XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayı, 6-9 Temmuz 2004 İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Malatya MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMLARIMIZDA ÖĞRENCİ SAYISININ ARTIRILMASI Doç. Cemal YURGA İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü MALATYA cyurga@inonu.edu.tr Özet Müzik öğretmeni yetiştiren kurum olarak Müzik Öğretmenliği Programları mıza baktığımızda, bugün sayısı 21 i bulan, ülkemizin dört bir köşesine yayılmış programlarımızı görürüz. İkinci öğretimi ile ülkemizde tek örnek olan üniversitemizdeki müzik öğretmenliği programımız, 1999 dan bu yana ikinci öğretime de öğrenci almakta ve yetiştirmektedir. Müzik öğretmenliği programlarımıza alınacak öğrenci sayısı, hükümetlerin müzik öğretmenine verdiği öneme ve atadığı müzik öğretmeni sayısına göre belirlenemez. Program sayısının yavaş da olsa artmasına rağmen, mezun olan öğrenci sayısının önemli bir artış göstermediği gözlenmektedir. Programlarımız, isterlerse ikinci öğretimlerini açarak iki misli mezun verebilirler. Abstract We are seeing that there are 21 Music Teaching Programs in our land. Our program is first for example which student has been received for the second training since 1999 in our land. The goverment can t determine to our student number our program number is increase slowly. But our graduated student number isn t increase. Some our programs if they wants they can graduate the double with the second training. Anahtar sözcükler: müzik öğretmeni, öğrenci kontenjanları, ikinci öğretim Ülkemizde uzun yıllardır var olan müzik eğitimi kurumlarımız az sayıda öğrenci almakta ve az sayıda mezun vermektedir. Müzikte kalkınmamızın bugüne değin istenilen düzeye gelememesinin en önemli nedeni, ülkemizde yeterli ve etkin bir çoğunluğa ulaşamamamızdır. Müzik Eğitimi alanında öğretim veren otuz civarında kuruma sahibiz. Bunların büyük bir çoğunluğu öğretmen yetiştirmeye yönelik, diğerleri ise seslendirme, yorum ve araştırmaya yönelik olarak çalışmaktadırlar. Ankara ve İstanbul bir kenara bırakılırsa, gerek Türk Musikisi Devlet Konservatuarlarında, gerekse Müzik Eğitimi Bölümleri nde bulunan öğretim elemanı sayısının azlığı, öğrenci sayısını da etkilemekte, bunun sonucu olarak da, az sayıda öğrenci mezun olmaktadır. Üstelik buralara alınan öğrencilerin neredeyse yarısı müzik eğitimciliğini seçmemekte, öğretmenlik yapmamaktadır. 1
TRT ve batıdaki Devlet Korolarının sürekli olarak gereksiniminin çok üstünde eleman alması sonucu, müzik eğitimi veren kurumlarımızın yetiştirdiği öğrenciler, düne kadar rahat ve bol kazançlı olan devlet korolarını tercih etmekteydiler. Günümüzde bu kapıların da kapanması sonucu, öğrencilerimiz yalnızca Milli Eğitim Bakanlığı nın ayıracağı kontenjanları beklemek durumunda kalmaktadırlar. Müzik öğretmeni adayları, öğretmen olup olamayacağını bilmemekte ve geleceğe şüphe ile bakmaktadır. Son hükümetlerin, müzik öğretmenliği programları dışındaki okullardan da müzik öğretmeni ataması sonucunda, dalımızla hiç ilgisi bulunmayan KPSS sınavı da mezunlarımızın öğretmenlik kontenjanını daraltmaktadır. Özellikle Türk Musikisi Devlet Konservatuarı mezunlarının da, formasyon derslerini almamalarına rağmen aynı haklara sahip olarak öğretmen olarak atanmaları, müziği öğretecekleri şekilde değil, kendileri seslendirecekleri şekilde eğitim almaları, onların öğretmenliklerini sağlıklı yapamayacakları endişesini getirmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı okullarımızdaki müzik öğretim sistemimizde de sağlıklı bir öğretim sistemine ulaşılamamıştır. Her gelen hükümetin anlayışına göre yeniden düzenlenen müzik kitapları, amaca ulaşmada yetersiz kalmaktadır. 90 lı yıllarla birlikte, müzik eğitiminde Türk Müziğinden yararlanmanın en ideal yol olduğu sanıldı. Uygulamaya girişildi. Ancak, çalgıları, ses sistemi ve nota yazımı standart olmayan bir müzik çeşidiyle başarıya ulaşılamayacağı gözardı edildi. İlköğretim çağındaki çocuğa makam ve koma bilgisi vermenin, komalı şarkılar söyletmenin zorluğu, Eğitim Müziği nde Türk Müziği nden yararlanılmasını olanaksız kılmıştır. Türk Müziği ndeki gerek notalamada, gerekse çalgı yapımında standardizasyon sorunu giderilmedikçe onu eğitimde kullanmak, müziğimize gönül vermiş eğitimcileri de yoracak ve üzecektir. Bu nedenlerle, Türk Musikisi Devlet Konservatuarı mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmemesi gerekir. Üstelik formasyon derslerini almamaları da ayrı bir sorundur. Bugün ülkemizde bulunan 21 Müzik Öğretmenliği Programının 2605 öğrencisi bulunmaktadır. Bunun dağılımına bakacak olursak Tablo 1 deki müzik öğretmenliği programı bulunan üniversitelerimizi ve öğrenci sayılarını görürüz. TÜRKİYE DEKİ MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMLARI SIRA NO PROGRAMLAR ÖĞR. SAYISI SINIF TOPLAM 1 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi BOLU 30 4 120 2
2 Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi ERZURUM 30 4 120 3 Atatürk Üniversitesi Erzincan Eğitim Fakültesi ERZİNCAN 20 3 60 4 Balıkesir Üniversitesi Eğitim Fakültesi BALIKESİR 30 2 60 5 Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi SİVAS 30 4 120 6 Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Buca/İZMİR 30 4 120 7 Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi ANKARA 50 4 120 8 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi TOKAT 30 4 120 9 İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi MALATYA 80 4 320 10 Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fak. TRABZON 40 4 160 11 Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi İSTANBUL 30 4 120 12 Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi MUĞLA 25 3 75 13 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi SAMSUN 30 4 120 14 Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi ÇANAKKALE 30 4 120 15 Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi DENİZLİ 30 4 120 16 Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi KONYA 30 4 120 17 Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim Fakültesi BURDUR 30 4 120 18 Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi BURSA 40 4 160 19 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi VAN 30 4 120 20 Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi NİĞDE 30 4 120 21 Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi ŞANLIURFA 20 4 120 TOPLAM 2605 Tablo 1. Müzik öğretmenliği programlarının toplam öğrenci sayıları. Erzincan, Balıkesir ve Muğla, henüz mezun vermemiştir. Tablo 1 de dikkat edilecek olursa çoğu programımızın 30 öğrenci aldığına tanık oluruz. Gazi Üniversitesi nin 50, Karadeniz Teknik Üniversitesi nin ve Uludağ Üniversitesi nin 40 ar öğrenci almasına karşın, öğretim elemanı sayısının yetersiz olması nedeniyle, Şanlıurfa nın ve Erzincan ın 20, Muğla nın 25 öğrenci aldığını görüyoruz. Öğretim elamanı sayısı bakımından yetersiz olan programlarımızın öğrenci sayısını artırması veya ikinci öğretimi açması doğal olarak beklenemez. Atatürk ün ilk açtırdığı okul olan Musiki Muallim Mektebi nden bu yana geçen 80 yılda program sayısının yavaş da olsa artmasına rağmen, mezun olan öğrenci sayısının önemli bir artış göstermediği gözlenmektedir. Oysaki Tablo 1 de görülen öğrenci sayısını mezun verebilen programlarımızın çoğu, isterlerse ikinci öğretimini açarak iki misli mezun da verebilirler. Bunun için aşağıdaki Tablo 2 ye baktığımızda, isterlerse hem öğrenci sayısını artırabilecek, hem de ikinci öğretimi açabilecek yeterli öğretim elemanına sahip olan programlarımızı görelim. 3
ÖĞRENCİ SAYISINI ARTIRABİLECEK VE II. ÖĞRETİM AÇABİLECEK MÜZİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMLARI ÖĞRETİM ELEMANI DAĞILIMI ÜNİVERSİTELER Prof. Doç. Y. Doç. Dr. Öğ.Grv.-Okt. Arş. Grv. TOPLAM Abant İzzet Baysal Üniv. Eğitim Fakültesi 3-8 - 9 2 22 Dokuzeylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi 4-2 - 7 5 18 Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi 6 11 11 2 7 19 56 Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi 5 2 8-6 4 25 Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi 3-6 3 11 3 26 Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi 1 1 5-22 2 31 Tablo 2. Öğrenci sayısını artırabilecek ve II. Öğretim açabilecek müzik öğretmenliği programları. Bir zamanlar ilköğretimde ve liselerde haftada 2 saat olan müzik dersleri azaltılarak 1 er saate düşürülmüş, lise 2 ve 3. Sınıfta tamamen kaldırılmıştır. Yine 80 li yıllarda üniversitelerimizde seçmeli olarak bütün fakülte ve bölümlerimizde açılan müzik dersleri de kaldırılmıştır. İstenirse üniversitelerimizde senato kararlarıyla 5i dersleri kapsamında haftada 2 saat müzik dersi konabilir. Bu dersin içeriği ve verecek öğretim elemanı seçilerek öğrencilere, müzik kültürü, müzik dinleme kültürü ve müzikte seçici olma kültürü aşılanabilir. AB ye girmek için can attığımız ve AB nin sanata ve sanatçıya verdiği değeri ve önemi bildiğimiz bir dönemde, ülkemizin müzik öğretmeni gereksinimini bilmemek, öğretmen atamalarında en az sayıda öğretmeni müzikte atamak, ilköğretim ve lise 1.Sınıfta müzik derslerini haftada 1 saatle sınırlamak, hem ülke gerçeklerimizle, hem de gelecekten beklentilerimizle ters düşmektedir. Müzik öğretmenliği programlarımıza alınacak öğrenci sayısı, hükümetlerin müzik öğretmenine verdiği öneme ve atadığı müzik öğretmeni sayısına göre belirlenemez. Bu şekildeki bir düzenleme, müzik eğitimi ve öğretiminde dengesizlikler yaratacaktır. Zaten geç kalınmış ve önemsenmemiş müzik eğitimi, öğrencisiyle, öğretim elemanı ve bölümleriyle çoğalmadığı sürece, ülkemizde hak ettiği değeri bulamayacaktır. Ülkemizde müzik öğretmeni çoğaldığı sürece, müziğe verilen önem ve etkinlik gücü de artacaktır. 4
Bugün bulunan 51 AGSL den her yıl ortalama olarak 1000 öğrenci mezun olmakta, ancak Ersan Çiftçi nin Yüksek Lisans tezine göre, bu mezunların % 81.25 i müzikle ilgili öğretim kurumlarına yönelmektedir. Yine aynı teze göre ÖSS sınavını kazanan mezunların % 60.07 si eğitim fakültelerini tercih etmektedir. Müzik öğretmenliği programlarının kontenjan açığı ise, diğer liselerden öğrenci alarak kapatılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı nın yayımladığı Milli Eğitim Sayısal Veriler 2001 kitapçığına göre, 2000-2001 Eğitim ve Öğretim yılında okullarımızdaki toplam müzik öğretmeni sayısı 2858 (Resim öğretmeni sayısı ise 6578) dir. Okulların çoğunda müzik öğretmeni bulunmadığından, dalla ilgisi bulunmayan öğretmenler, müzik derslerine girmektedir ve ne kadar verimli olabildikleri tartışılır. Oysa bilinmelidir ki, müzik dersini yalnızca müzik öğretmeni verebilir. Müzik Öğretmenliği programı sayımız 21 dir. Bu programlardan bir yılda verilen mezun sayısı da yaklaşık olarak 500 dür. Zaten az sayıda bulunan programlarımızdan, az sayıda da mezun verilirken, ülkemizin müzik öğretmeni ihtiyacı da gözler önündeyken, hükümetlerin bilinçli bir şekilde okullarımızdaki müzik derslerini azaltmaları, programlarımızı tümden kaldırma amacını taşıyor olabilir. Sayısal çoğunlukların her zaman etki gücünü artırdığı bilinmektedir. Buradan çıkışla, öğretim elemanı sayısı bugün için gündüz öğretiminde yeterli bulunan bütün müzik öğretmenliği programları, isterlerse ikinci öğretimi de açabilirler. Bunun gerekçelerini ve raporlarını hazırlayıp yönetimlerine sunarak ikna edebilirler. Doğal olarak, müzik öğretiminden ve ideallerinden ödün verilmeden öğretimin yapılması gerekir. Ancak, bir bölümün mesai içindeki eğitim ve öğretimi sürdürmesi için yeterli sayıda ve birikimde öğretim elemanı varsa, ikinci öğretimin açılmaması için hiçbir gerekçe gösterilemez. Ülkemizde işsiz üniversite mezunlarının sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Öğrencilerimizin çoğunun öğretmen olarak atanamadığı gerekçesiyle, programlarımıza alınacak öğrenci sayısının azaltılması gerektiği ve bu nedenle de ikinci öğretimin açılmasına gerek olmadığı düşünülebilir. Üniversiteler iş bulma kurumları değildir. Üniversiteler meslek kazandırma kurumlarıdır. Kişi mesleğini burada öğrenir, mezun olduktan sonra da işini kendisi bulmak zorundadır. İş bulamayan müzik öğretmenliği mezunları hiç olmazsa müzik kültürü almış üniversiteliler olarak yaşamlarını sürdürecekler ve bu çoğalma sonucu, ülkemizde gelecekte müziğin öneminin anlaşılabilmesi daha da kolaylaşacaktır. 5