri (= araştırma) yapılır: Eğer boğazlanmış olanların sayısı çok-sa, etleri yenir. Şayet sayıları müsavi ise veya lâşe çoksa, etleri yenil mez. Bu, ihtiyar hâlinde iken böyledir. Yanı onları kesen bir şahsın bulunduğu, yakînen biliniyorsa bu böyledir. Fakat, zaruret halinde taharri edilir: İster boğazlanan az; ister sayıları müsavi, isterse, boğazlanan çok olsun, etleri yenilir. Kâfî'de de böyledir. [4] Islak Ve Pis Elbise 9 / 40

Yaş ve pis bir elbise, temiz ve kuru bir elbisenin içine sarılıp, o yaş ve necis elbisenin ıslaklığı, temiz ve kuru elbisede görünürse; yaş ve necis elbise sıkılmış olması hâlinde, kuru elbise necis olmuş olmaz. [5] Koyun Başını Ütülemek Boğazlanmış bir koyunun başı, kanıyla birlikte yakılıp ütüle nerek kan zâiî olur ve ondan, yemek (paça) yapılırsa; bu caiz olur. Zira yakmak, yıkamak gibidir. [6] Hükümdarın Bir Araziye Harâc Koyması Hükümdarın, arazi sahibine'haraç koyması caiz olur. Eğer öşrü alınıyorsa, caiz olmaz. Ken/'de de böyledir. Bu, İmim Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre böyledir. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.): "Her ikisi de caiz olmaz. buyurmuşlardır. Fetva ise İmâm Ebû Yûsuf (R.A.)'un kavli üzerinedir. [7] 10 / 40

Harâc Ehlinin Âciz Kalması Harâc ehli, araziyi ekmekten ve haraç vermekten âciz kalırsa; hükümdar, o araziyi, ücretle başkalarına (yani onu ekeceklere) ica ra verir. Ve haracım, icarından alır. Eğer, artan olursa, onu icarcıya verir. Eğer, o yeri icara tuta cak bir kişi bulamaz ise, o araziyi, onu ekip biçecek olan kimselere satar ve haracı varsa, çıkan mahsûlden alır; artanını zi raatçıya geri verir. İmâmeyn şöyle buyurmuştur: Hâkim, borcu için, borçlunun malını satar; nafaka için de satar. imâm Ebû Hanîfe (R.A.)'ye göre, hâkim, borçlunun malını, sahi binin izni olmadan satamaz. "Bu sözlerin tamamı, Tebyin kitabında mevcuttur." denilmiştir. [8] Kazaya Kalan Oruç Ve Namaz Bir adam ramazan orucunu kaza etmeye niyet ettiğinde, onun gününü ta'yin etmese; kazası sahih olur. İsterse iki ramazan olsun bu böyledir. Namazın-kazası da böyledir. "Önce kalana..." veya "sonra kalana..." demeye ihtiyaç yoktur. Kenz'de de böyledir. 11 / 40

Bu kavil, ba'zi âlimlerin kavlidir. "Esahh olanı, tek bir gün ramazan orucu da böyledir. Kazaya kalan ramazan orucu iki olursa; kazası, onun ta'yin etmeden caiz olmaz." buyurmuşlardır. Keza, kaza edeceği namazın gününü, vaktini ta'yin etmesi gerekir. Şayet "üzerimde kazaya kalan, önceki öğle namazına veya son öğle namazına" derse; bu caiz olur. Tebyîn'de de böyledir. [9] Oruçlunun Göz Yaşı Yutması Bir oruçlu, ağzına giren, bir veya iki damla göz yaşını yutarsa, orucu bozulmaz. Göz yaşı fazla olursa, orucu bozulur. [10] Oruçlunun Tükrük Yutması Bir adam, başkasının tükrüğünü yutarsa, ona keffaret gerek mez. Sevdiğinin tükrüğünü yutarsa, keffaret gerekir.[11] 12 / 40

Hacıların Yolda Öldürülmeleri Bazı hacıların, yolda öldürülmeleri, bir kimsenin haccı terk et mesi için mazerettir. [12] Satılan Dişi Eşeğin Sıpası Bir adam, dişi eşeğini sattığında, bu satışa, o eşeğin sıpası dâhîî olmaz. [13] Akar Hakkında Münazaa Bir akar hususunda münazaa yapılsa, bu akar, onu elinde bu lunduran şahıs, da'vacıya ibra etmedikçe, kendisinin elinden çıkmaz. Akar hakkında hâkimia velayeti yoktur. O hususta hükmü de sahih olmaz. [14] 13 / 40

Hâkimin, Verdiği Hükümden Dönmesi Bir hâkim, bir hâdise hakkında beyyine ile hükmettikten son ra: "Hükmümden döndüm." veya "O hükmü değiştirdim." yahut: "Şahitlerin yalanı çıktı." veya: "Hükmümü ibtâl eyledim." der yahut bunlara benzer sözler söylerse; ona itibar edilmez. Önceki hü küm geçerlidir. Şayet da'vâ yenilenir ve şahitler doğruyu söylerlerse; bu yeni da'-vâ sahih olur. [15] Gizlenen Kimselerin Şehâdeti Hâkim bir topluluğu bir yere gizledikten sonra, bir adamdan, bir şeyi sorar; oda, onu ikrar eder ve bu durumda saklananlar o adamı görür; fakat o adam saklananları göremez ve saklananlar, o adamın söylediklerini duyarlarsa, onun üzerine yapacakları şehâdet kabul edilir. Eğer sesini duydukları hâlde, kendisini görmezlerse, şehâdetle-ri caiz olmaz. [16] Bir Akarın Satıldığını Gören Akrabaların Davası Bir adam, bir akar satar; akrabalarının ba'zıları da satış sıra sında hazır bulunurlar ve o akarın 14 / 40

satıldığını bilirler ve daha sonra da'vâ ederlerse; bu da'vâları dinlenmez. [17] Mehrini Kocasına Bağışlayan Kadın Bir kadın, mehrini kocasına bağışladıktan sonra ölür ve vâris leri, onun mehrini isterler ve: "Bağışı, ölüm hastalığında yaptı." der ler; kocası da: "Hayır, sıhhatli iken yaptı." derse; bu durumda ko canın sözü geçerlidir. [18] Vekil Tayin Edilen Kimsenin Susması Bir adam, diğerine: "Seni satış için vekil eyledim." der; o da susup bir şey söylemezse, vekil olmuş olur. [19] Vekilin Azledilememesi Hâli Bir adam, karısını boşamaya, onu vekil yaptığında; ona "seni ne zaman azletsem, sen yine vekilimsin." derse; bu durumda onu azledemez. Kenz'de de böyledir. 15 / 40

Bir adam, diğerine: "Seni azlettikçe, sen benim vekilimsin." dedikten sonra: "Muallak vekâletinden döndüm; geçerli vekâletin den de azleyledim." dediğinde "ne zaman vekil etsem, sen azledil mişsin." deseydi, "azledilmiş olurdu." denilmiştir. Önceki kavil daha evcehdir. Tebyîn'de de böyledir. [20] Fâsid Şart Fasid şart, bilgisiz bedel ıtâkada, nikâhda, mühâlade, sulh da ve kasden öldürmekte geçersizdir; bâtıldır. [21] Sahih Olmayan Bir Satış Bir adam, diğerine: "Şu iki köleyi sana bin dirheme sattım." veya "Her birini beşyüz dirheme sattım." der; diğeri de onlardan birisini kabul ederse; bu satış sahih olmaz. [22] Caiz Olmayan Bir İcâre Keza, bir adam, iki şeyi, bir kimseye icara verse de, o şahıs, bu şeylerden birisini kabul eylese, bu caiz olmaz.[23] 16 / 40

Sahih Olmayan Bir Taksim Keza, bir adam: "Şunu şunu, bana; şunu şunu da sana ayır dım." der; o da, onlardan birini kabul ederse, bu taksim caiz olmaz. Keza, satışla icâreyi veya taksimle, satışı yahut kısmet ve kasemeyi satışla cem eder; diğeri de bunun sadece birini kabul eder se; caiz olmaz. Çünkü, bu sözleşmeler fâsid, akidler bâtıl olurlar. Keza, tazeyi eskiye ilâve eylese sarf fâsid olur. [24] Sahih Olmayan Bir Nikâh Bir kimse, diğerine: "Şu iki cariyeyi sana bin dirheme nikah ladım." der; diğeri de, bu cariyelerden birini kabul ederse veya bir adam, iki karısına: "Birinizi, şu kadar mala hulû eyledim." dese de, bunu, onlardan birisi kabul eylese yahut iki kölesi olan bir adam, onlara: "İkinizi bin dirheme azad eyledim." dese de; birisi kabul ey lese; veya üzerlerinde diyet borçlan olan şahıs, borçlu olduğu iki şah sa: "Birinizi bin dirhem anlaşmaya bağladım." dese de, onlardan biri sulhu kabul eylese; bu sözleşmeler, fâsid şartla bâtıl olmazlar. Bir adamın iki kölesi olur ve onlara hitaben: "İkinizi bin dirhe me kitabete bağladım." der ve bunu onlardan birisi bunu kabul eder se, işte bu sahih olmaz.. Eğer aralarını ayırarak söyler ve bu durumda birisi kabul eder se, bu sahih olur. 17 / 40

Nikâhla satışı, veya icâre ile satışı cem edip, onlardan da bi risini kabul ettiğinde; nikâhı kabul ederse; bu caiz olur. Satışı veya icâreyi kabul ederse; bu sahih olmaz. Diğerleri de buna göredir. Kitabetle, talâkı veya ıtâkı cem eylese de; birisi, talâkı veya ıtâ-kı kabul eylese; bu caiz ve sahih olur. İster icmal eylesin ister ayırsın fark etmez. Eğer kitabeti ayırmışsa, kabulü caiz olur; değilse olmaz. [25] Zekât Alması Helâl Olmayan Kişi Bir adamın arazisi olur ve onu ekip biçer veya dükkanı olur ve o getir getirir; onların geliri de kendisi ve ailesine kâfi gelirse; bu adamın zekât alması helâl olmaz. Bu gelirler kâfi gelmez ise, zekât alması helâl olur. [26] Mühâlaa 18 / 40

Bir adam, karısını.serkeşliğinden dolayı, önce iki talâk; sonra da, bin dirheme karşılık üç talâk boşasa; o bin dirhem, bir talâk kar şılığı olur. [27] Köleye "Efendim" Denilirse... Bir adam, kölesine: "Ey efendim." veya cariyesine: "Ben se nin kölenim." dese; onlar azad olmuş olmazlar. [28] Yemin Bir adam: "Buhara'da durduğum müddetçe, şu işi yapmıyacağım." diye yemin etse; sonra da Buhara'dan çıkıp, tekrar girse ve o işi yapsa; yemininde hânis olmaz. [29] Sonradan Getirilen Şahit Ve Deliller Da'vâcı: "Benim beyyinem yoktur." dedikten sonra, burhan getirse; veya şahitler: "Biz şahitlik yapmayız." dedikten sonra, şa hitlik yapsalar; bunlar kabul edilir. 19 / 40

İmâm Muhammed (R.A.): "Kabul edilmez." buyurdu. Esahh olan, İmâm Ebû Hanîfe (R.A.)'nin kavlidir; ki O: "Kabul edilir." buyurmuştur. [30] Yalan İkrar Bir adam, birine borç ikrarında bulunduktan sonra: "Ben, ik rarımda yalancıyım." der; ikrar olunan da: "Gerçekten ikrar eden şahıs, yalancı değildir." diye yemin etse; İmâra Ebû Yûsuf (R.A.)'a göre iddiası bâtıl olmaz. İmâm Ebû Hanîfe (R.A.) ile İmâm Muhammed (R.A.)'e göre, ikrar edilen şeyi, ikrar olunana verip teslim eylemesi emredilir. Fetva ise ikrar olunanın yemin etmesi üzerinedir. [31] İstisna Bir adam: "onun, benim üzerimde on dirhemi var; illâ üç dir hemi illâ bir dirhemi hariç." dese; onun, sekiz dirhem ödemesi gerekir. Şayet: "illâ yedi, illâ beş, illâ üç, illâ bir dirhemi müstesna." derse; altı dirhem ödemesi gerekir. [32] 20 / 40

Manifaturacılar Arasındaki Fırın Bir ekmekçi, manifaturacılar arasına, bir ekmek dükkanı (fı rın) açsa; bundan men, edilir. [33] Yol İçin Mescidden Mescid İçin Yoldan Yer Almak Yol geniş mescid dar ise, yoldan mescide; mescid, geniş yol dar ise, ammeye zarar vermemesi şartıyle mescidden yola, verilir. Yâni, halka zarar vermemek için yoldan mescide, mescidden yola ilâve ya pılır. Bu sahihdir ve caizdir. [34] Sünnet Olmayı Terk Edenlerle Savaş Bir belde ahâlisi sünnet olmayı terk ederse, imâm (= devlet başkanı) onlarla savaşır. [35] Ekmeğe Saygı Ve Yemek Âdabı 21 / 40

Ekmekle eli ve çakıyı silmek mekruhtur. Ekmeği kabın altına koymak mekruhtur. Ekmeği tuzluğun altına koymak mekruhtur. Ekmek konmuş sofrada katık beklemek mekruhtur. Sıcak yemek yemek ve yemeği koklamak veya yemeği üflemek mekruhtur. Kâfî'de de böyledir. [36] Küçük Çocuk Adına, Babasının Sulh Akdi Yapmasi Bir adam, bir sabiye karşı, bir ev iddiasında bulunur; sabinin babası da, o sabinin malıyla anlaşma yaparsa; idiacının beyyinesi-nin bulunması hâlinde, bu sulh caizdir. Bunun için anlaşma bedeli nin evin kıymeti kadar veya bundan ancak halkın aldanmış demiyeceği kadar fazla olması gerekir. Fakat, iddiacının beyyinesi yoksa veya iddia âdilâne değilse; bu babanın sulh bedeli vermesi caiz değildir. Şayet iddiacı baba ise ve beyyinesi yoksa her hâlde sulh yapma sı caizdir. Eğer beyyinesi varsa, kıymetinin mislinden fazlaya anlaş ması caiz olmaz. Bu hususta vasî de baba gibidir. [37] 22 / 40

Bir Kocanın, Mehir Hususunda Baskı Yapması Bir adam, karısını mehrini bağışlaması için korkutsa, onun mehrini bağışlaması, dövmeye gücü yetse bile sahih olmaz. [38] Bir Kocanın, Mühâlaa Hususunda Baskı Yapması Bir koca, karısını mühâlaaya (= mal mukabili boşanmaya) ceb rederse, bu durumda talak vâki olur; mal sakıt olmaz. (= düşmez.) [39] Havaleden Sonra, Mehrin Bağışlanması Bir kadın, kocasına bir adamı havale ettikten sonra, mehrini kocasına bağışlasa, bu sahih olmaz. [40] Bir Kimsenin Kendi Yerine Su Kuyusu Kazması 23 / 40

Bir adam mülküne bir kuyu veya su çukuru kazar; komşusu da "bu yüzden duvarının yıkılacağı için, onun tahvilini (= yerinin değiştirilmesini) isterse; kazan şahıs buna cebredilmez. Bu yüzden duvar yıkılsa, tazminat gerekmez. [41] Bir Kimsenin, Karısının Evini Tamir Ettirmesi Bir adam, karısının izniyle, onun evini kendi malıyla tamir et tirse; harcadığı para karısında alacak olur. Şayet, kendiliğinden tamir ettirirse, masraf kendisine ait olur; karısı borçlu olmaz. Bu, nafile bir masraf olur. Ve kadına müracaat ederek, o masrafı isteme hakkı olmaz. [42] Borçluyu Kaçıran Adam Bir adam, borçlusunu yakaladığında, başka bir adam da, onu, ondan çekip alır ve borçlu kaçarsa; çekip alan şahıs, borcu tazmin eylemez. [43] Emânet Bir Malı, Hükümdarın Zorla Alması 24 / 40

Bir adamın yanında, bir başkasının malı olduğunda, hüküm dar: "Bu malı bana ver. Değilse, elini keserim veya elli kırbaç vuru rum." der; o da, onu verirse, onu sahibine tazmin etmesi gerekmez. [44] Tuzağa Düşüp Ölen Hayvan Bir adam, sahraya vahşî bir eşeği avlamak için tuzak kurar; ikinci gün gelir ve bu tuzağa düşen bir eşeğin yaralanmış ve ölmüş olduğunu görürse, bu yaban eşeğinin eti yenmez. Çünkü, onun bo ğazlanması veya avcı tarafından vurulması gerekir. Başka şekilde helâl olmaz. O, süsülerek ölen veya bir yerden düşerek ölen hayvan gibidir. Bunlar âyet-i kerimede zikredilmiştir. "İkinci gün" kaydı, itti fakın vukuu içindir. Hatta o saatte ölü olarak bulsa, zikredilen şart olmayınca yine helâl olmaz. Tebyîn'de de böyledir. [45] Koyunun Yenilmesi Mekruh Olan Yerleri Koyunun ferci, husyeleri (= taşakları), bezi, mesanesi, ödü, akan kanı, zekeri ve murdar iliğini yemek mekruhtur. Kenz'de de böyledir. [46] Hâkimin Borç Vermesi 25 / 40

Hâkim bir gaibin ve çocuğun malını ve buluntu olan malı borç olarak verebilir. [47] Sünnet Olmayacak Kimseler Bir sabinin haşefesi (zekerinin başı, kerliği) açıkta olur ve onu gören şahıs, "bu çocuğun sünnet olduğunu zannederse; onun zeke rinin derisi kesilmez. İhtiyar bir gayr-i müslim, müslüman olsa, onun sünnet edil mesi terk edilir. Basîret ehli, onun sünnet olmaya gücünün yetmeye ceğini, buna dayanamayacağını söylemişlerdir. [48] Sünnetin Vakti Sünnetin en uygun vakti, çocuğun yedi yaşında oiduğu sıradır. [49] Kadının Sünnet Olması 26 / 40

Kadının sünnet olması, sünnet değildir. Ancak, bu, erkekler için bir ikramdır. Zira ciması lezzetli olur. "kadının sünnet olması sünnettir." de denilmiştir. [50] Tedavi İçin Dağlamak Küçük çocuğun tedavisi için, yarasının dağlanması; yarasının battı ve emsali caizdir. [51] Küpe İçin, Kızların Kulaklarının Delinmesi Kız çocukların, küpe takmaları için kulaklarının delinmesi caizdir. [52] Hâmile Kadına Zarar Verecek Şeyler Hamile bir kadına, zarar verecek bir şeyi yapmayız. Karnındaki çocuk hareket etmeden, hamile kadına hacâmet ya pılması, uygun olmaz. Çocuk hareket edince, bunda bir beis olmaz. Doğum yaklaşınca yine hacamet yapılmaz. Hâmile kadından, kan alınmaz. Doğuracak hayvandan da kan almak caiz değildir. 27 / 40

Menfaatü olan her ilacın kullanılması caizdir. [53] Zararlı Hayvanların Öldürülmesi Zarar veren hayvan öldürülür; kudurmuş köpek gibi; kedi gibi... Bu hayvanlar güvercini veya tavuğu yerlerse, yine öldürülürler. [54] At Yarışı Ve Diğer Yarışlar At yarışı, deve yarışı, insanların birbiri ile yarışı ve atıcılık mü sabakası caizdir. [55] Müsabaka Ve Ödül Tek taraflı olmayan çift taraflı müsabaka şartı ve ödülü haramdır. 28 / 40

İki taraflı ödül şartının ma'nası: "Senin atın geçerse, ben sa na şu kadar vereceğim; benim atım geçerse, sen de bana şu kadar vereceksin." demektir. İşte bu bir kumardır ve caiz değildir. Tek taraflı olursa (Şöyle ki: "Sen, beni geçersen, senin için ben şunu veririm; şayet ben seni geçersem, sen bana bir şey vermeyecek sin." demek) istihsânen caizdir. Bundan maadası caiz değildir. Bu dördü kitabta mezkûrdur. Katır yarışı caiz değildir. Eğer ödül, (müsabıka verilecek olan şey), iki tarafın birinden şart kılınırsa, her iki atın da ileri geçme ihtimalinin bulunması şart tır. Fakat, onlardan belli birinin öne geçeceği bilinirse; bunda mu hal yoktur ve bu caiz değildir. Şayet iki taraf dan ödül şartını koşarlar ve üçüncü bir şahsı, helâl edici olarak aralarına girdirirlerse, bu caiz olur. Eğer o muhal-lilin atı da, ikisinin atına denk ise, kendinin öne geçmesi de önüne geçilmeside caizdir; geçse de geçilse de caiz olmamasına mahal yoktur. Muhallilin (= helâl edicinin) giriş sureti: Önceki, iki yarış atı sahibi olan zatlar, üçüncüye "Eğer bizi geçersen, iki ikramiye de se nin olacak; şayet, biz seni geçersek senden bize bir şey olmayacak." derler; fakat kendi aralarındaki şart, "kim diğerini geçerse, ikrami ye onun olacak; eğer üçüncü şahıs öne geçerse, ikramiyeler onun olur." Eğer bu ikisi onu geçerse, ona göre bir şey yoktur. Hangisi-ninki diğerini geçmişse, aradaki ikramiyeyi o alır. Böylece alana he lal olur. Eğer cemaatten bir kişi, üçüne veya ikisine: "Hanginiz geçerse niz, benim malımdan şu kadar ikramiye var." der, veya "hedefe oku nu, kurşununu veya attığı herhangi bir şeyi, isabet ettirene, (şu ka dar ikramiye var." derse; işte buda caizdir. Bunun üzerine âlimler: "Bu mes'elede şart iki tarafdan olmaz ise, ikramiye caizdir." buyurdular. Müsabaka babmdaki ikramiyenin cevazından murad, onun he lâl olmasıdır; yoksa, istihkak 29 / 40

değildir. Hatta yenilen zat, ikramiyeyi vermekten imtina eylese (yâni vermekten kaçınsa), Hâkim, ona hük medip de cebredemez. [56] Peygamberlere Salât Peygamberler ve meleklerden başkasına salat getirilmez. An cak onlara tâbi olarak getirilirse, bu caiz olur. Şöyleki: "Allâhumme salli alâ muhammedin va alâ âlihi ve sahbihi" demek ve benzeri gibi... Nebî (S.A. V.) üzerine terâhhümde ihtilaf edildi. "Allahummerham Muhammeden (S.A.V.)" demeye bazı âlimler: "Caiz olmaz." dediler; bazıları ise: "Caiz olur." buyurdular. [57] Sahabe, Tabun Ve Ondan Sonrakiler Anılınca Ne Denir? Evlâ olan sahabeler için: "Radıyallâhü teâlâ anhiiro" demektir. Tabiîn için de: "Rahimallâhü teâlâ anhüm." Demektir. Ondan sonrakiler için de: "Gafarallâhü anhüm" ve ya "tecâveze anhüm." demektir. [58] 30 / 40

Nevruz Ve Mihrican Nevruz ve Mehrican isimlerine vermek caiz değildir. Câmiu'l-Esğar sahibi, şöyle buyurmuştur: Nevruz günü, bir müslümanın, diğerine, o gün ta'zim etmeksi zin hediye vermesi, küfür olmaz. Fakat uygun olanı, hediyeyi o gü ne tahsis etmemek ve o kavme benzememek için, ya bir gün önce veya bir gün sonra vermektir. [59] Başa Giyilecek Şeyler Başa, takye (takke), bere, külah giymekte bir beis yoktur. [60] Siyah Elbise Siyah elbise giymek mendubtur. [61] 31 / 40

Sarığın Ucu Sarığın ucunu, iki omuz arasından, sırtın yarısına kadar uzat mak mendubtur. Sarığını yeniden sarmak isteyen kişi, onun sargısını bozup, daha güzel sararak başından alıp bir defa yere atması iyi olur. [62] Sarı Elbise Sarıya boyanmış veya, za'feran ile boyanmış bir elbiseyi giy mek mekruhtur. [63] Güzel Elbise Giymek Erkeklerin güzel elbise giymeleri müstehabtır. İmâm Ebû Hanîfe (RA.), arkadaşlarına böyle vasiyyet ederdi. [64] 32 / 40

Âlim Bir Gencin Yeri Âlim bir gencin, câhil bir yaşlının önünde yürümesinde bir be is yoktur. [65] Kur'an Okuma Âdabı Hafız olanlar, kırk günde bir hatim yapmalıdırlar. Zira, Kur'-an okumakdan maksad, Onun ma'nasını düşünmek ve anlamaktır; içinde olana itibar edip, gereği gibi amel eylemekdir. Yoksa, mücer-red okumak* değildir. Yüce Allah, Kur'an'da Kur'anı tedeb-bür (= tefekkür, tefehhüm) etmiyorlar mı? (Yâni düşünüp anlamı yorlar mı?) buyurmaktadır. Bu da feenni ile yavaş okumakla olur. Acele okumakla ve ma' nasını düşünmemekle olmaz. Büyükler, Kur'an-ı Kerîm'in, en azından kırk günde bir hatme-dilmesini uygun görmüşlerdir. Bir kimse, Kur'an-ı Kerîm'den, bir günde, mânâsını anlayarak, bir hızb, yarım hızb veya daha az okumalıdırlar. Tebyîn'de de böyledir. 33 / 40

En doğrusunu ancak Allahu Teâlâ bilir. [66] -------------------------------------------------------------------------------- [1] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/393. [2] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/394. [3] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/394. [4] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/395. [5] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/395. [6] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/395. [7] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/395. [8] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/396. [9] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/396. 34 / 40

[10] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/397. [11] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/397. [12] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/397. [13] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/397. [14] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/397. [15] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/397-398. [16] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/398. [17] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/398. [18] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/398. [19] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/398. [20] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/399. 35 / 40

[21] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/399. [22] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/399. [23] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/399. [24] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/399-400. [25] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/400. [26] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/400-401. [27] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/401. [28] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/401. [29] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/401. [30] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/401. [31] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/402. [32] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/402. 36 / 40

[33] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/402. [34] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/402. [35] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/402. [36] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/403. [37] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/403. [38] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/403. [39] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/403. [40] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/404. [41] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/404. [42] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/404. [43] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/404. 37 / 40

[44] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/404. [45] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/405. [46] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/405. [47] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/405. [48] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/405. [49] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/406. [50] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/406. [51] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/406. [52] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/406. [53] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/406. [54] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/406. [55] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/407. 38 / 40

[56] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/407-408. [57] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/408. [58] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/408. [59] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/409. [60] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/409. [61] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/409. [62] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/409. [63] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/409. [64] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/409. [65] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/410. [66] Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 14/410. 39 / 40

40 / 40