SERMAYE AZALTIMI VE VERGİSEL AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ İbrahim ERCAN* 1- GİRİŞ İşletmelerin asıl gayesi kar elde etmek olup, bu amacı gerçekleştirmek için faaliyet göstermektedirler. Elde edilecek bu kar işletme sahiplerinin işletmenin faaliyetleri için ihdas ettikleri sermayenin karşılığıdır. Sermaye ise, işletme sahip ve sahiplerince işletmenin kar elde etme amacını gerçekleştirmek amacıyla ihdas ettikleri ayni ve nakdi kıymetlerden oluşmaktadır. İşletme sermayesinin zaman içinde işletme faaliyetinin artmasından dolayı yetersiz kalması, sermaye arttırma gereksinimini ortaya çıkarmaktadır. Söz konusu sermaye artırım gereksinimi işletme sahip ve sahiplerinin nakdi veya ayni sermaye artırımı yapmaları ya da işletmenin reel karları ile enflasyon düzeltme farkları gibi fiktif karların sermayeye ilavesi yoluyla karşılanmaktadır. Bazen de, işletmeler sektörel daralma, iş hacminin azalması, işletme içi problemler v.b. nedenlerle sermaye azaltımı yoluna gitmektedirler İşte bu durumda, sermaye azaltımının kar dağıtımı kapsamında değerlendirilerek vergilendirilip vergilendirilmeyeceği sorunu ortaya çıkmaktadır. 2- SERMAYE ARTIRIMINDA KULLANILABİLECEK KIYMETLER Sermaye artırımına ilişkin düzenlemelere, 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu nun 516 ve takip eden maddelerinde, 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu nun (TTK) 456 ve takip eden maddelerinde yer verilmiştir. Bu kapsamda, sermaye şirketlerinin sermayesi ya ortaklarca nakden veya aynen konulan kıymetlerden ya da ticari faaliyetin sonucu oluşan reel ve fiktif karlardan oluşmaktadır. Reel ve fiktif karlara içsel fonlar da denilmektedir. İçsel fonlardan sermaye artırımı Yeni TTK nın 462 inci maddesinde düzenlenmiştir. * Vergi Müfettişi 219
İç kaynaklardan sağlanan fonlar ise dağıtılmayan geçmiş yıllar karları, kanuni yedek akçeler ile vergi kanunları veya diğer kanunlar uyarınca teşvik amacıyla vergi dışında tutulan ancak sermayeye ilavesi zorunlu tutulan veya belli bir süre işletmeden çekilmesi yasaklanan kazançlardan meydana gelir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca yayımlanan 2003/3 sayılı İç Ticaret Tebliğine göre nakit paradan başka kuruluş sırasında sermaye olarak veya daha sonra şirket sermayesine ilave edilecek fonlar şunlardır. - Ticari işletmenin konulması, (Nev i değişikliği, şirket birleşmesi, ve bölünmeleri dahil) ( GVK,Md:81 ve KVK, Md:18,19 ve 20) - Ayın olarak gayrimenkul ve/veya nakil vasıtası konulması, - Hisse senetlerinin konulması, - Şirket ortaklarının şirketten olan alacaklarının konulması, - Değer artış fonu, ( 5024 sayılı Kanunla 1.1.2004 tarihi itibarıyla kaldırıldı) - İştiraklerden gelen değer artışı fonu,( 5024 sayılı kanunla 1.1.2004 tarihi itibarıyla kaldırıldı) - Maliyet artışı fonu, (5024 sayılı kanunla 1.1.2004 tarihi itibarıyla kaldırıldı) - İştirak hisseleri ve taşınmaz satış karlarının ilavesi,( kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakkı satış kazançları dahil) - Fevkalade ihtiyatların ilavesi, - Dağıtılmayan geçmiş yıllar karlarının ilavesi, Yukarıda belirtilen işletmeye ait olmayan dışsal kaynaklar ile işletmeye ait içsel kaynakların dışında çeşitli kanunlarla sermayeye ilavesine izin verilen içsel kaynaklar ise şunlardır. - 5024 sayılı Kanun ile VUK na eklenen geçici 25.maddesi uyarınca 31.12.2003 tarihli bilançolar üzerinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucunda oluşan enflasyon farkları (enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıllar karları ile sermaye enflasyon düzeltme olumlu farkları) - 5024 sayılı Kanunla VUK nun mükerrer 298.maddesinde yapılan değişiklikle 31.12.2004 tarihli bilançoların düzeltilmesi sonucu hesaplanan öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları 220
- 5746 sayılı Kanun uyarınca TÜBİTAK ve benzeri kuruluşlar tarafından ödenen hibeler (devlet yardımları) - 5811 sayılı Kanun uyarınca işletmeye iade edilen kazanç farkları, - Hisse senedi ihraç primleri (emisyon primleri) 3- KAR DAĞITIMI VE VERGİLENDİRİLMESİ Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun (KVK) 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu nun (GVK) ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. GVK nın Bilanço esasında ticari kazancın tespiti başlıklı 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı hükmüne yer verilmiştir. Bununla birlikte, GVK nın 75 inci maddesinde her nevi hisse senetlerinin kar payları ile iştirak hisselerinden doğan kazançlar, menkul sermaye iradı arasında sayılarak, sermaye şirketlerinin ortaklarına dağıttığı karların menkul sermaye iradı olduğu, hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, GVK nın 94 üncü maddesi ile KVK nın 15 ve 30 uncu maddelerinde, söz konusu menkul sermaye iratlarının tevkifata tabi tutulacağı belirtilerek; GVK nın 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında tevkifat yapmak zorunda olan kişi ve kurumlar sayılarak; 6/b-i alt bendinde tam mükellef kurumlar tarafından, tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve gelir vergisinden muaf olanlara, b-ii alt bendinde dar mükellef gerçek kişilere, gelir vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından %15 oranında tevkifat yapılacağı; KVK nın Vergi kesintisi başlıklı 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında ise, vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz.) GVK nın 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), 221
(2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından, bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisine tabi tutulanlar hariç olmak üzere, %15 oranında vergi kesintisi yapılacağı; yine, KVK nın Dar mükellefiyette vergi kesintisi başlıklı 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında da, tam mükellef kurumlar tarafından, Türkiye de bir iş yeri veya daimi temsilci aracılığıyla kar payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan (Karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz.) ve GVK nın 75 inci maddesinin (1) ve (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar payları üzerinden bu Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi kesintisine tabi tutulanlar hariç olmak üzere, %15 oranında vergi kesintisi yapılacağı; hüküm altına alınmıştır. Buna göre, tam mükellef kurumlarca; - Tam mükellef gerçek kişilere, - Gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara, - Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olanlara, - Dar mükellef gerçek kişilere, - Türkiye de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kar elde eden dar mükellefler hariç, dar mükellef kurumlara, - Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere, dağıtılan GVK nın 75 inci maddesinin (1) ve (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar payları üzerinden KVK nın 15/3 ve 30/3 üncü maddeleri gereğince %15 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. Bu kapsamda, yukarıda belirttiğimiz GVK ve KVK nın kar dağıtımına ilişkin maddelerine göre, kar payları dağıtılması durumunda vergi kesintisine tabi tutulacak, söz konusu karın sermayeye ilavesi durumunda vergi kesintisi yapılmayacaktır. Bununla birlikte, 4842 sayılı Kanun la GVK ya eklenen Geçici 62 inci maddede istisna kazançlar ve kar paylarının geçiş döneminde ne şekilde vergilendirileceği hususu düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye ilişkin açıklamalara, 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği nin Gelir Vergisi Kanununun geçici 62 nci maddesi uygulaması başlıklı bölümünde yer verilmiştir. Buna göre, 222
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 31/12/1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kârlarının dağıtımı halinde, bu kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Bu düzenlemenin amacı, söz konusu kazançların mükerrer vergilendirilmesini önlemektir. Çünkü, 1994-1998 dönemleri arasında söz konusu kazançlar dağıtılsın dağıtılmasın tevkifata tabi tutulmaktaydı. Aynı şekilde 1/1/1999 ve 31/12/2002 tarihleri arasındaki hesap dönemlerinde elde edilen kurumlar vergisinden istisna kazançlar ile GVK ya 4842 sayılı Kanun la eklenen geçici 61 inci madde kapsamında vergi kesintisine tabi tutulacak kazançların dağıtılması halinde ayrıca vergi kesintisi yapılmayacaktır. Çünkü, anılan dönemlerde 4369 sayılı Kanun yürürlükte olup, kurumlar vergisinden istisna olan kazançların dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın tevkifata tabi tutulmaktaydı. İstisnalar kazançlar dışındaki kurum kazançları ise kar dağıtımına konu oldukları durumda tevkifata tabi tutulmaktaydı. Bu madde hükmüne göre, dağıtılan kâr 31/12/2002 veya daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen ve Kurumlar Vergisi Kanunu veya özel Kanunları uyarınca kurumlar vergisinden istisna edilen kazanca ilişkin ise (serbest bölge kazancı, teknoloji geliştirme bölge kazancı, Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazanç, mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun geçici 24 ve geçici 28 inci maddelerinde düzenlenen istisna kazançlar gibi) dağıtılan kârın bu kazançlara isabet eden kısmı üzerinden dağıtım sırasında vergi kesintisi yapılmayacaktır. 3- SERMAYE AZALTIMININ VERGİSEL AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Türk Ticaret Kanunu na göre gerekli prosedürlerin yerine getirilmesi şartıyla işletmelerce sermaye azaltımı kararı alınması durumunda, ortaklara ödenecek miktarın vergilendirilip vergilendirilmeyeceğine karar vermek için sermayenin mahiyeti önem teşkil etmektedir. Sermayenin içerisinde, geçmiş yıl karları, enflasyon düzeltilmesi olumlu farkları, maddi duran varlık yenileme fonu gibi reel ve fiktif karların olup olmadığı vergilendir- 223
meyi etkilemektedir. Çünkü, sermayenin azaltımı durumunda azaltılacak sermayenin vergilendirilmesi, sermayenin ortaklarca nakden veya aynen yapılan ödemelerden mi oluştuğu, yoksa sermaye içersinde geçmiş yıl karlarının ve enflasyon düzeltme farklarının bulunup bulunmadığı vergilendirme açısından önem teşkil etmektedir. Bu durumda, öncelikle azaltılan sermayenin kaynağının tespiti gerekmektedir. Çünkü, sermaye azaltımının, ortaklar tarafından nakden veya aynen yapılan ödemelerden kaynaklanması halinde, ortaklar esas olarak işletmeye koydukları sermayeyi geri almış olacaklarından, ortakların mükellefiyet statüsüne bakılmaksızın vergilendirme işlemi yapılmaması gerekir. Ancak, sermaye azaltımında öncelikle, daha önce sermayeye eklenmiş olan geçmiş yıl karlarının ve enflasyon düzeltme farklarının işletmeden çekildiğinin kabulü gerekmektedir. Azaltılan sermaye tutarı, geçmiş yıl karları ve enflasyon düzeltmesi olumlu farkları toplam tutarından fazla ise fazlalığın şirket ortakları tarafından nakit olarak konulan sermayeden kaynaklandığı kabul edilecektir. Sermaye azaltımının vergisel açıdan değerlendirilmesine ilişkin çok sayıda ve aynı doğrultuda düzenlenmiş özelgeler bulunmakta olup, bunlardan bir kısmı aşağıya alınmıştır. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı nın 31/01/2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01- GVK 94-388 sayılı, Sermaye azaltımında ortaklara yapılan ödemelerin gelir vergisi tevkifatına tabi olup olmadığı. konusundaki özelgede; Bu hüküm ve açıklamalara göre; - Daha önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl karlarının, şirketin sermaye azaltımı yapması sebebiyle ortaklara dağıtılması durumunda, kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması, - Daha önce sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının sermaye azaltımı nedeniyle işletmenizden çekilmiş sayılması ve işletmenizden çekilen bu tutarların öncelikle kurumlar vergisine; vergi sonrası dağıtılan kazancın da kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması, - Şirket ortakları tarafından şirkete nakden veya aynen konulan serma- 224
ye ticari kazancın bir unsuru olmadığından, sermaye azaltılmasına konu edilen tutar üzerinden vergi hesaplanmaması ve stopaj yapılmaması gerekmektedir. denilmektedir. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı nın 05.08.2008 tarih ve B.07.1.GİB.04.99.16.01/2-MUK-322 /23228 sayılı Sermayeye eklenen kârın sermaye azaltılması suretiyle işletmeden çekilmesi halinde stopaja tabi olup olmadığı konusundaki özelgede; Bu hüküm ve açıklamalar uyarınca, daha önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl kârlarının, şirketin sermaye azaltması sebebiyle ortaklara dağıtılması durumunda, Gelir Vergisi Kanununun Geçici 62 nci maddesi de göz önünde bulundurularak kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisinin yapılması gerekmektedir. Ancak, azaltılan sermayenin geçmiş yıl kârlarını aşması halinde aşan kısım üzerinden tevkifat yapılmayacağı tabiidir. denilmektedir. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı nın 24/08/2011 tarih ve B.07.1.G İB.4.35.16.01-176300-413 sayılı, Tasfiye halindeki şirketin sermaye hesabının ortaklara dağıtılması durumunda tevkifat uygulaması konusundaki özelgede; Bu hüküm ve açıklamalar uyarınca, tasfiye sonucunda düzenlenecek olan kesin bilançoda yer alan, ödenmiş sermaye dışındaki, öz sermaye hesaplarının (net tasfiye karı dahil) ortaklara dağıtılması durumunda, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 15 inci ve 30 uncu maddeleri ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu nun 94/6-b maddesi hükümleri uyarınca, Geçici 62 nci madde hükümleri de göz önünde bulundurularak, kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması gerekmekte olup, ödenmiş sermayenin ortaklara dağıtılması durumunda ise, vergi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Öte yandan, daha önce sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının, şirketin tasfiye edilmesi sebebiyle ortaklara dağıtılması halinde, işletmeden çekilen tutarların öncelikle kurumlar vergisine tabi tutulması, vergi sonrası dağıtılan kazancın da kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir. denilmektedir. 225
Yukarıda yer alan özelgelerdeki değerlendirmeleri de dikkate alarak, sermaye azaltımının vergilendirilip vergilendirilmeyeceği hususunu şu şekilde özetleyebiliriz. - Daha önceki yıllarda şirket sermayesine eklenmiş olan geçmiş yıl karlarının, şirketin sermaye azaltımı yapması sebebiyle ortaklara dağıtılması durumunda, kar dağıtımına bağlı vergi kesintisi yapılması, -Ancak, daha önceki yıllarda sermayeye eklenmiş olan GVK nın geçici 62 nci maddesinde sayılan geçmiş yıl karlarının, sermaye azaltımı durumunda ortaklara dağıtılması halinde, Geçici 62 nci maddede sayılan karlara isabet eden miktar üzerinden vergi kesintisi yapılmaması, - Daha önce sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının sermaye azaltımı nedeniyle işletmeden çekilmiş sayılması ve işletmeden çekilen bu tutarların öncelikle kurumlar vergisine tabi tutulması, kurumlar vergisi sonrası dağıtılan kazancın da kar dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulması, - Sermaye azaltımının, şirket ortaklarınca nakden veya aynen konulan sermayeye isabet etmesi durumunda, söz konusu tutar üzerinden vergi kesintisi yapılmaması, gerekmektedir. 4- SONUÇ Sermaye, işletme sahip ve sahiplerince işletmenin kar elde etme amacını gerçekleştirmek amacıyla ihdas ettikleri ayni ve nakdi kıymetlerden oluşmaktadır. İşletme sermayesi zaman içinde, ortaya çıkan gereksinimler ve ortakların kararı doğrultusunda, ortaklarca nakdi ve ayni kıymet ihdas edilerek ya da geçmiş yıl karları ile enflasyon düzeltme farkları gibi fiktif karların sermayeye ilave edilmesiyle arttırılabilmektedir. Bununla birlikte, çeşitli nedenlerle işletmeler sermaye azaltımına da gitmektedirler. Sermaye azaltımı durumunda ortaklara dağıtılacak miktarın vergilendirilip vergilendirilmeyeceğine karar vermek için sermayenin mahiyeti önem teşkil etmektedir. Yazımızın önceki bölümünde yapılan açıklamalar doğrultusunda; sermaye azaltımının, şirket ortaklarınca nakden veya aynen konulan sermayeye isabet etmesi durumunda, bu tutar üzerinden vergi kesintisi yapılmaması; sermaye azaltımının sermayeye eklenmiş olan enflasyon düzeltmesi 226
olumlu farkları gibi fiktif karlara veya sermaye eklenmiş olup, dağıtımı halinde stopaj yapılabilecek geçmiş yıl karları gibi reel kar paylarına temas edecek şekilde yapılması durumunda, vergi kesintisi yapılması gerekmektedir. KAYNAKÇA Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı (05.08.2008). B.07.1. GİB.04.99.16.01/2-MUK-322 /23228 sayılı Özelgesi. İstanbul: Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı Ercan, İbrahim, (2005). Kurumlarda Kar Dağıtımı ve Vergilendirilmesi, Kazancı Hukuk, İşletme ve Maliye Bilimler. 9, (2005) İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (31.01.2012). B.07.1.GİB.4.34.16.01- GVK 94-388 sayılı Özelgesi. İstanbul: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı (24.08.2011). B.07.1.GİB.4.35. 16.01-176300- 413 sayılı Özelgesi. İzmir: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Maliye Bakanlığı (03.04.2007). Kurumlar Vergisi 1 Seri No.lu Genel Tebliği. Ankara: Resmi Gazete (26482) Şeker, Sakıp, (2010). Sermayeye İlave Edilen Şirket Fonları Ve Enflasyon Düzeltme Farkları Tasfiye Halinde Vergilendirilebilir Mi?, www. kanıtymm.com 2010/1. T.C. Yasalar (06.01.1961). 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (10700) T.C. Yasalar (09.07.1956). 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (9353) T.C. Yasalar (14.02.2011). 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (27846) T.C. Yasalar (21.06.2006). 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (26205) 227
228