MÜSAHİBLİK KURUMU Yarin yanağın dan gayri herşey ortaktır Alevilik de çok önemli bir işlevi olan Müsahiblik, iki evli çiftlerin birbirlerini maddi ve manevi destek sunarak, ömür boyu süren bir yol kardeşliğidir yani bir akrabalık bağıdır. Öz aileden daha da öte tutulan Müsahiblik ve onun kadar önemli bir de kirvelik vardır. Tüm bunlar sosyal organizasyondur. Arapçadan dilimize geçmiş olan musahip sözcüğü, sözlük anlamıyla sohbetleşen, söyleşen, sohbet arkadaşı demektir. Müsahiblik, dört canın bir gömlekten bir bedenden baş göstermesidir. Bir Can olarak görünmesi, ayrılmaz ve sarsılmaz birlikteliğin saglanmasıdır.mus ahiplik Kuran-ı Kerim in şu ayetleriyle açıklanmıştır: Enfal sur esi ayet 72-73, "Onlar ki inanıp hicret ettiler ve mallarıyla canlarıyla Allah yolunda savaştılar ve onlar ki (hicret edenleri) barındırıp yardımda bulundular, işte bunlar, bir birilerinin dostu ve yarıdırlar. İnkâr edip küfre sapanlar ise bir birilerinin yarıdırlar. Eğer böyle yapmaz 1 / 12
(birbirinize dost ve yakın olmaz) sanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat meydana gelir". Hicret'den beş ay kadar sonra Hz.Muhammed bu ayetlerle Ensar (Medineliler) ile Muhacir (Mekkeden gelen göçmenler) lerin arasındaki soğuklugu gidermek, onları yakınlaştırmak ve onları kaynaştırmak için birbirleriyle kardeş yaptı. Aileler kardeş (Müsahib) olunca akrabaları da hısım olmuşlardı. Bu Müsahiblik oluşurken Hz Ali yalnız kalmıştı. Ya Resul,herkesi müsahib yaptın beni yalnız bıraktın der. Hz. Muhammed Ali'ye Ya Ali sen benim hem Dünya'da hemde Ahiret'te kardeşimsindir der. Musah ib : "Yol kardeşi, yol arkadaşı, sohbet edilen, danışılan,» anlamlarına gelmektedir. Ali devrinden bu tarafa uygulanan, bir gelenek olarak bilinen musahiblik, uyulması zorunlu olan bir yol kuralı sayılır. Talib olan on yaşında Müsahib tuta yirmide çzün gerçege kata otuzunda vara mürşide yete Mahrum kalmaz Ali diye çagıran 2 / 12
Kul Himmet Pişiri pişiri söyle sözünü İki babtan ayırma gel gözünü Mürşidine teslim eyle özünü Musahip kapısın bul da öyle gel. - Şah Hatayi - 3 / 12
Eğer farz içinde farzı sorarsan Yine farz içinde farzdır musahip Dört kapıdan, kırk makamdan ararsan Yine farz içinde farzdır musahip Musahipsiz kişi ceme gelir mi Ettiği niyazlar kabulolur mu 4 / 12
Muhammed Ali'den dennan bulur mu Yine farz içinde farzdır musahip Musahipsiz kişi ceme götürmen Tecellisi bozuk Hakk'a yetürmen Musahipsiz ile durup oturman Yine farz içinde farzdır musahip 5 / 12
Farz Allah'tan kaldı, ya sünnet kimden Musahibin işi daima sırdan Musahibli kişi ol Şah-ı Merdan Yine farz içinde farzdır musahip Pir Sultan Abdal' hey kerem kanı Yine sensin dü cihanın sultanı Aşnanı buldun musahibin kanı Yine farz içinde farzdır musahip. 6 / 12
Müsahibler her anlamıyla (sosyal ve ekonomik) birbirlerine eşit olması gerekir. Biri darda, zorda digeri varlık içinde gününü gün ederse o müsahiblik, Müsahiblik degildir. Müsahib, Müsahibin ortağıdır. Birbirilerinden saklı gizli bir şey olmamalıdır. Kardeşlerin eleri, kapıları ve gönülleri birbirlerine daima açık olmalıdır. Müsahiblerden birine bir şey olursa diğeri onun evine ve çocuklarına bakmakla yükümlüdür. Müsahiblik eşi bacısı çocuklarıda kendi çocukları gibidir. Müsahibin çocuklarının arasında yedi göbek geçmeden evlilik olmaz. İmam Cafer-i Sadık Buyruğu 'nda Musahiplik erkanından şöyle söz edilir: "İki talip birbirleriyle musahip olmak dilese, birkaç gün birbirinin gözlüğünde olmaları gerekir. Buna, tarikat içinde kazanç derler. Bir talibin şöyle kazanç kazanması iktiza eder (gerekir). Birbirinin yükünü götürür, birbirinin gözüne ve gönlüne girer, birbirinin yoluna ve uğruna baş ve candan geçer. Cemiyet ehli de bunların haline bakıp görür, eğer tarikat erkanı gereğince, onlarda musahip hali varsa hoş, erkandan geçirip, kurbanın yeyip, onları birbirine musahip ederler. Şayet birbirinin halinde nesne yoksa, onlar musahip değildir. Zira musahip, musahibinin her haline haldaş, her yoluna yoldaş gerek. Hatta isbat gerektir. Can verip ömür harcetmek gerektir. Ta ki birbirinin kıymetini bilsinler. Pes, işte musahipliğin erkanı budur. Şayet talip isen, bir kimse ile musahip 7 / 12
olayım dersen, bu yolla yürü, bu tertip ile var ki, işin temiz olsun, kemale erişesin; noksanın olmasın. Bir talip ikrar vermiş olsa, bir kardeşle kazanç halinde veya musahip kapısında birbirinin gözlüğünde olsalar, ikisine de gereken, ilkin kendi bildiğinden geçmeleridir. Batın gözünden perde açarlar; seniik, benlik etmezler. Musahiplerden biri fakir, diğeri zengin olsa, zengin olan kardeşin, malının yarısını fakir kardeşine vermesi gerekir. Ta ki zengin kardeş mala, diğeri de cana kıymış olsun. Ta ki erkan yerini bulsun. Ta ki ikrarları dürüst, yol içinde davaları sadık olsun. İmdi (buna göre) bir musahibin malı çok, dünyalık halinde bir nesneye ihtiyacı olmayıp da, öbürü fakir, aç, bir habbeye (taneye, lokmaya) muhtaç olsa, birinin gönlü hoş, diğerinin hatırı melul ve mahzun (acıklı bir durumda, tasalı ve kaygılı) bulunsa, birbirlerine ikrarları dürüst olmaz. Şayet zengin kardeş malından fakir kardeşe vermezse, kazibtir (yalancıdır)... Ettikleri dava bi manadır (verdikleri ikrarın bir anlamı yoktur)... Pes imdi (öyle ise), burada her ne ekersen, orada dahi onu biçersin, demek olur. Binaenaleyh (bundan dolayı) kuru dilin faydası olmaz... Pir önünde kardeş (musahip) olanlar, Kırklar katında Kırklar ile kardeş olurlar. Ve bu andı bozanlar, Muhammed-Ali'nin yolundan çıkmış kimselerdir. İşleri bozuk, sonları karanlıktır. Tanrı katında Muhammed-Ali'nin şefaatından yoksundurlar. Dört kapının sürgünü, Kırk makarnın lanetlisidirler Bir adam musahib olsa, emsal in bula: Seyyid seyyid ile, alim alim ile, şeyh şeyh ile, 8 / 12
koca koca ile (yaşlı yaşlı ile) musahib olmak gerek... Mürşitler talipleriyle musahip olmak erkan değildir. Zira Mürşitler deryadır, talipler katredir... Kocalar ile yiğitler musahip olmak erkan değildir. Zira kocalar (yaşlılar) kıştır, yiğitler (gençler) bahardır... Ve dahi, musahip musahibiyle bir evde ve bir köyde ve bir şehirde gerektir ki, bu üç yerden dışarda olan musahibe musahip demek erkan değildir. Zira musahib cesettir, erkan candır. Can cesetten dışarı çıksa ölür. Ve bir de müsahip, mürebbi candır; can olmayınca ceset olmaz... " Şah Hatayi, Musahip olmanın ilkelerini bir nefesinde şöyle dile getirir: Şah Hatayi, musahibi şöyle tanımlamaktadır: Musahip din içinde iman, gönül tahtında sultandır. Yanlış yola düşen eremez menzile, müsahip erkanıdır ere. Yol incedir varabilene. "Mürşidine teslim eyle özünü, musahip kapusun bulda andan gel." Mümin gönül aynası dumanlanmaz, şüphe olmaz içinde. Müsahip, eğitici, öncü, bir kişi yeter. "Er yükü gevherdir sorman gerekmez" Müsahipsiz öz yunmaz: "Hak cemine elsiz, ayaksız varılır. Bir kişinin iki yerde eli olsa, faidesi olmaz evladı Ali olsa Musahipten gizli, dalda yeri olsa, andan sana gelen iman gerekmez." Müsahib olacak canların Ana, baba ve eşlerinin de kabul edip onay vermeleri gerekir. Bu nedenle bekar kişilerin evlenmeden önce müsahib olması uygun 9 / 12
değildir. Çünkü ileride eşler anlaşmaya bilir ve bu nedenle müsahiblik bozulabilir. Bazı bölgelerde özelliklede Tahtacılar arasında, Kardeşlik aşamasından sonra uygulanması gereken üç büyük aşama vardır..bunlar ''peşinelik'', ''aşınalık'' ve ''çingildaşlık'' (çengildaşlık)tır. Dört kapı, Kırk makam aşamalarına paralel kurulan bu ikrar bagında, Müsahiblik (kardeşlik) Şeriat kapısına; aşinalık, tarikat kapısına; peşinelik, marifet kapısına; çeğildaşlık, hakikat kapısına dayandırılır çegildaşlık olabilecek canların,mürşid-i kamil olmaları gerekir. Alevilikte Mürşit kapısı, eşittir Hak kapısıdır. Mürşit hak kapısıdır, meşrep ikradır, mürebbi dindir, müsahib ise candır. Müsahibler yerle gök, ay ve gün gibidirler; dördü bir birini tamamlarlar. Pir Sultan Abdal bir Düvaz İmamında şöyle dile getirir. Ay Alidir gün Muhammet Okunan seksen bin ayet Balıklar deryaya hasret Çarka döner göl içinde. -Pir Sultan Abdal- 10 / 12
İmam Cafer-i Sadık Buyruğu nda: Allah, Muhammed, Ali ve onun onbir evladına hakbir demekle, müminler şeriat, tarikat ve marifet kardeşidirler. Ama Hakkı insanda, insanı Hakda gören; ehl-i Hak ile insan-ı kâmil nazarında muhabbet eden hakikat kardeşi olur (Krş. Aytekin 1958: 139) Çeşitli yönlerden tanımını yapmaya çalıştığımız yol kardeşi olma'' hakkikat kardeşliği'' amacına ulaşmaktadır. Hak ile hak olmak, insanı Tanrıda görmek, benlikten sıyrılmak kamil olmuş toplulugun ve Pirin Mürşidin huzurunda sevgiyle kenetlenmektir. Kır makamda Kırklar ile kardeş olmaktır. Kaynak: İmam Cafer Buyrugu 11 / 12
12 / 12